*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - saidi nursi hz leride zaman tasavvuf zamani degildir dedigini söylüyorlar

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1719 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 22. Eylül 2024 - 18:37

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » saidi nursi hz leride zaman tasavvuf zamani degildir dedigini söylüyorlar

önceki konu diğer konu

13 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	DERiNsular

		saidi nursi hz leride zaman tasavvuf zamani degildir dedigini söylüyorlar

171 Mesaj -

zaman tasavvuf zamani degil
-----------------------------------------------

saidi nursi hz leride zaman tasavvuf zamani degildir dedigini söylüyorlar

Evet, Üstad'ýn dediði gibidir, zaman tasavvuf zamaný deðildir, çünkü zaman iman kurtarma zamanýdýr, çünkü bu sözü eþ-þeyh seyyid Muhammed Raþit hz. (ks)'de söylemiþtir. Bu gün hangi tasavvuf mürþidi bütün himmetini tasavvufun üstadlarý olan "Þahi nakþubendi, Þeyh Abdulkadir'i Geylani, Ýmam-ý RAbbani..." gibi insanlarýn sadece seyr-i sülüküne himmetlerini ayýrýyorlar.
Hiç birisi, çünkü Seyda Hazretlerinin buyurduðu gibi " Ýnsanlar imansýzlýktan giderken bizler kalkýp bütün himmetimizi üç-beþ kiþinin yetiþtirilmesine harcayamayýz" diyerek üsta'dýn 5. mektubunda " Eðer bugün þahi nakþubend, þeyh Abdulkadir'i geylani... yaþamýþ olsalardý bütün himmetlerini hakaiki imaniyeye ayýrýrlardý" buyurmasý arasýnda hiç bir fark yoktur.
Eski dönemlerde Ateistlik,kominizim vb. þeyler yoktu ya da azdý ve haram iþlemek bu kadar aþýrý bir þekilde revaçta deðildi. Onun için Allah dostlarý daha çok insanlarý dergaha takva ile yaþamalarý ve diðer insanlara yol göstermeliri için mürþid yetiþtirmek için himmetlerini harcarlardý. Fakat bugün durum tersine dönmüþtür ve o Allah dostlarýda günün gereði gibi hareket etmektedirler.
Gördüðünüz gibi yol ve yöntem ayný, deðiþen birþey yok. Arada bir fark var ki, o da ; Tasavvuf ehlilin yol göstericileri yaþýyor, fakat nur cemaatinin yol göstericileri vefat etmiþtir. Tasavvuf ehlinin mürþidleri vefat ettiði zaman bayraðý baþka bir mürþide verirler ve onlar yaþayan olarak insanlara zamanýn durumuna göre himmetlerini harcarlar.
Bu arada tabiki risale okuyacaðýz, zaten tasavvuf ehlinin eksiklerinden biri de risaleye yabancý olmasýdýr.
Fakat kiþinin yaþayan yol gösterici bir modelinin de olmasý büyük bir nimettir. Ve þunu bilin ki, Üstad'ýn yaþamý ve yazmýþ olduðu risaleleri tasavvuf'tan kesinlikle beri deðildir, bilakis tasavvufla içiçe etle kemik gibidirler. Bir risale okuyucusu olarak hep þu düþünceyi taþýmýþýmdýr " Eðer tasavvufu risaleden çýkarýrsanýz risale diye bir þey kalmaz."
Bu münasebetle önemli bir not yazýp bitireyim.
Bizler Müslümanlar olarak bilgi ve birikimimizi ve himmetimizi lütfen diðer cemaatlardan olan kardeþlerimizle mücadelede kullanmayalým. Karþýmýzda mücadele edeceðimiz o kadar çok azgýn düþmanýmýz var ki (Ateistler,Koministler, Ýslam düþmanlarý, Kur'an düþmanlarý, Hadis kabul etmeyenler, Mezhep kabul etmeyenler, cemaat düþmanlarý..vb) eðer onlarla mücadelede harcarsak enerjimizi o zaman hak ile iþtigal etmiþ oluruz.

Gönderen: 08.01.2007 - 15:41

	Havz-i Kevser

1543 Mesaj -

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Derinsular kardeþim. konu güzel ama baþlýk sanki karþý geliyormuþ gibi izlenim veriyor. Ama önemli deðil güzel kardeþim küçük bir ayrýntý sadece...

Üstadýn yolu Ýman yoludur. Söylediðin gibi kardeþim yaþadýðý zamanda Cumhuriyet dönemi yani Hadsiz saldýrýlarýn olduðu zamandýr. Koministlik DÝnsizlik islama yaný baþýmýzda saldýrýlarýný devam ettiriyordu. Üstad da imaný kurtarma devridir demiþtir. Vefat edinceye kadar da bu yolda gitmiþtir. Zira kendisine de kalbine keþf yoluyla vesile olan Risali Nuru yazmýþtýr. Kuran-ý Kerimin geniþ manada bir tefsiri gibidir. Bilinmeli ki gerçek Tasavvuf Ehl-i çelik gibi imanlara sahipti. Bu sebeple tasavvuf yolunda derin makamlara ve manalara ulaþmýþlar. Ýman mümin için temeldir temeli çürük olan binaya güzel katlar balkonlar yapsak ne faide verir. Küçük bir rüzgarda bina yýkýlýr. Zaman imanýmýzý muhafaza ve güçlendirme devridir. Ýmaný çelik gibi olan mümin için kalp sýrlarý da açýlýr ÝnþALLAH.

Düþünülmesin ki Üstad Tasavvufa karþý çýkýyor bil hakis çoðu zaman Himmet ettiði kiþi Gavsul Azamdýr. Zira birçok yerde bu halden bahseder. Hatta rusyadan kaçýþýný anlattýðý bölümde de nakleder.

Gönderen: 09.01.2007 - 20:32

Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara

Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle

	semerkand52

26 Mesaj -

ÖNEMLÝ VE ANLAMLI BÝR KONYA DAHA DEÐÝNMÝÞSNÝZÇ..
ALLAH CC RAZI OLSUN....
AYET DÝYOR SADIKLARLA OLUN....
ALLAH CC DOSTLARIOYAL OLMAK YOL ALMAK BÝZÝ KURTULUÞA ERDÝRÝR..
KISA BÝR MENKIBE ANALTCAM ÝNÞ

necip fazýl kýsakürek tasasuuf þairi bir gün karþý yakaya geçmek için gemiye biner ve gazetsinÝ açAr okur yanýna geLen bir yolcu ona yönelek sorar bu tarikata ne gerek varki der..oda hiç þeklini bozmadan þöyle cvp verir
sen karþý yakaya geçmek için gemiye bindin neden yüzerek geçmedin.

anlþaýldýðý üzere..inþ
tþk ler derinsular

Mesaj 2 kez düzenlendi. En son semerkand52 tarafından, 11.01.2007 - 20:32 tarihinde.

Gönderen: 10.01.2007 - 22:33

semerkand52 üyenin diger mesajlarini ara

	buharii

47 Mesaj -

arkadaslar bu kadar yazýyorsunuz ama hep delýlsýz yazýyorsunuz...tasavvuf ýslama hýndýstandan gýrmýstýr....islamdan olmayan býr seyý ýslamdanmýs gýbý gostermeyýn ýns

Gönderen: 11.01.2007 - 11:37

	DERiNsular

171 Mesaj -

BUHARÝÝ KARDEÞÝM DELÝLSÝZ OLAN NEDÝR ?

TASAVVUF HÝNDÝSTANDAN GELMÝÞ ÝSE NE OLMUÞ,

ÝSTERSE CÝN DEN GELMÝÞ OLSUN.

PEYGAMBER EFENDÝMÝZ (S.A.V) NE BUYURUYOR.?

ÝLÝM CÝNDE DE OLSA GÝDÝN ALIN.

HÝNDÝSTANA NEREDEN GELMÝÞ BÝLÝYORMUSUNUZ ACABA.?

HEM DÝNDE OLMAYAN NEDÝR ACIKLARMISINIZ.?

ÞAYET TASAVVUFU KAST EDÝYORSAN BUYUR AÞAGIYI OKU.

NAKÞÝBENDÝYYE TARÝKATI

a) Behâeddin Nakþbend (k.s.): Adý Muhammed b. Muhammed el Buharîdir. 718/1218 tarihinde Buharaya 9 km. uzaklýkta Kasr-ý Hindüvan (Kasr-ý Ârifan)da dünyaya geldi.

Nakþibend dünyaya geldiði zaman Hacegân Tarîkatý þeyhlerinden Muhammed Baba Semmasî (ölm. 740)1339) müritleriyle birlikte o köye gelmiþ ve henüz çok küçük yaþlarda bulunan Nakþbendi manevi evlatlýða kabul etmiþtir. Baba Semmasînin müridi bulunan Emir Külâle: Bu erin terbiyesi sana aittir. dediði rivayet edilir.

Nakþbend her ne kadar Emir Külâle intisab etmiþse de, kaynaklar onun gerçek þeyhinin, kendisinden çok sene önce vefat eden Abdülhalýk Gücdevanî olduðundan bahsetmektedirler. Tasavvufta bu tip terbiye usûlüne Üveysîlik yolu ismi verilir.

Hacegân Tarikatý alenî zikri tercih etmiþ ve Bahaeddin Nakþbende kadar bu tarikat alenî-güyen olarak bilinmiþtir. Nakþbend ise Hafi Zikri ihtiyar etmiþtir.

Semmasînin vefatýndan sonra oradaki derviþlerin sohbetlerine iþtirak etmiþtir. Baheddin Nakþbend, Emir Külalden hilafet aldýktan sonra Yesevî þeyhlerinden Kasým Þeyh ve Halil Atâ ile tanýþmýþtýr. Reþahatýn beyanýna göre Nakþbend, önceleri Mevlana Arif ile tanýþmýþ, yedi sene onunla beraber olmuþtur. Daha sonra Halil Atanýn sohbetlerine devam eder ve oniki sene onunla birlikte olur.

Nakþbendin Kasr-ý Arifanda bir mescid yaptýrdýðý, mescid için sýrtýnda bizzat kerpiç taþýdýðý rivayet edilir. Bazý kaynaklarda Nakþbendin devamlý Kasr-ý Arifanda oturduðu fakat sýk sýk þeyhi Emir Külal ile sohbet amacýyla Nefese gittiði kaydedilir.

Bahaeddin Nakþbend, Kasr-ý Arifânda hastalanýp, kýsa bir müddet sonra yetmiþ üç yaþýnda Hakkýn rahmetine kavuþmuþtur. (Rebiül-evvel, Pazartesi, 791/ 3 Mart 1389)

Bahaeddin Nakþbend, Hanefî mezhebinde idi. Her fýrsatta sohbeti tercih eder, sohbetlerinde ilim ve ahlâka büyük yer verirdi. Tarikimiz Sohbettir. derdi.(1)

b) Tarikatýn Geliþmesi: Nakþibendî Tarikatý, Bahaeddin Nakþbendin halifelerinden Alaeddin Attar, Zahid Bedahþî ve Muhammed Parsa tarafýndan çok geniþ bir alana yayýldý. Yeseviyye Tarikatinin bulunduðu beldelerde pek çok taraftar buldu. Bilhassa Ýmam Rabbani zamanýnda (ölm. 1034 h.) Hindistan ve havalisinde yayýldý. Ýmam Rabbaninin oðlu Muhammed Masum da ciddi bir tedris tezgahýndan geçerek, babasýnýn mütedil tasavvuf yolunu devam ettirdi. Oðlu Þeyh Seyfeddin, halifesi Seyid Nur Mehmed Bedvânî ile tarikat, hem naklî, hem tasavvufî ve hem de müsbet ilimler tedris eden bir medrese, bütün halka açýk bir müessese haline geldi.

Nakþbendi Tarikatý Fatih Sultan Mehmed zamanýnda, Übeydullah Ahrarýn halifelerinden Molla Ýlâhî vasýtasýyla Ýstanbula geldi. Gulam Ali Dehlevî ve Ebu Said Müceddidî ile tarikat Hindistanda kuvvetlendi.

XVIII. asýrda Mevlana Ziyaeddin Baðdadi ile tarikat, Osmanlýlarda hem geniþledi, hem de istikrar kazandý. Osmanlý Sultanlarýnýn tarikate yakýn ilgi duyduklarý tarihi kayýtlarda mevcuttur. Son Osmanlý Padiþahý Vahdettinin Nakþî ve Halidî olduðu rivayet edilir. Nakþilik tam anlamýyla sünnî bir tarikattýr. Zikir ve adabýnda sükûnet ve mahviyet hakimdi.

Nakþi tarikatý; Türk kültürüne, halk mearifine, Anadolu vahdetine büyük hizmetleri geçmiþ bir tarikattýr.

Baþlangýçta çeþitli kollarla gelen tarikat silsilesi, Yusuf Hemadanîden sonra tek kol olarak devam eder. (öl. 1140)

Bu tarikat silsilesi,

Hz. Ebubekir (r.a.)den, Ebu Yezîd Bistamîye kadar SIDDÎKÝYYE,

Bistamiden Abdülhalýk Gücdevaniye kadar TAYFURÝYYE,

Gücdevaniden Muhammed Bahaeddin Nakþbende kadar HÂCEGANÝYYE,

Bahaeddin Nakþbendden Ubeydullah Ahrara kadar NAKÞBENDÝYYE,

Ubeydullah Ahrardan, Ýmam Rabbanîye kadar NAKÞBENDÝYYE-Ý AHRARÝYYE,

Ýmam Rabbanîden Þemseddin Mazhara kadar NAKÞBENDÝYYE-Ý MÜCEDDÝDÝYYE,

Þemseddin Mazhardan Mevlana Halide kadar NAKÞBENDÝYYE-Ý MAZHARÝYYE,

Mevlana Halidden sonra NAKÞÝBENDÝYYE-Ý HALÝDÝYYE olarak anýlmýþtýr.

c) Tarikatýn Temel Prensipleri: Hace Abdülhalýk Gücdevaniden intikal ettiði rivayet edilen onbir temel prensib, tarikatýn temelini teþkil eder.

1. Vukûf-i Zamanî: Manevi yolculuða çýkmýþ müridin devamlý geçen zamaný deðerlendirmesi, ona vakýf olmasýdýr. Mürîd, bütün varlýðý ile, boþ vakit geçirmemeli, bütün zamanýný iyi deðerlendirmelidir. Her zaman Hakký düþünmeli, Ondan gafil olmamalýdýr. Sözünü, iþini kontrol etmeli, hayatýna çeki düzen vermelidir.

2. Vukûf-i Adedî: Mürîd verilen dersin adedine de vakýf olmalýdýr. Bahaeddin Nakþibend, kalbî zikirde adede riayetin, sadece hatýrda mevcut olan, bir takým þeylerin zihinlerden uzaklaþmasý ile zikrin saðlayacaðý neticenin gerçekleþmesini temin olduðunu belirtmiþtir. Zikirden beklenen esas gaye, zikredenin kalbinin Allah ile huzur bulmasýný temindir.

3. Vukûf-i Kalbî (Kalbi ayýk tutmak): Zikreden kimse her zaman gönlünü Allaha karþý uyanýk tutmalýdýr. Bu sayede masivaya karþý duyulan aþýrý sevgi azalýr.

4. Hûþ Der Dem (Nefes alýp verirken gaflette olmamak): Hûþ, akýl, dem ise nefes demektir. Hûþ derdem ise, nefes alýþ veriþte uyanýk olmak, gafletten korunmaktýr. Nefesleri gafletten korumak, kalbi huzura kavuþturur.

5. Nazar Ber Kadem (Ayaða Nazar): Yürürken önüne bakan kimse, masiva ile fazla meþgul olmaz, etrafa bakýp dalmak kalbi perdeler. Salik bu sayede aðyara bakmaktan uzaklaþýr. Önüne bakan kimsede alçak gönüllülük hususiyetleri kuvvetlenir. Ayrýca Nazar ber kadem salikin kendisinden yüksek olanlara bakýp, isyankâr olmamasý, aþaðýdakileri görerek þükretmesi ve onlara gücü nisbetinde yardýmda bulunmasý demektir.

6. Sofer Der Vatan (Haktan Hakka Sefer): Ýnsanýn kötü huylardan, beþeri sýfatlardan, güzel huylara; insanî sýfatlardan, meslekî sýfatlara sefer etmesi, ahlaki olgunluða kavuþmasýdýr. Derviþlerin feyz alabilecekleri birini buluncaya kadar sefer etmesine de bu isim verilmiþtir.

7. Halvet der Encümen (Toplulukla Halvet): Maddi varlýðý halk ile meþgul olurken, gönlün hak ile huzur bulmasýdýr. Bahaeddin Nakþbend; bu tarikatýn halvet der encümen temeli üzerine kurulduðunu söyler.

8. Yâd Kerd (Zikretmek): Ýnsanýn, murakabe mertebesine ulaþtýktan sonra nefy ve isbatý belli bir müktar dil ile yapmasýdýr.

9. Bâz Geþt (Dönüþ göz kırpma

: Nefesini tutup, nefy ve isbat zikrini (La ilahe illallah) yaptýktan sonra, nefesini býrakýrken ilahi ente maksûdî ve rýzaike matlubî cümlesindeki manayý düþünmektir.

10. Nigh Daþt (Muhafaza): Zikir yapanýn kalbine sahip olmasýdýr. Böylece kalbi nefsanî düþüncelerden, kalblere vesvese veren herþeyden kurtarmak ve korumaktýr.

11. Yâd Daþt (Yadetmek): Allahý devamlý düþünmek, hatýrdan masivayý atmaktýr.

Bu tarikatte müridin vazifeleri, nefsine karþý vazifeleri, zikir, rabýta, Hatm-i Haceganýn ne þekilde olacaðý net olarak açýklanmýþ ve kayýt altýna alýnmýþtýr.

kaynak:Ýslam tasavvufu-prof.dr.H. Kamil YILMAZ

Gönderen: 11.01.2007 - 14:06

	DERiNsular

171 Mesaj -

HAVZ Ý KEVSER KARDEÞÝM SANA KATILIYORUM.

DÝGER KARDEÞLERÝMDENDE

Allah Razı Olsun

Gönderen: 11.01.2007 - 14:14

	ibn_teymiyye

21 Mesaj -

selamu aleykum guzel arkadasým...ben nýr seyý duzeltmek ýstýyorum ...yukarýda yazmýs oldugunuz ýlým cýnde de olsa gýdýn alýn hadýs uydurma dýr býlgýnýz olsun dýye hatýrlatmak ýstýyorum hadýs ýmamlarýmýz bu hadýse uydurma demýslerdýr...selametle ýnsaallah

Gönderen: 11.01.2007 - 14:24

ibn_teymiyye üyenin diger mesajlarini ara

	DERiNsular

171 Mesaj -

A,S

sevgili ibni yeymiyeci kardeþ,

bu , ilim cindede olsa gidin alýn hadisini

uydurma diyorsun ama ben sana kaynak veriyorum buyur.

CAMÝÜSSAGÝR,CÝLT 1. SAHÝFE 44,

HZ ENES R.A RÝVAYET EDÝYOR

BÝRDE.

BEYHAKÝNÝN, ÝMAN KISMINDA VAR.BU HADÝSÝ ÞERÝF.

BU KADAR DELÝL YETER SANIRIM.

ALLAHU TEALA ÜMMETÝ MUHAMMEDÝ MESHEP VE TASAVVUF

DÜÞMANLARINDAN KORUSUN.O KARDEÞLEREDE GERÇEKLERÝ

ÝDRAK ETMEYÝ NASÝP ETSÝN

AMÝN.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son DERiNsular tarafından, 11.01.2007 - 19:17 tarihinde.

Gönderen: 11.01.2007 - 15:26

	Havz-i Kevser

1543 Mesaj -

Ve Aleykum Selam Ve Berekatu...

Bazý fýrkalarda harici zihniyetli. Harici olacaðýna Tasavvuf Ehl-i Ol. Mesaj alýndý sanýrým...

Gönderen: 11.01.2007 - 19:05

	semerkand52

26 Mesaj -

TASAVFUF KURAN VE SÜNNET YOLUDUR..

O HALDE HALA NEDEN KARRDEÞLER GAFLETTEN UYANIPTA..YOLUMUZU BÝLEN KÝÞÝLERLE GÝTMÝYORUZ..
ÖRNEÐÝN ÞU ÞEKÝL DÜÞÜNELÝM EN BASÝDÝNDEN
BÝR YOLA ÇIKIYORSUNUZ BU YOLU SÝZDEN ÇOK DAHA ÝYÝ BÝLEN BÝRÝSÝYLEMÝ GÝTSENÝZ DAHA ÝYÝOLUR YADA TEK BAÞINIZAMI GÝTSENÝZ DAHA ÝYÝ OLUR..
TABÝKÝDE BÝLEN BÝRÝSÝYLE..

O HALDE ALLAH YOLUNDA ÝLERLERKEN KENDÝMÝZE BU YOLDA ÝLERLEMÝÞ SADIKLARI SEÇELÝM ÝNÞALLAH.

Gönderen: 11.01.2007 - 20:37

	kofi

291 Mesaj -

Allah hepinizden razi olsun cok gzl bi sekilde anlatiyorsunuz Rabbim hizmetinizin mükafatini verir insaAllah...

Gönderen: 12.01.2007 - 11:35

	DERiNsular

171 Mesaj -

"Þu üslûp, bir silsilenin mübarek hýrkalarýnýn parçalarýndan dikilmiþtir. Yani Þah-ý Nakþibend, Ýmam-ý Rabbanî, Halid Ziyaeddin, Seyyid Tâhâ, Seyyid Sýbðatullah ve Seyda gibi evliyaya iþaret var." (Münazarat).

"Ben sekiz-dokuz yaþýnda iken, bütün nahiyemizde ve etrafýnda ahali Nakþî tarikatýnda ve oraca meþhur Gavs-ý Hizan namiyle bir zattan istimdat ederken, ben akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak "Yâ Gavs-ý Geylânî' derdim. Çocukluk itibarýyla elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir þey kaybolsa, "Yâ Þeyh! Sana bir Fatiha, sen benim bu þeyimi buldur.' Acibdir ve yemin ediyorum ki, bin defa böyle Hazret-i Þeyh, himmet ve duasýyla imdadýma yetiþmiþ. Onun için bütün hayatýmda umumiyetle Fatiha ve ezkâr ne kadar okumuþ isem, Zât-ý Risaletten (a.s.m.) sonra Þeyh-i Geylânî'ye hediye ediliyordu. Ben üç-dört cihetle Nakþî iken, Kadirî meþrebi ve muhabbeti bende ihtiyarsýz hükmediyordu. Fakat tarikatla iþtigale ilmin meþguliyeti mâni oluyordu." (Sekizinci Lem'a, Osm. s.65.)

Nurs seyahatlerimiz esnasýnda üç-beþ defa Hizan'a uðramýþtýk. Hizan yakýnlarýnda Gayda kasabasý bulunmaktadýr. Yukarýdaki nakillerde adý geçen Seyyid Sibðatullah Hazretleri burada bir tepecikte medfundur. Bu tepede ayakkabýlar çýkartýlarak, hürmet içinde ziyaretler yapýlmaktadýr.

Gavs-ý Hizan Seyyid Sýbðatullah l87l yýlýnda vefat etmiþ, bu vefattan beþ yýl sonra da Bediüzzaman dünyaya gelmiþti.

Gavs olmaktansa gelecek zata baba olmayý tercih ederim.

Bazý zamanlarda Üstad Bediüzzaman'ýn muhterem babasý Sofi Mirza Efendi, Nurs köyünden kalkarak Gayda'ya Seyyid Sýbðatullah Hazretlerinin ziyaretine gelirdi. Bir defasýnda muhteþem mecliste Seyyid Sýbðatullah ayaða kalkarak, Sofi Mirza'ya meclisin baþköþesinde yer göstermiþti. Orada bulunan ulemâ ve hulefâ, bu basit, ümmî Nurslu köylüye neden bu kadar alâka ve hürmet göstediðini Seyyid Sýbðatullah'tan sorduklarý zaman, Gavs-ý Hizan þu cevabý veriyordu: "Bu Sofi Mirza ileride öyle bir zata baba olacak, bunun sulbünden öyle bir zat gelecek ki, o zata baba olmayý ben on gavslýða tercih ederim. Gavs olmaktansa, o gelecek zata böyle bir baba olmayý tercih ederim!"

Abdurrahman Nursî'nin, Bediüzzaman'ýn hayatýyla alâkalý yazdýðý kitapta Siirt'in büyük âlimi Molla Fethullah'tan naklen þu parçayý okumaktayýz:

"Zekâ ile hýfzýn aþýrý derecede bir arada bulunmasý gerçekten az rastlanýr bir þeydir. Fakat þimdiye kadar bu özelliði iki kiþide gördüm. Biri sizde (Bediüzzaman'da), diðeride Molla Halid-i Olekî'de."

Gönderen: 12.01.2007 - 13:39

	Havz-i Kevser

1543 Mesaj -

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

MaþALLAH güzel kardeþlerim ALLAH c.c. razý olsun. ÝnþALLAH biz Erbablarýndan iþin kaynaklarýndan kalbi ilimler naklederken size Üstad vesilesi ile Ýman ilimleri nakledin. Bu hizmetinizi yarým býrakmayýn. Biliyoruz ki Üstad Ýmanla ilgili her suale cevap vermiþtir. Yine biliyoruz ki bu yol Acziyet fakirlik þevkat ve tefekkür yoludur. Devam kardeþlerim. Arada çýkan þahýslara cevap vermenize gerek yoktur. Tasavvufa inanmýyorlar Üstada da inanmazlar...

Bende acizane þunlar nakledeyim. Sanýrým Kastamonudaydý yeri yanlýþ hatýrlayabilirim. Üstad hediye almaz. Bir kadýn yaklaþtý ve ona bir hýrka verdi Üstad da o hýrkayý aldý. Tasavvuf da Þeyhler Hýrkalarýný vefat edince oðullarýna yada en iyi Müridine býrakýrdý. Üstadýn aldýðý o hýrka da Mevlânâ Hàlid-i Baðdâdî k.s. ye aittir.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Havz-i Kevser tarafından, 12.01.2007 - 19:18 tarihinde.

Gönderen: 12.01.2007 - 19:15

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1719 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
TuZsuzDeliBekiR (57), Ali Riza (37), temelcan (53), adem_balat (40), ekin_ (47), ayþemtunca.. (48), omeratici65 (40), Kilicin Ruhu (46), bedr25 (43), talha18 (36), seyid hamza yus.. (44), ibrahim_nhtc (38), ***Serpil*** (37), genghiskhan1 (55), konuk82 (42), MG_ibrahim (34), muhamed21 (42), By_KaRaBoGa (39), salih1983 (41), Evrenay (44), ibrahim_ (40), Mehmed325 (36), uyanis (48), kusarskiy (53), abdulcabbar (44), yalovali (47), AYKA (52), sinerji (51), cihad99 (53), cetinbey (42), Murat H (45), enginkorkmaz (41), karakit (45), mevlutcetin (55), BEY44 (58), faziletnur2209 (45)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.70600 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.