fluvoxamine chloroquine generique kaletra stromectol ivermectin 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Asr-i Seadette TÜrkler !!!

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
Asr-i Seadette TÜrkler !!!
919 Mesaj -
Asr-i Seadette TÜrkler
biraz uzun ama okumaya deðer...
--------------------------------------------------------------------------------

Eshab-ý kiram arasýnda Türkler varmýydý? Böyle bir soru, bir Türkü belki de en çok heyecanlandýracak sorulardan birisidir. Zira genlerine kadar iþlemiþ olan Peygamber sevgisi, bu sorunun cevabýný merakla bekletecektir.
Hadis-i Þerif kaynaklarý tarandýðý zaman, Sevgili Peygamberimizin, eshabýna bazý milletlerin yanýsýra Türkler hakkýnda da tavsiyelerde bulunduðunu görürüz. Bunlar, asr-ý saadette Türklerin varlýðýnýn yakýndan bilindiðini gösterir. Hadis-i Þerifler detaylý incelendikleri zaman bu bilginin yüzeysel olmadýðý, Türklerin çok yakýndan tanýndýðýný göstermektedir. Ancak bu tanýma, ticaretle uðraþan Mekkelilerin Türkistan'a gitmeleri sonucu elde edilen bir tanýma deðildir.
GÖKTÜRKLER
Bizi bu kanaate götüren en büyük sebeplerden birisi, asr-ý saadet döneminde Göktürk Devleti'nin varlýðýdýr. Eski ihtiþamýnda olmasa da Ýran'ýn kuzeyinde organize bir devlettir. Ýpek Yolu adý verilen eski dünyanýn en önemli ticaret yolunun büyük bir kesimi bunlarýn kontrolü altýndadýr. Dahasý, Ýran Sasani Kisrasý Nuþirevan, Göktürk Hakaný'nýn kýzý ile evlidir. Bütün bunlar o dönemde Türklerin yakýndan bilindiðini göstermektedir. Ayrýca asr-ý saadette bulduðumuz öyle ipuçlarý vardýr ki, Eshab-ý Kiram içerisinde Efendimizin mübarek dizleri dibinde yetiþmiþ Türklerin bulunabileceði kanaatini kuvvetlendirmektedir.
Ancak bugüne kadar Türk tarihçileri ve hadis-i þerif uzmanlarý bu konuda müþahhas çalýþmalar yapmamýþlardýr. Bizim yaþadýðýmýz þanlý bir tarihi maalesef baþkalarý kaleme almýþtýr. Bugün, özellikle Ýslam öncesi Türk tarihi hakkýndaki bilgilerimiz Rus ve Ýsveçli bilim adamlarýnýn yaptýðý çalýþmalara dayanmaktadýr. Göktürk Devleti gibi pek çok muazzam devletler kurulmuþtur. Ancak sorulduðu zaman bir iki balbal taþýyla birkaç kitabeden baþka bir þey gösterilememektedir. Zira yabancý bilim adamlarý ancak bu kadarýný ortaya koyabilmiþlerdir. Ayrýca onlarýn kaleminden çýkan tarihi bilgilerin gerçeði ne kadar yansýttýðý, zaman geçtikçe daha iyi anlaþýlacaktýr.
ASLA ÞAMANÝST DEÐÝLLERDÝ
Bunlardan en belirgini, Türklerin Ýslam öncesi Þamanist olduklarý iddiasýdýr. Oysa Türkler, tarihi boyunca asla Þamanist olmamýþtýr. Þamanlýk Moðollarýn dinidir. Ortaasyada yaþayan üç büyük milletin üçü de kültür bakýmýndan birbirlerine taban tabana zýttýr. Bunlar; Türkler, Moðollar ve Çinlilerdir. Hem ýrk, hem de din bakýmýndan birbirleriyle yakýnlýklarý yoktur. Çin'de, Türklerin mýzmýz dinler olarak vasýflandýrdýðý Konfüçyanizm, Budizm gibi inanýþlar yaygýn iken, Moðollar Þamanist idiler. Din adamlarýna da Þaman adý verilirdi. Türkler, Þamanist olmadýðý gibi aralarýnda Þaman adý verilen din adamlarý da yoktu. Çin ve Moðolistan'daki inançlarýn çok daha saf olanýna sahiptiler. Bir olan yaratýcýya, Ulu Tanrý anlamýnda Gök Tanrý adýný kullanýlýyordu.(1)
Ýslamiyetten önceki Türk dini inancýna bakýldýðýnda þaþýlacak derecede Ýslam akaidine benzeyen noktalar görülür. Bunlarý Çin ve Moðol dinlerinde görmek mümkün deðildir. En baþta geleni vahdaniyet / yaradanýn bir olmasý inancýdýr. Doðulu ve batýlý bütün tarihçiler bunda birleþmiþlerdir. Bunun yanýsýra ahirete, öldükten sonra hesabýn varlýðýna, cennet ve cehenneme inançlarý vardýr. Din adamlarý bulunmuyordu, ancak Kam adý verilen büyücü / kahin karýþýmý bir mesleði icra edenler vardýr. Fakat bunlarýn din adamlýðý ile ilgisi yoktur. Moðollardaki Þaman ile Türklerdeki Kam arasýndaki fark ise, bugün cinci hoca adý verilen insanlarla diyanet görevlilerin arasýndaki fark gibiydi. Bu inançlarýný müslüman olduklarý 10. yüzyýla kadar devam ettirmiþlerdir. Budizm, Mecusilik, Þamanizm, Taoizm, Maniheizm gibi bin türlü dinin kaynaþtýðý bir bölgede Ýslama bu kadar yakýn olan inançlarýnýn kaynaðý ne idi? Maalesef bugüne kadar araþtýrýlmasý yapýlmamýþtýr. Ancak kaynaklar tarandýðý zaman bir takým ip uçlarýna rastlamak mümkündür.
OÐUZ HAN
Türklerin Soy Kütüðü kitabýnda, Nuh aleyhisselamdan Kara Han'a kadar Türklerin islam itikadýnda olduklarý, bu hükümdardan itibaren bozulduklarý kaydý vardýr. Kara Han, Oðuz Han'ýn babasýdýr. Oðuz Han'ýn hayat hikayesi de ilginçtir. Doðumundan itibaren üç gün boyunca annesini emmez. Annesi bu duruma çok üzülür. Rüyasýnda, oðlunun "bir olan yaratýcýya inan, aksi halde seni emmeceðim" dediðini görür. Þefkatinden dolayý annesi bir olan yaratýcýya iman eder. Oðuz da böylece annesini emmeye baþlar. Büyüyüp serpildiðinde ise etrafýndaki nice güzel kýzlarý, putperest olduklarý için kabul etmez. Fazla güzel olmayan amcasýnýn en küçük kýzý ile putperest olmadýðý için evlenir. Bundan erkek evlatlarý olur.
Aradan uzun yýllar geçer. Türk Töresini çiðneyen babasýyla çatýþýr ve obayý terkeder. Bir süre sonra aralarýnda bir savaþ çýkar. Bu savaþta babasý hayatýný kaybeder. (2)Devletin baþýna Oðuz geçer. Oðuz Kaðan'ýn bu haliyle bir peygamberin rahle-i tedrisinde bulunmuþ olduðu tahmin edilmektedir. Bu nedenle bir çok islami kaynakta ismi anýldýðýnda Rahmetullahi aleyh / Allah'ýn rahmeti üzerine olsun diye dua edilir.(3)
Oðuz Han'ýn bir baþka özelliði de Büyük Okyanus'tan Akdeniz'e kadar muazzam bir bölgeye hakim olmasýdýr. O zaman dünyasýnýn neredeyse dörtte üçünü kontrol altýna almýþ olmasýdýr. Bu özelliðinden dolayý Oðuz'un, Kur'an-ý Kerim'de ismi geçen Zülkarneyn aleyhisselam olduðu dahi ileri sürülmüþtür.
ZÜLKARNEYN SEDDÝ
Kur'ân-ý Kerîm'de ismi geçen Zülkarneyn aleyhisselam, dünyaya hakim olmuþ birkaç kiþiden birisidir. Yaptýðý seferlerden birinde güneþin doðduðu en uzak yere kadar gider. Burada mayasý temiz, mazlum bir toplulukla karþýlaþýr. Bunlar komþularý olan Ye'cuc ve Me'cuc isimli topluluklarýn zulümlerinden þikayet ederler. Hazreti Zülkarneyn, zalim topluluk ile bunlarýn arasýna büyükçe bir set kurarak þerlerinden korunmalarýný saðlar. Kaynaklarda mayasý temiz bu topluluðun Türk milleti olduðu yazýlýdýr. Hazreti Zülkarneyn, Ýbrahim aleyhisselamla ayný yýllarda yaþamýþlardýr. Çýktýðý seferlerden birinde Hazreti Ýbrahim'le görüþmüþ ve bu sýrada yaþý hayli ilerlemiþ olan bu kutlu peygamberin hayýr dualarýný almýþtýr.
KANTURAOÐULLARI
Efendimiz bazý hadisi þeriflerinde Kanturaoðullarýnýn bu ümmetin idaresini uzun süre ellerinde tutacaklarýndan bahsetmektedirler. Hadis-i Þerif otoriteleri, bundan kastýn Türkler olduðuna hemfikirdirler. Kaynaklar tarandýðýnda Kantura'nýn, Hazreti Ýbrahim'in hanýmlarýndan birinin adý olduðu görülür. Ýbrahim aleyhisselamýn bilinen üç hanýmý vardýr. Sare, Hacer ve Kantura... Bunlardan Sare Hazreti Ýshak'ýn, Hacer Hazreti Ýsmail'in, Kantura da ismi henüz tesbit edilemeyen birkaç erkek evladýn annesidir.
Hazreti Ýbrahim'in Hacer'den doðan oðlu Ýsmail aleyhisselamdýr. Allahü tealanýn verdiði emir üzerine Hazreti Ýbrahim tarafýndan bugünkü Kabe'nin hemen yanýbaþýna býrakýlan Ýsmail aleyhisselam, yerli toplumlardan olan Cürhümilerden bir kýzla evlenmiþ ve bunun soyundan gelenler giderek büyük bir güç olmuþlardýr ki, zamanla Nabtiler (MÖ IV-MS.II. yy), Palmirana/Tedmur (MÖ.3.000-MS.275) gibi dönemlerinin güçlü devletlerini kurmuþlardýr.
Hazreti Ýbrahim'in ikinci oðlu Ýshak'tan olan torunu Hazreti Yakub'un 12 oðlunun soyundan gelenlere Ýsrailoðullarý adý verilir. Yakub aleyhisselamýn diðer ismi Ýsrail olduðu için bu isimle anýlmýþlardýr. Bunlar Musa aleyhisselamýn Mýsýr'dan çýkarmasýndan sonra Filistin'de Ýsrail ve Yahuda devletini kurmuþlar, Hazreti Süleyman döneminde de Yemen'deki Sebe devletini yeniden organize etmiþlerdir. (M.Ö. 900 senesi) Bundan sonra bir daha toparlanamamýþlardýr.
Hazreti Ýbrahim'in Kantura isimli üçüncü hanýmýndan da birkaç erkek evladý olmuþtur. Bunlarý Vahdaniyeti teblið etmek için Horasan'a göndermek istediðinde çocuklarý aðlaþýrlar ve "Kardeþimiz Ýshak'ý kendi yanýnda býrakýyorsun, Ýsmail'i de kutlu bölge / Mekke'de býraktýn. Bizi neden çok uzaklara gönderiyorsun?" derler. Hazreti Ýbrahim de onlara gitmeleri gerektiðini izah ederek; "Kuraklýðý çok olan bir beldeye gideceksiniz. Size öðreteceðim þu duayý sýkýþýnca okursanýz inþallah yaðmur yaðacaktýr" diyerek bir dua öðretir. Çocuklar Horasan'a yerleþtikten uzun bir süre sonra büyük bir kuraklýk yaþanýr. Çaresiz kalan halk, bunlara baþvurunca öðrendikleri dua sebebiyle yaðmurun yaðmasýna sebep olurlar. Bunun üzerine insanlar, bu iþ ancak hanlarýn iþidir diyerek bu çocuklarýn ve soyundan gelenleri han kabul ederler. Öyle ki, kanlarýnýn yere düþmesini bile bir felaket olarak gördüklerinden hiç iliþmezler. Bu adet daha sonra han sülalesinden idam edilmesi gerekenlerin kýlýçla deðil yay kiriþi ile boðmak usülünün doðmasýna neden olur. (Bu adet Göktürk devlet geleneðini takip eden Selçuklu ve Osmanlýda da aynen devam etmiþtir.) Kaynaklarda buna benzer bir baþka olaya rastlýyoruz. Eski Türklerin elinde Yada Taþý denilen bir taþ vardýr. Bunun aracýlýðý ile yaðmurun yaðdýrýldýðýndan bahsedilir. Yerli yabancý gezginler, bunu bizzat gördüklerini naklederler. Bu taþ yüzünden sýk sýk boylar arasýnda çatýþmalar çýkmýþtýr. (4)
Orkun kitabelerinde güç zamanlarda Yaratýcý'nýn, Semavi kaynaklý bir kahraman göndererek Türklerin imdadýna yetiþtiði kayýtlýdýr. Kitabelerde; "Ben Tanrý'dan olma......" gibi ifadeler geçmektedir. Bu, Hakan'ýn ancak Allah'ýn tasvib ve desteði ile hakan olabileceðini gösterir. Yine eski kaynaklar, ancak Tanrý tarafýndan kut verilmiþ kiþilerin hakan olabileceði de kayýtlýdýr. Nitekim Hun Hakan'ý Mete'nin Tanrý'dan kut alarak Hakan olduðu kayýtlýdýr.
Hazreti Ýbrahim'in bu çocuklarý Horasan'a göndermesinin sebebini annelerinin Orta Asya kökenli olmasýnda aramak lazýmdýr. Hazreti Ýbrahim'in ve Sevgili Peygamberimizin hayatlarý incelendiðinde, birisini bir bölge veya topluluða gönderdiklerinde o kiþinin o bölgeden veya topluluktan olmasýný dikkate alýrlardý. Zira gidilen yerde hazýr bir ortam bulunmuþ olacaklardýr.
Hazreti Ýbrahim'in yaþadýðý tarih olarak MÖ 2000'li yýllar gösterilmektedir. Eðer bu doðru ise bunun hemen akabinde Türklerin millet olarak belirgin bir þekilde ortaya çýktýklarý ve devlet kurduklarý görülür ki; bu da MÖ 1500-1000 yýllarý arasýdýr. Bu tarihler dünya tarihinin kavþak noktalarýndan birisidir. Bu yýllardan itibaren eski milletler sahneden çekilip birer birer erirken üç ana koldan geliþen üç ayrý millet dünya siyasetine yön verir olurlar. Birincisi Ýsrailoðullarýdýr. Üçüncü kol bunlardan çok uzakta Türkistanda aðýrlýklarýný koymaya baþlamýþtýr. Bunlardan Ýsmailoðullarý ve Türklerin hayat þartlarý birbirlerine benziyordu. Kuraklýklarýn þiddetli geçmesi, birinde çöl, diðerinde bozkýrlarýn, halklarýn milli karakterlerini dýþ tehlikelerden korumasý hep birbirine benzemektedir.
TÜRK PEYGAMBERLER
Kaþgarlý Mahmud'un Divân-ý Lüðâti't Türk'ünde; yalavaç, yalvaç gibi resul, peygamber anlamýnda türkçe kelimeler bulunmasý, Türklerin en eski devirlerinde bile peygamber kavramýnýn bilindiðinin canlý þahitleridir. Eski Türk inancýnda görülen Yaratýcý inancýnýn Ýslama çok yakýn olmasýnýn sebebi de peygamberlerdir. Bu inanca göre Tanrý'nýn sýfatlarý þöyledir ki Kuraný Kerim'deki Ýhlas suresini hatýrlatýr. BÝR/Tek olan, MENGÜ/sonsuz, BAYAT/Baþsýz, MUNGSUZ/Kendi kendine var olan (Doðmamýþ, doðurulmamýþgöz kırpma ve sýkýntýlardan uzak olan, DÝRÝ/Hayat sahibi, ERKÝ/Ýrade sahibi, OGAN/Kudret sahibi, TÖRÜTGEN/Yaratýcý...(5)
Ýþte bu noktayý araþtýrmýþ olan tarihçilerden Hüseyin Hüsamettin Efendi, Þerh-u Esmai'l Mürselin isimli kaynaða dayanarak tam 24 adet türk asýllý peygamberin ismini nakletmektedir. (6) Bu peygamberlerin ne zaman yaþadýklarý, tevhid mücadeleleri, gösterdikleri mucizeler ve hangi boylarda görev yaptýklarý þimdilik bilinmemektedir. Bilinen tek þey; Ýslam dinini teblið ederek Türk milletinin üzerinde kalýcý etkiler yapmalarý ve bu cengaver milleti Sevgili Peygamberimizin yoluna hazýrlamýþ olmalarýdýr. Gerçekten de Türkler, Ýslamiyetle tanýþtýktan kýsa bir süre sonra toplu olarak müslüman olmuþlar ve dünya tarihinde asr-ý saadetten sonra en kaliteli çað olan Osmanlý dönemini kurmuþlardýr.
Türkler arasýnda görev yapmýþ þanlý peygamberlerin isimleri türkçe olmakla birlikte kaynaklara arap imlasý ve telaffuzuyla þu þekilde geçmiþtir; "Amun, Anuh, Barah, Cosan, Düvil, Ðadat, Hamun, Hemudin, Hýcah, Hicil, Katýn, Kedük, Kharkýl, Laycu, Narýn, Sakun, Salah, Savýs, Takhým, Tamur, Umýd, Yahur, Yasan, Yevik..."
Tarihi kaynaklardan derleyerek özetlediðimiz bu bilgiler, Türklerdeki vahdaniyet fikrinin kökeni konusunda bize büyük ip uçlarý vermektedir.

ASRI SEADETTE TÜRKLER
Biz asýl konumuza tekrar dönelim. Cahiliye döneminde Türkler çok yakýndan tanýnmaktadýr. Gerek Türkistan'a giden Mekke kervanlarý, gerekse Arabistan'a çeþitli vesilelerle gelen Türkler vasýtasýyla bilinmektedir. Ayrýca Göktürk Ýmparatorluðu asrý saadette Orta Asya'da son virajý almak üzeredir. Bu devlet kapalý bir kutu deðil, cihan devletliðine oynayan bir güçtür. O zaman dünyasýnca yakýndan bilinmemesi imkansýzdýr. Efendimizin amcasý Ebu Talib, hicretten önce Efendimize zulmeden müþrikler hakkýnda söylediði bir þiirde Türklerden bahsetmektedir. Bu þiirinde müþriklerin, Efendimiz ve eshabýnýn Mekke'den ta Kabil veya Türk kapýlarýna kadar çekilip gitmelerini istediklerini söyler.
Cahiliye dönemine ait þiirlerde sýk sýk Türklerin askeri yönlerini ve kahramanlýklarý iþlenmiþtir. Bu þairlerden bazýlarý; Nabiða ez Zübyani, Hassan b. Hanzala, Evs b. Hacer, Þemmah b. Zirar vd. dir.(7) Arabistan'da, kölelerden oluþan deðiþik milletlere mensup oldukça kalabalýk bir topluluk vardýr. Bunlar arasýnda özellikle Ýran aracýlýðý ile gelen kölelerin kökeni araþtýrýldýðýnda Eshabýn arasýnda da Türklerin bulunduðu anlaþýlýr. Ancak isimler arapçalaþtýðý için bu tespiti zorlaþtýrmaktadýr.

HADÝSÝ ÞERÝFLER
Sevgili Peygamberimizin, Türklerle ilgili pek çok hadis-i þerif buyurduklarý bilinse de bunlarýn pek azý günümüze kadar gelmiþtir. Efendimiz, gelecekle ilgili bazen genel bazen de kiþisel ipuçlarýný eshabýna vermiþlerdir. Bunlardan birisi de istikbalde Türklerle karþýlaþýlacaðý ve onlara nasýl davranýlmasý gerektiði konusudur. Bunlardan en bilineni, eshabýn geneline buyurduklarý; "Türkler size dokunmadýkça siz de onlara dokunmayýn" hadisi þerifidir. Bunun yanýsýra Türklerin fiziki özelliklerinden, yaþantýlarýndan da haber vererek, eshabýný istikbalde yaþanacak bir dizi hadiseye hazýrlamýþlardýr. Bu hadis-i þeriflerin tümü, Alemlerin Efendisi'nin Türkleri çok yakýndan tanýdýklarýný gösterir. Eshabý kiramýn da Türklerin kim olduklarýna dair bir sorularý olmamýþtýr. Bu, eshabýn da Türkleri yakýndan tanýdýklarýný gösterir.
KABÝLELER
Arabistan yarýmadasý son derece kozmopolit yapýya sahiptir. Hiçbir büyük devletin bu bölgeye girememesi, hür yaþamak isteyen pek çok toplumun bu bölgeye yerleþmesine neden olmuþtur. Bu kabilelerden bazýlarýnýn türk veya türk kökenli olduðu tahmin edilse de henüz saðlam bir araþtýrma yapýlmamýþtýr. Asr-ý Saadet'te yaþayan kabilelerden Tayy, Muharib (veya Harboðullarýgöz kırpma ve Eslem gibi kabileler, bölgedeki diðer kabilelerden farklý özellikler taþýyorlardý. Arabistan'ýn en ilginç kabilesi belki de Harboðullarý kabilesidir. Kaynaklarda bu kabile dilleri anlaþýlmaz,(8) son derece korkusuz ve savaþçý bir topluluk olarak anýlýrlardý. Yaðmacýlýklarý ile meþhurdular. Yaþadýklarý bölgenin tamamen hakimiydiler. Kuzeydoðu Arabistan'da yaþamaktadýrlar. Asrý saadette müslüman olduklarý andan itibaren pamuk gibi olmuþlardýr. Hayýr ve hasenatta yarýþan, bölgelerinden geçen ticaret kervanlarýný gözleri gibi koruyan bir topluluk olup çýkmýþlardýr. Bunlarýn soyundan gelen günümüz Mýsýrlý araþtýrmacý Muhammed Harb, Harboðullarýna mensup olanlarýn isimlerinde türkçe kökenli kelimeler bulunduðuna iþaret etmiþtir. Biraz sonra bahsedeceðimiz gibi Dicle bölgesinde yaþayan türk boylarý Bedr Hazýrlýklarý sýrasýnda Efendimize elçi göndermiþlerdi. Bunlar büyük ihtimalle Harboðullarýyla baðlantýlý boylardý.
KÝÞÝLER
Asrý seadetteki þahýs isimleri arapça veya baþka dilden geçse de arapçalaþmýþtýr. Þahýs isimlerinin kökeni hakkýnda henüz bir teknik çalýþma da yapýlmamýþtýr. Bu nedenle isimlerin hangisinin türkçeden geçtiðini bilemiyoruz. Ancak Eshab-ý kiramýn hayat hikayelerini incelediðimizde ilginç sonuçlar elde edebiliyoruz. Mesela Salim, Büreyde b. Husayb, Ebu Bekre radýyallahu anhum gibi pek çok sahabenin hayatý önemli ip uçlarý vermektedir.
TÜRK ATI / KUTAF
Þahýs ve kabilelerin dýþýnda Asrý Saadete ait bazý hatýralarda da türk izlerine rastlamak mümkündür. Mekke veya Medine'de bir gece çok þiddetli bir gürültü duyulur. Þehir halký ne olup bittiðini anlamak için evlerinden fýrladýklarýnda, Sevgili Peygamberimizi sesin geldiði istikametten gelirken görürler. Efendimiz, sesi duyduðu anda en yakýndaki ata binerek hýzla olay yerine gitmiþler, önemli bir þey olmadýðýný görünce geri dönmüþlerdir. Kullandýklarý at, eshabý kiramdan Ebu Talha'nýn Kutaf cinsi atýdýr. Bütün özellikleriyle (kýsa bacaklý, çevik dönüþler yapabilen olmasý vb.) bir türk atýdýr. Efendimiz bu ata dua buyurarak; "Deniz gibi..." buyurmuþlardýr. Kutaf cinsi atlara bu nedenle, Bahr / Deniz adý verilmiþtir.
KUBBETU'T TÜRKÝ / TÜRK ÇADIRI
Þimdi gelelim Türk tarihinin en önemli noktalarýndan birine... Abdullah b. Mes'ud ve Abdullah b. Abbas, Efendimizin Bedr Savaþý'nda girdikleri yuvarlak bir çadýrdan bahsetmektedir.(9) Yine 627'de Hendek Savaþý hazýrlýklarý yapýlýrken Efendimiz, kendisi için kurulan bir çadýra yerleþmiþlerdi ki bu çadýr Kubbetu't Türki / Türk Çadýrý olarak isimlendirilmektedir. Sevgili Peygamberimiz çadýrýn kurulmasýnda yardýmcý olmuþlar ve kuþatma süresince bu çadýrda bulunmuþlardýr. Baþka bir ifadeyle Kubbetu't Türki Efendimizin otaðý, karargahý olmuþtur. Yine bu çadýrýn en büyük özelliklerinden birisi de Efendimizin ünlü Ýstanbul'un fethedileceðini müjdeledikleri hadisi þeriflerini kuþatma günlerinde bu çadýrýn gölgesinde buyurmuþ olmasýdýr. (10)Yine Efendimizin mescidde itikafa çekildikleri çadýr, Kubbetu't Türki ismiyle anýlmaktadýr.(11) Ünlü Hudeybiye anlaþmasý, bu çadýrda imzalanmýþtýr. Dahasý, Mekke'nin fethine gidilirken de bu çadýr Efendimizle birliktedir. Ýslam ordusu Mekke yakýnlarýndaki Merru'z Zahran mevkiine gelince çadýrýný kurdurmuþlar, eshabýyla burada istiþare etmiþlerdir. Mekke'nin yöneticisi olan Ebu Süfyan b. Harb'i bu çadýrda kabul etmiþlerdir. Ýslam ordusu birkaç koldan Mekke'ye girerlerken Sevgili Peygamberimiz bugün Cennetu'l Mualla kabristanýnýn bulunduðu Hacun'da çadýrlarýný kurdurmuþlar, harekatý buradan idare etmiþlerdi. Bu çadýr, Efendimizin vefatlarýndan sonra þüphesiz muhafaza edilmiþtir. Ancak akibetinin ne olduðu hakkýnda henüz bir kayda rastlanmamaktadýr. Ancak Efendimizin her davranýþýný uygulamaya çalýþan eshabý kiram, Onun bir Türk çadýrýnda itikafa çekilmesini sünneti seniye olarak tatbik etmiþlerdir. Mesela Eshabý Kiramdan Ebu'd Derda'nýn hanýmý Ümmü Derdâ, Þam'daki Emeviye Camiinde kurulan bir türk çadýrýnda itikafa çekilmiþti. Bu çadýrýn Efendimiz tarafýndan kullanýlan çadýr olup olmadýðý bilinmemektedir.
ELÇÝLER YILI
Meþhur elçiler yýlýnda Sevgili Peygamberimizi ziyarete gelen kabileler arasýnda türklerin olup olmadýðý tam araþtýrýlmamýþtýr ancak bundan çok daha önceki yýllarda Dicle yöresinde yaþayan Büðdüz-Aman Hanedaný temsilcisi,(12) çeþitli Türk boylarýnýn ilbeði olarak, 622-623'de Medine'ye elçi olarak bir heyetle gelmiþ ve Efendimizin huzuruna çýkarak müslüman olmuþlardýr. Bu çok önemlidir. Zira Türklerin, Dicle yöresinde kuvvetli bir topluluk olarak bulunduklarýný gösterir. Bunlar, Ýran Kisrasý Nuþirevan tarafýndan Doðu Roma sýnýr boylarýna yerleþtirilmiþ olan Türk boylarýndandýr. Bu sýnýr kuþaðý Ýran'ýn en nazik bölgesidir. Buraya, kendilerine baðlý savaþçý topluluklarý yerleþtirerek baþkentleri Medayin / Ktesiphon'u emniyete almak istemiþlerdi. Ýþte bu boylar Medine'ye elçi göndermiþlerdir. Gelenlerin bir kýsmýnýn Medine'ye yerleþmesi kuvvetle muhtemeldir. O zaman Uhud ve diðer savaþlarda da Efendimizin eshabý arasýnda türklerin bulunduðu akla gelebilir. Dahasý, Sevgili Peygamberimizin kullandýklarý Kubbetu't Türki'nin kaynaðý hakkýnda bir ip ucu verebilir.
ÜZÜNTÜNÜN SEBEBÝ
Efendimiz 630 yýlýnda bir gün Medine'de, hanýmlarýndan Ümmü Seleme veya Zeyneb bnt. Cahþ annemizin odasýnda iken, sýkýntý duyarak bunalýrlar. Durumu farkeden annemiz sebebini sorar. Efendimiz, doðuyu iþaret ederek; "Þu anda Zülkarneyn'in seddinden yüzük geniþliðinde bir delik açýldý" diye üzüntüyle haber verirler. Efendimizin üzülmelerine sebeb olan hadise ne idi? Henüz bir açýklama getirilememiþtir. Bu tarihte doðudaki en büyük olay Doðu Göktürk ordusunun devasa Çin ordusu tarafýndan imha edilmesidir. Bu savaþta Türk Hakaný esir düþmüþ ve Doðu Göktürk Devleti yýkýlmýþtýr. Bu yýkýlma ile Orta Asya'daki dengeler altüst olur ve Türklerin dar bir alana hapsettiði Çin, tamamen serbest kalarak sýnýrlarýný geniþletmeye baþlar. Batý Göktürk Devleti de kýsa sürede yýkýlýr.(13)
..ve KÜRÞAD ÝHTÝLALÝ
Esir edilen Göktürk ileri gelenleri Çin'e esir olarak götürülür. Tarihe Kürþad Ýhtilali olarak geçen ayaklanma, bu yýkýlmadan hemen sonra Çin'de esir edilen Türk prensleri tarafýndan organize edilmiþtir. Çinliler her zaman yaptýklarý asimilasyonu esir türklerin üzerinde uygulamak ister. Ancak bir süre sonra buna karþý çýkan Kürþad ve 39 arkadaþý ihtilal planý yaparlar. Çin Ýmparatoru'nun geçeceði güzergahý tespit ederler. Ancak ihtilal günü müthiþ bir yaðmur yaðar. Çin Ýmparatoru sarayýndan çýkmaz. Planý ertelemek isterler. Ancak Kürþad, Çinlilerin durumu haber almalarýndan korkarak planý ertelemez. Belirlenen saatte sarayý basarlar. Yüzlerce Çinli, bir avuç türkün eðri kýlýçlarý altýnda can verirler. Ýmparator kýl payý hayatýný kurtarabilir. Baþarýlý olamadýklarýný anlayan Kürþad, arkadaþlarýyla birlikte kaçarsa da bir süre sonra etraflarý çevrilir. Teslim olmayý kabul etmeyince de oklanarak öldürülürler.
Göktürk Devleti'nin yýkýlmasýný, Oðuz Türklerinin Asya steplerinden tasfiye edilmesi takip etmiþtir. Belki de Sevgili Peygamberimiz, gelecekte Ýslama hizmet edecek koca bir milletin atalarýnýn zor durumda kalmalarýna mübarek gönülleri elvermemiþ, incinmiþlerdi. Nitekim ilk müslüman türkler Göktürk boylarý içinden çýkmýþtýr. Dahasý ilk müslüman Türk devleti Karahanlýlar, Göktürk Devletinin bir uzantýsýdýrlar. Ýslamiyetin etrafýnda çelik bir duvar örerek özünün dejenere olmasýný önleyen Ýmam-ý Azam, Ýmam-ý Maturidi, Ýmam-ý Buhari, Bahaeddin-i Buhari vb. alimlerin ve talebelerinin kökeni araþtýrýldýðýnda yine Türk olduklarý görülür. Yine kurulan hemen tüm Müslüman Türk devletlerinin köklerinde Göktürklerin izleri görülür.
TÜRK ELÝ'ne DOÐRU
Sevgili Peygamberimizin vefatlarýndan sonra yeryüzüne daðýlan eshabý kiramýn önemli bir kýsmý, genellikle kökenleri nere ise o bölgelere gidip yerleþirler. Bu daðýlma, Efendimizin emri üzerine gerçekleþir. Efendimiz eshabýna, yeryüzüne daðýlmalarýný, yerleþtikleri yerlerde evlenmelerini ve özellikle gençlere sahip çýkmalarýný emretmiþlerdir. Bu sebeple eshabý kiram, gençlerle karþýlaþýnca; "Merhaba ey Sevgili Peygamberimizin bize emanet ettikleri" diye latife ederlerdi. Horasan'a düzenlenen seferlerin sadece birinde, ordu içerisinde 300 eshabýn bulunduðu nakledilmektedir ki bunlarýn büyük çoðunluðu Türkistan'a yerleþmiþlerdir. Bunlardan en ilginci Türklerin Arslan Baba adýný verdikleri bir sahabedir ki, asýl ismi unutulmuþtur.
Hazret-i Hüseyin, Kerbela'da ablukaya alýndýðýnda Kufeli Þiilerin ihanetini görünce Emevi komutaný Ubeydullah b. Ziyad'dan, kendisini býrakmasýný ister ve Horasan'a gidip orada Ýslamiyete hizmet etmeyi istediðini bildirir. Hazreti Hüseyin tekrar Medine veya Mekke deðil de Horasan'a gitmek istemesinin sebebi de Efendimizin bu bölge halkýyla ilgili eshabýna çok önemli iþaretler verdiklerini göstermektedir. Eshabdan bu bölgeye giden en ünlü isim, Büreyde b. Husayb'dýr. Kabri, Merv þehrindedir. Kýrgýzistan'a yaptýðýmýz bir gezide Kýrgýzlar, Oþ bölgesinde bir mevkiyi göstererek, "Sevgili Peygamberimizin arkadaþlarýna ait bazý kabirler burada idi, ancak zamanla kaybolmuþ" dediklerine þahit olmuþtuk.
Horasan'a yerleþen eshabý kiramýn rahle-i tedrisinden geçen türkler müthiþ bir ivme kazanýrlar. Birkaç kuþak sonra bütün Ýslam dünyasýna kan kusturan Þii devletçiklerini teker teker düþürerek vefa borçlarýný ödemeye baþlarlar. Asya kendilerine dar gelir. Birbiri ardýnca cihan devletleri kurarak Batýnýn en batýsýndaki Kýzýl Elma'ya doðru koþarlar. Osmanlýlar döneminde ise her bakýmdan zirveye eriþirler.
Eshabý Kiram Türkistana giderken, Türkistan'dan da Medine'ye gelenler olmuþtur. Mesela Ozanlarýn Piri diye tanýnan Korkut Ata, Medine'ye gelerek Hazreti Ebubekr ile görüþerek müslüman olmuþtur.(14)
TÜRKLERE ÝLÝÞMEYÝN
Sevgili Peygamberimizin, Türklerle sýcak temasa geçilmemesini emrettiklerini bizzat eshabý kiramýn uygulamasýnda da görebilmekteyiz. Hazreti Ömer döneminde yýkýlan Sasanilerin de kýþkýrtmasýyla bazý Türk boylarý Ýslam topraklarýna hücum ederler. Bunlar, Göktürk Devletinin yýkýlmasýndan sonra desteksiz kalan Batý Göktürk Devleti bünyesinde yaþayan küçük devletçiklerdir. Bunlara karþýlýk vermek için Türkistan içlerine akýn yapan Ýslam ordularý komutaný Ahnef b. Kays, zafer kazandýklarýný ve harekata devam etmek istediklerini bildirir. Hazreti Ömer, bu isteði kesin bir dille reddeder ve "Keþke onlarla aramýzda ateþten bir deniz olsaydý" diyerek ileri harekata izin vermez. Yerine eshabdan Büreyde b. Husayb'i komutan olarak tayin eder. Ýslamýn, organize olarak en güçlü olduðu ve peþpeþe dünyanýn iki süper gücüne bir arslan gibi atýldýklarý bir dönemde, daðýnýk türklerden korktuklarý için böyle bir harekata izin verilmediðini düþünmek mümkün deðildir. Hazreti Ömer gibi birisini ancak Efendimizin emri durdurabilirdi. Benzeri bir baþka olay Hazret-i Muaviye döneminde yaþanmýþtýr. Horasan valisi Abdurrahman b. Semüre'ye baðlý Ýslam ordusunun bir kýsmý, Türklerin hücumuna karþýlýk vermek için Ubeydullah b. Ziyad komutasýnda Türkistan içlerine akýnlar yaparlar. Buhara ve çevresini ele geçirirler. Abdurrahman bunu hoþ karþýlamaz.(15) Ubeydullah da direkt Halife'ye yazarak kazandýðý zaferi bildirir. Övgü ve taltif beklerken, Hazret-i Muaviye'nin sert bir cevabýyla karþýlaþýr; "Anan sana matem tutsun. Harekatý derhal durdur. Onlara neden iliþiyorsun. Vallahi Rasulullah'tan iþittim ki, Türkler yavsan otu biten yerlere kadar hakim olacaklardýr."
TÜRK HAKANI'nýn KIZI
Efendimiz, peygamberlikle þereflendiklerinde Ýran Sasani Ýmparatorluðunun baþýnda kisra olarak Nuþirevan vardýr. Bu zat adaletiyle ün yapmýþtýr. Sadece Ýranlýlar deðil komþu ülke insanlarý dahi onun adaletine hayran kalmýþlardý. Nuþirevan, o yýllarda hayli güçlü olan Göktürk Hakaný'nýn kýzýyla evlenmiþtir. Bu evlilikten peþpeþe üç kýz dünyaya gelir ki, Ýslam tarihinin en önemli þahýslarýndan olurlar. Hazreti Ömer döneminde yýkýlan Sasani Ýmparatorluðu'na mensup önemli kiþiler esir olarak Medine'ye getirilir. Aralarýnda Nuþirevan'ýn kýzlarý da vardýr. Anneleri Türk Hakaný'nýn kýzý, Babalarý da Ýran kisrasý olan bu nazenin kýzlara Hazreti Ömer kýyamaz. Eshabý kiramdan üç ünlü zatýn çocuklarýyla evlendirir.(16) Bunlardan Þehr Bânû Ðazele, Hazreti Ali'nin oðlu Hazreti Hüseyn ile evlendirilir. Bundan Zeynel Abidin hazretleri dünyaya gelir.(17) Birisi Hazreti Ömer'in oðlu Salim (veya Asým) ile evlendirilir. Bunun kýzýndan da Emevi halifelerinden Ömer b. Abdülaziz dünyaya gelir ki; adaleti ile ün yaptýðý için ikinci Ömer diye anýlýr. Üçüncü kýz Hazreti Ebubekr'in oðlu Muhammed ile evlendirilir. Bu evlilikten Kasým b. Muhammed hazretleri doðar.(18)
SONSÖZ
Biz kaynaklardan ulaþabildiklerimizi sizlere aktarabiliyoruz. Ancak bunlarýn çok sýnýrlý olduðunu da hemen ifade etmek durumundayýz. Bu konuda asýl hizmet verecekler, konuya profesyonel olarak eðilebilecek türk tarihçileri ve hadisi þerif uzmanlarý olacaktýr þüphesiz. Bizim yaptýðýmýz bir kibrit yakmaktan öte deðildir. Ehil eller harekete geçerlerse tarihimizde karanlýk kalmýþ noktalar aydýnlanmýþ olacaktýr.

sevgi saygý ve dua ile
Gönderen: 11.02.2006 - 16:53
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 477 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
zübeyr b avvam (44), Eczaci (49), gedizli (58), bahceler (57), halit ceylan (54), fatihkalkan (35), enverpasa (42), zekikaya171 (61), la_tahzen (44), yasoldu32 (47), Muhtar67 (57), ecem_nrw (44), kocinomat (69), faki (40), gülüzar (54), BAHATTÝN (55), hizbullahadavet (53), mehman06 (53), nightdark35 (39), Mustafa Azi (45), sirine28 (46), serafettin ozer (63), MEVT (54), turk4life (44), MerveSena (54), ozcan41 (55), afacan45 (54), esencayli (), dervis67 (48), kalfa (48), HG58 (58), tatlarli (52), mkif (51), tontonamca (40), kokcu70 (54), ayfun28 (52), hacibelli (54), esin1709 (45), CeNTiLBoY (37), demir1972 (52), delicoban (54), furkan_2000 (43), mcolak19 (46), Hulya_ (41), zubeyda (46), bulent03 (47), askali34 (45), islamin_güllü (31), alptraum (39), Deniz_44 (46), mehdi (51), ISMAIL K (32), seherinyeli (63), muratsari (56), cennete_hasret (50), afgerger (26), allah_dostu (38), essedullah_01 (39), mkitis (74), arican (61), Hasan Þývgýn (63), ibaran (51), scorpion35 (54), 1yasemin1 (39), omertas (42), Turkmeneli (36), güle_hasret (38), IsLaMGüLü86 (38), ruz-igar (47), Abdillah99 (53), firdevs63 (48), Zekayi (57), heybethakan (46), mustafaaycicek1 (56), saba (50), incesu (45), KALYONCU (56), Zeyd Bin Hattab (46), cyildiz (), segam (51), BURAK_50 (40), hocca (60), bozkurt-1917 (57), czgoruc (48), skorpion34 (54), islam (60), yakanasan (38), denizeri52 (50), yeldan (46), Bilecikli Mahi (57), kirac (47), Erki (36), Pit_Pit (44), nurani (49), m.yavuz (40), cefa04 (), Nayim Güvenli (75), seyit duman (53), poyraz4 (45), ares2000 (47), nusretunsal76 (48), turka (51), byresul (45), Vatan25 (44), fatihuzan (47), charisma17 (36), fransa_agasi (), yanlizkurt01 (52), osman_acar (44), golgeadam (65), Mevra (38), abdullah__ (44), osmanacar (44), M.Emin 27 (54), turan_21 (39), zalimmemo25 (44), Celil Sonbahar (55), beddua (42), M.E.S 27 (54), serhatfb (33), sahbaz (52), ceppo (36), turgut_köksal (44), toprak_oruc (39), ahmetavþa.. (59), Garip Sý.. (50), Tubis38 (38), marcopolo (39), Yilmaz Bektas (62), fahreddin_ergin (33), ensar01 (48), davutsahin80 (44), Tarkan_74 (49), asanyakan (44)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54359 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.