ivermektin colchicine generique kaletra generique kaletra chloroquine bedranol bekunis dragees beloc cor beloc zok beloc benicar hct benicar benzoyl betagan betapace betaprol betnesol betnovate biaxin bilol comp bilol bimatoprost binaldan binordiol blocadren bocatriol bondronat bonidon boniva brand cialis brand levitra brand viagra brexidol buspar butohaler butovent bystolic cabaser calan sr calan calcijex calcium sandoz canasa canestene cardaxen plus cardaxen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Benden daha hayırlısı!

önceki konu   diğer konu
6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Yusuflu su an offline Yusuflu  
Benden daha hayırlısı!
428 Mesaj -

Benden daha hayýrlýsý!


ÝKÝSÝ DE KUREYÞ kabilesinden ve ikisi de Hz. Peygamberin akrabasý olan Ebu Seleme ve Ümmü Seleme arasýnda, dillere destan bir sevgi sözkonusuydu.

Günlerden bir gün, Ümmü Seleme, Peygamber Efendimizin, cennetlik kocasý ölen cennetlik bir kadýnýn, sonradan baþka birisi ile evlenmezse, muhakkak Allahýn onu cennette kocasý ile biraraya getireceðini; ayný þekilde, cennetlik zevcesi ölen cennetlik bir erkeðin de, sonradan baþka bir kadýnla evlenmezse, Allahýn muhakkak onu da cennette kocasý ile biraraya getireceðini haber verdiðini öðrendi ve kocasý Ebu Selemeye:

Öyleyse dedi, gel, seninle ahidleþelim. Ne sen benden sonra baþka biriyle evlen, ne de ben senden sonra baþka biriyle evleneyim!

Bu teklif, Ebu Selemenin hoþuna gitmemiþti. Hanýmýna:

Sen bana itaat eder, sözümü dinler misin? diye sordu.

Ümmü Seleme:

Ben sana ancak itaat etmek, söylediðini dinlemek için danýþýrým diye karþýlýk verdi.

Bu son derece veciz ve anlamlý karþýlýk üzerine, Ebu Seleme, sanki daha önce öleceði kendisine mâlûm olmuþcasýna:

Ben öldüðüm zaman dedi, sen evlen!

Sonra da, Ümmü Selemeyi hayli þaþýrtan þu duayý yaptý:

Allahým! Ona benden daha hayýrlý, onu hor görmeyecek, onu incitmeyecek bir koca nasip et!

Bu dua Ümmü Selemeyi öyle þaþýrtacaktý ki, kendi kendine, günler ve haftalar boyu:

Benim için, Ebu Selemeden daha hayýrlý kim olabilir ki? Müslümanlarýn hangisi Ebu Selemeden daha hayýrlýdýr? O, ailesiyle birlikte Resûlullaha hicret eden ilk hanedir! deyip duracaktý.

Çok geçmedi, Ebu Seleme vefat etti. Sonra da, Ümmü Selemenin iddetinin dolmasýnýn akabinde, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer gibi güzide sahabiler kendisine talip oldular. Fakat, Benim için, Ebu Selemeden daha hayýrlý kim olabilir ki? Müslümanlarýn hangisi Ebu Selemeden daha hayýrlýdýr? O, ailesiyle birlikte Resûlullaha hicret eden ilk hanedir! diye düþünegelen Ümmü Seleme, bu teklifleri reddetti.

Derken, günlerden bir gün, Hâtýb Ebi Beltaa Ümmü Selemenin kapýsýný çaldý ve ona Hz. Peygamberin evlilik talebini iletti.

Bu talebi duyduðunda, Ümmü Seleme, Ebu Selemenin ona söylediði sözün ve yaptýðý duanýn adresini ve kendisine olan sevgisinin büyüklüðünü kavrayacaktý.

Herþey ortadaydý. Ebu Seleme, kendisinden sonra, Ümmü Seleme için eþ olarak en hayýrlý insaný, Peygamber Efendimizi Rabbinden dilemiþti...



Ýsmail Örgen

( Saadet Asrýndan Yaþanmýþ Öyküler adli kitabindan alintidir )
Gönderen: 28.11.2006 - 19:19
Bu Mesaji Bildir   Yusuflu üyenin diger mesajlarini ara Yusuflu üyenin Profiline bak Yusuflu üyeye özel mesaj gönder Yusuflu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Yusuflu su an offline Yusuflu  
428 Mesaj -
Huzeyfe ve babasý

YEMENLÝ MÜMÝNLER HUZEYFE el-Yeman ile babasý Huseyl Hz. Peygamberin Medineye hicretini duyup Medineye gelmek üzere yola koyulduklarýnda, gün, Bedir savaþý öncesiydi. Medine yolundaki Huzeyfe ve babasý, Bedir kuyusu yakýnlarýna geldiklerinde, Hz. Peygamber ve ashabýyla savaþmak üzere kamp kurmuþ Kureyþ müþriklerince yakalanmýþlardý.

Kureyþ müþrikleri:

Herhalde siz Muhammedin yanýna gitmek istiyorsunuzdur? diyerek, onlarý esir olarak yanlarýnda tutmak istediler.

Onlar ise:

Hayýr! dediler. Bizim Medineye gitmekten baþka bir maksadýmýz yok!

Bunun üzerine, Kureyþ müþrikleri onlarý Medineye gitmek, Peygamber Efendimizle birlikte bulunmamak ve çarpýþmaya katýlmamak üzere kendilerinden kesin söz alarak onlarý salýverdiler.

Fakat, Huzeyfe ile babasý, kuyunun beri tarafýnda müminler ordusunun kampýna gitmekten geri durmadýlar. Peygamberimiz Aleyhisselamýn yanýna geldiler ve baþlarýndan geçeni Peygamberimiz Aleyhisselama anlattýlar.

Bu arada, iki orduyu da yakýndan gördükleri için, aradaki eþitsizliðin de farkýna varmýþlardý. Ýyi silahlý dokuzelli kiþilik müþrik ordusuna karþý, silahça zayýf üçyüz kiþilik Ýslâm ordusunu görünce, verdikleri söze raðmen, Bedirde kalýp müþriklerle savaþmak istediler.

Fakat, Hz. Peygamber, iki ordu arasýndaki bu bariz eþitsizliðe raðmen, onlarýn verdikleri sözü çiðneyerek orduya katýlmalarýna izin vermedi.

Huzeyfe ile babasýna:

Medineye dönün! Onlara vermiþ olduðunuz sözü yerine getirin! diye emretti ve ekledi:

Biz de, müþriklere karþý, Allahýn yardýmýný dileriz!

Huzeyfenin hayatýnýn sonraki safhasýnda bir doðruluk timsali olarak temayüz etmesinde, öyle ki bu yolda Peygambere sýrdaþlýk seviyesine yükselmesinde, Hz. Peygamberle ilk karþýlaþmada aldýðý bu dersin kesin bir payý vardý.


Ýsmail Örgen

( Saadet Asrýndan Yaþanmýþ Öyküler adli kitabindan alintidir )

Gönderen: 28.11.2006 - 19:28
Bu Mesaji Bildir   Yusuflu üyenin diger mesajlarini ara Yusuflu üyenin Profiline bak Yusuflu üyeye özel mesaj gönder Yusuflu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
.:Yakup023:. su an offline .:Yakup023:.  
555 Mesaj -
Yatsý ezanýna birkaç dakika vardý. Camiye gitmek üzere son hazýrlýklarýmý yapýyordum. O sýrada kapýnýn zili çaldý. Kapýyý açtým. Karþýmda uzun zamandýr görmediðim bir dostum. Beni ziyarete gelmiþ. Selamlaþýp, kucaklaþtýk. Buyur ettim. Çay eþliðinde uzun bir sohbet için salona geçtik.

Muhabbet gerçekten koyu idi. Nasýl geçtiðini anlayamadýðýmýz üç koca saatin ardýndan misafirim "geç oldu, bana müsade" diyerek noktayý koydu ve kalktý. Sokaðýn baþýna kadar eþlik etme teklifime, "memnun olurum" cevabýný verdi.

Birlikte çýktýk. Sokaðýn baþýna vardýðýmýzda, "Þimdi ayrýlýk vakti. Ben gidiyorum, ta ki benden hayýrlýsý gelsin inþallah!" diyerek elini uzattý. Kucaklaþýrken, dostumun ettiði duaya alýþkanlýkla amin dedim. Ve arkadaþým sokaðýn köþesini döndü gitti...

Eve dönerken, arkadaþýmýn veda sözleri takýldý aklýma. "Ben gidiyorum, ta ki benden hayýrlýsý gelsin." Düþündüm, düþündükçe ürperdim. Bu bir dua idi. Ýlk kez duyduðum yaman bir dua. Gayri ihtiyari birkaç kez tekrarladým. Sýcacýk duygularla doldum. Bir þey tarafýndan kuþatýlmýþtým. Bütün benliðimi dolduran güzel bir þey.

Ertesi gün ilk iþim arkadaþýmý telefonla aramak oldu. Nedir, nereden duydun diye sordum. Bu özlü duadan çok etkilendiðimi anlayan dostum, "Hz. Ýsa Aleyhisselam'ýn, Peygamber Efendimiz'in geleceðini müjdelediði duaymýþ bu" dedi. "Ne güzel dua imiþ! Tuttum bu duayý" dedim. Güldü ve "o halde hiç býrakma. Ayrýca vesile ol, baþkalarý da tutsun" diye cevap verdi ve bana bir hayýr kapýsý aralayarak telefonu kapattý.

"Ben gidiyorum, ta ki benden hayýrlýsý gelsin inþaAllah."

Tutmuþtum bu duayý. Býrakmaya da niyetim yoktu.

Ýþte giden gitmiþti. Hayýrlý bir insandý giden. Fakat, gelmesi için dua edilen 'daha hayýrlý' kimdi ya da neydi? Bir insan? Bir haber? Yoksa yeni bir gün, yeni bir gece mi? Bir insan ise ya da bir haber, beklemeye deðer. Gündüz ya da geceyse hayýrlý olan, geri býrakmamaya, ihya etmeye deðerdi. Tutmuþtum bu duayý.

Günler günleri kovaladý, hayýrlar hayýrlarý... Dua halen zihnimi meþgul ediyor. Ben de dostumun tavsiyesine uyarak, iþitmeyenlere bu duayý duyurmakla vazifeli olduðumu hissediyor, fýrsat doðdukça vazifemi ifa ediyordum.

Kim bilir, daha ne kadar böyle duyulmamýþ sözler, dualar vardýr. Ve kim bilir ne kadar yitip giden...

Unutulmuþ sözler, dualar gibi yitip gitmemek için, giderken kendisinden daha hayýrlýsý için dua eden dostlara kulak vermekten baþka çare var mý? Ve hayýr dileyen bütün sözlere.

Her sabah "namaz uykudan hayýrlýdýr" diye seslenen müezzin hayra çaðýrýr. Yanlýþ bir adýmda kalbin derin bir yerinde uç veren sýzý hayra çaðýrýr. Hayýr her adýmdadýr. Can kulaðýný açýk tutana.

Ninelerimiz, evin çatýsýnda ötüp duran kargaya, "hayrola karga, hayýr isen öt, þer isen git" derler, karganýn aðzýndan hayrý çaðýrýrlardý. Dedelerimiz, ters giden, sarpa sarmýþ iþlerini hayýrlýsý olur inþallah der, bir çýrpýda aþýverirlerdi.

Þimdi hayra sarýlýp hayýr dileyenler ne kadar az. Daha hayýrlýsý onun için mi gelmiyor ne?


Gönderen: 28.11.2006 - 19:35
Bu Mesaji Bildir   .:Yakup023:. üyenin diger mesajlarini ara .:Yakup023:. üyenin Profiline bak .:Yakup023:. üyeye özel mesaj gönder .:Yakup023:. üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
1543 Mesaj -
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. Razý olsun yusuflu kardeþim gül
Gönderen: 28.11.2006 - 19:35
Bu Mesaji Bildir   Havz-i Kevser üyenin diger mesajlarini ara Havz-i Kevser üyenin Profiline bak Havz-i Kevser üyeye özel mesaj gönder Havz-i Kevser üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Yusuflu su an offline Yusuflu  
428 Mesaj -
Ve Aleykum Selam Rabbim cumlemizden razi olur ins. . .




Hakkýn hatýrý için



HZ. OSMANIN HALÝFELÝÐÝ sýrasýnda, Hz. Ali, aðabeyi Caferin oðlu Abdullahý, bir arazi davasýnda vekil olarak Hz. Osmana yolladý. Dava, ikisi de cennetle müjdelenen on sahabi, yani aþere-i mübeþþere içerisinde yer alan Hz. Ali ile Hz. Talha arasýndaydý. Aradaki anlaþmazlýðýn sebebi ise, birbirlerine komþu olduklarý bir arazideki sulama kanalýydý. Hz. Ali bu sulama kanalýnýn kalmasýný, Hz. Talha ise kaldýrýlmasýný istiyordu.

Abdullah b. Cafer, amcasý Hz. Ali adýna gidip durumu halife Hz. Osmana dava edince, Hz. Osman ertesi gün Muhacir ve Ensardan bir grupla birlikte bineðine binip dava konusu araziye doðru yola koyuldu. Giderlerken, bir adam iki güzide sahabi arasýndaki bu ihtilafýn evveliyatý olduðunu, Hz. Alinin bu davayý halifeliði sýrasýnda Hz. Ömere de götürdüðünü ve Hz. Ömerin Talha lehine bir hüküm verdiðini söyledi.

Bunun üzerine, Hz. Osman:

Ben Ömerin karara baðladýðý bir davaya bakmam diyerek geri döndü.

Abdullah b. Cafer de, gidip durumu Hz. Aliye anlattý. Hz. Ali, Hz. Osmanýn Hz. Ömerin hakkýnda hüküm verdiði bir ihtilafta yeni bir hükümden kaçýndýðýný öðrenince, yeðeni Abdullaha:

Git, Talhaya Sulama kanalý senindir, ona dilediðini yap de! diye emretti.

Abdullah b. Cafer gidip durumu Talha b. Ubeydullaha aktarýnca, Hz. Talha Hz. Aliyle yýllar süren bir ihtilafýn nihayet sona ermiþ olmasýndan dolayý çok sevindi. Ve, hemen hizmetkârlarýndan ridasý ile ayakkabýlarýný isteyerek, Abdullah b. Caferle birlikte kalkýp Hz. Alinin yanýna geldi.

Hz. Ali, onu görünce, merhabalaþtý ve:

Sulama kanalý senindir, dilediðini yap! dedi.

Talha da þöyle dedi:

Kabul ettim ve teþekkür etmek için geldim. Fakat yerine getirilmesi gereken bir ihtiyacým var.

Hz. Ali:

Nedir o? deyince, Talha açýkladý:

Bu araziyi, içindeki hizmetçiler, hayvan ve âletlerle birlikte sana hediye ediyor ve senin kabul etmeni arzu ediyorum.

Bu hareketiyle Hz. Talhanýn verdiði mesaj açýktý. Yýllar yýlý bu ihtilafta kendi hak davasýný korumasý, mal hýrsýndan deðildi. Bilakis, sulama kanalý üzerinde kimin söz sahibi olduðunun ortaya çýkmasý içindi. Bu hakkýn kendisine ait olduðu ortaya çýktýðýna göre, hakký olan bu sulama kanalý ve yine kendisinin olan arazi üzerinde dilediði þekilde tasarrufta bulunabilirdi. Ki bu tasarrufu da, araziyi sulama kanalýyla birlikte Hz. Aliye hediye etme þeklinde olacaktý.

Hz. Talhanýn bu açýk yürekli teklifi karþýsýnda, Hz. Ali:

Kabul ettim karþýlýðýný verince, Talha sevindi ve iki güzide sahabi kucaklaþýp ayrýldýlar.

Bu tablonun þahidi olan Abdullah b. Cafer, olayý þöyle anlatacaktý:

Bilemiyorum onlardan hangisi daha cömert: Sulama kanalýný ikram eden Ali mi, önce sulama kanalýný vermezken sonra bütün araziyi ikram eden Talha mý?


Ýsmail Örgen

( Saadet Asrýndan Yaþanmýþ Öyküler adli kitabindan alintidir )

Gönderen: 28.11.2006 - 19:43
Bu Mesaji Bildir   Yusuflu üyenin diger mesajlarini ara Yusuflu üyenin Profiline bak Yusuflu üyeye özel mesaj gönder Yusuflu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Yusuflu su an offline Yusuflu  
428 Mesaj -

Gencin böylesi



ARABÝSTANIN DEÐÝÞÝK YERLERÝNDEN kabilelerin, Ýslâmý kabul etmek üzere Medineye heyetler yollamaya baþladýðý dönemde, Benî Tucîbler de, Medineye geldiler. Benî Tucîb, Kinde kabilelerinden biriydi ve Yemende otururlardý.

Hicretin dokuzuncu yýlýnda gelen onüç kiþilik Benî Tucîb heyeti, mallarýnýn zekatlýklarýný da yanlarýnda sürüp getirmiþlerdi.

Onlarýn Ýslâmýn emirlerine kabule peþinen hazýr olduklarýný gösteren bu tutumlarý, Peygamber Efendimizin hoþuna gitti.

Kendilerine:

Siz hoþgeldiniz! buyurdu ve Bilal-i Habeþîye misafirleri en iyi þekilde konuklayýp aðýrlamasýný emretti.

Benî Tucîb heyetinin:

Yâ Rasûlallah! Allahýn mallarýmýz içindeki hakkýný sana sürüp getirdik! demelerine karþýlýk da:

Onlarý geri götürüp fakirlerinize bölüþtürünüz! buyurdu.

Benî Tucîb heyeti:

Yâ Rasûlallah! Biz, ancak fakirlerimizden artmýþ olanýný sana getirdik! dediler.

Bu cevabýn bildirdiði davranýþ inceliði ve güzelliði, Hz. Ebu Bekiri öylesine etkilemiþti ki:

Yâ Rasûlallah! dedi. Arap heyetleri içinde, doðrusu, þu Tücîb heyeti gibisi yoktur!

Peygamber Efendimiz, buna karþýlýk:

Hidayet Yüce Allahýn elindedir. Allah, hayrýný dilediði kimsenin kalbini iman için açar! buyurdu.

Tücîb oðullarý heyeti, Hz. Peygambere birtakým þeyler sordular. Kendileri için, sorduklarý þeylerin cevaplarý yazýldý. Daha sonra, Efendimize, Kurâna ve sünnete dair sorular sordular. Onlardaki bu iþtiyak, Hz. Peygamberin onlara yönelik raðbet ve teveccühünü ziyadeleþtirdi.

Nitekim, birkaç gün Medinede oturduktan sonra gitmek istediklerinde, kendilerine:

Ne diye acele ediyorsunuz? denildi.

Gerimizdekilerin yanlarýna dönüp Resûlullahtan gördüklerimizi, kendisine söylediklerimizi ve kendisinin bize verdiði cevaplarý onlara bildireceðiz! dediler.

Peygamber Efendimizin yanýna gelip vedalaþtýlar.

Peygamber Efendimiz onlarý Bilal-i Habeþî'yi gönderdi. Bilale de, kendilerine bahþiþlerinin verilmesini emretti.

Sonra:

Sizden, bahþiþ verilmeyen kimse kaldý mý? diye sordu.

Evet! dediler. Binitlerimize bakmak üzere, yaþça en küçüðümüz olan bir genci arkamýzda býrakmýþtýk.

Peygamber Efendimiz:

Onu da bize gönderin! buyurdu.

Heyet üyeleri, binitlerinin yanýna dönünce, gence:

Resûlullahýýn yanýna git de, ondan hâcetini al! Biz ondan hâcetimizi aldýk ve kendisine veda ettik! dediler.

Benî Tücîb heyetinin genci, Peygamberimiz Aleyhisselamýn yanýna geldi ve:

Yâ Rasûlallah! dedi. Ben, Ebzâ oðullarýndan bir kimseyim. Biraz önce senin yanýna gelen, dileklerini yerine getirdiðin cemaattenim. Benim de dileðimi yerine getir!

Peygamber Efendimiz, ona:

Senin dileðin nedir? diye sordu.

Genç:

Yâ Rasûlallah! Benim dileðim, arkadaþlarýmýnki gibi deðildir! Onlar Ýslâmiyeti özleyiciler olarak geldiler, zekatlarýndan sürüp getirdiklerini de getirdiler dedikten sonra, kendi dileðini þöyle açýkladý:

Fakat sen Allahtan bana maðfiret etmesini, beni rahmetiyle esirgemesini ve bir de kalbime zenginlik vermesini dile!

Peygamber Efendimiz, bu dilek karþýsýnda:

Ey Allahým! diye dua etti. Ona maðfiret et ve rahmetinle esirge! Kendisinin kalbine de zenginlik ver! diye dua etti.

Sonra da, bu dileðinden baþka birþey istemediðini ima etmiþ olmasýna raðmen, bu gence de heyetin diðer üyeleri gibi bahþiþ verilmesini emretti.

Benî Tucîb heyeti, yurtlarýna, ev halklarýnýn yanýna döndüler.

Bunlardan bir cemaat, ertesi yýl hac mevsiminde Minâ'da Peygamber Efendimizle buluþtu.

Bu cemaatin:

Biz Ebzâ oðullarýyýz! diye kendilerini tanýtmalarý üzerine, Hz. Peygamber:

Geçen yýl sizinle birlikte bana gelen genç ne yapýyor? diye sordu.

Cevap þuydu:

Yâ Rasûlallah! Allahu Teâlânýn verdiði rýzka ondan daha kanaatlisini görmemiþizdir. Ýnsanlar dünyayý aralarýnda bölüþecek olsalar, o genç ona gözucuyla bile bakmaz.

Bu gencin samimî bir kalble istediði þey karþýsýnda Hz. Peygamberin yaptýðý duanýn bereketiyle, o genç, hayatý boyunca, dünyanýn kendisini aldatamadýðý, Allah'ýn kendisine verdiði rýzka kanaatli halis bir kul olarak yaþayacaktý.

Benî Tucîblerin bildirdiðine göre, Peygamber Efendimizin vefatýndan sonra Yemen halký Ýslâmdan dönmeye kalktýðýnda, bu genç kabilesine Allahý ve Ýslâmý anlatmaktan geri durmamýþ; ve onun bu gayretleri sayesinde, baþka kabileler içinden nice insan irtidad ederken onun kabilesi içinden bir tek kiþi bile Ýslâmdan dönmemiþti...


Ýsmail Örgen

( Saadet Asrýndan Yaþanmýþ Öyküler adli kitabindan alintidir )

Gönderen: 28.11.2006 - 19:58
Bu Mesaji Bildir   Yusuflu üyenin diger mesajlarini ara Yusuflu üyenin Profiline bak Yusuflu üyeye özel mesaj gönder Yusuflu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 919 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
gülbeysah (40), emrebican (30), ali deutsch 22 (40), sueda05 (46), mevo (56), bulent661 (51), yasar1126 (51), nur20 (39), cedanza (47), Gülsah (46), abdullah_66 (38), Mehmet Ali AKKA.. (56), esmercadi (38), aiShwaRya (46), hkaba4601 (42), aribali67 (49), ibrahim20 (36), mikail yesiloz (47), ali esen (49), sEm@ (37), lazya (47), Hira (44), rahmetgulu (50), yozgat66nl (50), muzo69 (55), emrebeyzade (43), hikmet_69d (41), mesekkatli (43), memolituncay800 (39), kewinmars (37), selmani (52), lomiksa_x (61), puzzle (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63092 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.