0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » bir kitap özeti

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
kado68 su an offline kado68  
bir kitap özeti
37 Mesaj -
Ahmed Hulusi'nin son kitabý "Yenilen" hayatýnýzý deðiþterecek. Ezber bozan bu kitap, aydýnlanmak isteyenler için... "Artýk yenilenme" zamaný diyorsanýz mutlaka gözatýn...

Ýþte kitabýn içeriðine dair kýsa bir özet;


Yeryüzünde yaþamýþ en muhteþem beyin ve insan, Allah Rasûlü ve son Nebîsi Muhammed (aleyhisselâm)’ýn açýkladýklarýný anlamamýþ insanlarýn, hayallerinde tasavvur ettikleri “elçi peygamber” anlayýþý yüzünden, nelerden mahrum kaldýklarýný biliyor musunuz?.. Hayallerinde oluþturduklarý “tanrý” anlayýþýna, “Allah”ýn ismini etiketledikleri için, kozalarý içinde nasýl boðulup gittiklerini görüyor musunuz?

“Allah ahlâkýyla ahlâklanýn” uyarýsý yapýldýðý hâlde, bunu duymazlýktan gelip; aklýmýzý kullanmayýp, anlamýný düþünmeyip; “tanrý fermanlarý ve elçisi” masallarýyla; bir daha ele geçmeyecek bir ömrü nasýl boþa geçirdiðimizi bir farkedebilsek!

Kolaylaþtýrýlmamýþsa, ne yazsak boþ!.. Taþýn üstünden akýp giden su gibi, bu bilgiler de okunup geçilecek…

Oysa… Kolaylaþtýrýlmýþ olsa da… Nasibimizde olsa da…

Biraz kýpýrdatsak kendimizi…

Yer deðiþtirsek, düþünce dünyamýzda çað atlasak da, oradan yeniden bakabilsek olaya…

Beþ duyunun gözüyle deðil, “Basîr” olarak; beþ duyunun kulaðýyla deðil “Semî” olarak, “Lâtif, Habîr” olarak evrensel varlýkla iletiþimde olabilsek!. Hiç olmazsa, yargýlamadan, yorumlamadan, þartlanmasýz yönelebilsek âlemlere!

Türk’ün, Arab’ýn, Çinli’nin, Hintli’nin, Avrupalý veya Amerikalý’nýn tanrýsý, anlayýþýndan geçip… Dünyanýn, Ayýn, Marsýn, Güneþin tanrýsý kavramýndan geçip… Galaksinin, gökadalarýn, paralel veya evren içre evrenlerin tanrýsý anlayýþýndan geçip; “âlemlerin Rabbi” olaný farketmeye çalýþsak…

Sonra da Alemler ve Rabbi þeklindeki çiftlik anlayýþýndan arýnýp; âlemlerin hakikatinde, “esmâ mertebesi”ndeki “tecellî-i vahid” denen boyutsal tekilliði hissedebilsek… De!..

“RASÛLLÜÐÜN”ün hakikatinin, “esmâ mertebesi”nin ilk tecellisi olan “RUH” adlý melek veya “Hakikati Muhammedî” veya “Mümin” olduðunu anlayabilsek!..

“Esmâ mertebesi”ndeki ilim ve özelliklerin açýða çýkmasý iradesiyle, “her an yeni bir þanda” olarak meydana gelmiþ “tecellî-i vahid” denilenin, “Risâletin hakikati”olduðunu bir kavrayabilsek!.. “ÝRSÂL”in hakikatinin bu mertebede gerçekleþmiþ olup, bununla “tecellî-i vahid”in meydana geldiðini anlayabilsek!.

Ýþte o zaman farkedeceðiz “Rasûl”ün ahlâký”, “Rasûlü olduðu Allah adýyla iþaret edilenin ahlâkýdýr” iþaretinin anlamýný! Tanrýnýn deðil!.

Bu “Risâlet hakikati”nin, yeryüzünde açýða çýkmýþ en muhteþem beyine inzal oluþuyla, O yüce Zât’ýn “Allah Habibi ve en kapsamlý ahlak sahibi” oluþunun baðlantýsýný; ve dahi ne demek olduðunu düþünebilsek…

“Rasûlullah’ýn ahlâký Allah’ýn ahlâký idi” iþaretinin anlamýný iþte o zaman farkedebileceðiz.

Ama biz, öylesine þartlanmýþ, öylesine kilitlenmiþ; öylesine bloke etmiþiz ki düþünme sistemimizi þartlandýrmalar yüzünden; Dünya üstündeki toplumlarýn kendilerine özgü; kendileri gibi düþünen “tanrý” anlayýþýndan öteye geçemiyoruz!.

Zor, çok zor geliyor kapsamlý ve derinlikli düþünmek!

Kolayýmýza geliyor göze, kulaða dayalý bir tanrý bir dünya ve de özel ulak postacý elçi peygamber kabulü!.

Sonra da diyoruz, “tanrý Türkü korusun”; “tanrý Arabý korusun”, “tanrý Yahudiyi, Hinduyu , Ýngilizi korusun!..” “God bless America”!.. Bölgesel tanrý!!!

Ýnsan gibi düþünen ve insanî duygularla dünyayý yöneten bir tanrý!.

“Allah” ismiyle iþaret edileni kavrayamadýk ama, hiç olmazsa tanrýyý insanlaþtýrdýk ya!!!

YENÝLEN dostum!.

Yenilenmen için Dünya’nýn tüm bilgileri þu an elinin altýnda, klavyenin ucunda…

Deccâliyetin aký kara, karayý ak gösteren televizyonlarý varsa; Mehdiyetin de sana her doðruyu bulduracak, kavratacak interneti var!.

Kendini düþün, Dünyayý düþün, Galaksiyi düþün; varsa kapasiten, evren içre evrenlerde bir dünya mesabesinde olan bu evreni düþün!

Bütün bunlardaki her tür ve yapýyý yaratan o korkunç azamet sahibi muhteþem varlýðý düþün!.

Bunu okuyup da bir þey hissedemiyorsan, gözünü yorma!.

Tüm bu evren içre evrenlerdeki her þeyi yaratanýn “ahlâk”ý ne ola, bir düþün Allah rýzasý için! En sevdiðinin hatýrý için!.. O’nu bir insan ya da tanrý gibi tasavvur etmekten kaçýnarak düþünmeye çalýþ!

Bir düþün lütfen!

O basit gördüðün, beþ harf olarak algýladýðýn “ALLAH” adýnýn ardýndaki sonsuz yaratýlmýþlarý var eden Yaratýcýnýn, “RASÛL” ismiyle iþaret ettiði ne olabilir?

“RASÛL”ün, “RÝSÂLET”in hakikati, özü, aslý nedir?

Bizden de…

“ALLAH RASÛLÜ”nün ahlâkýyla ahlâklanmamýz isteniyorsa; acaba bu ne demektir?

Allah Rasûlü, evrensel insandýr!

“Ýnsan”da açýða çýkan bilinç, gerçekte “evrensel bilincin”, beyinden “fýtrat”ýna (programýna) göre açýða çýkmýþ hâlidir!.

“Sen kendini küçük âlem sanýrsýn, oysa büyük âlem sensin” diyen “ilmin kapýsý”, velâyetin zirvesi Hazreti ÂLÝ, acaba sana neyi fark ettirmek istiyordu ki!.

Ama öylesine bir vurdumduymazlýkla yaþýyoruz ki; bilincimiz, genlerimize sinmiþ “tanrý” anlayýþýndan arýnýp sýnýrlýlýktan dýþarý çýkamýyor!.

“Tanrýmýzý”, “HAK” yapýp, “HAK”lýðý da bedenimize, beþeriyetimize verip, iþin içinden çýktýðýmýzý sanýyoruz!!!.

Kýsacasý, “bilinen kiþiliðimizi” tanrý yapýyoruz!

Oysa bunun yerine…

Kendini Taný!

Bilincini Arýndýr!.

TEK’in Seyri ile seyr sahibi ol; deniyor!.

YENÝLEN artýk!.

Allah’ýn geçmiþte olmamýþ ölçüde büyük lûtfu olan çaðdaþ bilimler ýþýðýnda; dünde mecazlarla iþaret edilmiþ olan muazzam hakikati fark etmeye çalýþ!

Senin kabul ettiðin gibi madde diye bir þeyin gerçekte hiçbir zaman varolmamýþ olduðunu farket, anla artýk!

Bak ünlü Alman Fizik Profesörü Hans Peter Dürr, ne diyor PM magazinde Mayýs 2007 sayýsýnda:

“Soru: P.M: Sayýn Profesör Dürr madde dediðimiz aslýnda nedir?

Cevap: Aslýnda madde diye bir þey yok; en azýndan kabullendiðimiz anlamdaki þekli ile mevcud deðil. Sadece bir oluþum var ki, sürekli bir deðiþim ve canlýlýktan oluþmaktadýr. Biz bunu tahayyül etmekte zorlanýyoruz! Temelde sadece bir iliþki sözkonusudur, maddi bir temele dayanmayan (maddesel bir yapýsý olmayan) iliþki. Biz buna 'RUH' da diyebiliriz. Öyle bir 'þey' ki biz bunu ancak spontane yaþayabiliriz, dokunulacak bir þey deðildir. Madde ve Enerji dediðimiz olgu, ancak ikincil olarak ortaya çýkmaktadýr… Bir nevi aðýr akýþkan, sabitleþmiþ RUH þeklinde GÝBÝ. Albert Einstein'e göre, madde, enerjinin sadece inceltilmiþ þeklidir; temeli ise, daha ince (latif) bir enerji deðil; çok daha farklý bir þey, CANLILIKtýr. Bu olguyu bilgisayarlardaki software'e benzetebiliriz.

Evet dostum!..

Deniz bitti!.

Artýk bitti bilim dünyasýnda, beþ duyunun sana var sandýrdýðý kýsýr sýð anlayýþ!. Ve dahi bu çaðdýþý anlayýþ üstüne bina edilmiþ her düþünce sistemi!

Bir çað kapandý ve yeni bir çað baþladý bile… Hiç farkýnda olmasan bile!

Bu çað da, Kurân ve Rasûlullah altýn çaðýný yaþayacak deþifre edebilenleriyle!

Bilincini çýkar artýk kozasýndan!

Evrene bak!.

Hücrelerine, DNA’larýna, moleküler yapýna, atomik katmanýna-katmana, quarksal katmana “BASÝR” olarak yönel!... “SEMΔ ile algýla!.. Seyreyle!.

Dünya yaþamýnda bunu gerçekleþtiremezsen, böylece devam edecek boyutsal yolculuðuna ve sonsuza dek “a’mâ” olarak kalacaksýn!.

Bu gerçeklerden sonra düþün bakalým devletinin rejimini, siyaseti, hükümleri, fermanlarý!. Türkiye’de, Çin’de, Brezilya’da, Ýspanya’da Ýslâmi kurallara göre yönetilmeyen devletlerde yaþayanlarýn hâlini!..

Namazýný ikame edip mi’râcýný yapýp, Rasûl’ün hakikatine ulaþabiliyor musun? Rabbi’ni tanýyor musun?... Hacca serbestçe gidip Kâbe’nin suretinden Hakikatine yolculuk edip amacýna ulaþabiliyor musun?... Orucunu yaþayýp, bedenselliðinin istekleriyle kayýtlanmaktan arýnýp, þuur boyutunda “Samediyet” hakikatine ulaþabiliyor musun? Sen mirasýný istediðin gibi daðýttýn da saðlýðýnda elini baðlayan mý oldu!. Dilediði kadarýyla zekâtýný, sadakaný istediðine verebiliyor musun?

Zekât, karþýlýksýz verilir. Karþýlýk beklenmez ve alýnmaz!. Ben de takdirimde olan bilgilerimin zekâtý kadarýný yazarak daðýtýyorum… Kimseden karþýlýk olarak bir þey beklemeksizin… Ne pâye, ne unvan, ne etiket, ne de mertebe… “Allah kulu” olmak yeter bana.

Dünyanýzdaki, hiçbir unvan, etiket, mertebe kabulünün benim indimde deðeri yok!. Böyle bir beklentinin olmasýný bile düþünemem yaþadýðým dünyamda…

Çýplak ve tek geldim herkes gibi, çýplak ve tek gideceðim bu dünyadan; bilincine, müþahedelerine, seyirlerine hayran olduklarýmýn yanýna… “Seviyorum onlarý”, demek haddime deðil!.

Bak dostum…

“Hiç kimse ameliyle cennet boyutuna geçemez”! Duymadýn mý bu gerçeðin vurgulanmasýný?

“Âhir zamanda “La ilahe illallah” gerçeðini dillendiren cennete girer” açýklamasýnýn neye dayandýðýný hiç düþünmedin mi; düþünemiyor musun?

Tanrý yoksa… Tanrý cehenneme atmayacaksa, Tanrý cennete sokmayacaksa!..

“Herkes elleriyle yaptýklarýnýn sonuçlarýný” yaþayacaksa…

“Hesap görücü olarak nefsin yeter” diye uyarýlmýþsan…

“Cennetlik” veya “cehennemlik” olan anasýnýn rahmindeyken tesbit olunur uyarýsý varsa…

Bedenselliðinin getirisi bencilliðini yaþayanlar varken yeryüzünde, “halife” meydana gelmiþse… “Þuur”lu, yani “kalp” sahibi olarak yaþayan bir tür, açýða çýkarýlmak istenmiþse...

“Mümin müminin aynasý” ise… Birinci “Mümin” esma mertebesindeki “Mümin” isminin hakikati, ikinci “Mümin” de “Rasûl ün hakikati” ise…

“Kalp kalbe karþý ise”… Ýkisi birbirini yansýtýyorsa…

“Müminin kalbinde, esma mertebesi mevcut” ise…

Kalpsiz, kalbindekinden “bîhaber” olan ise…
“Nasýl secde etmezsin ol kalbe ki için de Allah var”! diyen bu nükteye iþaret etmiþse…

Ve o kalp, senin kalbin ise!..

Sen ise, kalbindekiyle yaþamak varken, onun yerine, gökte var sandýðýn tanrý uðruna bir þeyler yapacaðýný düþünüyorsan!..

Rasûlullah’ýn nefsi müdafaa sadedinde savaþmasýný, Kâbe’yi ziyaret hakký uðruna savaþmayý göze almasýný gözardý edip; silah yoluyla insanlarý zorla Müslüman yapmak uðruna ömrünü harcýyorsan… Artýk ne diyebilirim…

“Deccalin eþeði vardýr kýrk günde dünyaya dolaþýr” þeklindeki sembolik anlatýmý, uzun yýllar önce yaþamýþ Zât, yaþadýðý devrin anlayýþýyla yorumlayýp þimendifer olabilir derken; onu okuyanlarýn çoðu þimendifer veya tayyare anlayýþýnda sabitlendi öyle dedi diye! O Zât, kendini yaþadýðý günlere göre güncellerken, takipçilerinin çoðu hâlâ asýrlar öncesinin din anlayýþýyla kilitlenmiþ durumda!. Bize de, “Ahmed Hulûsi, Allah enerjidir diyor” þeklinde iftira ederek, insanlarý bu bilgilerden uzak tutmaya çalýþýyorlar; yüklendikleri vebâlin bilincinde olmaksýzýn!

(“On Yedinci Mesele:
Rivayette var ki, "Deccal çýktýðý gün bütün dünya iþitir ve kýrk günde dünyayý gezer ve harikulâde bir eþeði vardýr."
Allahu a'lem, bu rivayetler tamamen sahih olmak þartýyla tevilleri þudur: Bu rivayetler mucizâne haber verir ki, "Deccal zamanýnda vasýta-i muhabere ve seyahat o derece terakki edecek ki, bir hadise bir günde umum dünyada iþitilecek. Radyo ile baðýrýr, þark-garp iþitir ve umum ceridelerinde okunacak. Ve bir adam kýrk günde dünyayý devredecek ve yedi kýt'asýný ve yetmiþ hükûmetini görecek ve gezecek" diye, zuhurundan on asýr evvel telgraf, telefon, radyo, þimendifer, tayyareden mucizâne haber verir. Hem Deccal, deccallýk haysiyetiyle deðil, belki gayet müstebit bir kral sýfatýyla iþitilir. Ve gezmesi de her yeri istilâ etmek için deðil, belki fitneyi uyandýrmak ve insanlarý baþtan çýkarmak içindir. Ve bindiði merkebi ve himarý ise, ya þimendiferdir ki bir kulaðý ve bir baþý cehennem gibi ateþ ocaðý, diðer kulaðý yalancý cennet gibi güzelce tezyin ve tefriþ edilmiþ. Düþmanlarýný ateþli baþýna, dostlarýný ziyafetli baþýna gönderir. Veyahut onun eþeði, merkebi, dehþetli bir otomobildir veya tayyaredir veyahut -sükût lâzým!”)

Uyanýn ve yenilenin!.

Bir günde dünyayý dolaþabilirsiniz… Ayný anda dünyanýn her yerinde kendinizi gösterip, dünyanýn her yerindeki insana ayný anda konuþabilirsiniz!.

En saydýðýnýz, sevdiðiniz büyük adamý size vahþi bir çocuk katili gibi gösterebilirler ekranlarda… Ya da sýradan bir adamý süpermen gibi!.

Uyanýn ve düþünmeye baþlayýn!... Aklýnýzý kullanarak, sorgulayarak, çaðdaþ bilimleri edinerek, düþünerek yenilenin!

Eski bilgileri birbirinden kopuk þekilde yenilerle harmanlayarak çalýþýrsanýz, çok uyumsuzluklar çýkar; ve iþin içinden çýkamazsýnýz!. Konuyu kökten ele alarak, sistemli, birbiriyle baðlantýlý ve mantýksal bütünlük içinde deðerlendirmeye çalýþýn.

Þems, Mevlâna’ya kitaplarýný terkettirmiþti!. Niye dersiniz?

“Tanrý” anlayýþýnýzý geliþtirip, güncelleyip, ona “Allah” ismi takmakla, hayalinizde tasavvur ettiðiniz “tanrý” anlayýþýndan arýnýp; “Allah Rasûlü”nün, anlatmaya çalýþtýðý “ALLAH” ismiyle iþaret edileni kavrayamazsýnýz!

Düþünce ve anlayýþýnýz, “tanrý” kavramý kurgusu üstüne kurulu ise, onu güncellemekle, RASÛLULLAH’ýn açýkladýklarýný anlayamazsýnýz!.

Kiþinin, DÝN konusunda içine düþeceði en büyük felâket, kökeninde “tanrý-ilah” kavramýnýn olduðu DÝN anlayýþýdýr!.

Bu anlayýþtýr ki, sizi sonuçta, yeryüzünde “tanrý hoparlörü peygamber” anlayýþýna sürükler!

Bu anlayýþtýr ki, sizi “bedensellikten ibaret benlik” kabulüne sürükler; bu anlayýþtýr ki beden - beþer anlayýþýný doðurur!.

Oysa düþünün bir…

“Ene beþerün misliküm” (Ben sizin misliniz olan beþerim) âyeti ne demek istiyor?

Senin, kendini sandýðýn üzere, “kalp”siz, yiyip içen üreten uyuyan bedensel varlýðým mý demek istiyor?

Yoksa…

“Sen de benim gibisin, dolayýsýyla benim varlýðýmdaki hakikat aynýyla sende de var, gel sen de kendindekini keþfet ve onu yaþa; bunu baþarabilirsin takdirinde varsa… Gel bir dene” mi; denmek isteniyor?

Âhir zaman!.. Bu neslin kýyâmeti çok uzak deðil iþâretlere göre!

Deccaliyet sizi her yandan bedensellik ve tanrý anlayýþýyla boðmaya, þuurunuzu bulandýrmaya, kalbinizi karartmaya çalýþýyor!. Ona hizmet verenler, –kimi bilinçli, kimi bilgisizlikten– sizi maddeci, tanrý ve peygamberi sanýsýna dayalý DÝN anlayýþý içinde “ALLAH”tan ayrý hissettirmeye çalýþýyorlar. “Kalb”inizdeki yerine, göklere, belki de sonuçta gökten geleceklere yönlendirmeye çalýþýyorlar...

Oysa…

Tek kurtuluþ yolu, yeryüzünde açýða çýkmýþ en muhteþem þuur, hakikatin dili, Allah Rasûlü Muhammed Mustafa (aleyhisselâm)’ý çaðdaþ bilimler eþliðinde YENÝDEN anlamaya çalýþmaktýr!.

Tek Kurtuluþ yolu, KURÂN’ý, gökten inmiþ ciltli kitap deðil; evrensel hakikatin bize açtýðý BÝLGÝ KAYNAÐI olarak YENÝDEN deðerlendirip; iþaret yollu bildirdiklerini deþifre etmektir.

Bilin ki, kendi kendinizesiniz!.

Ölümü tadýp, geçtiðiniz boyutun gerçeklerini yaþamaya baþladýðýnýzda, Rabbim kimmiþ, Nebi kimmiþ neymiþ niyeymiþ, yaþamýn bu boyutuna hangi evrensel bilgilerle iþaret edilmiþ diye sorgulama yaþadýðýnýzda, gerekli hazýrlýkta deðilseniz, sýnav sonucu size azap verici olabilir… Beþ parasýz lisan bilmez çýrýlçýplak halde, Çinli’lerin arasýna düþmüþ gibi hissedin bakalým bir…

Dostlarým…

Evren içre evrenlerde her ne varsa hepsi kendi boyut ve yapýsýna göre bilinçli ve hedefi olan, amacý olan bir yaþam içindedir!.

En basitiyle, spermin hedefine ulaþma hareketindeki bilincine bir bakýn!. Onda ne tür bir bilinç ve anlayýþ ve amaç var acaba?

Rahman, yüzbinlerce sperm yaratýr, o boyutta; kalemle ulaþtýrýr hedefinin kapýsýna!... Yüzbinlercesi yarýþa çýkar; biri hedefine ulaþýr; diðerleri helâk olur!.

Her bir katmanda mevcut birimlerin amacý, bir üst yapýya veya katmana çýkmaktýr!. “Fatýr”ýn programý, böyle açýða çýkartýr birimleri.

Her bir birim, kendi derûnundaki (noktasýndan gelen) hakikatin özellikleriyle, varoluþ amacý doðrultusunda yolculuða koyulur.

Evren içre evrenlerin hakikati olan kuvve (melek), yeraldýðý boyuttaki iþlevine göre isim alýr.

Çoðu zaman, veri tabanýna veya þartlanmânâ göre oluþmuþ kavramlar dolayýsýyla bir kýsým kelimelerin gerçekte ihtiva ettiði anlamlardan perdelenir; yanlýþ fikirlere saplanýrsýn; bunun hiç de farkýnda olmazsýn!.

“Yaðmur damlasý iki melekle yeryüzüne iner” diyen Rasûlullah’ýn iþaretini anlayamazsýn ilmin olmazsa, saçma bulursun. Yaðmur damlasý denen suyun, Hidrojen ve Oksijen olarak adýný koyduðumuz iki kuvveden (melekten) meydana geldiðini bilmiyorsan!.

Beyin, kendi derûnundan gelen meleki kuvve (?) ile programlanýr (fýtrat)…

Ýþlevi ve geleceði bellidir!.

Yaþamsal devamýný saðlamak üzere, daha dördüncü ayda, bizim ruh adýný verdiðimiz ýþýnsal (dalga) bedenini üretmeye ve tüm zihinsel veri tabanýný oraya yüklemeye baþlar.

Ýnsan beyni madde olarak algýlanan yapýda ulaþtýðý en mükemmel yapýdýr!. Yeryüzünde ondan daha mükemmel ve muhteþem bir yapý yoktur!.

Esmâ mertebesinin, yaþamakta olduðumuz boyuttaki aynasýdýr beyin!.

“Esmaül hüsna”daki bütün isimlerin iþaret ettiði özellikler, kapasitesi kadarýyla beyinde açýða çýkmaktadýr.

Beyinle de, ruhu oluþturmaktadýr Allah!.

“RUH’umdan nefhettim”in anlamý, “esma mertebemizdeki mânâlarýn açýða çýkma özelliðini bahþettik beyne” demektir. Yoksa tanrýnýn ciðerinden gelen hava dudaðýndan üflenmemiþtir insanýn toprak bedeninin içine!!! Burada “ruh” kelimesi, “bu iþin ruhu” veya “Kurân’ýn ruhu” tanýmlamalarýndaki anlamda kullanýlmýþtýr. Dalga (wave) beden anlamýna deðil!

“Esma mertebesi”nden oluþmuþ mutlak RUH’un hakikatinden (alâyý illîyin), yani sembolik anlatýmla dairenin en üstünden baþlayan katmansal algýlama, beyinde esfeli safiline inmiþ; beynin ürettiði ruh (dalga) bedendeki þuurla da tekrar yaratýldýðý noktaya “alayý illiyine” doðru daireyi tamamlamak üzere yolculuða baþlamýþtýr.

Her insan, bu yolculukta, gidebildiði yere kadar gider, yaratýlýþ amacýna göre… Týpký spermler gibi…

“Dünya düzdür, herþey maddedir, görmediðim þey yoktur. Gökte tanrý vardýr yeryüzüne de peygamberlerle fermanname yollamýþtýr” diye inanan geçmiþte boðulmuþ kozalýlarýn bunu anlamasý elbette imkânsýzdýr… Çünkü onlar da o basamaklar olarak yaratýlmýþlardýr!.

Fe tebârekallahu ahsenül hâlikiyn!.

Evet, beyin hakkýnda bir hususa daha dikkatinizi çekip, yazýyý ve de “YENÝLEN” isimli bu son yazýlardan oluþan kitabýmý tamamlamak üzere devam edelim.

Bildiðiniz gibi, beynin içinde görüntü veya ses yoktur!.

Beyin görüntüyü kendisi oluþturur… Sesi de!

Dýþarýda gördüðünüzü sandýðýnýz HER ÞEY, gerçekte beynin kendi içinde oluþturduðu þeylerdir. Madde veya mânâ, cin veya melek!. Hangi isimle neyi kastederseniz edin, hepsi de beynin kendi oluþturduðu kendine göre olan suret veya sestir!.

Beyin, biyoelektrikle çalýþýr biyokimyasal faaliyetlerin oluþturduðu elektriksel sinyal paylaþýmý bu faaliyetleri meydana getirir.

Beynin veri tabanýnýn derununda “çok boyutlu tek kare resim” vardýr! Burada geçmiþ ve gelecek kavramý bulunmaz. Dejavu’nun kökeninde bu derinlikle iletiþim yatar. Holografik gerçeklik, bunun temelini anlatýr.

Ayrýca beyin, dýþardan yani içinde yaþadýðýmýz dalga (wave) âleminden dahi kendisine ulaþan dalgalarý, çalýþma programýna göre deðerlendirir.

Siz bu beyinde oluþan görüntü veya sese, ister halüsinasyon deyin, ister hayal, ister gerçek… Sonuçta hepsi ayný tek þeydir. Beynin oluþturduðu görüntüler!

Görüntü ve sesin ardýndaki gerçek ise tektir: Algýlama ve deðerlendirme (Semî-Basîr)!

“Kalp” diye tarif edilmiþ olan “þuur”, ne kadar kapsamlý ve derinlikli deðerlendirme yaparsa, ona göre adý da deðiþir… “Sýr”, “hâfi”, “ahfâ” gibi…

Ýnsan hissettiði boyutu yaþar…

Beyni olmayan canlýlarda açýða çýkan bilinç ise, “Fatýr”ýn programlamasýna göre, oluþunda yer alan amaç ve iþlev doðrultusunda, fiiller ortaya koymasý þekliyledir…

Spermin veya ceviz aðacý tohumunun nasýl kendi programý varsa “beyin”lerinde… Tohumun neresinde gizliyse program…

Bilgisayardaki software’i (yazýlýmýgöz kırpma düþünün… Yazýlým madde midir, ruh mudur? Ya da nedir? TV’deki görüntüyü ulaþtýran dalgaya yüklü görüntüyü düþünün...

Cin denilen görünmez biyolojik bedensizlerin dahi, kendi yapýlarýný oluþturan boyuttaki “beyin”lerinde gizlidir programlarý ve bilinçleri… Evrendeki yapýlarýn çoðu da böyledir kanâatimizce...

Beyin, “B” sýrrý þuurunu açýða çýkarabilecek kemâliyle, “halife”olmuþtur yeryüzünde!... “ÝNSAN” adý ve vasfýyla…

Görebilene… Deðerlendirebilene!..

YORUMLARINIZI BEKLÝYORUM ARKADAÞLAR ANLAYAN LÜTFEN BANADA ANLATSINGüle Güle
Gönderen: 21.07.2007 - 17:47
Bu Mesaji Bildir   kado68 üyenin diger mesajlarini ara kado68 üyenin Profiline bak kado68 üyeye özel mesaj gönder kado68 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1566 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.74486 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.