0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in 24 saati

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in 24 saati
569 Mesaj -
(Peygamber Efendimiz (S.A.V.)

RASULULLAH (A.S) IN 24 SAATÝ

Hiç merak ettik mi acaba, canýmýzdan çok sevmemiz gereken ve -inþallah- sevdiðimiz Hz. Rasulullah (sav) bir gününü nasýl geçiriyordu? Ne zaman yatýyor, nasýl kalkýyor ve bütün gün boyunca neler yapýyordu?

Peki O’nu niçin sevmemiz gerektiðini de biliyor muyuz? Güçlü bir iman ve derin duygularla baðlý olduðumuz peygamberimizi, ilim ve þuur yönüyle de tanýmak ve bilmek, bizi gerçek kulluða götürecek en büyük vesile olacaktýr.

Sevmek Benzemeyi Gerektirir

Hz. Rasulullah (sav)’i sevmek, herkese farzdýr. Zaten, Cenab-ý Hakký sevmek de buna baðlýdýr. Allah-u Teâla’nýn sevgili Peygamberini sevmedikçe, ona uymadýkça, Allah-u Teâla’yý sevmek saadeti ele geçmez.

Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede þöyle buyurmuþtur:
“De ki: Eðer Allah’ý seviyorsanýz, bana tabi olunuz ki Allah da sizi sevsin.” (Al-i Ýmran; 31) Allah-u Teâla, Habib’ine böyle demesini emir buyurmaktadýr.

Saadete kavuþmak isteyen kimse, bütün adetlerini, ibadetlerini ve alýþ-veriþlerini, kýsaca tüm yaþamýný O’na benzetmeye çalýþmalýdýr.

Bir kimsenin sevdiðine benzemeye çalýþanlar, benzemeye çalýþtýðý kimseyi sevene, sevimli ve güzel görünürler. Bunun gibi, Hz. Peygamberi (sav) sevenleri de Allah-u Zülcelal sever. Bundan dolayý, görünen ve görünmeyen bütün iyilikler, bütün üstünlükler, ancak Hz. Peygamber (sav)’i sevmekle ele geçer.

Allah-u Teâla, sevgili Peygamberini, insanlarýn en güzeli, en iyisi, en sevimlisi olarak yarattý. Her iyiliði, her güzelliði, her üstünlüðü O’nda topladý.

Ashab-ý Kiramýn hepsi, O’na aþýk idiler. Hepsinin kalbi, O’nun sevgisi ile yanýyordu. O’nun ay yüzünü, nur saçan cemalini görmeleri, lezzetlerin en tatlýsý idi. O’nun sevgisi uðruna canlarýný, mallarýný feda ettiler. Evet, Allah’ý seviyorum diyenlerin, Ashab-ý Kiram gibi olmalarý lazým…

Hz. Peygamber (sav)’e tam ve kusursuz tabi olabilmek için, O’nu tam ve kusursuz sevmek lazýmdýr. Tam ve olgun sevginin alameti de O’na tam olarak mutabaat etmektir. Yani, her söz ve davranýþýný O’na benzetmek, kýsaca O’na uymaktýr.

Kur’an-ý Kerim ve hadis kitaplarýnda, Hz. Peygamber (sav)’e mutabaat etmenin, dinin vazgeçilmez bir esasý olduðunu kesin olarak ifade eden ayet ve hadisler pek çoktur.
Oysa Efendimizin þerefli yaþamý hakkýnda bilgisi olmayan birisinin O’na mutabaat etmesi düþünülemez. Çünkü bilmeden uyulamaz.

Peygamber Efendimiz (sav)’in Gündelik Hayatý

Hz. Hüseyin (ra), babasý Hz. Ali’ye (kv), Hz. Peygamber (sav)’in bazý hallerini sormuþ, Hz. Ali de þu þekilde anlatmýþtýr:

“Evine izin isteyerek girerdi. Evindeki zamanýný üç kýsma bölerdi. Bir kýsmýný Allah ‘a (ibadet), bir kýsmýný ailesine ve kendisine. Sonra da insanlara ayýrýrdý.”

Hz. Peygamber (sav)’in günlük olarak her zaman yaptýðý gibi, sabah namazýnýn farzýndan önce mutlaka iki rekat sünnet kýlardý. Nitekim bir hadis-i þerifte þöyle buyurmuþtur:
“Sabah namazýnýn iki rekat sünneti dünya ve içindekilerden hayýrlýdýr.” (Müslim, Tirmizi)

Hz. Peygamber (sav) bütün namazlarýný huþu ve huzur içerisinde korku ve ümit arasýnda kýlardý. Nitekim, Mutarrýf (ra), babasýndan þöyle nakletmiþtir:
“Hz. Peygamber (sav)’i namaz kýlarken gördüm, göðsünden deðirmen sesi gibi inilti çýkýyordu.” Baþka bir rivayette ise; “Göðsünden kaynayan tencerenin sesi gibi ses çýkýyordu.” (Ebu Davud, Nesai)

Hz. Peygamber (sav) ümmetine de, bu þekilde namaz kýlmalarýný emretmiþtir. Nitekim Ammar bin Yasir’den (ra) rivayetle diðer bir hadis-i þerifte þöyle buyurmuþtur:
“Bir kiþi namazýný kýlýnca, kendisine namazdaki dikkatine göre; namazýn onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri altýda biri, beþte biri, dörtte biri, üçte biri ve yarýsý kadar sevap yazýlýr.” (Ebu Davud, Nesai, Ýbn Hýbban)

Diðer bir hadis-i þerifte ise þöyle buyurmuþtur: “Farz namazlar teraziye benzer. Eksiksiz yapan çok kazanýr.” (Taberani, Ýbn Hýbban)

Bu sebeple Hz. Peygamber (sav) namazlara çok büyük bir önem verirdi. Hz. Peygamber (sav) sabah namazýnýn farzýný, cemaate kýldýrdýktan sonra, namazýný kýldýðý seccadenin üzerine, güneþ iyice doðuncaya kadar otururdu. (Müslim)

Güneþ Doðuncaya Kadar Zikir
Nitekim Enes bin Malik’den (ra) rivayet edilen bir hadis-i þerifte Hz. Peygamber (sav) þöyle buyurmuþtur:
“Kim sabah namazýný cemaatle kýlar, sonra güneþ doðuncaya kadar oturarak Allah’ý zikreder, sonra iki rekat namaz (iþrak namazýgöz kırpma kýlarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabý verilir.” Enes (ra) der ki: “Tam bir hac ve umre sevabý” buyurdu. Bu sözü üç defa tekrar etti. (Tîrmizi)

Hz. Peygamber (sav) daha sonra uzaktan yakýndan kendisini görmeye gelenleri kabul etmeye baþlardý. Gelenler halka þeklinde etrafýnda toplanýrlardý. O, çevresindekilere vaaz eder, öðütler verir, sorularýný cevaplandýrýr, hattâ gördükleri rüyalarý tabir ederdi. Bazen sahabelere kendi rüyalarýný anlatýrdý.

Tavýr ve Konuþmasý
Hz. Peygamber (sav)’in konuþmasý son derece tatlý ve gönül okþayýcý idi. Tane tane konuþur, her cümlesi, dinleyenler tarafýndan iyice anlaþýlmasý için ayrý ayrý olurdu. Kahkaha ile gülmez, tebessüm halinde bulunurdu. O, insanlarýn en halîmi, en yumuþak huylusuydu.

Hz. Peygamber (sav) þahsýna yapýlan, nefsine karþý iþlenen hatalarý, yumuþaklýkla karþýlardý; Allah’a ve imana yapýlan, bir hücum olunca asla susmaz, gereken cevabý verirdi.

Hz. Peygamber (sav) insanlarýn kusurlarýný görmez, bazen görmezden gelir, çok zaman gözünü çevirir, kusurunu görse de yüzüne vurmaz, o kiþiyle arasýndaki saygý ve sevgi perdesini yýrtmazdý.

Hz. Peygamber (sav)’in tevazusu, bilhassa insanlarla olan münasebetlerinde daha açýk bir þekilde ortaya çýkmýþtýr. Meclisinde kim olursa olsun, konuþan kimseyi, sabýrla dinler, haktan uzaklaþmadýðý müddetçe sözünü kesmezdi.

Bir gün adamýn biri, Hz. Peygamber (sav)’i görmeye geldi. Fakat Peygamberliðin haþmetinden o kadar etkilendi ki, titremeye baþladý. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Korkma! Ben hükümdar deðilim. Kuru et piþirerek karnýný doyuran, Kureyþli bir kadýnýn oðluyum.” buyurdu. (Hakim)

Hz. Peygamber (sav) kendi yakýnlarýna ve sahabelerine devamlý hoþgörülü olduðu gibi, düþmanlarýný da, özellikle onlar güçsüz bulunduklarý ve teslim olduklarý zaman baðýþlamýþ, suçlarýný affetmiþ, sonunda da pek çoðunun iman etmesine vesile olmuþtur.

Peygamberimizden bir þey istenildi mi, asla “Yok!” demezdi. O, insanlarýn en cömerdi idi…

Nitekim Ýbn-i Abbas þöyle demiþtir:
“Hz. Peygamber (sav) insanlarýn, en cömerdi idi. Özellikle Ramazan aylarýnda daha fazla cömert olurdu.” (Buhari)

Duha Namazý
Ýnsanlarla sohbet etmesi, onlarýn dertlerini dinlemesi genellikle, kuþluk vaktinin girmesine kadar sürerdi.

Kuþluk vakti gelince Hz. Peygamber (sav) bazen dört, bazen da sekiz rekat olmak üzere Duha namazý kýlardý. Bu namazýn fazileti hakkýnda þöyle buyurmuþtur:
“Cennette, ‘duha kapýsý’ denilen bir kapý vardýr. Kýyamet günü bir münadi þöyle seslenir: ‘Ey Duha namazý kýlanlar nerdesiniz? Ýþte gireceðiniz kapý burasýdýr, Allah-u Teâla’nýn rahmetiyle buradan içeri giriniz.” (Taberani)

Hz. Peygamber (sav) Duha namazýný kýldýktan sonra evine gelir, ev iþleriyle meþgul olur, elbise ve ayakkabýlarý tamir eder, hayvanlarýný saðardý. (Ahmed bin Hanbel)

Öðlen Namazý
Hz. Peygamber (sav) daha sonra Öðle namazý için hazýrlýk yapardý. Öðle vakti girince camiye gider, öðle namazýnýn farzýndan önce ve sonra kýlýnan müekked sünnetleri kýlmayý ihmal etmezdi.

Efendimiz öðleden sonra istirahat ederlerdi…

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) öðle namazýný kýldýktan sonra, bir miktar uyur, ‘kaylule’ yapardý. Nitekim bir hadis-i þeriflerinde þöyle buyurmuþlardýr: “Öðleyin kaylule yapýnýz. Muhakkak þeytanlar öðle vaktinde kaylule yapmazlar.” (Müslim)

Kaylûle, öðle namazýndan sonra yapýlan kýsa istirahat ve uykuya verilen isimdir. Kaylûle yapan insan, bir sünneti ihya ettiði gibi ayný zamanda dinç olur, gece namazlarýný, teheccüdü kýlacak gücü kendine bulur. Fýrsatý olan bu sünneti yerine getirirse iyi olur.

Ýkindi Namazý
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) kaylûle yaptýktan sonra Ýkindi namazýna hazýrlanýrdý. Ýkindi vakti girince, farzýndan önceki sünnet namazý bazý zaman kýlar, bazen de terk ederdi. Hz. Peygamber (sav) bu sünnet hakkýnda hadis-i þerifte þöyle buyurmuþtur: “Kim ikindinin farzýndan önce dört rek’at sünnet kýlarsa, Allah-u Teala onun vücudunu cehenneme haram eder.” (Taberani)

Hz. Peygamber (sav) ikindi namazýný eda ettikten sonra, bir müddet oturduðu yerde kalýr zikirle meþgul olurdu. Nitekim Enes bin Malik’den (ra) rivayetle Hz. Peygamber (sav) þöyle buyurmuþtur: “Ýkindi namazýndan güneþ batýncaya kadar, Allah’ý zikreden bir cemaatle oturmayý, Ýsmailoðullarýndan her birinin bedeli onikibin dirhem olan, dört köle azat etmeye tercih ederim.” (Ebu Davud, Ebu Ya’la, Ýbn-i Ebi’d-Dünya)

Eþlerine Güzel Davranýrdý
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Akþam namazýna yakýn saadet hanesine döner, eþlerinin her birinin yanýna gider, azar azar oralarda kalýr, hatýrlarýný sorardý. Hz. Peygamber (sav) hanýmlarýna güzel ahlakla davranmýþ, ümmetine de güzel ahlakla davranmalarýný emretmiþtir.

Nitekim bir hadis-i þerifte þöyle buyurmuþtur: “Ýmaný en mükemmel olan mü’min, huyu en güzel olandýr. Sizin de en hayýrlýnýz, ailesine daha iyi davrananýzdýr. ” (Ebu Davud, Tirmizi)

Akþam Namazý
Bundan sonra akþam namazýnýn hazýrlýðýný yapardý. Akþam ezaný okununca Akþam namazýný kýldýrýr, daha sonra olan iki rekat nafile namaz (sünnet) kýlardý.
Hz. Peygamber (sav) akþam namazýndan sonra zikir ve nafile ibadetle (Evvabin Namazýgöz kırpma meþgul olur, böylece yatsý namazýnýn vaktinin girmesini beklerdi.

Yatsý Namazý
Yatsý namazýnýn vakti girince, Yatsý namazýnýn farzýndan önce, bazen nafile namaz (sünnet) kýlar, bazen de kýlmazdý. Yatsý namazýnýn farzýndan sonra ise iki rekat (müekket sünnet olan) nafile namazý kýlmayý ihmal etmezdi. Bundan sonra yatar, gece kalkýp vitir namazýný kýlardý.

Nitekim Cabir’den rivayetle bir hadis-i þerifte þöyle buyurmuþtur: “Gece geç vakitlerde kalkmamaktan endiþe eden kimse, vitir namazýný yatmadan önce kýlsýn. Kim, gece geç vakitlerde kýlmak isterse kýlabilir. Zira gece kýlýnan namazda rahmet melekleri hazýr bulunurlar, þahit olurlar ve daha faziletlidir.” (Müslîm.Tirmizi)

Hz. Peygamber (sav) yatsý namazýný kýldýktan sonra saadet hanesine döner, eþlerinden kimin sýrasý gelmiþse geceyi orada geçirirdi. Yatsý namazýndan sonra konuþmayý sevmezdi. (Buhari)

Uyumasý
Hz. Peygamber (sav) devamlý abdestli olduðu gibi, uykuya çekilirken de abdestsiz yatmazdý. Nitekim Ýbn-i Ömer’den rivayetle þöyle buyurmuþtur: “Bir kimse abdestli olarak yatarsa, geceyi bir rahmet meleði ile geçirir. O kiþi uyanýr uyanmaz melek; ‘Allah ‘ým! Falan kulunu baðýþla, çünkü o geceyi abdestli geçirdi, diye dua eder.” (Ýbn Hibban)

Bera bin Azib ‘den (ra) rivayetle Hz. Peygamber (sav) þöyle buyurmuþtur:

“Yataðýna girdiðin zaman, namaz için olduðu gibi abdest al, sonra sað tarafýna uzan ve þöyle de: ‘Allah’ým, kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana döndürdüm. Ýþimi sana teslim ettim. Sýrtýmý sana dayadým, seni saydýðým için. Senden baþka sýðýnacak yer yoktur. Ýndirdiðin kitabýna ve gönderdiðin peygamberlerine iman ettim.’ Bunu der de o gece ölürsen, müslüman olarak ölürsün. Son sözün bunlar olsun.” (Buharý, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Hz. Âiþe (r.anha) validemiz þöyle anlatmýþtýr: “Hz. Peygamber (sav) yataðýna girdiði zaman, ‘muavvizeteyn’i (Felak ve Nas Sureleri) ve Kul hüvallahu ahad’ý (Ýhlas Suresi) okur ellerine üfleyip, ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandýðý zaman ayný þeyi kendisine yapmamý emrederdi. ” (Buharý, Müslim, Ýmam Malik, Tirmizi)

Yatma Þekli
Hz. Peygamber (sav)’in uyku alýþkanlýðý þöyleydi:
Yatsý namazýnýn ilk vakti girer girmez namazý kýlar, sonra bu dualarý okur ve istirahata çekilerek, daima sað tarafýna yatar ve sað elini yanaðýnýn altýna koyarak uyurdu.

Gece yarýsý veya üçte biri geçtikten sonra uyanýr, misvaðý daima baþucunda durur, kalkýnca önce diþini misvaklar, sonra abdest alýr ve ibadetle meþgul olurdu. (Tirmizi)

Gece Ýbadeti
Hz. Aiþe (r.anha) validemiz þöyle anlatmýþtýr: “Resulullah (sav) geceleri ayaklarý yarýlýncaya kadar ayakta durur, ibadet ederdi. Ona: “Senin geçmiþ ve gelecek günahlarýn baðýþlandýðý halde bunu niçin yapýyorsun?” Dedim.” Bana:
“Ben de þükreden bir kul olmayayým mý?” buyurdu. (Buharý, Müslim)

Teheccüd namazý, Hz. Peygamber (sav)’e vacip olduðu için hiç terk etmemiþtir. Bu ibadet ve zikirleri yaparken ümmetine de yapmalarýný tavsiye etmiþtir.

Nitekim bir hadis-i þerifte þöyle buyurmuþtur: “Sizden biri uyurken, þeytan kafasýna üç düðüm atar. Her düðümün üzerine; ‘uzun bir geceye sahipsin uyu!’ diyerek elini vurur. O kiþi uyanýp da Allah-u Zülcelal’i zikrederse bir düðüm, abdest alýrsa bir düðüm, namaz da kýlarsa bütün düðümler çözülür. Artýk o kimse neþeli ve hareketli olur. Aksi halde neþesiz ve tembel olur.” (Ýmam Malik, Buharý, Müslim, Ebu Davud, Nesai)

Diðer bir hadis-i þerifte ise þöyle buyurmuþtur; “Gece bir saat vardýr ki, bu saatte Allah’dan dünya ve ahiret iþiyle ilgili bir hayýr isteyen müslüman kul ona rastlarsa, mutlaka istediði kendisine verilir. Bu, her gece olur.” (Müslim)

Hz. Peygamber (sav) teheccüd namazýný kýldýktan sonra sabah namazý için hazýrlýk yapardý, sabah namazýnýn sünnetini odasýnda kýlar ve cemâatle farzý edâ etmek üzere mescide giderdi.

Evet, Hz. Peygamber (sav) yirmidört saatini genelde iþte bu þekilde deðerlendirirlerdi.

Tövbeye önem verirdi
Gün içerisinde günde yüz sefer tövbe eder ve ümmetine de tövbe etmesini emrederdi. Nitekim bir hadis-i þerifte þöyle buyurmuþtur: “Ey insanlar! Allah’a karþý tövbe ediniz. Ben günde yüz sefer tövbe ederim.” (Müslim)

Hz. Peygamber (sav) beþ vakit farz namazýn ardýndan yapýlan tesbihatlara da çok önem verirdi. Ayrýca günlük okumuþ olduðu dualar vardýr. Yemekten sonra, eve girerken ve çýkarken, tuvalete girerken ve çýkarken gibi…

Hz. Peygamber (sav) günlük okumuþ olduðu dualarý okumak da ona mutabaattýr, sünnetine uymak, O’nun yolunu izlemektir.

Kim Hz. Peygamber (sav)’e mutabaat ederse, Allah-u Zülcelal o kulunu sever ve dostluðunu ona nasip eder.
Gönderen: 01.06.2007 - 21:55
Bu Mesaji Bildir   Ônder23 üyenin diger mesajlarini ara Ônder23 üyenin Profiline bak Ônder23 üyeye özel mesaj gönder Ônder23 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1654 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sakir bayram (64), arabulan (55), ümit09 (53), hilalbaþa.. (44), ESÝLA (39), HiLaL90 (34), enes.gs (38), aksoy60 (40), Beste (46), gümüþta&#2.. (43), derdodertli (51), nurangurtekin (45), irfan temel (53), ismail_kutahya (37), Basel-Stadt (48), BLaCKHaPPY (47), haya (36), hesert (51), lütuf (39), köln72 (52), emretavsan (44), ahmet51 (47), ahmetpolat1983 (41), cansin18 (60), mizgin_islam (44), *HilaL* (39), ogretmen78 (45), mehmet70 (54), bluedream (42), Gül-i Ruhsar (37), Meral Cölkusu (44), Dünyali (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68083 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.