*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1290 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Perşembe, 26. Aralık 2024 - 17:19

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » -- BEREKETIN KAYNAGI NEREDE SAKLI?--

önceki konu diğer konu

3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Cihan-63

		-- BEREKETIN KAYNAGI NEREDE SAKLI?--

582 Mesaj -

Uzun bir yolculuktan sonra yolu bir köye düþmüþtü. Ýyice susamýþ, üstelik acýkmýþtý da... Gözüne kestirdiði bir evin kapýsýný hafifçe týklattý. Kapýyý evin hanýmý açtý.

“Bir tas suyunuz var mý bacým, çok susadým da” dedi.

“Bir tas suyun lafý mý olur kardeþ, yoldan geliyorsun, görünen o ki, acýkmýþ olman lâzým. Siz içeri buyurun, çok kalmaz beyim de gelir.”

Misafir daveti kabul etti. Serin bir köþeye çekildi oturdu. Kýsa bir süre sonra ev sahibi de geldi. Hoþ beþten sonra misafirin önüne sofra serildi. Birkaç parça yiyeceðin yanýnda bir tabaða da pekmez koymuþlardý. Pekmez hoþuna gitmiþti.

Ev sahibi yýllardýr uyguladýðý bir âdetini anlatmaya baþladý misafirine:

“Köye girerken gözünüze çarpmýþtýr. Önemli bir gelir kaynaðýmýz üzüm baðcýlýðýdýr. Benim de bir parça baðým var. Her sene hasat mevsimi olunca, üzümü keserim, suyunu sýkar, piþiririm, pekmez yaparým. Dört teneke pekmez çýkar. Üç tenekesini köylüye daðýtýrým, bir tenekesini de eve býrakýrým. Gelirken siz de görmüþsünüzdür. Bu sene bir çekirge âfeti geldi. Ne kadar yeþillik varsa, hepsini yedi bitirdi. Köyün baðlarý da bu felâketten nasibini aldý. Ne yeþil bir yaprak kaldý, ne de bir salkým üzüm...

“Ancak benim baða hiçbir þey olmadý. Çekirge sürüsü benim baða uðramadý, bir zarar da vermedi. Sapa saðlam kaldý. Her sene olduðu gibi, bu sene de yine üzümü kestim, suyunu sýktým, pekmez yaptým, dört teneke çýktý, birini eve býraktým, geri kalan üç tenekesini de köyde fakir fukaraya daðýttým. Bu yüzden, çekirge bütün baðlarý kýrýp geçirdiði halde benim baða dokunmadý.”

Misafir hayranlýðýný gizleyemedi, Gözüyle görmüþtü, o kadar baðýn içinde tek yeþil kalan bir bað vardý ve hayranlýðýný “Mâþaallah!” diyerek dile getirdi ve örnek davranýþýndan dolayý ev sahibini kutladý.

* * *

Birkaç sene sonra bir yaz mevsimi, hasat zamanýydý. Ekinler biçilmiþ, toplanmýþ, harman yapýlmýþtý. Harman yerlerinde tepecikler halinde buðday ve arpa desteleri vardý. Çiftçinin bir yýllýk emeðiydi bu. Yýllýk gelirini buradan karþýlayacaktý.

Ancak acý haber kýsa sürede her tarafa ulaþtý: “Kilis”in harmanlarýna ateþ düþmüþ, yangýn bütün harmanlarý sarmýþtý.

Çevreden duyanlar koþmuþ, bir an önce yangýný söndürmeye koyulmuþtu. Kendisi de yerinde duramamýþ, bu insanlarýn yanýnda yer almaya gitmiþti. Gerçekten de manzara dehþet vericiydi. Alevler göklere yükseliyor, harmanlar cayýr cayýr yanýyordu. Fakat olanca gayrete raðmen harmanlarýn büyük bir kýsmý yanmýþ, öbek öbek kül yýðýnlarý oluþmuþtu.

Ancak herkesi þaþýrtan bir görüntü vardý kül kümelerinin yanýnda. Yangýnýn ortasýnda kalmasýna raðmen koca bir buðday harmaný olduðu gibi duruyordu. Dev alevler orayý atlamýþ geçmiþti. Harman sahibi ise harmanýnýn yanýnda bekleyip duruyordu. Bir þaþkýnlýk içindeydi.

Yanýna vardý. Sordu: “Kardeþ, sebebi ne ola ki, herkesin harmaný yanýp kül olduðu halde senin harmanýn böyle olduðu gibi kalmýþ? Yangýndan ve ateþten bir zarar görmedin!”

Harman sahibi üzüntülüydü, çünkü bütün komþularýn bir yýllýk emeði kül olmuþtu; sevinçliydi, kendi harmaný kurtulmuþtu.

“Ben,” dedi, “her sene harmaný kaldýrýrken, içinden onda bir zekâtýný (öþrünü göz kırpma

ayýrýrým, fakir ve muhtaçlara veririm, ondan sonra buðdayý ambara çekerim. Böylece Rabbim benim harmaný korudu.”

Evet, hadis-i þerifler açýktý:

“Mallarýnýzý zekâtla koruyun. Hastalýklarýnýzý sadaka ile tedavi edin. Belâ dalgalarýna dua ve yakarýþla karþý koyun.”[1]

“Karadaki ve denizdeki bir mal ancak zekâtýnýn verilmemesinden dolayý telef olur.”[2]

Zekat, sadaka ve infak manevi bir sigortaydý.

[1] et-Tergib ve’t-Terhib, 1:520.

[2] Feyzü’l-Kadîr, 5:437.

Gönderen: 04.09.2007 - 10:25

	muhammed_usame

161 Mesaj -

cihan abi .....

eline saðlýk .....

wesselam

Gönderen: 04.09.2007 - 10:52

muhammed_usame üyenin diger mesajlarini ara

muhammed_usame üyeyi arkadas listeme ekle

	MDEMiR

		BEREKETIN KAYNAGI NEREDE SAKLI

38 Mesaj -

Mallarýnýzý zekâtla koruyun. Hastalýklarýnýzý sadaka ile tedavi edin. Belâ dalgalarýna dua ve yakarýþla karþý koyun.”[1]

“Karadaki ve denizdeki bir mal ancak zekâtýnýn verilmemesinden dolayý telef olur.”[2]

Toplumumuzun en önemli sorunlarýndan birisi de zekat müessesesinin yeterince çalýþmýyor olmasý bence.
Ýslam’ýn beþ temel esasýndan biri de Zekat’týr. Zekatýn bir çok hikmeti vardýr. Zekat, toplumun sosyal güvenlik þemsiyesidir. Cimrilik hastalýðýný tedavi eder. Cömertlik duygularýný geliþtirir. Hayýr-hasenat kapýlarýný açar. Gelir daðýlýmýndaki dengesizliðin giderilmesine katkýda bulunur. Servet düþmanlýðýný azaltarak zengin fakir arasýnda köprü oluþturur, mülkiyeti emniyet altýna alýr. Toplumda huzur ve birliði saðlar.
Her zengin Müslüman’ýn kazancýnda, fakirlerin hakký vardýr. Nitekim Kur’an-ý Kerim de “Zenginlerin mallarýnda, yardým isteyen ve iffetinden dolayý isteyemeyip mahrum olanlar için bir hak vardýr.” buyrulmaktadýr. Zekat vermemek, fakirin hakkýný gasbetmektir. Bu ise kýyamet günü Allah’ýn huzurunda hesabý aðýr olacak bir vebaldir. Peygamberimiz de zekatý verilmeyen malýn kýyamet gününde zehirli bir yýlan misali mal sahibinin boynuna dolanacaðýný ifade etmektedir.
Mal ve mülkün hakiki sahibi Allah’týr. Bizler O’nun emanet olarak lütfettiði malýn ve mülkün geçici bekçileriyiz. Þeytanýn, zekat verdiðimiz takdirde fakir düþeceðimiz vesvesesine kapýlmadan zekatlarýmýzý verelim. Yüce Rabbimizin rýzasýný gözeterek ve yoksul kimselerin onurunu incitmeden, yapacaðýmýz yardýmlarýn sevaplarýmýzý çoðaltmasýnýn yanýnda, malýmýza bereket, yuvalarýmýza huzur getireceðini unutmayalým.

Gönderen: 16.09.2007 - 09:50

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1290 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.78864 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.

“Mallarýnýzý zekâtla koruyun. Hastalýklarýnýzý sadaka ile tedavi edin. Belâ dalgalarýna dua ve yakarýþla karþý koyun.”[1] “Karadaki ve denizdeki bir mal ancak zekâtýnýn verilmemesinden dolayý telef olur.”[2] Zekat, sadaka ve infak manevi bir sigortaydý.

“Mallarýnýzý zekâtla koruyun. Hastalýklarýnýzý sadaka ile tedavi edin. Belâ dalgalarýna dua ve yakarýþla karþý koyun.”[1]

“Karadaki ve denizdeki bir mal ancak zekâtýnýn verilmemesinden dolayý telef olur.”[2]

Zekat, sadaka ve infak manevi bir sigortaydý.