lopinavir ritonavir generique colchicine chloroquine generique rhinocortstromectol detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Siz hiç düsünmez misiniz?

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
yoksun su an offline yoksun  
Siz hiç düsünmez misiniz?
66 Mesaj -
yazinin kaynagi ve daha fazlasi icin tiklayiniz

Ýstisnalar hariç, bütün fen adamlarý, bu kâinatýn kendiliðinden var olmadýðýný, bir yaratýcýsýnýn bulunduðunu ittifakla bildirmiþlerdir. Fen, ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanlarýn bir karýncayý, bir kuþu, bir balýðý yaratmasý mümkün deðildir. Akýllý ve bilgili bir kimse, kâinata bakýnca, çok intizamlý yaratýldýðýný görür. Bunun kendiliðinden olmadýðýný anlar.

Etrafýmýzý beþ duygu organýmýz ile tanýyoruz. His organlarýmýz olmasaydý, hiçbir þeyden haberimiz olmayacaktý. Kendimizi bile bilemeyecektik. Yürüyemeyecek, bir þey yapamayacak, yaþayamayacaktýk. Anamýz, babamýz olamayacak, var olamayacaktýk. Ruhumuza tatlý gelen güzelleri göremeyecek, güzel sesleri duyamayacak, onlarý sevemeyecektik. Allah’ýmýza yalnýz duygu organlarýmýz için, durmadan þükür etsek, þükrünü ödemiþ olamayýz.

Duygu organlarýmýza etki eden her þeye Varlýk veya Mevcut diyoruz. Kum, su, güneþ birer mevcuttur. Çünkü, bunlarý görüyoruz. Ses de bir mevcuttur. Çünkü, iþitiyoruz. Hava, bir mevcuttur. Çünkü, elimizi açýp yelpaze gibi sallayýnca, havanýn elimize çarptýðýný duyuyoruz. Rüzgar da yüzümüze çarpýyor. Bunun gibi, sýcaklýk, soðukluk da birer mevcuttur. Çünkü, derimizle bunlarý duyuyoruz.

Elektrik, hararet, yani ýsý ve mýknatýs gibi enerjilerin [kudretlerin] de mevcut olduklarýna inanýyoruz. Çünkü, elektrik akýmýnýn hararet ve mýknatýs veya kimya reaksiyonlarý meydana getirdiðini, ýsý gelince sýcaklýk olduðunu, ýsý azalýnca soðukluk olduðunu ve mýknatýsýn demiri çektiðini his ediyoruz, anlýyoruz. (Ben havanýn, ýsýnýn, elektriðin mevcut olduklarýna inanmam. Çünkü, bunlarý görmüyorum) sözüne yanlýþtýr diyoruz. Çünkü, bunlar görülemezlerse de, kendilerini veya yaptýklarý iþleri, duygu organlarýmýz ile anlýyoruz. Bunun için de, görülemeyen birçok varlýklara inanýyoruz. Göremediðimiz için, yok olmalarý lazým gelmez diyoruz. Bunun gibi, (Ben Allah’a inanmam. Melek, cin gibi þeyler yoktur. Var olsalardý görürdüm) sözü de doðru deðildir. Akla, fenne uygun olmayan bir sözdür.

Fen dersleri bildiriyor ki, aðýrlýðý ve hacmi olan varlýklara Madde denir. Buna göre, hava, su, taþ, tahta maddedirler. Iþýk, elektrik akýmý birer varlýk iseler de, madde deðildirler. Maddenin þekil almýþ parçalarýna, Cisim denir. Çivi, kürek, maþa, iðne birer cisimdirler. Hepsi, ayný demir maddesinden yapýlmýþlardýr. Duran bir cismi harekete getiren, harekette olan bir cismi durduran veya hareketini deðiþtiren sebebe Kuvvet denir. Duran bir cisme kuvvet etki etmezse, hep durur. Hareket eden bir cisme, kuvvet etki etmezse, hareketi deðiþmez ve hiç durmaz.

Maddelerin, cisimlerin ve maddelerde bulunan enerjilerin hepsine Âlem veya Tabiat denir. Âlemde her cisim hareket etmekte, deðiþmektedir. Demek ki, her cisme, her an çeþitli kuvvetler tesir etmekte, deðiþiklik hasýl olmaktadýr. Cisimlerde meydana gelen deðiþikliðe Hadise veya Olay denir.

Bir otomobilin parçalarý, tabiat kuvvetleri ile mi bir araya gelmiþtir?
Cisimlerin yok olduklarýný, baþka cisimlerin meydana geldiklerini görüyoruz. Dedelerimiz, eski milletler yok olmuþlar, binalar, þehirler yok olmuþ. Bizden sonra da baþkalarý meydana gelecek. Fen bilgimize göre, bu muazzam deðiþiklikleri yapan kuvvetler vardýr. Allah’a inanmayanlar, (Bunlarý tabiat yapýyor. Her þeyi tabiat kuvvetleri yaratýyor) diyorlar. Bunlara deriz ki, bir otomobilin parçalarý, tabiat kuvvetleri ile mi bir araya gelmiþtir? Suyun akýntýsýna kapýlan, saðdan soldan çarpan dalgalarýn tesiri ile bir araya yýðýlan çöp kümesi gibi bir araya yýðýlmýþlar mýdýr? Otomobil tabiat kuvvetlerinin çarpmalarý ile mi hareket etmektedir? Bize gülerek, hiç böyle þey olur mu? Otomobil, akýl ile, hesap ile, plan ile, birçok kimselerin, titizlikle çalýþarak yaptýklarý bir sanat eseridir. Otomobil, dikkat ederek, akýl, fikir yorarak, hem de trafik kaidelerine uyarak, þoför tarafýndan yürütülmektedir demez mi?

Tabiattaki her varlýk da, böyle bir sanat eseridir. Bir yaprak parçasý, muazzam bir fabrikadýr. Bir kum tanesi, bir canlý hücre, fennin bugün biraz anlayabildiði ince sanatlarýn birer meþheri, sergisidir. Bugün fennin buluþlarý, baþarýlarý diye öðündüklerimiz, bu tabiat sanatlarýndan birkaçýný görebilmek ve taklit edebilmektir. Ýslam düþmanlarýnýn, kendilerine önder olarak gösterdikleri, Ýngiliz doktoru Darwin bile, (Gözün yapýsýndaki sanat inceliðini düþündükçe, hayretimden tepem atacak gibi oluyor) demiþtir. Bir otomobilin tabiat kuvvetleri ile, tesadüfen hasýl olacaðýný kabul etmeyen kimse, baþtan baþa bir sanat eseri olan bu âlemi tabiat yaratmýþ diyebilir mi? Elbette diyemez. Hesaplý, planlý, ilimli, sonsuz kuvvetli bir yaratýcýnýn yaptýðýna inanmaz mý? Tabiat yaratmýþtýr, tesadüfen var olmuþtur demek, cahillik, ahmaklýk olmaz mý?

O her þeyi en güzel, en faydalý olarak yarattý
Allahü teâlâ her þeyi en güzel ve en faydalý olarak yarattý. Mesela, Erd küresini güneþten yüzelli milyon kilometre uzakta yarattý. Daha uzakta yaratsaydý, hiç sýcak mevsim olmaz, çok soðuktan ölürdük. Daha yakýn yaratsaydý, çok sýcak olur, hiçbir canlý yaþayamazdý.

Etrafýmýzý saran hava, hacmen yüzde yirmibir oksijen, yüzde yetmiþsekiz azot ve onbinde üç karbondioksit gazlarýnýn karýþýmýdýr. Oksijen hücrelerimize kadar girip, oraya gelmiþ olan gýda maddelerini yakarak, bize kuvvet, kudret veriyor. Oksijenin havadaki miktarý daha çok olsaydý, hücrelerimizi de yakar, hepimiz kül olurduk. Miktarý 21 den az olsaydý, gýdalarýmýzý yakamazdý. Yine, hiçbir canlý yaþayamazdý.

Yaðmurlu, þimþekli havalarda, oksijen azotla birleþerek, havada nitrat tuzlarý hasýl olup, yaðmurla topraða iniyor. Bunlar, nebatatý besliyor. Nebatlar da, hayvanlara, hayvanlar da insanlara gýda oluyor. Görülüyor ki, rýzkýmýz semada hasýl olmakta, göklerden yaðmaktadýr. Havadaki karbon dioksid gazý, dimâgçedeki kalb ve teneffüs merkezlerini tembih ediyor, çalýþtýrýyor. Havadaki karbon dioksid miktarý azalýrsa, kalbimiz durur ve nefes alamayýz. Miktarý artarsa boðuluruz. Karbon dioksid miktarýnýn hiç deðiþmemesi lazýmdýr. Bunun için de, denizleri yarattý. Karbon dioksid miktarý artýnca, kýsmi tazyiki de artýp, fazlasý denizlerde eriyerek, sudaki karbonat ile birleþerek, onu bi-karbonat haline çeviriyor. Bu da, dibe çökerek deryalarýn dibinde çamur tabakasý hasýl oluyor. Havada azalýnca, çamurdan ayrýlýp suya ve sudan havaya geçiyor. Bütün canlýlar havasýz yaþayamaz. Bunun için, havayý, her yerde, her canlýya çalýþmadan, parasýz veriyor ve ciðere kadar gönderiyor. Susuz da yaþayamayýz. Suyu da her yerde yarattý. Fakat, susuzluða daha fazla tahammül edildiði için, bunu arayýp bulacak, taþýyacak þekilde yarattý. Ýnsanlar, bunlarý yapmak þöyle dursun görebilenlere, anlayabilenlere ne mutlu!

On adet taþ ve kâinattaki sayýsýz düzen
Allahü teâlânýn, sayamayacaðýmýz kadar çok nizam ve ahenk içinde, halk ettiði [yarattýðý] sayýlamayacak kadar çok varlýklar tesadüfen olmuþtur diyenlerin sözleri cahilcedir. Þöyle ki: Üzeri birden ona kadar numaralanmýþ on taþý bir torbaya koyalým. Bunlarý elimizde torbadan birer birer çýkararak, sýra ile, yani önce bir numaralý, sonra iki numaralý ve nihayet on numaralý olacak þekilde çýkarmaya çalýþalým. Çýkarýlan bir taþýn numarasýnýn sýraya uymadýðý görülürse, çýkarýlmýþ olan taþlarýn hepsi hemen torbaya atýlacak ve yeniden bir numaradan baþlamak üzere çýkarmaya çalýþýlacaktýr. Böylece, on taþý numaralarý sýrasý ile ard arda çýkarabilmek ihtimali on milyarda birdir. On adet taþýn bir sýra dahilinde dizilme ihtimali bu kadar az olursa, kâinattaki sayýsýz düzenin tesadüfen meydana gelmesine imkan ve ihtimal yoktur.

Geliþigüzel tuþlara basarak kitap yazýlýr mý?
Daktilo ile yazmasýný bilmeyen bir kimse, bir daktilonun tuþlarýna geliþigüzel mesela beþ kere bassa, elde edilen beþ harfli kelimenin Türkçe veya baþka bir dilde bir mana ifade etmesi acaba ne derece mümkündür? Þayet geliþigüzel tuþlara basmakla bir cümle yazmak istenilse idi, bir mana ifade eden bir cümle yazýlabilecek mi idi? Kaldý ki, bir sayfa yazý veya kitap teþkil edilse, sayfanýn ve kitabýn, tesadüfen belli bir konusu bulunacaðýný sanan kimseye akýllý denilebilir mi?

Maddelerin var oluþlarýnýn baþlangýcý vardýr
Cisimler yok oluyor. Bunlardan, baþka cisimler meydana geliyor ise de, bu iþte, yüzbeþ madde hiç yok olmuyor. Yalnýz yapýlarý deðiþiyor denilirse, radioaktif bozulmalar, elementlerin ve hatta atomlarýn da yok olduklarýný, maddenin enerjiye döndüðünü haber vermektedir. Hatta, Einstein adýndaki Alman fizikçisi, bu dönüþmenin matematiksel formülünü ortaya koymuþtur.

Cisimlerin, maddelerin durmadan deðiþmeleri, birbirlerinden hasýl olmalarý, sonsuz olarak gelmiþ deðildir. Yani, böyle gelmiþ böyle gider denilemez. Bu deðiþmelerin bir baþlangýcý vardýr. Deðiþmelerin baþlangýcý vardýr demek, maddelerin var oluþlarýnýn baþlangýcý vardýr demektir. Yani hiçbir þey yok iken, hepsi yoktan yaratýlmýþtýr demektir. Ýlk, yani birinci olarak maddeler yoktan yaratýlmýþ olmasalardý ve birbirlerinden hasýl olmalarý, sonsuz öncelere doðru uzasaydý, þimdi bu âlemin yok olmasý lazýmdý. Çünkü, âlemin sonsuz öncelerde var olabilmesi için, bunu meydana getiren maddelerin daha önce var olmalarý, bunlarýn da var olabilmeleri için, baþkalarýnýn bunlardan önce var olmalarý lazým olacaktýr. Sonrakinin var olmasý, öncekinin var olmasýna baðlýdýr. Önceki var olmazsa, sonraki de var olmayacaktýr.

Sonsuz önce demek, bir baþlangýç yok demektir. Sonsuz öncelerde var olmak demek, ilk, yani, baþlangýç olan bir varlýk yok demektir. Ýlk, yani birinci varlýk olmayýnca, sonraki varlýklar da olamaz. Her þeyin her zaman yok olmasý lazým gelir. Yani, herbirinin var olmasý için, bir öncekinin var olmasý lazým olan sonsuz sayýda varlýklar dizisi olamaz. Hepsinin yok olmalarý lazým olur.

Âlemin þimdi var olmasý, sonsuzdan var olarak gelmediðini, yoktan var edilmiþ bir ilk varlýðýn bulunduðunu göstermekte olduðu anlaþýldý. Âlemin yoktan var edilmiþ olduðunu, o ilk âlemden hasýl ola ola, bugünkü âlemin var olduðunu anladýk.

Âlemi yoktan var eden bir yaratýcýnýn bulunduðunu ve bu yaratýcýnýn kadim olmasý, yani hep var olmasý, hiç deðiþmeden, sonsuz var olmasý lazým geldiðini, Þerh-i mevakýf kitabý, uzun ispat etmektedir. Kýsacasý þöyledir ki, deðiþmek, baþka þey olmak demektir. Yaratýcý deðiþince, baþka olur. Yaratýcýlýðý bozulur. Yaratýcýnýn deðiþmemesi, hep ayný kalmasý lazýmdýr. Âlemin sonsuz olamayacaðýný anlattýðýmýz gibi düþünürsek, deðiþmeyen yaratýcýnýn kadim olmasý, sonsuz var olmasý lazýmdýr. Bunun için, hiç deðiþmeyen sonsuz var olan bir yaratýcý vardýr. Bu hiç deðiþmeyen bir yaratýcýnýn ismi Allah’dýr.

Allahü teâlâ Peygamberler göndermiþtir
Allahü teâlâ, kendini tanýtmak için, insanlara Peygamberler göndermiþtir. Ve onlara çeþitli mucizeler vermiþtir. Mesela Hz. Musa zamanýnda sihir, büyücülük çok ilerlemiþti. Musa aleyhisselam asasýný yere koyup büyük bir ejderha olmuþ, sihirbazlarýn ellerindeki aletleri, ipleri yutmuþtur.

Ýsa aleyhisselam zamanýnda týb çok ileri idi. Ýsa aleyhisselam mucize olarak, körleri iyi etmiþ, ölüleri diriltmiþtir.

Bizim Peygamberimizin zamanýnda ise edebi söz ve yazý sanatý çok ileri idi. Yarýþmada birinci olan þiir, yazý ve konuþmalar Kâbe duvarýna asýlýrdý. Kur'an-ý kerim gelince, bunlar indirilip yerine, gelen âyetler kondu. Ýnatçý kâfirler hariç herkes Kur'an-ý kerimin Allah’ýn kelamý olduðuna inandý. Bir benzerini hiç kimse söyleyemedi. Kur'an-ý kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Eðer kulumuz Muhammed aleyhisselama indirdiðimiz Kur'anýn Allah tarafýndan gönderildiðine þüphe ediyorsanýz, o halde onun benzeri bir sure meydana getirin. Elbette bunu yapamazsýnýz, hiçbir zaman da yapmanýz mümkün deðildir.) [Bekara 23,24]

Bütün düþmanlar el ele verip, aylarca, yýllarca uðraþtýklarý halde onun benzerini bugüne kadar söyleyemediler. Söylemeleri de mümkün deðildir.

Ýbadetlerin faydasý herkesin kendinedir
Bir insan bir alet, bir makine yapýnca bunun nasýl ve nerelerde kullanýlacaðýna dair bir tarifnamesini de yanýna koyar. Tarifname ile de anlaþýlmasý zor ise, kullanmasý için kurslar açar. Bir makine yanlýþ kullanýlýrsa elden çýkar. Her þeyin yaratýcýsý olan Cenab-ý Allah da, insan denilen bu muazzam makineyi yaratýp baþýboþ býrakmamýþtýr. Bu konuda Kur'an-ý kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Sizi boþ yere yarattýðýmýzý, hakikaten huzurumuza getirmeyeceðimizi mi sandýnýz?) [Müminun 115]

Baþýboþ yaratýlmayan insanýn, ne yapmasý gerektiðini Peygamberleri vasýtasý ile, kitaplar göndererek bildirmiþtir. Son Peygamber olan Muhammed aleyhisselama gönderilen kitabý ise Kur'an-ý kerimdir. Kur'an-ý kerim çok veciz olduðu için, Peygamber efendimiz bunu hadis-i þerifleri ile açýklamýþtýr.

Hadis-i þerifler de, diðer insanlarýn sözlerine göre veciz olduðu için, bizlerin kolayca anlayabilmemiz için âlimler bunlarý açýklamýþtýr. Kur'an-ý kerimde insanýn niçin yaratýldýðý açýkça bildirilmiþtir:
(Ben cinleri ve insanlarý, ancak bana kulluk etsinler diye yarattým.) [Zariyat 56]

Allahü teâlâ, “Emrime uyan Cennete, uymayan ise Cehenneme gidecektir” buyurmuþtur. Ýbadetlerin faydasý Allahü teâlâya deðil, herkesin kendinedir. Maaþla çalýþan bir doktor, bir hastaya ilaç verse, ilacýn doktora faydasý yok diye o ilacý kullanmamak akla uygun deðildir. Zehir içsem doktora ne zararý olur diyerek zehir içmesi de ahmaklýktýr. Ýþte, günahlarýmýn Allah’a bir zararý yok diyerek, her çeþit günahý iþlemek akýllý insanýn yapacaðý iþ deðildir.
Hadis-i þerifte buyuruluyor ki:
(Akýllý kimse, Allah’a ve Peygamberine inanan ve ibadetlerini yapandýr.) [Ý.Muhber]

Öldükten sonra baþýna gelecekleri düþünmeyen kimse akýllý olabilir mi? Kendini sonsuz tehlikeye atana akýllý denir mi? Kur'an-ý kerimde sýk sýk (Düþünmüyor musunuz?) diye ikaz edilmektedir. Hadis-i þerifte buyuruldu ki:
(Aklý olmayanýn dini de yoktur.) [Tirmizi]

Þerefüddin Ahmed bin Yahya Müniri hazretleri buyuruyor ki:
Bazýlarý, ibadetlerin Allahü teâlâya faydasý olduðunu ve bunun için emrolunduklarýný zannediyorlar. Böyle zannetmek çok yanlýþtýr. Her insanýn yaptýðý ibadetin faydasý kendisinedir. Kur'an-ý kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kim, [ibadetlerini yapar ve günahlarýndan] temizlenirse, faydasý kendisinedir.) [Fatýr 18]

(Benim ibadetime Allah’ýn ihtiyacý yok) diye, yanlýþ düþünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzer. Bu hastasýna doktor, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, (Perhiz yapmazsam doktora hiç zararý olmaz) diyerek, perhiz yapmýyor. Doktora zararý olmadýðý doðrudur. Fakat kendine zarar vermektedir. Tabib, kendine faydasý olduðu için deðil, onun hastalýktan kurtulmasý için, perhiz yapmasýný tavsiye etmiþtir. Doktorun tavsiyesine uyarsa, þifa bulur. Uymazsa ölür gider. Tabibin bundan hiç zararý olmaz. Bunun gibi, (Allah’ýn benim ibadetime ihtiyacý yok) diyerek ibadetten kaçanlar da, Cehenneme gider.

Ýnanmamak için ne sebep var
Sual: Bir gayri müslim, (Siz müslümanlar Allah’a niçin inanýyorsunuz?) dedi. Bir arkadaþ, (Ýnanmamak için ne sebep var?) dedi. Daha baþka ne denebilir?
CEVAP
O arkadaþýn cevabý çok güzel. Aklý, ilmi ve insafý olan için baþka cevaba ihtiyaç yok. Hiçbir þey tesadüfen olmadýðýna göre, bunlarýn bir yaratýcýsý olmasý þarttýr. Buna inanmaktan tabii ne olabilir? Ýnsanlarýn, hayvanlarýn, bitkilerin yaratýlmasý bir tesadüf olabilir mi? Kâinat tesadüfi olabilir mi? Ýnsan vücudunun yapýsý bir harikadýr. Tesadüf olmasý mümkün müdür? Öyle ise yaratýcýsýna inanmak þarttýr. Ýnanmamak için ne sebep var?

Mülk Onundur, dilediði gibi kullanýr
Sual: Tanrý, yarattýðýna niye þunu yap, þunu yapma diye yasaklar koydu? Uymayanlarý Cehenneme koymasý adaletli midir?
CEVAP
Allahü teâlânýn adaleti ile kullarýn arasýndaki adalet birbirine benzemez. Yanlýþ olarak kullara benzetildiði için iþin içinden çýkamýyorsunuz.

Adalet, bir âmirin, ülkesini idare için koyduðu kanunlar içinde hareket etmesidir. Zulüm ise, bu kanunun dýþýna çýkmaktýr.

Her þeyi yoktan yaratan Allahü teâlâ, hakimler hakimi, her þeyin asýl sahibi ve tek yaratýcýsýdýr. Üstünde bir âmiri, sahibi yoktur ki, Onu bir kanun altýnda bulundursun. Bundan dolayý, (Allah’ýn yaptýðý þu iþ, adalete uymuyor) denilemez.

Adaletin bir baþka tarifi ise kendi mülkünde olaný kullanmak demektir. Zulüm ise, baþkasýnýn mülküne tecavüzdür.

Kâinat ve içinde bulunan her þeyin yaratýcýsý Allahü teâlâ olduðuna, Ondan baþka yaratýcý bulunmadýðýna göre, hiçbir kimse, hiçbir þeye sahip olmadýðýna göre, Rabbimizin yaptýðý iþler, hiç kimsenin malýna, mülküne tecavüz deðildir. Onun yaptýðý iþler için (Adalete uymuyor) denilemez. Yasak ettiði bir þeyi, daha sonra serbest býrakabildiði gibi, önceden serbest ettiði bir þeyi de daha sonra yasaklayabilir. Mülk Onundur, dilediði gibi kullanýr. Kimsenin bir þey sormaya hakký yoktur.

Allahü teâlâ dileseydi bizi kedi köpek olarak da yaratýrdý. Niye bizi hayvan yarattýn demeye hakkýmýz var mý idi? Bakkaldan çay þekeri alýrýz, kimimiz onunla çay içeriz kimimiz de helva yapar yeriz. Þekerin bir þey demeye hakký var mý? Ne diye falanca bakkaldan aldýðýný çayda içtin de beni helva yaptýn diyebilir mi? Bize konuþma hassasiyetini veren de odur. Mülk Onun. Yoktan var etti. Þöyle yaparsan Cehenneme, þöyle yaparsan Cennete koyarým dedi. Ýmtihana soktu. Kazananý Cennete kaybedeni Cehenneme attý. Aslýnda imtihan yapmadan da istediðini Cennete, istediðini de Cehenneme koyabilirdi. Mülk onundur, baþkasýnýn malýna mülküne tecavüz yok ki, adalete uyulmuyor densin. Allahü teâlâ yarattýklarýnýn hepsini Cehenneme atsa yine adaletsizlik olmaz. Ama O merhamet etmiþ, þunlarý yapaný Cennete koyarým demiþ bu da Onun bir ihsanýdýr. Cehenneme atsa idi bir þey diyebilir miydik, itiraz edebilir miydik? Etsek bile elimize ne geçerdi?

Allah niye þöyle kanun koydu denemez. Mülk Onun, dilediði gibi kanun koyar.


Tefekkür etmenin önemi
Sual: Tefekkür etmenin dinimizde yeri nedir?
CEVAP
Tefekkür etmek, dinimizde mühim bir ibadettir. Tefekkür etmek, Allahü teâlânýn yarattýðý þeyler üzerinde düþünmek ve bunlardan ibret almaktýr. Kur'an-ý kerimde akl-ý selim sahipleri övülürken mealen buyuruluyor ki:
(Onlar ayakta iken, otururken, yanlarý üstüne yatarken hep Allah’ý anarlar, göklerin ve yerin yaratýlýþýný inceden inceye düþünürler. "Ey Rabbimiz, sen bunlarý boþuna yaratmadýn. Sen [boþ, manasýz þeyler yaratmaktan] münezzehsin. Bizi Cehennem azabýndan koru" derler.) [A.Ýmran 191]

Hadis-i þeriflerde de buyuruldu ki:
(Allah’ýn azameti, Cennet ve Cehennem hakkýnda bir an tefekkür, bir geceyi ihya etmekten iyidir.) [Ebuþþeyh]

(Tefekkür, ibadetin yarýsýdýr.) [Ý.Gazali]
(Allah’ýn yarattýklarý üzerinde düþünün, zatý hakkýnda düþünmeyin!) [Beyheki]

Allahü teâlânýn mahluklarýndaki güzellikleri, faydalarý düþünmek, Ona inanmaya ve sevmeye sebep olur. Onun haber verdiði azaplarý düþünmek, Ondan korkmaya, kimseye kötülük yapmamaya sebep olur. Onun nimetlerine, ihsanlarýna karþýlýk, nefsine uyarak günah iþlediðini, gaflet içinde yaþadýðýný düþünmek, Allah’tan haya etmeye, utanmaya sebep olur.

Hikmet ehli buyuruyor ki
Tefekkür, insaný, Cennete giden yola ulaþtýrýr. (Lokman Hakim)

Sözü zikir, sükutu fikir, bakýþý ibret olanlar, bana benzemiþ olur. (Hz. Ýsa)

Çok tefekkür, mutlaka insaný bilgili eder. Bilgili olan da amel eder. (Vehb bin Münebbih)

Tefekkür etmeyenin sükutu ve ibretle nazar etmeyenin bakýþlarý hatadýr. (Hasan-ý Basri)

Ýnsan, mütefekkir olursa, her þeyden bir ders, ibret alýr. (Süfyan b. Uyeyne)

Tefekkür bir aynadýr. Ýyilik ve kötülüðünü sana gösterir. (Fudayl bin Iyad)

Allahü teâlânýn azametini düþünebilen insan, Ona asla isyan etmez. (Biþr-i Hafi)

Tefekkür zekayý açar. (Ýmam-ý Þafii)

Dünyalýðý düþünmek, ahirete perdedir. Ahireti düþünmek ise, gafletten kurtarýr ve hikmet konuþturur. (Ebu Süleyman Darani)

Fýrsat buldukça Allahü teâlânýn yarattýklarýný tefekkür etmelidir. Mesela eline bakmalý. Parmaklarý olmasaydý, bir þeyi tutup almasý ne kadar zor olurdu. Yahut parmaklarý hiç kývrýlmasaydý, eller hiç olmasaydý, gözümüz olmasaydý, gözümüz baþka yerde olsaydý, halimiz nasýl olurdu? Týrnaðýn devamlý büyüdüðü gibi, diþlerimiz de büyüseydi ne olurdu? Diþlerimiz kemikle beraber olsaydý, çürüyünce nasýl çekilecekti? Saç uzadýðý halde, kaþýn ve kirpiðin uzamadýðýný düþünmeli. Ýnsan kavak gibi büyüyüp gitseydi, ne olurdu? Bitkilerin, meyvelerin yaratýlýþýný, yýldýzlarýn, gezegenlerin bir ahenk içinde oluþunu düþünmeli. Bunlarý ne kadar mükemmel yarattýðý için Allahü teâlâya hamd etmelidir! Böylece insanýn imaný da kuvvetlenir. Fakat devamlý bunlarla uðraþýp da kendine gereken fýkýh bilgisini ihmal etmek ise büyük günahtýr.

yazinin kaynagi ve daha fazlasi icin tiklayiniz
Gönderen: 06.08.2007 - 18:14
Bu Mesaji Bildir   yoksun üyenin diger mesajlarini ara yoksun üyenin Profiline bak yoksun üyeye özel mesaj gönder yoksun üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1606 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
6607 üye ile 12.06.2024 - 22:37 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bulmaca (44), *sare (44), SAFFET GÜVEN (58), swat29 (46), banucicek92 (32), turgayino (41), Enes Bil (32), mehmetxy05 (49), nikfer (39), suragül (45), muhsinipek (50), ahiret yolcusu (42), ankarali 06 (55), murat19 (39), emrdogan (48), Ahmet CILGIN (39), hyarar (75), ebuhafsa (52), zeinab (39), celikkurt (39), Sofi_fr (39), abdullah27 (39), yildiz23 (44), Tekgül (36), TehLiQe (35), zeynepcoskun (42), serdar430 (45), neyzen50 (47), zara (43), siddartha (48), zulalime (43), ayetullah19 (50), yasmina (36), halileren80 (44), zafer acar (52), elessar (42), Ghezal (40), nur_i_ayn (40), ohesa (45), sinancan22 (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63402 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.