0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » GÜZEL SÖZLER » _SONSUZLUK NURUNA YÖNELIS

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
medahms su an offline medahms  
_SONSUZLUK NURUNA YÖNELIS
168 Mesaj -
S.A

_SONSUZLUK NURUNA YÖNELIS



Evren, insan için sonsuzluðun idrak edilmesi imkanýný taþýyan bir alandýr. Milyarlarca galaksi sistemlerinin, yýldýz ve gezegenlerin varlýklarý ve her birinin farklý özellikler barýndýrmasý ufkumuzu geniþletebilir.
Her geçen gün yeni galaksilerin, muhteþem renk cümbüþünü sergileyen yeni nebulalarýn keþfedilmesi, Yaratýcýmýzýn sonsuz kudretini ve sýnýrsýz güzelliklerini ortaya koymaktadýr.
Bu durum ayný zamanda insanoðlunun aczini, yani teknolojik imkanlarýmýz ve astrofizik bilgilerimiz ne kadar geliþmiþ olursa olsun, mutlaka ulaþamayacaðýmýz mekânlarýn olduðunu da göstermektedir. Çünkü sonsuzluðun keþfi, öncelikle manevi anlamda gerçekleþebilir. Bir baþka ifadeyle, maddi düzlemde gördüðümüz her þeyin gerçek özlerinin mana alemlerinde bulunmasýndan dolayý, bu seviyeye yükselmeden evreni keþfetmek ve sonsuzluk nuruna yönelmek mümkün deðildir.
Sonsuzluða bir kapý aralamak
Sonsuzluk, ufuk çizgilerine vardýðýmýzda biten ve baþlayan noktalarýn aynýlýðýný fark ettiðimizde hissedilebilir. Nokta ile çizgi arasýnda bire bir iliþki vardýr. Noktalar olmazsa çizgi olmaz. Çizgi olmazsa noktalar gözükmez. Madde ve mananýn peþi sýra alanlar olduðu deðil de, birbirini tamamlayan ve iç içe olan hakikat yansýmalarý olduðunu idrak ettiðimizde nura doðru yönelmiþ sayýlabiliriz.
Mevlâna Hazretleri’nin insanýn ve alemin yaratýlýþý açýsýndan unutulmamasý gereken, Allah’ýn kudreti, lütfu, keremi ve kainatý kaplayan sonsuz mübarek nuru hakkýndaki mübarek sözlerine bakalým:
“Allah kendi kudret ve büyüklüðü ateþinden bir alev aldý ve onu cemali tecellisi ile saf bir nur haline koydu. Sonra o saf nur ile kainatta mevcut bütün nurlarý parlattý.
Parýl parýl parlayan o nur bütün ruhlara aksetti. Bütün ruhlar üzerinde parladý. Adem a.s. da isimleri bilme bilgisini o nurla elde etti.
O büyük ve sonsuz nura, can denizi ve denizlerin caný desem de layýk deðildir. Onu anlatabilmem için ona yeni bir ad aramam gerek.
O büyük ve eþsiz nur hakký için ki, bu ve þu denilen þeyler ondandýr. Bütün içler, bütün özler ona nispetle kabuk gibidir.” (Mesnevi-i Þerif, c. II, beyit: 906-935)
Nurdan oluþmuþ, her zerresi nurla çevrilmiþ, ancak zaman ve mekânla sýnýrlandýrýlmýþ bu alemde insan nerededir? Cevabýný Ahmet Hamdi Tanpýnar’ýn mýsralarýnda bulabiliriz:
“Ne içindeyim zamanýn
Ne de büsbütün dýþýnda;
Yekpare geniþ bir ânýn
Parçalanmýþ akýþýnda.”
Ýþte, sonsuzluða kapý aralamak üzere uzayýn sýrlarýna vâkýf olmak isteyen insan için, zamanýn ve mekânýn aþýlmaya çalýþýlmasý gerekmez mi? Zaman ve mekân ötesi, var oluþ için yekpare bir düzlemdir; yani bu alanda farklý idrak biçimleri vardýr. Artýk her þey, var olan bütünlük içerisindedir. Dünyadan uzayýn derinliklerine doðru açýldýðýnýzda zaman birimleri ve mekân koordinatlarý deðiþmiyor mu?
Ýnanan ve Yüce Allah’a ulaþmak isteyen insan için sonsuzluðun idraki, ayný zamanda duygularýmýzý aþmayý da gerektirmektedir. Çünkü kainatýn yaratýlýþýnda ve özünde var olan “Hakk’ýn nuru deniz gibidir; duygu ise çið tanesine benzer.” (Mesnevi-i Þerif, c. II, beyit: 1295). Duygularýmýz bizi sadece insanî sýnýrlarýmýz içinde tatmin edebilir; deryaya nispeten bir çið tanesi kadar deðeri olabilir ama Hakk’ýn nuru için nice çið taneleri de feda edilmelidir.
O denizin kýyýsýnda
Peki, bahsettiðimiz bu sonsuzluk denizine nasýl ulaþabiliriz? Muhtemel pek çok cevaptan bazýlarýna þu örneklerle iþaret edebiliriz:
Necip Fazýl’ýn Sakarya Türküsü isimli þiirinde önemle vurguladýðý gibi, insanýn ve yaratýlmýþ olan her þeyin bir akýþta demetlenmiþ olduðunu unutmamalýyýz:
“Ýnsan bu, su misali, kývrým kývrým akar ya; / Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. / Su iner yokuþlardan, hep basamak basamak; / Benimse alýn yazým, yokuþlarda susamak. / Her þey akar, su, tarih, yýldýz, insan ve fikir; / Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir. / Akýþta demetlenmiþ, büyük, küçük, kâinat;” (Çile, 398)
Hepimiz, her þey, varlýk, madde ve mana, hepsi bir merkeze doðru akmaktadýr. Bu akýþ, manevi olan þeyleri de kapsamaktadýr. Evrenle ve evrende halife olan insanla ilgili her þey bu akýþ sayesinde aslýna dönmektedir. Çünkü yöneldiðimiz merkez, geldiðimiz yerdir. Böylece daire tamamlanmýþ olacaktýr.
Vücudumuzda bize hayat veren kanýmýzý taþýyan bütün damarlar, kalbimize akmýyor mu? Kalbimiz hayatýmýzýn tam merkez noktasý! Kalbimiz sadece biyolojik anlamda deðil, ayný zamanda manevi anlamda da merkezî olma fonksiyonunu yerine getirmektedir. Yani kanýmýz gibi bütün duygularýmýz da kalbimize akmýyor mu?
Bundan dolayýdýr ki Peygamberimiz s.a.v.’in bizlere, bir hadis-i þerifinde, küçük bile olsa yapýlan her günahýn, söylenen her kötü sözün, kalpte bir kara leke býraktýðýna ve bunlarýn devamý halinde kalbimizin büsbütün karardýðýna iþaret etmesi son derece anlamlýdýr. Sözlerimizden, duygularýmýzdan, kalbimize neler akýyorsa, bunlar kalpten mücessem olarak, yani davranýþ ve tavýr olarak dýþa yansýmaktadýr. Böylece ahlâkî yapýmýzý belirlemiþ olmaktayýz.
Sonsuzluk nuruna ulaþabilmemiz, daha doðrusu önce bu yola girebilmemiz için, yaratýlýþýmýzdan itibaren bu yolda olduðumuzu zihnen ve kalben idrak etmemiz gerekli…
Akýþ ve yörüngeler
Yaratmýþ olduðu her varlýða Allah bir yörünge belirlemiþtir. Yörüngesine göre varlýklar ve tabii ki insanlar deðer kazanabilir veya deðeri tespit edilebilir.
“Geceyi, gündüzü, güneþi, ayý yaratan O’dur. Bunlarýn her biri bir yörüngede yüzmektedir.” (Enbiya, 33)
Bu ayet-i kerimedeki yüzme ifadesi, bir noktaya doðru akýþý da ifade etmektedir.
Kendi yolumuzu tasvir eden yörüngelerimiz, bizlerin fýtrî eðilimlerini de belirlemektedir. Bu anlamda baktýðýmýzda hayatta yarýþ yoktur. Herkes kendi kabiliyetleri ve anlayýþlarý ölçüsünde bulunduðu makamdadýr.
“Ne güneþ aya eriþebilir, ne de gece, gündüzün önüne geçebilir. Hepsi bir felekte yani yörüngede yüzmektedirler.” (Yâsin, 40)
Feleðin, yani sema’nýn veya gökküresinin kendisi de bir yörüngededir. Aþktan cûþa gelip sema’ eden semazenlerin kendi çizgilerindeki o muhteþem devranlarý, evrendeki yýldýz ve gezegenlerin merkezdeki nura doðru akýþlarýnýn tecessüm etmiþ halleri deðil midir?
Kainattaki varlýklarýn tek bir yörüngesi mi vardýr? Tabii ki hayýr... Bir atomun elektronlarýnýn sayýsýna ve karakterine göre, çekirdeðin etrafýnda farklý sayýlarda yörüngeler oluþturduðunu biliyoruz. Çeþitli atomlarýn birbirlerinden elektron almasý veya vermesi gibi karakterlerini ve karar biçimlerini, son yörüngelerine bakarak belirliyoruz. Ýnsan da böyle; gezegenler de! Ve Kur’an bu gerçeði þöyle bildirmektedir:
“Çeþitli yörüngeleri bulunan göðe and olsun ki…” (Zariyat, 7)
“Nereye gidiyorsunuz?”
Þimdi sormamýz gerekiyor: Ýnsan, evrendeki gezegenlerin yörüngesine inanýyor da, nasýl oluyor kendi yörüngesinin de olduðunu keþfedemiyor? Hepimiz bir yörüngede akýp sonsuza doðru gitmekteyiz. Kendi yörüngemizin farkýnda mýyýz ve ondan razý mýyýz? Bulunduðumuz alaný ve yörüngemizi görememek, cehennemin farklý bir biçimi olmasýn!
Bu noktada bizlere pratik ve ahlâkî anlamda bir sorumluluk düþmektedir: Herkesi kendi yörüngesine göre deðerlendirmek! Karþýlaþtýðýmýz insanýn yaptýklarýnda ve söylediklerinde bir istikrar varsa, hangi parkurda olursa olsun, o kimseye az veya çok bir deðer atfetmeliyiz. Ýnsanlýk ve var oluþ için asýl problemli insan, münafýk dediðimiz sürekli yörünge deðiþtiren istikrarsýz insandýr.
Söz konusu deðerlendirmelerimiz ýþýðýnda sonsuzluk yolcularýnýn dikkat etmesi gereken þey, bazý yüksek ruhlu insanlarýn yörüngelerinin çok deðerli olduðunun bilinmesidir. Varlýðýnýn bir anlam ifade edebilmesi için elektrona ihtiyacý olan insanlar, yüceliðin temsilcisi olan bu kiþilerden kendilerine elektron transfer etmelidirler ki, onlarýn evrende açtýklarý koridorlardan geçerek mana alemine ulaþabilsinler.
Hýzla giden bir arabanýn içindeki insanlarýn yaþadýklarý hýzý bilememesi gibi, yaþadýðýmýz zamanýn da yeterince farkýnda olamayabiliyoruz. Bizi kendimize getirecek bir iksire ihtiyacýmýz var. Ancak adý aþk olan bu iksir bizleri sonsuzluða taþýyabilir. Muhammed Ýkbâl’in dediði gibi:
“Gerçi zamanýn akýþý pek hýzlýdýr her þeyi silip götürmektedir;
Ama aþkýn kendisi diðer selleri durduran bir büyük seldir.” (Cebrail’in Kanadý, 97)
Bütün derelerin, ýrmaklarýn okyanuslara yani bahr-i ummanlara akmasý gibi, günün birinde bir bahr-i ummanýn kucaðýna düþersek, bu deryada aþk iksirini içip sonsuzluk nûruna gark olabiliriz.
Böylece “Bu aþk bir bahr-i ummandýr / Buna hadd-ü kenar olmaz.” diyen Seyyid Seyfullah’ýn yaþadýðý, sýnýrý olmayan ummanda bulunmanýn sonsuz zevkine ulaþabiliriz.


Gönderen: 07.02.2007 - 17:08
Bu Mesaji Bildir   medahms üyenin diger mesajlarini ara medahms üyenin Profiline bak medahms üyeye özel mesaj gönder medahms üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1362 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.85658 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.