*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - Ahlâk kavramını ve “Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”Hadisini nasıl anlamalıyız?

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1171 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 27. Aralık 2024 - 16:34

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Ahlâk kavramını ve “Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”Hadisini nasıl anlamalıyız?

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	imam_hatipli

Ahlâk kavramını ve “Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”Hadisini nasıl anlamalıyız?

59 Mesaj -

Ahlâk; huy, tabiat, seciye, insanýn manevî nitelikleri, tutum ve davranýþlarý gibi manalara gelir.”

Ýnsan denilince akýlda iki kavram birlikte canlanýr: Beden ve ruh. Beden için “suret”, ruh için ise “sîret” tâbirleri kullanýlýr. Meseleyi yaratýlýþ açýsýndan ele aldýðýmýzda, bedenin yaratýlýþýna “halk”, ruhunkine ise, “hulk” tâbir edilir. Hüsn-ü hulk, yahut hüsn-ü sîret terkipleri insanýn bu iç dünyasýnýn güzelliðini ifade ederler.

Yaratýlýþ itibariyle insanýn sureti de güzeldir, sîreti de. Ne bedeninde noksan yahut fazla bir organ vardýr, ne de ruhunda gereksiz bir sýfat, bir lâtife, bir his... Organlarý arasýnda tam bir uygunluk olduðu gibi, hissiyatý arasýnda da mükemmel bir âhenk mevcuttur. Öyle ise, güzel ahlâk yahut kötü ahlak derken neyi kastediyoruz? Bu soru ile beraber karþýmýza insan ruhunun en belirgin bir özelliði olan “cüz’î irade” çýkýyor. Ýnsan kendi iradesini doðru yahut yanlýþ kullanmakla, iç âlemini ya daha da güzelleþtirebiliyor, yahut büsbütün bozup mahvedebiliyor.

Dýþ güzelliðe özenmekte hemen herkes müþterek. Bunun ölçüsü de insandan insana pek fazla farklýlýk göstermiyor. Aynanýn karþýsýna geçildiðinde, yüzün herhangi bir yerinde bir is, bir karartý varsa bunun güzelliði bozduðunu herkes biliyor. Ruh güzelliðinde, ruhu güzelleþtirmede ise, bu hassasiyeti, bu görüþ birliðini göremiyoruz. Niçin mi? Çünkü tercih edilen aynalar farklý.

“Ben, ancak güzel ahlâký tamamlamak için gönderildim.” hadisine gelince: Bilindiði gibi, her peygamber (as.) kendi ümmetine güzel ahlâk dersi vermiþ, onlarý Allah’ýn râzý olacaðý ahlâk modeline göre yetiþtirmeye çalýþmýþtý. Peygamberimiz (asm.) ise, bu güzel ahlâký tamamlamak için gönderildi. Yâni, Âdem aleyhisselam ile baþlayan bir dersin, en mükemmel tarzýný göstermek, en ileri seviyesini vermek için vazifelendirildi. Zira en büyük ilâhi ferman Ona (asm.) nazil olmuþtu.

Hadis-i þerifteki “tamamlama” kelimesi üzerinde dikkatle durmak gerekiyor. Bilindiði gibi yarým olan, eksik olan þey tamamlanýr. Hiç varlýðýndan söz edilmeyen bir þeyin tamamlanmasý da bahis konusu olmaz. O halde, ortada güzel ahlâkýn bazý esaslarý mevcut, ama noksan demektir. Semavî dinlerin tesiriyle, birçok cemiyette yalan ayýplanýr, zina yasaklanýr, hýrsýzlýk cezayý gerektirir, dedikodu hoþ görülmez. Bütün bunlar Ýlâhî iradeye uygundur ve bütün bunlar Kur’an ahlâkýndan bazý þubelerdir. Ama bu kadarý kâfi deðil. Kur’an-ý Kerim’deki bütün emir ve yasaklarý, bütün teþvik ve tehditleri birlikte nazara almamýz ve güzel ahlâkýn ancak bütün emirlere uyma ve bütün yasaklardan sakýnma ile tahakkuk edebileceðini kabul etmemiz gerekiyor.

Þu âyet-i kerimeyi ibretle okuyalým: “Allah, þirki (kendisine ortak koþulmasýný göz kırpma

elbette baðýþlamaz. Ondan baþka günahlarý, dilediði kimse için baðýþlar.” (Nisâ Sûresi, 48)

Güzel ahlakýn en önemli þubeleri iman ve tevhittir, Allah’a inanmak ve Onun birliðini kabul etmektir. Allah’ýn hukukuna en büyük tecavüz þirktir, yani Allah’a ortak koþmaktýr. Bu suçu iþleyen bir insan, dünyada tövbe edip bu batýl yoldan dönmedikçe ahirette kesinlikle affedilmiyor. Bir baþka ifadeyle, cennete kesinlikle giremiyor. Bu cinayeti iþleyen bir insan artýk, diðer insanlarla nasýl iyi geçinirse geçinsin, onlara ne kadar centilmence davranýrsa davransýn, kul hakkýna riayette ne derece hassas olursa olsun güzelleþemiyor; Allah indinde güzel olamýyor ve güzellerin diyarý olan cennete adým atamýyor.

Burada çok önemli bir Ýslâmî kuralý birlikte hatýrlayalým: “Allah için muhabbet ediniz. Allah için buðz ediniz.” Bu prensipten alacaðýmýz dersle, biz de Allah’ýn sevdiði kimseleri sevecek, ancak onlara “iyi”, “güzel”, “ahlâklý” diyebileceðiz...

Ona karþý en büyük ahlâksýzlýðý yapan kimseleri, hoþumuza giden bazý sýfatlarýnýn hatýrýna, ahlâklý kabul etmeyeceðiz. O müspet sýfatlarýn hakkýný vereceðiz, ama, o kimselerin ahlâkýnýn kemâle ermemiþ olduðunu, “güzel ahlâký tamamlamak” üzere gönderilen peygamberimizin (asm.) terbiyesi altýna girmedikleri sürece, bunun mümkün de olamayacaðýný çok iyi bileceðiz...

Bütün müminlerin annesi Hz. Ayþe’ye (r.a.) sorarlar: Resûlullah’ýn (asm.) ahlâký nasýldý? Aldýklarý cevap þu olur:
“Siz Kur’aný okumadýnýz mý? Resûlullah’ýn (asm.) ahlâký Kuran’dý.”

Bu ibretli sözlerle, Müslüman’ýn hangi aynanýn karþýsýna geçip, ruhuna çekidüzen vereceði, huylarýný ayarlayacaðý, sýfatlarýný, kabiliyetlerini tanzim edeceði ortaya konulmuþ oluyordu. Bu ayine Kuran’dý ve Cenâbý Hakk’ýn kullarýnda görmek istediði ahlâk da Kur’an ahlâkýydý. Kur’an-ý Kerim’de bize bu ahlâký ders veren birçok âyet mevcut.

“Allah muhsinleri sever.” âyetini okuyan bir mü’min, düþkünleri korumaya, açlarý doyurmaya, mânen gýdasýz kalmýþlarýn imdadýna ilim ve irfanla koþmaya çalýþýr.

“Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme. Çünkü sen asla arzý (yer küreyi) yaramazsýn. Ve boyca da daðlara eriþemezsin” fermanýný okuyan ve “Allah mütekebbirleri sevmez.” âyetini dinleyen bir insan kibri býrakýr, tevazua yapýþýr.

“Allah tevekkül edenleri sever.” âyetinden ders alan bir mü’min, þikâyeti, itirazý, hýrsý bir yana atar. Sebeplere teþebbüs ettikten sonra, artýk, “elbette, mutlaka, illâ” demez; “Ýnþallah, nasipse, hayýrlýsýyla” der. Kalbi kararsýzlýktan ve endiþeden kurtulur; rýza ve teslimiyetle dolar. Misâlleri çoðaltabiliriz.

Gönderen: 19.05.2006 - 23:13

*imam_hatipli* üyenin diger mesajlarini ara

*imam_hatipli* üyeyi arkadas listeme ekle

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1171 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
VuSlaT_ZaMbaK (40), HAMAS (41), cilekesh (34), Umuda_Dogru (35), muhammed yakub (53), -selenay- (38), kiciman (53), -Dushi- (37), melike_ (44), 271277sedat (47), katade_58 (42), samimikul (52), sansarselim (39), omerbicak (47), rajaahmet (48), BETÜL SULTAN (44), Toprakkiz (38), perteviyat (54), azra aksu (51), esiir (47), eminem (44), cihann4 (41), merve987 (38), ceylan (43), byberk (39), mehmetaliakti (45), serkanberber20 (50), FTK (38), p.celik (39), keklik (38), nazan (38), GREY (54), ketcapm (39), faruk1987 (37), semanurnl (54)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.64271 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.