Kur'an ve Sünnet'te üzerinde önemle durulan eþitlik, kardeþlik, adalet, kýst vb. belli bir takým deðerler vardýr. Bu gibi deðerler, müslümanlarýn yöneticilerinin her çaðýn yenilikleriyle uyumlu, deðiþken ve esnek kanunlar çýkarmasýný mümkün kýlmý§týr.

''Ey inananlar! Allah için, daima doðru hüküm verin. Adalete tam uygun þahitlikte bulunun. Bir topluluða olan kininiz sizi adaletten alýkoyýnasýn. Adil olun ki, bu, Allah'a karþý gelmekten sakýnmaya daha yakýndýr. Allah'tan korkun. Doðrusu Allah, iþlediklerinizden haberdardýr.” (Maide Suresi 5:8)


''Ey insanlar! Doðrusu biz sizi bir erkekle bir diþiden yarattýk. Sizi soylar ve kabileler haline koyduk ki, birbirinizi kolay tanýyasýnýz. Biliniz ki, Allah katýnda en iyi olanýnýz O'na karþý gelmekten en çok sakýnanýnýzdýr. Allah her þeyi bilendir, her þeyden haberdardýr.'' (Hucurat Suresi 49: 13)

Ýslam'ýn belirlediði deðerler, deði§en kanunlara yön verdiði gibi, Ýslami kaynaklardaki ekonomik kavramýn ve olgulara getirilen özel yaklaþýmlar deðiþen kanunlara ýþýk tutabilecek niteliktedir. Bu tür yaklaþýmlarýn bir örneðini Hz. Ali 'nin þu sözlerinde görüyoruz:
Hz.Ali, toplumdaki fakirlik olgusundan söz ederken bu olguyu özel bir yaklaþýmla þöyle açýklamýþtýr:
''Fakirin aç kalýþý zenginin refahý yüzündendir.''
Hz.Ali'nin tacir ve ticaret kavramlarýna ve ekonomide ticaret ve kazancýn gerekliliðine olan yaklaþýmý, bunun bir baþka örneðini oluþturur. Hz.Ali, Mýsýr'a vali olarak tayin ettiði Malik Eþter'e yazdýðý tavsiyelerde; tacirleri ve zenaat sahiplerini birlikte zikrederek bu iki kesimin ekonomik hayatýn sürdürülmesinde önemli etkenler olduðunu belirtmiþtir. Baþka bir ifadeyle bu iki kesimi birlikte zikretmekle ticaretin meþruluðunu zanaat gibi ekonomik hayatýn kývamýnda müsbet rol oynamasýna baðlý bilmiþtir.

''Bir de tacirleri, sanat ve zenaat erbabýný tavsiye ederim sana: Onlara karþý hayýrlý ol. Onlarýn bir kýsmý oturduklarý yerlerde ticaretle meþgul olur. Bir kýsmýysa bir yerden bir yere gider, mal götürüp getirir; bir baþka bölüðü de halkýn muhtaç olduðu þeyleri ellerinin emekleriyle hazýrlar. Bunlara hayýrla muamelede bulun; çünkü onlar faydalý kiþilerdir. Gerçekten þeyleri uzun yollar aþarak, beldeler geçerek, ülkendeki karalarda, denizlerde, düzlüklerde, daðlarda gezerek alýrlar, getirirler; oysa halkýn, o þeylerin bulunduðu yerlere gitmesine ne imkan vardýr, ne de gücü yeter.'' Görüldüðü gibi Hz. Ali, tacirin de zenaatçýýýýn iþindeki önemli rolü paylaþtýðýný açýklamý§týr. Böylece tacirin elde ettiði kazancýn meþruluðu, onun serveti ve sermayeyi korumak için yaptýðý çalýþmalara baðlanmýþtýr. Bu anlayýþ açýsýndan ticaret, Batý'dakinin tam tersine, sömürge aracý olmaktan çýkýp ekonomik hayattaki gerçek yerini alýyor .