0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » milliyetcilik ahlaki bir zemine sahiptir

önceki konu   diğer konu
41 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
milliyetcilik ahlaki bir zemine sahiptir
919 Mesaj -
Bu baþlýk bazý okurlarý þaþýrtabilir ve "Ne demek bu. Yani diðer milliyetçilikler ahlaki bir zemine sahip deðil mi?" sorusunu sorabilirler. Hayýr bütün milliyetçilikler ahlaki bir zemine sahip deðildir. Örneðin Alman milliyetçiliði Hitler öncesinde de Hitler döneminde de Hitler sonrasýnda da ahlaki deðildir. Saldýrgan, diðer milletleri yok etmeyi hedefleyecek kadar gözü dönmüþ emperyalist bir milliyetçiliktir. 2.Dünya Savaþýný eðer Almanya kazansaydý, Alman planlarýna göre Türkiye''de ilk okul mezunlarýnýn üstündeki nüfus yok edilecekti. Türkiye patates tarlasý haline getirilecek, Türklerde patates üreticisi olacaklardý.

Sýrp milliyetçiliði de vahþi bir ýrkçýlýk olmuþtur her zaman. Bunu 19.yüz yýlda da sergilemiþtir Sýrplar, 20.yüz yýlýn sonunda da. Keza Ýngiliz milliyetçiliðinin, Fransýz milliyetçiliðinin, Japon, Rus ve Amerikan emperyalist içeriði ve uygulamalarý insanlýða kan, göz yaþý ve elem getirmiþtir çoðu zaman. Oysa Türk milliyetçiliði ahlaki bir zemine sahiptir. Yani emperyalist deðildir. Irkçý deðildir. Gözü dönmüþ, diðer halklarý aþaðýlayan, dýþlayan, onlarýn aþaðýlanmasýnda kendi üstünlüðünü arayan bir milliyetçilik deðildir Türk milliyetçiliði.

Gaspýralý, Gökalp, Akçura, Atatürk ile beslenen 20.yüz yýl Türk milliyetçiliði bütün deðiþik yorumlarýnda bir ortak noktaya sahip olmuþ ise bu anti emperyalist ve ýrkçýlýk karþýtý oluþudur. Bir diðer ifade ile Türk milliyetçiliði "ýrkçýlýða karþý aþýlýdýr." 1960 ve 70''lerde Türk milliyetçilerini Türk dünyasýna ilgi duyduklarý ve onlarýn baðýmsýzlýðýný talep ettikleri için "ýrkçýlýk-Turancýlýk" ile suçlayanlarýn bugün ulaþtýklarý nokta çok hazin vericidir.

Önce þunu ortaya koyalým ki, Turancýlýk bir suçlama olamaz. Turancýlýk bir ahlaki-milli haktýr. Turancýlýk, baþka milletlerin yönetiminde, anti-demokratik þartlarda, ekonomik ve kültürel refahtan uzak yaþayan Türk halklarýn baðýmsýz, politik, ekonomik, kültürel etkileþim içinde yaþama hakkýdýr. Irkçýlýk ise ancak suçlanabilecek bir eylem biçimdir ve Turancý olan ýrkçý olamaz.
Türk milliyetçilerini 1960 ve 70''lerde ýrkçýlýkla suçlayýp, bugün ulusalcýlýk üzerinden Türk milliyetçiliðine kayanlarda ise "Türk ýrkçýlýðý"nýn izleri görülmektedir. Ancak Türk milliyetçiliðinin ahlaki gücü bu ýrkçý sapmayý dahi kýsa zamanda içinde eritecek fikri güç ve olgunluða sahiptir.

Türk milliyetçiliði, Gaspýralý, Gökalp, Akçura, Atatürk sonrasýndaki ikinci fikri hamlesini bir yandan Nihal Atsýz öte yandan Peyami Sefa, Mümtaz Turhan, Osman Turan ile gerçekleþtirerek, 1960''lý yýllara gelmiþtir. 1960 ve 70''lerde Türk milliyetçiliðinin teorik alt yapýsýný bir yandan eylemci lider kimliði öte yandan fikir adamý niteliði ile Türk milliyetçiliðinin 20.yüz yýldaki ikinci lideri olan Alparslan Türkeþ''in giriþimi geliþtirmiþtir. Ayni süreçte, eylemci ve fikir adamý kimlikleri ile Dündar Taþer ve Muzaffer Özdað ön plana çýkmýþlardýr.
1970''ler ve 80''lerde ise Galip Erdem, Erol Güngör, Nevzat Kösoðlu, Ahmet Arvasi, Ahmet Bican Ercilasun, gibi isimler Türk milliyetçiliðinin fikri kaynaklarýný beslemeye baþlamýþlardýr. 1990''larda belirgin þekilde Mustafa Erkal ve 2000''ler Özcan Yeniçeri bu isimlere eklenmiþtir. 1960''lardan 2000''lere kadar eylem adamý olan Sadi Somuncuoðlu, Türk milliyetçiliðine olgunluk döneminde fikri katkýlarý ile hizmet etmeye baþlamýþtýr. Arslan Bulut Türk milliyetçiliðinde fikri bir çabayý temsil etmektedir.

Bu isimler bir günlük yazýnýn zaman baskýsý altýnda ilk aklýma gelenlerdir. Tabii ki baþka isimlerde var. Onlarýn isimlerini sayamadýðým için vefat edenlerin ruhlarý önünde saygý ile eðilirken, hayatta olanlardan da özür diliyorum. Bu yaptýklarýna saygýsýzlýk deðil sadece zaman baskýsýnýn sonucu.

Türk milliyetçiliðinin fikri zemini, Türkiye ve Türk Dünyasýna yönelik tehdit arttýkça daha da hýzlý geliþiyor. Türk milliyetçiliðinin fikri refleksleri geliþiyor. Sýra siyasal refleksin geliþmesine geliyor. Siyasi refleksin geliþmesinin göstergelerinden birisi Türk milliyetçisi kitlelerin son dönemde henüz istenen seviyeye gelmemiþ olsa dahi artýk daha fazla okumakta olduklarýndan anlaþýlýyor.
ÜMÝT ÖZDAÐDAN ALINTIDIR
SELAM SAYGI VE DUA ÝLE
Gönderen: 30.01.2006 - 11:59
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SENCER BEY su an offline SENCER BEY  
YÜREĞİNE SAĞLIK
38 Mesaj -
ÇOK GÜZEL BÝR YAZI, YENÝ GÖRDÜM, SAÐOLASIN.ÇOK SEVDÝÐÝM BÝR BÜYÜÐÜMÜZÜN SÖZLERÝNÝ EKLEMEK ÝSTEDÝM.
BÝZE GÖRE MÝLLÝYETÇÝLÝK; VATANINI MÝLLETÝNÝ SEVMEK, DEVLETÝMÝZE SADAKATLA BAÐLI OLMAKTIR. MÝLLETÝMÝZÝN ÇIKARLARINI BÝRÝNCÝ PLANDA TUTARAK, ONU KALKINDIRMAK, ÝLERÝ GÖTÜRMEK, ONA YÖNELEN TEHLÝKELERE KARÞI KORUMAK, HAKLARINI KÝMSEYE ÇÝÐNETMEMEKTÝR. MÝLLÝYETÇÝLÝÐÝMÝZÝN ANLAMI BUDUR. IRKÇILIÐI REDDEDEN BÝR MÝLLÝYETÇÝLÝK ANLAYIÞIMIZ VARDIR. BÝZÝM MÝLLÝYETÇÝLÝK ANLAYIÞIMIZ, TÜRK ÜN MÝLLÝ KÜLTÜRÜNÜ ESAS ALAN BÝR MÝLLÝYETÇÝLÝK ANLAYIÞIDIR. MÝLLÝYETÇÝLÝÐÝMÝZÝN TEMEL KAYNAKLARINDAN BAÞTA GELENÝ ÝSLAM AHLAK VE FAZÝLETÝ, TÜRKLÜK GURUR VE ÞUURU ÝLE TÜRK MÝLLETÝNE KARÞI BESLENEN DERÝN DUYGU, DERÝN SEVGÝDÝR.
Gönderen: 21.02.2006 - 17:19
Bu Mesaji Bildir   SENCER BEY üyenin diger mesajlarini ara SENCER BEY üyenin Profiline bak SENCER BEY üyeye özel mesaj gönder SENCER BEY üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
nursuz su an offline nursuz  
227 Mesaj -
selamünaleyküm vehbi karesim

...ALLAH SONSUZ RAZI OLSUN SENDEN BU YAZIYI EKLEDIGIN ICIN...

BIZI IRKCILIKLA SUCLAYAN BAZI TÜRK MILLIYETCILIGINI BILMEYEN KARDESLRIMIN OKUMASINI ISTERIM...belki önyargili olmaktan vaz gecerler....

saygi ve sevgilerimle

RAHMAN VE RAHIM OLAN ALLAHA EMANET OL KARDESIM.
Gönderen: 21.02.2006 - 17:38
Bu Mesaji Bildir   nursuz üyenin diger mesajlarini ara nursuz üyenin Profiline bak nursuz üyeye özel mesaj gönder nursuz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_SeRKaN_ su an offline _SeRKaN_  
406 Mesaj -
Ne yapmak istiyorsunuz?? Amacýnýz nedir gerçekten merak ediyorum. Bu yazýlarý ekleyerek ne elde etmek istiyorsunuz?

Ben Türk deðilim ama insan yerine koyar cevaplarsanýz sevinirim
Gönderen: 21.02.2006 - 18:05
Bu Mesaji Bildir   _SeRKaN_ üyenin diger mesajlarini ara _SeRKaN_ üyenin Profiline bak _SeRKaN_ üyeye özel mesaj gönder _SeRKaN_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
abdullatif su an offline abdullatif  
173 Mesaj -
Hürriyetin baþýnda Sultan Reþad'ýn Rumeli'ye seyahati münasebetiyle, vilâyat-ý þarkiye namýna ben de refakat ettim. Þimendiferimizde iki mektepli mütefennin arkadaþla bir mübahase oldu. Benden sual ettiler ki: "Hamiyet-i diniye mi, yoksa hamiyet-i milliye mi daha kuvvetli, daha lâzým?" O zaman dedim:

Biz Müslümanlar, indimizde ve yanýmýzda din ve milliyet bizzat müttehiddir. Ýtibarî, zahirî, ârýzî bir ayrýlýk var. Belki din, milliyetin hayatý ve ruhudur. Ýkisine birbirinden ayrý ve farklý bakýldýðý zaman, hamiyet-i diniye avâm ve havassa þâmil oluyor. Hamiyet-i milliye, yüzden birisine (yani, menâfi-i þahsiyesini millete feda edene) has kalýr. Öyleyse, hukuk-u umumiye içinde hamiyet-i diniye esas olmalý. Hamiyet-i milliye, ona hâdim ve kuvvet ve kalesi olmalý. Hususan, biz þarklýlar, garplýlar gibi deðiliz. Ýçimizde kalblere hâkim hiss-i dinîdir. Kader-i ezelî ekser enbiyayý þarkta göndermesi iþaret ediyor ki, yalnýz hiss-i dinî þarký uyandýrýr, terakkiye sevk eder. Asr-ý Saadet ve Tâbiîn bunun bir burhan-ý kat'îsidir.
Hutbe-i Þamiye

Ben de derim ki; Hamiyet-i Milliyemizi,[Hangi milletten olursak olalým] Hamiyet-i Diniyemize hadim ve kuvvet ve kale yapmalýyýz.Yoksa çok zarar ederiz.
Gönderen: 21.02.2006 - 21:44
Bu Mesaji Bildir   abdullatif üyenin diger mesajlarini ara abdullatif üyenin Profiline bak abdullatif üyeye özel mesaj gönder abdullatif üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
nursuz su an offline nursuz  
RE:
227 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Abdullahbiri


Ne yapmak istiyorsunuz?? Amacýnýz nedir gerçekten merak ediyorum. Bu yazýlarý ekleyerek ne elde etmek istiyorsunuz?

Ben Türk deðilim ama insan yerine koyar cevaplarsanýz sevinirim






saygi deger VEHBI kardesim güzel bir ekleme yapmis okummussan pekala güzel anlasilir BIR ACIKLAMA....ama illaha da bir art niyetmi araman lazim , ki eger yukardaki aciklamada her hangi bir art niyet ariyorsan o zaman sana diyecek bir lafim yok...sadece cok yazik derim...ALLAH,A SÜKÜR dinimiz ISLAM VE HEPIMIZ MÜSLÜMAN EVLATLARIYIZ VE MÜSLÜMANIZ ..kardesim vehbi yazisinda sadece TÜRK MILLIYETCILLERININ IRKCI OLMADIGINI BELIRTMIS ...BUNUN NESI RAHATSIZ EDIYOR SIZI SAYGI DEGER KARDESIM ABDULLAHBIRI....
Gönderen: 21.02.2006 - 22:21
Bu Mesaji Bildir   nursuz üyenin diger mesajlarini ara nursuz üyenin Profiline bak nursuz üyeye özel mesaj gönder nursuz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mehmet-54 su an offline mehmet-54  
221 Mesaj -
BÝZE GÖRE MÝLLÝYETÇÝLÝK; VATANINI MÝLLETÝNÝ SEVMEK, DEVLETÝMÝZE SADAKATLA BAÐLI OLMAKTIR. MÝLLETÝMÝZÝN ÇIKARLARINI BÝRÝNCÝ PLANDA TUTARAK, ONU KALKINDIRMAK, ÝLERÝ GÖTÜRMEK, ONA YÖNELEN TEHLÝKELERE KARÞI KORUMAK, HAKLARINI KÝMSEYE ÇÝÐNETMEMEKTÝR. MÝLLÝYETÇÝLÝÐÝMÝZÝN ANLAMI BUDUR. IRKÇILIÐI REDDEDEN BÝR MÝLLÝYETÇÝLÝK ANLAYIÞIMIZ VARDIR. BÝZÝM MÝLLÝYETÇÝLÝK ANLAYIÞIMIZ, TÜRK ÜN MÝLLÝ KÜLTÜRÜNÜ ESAS ALAN BÝR MÝLLÝYETÇÝLÝK ANLAYIÞIDIR. MÝLLÝYETÇÝLÝÐÝMÝZÝN TEMEL KAYNAKLARINDAN BAÞTA GELENÝ ÝSLAM AHLAK VE FAZÝLETÝ, TÜRKLÜK GURUR VE ÞUURU ÝLE TÜRK MÝLLETÝNE KARÞI BESLENEN DERÝN DUYGU, DERÝN SEVGÝDÝR

ALLAH RAZI OLSUN
Gönderen: 21.02.2006 - 22:37
Bu Mesaji Bildir   mehmet-54 üyenin diger mesajlarini ara mehmet-54 üyenin Profiline bak mehmet-54 üyeye özel mesaj gönder mehmet-54 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
utaniyorum su an offline utaniyorum  
milliyetcilik
1942 Mesaj -
kardeþlerim.Ne olur sorumu yanlýþ anlamayýn.bizim Türk milliyetciliðini methetmemiz ne kadar doðalsa,diðer milletlerinde kendi milliyetciliðini methetmesi bir o kadar doðal deðilmidir.peki bir insan Allah tarafýndan TÜRK YARATILMADIYSA ne olacak onun hali.yani Türk milliyetcisi diðer ülkelerin vatandaþlarýna ne gözle bakýyor?.anlatýrmýsýnýz.Kuraný kerimde insanlarýn sadece takva ile birbirinden ayrýlacagýný okuyoruz.diðer özellikleri Rabbi katýnda önemsizdir.Þimdi soruyorum her müslüman vatanýný sevmeli,bayraðýný,topraðýný,namusunu,ordusunu korumalý deðilmi?Bunlarý biz Kuran ve sünnette görüyoruz.islamýn yanýna bir tamlama isim veya görüþ koymaya ne gerek var.Ýslam herþeyi tamamlamamýþmý?eleþtirmek degil öðrenmek için soruyorum.Lütfen samimi ve düzeyli cevaplarýnýzý bekliyorum.Rabbim konuþarak anlaþmayý,anlaþarak kaynaþmayý nasip etsin kardeþlerim...Selam ve dua ile......
Gönderen: 21.02.2006 - 23:30
Bu Mesaji Bildir   utaniyorum üyenin diger mesajlarini ara utaniyorum üyenin Profiline bak utaniyorum üyeye özel mesaj gönder utaniyorum üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_SeRKaN_ su an offline _SeRKaN_  
406 Mesaj -
s.a.

Yukarýdaki yazýlarý ekleyen arkadaþlar (Nu66, Vehbi70 vd.) sizden öncede bu sitede milliyetçi olduklarýný söyleyen insanlarla tartýþtým. Bulunduðum yerde (Doðu'da) Kürt milliyetçiliði yapan insanlarla tartýþtým.

Bundan sonra da kendi beþeri ideolojilerini (Bu ister miliyetçilik, ister komünizim, ister faþizm, her ne karýn aðrýsýysa) açýklamak için Ýslamý kullanan ve bu gibi Müslüman insanlarýn birleþtiði, insalarýn birbirine kardeþ gözü ile baktýklarý sitelerde veyahut sanalda olmasa bile benzer ortamlarda bu görüþlerini açýklayanlarla yine tartýþmaya hazýrým.

Yaptýðýnýz þeyi meþru göstermek, haklýlýðýný savunmak elbette hakkýnýz. Ama bu görüþleri savunan (hemde ateþli bir þekilde) bir sürü site var.

Ve bunu sizler yaklaþýk 2 aydýr dikkat ediyorum ýsrarla yapmaya devam ediyorsunuz. Bu yaptýðýnýz (bir ýrký kutsamak) sadece bu siteye zarar verir. Ýnsanlarý birbirine düþürmekten baþka bir þeye yaramaz.

Ayrýca biriniz (Vehbi70) bir internet adresi veriyor, arkasýndan siteye girip bakýyorsunuz Ýslam'la alakalarý olmayan din düþmanlarý orada (örn; Vural Savaþgöz kırpma.

Diðeriniz (Nur66) bilmem ne milliyetçiliði adý altýnda yazý yazýyorsunuz, yazýnýn içeriðinde laiklikten dem vuruyorsunuz.

Yapmayýn, Ýslamýn arkasýna sýðýnýrak, ya da Müslüman, Ýslam kelimelerini kendi menfaatleriniz dahilinde kullanmayýn.

Çünkü Ýslam tektir. O'nun herhangi bir beþeri ideoloji ile anýlmasý beni rahatsýz ediyor.

Daha önce bu sitede baþka bir üyeye söylemiþtim (gerçi o herhalde ayrýldýgöz kırpma Sizin görüþlerinizi savunan ve bunun ateþli bir þekilde propagandasýný yapan bir sürü site var. Orada bu görüþlerinizi rahatlýkla savunabilirisiniz.
Gönderen: 22.02.2006 - 09:19
Bu Mesaji Bildir   _SeRKaN_ üyenin diger mesajlarini ara _SeRKaN_ üyenin Profiline bak _SeRKaN_ üyeye özel mesaj gönder _SeRKaN_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
omer furkan su an offline omer furkan  
401 Mesaj -
Selamun aleykum..
RABBÝMin selami inanan kardeslerimin üzerine olsun

Vehbi kardesim yazýnýzý okudum.. amac Ýslam icinse kardeslik icinse boynumuz kýldan incedir.. eyvallah deriz kardes kabul ederiz.. niyetler halisdir amaclar halisdir eylemler de halis olacakdir.. fakat Müslüman ayný zamanda hikmet sahibi olmak icin gayret de etmeli yani söylemis oldugu sozun nereye tekabul ettigini de iyi bir sekilde analiz etmelidir kanaatimce. Her ilim calýsmasý da bir sekilde hikmet pesinde yani bilginin dogru kaynagýný bulma yolunda addeder kendisini..butun dusunceler butun fikirler butun hareketler kendisinin hakyol uzerinde oldugunu iddia eder ve bu iddiasýný da en makul sekilde desteklemey calýsýr.. bu sebeple yollar yontemler farklýlasmaya baslar fikirler de farklýlasmaya baslar ve dogru olana cagýrdýgý iddiasýyla eylemsel planlarda da hareket baslar.. ve insanligin mucadelesi bu sekilde surup gider..

Tarih asla kulli bilgisine sahip olamayacagýmýz yonlendirmelerle dolu bir gaybi bilgidir bizim icin.. bize mutevatir olarak gelen bilgiler konusunda bile tereddutleri icinde barýndýrýr.. mesela dune kadar Yahudilere uygulandigi iddia edilen soykýrým rakamlarý konusunda ve yontemleri konusunda nerdeyse bir ittifak var iken bugun degisik rakamlar ve yontemlerden bahsedilebiliyor.. tarih asla masum olmuyor.. yeni kazýlar yeni bulgular heran farklý tezleri önümüze seriyor.. bu vesile ile konu basligi olarak secmis oldugunuz MÝLLÝYETCÝLÝGÝN AHLAKÝ BÝR ZEMÝNE sahip oldugu iddiasýný da yeniden tahlil edilmesi gerekli bir önerme olarak goruyorum.. MÝLLÝYETCÝLÝK sizin de hepimizin malumu turedi bir kavramdir.. yani sonradan ortaya cikmis hatta yakýn tarihimizde varolan son ikiyuzyýllýk bir gecmisi olan kavramdir.. tabiki insanligin tarihi cok uzun olmasý sebeiyle bu kavrami kendisine rehber edinenler kavramin koklerini olabildigince geriye goturup bir tarýh silsilesi cikaracaktýr kendilerine.. milliyetciligin kendi icindeki farkli yorumlarý da cýkacaktýr elbette kimi fasist bir ideoloji kimi irk temelli bir yol kimi kulturu onplana cikarip farkli irklarý da icine alan bir yontem kimisi de dini merkeze aldýgýný soyleyerek varolan tarihsel verileri kendi paragidmasý icinde yogurup bir dusunce yol yontem olarak onumuze koyacaktir.. fakat hic unutulmamalidir ki tüm bu yapilanlar turedi bir kavram -ki son yuzyýllýk bir dönemde cok popiler bir kavramdir- üzerinden yapilmaktadir.. isimler degisebilir adý turk milliyetciligi olur rum milliyetciligi olur Ýtalyan ya da alman vs.. fark etmez hepsi sonucta ana parametre olarak batida uretilmis ve oz olarak asýl olarak maddi pozitivist bir dunya algýsýnýn havzasýnda uretilmistir.. ve kendisini ifade ettigi felsefik zemin roma doneminin site devletcikliklerinin felsefik zemini olarak gorulmektedir..

tabiki konu ciddi bir konu.. arkasýnda uzun felsefik tartismalarýn oldugu ve ugruna milyonlarca insanin kanýnýn aktýgý derin bir konu.. bu vesile ile ilgili olmak önemlidir.. dusuncem kendisine din olarak islami secmis bir zihnin asla bulanik bir zihin dunyasýna deil pak temiz bir zihin dunyasýna sahip olmasýdýr.. cunku kendisini ÝSLAM dini icinde anlamlandiran bir zihin utaniyorum kardesimizin de dedigi gibi takva kavramini rabbi katýnda ana olcu olarak gormektedir.. bu cok onemli bir olcudur.. tüm imtiyazlarý ortadan kaldiran cok önemli bir olcu..
Bu vesile ile sunu da arz etmek isterim piyasada milliyetcilik tanýmlamalarý gýttýkce artmaktadir.. yukarýda bile arkadaslarýn tam olarak ayný milliyetci fikre sahip oldugunu dusunmuyorum.. cunku kavram o kadar cok dejenere olmustur ki herkes kalkip benim milliyetcilik anlayýsým soyle seninki boyle diyebilir.. bunun tek sebebi vardir kavramin bir sahibi yoktur..ÝSLAM dininde oldugu gibi kavram ALLAHa ait bir kavram deildir.. bu ciddi bir olcudur.. sayet kavram insan merkezli ise orada muhakak bir eksiklik vardir..ve her insan bu eksikligi bir sekilde doldurmak isteyecektir.. nitekim bu amaclar farkli milliyetcilik anlayýslarýný uretecektir.. bu da zihinlerin daha da bulanmasýna vesile olmaktadir.. her ne kadar amaclar halisane duygular kardeslik duygularý olsa da sonuclar asla bu halisane duygulara hizmet etmeyecek kadar acý olmaktadýr.. yakýn tarihimizdeki ornekler buna sahidir..
Rabbimiz katýnda din ( yol , yontem , uyulmasý gereken kural ) ÝSLAM dir..
Her ne kadar türk milliyetciligi de bunun aksini iddia etmiyor desen de kardesim bu senin yorumundur.. dedik ya kavramin kökü insana ait olunca kavramlar da bulanmaktadir..ve MÝLLÝYETCÝLÝK nerdeyse bir DÝN olmaktadir..

Zaten rabbimiz de bu sebeple kendisine sarýldýgýmýzda hic zarara ugramayacagimiz ve korumasýnýn da kendi elinde oldugu bir DÝN indirmistir bizlere..onun adý da adem (a.s) dan beri deismemistir.. ve adý da ÝSLAM dir..

Selam ve dua ile..
Gönderen: 22.02.2006 - 10:13
Bu Mesaji Bildir   omer furkan üyenin diger mesajlarini ara omer furkan üyenin Profiline bak omer furkan üyeye özel mesaj gönder omer furkan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SENCER BEY su an offline SENCER BEY  
RE: milliyetcilik
38 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý utaniyorum

kardeþlerim.Ne olur sorumu yanlýþ anlamayýn.bizim Türk milliyetciliðini methetmemiz ne kadar doðalsa,diðer milletlerinde kendi milliyetciliðini methetmesi bir o kadar doðal deðilmidir.peki bir insan Allah tarafýndan TÜRK YARATILMADIYSA ne olacak onun hali.yani Türk milliyetcisi diðer ülkelerin vatandaþlarýna ne gözle bakýyor?.anlatýrmýsýnýz.Kuraný kerimde insanlarýn sadece takva ile birbirinden ayrýlacagýný okuyoruz.diðer özellikleri Rabbi katýnda önemsizdir.Þimdi soruyorum her müslüman vatanýný sevmeli,bayraðýný,topraðýný,namusunu,ordusunu korumalý deðilmi?Bunlarý biz Kuran ve sünnette görüyoruz.islamýn yanýna bir tamlama isim veya görüþ koymaya ne gerek var.Ýslam herþeyi tamamlamamýþmý?eleþtirmek degil öðrenmek için soruyorum.Lütfen samimi ve düzeyli cevaplarýnýzý bekliyorum.Rabbim konuþarak anlaþmayý,anlaþarak kaynaþmayý nasip etsin kardeþlerim...Selam ve dua ile......


DEÐERLÝ ARKADAÞIM ÜLKEMÝZDE , SÜREKLÝ OYNANAN OYUNLARDAN BÝRÝ YÝNE DEVREDE. ÖZELLÝKLE SON ÝKÝ YILDIR (AB SÜRECÝNDE) MÝLLÝYETÇÝLÝÐE KARÞI SALDIRILAR BAÞLATILMIÞ, IRKÇILIK VE FAÞÝZM ÝLE BÝR TUTULARAK AÞAÐILANMAYA ÇALIÞILMAKTA, BUNUN YANI SIRA 1000 YILDIR BU VATAN DA BÝRLÝKTE YAÞADIÐIMIZ, DÝÐER UNSURLARA MENSUP MÜSLÜMAN KARDEÞLERÝMÝZ ÝLE ARAMIZI AÇMAYA ÇALIÞMAKTADIRLAR.
BÝZLER MÜSLÜMAN TÜRK EVLATLARI OLARAK,TARÝHÝMÝZE,KÜLTÜRÜMÜZE VE MÝSYONUMUZA TABÝÝKÝ SAHÝP ÇIKACAÐIZ. BÝZÝM MÝSYONUMUZ, ÞU AN HAK ETTÝÐÝ YERDE OLMAYAN ÝSLAM SANCAÐINI KALDIRMAK VE HAK ETTÝÐÝ YERE GETÝRMEKTÝR. BU KAFATASI IRKÇILIÐI ÝLE OLMAYACAKTIR TABÝÝ. DAR KAVMÝYETÇÝLÝK ZÝHNÝYETÝ ÝLE OLMAYACAK TABÝÝ. AMA TÜRK DÜÞMANLIÐI ÝLEDE OLMAZ. BAKIN ASLEN ARAP OLAN TÜRK MÝLLÝYETÇÝSÝ MERHUM SEYYÝD AHMET ARVASÝ BU KONU ÝLE ÝLGÝLÝ NELER SÖYLEMÝÞ; BEN ÞANLI PEYGAMBERÝN ÞEREFLÝ SOYONA MENSUB DEÐÝLDE, ZULU KABÝLESÝNE MENSUB OLSAYDIM YÝNE TÜRK MÝLLÝYETÇÝSÝ OLURDUM. ÇÜKÜ TARÝH BÝZE GÖSTERÝYORKÝ TÜRKLERÝN GÜÇLÜ OLDUÐU DÖNEMLERDE ÝSLAMDA HEP GÜÇLÜ OLMUÞTUR.TÜRKLER NE ZAMAN ZAYIFLAMIÞSA ÝSLAMDA ZAYIF KALMIÞTIR….
IRKÇILIÐIN ÝSLAMA ZARAR VERDÝÐÝNÝ EN ÝYÝ BÝZ BÝLÝYORUZ. TÜRKLERÝN TOPLU HALDE ÝSLAM ÝLE TANIÞMALARI VE KABULÜ, EMEVÝLERÝN ÞÖVENÝZMÝNDEN DOLAYI GECÝKMÝÞTÝR. ÞÝMDÝ; ABBASÝLER DÖNEMÝNDEN BERÝ EN AZ 1000 YILDIR ÝSLAMIN HÝZMETKARI OLMUÞ BU MÝLLETÝ SEVMEK, ONUN BU TARÝHÝ MÝSYONUNA SAHÝP ÇIKMAK IRKÇILIKMIDIR? BEN BU KAVMÝ SEVÝYORUM, BUNDAN DOLAYI BENÝ KINAYANLARDAN KORKMUYORUM.
BÝZLER, ÝSAM ADINA YARIÞIYORUZ, BU MANADA BÝZÝMLE AYNI YARIÞTA BULUNAN ARAPLARIDA, FARSLARIDA DÝÐER UNSURLARIDA ÇOK SEVÝYORUZ ONLARDA BÝZÝ SEVÝYORLAR BUNDAN EMÝN OLUN. BÝZÝ SEVMEYENLERE GELÝNCE ONLAR ZATEN HÝÇ SEVMEDÝLER, VARLIÐIMIZ ONLARI HEP RAHATSIZ ETTÝ. BENÝM ÜZÜLDÜÐÜM ONLARIN SÖZÜ ÝLE BÝZÝ TANIMADAN DÜÞMAN OLAN KARDEÞLERÝMÝZÝ GÖRMEKTÝR.
SAYGILARIMLA… ALLAHA EMANET OLUNUZ
Gönderen: 22.02.2006 - 11:16
Bu Mesaji Bildir   SENCER BEY üyenin diger mesajlarini ara SENCER BEY üyenin Profiline bak SENCER BEY üyeye özel mesaj gönder SENCER BEY üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
BİZE GÖRE MİLLİYETÇİLİK; VATANINI MİLLETİNİ SEVMEK,!!!
919 Mesaj -
Bizim milliyetcilik ve ülkücülük anlayýþýmýz aþaðýdaki tanýmlar dahilindedir!!!

Din: 1 . Tanrý'ya, doðaüstü güçlere, çeþitli kutsal varlýklara inanmayý ve tapýnmayý sistemleþtiren toplumsal bir kurum, diyanet:
"Her dinin mabetleri bütün müminlere açýktýr."- H. C. Yalçýn.
2 . din bilgisi Bu nitelikteki inançlarý kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, saðlayan düzen:
3 . mecaz Ýnanýlýp çok baðlanýlan düþünce, inanç veya ülkü.
(bizim dinimiz ise islam elham dülülah müslümanýz)


müslüman: 1 . Ýslam dininden olan kimse.
2 . halk aðzýnda, din bilgisi Dine baðlý, dindar.
3 . mecaz Doðru, haktan ayrýlmaz kimse.

Millet:
1 . Çoðunlukla ayný topraklar üzerinde yaþayan, aralarýnda dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliði olan insan topluluðu, ulus:
"Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir."- Atatürk.
2 . Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes:
"Millet tütün paralarýný alýnca borcunu öder."- N. Cumalý.
3 . halk aðzýnda Benzer özellikleri olan topluluk:
Milletini seven (kimse).
MÝLÝYETCÝYÝZ,ANLAYIÞIMIZ YUKARIDAKÝ TANIM DAHÝLÝNDE MÝLÝYETCÝYÝZ (BU TOPRAKLARDA EDEBÝYLE YAÞAYAN HERKESÝ SEVMEK)

Bayrak:
1 . Bir milletin, belli bir topluluðun veya bir kuruluþun simgesi olarak kullanýlan, renk ve biçimle özelleþtirilmiþ, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaþ, sancak:
"Bayraklarý bayrak yapan üstündeki kandýr / Toprak, eðer uðrunda ölen varsa vatandýr."- M. C. Kuntay.
2 . mecaz Öncü:
"Yeni bir sanat kuþaðýnýn bayraðýydý o."- Y. Z. Ortaç.
3 . mecaz Simge, sembol:
"Kýz, Sinekli Bakkal'ýn erkek dünyasýna meydan okuyan bir bayrak gibiydi."- H. E. Adývar.
4 . botanik Baklagil çiçeklerinde diðerlerinden daha üstte bulunan, daha büyük olan ve çoðunlukla baþka bir renkte ve yuvarlakça olan taç yapraðý.
5 . eskimiþ Gerektiðinde indirilip kaldýrýlan, açýlýp kapatýlan kol:
"Yoldan, bayraðý açýk bir taksi çevirdiler."- M. Yesari.

Vatan:
1 . Ana yurt:
"Milletini seven her Türk için ana vatanýn selameti her þeyden üstün gelir."- O. S. Orhon.
2 . mecaz Bir þeyin ilk kez yetiþtiði, göründüðü yer.
Askerlik: de de,
"Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Vatan borcu biter bitmez ordayým."- B. S. Erdoðan.

Devlet:
1 . Toprak bütünlüðüne baðlý olarak siyasal bakýmdan örgütlenmiþ millet veya milletler topluluðunun oluþturduðu tüzel varlýk.
2 . Devletin yönetim organlarý:
"Devlet hizmetinde epeyce ileride sayýlanlardan olsa gerek."- M. Þ. Esendal.
3 . mecaz Büyüklük, mevki.
4 . mecaz Mutluluk:
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sýhhat gibi."- Muhibbi.

Ülkü:
1 . Amaç edinilen, ulaþýlmak istenen þey, ideal:
"Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasýta ve tedbirlerle besleyerek geliþtirmek millî ülkümüzdür."- Atatürk.
2 . Ýnsaný duyular dünyasýnýn üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleþtirilemeyecek olan, yalnýzca eriþilmesi istenen amaç olarak kalan kýlavuz ilke, örnek yargý ölçüsü, mefkûre, ideal:
"Bu yarýnýn dünyasýný, insanlýðýný düzenleyecek ülkünün sahipleri!"- H. E. Adývar.
3 . felsefe Gerçekte olmayýp yalnýz düþüncede tasarým biçiminde var olan, yalnýzca düþünce ile kavranabilen þey, ideal.


YUKARDAKÝ TANIMLARA SÝZDE EVET DÝYORSANIZ BÝZE GÖRE SÝZDE (MÝLLÝYETCÝSÝNÝZ ÜLKÜCÜSÜNÜZ)

SEVGÝ:
1 . Sevgi ve baðlýlýk duymak:
"Çok az lakýrtý söylediði için, sevdiði arkadaþlarý bile kendisini iyice anlayamamýþlardý."- Ö. Seyfettin.
2 . Birine sevgiyle baðlanmak, gönül vermek:
"Ne kadýnlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiþtir."- A. Ýlhan.
3 . Çok hoþlanmak:
"Bazýlarý entari üstüne kürk giymeyi daha çok severlerdi."- R. H. Karay.
(SEVERÝZ BÝZ YARATILANI YARATANDAN DOLAYI)


BÝZE GÖRE VATAN HAÝNÝ TANIMIDA ÞU ÞEKÝLDEDÝR....
VATAN HAÝNÝ: Vatanýn yüksek çýkarlarýný hiçe sayarak onun aleyhinde iþ gören kimse.

NOT :BU 5 ANA KONU ÜZERÝNDE SAYFALARCA TANIM YAPILABÝLÝR...

DÝNÝMÝ,MÝLLETÝMÝ,VATANIMI,BAYRAÐIMI,DEVLETÝMÝ,MÜMÝN KARDEÞÝMÝ, SEVÝYORUM(MÝLLÝYETCÝYÝM ÜLKÜCÜYÜM)BUNLARI SEVÝYORSANIZ SÝZDE MÝLLÝYETCÝSÝNÝZ VE ÜLKÜCÜSÜNÜZ...

KÝMLERE TÜRK DENÝR(ORTA ASYADAN GELEN TÜM BOYLAR TÜRKDÜR...)
KÝMLER TÜRK DÜR ?YÖRÜK,TÜRKMEN ÇERKEZ KÜRT TATAR MACIR VE BÝR ÇOK SAYAMAYACAÐIM KADAR COK BOYLAR VARDIR BUNLARIN TOPLAMINA DA TÜRK DÜR !!!

BÝZE GÖRE TÜRKÝYE CUMHURÝYETÝNDE ÝKÝ TOPLUM VARDIR .MÜSLÜMANLAR VE GAYRÝ MÜSLÜMLER...

AZINLIK OLANLAR SADECE VE SADECE GAYRÝ MÜSLÜMLERDÝR ...

SÝYONÝSLERÝN DAYATMAYA UÐRAÞIP BÖLME CABALARIN DAN BÝR KELÝME OYUNU VEREYÝM ÜZERÝNDE DÜÞÜNÜN???

KÜRT VE TÜRK

BU ÝKÝ KELÝMENÝN BAÞ VE SON HARFLERÝNÝ DEÐÝÞTÝREREK YAZIN VE OKUYUN KARÞINIZA NE ÇIKAÇAK???

KÜRT KELÝMESÝ NEREDEN GELÝYOR???

BU GÜNKÜ O BÖLGEMÝZ KURTLARIN ÇOK OLMASI SEBEBÝYLE KURT BÖLGESÝ OLARAK BÝLÝNÝYORMUÞ VE BU BÖLGEDE YAÞAYAN ÝNSANLARADA KURT DÝYE TABÝR EDÝLÝ YORMUÞ...

YANÝ AYRI BÝR TOPLULUK DEÐÝLLER O KARDEÞLERÝMÝZDE ORTA ASYADAN GELEN TÜRK BOYLARINDANDIR...

TARÝHCÝLERÝMÝZ ÖN SÜMERLERDEN BU TARAFA BU KONUYU ARAÞTIRIP YAYINLADILAR...

VE OKUNSUN DÝYE BÝR SÝTE ADRESÝ VERDÝM YAZARLARA BAKARAK BAZI ARKADAÞLARIMIZ ÖN YARGIYA KAPILDI YOK VURAL SAVAÞ VARMIÞ GÝBÝ...

HER SAMÝMÝ MÜSLÜMANIN BÝLDÝÐÝ ÜZERE DÝNÝMÝZDE ZORLAMA YOKTUR SADECE TELKÝN VARDIR ...
HÝÇBÝR MÜMÝNDE KARÞISINDAKÝ ÝNSANIN ÝMANINI SORGULAYIPTA ONA KAFÝR DÝYEMEZ ÇÜNKÜ BU KELÝME ALLAH MUHAFAZA MÜMÝNÝ DÝNDEN CIKARIR...


Bizim amacýmýza gelince :siyonislere emperyalislere v.s lere karþý,ECDADIMIZ OSMANLININ biz lere býraktýðý mirasa sahip cýkmak ...
Miras ne .ÝSLAM ,vatan,bayrak devlet,ve tüm müslümanlar ve bu gün topkapýdaki KUTSAL EMANETLER...

Yaþamak ! bir aðac gibi tek ve hür ve bir orman gibi KARDEÞCESÝNE bu hasret bizim...
SEVGÝ SAYGI VE DUA ÝLE....
Gönderen: 22.02.2006 - 12:53
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
omer furkan su an offline omer furkan  
milliyetcilik de ne oluyor?? ben sadece müslümanim
401 Mesaj -
Selamun aleykum
RABBÝMin selami inanan kardeslerimin üzerine olsun..

Vehbi kardesim milliyetcilik kavrami üzerinde bu kadar israrla durman sayet Müslümanlarýn bulanýk zihinlerini aydýnlatmak ise amenna ve saddakna deriz.. fakat goruyorum ki ayrýntýya daldýkca o kadar suni kelimeler kullanmaya baslamissiniz ki rasulullahýmýzý en guzel ornek olarak kabul etmis olan Müslümanlarýn tevhid etrafýnda bir birliktelik olusturabilmelerine pek imkan býrakmamýssýnýz..
mesela bir millet tanýmlamasý yapmissiniz bu millet tanýmlamasý icinde din ( Ýslam ) sadece bir alt unsur öge olarak dahi zikredilmemis hadi zikredildi kabul ettik yahu kardesim el insaf bizim tüm kavramlarýmýza sekil veren ana unsur ÝSLAM deil midir ?
Mesela bir yazý var ALLAH muhafaza bu ne demek ?
herseyden üstün olarak gördügün sey ("Milletini seven her Türk için ana vatanýn selameti her þeyden üstün gelir."- O. S. Orhon ) bu mudur ? herseyden üstün dikkat et!! Hersey!!! Bu cumleleri kullanýrken lutfen sadece okumayýn ayný zamanda akledin.. bunlar basit cumleler deil kardesim.. hem de hic deil lütfen.. bitmedi bir cumle daha var kardesim

"Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasýta ve tedbirlerle besleyerek geliþtirmek millî ülkümüzdür."- Atatürk.
Kendine ülkü olarak amac olarak gordugun sey bu mudur kardesim ? milli birlik ..
once millet kavramini tanýmla dini sadece alt bir unsur olarak belirle sonrada bu ugurda mucadele et.. oyle mi ? seyh saidlerin molla sadr larýn kafalarýný da milli birlik deil de Ýslam kardesligi istedikleri icin istiklal mahkemelerinde ucur oyle mi ? el insaf kardesim.. laik pozitivist ideolojinin ana paradigmalarýný Siyonistlere emperyalistlere karsi mucadele ediyorum diye anlatma burada kardesim.. kusura bakma tarihimiz o kadar buyuk orneklerle dolu ki sadece akletmek kalýyor.. akletmek!!

Bir de osmanlidan bahsettin guzel kardesim yahu 2. abdulhamýt bu milliyetcilik belasýnýn osmanliyi parcalamasýna karsý ummetcilik fikrini uretmek zorunda kalmadý mý ? hic mi tarýh okumuyorsun guzel kardesim.. nasýl olur da bidat bir kavram olan milliyetciligi bu kadar masumane bir sekilde anlatýrsýn.. bir de bu kavrami benimsemeyen insanlarýn Siyonist ve emperyalistlerin tuzagina dusmus gorursun.?? Benim akl-i hafizam almiyor .. osmanliya bile en buyuk darbeyi indirmis bir ideolojiyi sen al osmanli adýna savun !! bu ne yaman celiski Vehbi kardesim..

Milliyetcilik ust birliktelikleri parcalayn bir unsurdur.. benim milliyetcilik anlayýsým budur deyip yola cýkanlar osmanli gibi buyuk bir cografyadan 40 yakýn devlet cýkardýlar ve hala da bu surec devam ediyor..hala Ýslam topraklarý parcalanýyor ?? neden parcalanýyor cunku yený alt kýmlýkler uretiliyor.. bol parcala yut !!


benim bu cografyada dogmam turkce konumsam ve bu topraklarýn insanlarýna daha sýcak durmam sadece tabii insani bir duygudur.. rabbimin bir nimetidir.. bu sevginin adý milliyetcilik deildir.. tekrar ediyorum RABBÝMÝN bir lutfudur..

bu arada kürt kardeslerimizin tarihini arastýrmak Türklere düsmüs anlasýlan.. o kadar yuce bir milletiz ki, Kürt kardeslerimizin tarihlerini ortaya cýkarmada da beceriksiz olduklarýný dusunerek onlari kendi unsurumuzun icine almisiz.. hem de tam Türklere yakýsacak bir yontemle.. ü harfinin üstünde bulunan iki nokta agýz farklýlýgý o zaman o iki nokta fazlalýk.. onlarý at oldu mu sana KURT .. tamam iste zaten turklerin sembollerinden biri de ergenekon destanýndaki KURT deil mi ? eee o zaman onlar da türk !!!..

beser hakkaten sasarmis..bu kadar olur pes !!

Selam ve dua ile..
Gönderen: 22.02.2006 - 14:13
Bu Mesaji Bildir   omer furkan üyenin diger mesajlarini ara omer furkan üyenin Profiline bak omer furkan üyeye özel mesaj gönder omer furkan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SaHRa su an offline SaHRa  
1183 Mesaj -
Selamün aleyküm...

.....

Öncelikle

milliyetcilik nedir?

"Irkcilik" ile "milliyetcilik" arasinda fark varmidir?

Islamin yasakladigi "irkcilik" anlayisi ile burdaki vurgulanan "milliyetcilik" arasindaki fark nedir (varsa) ?

Vatan ve millet sevgisi bir "milliyetcilik" anlayisini kapsar mi? degilse neden öyle algilanmaktadir?

Sanrim bütün mesele bu sorularýn temelinde yatmaktadýr...

Zira "Sahihi Buhari" de "Kisi kavmini sevmekle suclanamaz" rivayeti gecmistir. O halde "kisinin kavmini sevemsi" ile "irkcilik duygusu" birbirinden cok farkli ve ayri kavramlardir ve onu "milliyetcilik" olarak algilamak elbette dogru degildir ..

Nitekim, Vasile bintu Eska'dan rivayet edildiðine göre babasý (Eska) þöyle demiþtir: "Ya Resulullah ýrkçýlýk nedir?" diye sordum. Resulullah (s.a.v.): "Zulümde kavmine yardým etmendir" diye cevap buyurdu...

O halde öncelikle tartisilan bu kavramlarin üzerine durulmasi gerekmez mi?



Selam ve dua ile..
Gönderen: 22.02.2006 - 15:05
Bu Mesaji Bildir   SaHRa üyenin diger mesajlarini ara SaHRa üyenin Profiline bak SaHRa üyeye özel mesaj gönder SaHRa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
omer furkan kardeşime.....
919 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý omer furkan

Selamun aleykum
RABBÝMin selami inanan kardeslerimin üzerine olsun..

Vehbi kardesim milliyetcilik kavrami üzerinde bu kadar israrla durman sayet Müslümanlarýn bulanýk zihinlerini aydýnlatmak ise amenna ve saddakna deriz.. fakat goruyorum ki ayrýntýya daldýkca o kadar suni kelimeler kullanmaya baslamissiniz ki rasulullahýmýzý en guzel ornek olarak kabul etmis olan Müslümanlarýn tevhid etrafýnda bir birliktelik olusturabilmelerine pek imkan býrakmamýssýnýz..
mesela bir millet tanýmlamasý yapmissiniz bu millet tanýmlamasý icinde din ( Ýslam ) sadece bir alt unsur öge olarak dahi zikredilmemis hadi zikredildi kabul ettik yahu kardesim el insaf bizim tüm kavramlarýmýza sekil veren ana unsur ÝSLAM deil midir ?
Mesela bir yazý var ALLAH muhafaza bu ne demek ?
herseyden üstün olarak gördügün sey ("Milletini seven her Türk için ana vatanýn selameti her þeyden üstün gelir."- O. S. Orhon ) bu mudur ? herseyden üstün dikkat et!! Hersey!!! Bu cumleleri kullanýrken lutfen sadece okumayýn ayný zamanda akledin.. bunlar basit cumleler deil kardesim.. hem de hic deil lütfen.. bitmedi bir cumle daha var kardesim

"Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasýta ve tedbirlerle besleyerek geliþtirmek millî ülkümüzdür."- Atatürk.
Kendine ülkü olarak amac olarak gordugun sey bu mudur kardesim ? milli birlik ..
once millet kavramini tanýmla dini sadece alt bir unsur olarak belirle sonrada bu ugurda mucadele et.. oyle mi ? seyh saidlerin molla sadr larýn kafalarýný da milli birlik deil de Ýslam kardesligi istedikleri icin istiklal mahkemelerinde ucur oyle mi ? el insaf kardesim.. laik pozitivist ideolojinin ana paradigmalarýný Siyonistlere emperyalistlere karsi mucadele ediyorum diye anlatma burada kardesim.. kusura bakma tarihimiz o kadar buyuk orneklerle dolu ki sadece akletmek kalýyor.. akletmek!!

Bir de osmanlidan bahsettin guzel kardesim yahu 2. abdulhamýt bu milliyetcilik belasýnýn osmanliyi parcalamasýna karsý ummetcilik fikrini uretmek zorunda kalmadý mý ? hic mi tarýh okumuyorsun guzel kardesim.. nasýl olur da bidat bir kavram olan milliyetciligi bu kadar masumane bir sekilde anlatýrsýn.. bir de bu kavrami benimsemeyen insanlarýn Siyonist ve emperyalistlerin tuzagina dusmus gorursun.?? Benim akl-i hafizam almiyor .. osmanliya bile en buyuk darbeyi indirmis bir ideolojiyi sen al osmanli adýna savun !! bu ne yaman celiski Vehbi kardesim..

Milliyetcilik ust birliktelikleri parcalayn bir unsurdur.. benim milliyetcilik anlayýsým budur deyip yola cýkanlar osmanli gibi buyuk bir cografyadan 40 yakýn devlet cýkardýlar ve hala da bu surec devam ediyor..hala Ýslam topraklarý parcalanýyor ?? neden parcalanýyor cunku yený alt kýmlýkler uretiliyor.. bol parcala yut !!


benim bu cografyada dogmam turkce konumsam ve bu topraklarýn insanlarýna daha sýcak durmam sadece tabii insani bir duygudur.. rabbimin bir nimetidir.. bu sevginin adý milliyetcilik deildir.. tekrar ediyorum RABBÝMÝN bir lutfudur..

bu arada kürt kardeslerimizin tarihini arastýrmak Türklere düsmüs anlasýlan.. o kadar yuce bir milletiz ki, Kürt kardeslerimizin tarihlerini ortaya cýkarmada da beceriksiz olduklarýný dusunerek onlari kendi unsurumuzun icine almisiz.. hem de tam Türklere yakýsacak bir yontemle.. ü harfinin üstünde bulunan iki nokta agýz farklýlýgý o zaman o iki nokta fazlalýk.. onlarý at oldu mu sana KURT .. tamam iste zaten turklerin sembollerinden biri de ergenekon destanýndaki KURT deil mi ? eee o zaman onlar da türk !!!..

beser hakkaten sasarmis..bu kadar olur pes !!

Selam ve dua ile..




omar furkan kardeþim AMAÇ ÝSLAM BÝRLÝKTELÝÐÝ.DÝÐERLERÝ ARAÇ TIR.
ÝSLAM ÜLKELERÝNDE DEÐÝÞÝK OYUNLAR OYNANIYOR.
TÜRKÝYEDEKÝ OYUNDA ALT KÝMLÝK ÜST KÝMLÝK OYUNU BÝZ BU SENARYOYU BOZMA ÇABASINDAYIZ
VE TARÝH LER LE BELGELEN DÝRÝYORUZ VE BU OYUNA DÜÞMEYELÝM BÝZ KARDEÞÝZ DÝYORUZ.

kardeþim bizim ne demek istediðimizi ve amacýmýzý anlamak istemiyorsunuz...
galiba biz tarihleri farklý okuyoruz ONUN ÝÇÝNDE SÝZÝNLE ORTAK NOKTADA BÝRLEÞEMÝYORUZ HALA KÜRT KARDEÞLERÝMÝZE KELÝMELERÝNÝZÝN ARASINDA AYRI BÝR TOPLUM GÝBÝ GÖSTERMEYE ÇALIÞIYORSUNUZ...
BÝZ DÝYORUZ ONLAR TÜRK BOYUDUR SÝZ ÝSE FARKLI BÝR KÝMLÝK YAPIYORSUNUZ...

BÝZ YAKIN TARÝHÝ M.A.ERSOY UN KÜLLÝYATINDAN OKUYORUZ!!!
VE HAMMER ÝN BÜYÜK OSMANLI TARÝHÝNDEN OKUYORUZ!!!
TARÝHE MERAKINIZ VARSA ÞAYET BU 10 CÝLTLÝK KÝTAB LA RI OKUMANIZI TAFSÝYE EDERÝM!!!
KÜRT TÜRK TARTIÞMASINA GELÝNCE ÞU ADRESLERDEN ÖÐRENEBÝLÝRSÝNÝZ...
http://www.vkgb.com
http://www.turkmillimukavemetteskilati.com

bizim amacýmýza gelince...
1980 öncesindeki iç çatýþmalara dönmemek...
80 öncesi sen saðcýsýn sen solcusun diye bu milleti bir birine kýrdýrmadýlarmý???

þimdiki senaryoda ayný sen türk sün sen kürt sün diye bir birine kýrdýrma çabasý içindeler...

ve buda yetmez gibi karadeniz bölgemizdeki kardeþlerimize de siz türk deðil pontus rum u sunuz dayatmasý yapýlýyor...

biz diyoruz hebimiz kardeþiz...
siz kardeþ kelimesini kullanmýyorsunuz bile...
bizim çabamýz butopraklar üzerindeki insan larý birlik te tutmak týr...
islamýda KUR A NI KERÝMDEN OKUYORUZ BU DA BÝZE YETÝYOR...
YUKARIDAKÝ 5 KELÝMENÝN SÖZCÜK ANLAMINI VERDÝM...
BUNUN YORUMUNU SÝZE BIRAKIYORUM.
MÝLET KÝM
VATAN NE
DÝN NE
DEVLET NE
BAYRAK NE
ÜLKÜ NE
BU BEÞ KELÝME DEN SÝZ NE CIKARIYORSUNUZ ANLIYAMADIM???
(ALLAH MUHAFAZA KELÝMESÝNÝN ANLAMIDA)(ALLAH KORUSUN DEMEKTÝR!!!...)

BÝR HADÝSLE SON VEREYÝM KARDEÞÝM BU HADÝSTEN DE BÝZÝM AMACIMIZ ÇIKAR HERHALDE???

MÜSLÜMANIN HER ÞEYÝ KANI IRZI VE MALI DÝÐER MÜSLÜMAN ÜZERÝNE HARAMDIR...(hadis sahih-i müslim)
ne irfandýr veren ahlaka yükseklik ne vicdandýr fazilet hissi insanda ALLAH korkusundandýr...
sevgi saygý ve dua ile
Gönderen: 22.02.2006 - 15:21
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
RE:
919 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Abdullahbiri


Ne yapmak istiyorsunuz?? Amacýnýz nedir gerçekten merak ediyorum. Bu yazýlarý ekleyerek ne elde etmek istiyorsunuz?

Ben Türk deðilim ama insan yerine koyar cevaplarsanýz sevinirim





abdullahbiri kardeþim...
amacýmýz birlik kardeþlik...

siz kendinizi ne olarak görüyorsunuz bilemem...

ne demek kardeþim beni insa yerine koyarsanýz???
RABBÝM SÝZÝ beðenip yaratmýþ da biz mi beðenmeye ceðiz haþa...

severiz biz yaratýlaný YARATANDAN DOLAYI...
SÝZDEN RÝCAM KENDÝNÝZÝ KÜÇÜMSEMEYÝN...
özüne hoþca bak,çünkü evrenin gözü sensin.
sen bütün varlýklarýn göz bebeði olan insansýn...
sevgi saygý ve dua ilegül
Gönderen: 22.02.2006 - 15:51
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ord_prof su an offline ord_prof  
Konu icon    MÜRŞİDİNE ULAŞMAYAN DALÂLETTEDİR
93 Mesaj -
MÜRÞÝDÝNE ULAÞMAYAN
DALÂLETTEDÝR


Kiþinin mürþidini istemesi, mürþidine ulaþmasý asýldýr. Ulaþmazsa ne olur? Kiþi dalalette kalýr. Ýþte 10 âyet-i kerimede Allahû Teala bu büyük hakikati anlatýyor bizlere:


1-"Fein lem yesteciybû leke fa'lem ennemâ yettebi'ûne ehvâehüm, ve men edallü mimmenittebe'a hevâhü bigayri hüden minallah, innallahe lâ yehdiylkavmezzâlimiyn." Kasas-50 Habibim, eðer senin davetine riayet etmezlerse, bil ki onlar heva ve heveslerine tâbî olmuþlardýr. Kim Allah'ýn davetçisine tâbî olmayýp da, kendi hevasýna tâbî olursa ondan daha çok dalâlette olan kim vardýr?


2-"Men yehdillâhü fehüvelmühted..." Casiye-23 Allah kimi Kendi Zatýna ulaþtýrýrsa, o kiþi Hidayete erer.
"Ve men yudlil felen tecide lehü veliyyen mürþidâ."

Kim de dalâlette kalýrsa, dalâlette ise o kiþi için bir velî Mürþid bulunmaz.


3-"Kaâlehbitâ minhâ cemiy'an ba'duküm liba'dýn adüvv, feimmâ ye'tiyenneküm minniy hüden femenittebe'a hüdâye felâ yadýllu ve lâ yeþkaâ" Taha-123
Hadi hepiniz ordan aþaðý inin! Birbirinize düþman olarak. Yaþadýðýnýz devirde size bizden Hidayetçi geldiði zaman; kim Hidayetçimize tâbî olursa, onlar dalâlette kalmazlar, (hidayete ererler) ve þaki de olmazlar.


4-"Efere'eyte menittehaze ilâhe hü hevâhü ve edallehullahü alâ ilmin ve hateme alâ sem'ýhi ve kalbihi ve ce'ale alâ basarihi gýþaveh, femen yehdiyhi min ba'dillâh, efelâ tezekkerûn." Casiye-23

Habibim, o (nefslerini kendilerine), hevalarýný kendilerine ilâh edinenleri, (nefslerine, hevalarýna tâbî olanlarýgöz kırpma görmüyor musun? Allah onlarý bir ilim üzere dalâlette býrakmýþtýr ve kalplerini ve kalplerindeki semi (iþitme) hassasýný mühürlemiþ ve basarý (kalpteki görme hassasýgöz kırpmanýn üzerine gýþaveh adlý bir perde kýlmýþtýr (çekmiþtir). Onlarý Allah'tan sonra kim hidayete erdirir? Tezekkür etmezler mi?


5-"Hüvelleziy be'ase fiyl'ümmiyyiyne resûlen minhüm yetlû aleyhim âyâtihi ve yüzekkiyhim ve yü'allimühü mülkitâbe velhikmete ve in kânû min kablü lefiy dalâlin mübiyn." Cuma-2
O dur ki (Allah'týr ki) ümmilerin içinde onlardan resûller ba's eder, (hayatta getirin). (Ait olduklarý kavmin içindeki) insanlara, (onlarýn lisanýyla), Allah'ýn âyetlerini okusunlar diye, onlarýn (nefslerini) tezkiye etsinler diye, onlara kitap öðretsinler diye, onlara hikmet öðretsinler diye. Bu mürþidlere, bu resûllere tâbî olmadan evvel onlar apaçýk bir dalâlet içindeydiler.


6-"Lekad mennallahü alelmü'miniyne iz be'ase fiyhim resûlen min enfüsihim yetlû aleyhim âyâtihi ve yüzekkiyhim ve yü'allimühümülkitâbe velhikmeh, ve in kânû min kablü lefiy dalâlin mübiyn." Al-i Ýmran-164
And olsun ki mü'minler üzerine bir nimet olmak üzere kendi zamanlarýnda kendi içlerinde bir Resul bâ's ederiz, onlarýn aralarýnda onlara Allah'ýn âyetlerini tilavet eder, onlarý tezkiye eder ve onlara kitap ve hikmeti öðretir. Ondan evvel (o mürþide tâbî olmadan evvel) onlar açýk bir dalâlet içinde idiler...


7-"Ve men lâ yücib dâ'ýyallahi feleyse bimu'cizin fiyl'ardý ve leyse lehü min dûnihi evliyâ', ülâike fiy dalâlin mübiyn" Ahkâf-32
O Allah'ýn davetçilerine, Allah'a davet edenlere tâbî olmayanlara (sesleniyorum diyor Allahû Tealâ.) Onlar, Allah'ý yeryüzünde aciz býrakacaklarýný mý zannediyorlar? Oysa ki, onlarýn da Allah'tan baþka dostlarý yoktur. Onlar, (Allah'ýn davetçisine tâbî olmadýklarý için) apaçýk bir dalâlet içindedirler.


8-"Ve lekad be'asnâ fiy külli ümmetin resûlen eni'büdullahe vectenibûttâguût, feminhüm men hedallahü ve minhüm men hakkat aleyhiddalâleh..." Nahl-36
Biz bütün ümmetler içinde resûller ba's ederiz. Bu resûller (o kavimlerde yaþayan insanlarýgöz kırpma þeytana kul olmaktan kurtarýp, Allah'a kul ederler. Onlarýn bir kýsmý hidayete erdiler. (O resûllere tâbî olduklarý için) bir kýsmýnýn da üzerine dalâlet hak oldu. (O resûllere, mürþidlere tâbî olmadýklarý için).


9- "....Zâlike hüdallahi yehdiy bihi men yeþâ..." Zümer-23
Ýþte bu Allah'ýn hidayetidir ki, Allah bununla dilediklerini hidayete erdirir.
"...Ve men yudlilillâhü femâ lehü min hâd."

Kimi de dalâlette býrakýrsa o kiþi için bir Hidayetçi yoktur.


10-"Men yudlilillâhü felâ hâdiye leh, ve yezerühüm fiy tuðyânihim ya'mehûn."

Araf-186 Allah kimi dalâlette býrakýrsa o kiþi için bir hidayetçi yoktur. O kiþiyi Allah, isyaný içinde þaþkýn bir halde býrakýr.
Görülüyorki mürþidine ulaþamayan herkes dalalettedir. Neden dalalettedir? Çünkü ruhu vücudundan ayrýlmamýþtýr, Sýrat-ý Müstakiym’e ulaþmamýþtýr. Ve ulaþmamýþsa Allah'a vasýl olmak üzere bu kiþinin ruhu yola çýkmamýþtýr. Yani bu kiþi hidayete adým atmamýþtýr. Bir kiþinin hidayete adým atmasý demek, hidayet Allah'a ulaþmak, ruhun Allah'a ulaþmasý olduðuna göre o kiþinin Allah'a doðru yola çýkmasý anlamýna geliyor. Eðer insanoðlu Allah'a doðru yola çýkmamýþsa ruhunu Sýrat-ý Müstakiym’e ulaþtýrmamýþsa o zaman bu kiþi için hidayette olmak söz konusu deðildir. Sýrat-ý Müstakiym’in üzerinde de olmak söz konusu deðildir. Öyleyse bu kiþi tevhid akidesinin gerektirdiði tevhidin muhtevasý içinde deðildir. Fýrkalardan birine tâbîdir. Ama Sýrat-ý Müstakiym üzerinde deðildir. Öyleyse tevhid akidesinin sýnýrlarýnýn dýþýnda kalmýþ ve fýrkalara tâbî olmuþtur. Bu kiþi için kurtuluþ ümidi de normal þartlarda yoktur. Meðer ki Allahû Teâla onu af etmiþ ola. Biz bütün insanlarý Allahû Teâla'nýn affetmesini ve bütün insanlarý cennetine almasýný Allahû Teâla'dan dileriz ve tevhidin bütün insanlar için tahakkuk etmesini Allahû Teâla'dan dileriz. Öyleyse hepimiz mutlaka, ama mutlaka Sýrat-ý Müstakiym’e ulaþmak mecburiyetinde olanlarýz. Sýrat-ý Müstakiym’e ulaþmaksa gördünüz ki mürþide ulaþmadan gerçekleþemiyor

Mürþide ulaþamayan kiþiler dalalettedir" buyuruyor Allahû Teâla. Dalalette olurlarsa ne olur? Sadece iki grup âyet-i kerimeyle dalalette olanlarýn mutlaka cehenneme ulaþacaklarýný söyleyelim. Ýþte Araf-179’da Allahû Teâla buyuruyor:
"Ve lekad zere'na li cehenneme kesiyren minelcinni vel'insi lehüm kulubün lâ yefkahune biha ve lehum a'yunun lâ yubsirune biha ve lehüm azanün lâ yesmeune biha, ülâike kel'en'ami belhüm edall, ülâike humülgaafilûn."

Araf-179
Biz cehennemi insanlarýn ve cinlerin çoðu için yarattýk. Onlarýn kalpleri vardýr ama onunla fýkýh edemezler (idrak edemezler). (Kalplerinde) gözleri vardýr ama onunla göremezler. (Kalplerinde) kulaklarý vardýr. Ama onunla iþitemezler. Onlar hayvanlar gibi, hatta onlardan da daha çok dalâlettedirler. Onlar gafillerdir.
Öyleyse ne görüyoruz? Dalalette olan bu insanlarýn cehenneme gidecekleri kesin. Ýþte Nisa Suresinin 167,168,169. âyet-i kerimeleri:
"Ýnnelleziyne keferu ve saddu an sebiylillâhi, kad dallu dalalen ba'iyda. Innelleziyne keferu ve zalemu lem yekûnillâhü liyagfirelehüm. Ve lâ liyehdiyeküm tariykaâ, illâ tariyka cehenneme. Halidiyne fiyha ebeda."

Nisa-167,168,169
Onlar ki küfür üzeredirler, onlar insanlarý Allah'ýn yolundan, (Sýrat-ý Müstakiym’den) saptýranlardýr. Onlar uzak bir dalalet içindedir. Muhakkakki onlar küfür üzeredirler ve zalimdirler. Allah onlara asla maðfiret etmez, (günahlarýný sevaba çevirmez). Allah onlarý Sýrat-ý Müstakiym’e ulaþtýrmaz. Allah onlarý sadece cehennem yoluna ulaþtýrýr. Orada ebedi kalacaklardýr.
Ýþte görüyorsunuz dalalette olan insanlar cehennem yoluna ulaþacaklar. Cehenneme gidecek olan insanlar. Bu insanlar Allah'ýn yolundan baþkalarýný saptýranlar. Kendileri Allah'ýn yolunda olsalardý ne yapacaklardý? Baþka insanlarý da Allah'ýn yoluna davet edeceklerdi. Kendileri Allah'ýn yolunda deðiller, Sýrat-ý Müstakiym üzerinde deðiller, baþkalarýný da Allah'ýn yolundan uzaklaþtýrmaya çalýþýyorlar.

O istikametteki bir gayretin sahipleri. Ýþte bunlar bu insanlar ne yazýk ki Allahû Teala’nýn indinde hedeflerine ulaþmalarý mümkün görülmeyen insanlar, dalalette olan insanlar, Sýrat-ý Müstakiym’e ulaþamamýþ olan insanlar, Sýrat-ý Müstakiym’in dýþýnda kalan, sýrat-ý cehim üzerinde bulunan insanlar. Sýrat-ý Müstakiym’e ulaþmak asýldýr. Ýþte bunlar Allah' Teala'nýn yolundan saptýranlardýr. Dalalette olanlardýr. Dalalette olanlarýnsa Sýrat-ý Müstakiym’e ulaþmasýnýn mümkün olmadýðýný söylüyor Allahû Teala. Sýrat-ý Müstakiym’in üzerinde bulunmayanlar ise tevhidin dýþýnda kalanlardýr, birliði bu istikamette ne yazýk ki bozanlardýr






Kur'ân bütün zamanlarin ve bütün mekânlarin yegâne kitabidir. Kur'ân'in her âyet-i kerimesi, evrenseldir ve Kur'ân'in her âyet-i kerimesi, Allah'in kelâmidir. Ve Kur'ân, Allah'in Adem A.S.'in evlatlarina, Nuh A.S.'in kavmine, Hz. Ibrahim, Hz Musa, Hz. Isa ve Hz. Muhammed (S.A.V)'in kavmine verdigi Allah’in huzur ve saadet mesajlaridir. Kisacasi Kur'ân-i Kerim bütün zaman ve mekân parçalarinda Allah'in, nebîlerine indirdigi sözleri ifade ediyor. O nebîler ki, Allahû Tealâ her zerrelerine tecelli ediyor ve tasarrufta olan bu nebîler zaman parçalari içersinde esref-i mahlûkat olarak yaratilan insana ahret ve dünya saadetini yasattirmak için, Allahû Tealâ'nin katindan kendilerine indirdigi âyetleri hep kavimlerine teblig etmisler. Bilelim ki, insani dünya ve ahret saadetine ulastiran iki temel sebep vardir: Birinci sebep Allah'in katindan inen âyetler, ikinci sebep de Allah’a ulastiran bu âyetleri, biz insanlara ögreten, yasattiran Allah'in mürsidleridir.
Yüce Rabbimizin Adem A.S.'dan son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimize gelene kadar, indirdigi sahifeleri ve kutsal kitaplari ezelî ve ebedî düsman olan iblis tahrif etmis. Ezelî ve ebedî düsman olan iblis Allahû Tealâ'nin biz insanlar için diledigi ahret ve dünya saadetinin tam ziddi istikametinde hepimizin ahret hayatinda da cehenneme gitmesini ve dünya hayatinda cehennemi yasamamizi istiyor. Bu sebeple, iblisin biz insanlar için talebiyle, Allah'in biz insanlar için talebi taban tabana zit. Allahû Tealâ, nasil bütün zaman ve mekân parçalarinda mevcut olan insanlari ahret ve dünya saadetine ulastirmak üzere âyetlerini ve o âyetleri açiklayan mürsidleri insanlara göndermisse, iblis de bütün gayretiyle Allah'in katindan inen bu âyetleri tahrif etmek, mesajlari ortadan kaldirmak ve bunun sonucu olarak, tabiiyeti ortadan kaldirarak, ahret hayatinda insanlar cehenneme girsinler ve dünyada da cehennemi yasasinlar diye hep bir faaliyetin içerisinde olmus. Secde olayina asi olduktan sonra da Allahû Tealâ kendisine izin vermis.
Bu sebeple sahifeleri ve kutsal kitaplari iblis tahrif etmis. Ama Kur'ân-i Kerim'e geldiginde Allahû Tealâ, Kur'ân-i Kerim'i korudugunu ifade ediyor. Hicr Suresinin 9 âyet-i kerimesinde:
"Innâ nahnü nezzelnezzikre ve innâ lehü lehafizûn."

Bu zikri biz indirdik, onu biz koruyacagiz.
Evet su anda iki cihan serveri Peygamber Efendimizden, Ümmet-i Muhammede birakilan yegâne miras Kur'ân-i Kerim. Ve bu Kur'ân-i Kerim'in her harfi Allah tarafindan korunuyor. Adem A.S.'la baslayan bu teblig olayi, zirve noktaya Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimizle ulasiyor. Bu sebeple Allahû Tealâ, resulüne söyle âyet indiriyor Maide 3'de:
"Elyevme ekmeltü leküm diyneküm ve etmemtü aleyküm ni'metiy ve radiytü lekümül'islâme diynâ."

Dininizi tamamladim. Nimetim olan Kur'ân-i Kerim'i de tamamladim ve sizin için Islâm’i seçtim.

Evet, nasil Allah'tan baska ilah yoksa, o tek ilah olan Allahû Tealâ'nin biz insanlar için vazettigi Islâm dininden baska bir din de yok. Allahû Tealâ, bu dini Adem A.S.'la baslattirmis ve bu din, kemâl noktasina iki cihan serveri Peygamber Efendimizle ulasiyor. Geçen zaman dilimleri içersinde, Allahû Tealâ'nin insanlar için vazettigi ahret ve dünyaya dönük mesajlarin hepsi Kur'ân-i Kerim'le evrensel noktaya, ezelî ve ebedî olan sabit kanunlara dönüsür. Bu sebeple Kur'ân-i Kerim, bir zamanin veya bir mekânin kitabi degil, aksine insanlik tarihi boyunca, insani hep ahret ve dünya saadetine ulastiran Allahû Tealâ'nin degismez mesajlarini içeriyor. Iblis Kur'ân-i Kerim'den evvel inen Tevrat'i, Zebur'u, Incil'i hep tahrif etmis. Bu kitaplarin tahrif edildigine dair Kur'ân-i Kerim'de birçok âyet var. Bu kitaplarda mahlûkata sahip olan bir takim sifatlarin Allah'a izafe edildigini ve bu sebeple insanlarin sirke düstügünü görüyoruz. Iste sirke düsen bu insanlarin hiçbir zaman ahret ve dünya saadetine ulasmayacagini Allahû Tealâ Maide 72'de açikliyor:
"Innehü men yüsrik billâhi fekad harremallahü aleyhilcennete ve me'vâhünnâr"

Kim Allah'a sirk kosarsa Allah buyuruyor ki, biz ona cennetimizi haram kilmisizdir.

Yetmez. Hz. Isa A.S.'a indirilen Incil’in tahrif edilerek olusturulan binlercesi, Iznik'te toplanan konsey tarafindan yakiliyor. Geriye dört tane Incil birakiliyor. Dört Incil'in dördünde de teslis akidesi var. Baba Allah, ogul Allah, ve ruhu'l kudüs yani "üç Allah'a inanin" diye ibare var. Gördügünüz gibi burada da mahlûkatin sahip oldugu bir takim sifatlari insanlar, hep Allah'a izafe etmisler. Allahû Tealâ mahlûkatin sahip oldugu bütün sifatlardan münezehtir. Ve Yüce Rabbimiz, ezelî ve ebedî düsman olan iblisin bir daha Allah'in âyetlerini tahrif etmemesi için Kur'ân'i indiriyor ve Kur'ân-i Kerim'i de koruyacagini kesinlikle va’dediyor.
Evet su anda önümüzdeki Kur'ân-i Kerim, bütün insanlar için saadet davetiyesidir. Kur'ân-i Kerim, bu davete uyan bütün insanlar için bir saadet reçetesidir. Ve bu reçeteyi her kim hayatina tatbik ederse, bütün insanlar için kesinlikle bir saadet garantisidir. 1400 yildan beri hiçbir insan, bu Kur'ân-i Kerim'de bir harfin fazla oldugunu söyleyemez ve Kur'ân-i Kerim'de bir harfin eksik oldugunu da söyleyemez. Kur'ân-i Kerim, ifade ettigim âyet-i kerimede açiklandigi gibi, Allahû Tealâ'nin tamamlanmis bir nimetidir. Ve Islâm'la ilgili her türlü emir ve nehyi, Allahû Tealâ bu Kur'ân-i Kerim'e koymus. Allahû Tealâ Kur'ân-i Kerim'i ilmiyle muhkem kilmistir. Allah'in ilmi bütünüyle Kur'ân-i Kerim içersinde açiklanmistir.
Insani ahret ve dünya saadetine ulastiracak bu kitabi Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz bize miras birakti. Ezelî ve ebedî düsman olan iblis, Kur'ân-i Kerim'i tahrif edemiyor. Ancak hedefine ulasabilmek için Kur'ân-i Kerim'in tatbikatini degistiriyor. Iblisin Kur'ân-i Kerim tatbikatini degistirebilmesi, ancak ve ancak Kur'ân-i Kerim'i insanlarin terk etmesine bagli. Evet bugün yasayan insanlar Kur'ân-i Kerim'i terk etmis durumdalar. Neden böyle diyoruz? Çünkü gerçekten zirve noktaya Peygamber Efendimizle ulasan Islâm dininin bütününü Kur'ân-i Kerim ihtiva ediyor, ama insanlar Kur'ân-i Kerim'in bütününe tâbi olmak yerine aksine Islâm’in bes sartina tâbi oluyorlar. Allahû Tealâ birçok âyet-i kerimede su mesaji söylüyor; Araf 3'de:
"Ittebi'û mâ ünzile ileyküm min rabbiküm ve lâ tettebi'û min dûnihî evliya."

Rabbinizden size indirilene tâbi olun. Ve ondan baska dostlar edinerek onlarin söylediklerine asla tâbi olmayin.

Bugün insanlar Kur'ân-i Kerim'i terk etmis durumdalar. Allah'in indirdigi âyetlere tâbi olmak yerine, tam tersi insanlarin aklen ürettikleri bir takim zanlara tâbi oluyorlar. Kur'ân-i Kerim'de Yüce Rabbimiz buyuruyor ki, insanlarin akillariyla ürettikleri, din adina söyledikleri bu zanlar hiçbir zaman Allah'in âyetlerinin yerine geçemez. Yunus Suresinin 36. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ söyle buyuruyor:
"Innezzanne lâ yugniy minelhakki sey'â."

Zan Allah asla gerçegin yerine ikame edilemez.
Iste bugün insanlar zanlarinin pesinde kosuyorlar. Kur'ân-i Kerim'de hakikatler mevcutken, insanlar Kur'ân-i Kerim'i bir tarafa atarak sadece mezarlarda okunan ve fal bakilan bir kitap niteliginde, evlerinde kiliflarda sakli tutuyorlar. Degistirilen hakikatler, zanlara dönüstürülen Allah'in hakikatleri:
Birinci zan; Her resul, kendisine kitap verilen peygamberdir.
Ikinci zan; Her nebî, kendisine kitap verilmeyen peygamberdir.
Üçüncü zan, Allah'in zatina ulastirmakla vazifeli mürsid yoktur.
Dördüncü zan; Kul ile Allah arasina kimse giremez.
Besinci zan; Mürside tâbi olmadan da insanlar cennete gidebilir.
Altinci zan; Vahiy peygamberlerle kesilmistir.
Yedinci zan; Kimse Allahû Tealâ'yi göremez.
Sekizinci zan; Her kim, "Lâ ilahe illallah" derse, mutlaka cennete gider.
Dokuzuncu zan; Ruhun dünya hayatinda Allah'a ulasmasi yoktur.
Onuncu zan; "Ircii" emri, bir ölüm emridir.
Onbirinci zan; Ruh vücuttan çikinca kisi ölür.
Onikinci zan; Sekil sartina uygun olamayarak kilinan namazlar kabul edilmez.
Onüçüncü zan; Tevcidle okunmayan Kur'ân da asla geçerli degil.
Ondördüncü zan; Dinde zorlama vardir.
Onbesinci zan; Fazl ve rahmetin kalbe ulasmasiyla bir nefs tezkiyesi asla geçerli degil.
Onaltinci zan; Hidayet ve Sirat-i Müstakiym ikisi de dogru yoldur. Ve buna dahil birçok zanlar.
Onyedinci zan; Allah peygamberlerden baskasina âyet indirmez.
Onsekizinci zan; cehennemde bir süre cezalandirdiktan sonra Allah’a inanan herkes cennete girer.
Ondokuzuncu zan; dünyada rahatlik yoktur.
Iste bu söyledigim zanlarin, asillari hayat kitabimiz olan Kur'ân-i Kerim'de. Ve ne yazik ki Islâm’in bes sartinin tatbikati içersinde, (geleneksel Islâm tatbikati içersinde) insanlar, bu söyledigim zanlara tâbidirler. Bu zanlarla, hiç kimse kurtulusa ulasamaz. Bugüne kadar insanlarin din adina yazdiklari el yazmasi kitaplar, tabiri caizse herbirisi bir âyet-i kerimenin üzerini örtmüstür ve Kur'ân-i Kerim'i tamamen tatbikattan çikartmislardir. O Kur'ân ki Allahû Tealâ'nin tamamlanmis bir nimeti. O Kur'ân ki Allahû Tealâ, Nahl 89'da:
"Ve nezelnâ aleykel kitâbe tibyânen li külli sey’in."

Sana herseyi açiklamak için bu kitabi indirdik.

O Kur'ân ki Allahû Tealâ, Enam 38'de:
"Mâ ferratnâ fiylkitâbi min sey'in."

Bu kitapta da hiçbir seyi eksik birakmadik.

Allahû Tealâ'nin, dünya ve ahret saadetine ulastirmak istedigi bütün insanlar için gerekli olan misalleri Allah bu Kur'ân-i Kerim'e koymus.
"Ve lekad darabnâ linnaâsi fihazel kur’âni min külli mesel" Rum-58
Her türlü misali biz, bu Kur'ân-i Kerim'de sana verdik ey resulüm.

Ve Furkan Suresinin 33. âyet-i kerimesinde:
"Velâ ye'tûneke bimeselin illâ ci'nâke bilhakki ve ahsene tefsiyrâ."

Onlarin sana getirdikleri hiç bir örnek yoktur ki, biz sana ona karsi en güzel açiklamayi getirmis olmayalim.

Iste bu âyet-i kerimelerde din adina herseyin kesinlikle Kur'ân'da mevcut oldugunu Allah açikliyor. Ama ne yazik ki uygulamada Kur'ân bir kenara birakilmis, ölüler üzerine okunan bir kitap ve fal bakilan bir kitap niteliginde. Mehmet Akif Ersoy da "Hayir öyle olmamasi lâzim" diyor. Bu kitap hayat kitabimizdir, bu Kur'ân'i hepimizin yasamasi lâzim. Günümüz standartlari içersinde geri kalmis Islâm ülkelerinin, dünyanin diger gelismis ülkeleri arasinda yer alabilmeleri hatta onlari geçebilmeleri ancak Kur’ân’in bir bütün olarak tatbikine bagli. "Dogrudan dogruya, Kur'ân'dan alalim ilhami, asrin idrakine söyleyelim Islâm’i" diyor Mehmet Akif Ersoy. Emaniyye denilen el yazmasi kitaplardan degil, dogrudan dogruya Kur'ân'dan ilhami alabilmek, Allahû Tealâ'nin bizler için tayin ettigi mürside tâbi olmaya bagli. Ne yazik ki, emaniyye denilen el yazmasi kitaplarin sahipleri, bunu da tahrif etmisler. "Kul ile Allah arasina kimse giremez" demisler. "Mürside tâbi olmadan da insanlar cennete gidebilir", demisler ve "ruhumuzu, Allah'in zatina ulastirmakla vazifeli mürsid yoktur" demisler. Ve bu zanlarla Kur'ân-i Kerim gerçeklerinin üstünü örterek, bizi bu istikamette de Kur'ân-i Kerim'den koparmislar. Iblis diyor ki, insanlar ibadet yapsinlar. Iblis diyor ki, insanlar bu ibadetlerin kendilerini kurtulusa ulastiracagini zannetsinler. Ve iblis diyor ki, asla kimse kurtulusa ulasmasin. Hedefine ulasabilmesi bir tek sarta bagli: Kur'ân-i Kerim'i uygulamadan tamamen çikartmasina bagli. Ve nitekim basarmis. Gerçekten bugün Islâmî tatbikatta, Kur'ân'i göremiyoruz.
Kur'ân-i Kerim'in Islâmi tatbikattan çikartildigini, Kur'ân'da haber veriyor. 14 asir evvel inen âyet-i kerimelerde bu mesaji görüyoruz. Kur'ân-i Kerim'in zaman içersinde insanlar tarafindan terk edildigine dair bakin Furkan Suresinin 27, 28, 29 ve 30. âyet-i kerimelerinde Allahû Tealâ, ne buyuruyor:
"Ve yevme ye'adduzzâlimü alâ yedeyhi yekuûlü yâ leytenittehaztü ma'arresûli sebiylâ."

O gün her zalim pismanlikla elini isirip, ne olurdu der, Allah'in resulleriyle beraber bir kurtulus yolu tutsaydim. (Yani mürsidime tâbi olsaydim.)

"Yâ veyletâ leyteniy lem ettehiz fülânen haliylâ."

Keske ben fülâni (yani seytani) dost edinmeseydim.

O Allah'in evliyasi Beyazit Bestamî Hz.leri: "Mürsidi olmayanin mürsidi seytandir" sözünü bosuna söylememis. Çünkü bu sözü teyid eden Kur'ân-i Kerim âyet-i kerimesi Araf 27:
"Innâ ce'alnesseyâtiyne evliyâe lilleziyne lâ yü'minûn."

Âyet-i kerimesiyle gerçekten, iman etmeyen, mürsidine tâbi olmayan, kalbine iman yazilmayan herkesi Allahû Tealâ seytana dost kilar,diyor.
Furkan 29 âyet-i kerime:
"Lekad edalleniy anizzikri ba'de iz câeniy."

Andolsun bana zikir gelmisken beni Kur'ân'dan saptirdi. Bu âyet-i kerimeyle de, Kur'ân-i Kerim'in bir isminin zikir oldugu ifade ediliyor.
Andolsun, beni zikirden alikoydu zikir bana gelmisken "ve kânesseytânü lil'insâni hazûlâ"ve seytanin bütün gayesi insani yalniz birakmaktir.
Allahû Tealâ, Kur'ân, âyetleriyle nasil ahret ve dünya saadetine bizleri ulastirmak istiyorsa, tam tersi iblisde Kur’ân’in yerine ikâme ettigi, hayale dayanan, suret-i Hakk'tan görünen Kur'ân'in disinda ve Islâm’in disinda el yazmasi kitaplarla bizi cehennemlik yapmak istiyor. Evet, iblis bütün gayretiyle Kur'ân'dan insanlari saptirmaya çalisiyor. Iblis Kur'ân'in yerine insanlarin aklî ürünü olan zanlarini ikame etmek istiyor. Ve nitekim bu mesaj Furkan-30 da açiklaniyor.
"Ve kaâlerresûlü yâ rabbi inne kavmittehazû hâzelkur'âne mehcûrâ."

Allah'in resulü, ey Rabbim süphesiz benim kavmim bu Kur'ân-i Kerim'i terk etti.

Burada gene bir resulden bahsediyor. Dedigim gibi Allahû Tealâ Mümin Suresinin 44. âyet-i kerimesinde bütün insanlari ahret ve dünya saadetine ulastirmak üzere, her mekân ve zamana verdigi, kesintisiz olarak vazifeli kildigi resullerinden bahsediyor. Ve bu resuller, Allahû Tealâ'ya "Ey Rabbim, kavmim bu Kur'ân-i Kerim'i terk etti, bu Kur'ân-i Kerim'i sahipsiz birakti. Bugünkü tatbikatta Kur'ân-i Kerim yok. Tam tersi Islâm’in bes sarti var. Islâm’in bes sarti da bütünüyle Kur'ân-i Kerim'den sapmis bir durumda insanlara ulastiriliyor. Ve 31. âyet-i kerime:
"Ve kezâlike ce'alnâ likülli nebiyyin adüvven minelmücrimiyn, ve kefâ birabbike hâdiyen ve nasiyrâ."

Böylece biz, bütün nebîlere mücrimlerden (yani günahkarlardan) onlara düsman kildik. Ama bütün bu mücrimlere karsi Allahû Tealâ, kesinlikle kafidir. Allah ne güzel vekildir.

"Ve kaâlelleziyne keferû lev lâ nüzzile aleyhilkur'ânü, cümleten vâhideh, kezâlike linüsebbite bihî fuâdeke ve rettelnâhü tertiylâ."

O mücrimler ve kafirler: "Bir tek seferde toptan Kur'ân sana niye indirilmedi derler". Senin kalbini onunla sabit, kadem kilalim diye.

Biliyorsunuz baslangiç noktasinda nefsimizin manevî kalbinin içinde karanliklar ve 19 tanede afet var. Allah'in bu dünya hayatinda bizden istedigi, mürsidimize tâbi olmak suretiyle Allah'in emir ve nehiylerine yerine getirerek, kalbimizdeki karanliklari Allah'in nurlariyla degistirmek, kalbimizdeki afetleri ruhun hasletleriyle degistirmek, sonunda yüzde yüz nurun sahibi olan bir kalbe sahip olmak, yüzde yüz afetlerden berî, ruhun hasletleriyle donanmis, faziletlerin sahibi olan bir kalbin sahibi olabilmektir. Iste bu hedefe bir günde ulasamiyoruz. Tedricî basamaklar zinciri içersinde Allahû Tealâ bunu gerçeklestiriyor. Kur'ân-i Kerim mesajini idrak etmeyen o kafirler: "Sana Kur'ân niye toptan indirilmedi?" diyorlar. Allahû Tealâ da buyuruyor ki: "Biz peyderpey, tedricî olarak sahabenin kalbini evvela fikih hassasindan, daha sonra en üst noktadaki fuat hassasina dönüsebilmesi, kalbini tamamen sabit kilalim diye, Kur'ân-i Kerim'i peyderpey, âyet ve âyet indirdik. Ve o Kur'ân-i Kerim'in zaman içersinde inzaliyle Islâm’in bütün mesajini ulastirmayi diledik."

Evet görüyoruz ki gerçekten su anda tatbikatta olan Kur'ân-i Kerim degil, tam tersi emaniyye denilen el yazmasi kitaplar. Bakara Suresinin 78, 79. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ söyle buyuruyor:
"Ve minhüm ümmiyyune lâ ya'lemunelkitabe illâ emaniyye ve in hüm illâ yezunnun.. Feveylün lilleziyne yektubunelkitabe bieydiyhim sümme yekulune haza min indillâhi liyesteru bihi semenen kaliylâ feveylün lehüm mimma ketebet eydiyhim ve veylün lehüm mimma yeksibun."

Onlardan bir bölümü ümmidirler, kitabi bilmezler, ancak ve ancak emaniyyeyi (kuruntulari) bilirler ve onlar zannederler.
Artik vay hallerine, kitabi kendi elleriyle yazip sonra az bir para karsiliginda satmak için bu Allah katindandir diyerek artik vay elleriyle yazdiklarindan dolayi onlara vay kazanmakta olduklari.

El yazmasi kitaplardaki mesajlarin Allah'in indinden oldugunu söylüyorlar. Ama Allahû Tealâ buyuruyor ki:"Onlar Allah'in katindan degil. Onlar sadece Allah'a iftira ediyorlar." Ve emaniyye denilen el yazmasi kitaplara tâbi olan kisiler, kuruntuyla:
"Bizler cezamizi cehennemde çektikten sonra mutlaka, Allah'a inandigimiz için, cennete gidecegiz."

Allah da, emaniyyeye tâbi olan bu insanlarin görüslerini çürütüyor: "Hayir! diyor, onlar sadece kuruntuya tâbidirler. Eger sadiklardansalar delillerini getirsinler." Islâmî yolda, (Islâm’da) Allah'in âyetlerinden daha saglam bir delil asla söz konusu degil. Kur'ân-i Kerim'in bütününü arastirdik böyle bir kuruntuyu açiklayacak veya ispat edecek bir âyet-i kerimeye rastlamadik.
O halde görüyoruz ki, Kur'ân terk edildigi zaman sadece zanlarin degil, bir de kuruntunun pesinde giden bir sürü insanlar varolmakta. Yani kisacasi dinde asli mevcut olmayan bidatlara insanlar tâbi oluyor. O bidatlar ki, insanlari tamamen din dairesinden çikartiyor, insanlari kesinlikle dinin disina itiyor. Kur'ân-i Kerim'e girebilmek sarta baglanmis Allah tarafindan. Mutlak surette Allah'in katindan, Allah'in âyetlerini bizlere okuyan, Allah'in veli mürsidlerine tâbi olmak gerekli.
Kur'ân aklin ürünü olmamasi hasebiyle, akil tarafindan meali yapilabilecek bir kitap degil. Bugüne kadar bu istikamette çok seyler söylenmis, bunlardan bir tanesi söyle:
"Idraki meali bu küçük akla gerekmez zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez".

Iste Kur'ân-i Kerim, iste akil terazisi. Evet akil terazisi, Kur'ân-i Kerim agirligini çekemez, anlayamaz, anlatamaz. Neden? Çünkü bu kitap aklin ürünü olan bir kitap degil. Aklin ürünü olmayan bu vahiy kitabi, Allah kelami olmasi hasebiyle zamandan ve mekândan münezzeh olan Allah'in sözlerini ihtiva etmektedir. Bu kitaptaki her âyet kesinlikle evrensel kanunlar gibi, her zaman ve mekânda geçerlidir.
O halde cehalet afetinin kurbani olan insanlarin: "Bu Kur'ân-i Kerim eski çöl kanunudur" demeleri kesinlikle dogru degil. "Eskiden bunlar geçerliydi, simdi kesinlikle dinin revizyona ihtiyaci vardir" diyenler de yaniliyorlar. Çünkü gerçekten Kur'ân-i Kerim'in her harfi, kelime itibariyla, âyet itibariyla ve sure itibariyla bir mucize ve tamamen evrensel. Iste bu evrensel kitabin özüne girebilmek, ancak ve ancak konusan Kur'ân'a, mürside tâbi olmayi gerektiriyor. Evet mürsid, konusan bir Kur'ân-i Kerimdir. Bu mürsid, mürsidine tâbi olup 28 basamaklik dizayn içersinde salâha ulasmistir ve Yüce Rabbimiz salâha ulasan, ihlas sahibi olan kullardan Kur'ân-i Kerim'i ögrenmemizi emir buyuruyor. Alt basamaklardaki kisilerin nefse sahip olmalari sebebiyle, iblis nefse tesir ederek kisiyi saptirabilir. Iblise izin veren Allahû Tealâ: "Sen müsaade verilmislerdensin ama sen benim ihlas sahibi kullarimi bastan çikaramazsin" diyor. O halde Kur'ân-i Kerim nasil Allah tarafindan korunuyorsa, Allah'in veli mürsidleri de Allahû Tealâ tarafindan korunuyor. Korunan veli mürsidlerin lisaniyla ancak Kur'ân-i Kerim ögrenebilmek ve Kur'ân-i Kerim'i yasayabilmek mümkün. Ama ne yazik ki insanlar, bu bilgilerden habersiz. Iblis de hedefine ulasabilmek için özellikle Resul, mürsid, tövbe, mümin olmak, Sirat-i Müstakiym, irfan, birr, amilüssalihat, abd, hidayet, takva, tezkiye, zühd, ehli zikir, ulul-elbâb, hikmet, teslim, ihlas, tasfiye gibi Kur'ân-i Kerim kavramlarini yuvarlatarak, insanlari asla hiçbir hedefe ulastirmayan bir takim muglâk laflara dönüstürmüs. Biz Kur'ân-i Kerim'in bütününü açiklayan mürside tâbi olabilirsek, seytanin bizim üzerimizde sultanligi asla söz konusu degil. Allahû Tealâ Nahl Suresinin 99. ve 100. âyet-i kerimelerinde söyle buyuruyor:
"Feiza karatel kurane feste’iz billâhi minesseytânirraciym. Innehu leyse lehu sultananün alelleziyne âmenû ve ala rab’bihim yetevekkelûn."

Kur'ân-i Kerim'i kiraat ettigin zaman, kovulmus olan seytandan Allah'a sigin. Onun âmenû olan ve Allah’i vekil tutanlarin üzerine sultanligi yoktur.

Evet Kur'ân-i Kerim'i kiraat ettigin zaman kovulmus olan seytandan Allah'a siginmak, evvel emirde mürside tâbi olmayi ifade ediyor. Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimize bakin bakalim. Cebrail A.S. (mürsidi) geliyor. Ve mürsidi kendisine Kur'ân-i Kerim'i kiraat ediyor. Ilk inen Kur'ân âyetlerinin Alâk Suresinin ilk 5 âyet-i kerimesi oldugunu hepiniz biliyorsunuz:
Gerçekten mürsidinin lisaniyla, Allah'in resulü Kur'ân-i Kerim ögrenmeye basliyor. Eger O, bizim için en güzel örnekse, O, Kur'ân-i Kerim'i mürsidinden ögrenmisse, bizim de mutlaka Allahû Tealâ'nin bizler için tayin ettigi mürsidden ayni standartlar içinde ögrenmemiz lâzim.

Kur’ân-i Mürsidden ögrenme konusunda insanlari yaniltan Kur'ân-in toptan kendi ellerinde olmasi ve diyorlar ki, toptan biz bu Kitaba tâbi olacagiz. Toptan bu kitap elimizde olmasina ragmen , kesinlikle peyderpey, tedrici olarak bu Kur'ân-i Kerim'i yasayabiliriz. Zira Peygamber Efendimizin kalbine de Kur’ân Cebrail A.S.'in lisaniyla tedricî olarak 23 sene boyunca indirilmistir. O halde her ne kadar bir bütün olarak Kur'ân-i Kerim mevcutsa da, hayata geçirdigimiz zaman, bu Kur'ân-i Kerim'i yasamaya basladigimiz zaman, aynen sahabenin yasadigi 14 asir evvelinin sartlarina uygun olarak, peyderpey tedricî olarak evvelâ bu âyet-i kerimeleri ögreniyoruz, sonra idrak ediyoruz ve idrak ettigimiz âyetleri de yasamaya basliyoruz. O zaman hepimizin bu statüye, bu istikametteki Allahû Tealâ'nin ögretisine, (yoluna) kesinlikle tâbi olmasi lâzim.
"Ben sizin Rabbiniz degil miyim?" Evet bütün insanlarin ahret ve dünya saadetine ulasmasinin birinci temel tedbiri, Allah'i Rabb olarak yeryüzünde tasdik etmek. Çünkü o gün Allahû Tealâ araya kimseyi koymadan, dogrudan dogruya kendisi bize hitap ediyor. Ama yeryüzü hayatina indigimiz zaman ayni hitabi bu sefer kendi gönderdigi resulün lisaniyla bize yapiyor. O gün Allahû Tealâ'ya hepimiz "Kalu Bela" dememize ragmen, Allah'in resulü yeryüzüne indigi zaman, o resulün lisani Allah'in lisani olmasina ragmen, bir kismi Rabbi tasdik ediyor, bir kismi ise gelen resulleri tekzip ediyor. Allahû Tealâ Ankebut Suresinin 2. âyet-i kerimesinde:
"Ehasibennâsü en yütrekû en yekuûlû âmennâ ve hüm lâ yüftenûn."

(Kalu Bela günü biz amenu olduk, Rabbim sen bizim Rabbimizsin) demekle basibos birakilamazsiniz. Sizi imtihan edecegiz.

Yeryüzünde resullerimizin lisaniyla sizi imtihan edecegiz, kazipleri de, yalancilari da ve sadiklari da mutlaka tesbit edecegiz.
Evet resulün lisaniyla, Rabbe çagiran, o daveti kabul eden herkes, sadakatini ispat ediyor. Bu daveti tekzip edenler ise, Allah'in huzurunda yalancilardan oluyor. Ve sadiklardan olan kisi 14 basamaklik dizayn içersinde, Allah'in yardimiyla insaallahû tealâ mürsidine ulasiyor. Mürsidine ulastiktan sonra Allahû Tealâ'nin kendisi için almis oldugu misak, ahd ve yemin, (üç tedbiri) yerine getiriyor. Emmare, levvame, mülhime, mutmainne, raziye, marziye, tezkiye kademelerini (ki, bunlarin hepsinin bütünü âyetlerle hep Kur'ân-i Kerim'de açiklanmis), o kisi yerine getirdigi takdirde ahret saadetine ulasiyor. Mürsidsiz hiç kimse bu yeminleri yerine getirebilir mi? Kur'ân-i Kerim kesinlikle hayir diyor. Mürside tâbi olmayan bir kimse (tek basina) ne misakini, ne ahdini nede yeminini, yerine getirebilir. Ama Kur'ân-i Kerim tatbikattan çikartildigi için, bugünkü uygulamada misak, ahd ve yeminlerimiz yok. Daimî zikir, teslim ve irsad standartlari içersinde mutlaka mürsidimize tâbi olmamiz ve de kemâl noktasina Allah'in yardimiyla ulasmamiz lâzim. Bu da tatbikattan çikartilmis. Ne daimî zikir olayi var, ne irsad olayi var, ne teslim olayi var. Her sey budanmis, budanmis, budanmis. Kur'ân = Islâm olmasina ragmen, aksine öyle bir Islâm önümüze sürmüsler ki, bu Islâm’in ne ayagi var, bu Islâm’in ne elleri ver, bu Islâm’in ne gözleri var, ne kulaklari var, ne burnu var. Yuvarlatilmis içi bos bir Truva ati gibi. Ve insanlarin büyük bir kismi Islâm’in disina itilmis. Hamdeder, sükrederiz ki, Allahû Tealâ her dönemde, Allah'in gerçek mesajlarini yasayan, azinlik da olsa Allah'in sevgili kullarinin var oldugunu ifade ediyor.
http://irc.tr-islam.com/alanya-konya/viewtopic.php?p=10448&sid=7d5e5e8ca73cbb16c701b3cbd715b100
Gönderen: 22.02.2006 - 15:53
Bu Mesaji Bildir   ord_prof üyenin diger mesajlarini ara ord_prof üyenin Profiline bak ord_prof üyeye özel mesaj gönder ord_prof üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ord_prof su an offline ord_prof  
Konu icon    Bir Milleti Tarih Sahnesinden Silme Faaliyetleri
93 Mesaj -
Bir Milleti Tarih Sahnesinden
Silme Faaliyetleri




ÝSLÂMÝYET VE MÜSLÜMAN TÜRK MÝLLETÝNÝN
TARÝH SAHNESÝNDEN SÝLÝNMESÝ OPERASYONU

Bir milleti meydana getiren oldukça önemli üç özellik bulunmaktadýr. Bu üç özellik þunlardýr:
Ýrk, dil ve din. Bir milletin millet olabilmesi ve dünya milletler sahnesinde yerini alabilmesi için bu üç özelliðin olmasý gerekir. Bu üç unsur, milletleri meydana getiren temel kavramlardýr. Biri eksik olsa, millet olunmaz. Bu üç özelikten "ýrk", insanýn ihtiyarýnýn dýþýnda geliþen bir olaydýr. Bir insanýn istediði ýrka mensup olmasý, o insanýn elinde olan bir þey deðildir. Tamamen takdir–i ilâhînin kudret elinde olan bir konudur. "Dil", insanýn doðduðu yaþadýðý çevrenin þartlarýna göre oluþan, daha çok anne baba kaynaklý bir hâdisedir. Dilde de insanýn, çok fazla ihtiyarýný kullandýðý söylenemez. Onun için anadili tabiri kullanýlýr, anadilde insanýn tercih hakký yoktur.
"Din" konusuna gelince; dini iki kýsýmda inceleyebiliriz. Bir bâtýnî boyutu ki, "her insan Ýslâm fýtratý üzere doðar." Zâhirî boyutuna gelince; anne baba ve yaþadýðý çevrenin etki ve tesiri ile dinini öðrenir. Ancak büluð çaðýna, sorumluluk alacaðý çaða geldiði zaman öðrendiklerini kendi aklý ile de tasdik veya red eder.
Tarih göstermiþtir ki, bu üç önemli unsurun birinden ya da birkaçýndan yoksun milletler millet olma özelliðini yitirmiþ ve kýsa sürede tarih sahnesinden çekilmiþlerdir. Bir milletin tarih sahnesinden çekilmesi öyle on yýllarla ifade edilecek bir olay deðildir. Bir milletin tarih sahnesinden silinmesi yüz yýllarla ifade edilecek bir büyük hadisedir.

Müslüman Türk milletinin tarih
sahnesinden silme
operasyonu
17. yüzyýlýn baþlarýnda baþlayan ve her geçen gün dozunu artýrarak devam eden, Ýslâm ile þereflenmiþ milletleri tarih sahnesinden silme programý hiç aksamadan günümüze kadar uygulana gelmiþtir. Uygulanan bu programýn en baþta gelen hedefi, Türk milletidir. Türk milletinin birinci hedef olmasýnýn sebebi, yüz yýllardýr Ýslâm âlemine liderlik etmesi ve sahip olduðu deðerlerle, dünya devleti olmasý ve bütün dünyaya yön vermesidir. Dünya üzerinde hedef ve planlarý olanlarýn önündeki en büyük engel Türk milletidir. Öyleyse ne yapmalý da bu milleti dünya milletler sahnesinden silmeli? Türk milleti, dünya milletler sahnesinden silinmeden, dünya üzerinde sahneye konacak senaryonun uygulanma þansý yoktur.
Bu milleti bitirip pasifize etmek için her yol ve metoda baþvurulmuþ. Sosyal, kültürel ve ekonomik bütün tedbirler alýnmýþ ve uygulanmýþtýr. Bu tedbirler uygulanýrken içte de iþbirlikçiler bulunur ve içteki bu iþbirlikçilerle birlikte tedbirlerin uygulanmasýna geçilir. Sonuç itibarýyla, hedeflediklerinin önemli bir bölümüne ulaþýrlar. Türk milletinin ve Ýslâm âleminin temsil makamý olan Osmanlý tarih sahnesinden silinmiþtir. Peki, tehlike geçmiþ midir? Hayýr...
Bundan sonrasý ne olacaktýr? Ortada Osmanlý'nýn yerine kurulan yeni bir cumhuriyet ve diðer tarafta yüz milyonlarca mensubu olan bir Ýslâm âlemi… Bunlarýn da pasifize edilerek, sindirilmeleri lazým ki, bir daha bir araya gelerek dünya sahnesine çýkamasýnlar.

Tarih düþmanlýðý
Uygulanan planýn önemli unsurlarýndan biri tarih düþmanlýðýdýr. Batý içimize tarih düþmanlýðýný soktu. Geçmiþini reddeden, reddetmekle kalmayan küfür eden bir devlet ve millet meydana getirdiler. Bu senaryoyu öyle ayrýntý ile uyguladýlar ki, en küçük detayý bile göz ardý etmediler. Ýslâm ile þereflendikten sonra yaklaþýk bin yýla yakýn bir zaman dünyanýn zirvesine oturan bir millet ve onun kurduðu devletler bir anda yok sayýldý, aþaðýlandý, akla, hayale gelmeyecek hakaretlere uðratýldý.
Tarih nedir? Tarih milletlerin hafýzasýdýr. Hafýzasýný kaybeden millet, hafýzasýný kaybetmiþ insan gibi olur. Bir insan düþünün ki, hafýzasýný kaybetmiþ; onun baþýna gelecek felaketi tasavvur edebilir misiniz? Hafýzasýný kaybeden milletler de o þekildedir. Cengiz Aytmatov'un "Mankut" diye bir romaný vardýr. Mankut, Çinliler esir aldýklarý Türklerin baþýna bir yaþ deri geçirirler. Bu yaþ deri kurudukça beyni sýkar, öyle bir noktaya gelir ki, beyin hafýzayý kaybeder. Hafýzasýný kaybetti mi o insan gözünü, Çinli efendisinin dizinin dibinde açtýðýný zanneder ve çok sadýk bir köle olur.
Ýþte Avrupa, Avrupa'nýn içimizdeki uzantýlarý, bizi hafýzamýzdan mahrum edip, Avrupa'ya sadýk köle yapmanýn peþindedirler. Mesele budur; bu bir millî kavgadýr. Osmanlý bizim tarihimizdir, ecdadýmýzdýr.
Sultan Mahmud devrinde, özellikle Araplarýn yaþadýðý bölgelerde "Türkler hýristiyan oldu" diye yalan haber yayan Fransýzlarýn amacý, Osmanlýyý zor duruma düþürüp, parçalamaktý. Bu ve benzeri oyunlar tarihin deðiþik zamanlarýnda uygulanmýþtýr. Osmanlý donanmasýnýn Mýsýr'a teslimine sebep olan politika oyunu, ayný planýn bir parçasýdýr. Yýllardýr Osmanlýya "Avrupalý olun; Batý hayatýný aynen alýn… Baþka kurtuluþ yolunuz yoktur." derler; diðer taraftan da atýlan adýmlara çelme takmak için içerde halký isyanlara teþvik ederler ve Ýslâm âleminde de "Türkler hýristiyan oluyor" diye aleyhimize nefretler uyandýrýrlar. (1)

Din düþmanlýðý
Batýnýn en büyük arzusu Türk milletini Ýslâm dininden uzaklaþtýrmaktýr. Batý'nýn bu amacýnda baþarýlý olup olmadýðýna tarihî belgeler ýþýðýnda bakacaðýz. Osmanlý'dan sonra kurulan Cumhuriyet'in ilk yýllarýndan günümüze kadar süren zaman dilimine göz attýðýmýzda tezimizi destekleyen birçok olayla karþý karþýya kalýyoruz.
Cumhuriyet'in kuruluþ yýllarýnda hâkim zihniyet þöyle demektedir.
"Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkûmdurlar..." Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar! Böyle kimselerle memleketi zenginleþtirmek mümkün deðildir. Bunun için önce din ve namus anlayýþýný deðiþtirmeliyiz. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunlarý çabuk zengin etmeliyiz! Bu sûretle kalkýnma kolay ve çabuk olur."agla2)
18. yüzyýlýn baþlarýnda yürürlüðe konan büyük plan uygulanmaktadýr. Son finale gelinmiþtir, Osmanlý'nýn son iki yüz yýlýndaki yöneticilerinin büyük çoðunluðu bizden görünen ancak gerçekte bizden olmayan kimselerdir. Ýþte Cumhuriyet'in kuruluþ aþamasýnda Osmanlý'daki bu oyun ve ihanet aynen devam etmektedir. Ayný eserin bir baþka yerinde çok daha vahim bir bilgi ile karþýlaþýrýz.
"Hocalarý toptan kaldýrmadýkça hiçbir iþ yapamayýz. Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkýlabý yapmazsak, baþka hiçbir zaman yapamayýz..." Üç maddelik bir program uygulanmasý kararlaþtýrýlýr.
1–Ýslâmiyet terakkiye mânidir.
2–Arap oðlu yâvelerini Türklere öðretmemeli.
3–Hocalarý toptan kaldýrmalý.(3)
O derece ileri gidilir ki, dini deðiþtirmeye çalýþanlar bile olmuþtur. Kazým Karabekir Paþa'nýn hatýratýna dönelim. Paþa Ankara'da bir toplantýyý anlatýr, tam o esnada Milletvekili Tevfik Rüþtü Bey þunlarý söylemektedir:
"Ben kanaatimi meclis kürsüsünden de haykýrýrým, kimseden korkma." der. Karabekir Paþa sorar
"Nedir o kanaatin?"
"Ýslâmlýðýn terakkiye mâni olduðu kanaati!.. Ýslâm kaldýkça yüzümüze kimsenin bakmayacaðý kanaati." (4)
Durum gerçekten vahimdir, üst düzey bir yöneticide bu ayarda sözler söylemektedir.
"Evet, Karabekir, Türkler Ýslâmlýðý kabul ettiklerinden böyle geri kaldýlar ve Ýslâm kaldýkça da bu halde kalmaya mahkumdurlar!" (5)
Ankara'da bu olaylar meydana gelirken, bir güzel insanýn yolu Ankara'ya düþer. Ankara'daki havayý bir de bu güzel insandan dinleyelim:
"...Bin üç yüz otuz sekizde Ankara'ya gittim. Ýslâm ordusunun Yunan'a galebesinden neþ'e alan ehl–i imanýn kuvvetli efkarý içinde, gayet müthiþ bir zýndýka fikri içine girmek ve bozmak ve zehirlendirmek için dessasane çalýþtýðýný gördüm. Eyvah! dedim, bu ejderha imanýn erkânýna iliþecek. O vakit, þu âyet–i kerîme bedahet derecesinde Vücud ve Vahdaniyet'i ifham ettiði cihetle ondan istimdad edip, o zýndýkanýn baþýný daðýtacak derecede Kur'an–ý Hakîm'den alýnan kuvvetli bir burhaný, Arabî bir risalede yazdým..." (6)
Buradan anlaþýlan, yaklaþýk iki yüz yýldýr süren tehlikeli oyunun devam ettiðidir.

BATI HAYRANLIÐI BATI UÞAKLIÐINA DÖNÜÞÜYOR

Müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silme operasyonu hýzla devam etmektedir. Bu operasyonun önemli parçalarýndan biri de din ve tarih þuurundan yoksun bir nesil yetiþtirmektir.
Bizim dinimizin ve tarihimizin üzerinde çok çeþitli eller dolaþmaktadýr. Bizler son nisan yaðmurlarýyla yeryüzüne gelmiþ bir millet deðiliz. Meselâ, bir örnek verecek olursak:
Liselerimizde Emin Oktay'ýn "Tarih"i okutulmaktadýr. Emin Oktay'ýn "Tarih"ine baktýðýnýz zaman Ýstanbul'un fethinde Macar Urban'ýn döktüðü toplarýn kullanýldýðýný görmekteyiz. "Eðer Macar Urban o toplarý dökmeseydi, bizim Ýstanbul'u fethetmemiz hayal olurdu." gibi bir anlayýþ getirilmektedir.
Halbuki gerçeðe baktýðýmýz zaman, Osmanlý'da top döken en ileri seviyede 532 büyük top döküm ustasý vardýr... Macar Urban iþsiz kalmýþ, Osmanlý'ya baþvurmuþ, Osmanlý'da 532 top ustasýnýn yanýnda bu kiþiye görev vermiþtir; o sýradan bir top ustasýdýr. Ýþin garip tarafý, Macar Urban dökmüþ olduðu kendi topunun ilk patlamasýnda, top paramparça olmuþ ve Macar Urban döktüðü topun baþýnda ölmüþtür.
Ýþte bu gerçeðe raðmen, liselerde anlatýlan "Tarih"imiz de Macar Urban'ýn döktüðü topla Ýstanbul'u fethettiðimiz söylenir. Çünkü burada iþlenmek istenen þudur: Türk milleti mermer kafalýdýr, sanayiden, toptan bihaberdir. Onun için bizim mesafe almamýz için, bir Avrupa milletinin himayesine girmemiz gerekir." Bu düþünce ve anlayýþ sinsice verilmektedir.
Tam bir köleleþtirme operasyonu. "Batý olmadan siz bir þey yapamazsýnýz. Batý olmasaydý.... Batý olmasaydý..." Bu devam edip gidiyor. Müslüman Türk milletini köleleþtirme ve dolayýsýyla tarih sahnesinden silme operasyonu, dýþ odaklarýn çalýþmasý ve içte de ciddî mânada iþbirlikçi bulmalarý neticesinde bu noktaya gelmiþtir.

Mason ve sabataistlerin
etkin rolleri
Dünya egemenliðini elinde bulundurmak isteyen güçlerin kurduðu veya kurdurduklarý gerek yeraltý gerek yerüstü birçok teþkilat vardýr. Bunlardan bir kýsmý hem yeraltýnda hem de yer üstünde faaliyet gösterirler. Bunlardan biri de "Mason Cemiyeti"dir. Bir diðeri de "Sabatayist" denilen, görüntüsü müslüman olan ama gerçekte müslüman olmayan, Ýslamî tabirle münafýklardýr. Gerek Masonlar, gerekse Sabatayistler, icraat ve inanç olarak birbirlerinden farklý gözükseler de nihaî hedefte hizmet ettikleri ideal aynýdýr.
Bunlarý daha iyi anlamak için bir Mason yayýnda, yayýnlanan amaç ve gayelerine bakalým. Ne diyor Masonlar:
"Medreseler ve minareler yýkýlmadýkça, yani skolâstik düþünceler, dogmatik inanýþlar ortadan kalkmadýkça, fikirlerdeki esaret, vicdanlardaki ýstýrap kalkmayacaktýr." denilmektedir. (7)
Ýslâmî kurum ve kuruluþlarýn Masonlarý ne çok rahatsýz ettiði açýkça görülmektedir. Masonlarýn amacý; yazýmýzýn baþýndan beri anlatmaya çalýþtýðýmýz üzere müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silmektir. Bunun için yapýlmasý gereken her þey yapýlmakta ve baþvurulmasý gereken her yola baþvurulmaktadýr.
Dini yozlaþtýrýp ortadan kaldýrmak için deðiþik metodlar denemiþlerdir. Bunlardan biri de "Halkevleri" veya "Köy Enstitüleri" gibi kurumlardýr. Bunlar, yöntemlerin sadece biridir. Bir baþka yöntem, Masonlarýn kontrolündeki medya kuruluþlarý yoluyla dine ve dinî deðerlere karþý yürütülen aleyhte propagandalardýr.
Bu durum bir Mason locasý kitapçýðýnda þöyle ifade edilmektedir:
"Toplumumuzda Ýslâm medeniyetinden kalan ve onu o medeniyete baðlamaya çalýþan gizli kuvvetler vardýr. Bunun varlýðýný kabul etmekten kaçýnmak lazýmdýr. Ama onu ezecek tedbirleri düþünmek ve uygulamak þarttýr." (8)
Masonlarla görüþ ve düþünce birlikteliði içinde olan bir baþka grup da Sabatayistlerdir. Yýllardýr ülke yönetiminde, aydýn kesiminde etkin konumlarý olmuþtur. 1979 yýlýnda yazýlan bir kaynak eserde kimlerin Sabatayist olduklarý birkaç örnekle gösterilmektedir.
Naim Talu: 12 Mart dönemi baþbakanlarýndan,
Abdi Ýpekçi: Milliyet gazetesi baþyazarý,
Ýsmail Cem Ýpekçi: Bakan, TRT eski genel müdürü,
Osman Kibar: Ýzmir Belediyesi eski reisi,
Simavi Biraderler: Hürriyet, Günaydýn gazeteleri ile hemen hemen bütün seks mecmua ve magazinlerinin sahipleri,
Nejat Eczacýbaþý: Meþhur sanayici, Bilderberg üyesi,
Emil Galip Sandalcý: Vatan gazetesi yazarý,
Dönme Cavit: Maliye bakanlarýndan. "Ýzmir Suikastý"na adý karýþtýðý için asýlmýþtýr.
Selim Sarper: 1960 Ýhtilali döneminin Dýþiþleri bakaný.
Macit Gökberg: Ý.Ü. Felsefe profesörü, TKD üyelerinden,
Ahmet Emin Yalman: Türkiye dönmelerinin piri, eski Vatan gazetesi sahibi, Milli Mücadele esnasýnda Türkiye'nin halklara bölünerek parçalanmasýný savunan kiþi.
Talat Hýlman: Kültür eski bakaný, Milliyet gazetesi yazarý
Sami Kohen: Milliyet gazetesi yazarý ve Üstad Mason. (9)
Bu Sabatayist dönmeler bundan yirmi beþ yýl önce bu konumlarda olduklarýna göre aradan geçen zaman göz önüne alýndýðýnda bugün nerelere geldiklerini varýn siz düþünün. Sabatayist dönmelerle ilgili olarak yazar kitabýnda aþaðýdaki açýklamayý yapmaktadýr, aynen alýntýlýyoruz:
"1974–1975–1976 yýllarýnda bile bu dönmeler Marksist, sosyalist, komünist, dinsiz kimseleri korumakla, desteklemekle, Türkiye'yi bir iç savaþa sürükleme çabasý içindedirler. Bu sözde dönmelere mensup kimseler çok zengin olmakla beraber Ýslâm dinini daima tutuculuk, gericilik olarak damgalamýþlar ve Türk milliyetçiliðini faþistlikle kötülemek, horlamak istemiþler, iktisadî, kültürel hayatta söz sahibi olmuþlardýr. Türkiye'deki Mason localarýnda da bu topluluktan kimseler önemli mevkilerdedir. Hatta Türkiye'de Türk milliyetçiliðini, Ýslâm dinini kötülemeye çalýþanlar, Marksist devrimi, sosyalistleri tutan ve övenler, gazetelerinde onlara geliþme ve yayýn imkâný saðlayanlar hemen hep bu dönme denilenlerden çýkmaktadýr. Bununla beraber olumlu bir yol tutmuþ olanlar varsa da (sayýlarý pek az), çoðunluðu çok tehlikeli ve yýkýcý bir oyun içinde birer rol oynamaktadýrlar. Eðitim ve öðretime, yayýna, hukukî konulara kadar sýzmak, onlarýn baþlýca hedefleri olmuþtur. Ýþlerden habersiz birtakým zatlar, þaþkýnlýk içinde kalmakta, meselenin arka perdesini ve oynanan korkunç oyunu görememektedirler. (10)
Mason, Sabatayist dönmeler devletin her noktasýna sýzmýþ ve en etkin görevleri almýþlardýr. Ekonomik ve sosyal hayatýn da en etkin noktalarý bunlarýn elindedir. Her tarafta müslüman Türk milletini tarihinden, dininden, kültüründen uzaklaþtýrmak için her yolu denemektedirler.
Devlet yönetiminde yaptýklarý ortadadýr. Yazýmýzýn baþýndan beri nelerin yapýlmak istendiði, yapýlmak istenenlerin ne kadarýnýn yapýldýðý âþikâr bir þekilde ortadadýr.
Dýþtan, içten bir milleti yok etmek için faaliyet gösterenlerin ortaklaþa uyguladýklarý programa ve sonucuna bakacaðýz.


Sinema dine ve tarihe
küfür ve hakaret
etmek için kullanýldý
Türk sinema tarihine baktýðýmýzda, yukarýda saydýðýmýz etkin güç odaklarýnýn tam bir egemenliði ile karþý karþýya kalýrýz. Sinema tarihimizde çevrilen filmlerin tamamýna yakýnýnda iþlenen konu ve verilmek istenen mesaj þudur:
"Ýnsanlarýn gözünden düþürülmek istenen bir tarih ve nefret ettirilmek istenen bir din." Tarihî filmler çevrilir. Bu tarihî filmlerde Osmanlý idarecileri, zevk ve eðlencelerine düþkün, âdeta bir cinsî sapýk gibi iþlenirler. Tarihimizin her noktasýna altýn harflerle iþlenmiþ olan Ýslâm'dan hiç söz edilmez. Hiçbir Ýslâmî figüre rastlayamazsýnýz; çünkü amaç, müslüman Türk milletini dininden ve tarihinden soðutmaktýr.
Ya sosyal içerikli filmler… Bu filmlerin de tamamýna yakýnýnda Ýslâm'ý temsil makamýnda olan hoca ve hacý karakterlerinin bir tek ortak özelliði vardýr: Irz ve namus düþmaný olmalarý. Özellikle hoca karakterleri; sinsi, milletin namusuna göz diken, para karþýlýðý her iþi yapacak tiplerdir. Hatta Millî Mücadele yýllarýndaki hocalar düþmanla iþbirliði içinde gösterilir. Bütün bunlar niçin yapýlýyor? Bunlar, müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silmek için oynanan oyunun birer parçalarýdýr.

Basýn yayýn organlarý
aracýlýðý ile verilmek
istenen mesaj
Filmlerdeki müspet karakterler, insanlarýn dikkat ve beðenisini kazanan karakterler olup, müslüman Türk milletinin kimliðine, ülküsüne, inancýna ters düþen karakterler olarak seçilir. Dikkat edin, baþörtülü, namaz kýlan karakterler, ya hizmetçidir, ya çöpçüdür, ya hamaldýr...
Ýyi, makam mevki sahibi, toplumun önünde yürüyen, güzel icraatlar yapan karakterler de Ýslâmî motif görülmez. Çünkü vermek istedikleri mesaj þudur:
"Baþ örtmek, namaz kýlmak, geçmiþin köhne bir geleneðidir. Bu köhne geleneði yapanlar, toplum hayatýnda ancak hademe, çöpçü, hizmetli, hamal gibi iþleri yapabilirler. Bunlardan baþka bir þey olmaz. Bu inançta olanlarýn önüne iki tercih sunulur, ya inançlarýný býrakacak, Batý'nýn (Siyonistlerin – Masonlarýn – Sabatayistlerin – bütün emperyalist güçlerin ve müslüman Türk milletinin düþmanlarýnýn) deðerlerini uygulayacak ve toplumda iþ adamý, idareci, yazar, sanatçý vesaire olacaksýnýz. Bunu yapmaz da inançlarýnýzý yaþamakta ýsrar ederseniz, sizden ancak hizmetçi ve uþak olur; dolayýsýyla hizmetçiliðe ve uþaklýða devam edersiniz." Verilmek istenen mesaj budur ve müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silme operasyonunun bir parçasý da budur.
Bu mesaj yýllardýr devletin resmi ideolojisi olarak uygulandý ve hâlen de uygulanmaktadýr.
Bu mesaj yýllardýr sinema filmleri ile beyinlere þýrýnga edildi ve hâlâ edilmektedir.
Bu mesaj yýllardýr yazýlý ve görsel medya organlarý tarafýndan insanlara sunuldu ve hâlâ da sunulmaktadýr.

Ayný senaryoyu televizyonlar uyguluyor

Televizyonun olmadýðý dönemlerde sinema ile milleti vurmaya çalýþanlar, þimdi de ayný oyunu televizyonlarda uygulamaktadýrlar. Son yýllarda gündemi meþgul eden televizyon dizi ve filmlerinde de ayný senaryo uygulanmaktadýr.
Sormak lâzým: Bir filmin senaryosunu sosyal hayattan aldýklarýný söylüyorlar. Yetmiþ milyonluk bir ülkede yaþýyoruz. Bu nüfusun kâðýt üzerinde yüzde doksan dokuzu müslüman, yapýlan bir baþka istatistiksel bilgide ülke nüfusunun yüzde sekseninin evinde namaz kýlan bir kiþi var. Yani her on evden sekizinde muhakkak namaz kýlan bir kiþi var. Bu film yapýmcýlarýna sormak lâzým: Mademki senaryolarýnýzý gerçek hayattan esinlenerek yazýyorsunuz. Bu senaryonun içinde namaz kýlan bir karakter olmaz mý? Ýslâmî bir motif olmaz mý? Kadýn nüfusunun yüzde elliden fazlasýnýn baþý örtülü, hiç baþý örtülü bir kadýn karakter olmaz mý?

BATI HAYRANLIÐININ SONUCU YAHUDÎLEÞME TEMÂYÜLÜ

Müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silme ve köleleþtirme operasyonunun bugün itibarýyla geldiði noktaya baktýðýmýzda içler acýsý bir durumla karþý karþýya olduðumuz görülmektedir. Tam bir Batý hayranlýðý þuur altýmýza yerleþmiþ durumdadýr. Toplumun her kesiminin, en aþýrý uçlara ve küçük detaylara varýncaya kadar herkesimin referansý Batý, Batý Batý olmuþ.
Kendini kâmil mü'min sayanlar bile sözlerinde her ne kadar referans olarak Ýslâm'ý kullansalar da onlarýn bile þuur altlarýna Batý hayranlýðý yerleþmiþ.
Fransa'da durum þöyle, Ýngiltere'nin sokaklarý böyle... Amerika'nýn otoyolu þöyle... Hollanda'nýn Okulu böyle... gibi devamlý sûrette referans olarak Batý veriliyor. Ya da Batý'nýn içimizdeki uzantýlarý referans kaynaðýmýz oluyor. Ben eskiden sosyete terzisi idim... Bizim falanca eskiden bir manken ajansýnda çalýþýyordu... Bu arkadaþ eskiden falanca gazetede çalýþýyordu... Falanca eski lions kulübünde bulunmuþ... Bunlarý söylerken, bir tespit olsun diye söylenmiyor, bak biz eskiden neymiþiz diyerek, þuur altýndan eskiye referans gönderiyor. Ýki yüz yýldýr, her tarafýmýz Batý hayranlýðý ile donatýldý ve bunun sonucunu yaþýyoruz.
Halbuki mesele teknik ise, Japonya, Kore ve Güney Doðu Asya Batý'yý bu konuda çoktan solladý bile. Ama hiç kimse Japonya, Kore veya Güney Doðu Asya'yý hatta Avustralya'yý referans olarak vermiyor. Batý da Batý; baþka bir þey yok. Buradan anlaþýlan þu ki: Batý, müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silme operasyonunda son derece baþarýlý olmuþtur.
Bazý hâdiseler vardýr ki, tartýda hafif gözükür; ama sonuç itibarýyla pahada aðýr gelir. Þimdi sizlerin dikkatine sunacaðýmýz bir kýsým hususlar küçük olarak gözükebilir. Siz onlarýn küçük göründüðüne bakmayýn sonuçlarý pek büyüktür. Batý hayranlýðýnýn ve uþaklýðýnýn bizi hangi noktalara getirdiðine þöyle bir göz atalým:
aSað elle yemek yemeyi býraktýrdýlar; yemek sol elle yenilecek.
aEvlerimize girerken, ayakkabý çýkarmak yok, evlere ayakkabý ile girilip çýkýlýyor, yatak odasýna varýncaya kadar.
aKadýn–erkek birlikte dans edecek. Özellikle devleti temsil eden makamlar özel günlerde vals yapacak.
aBatý müziði, Devlet Senfoni Orkestrasý, Batý'nýn klasikleri dinlenecek, devletin en tepesinde bulunan kiþi de: "Ýþte çaðdaþ Türkiye" diyecek. Neymiþ çaðdaþ Türkiye? Ne dediðini kendilerinin dahi anlamadýðý, bir a.....ma, çaðdaþ medeniyet oluyor...
aÖzellikle kadýnlardan çýplak olmayanlar, medeni sayýlmýyor. Çýplaklýk, kadýnýn vücudunu sergilemesi, çaðdaþ medeniyetin en önde gelen unsurlarýndan biri…
aYemesi, içmesi, eðlenmesi, giyim kuþamý ile Batý'nýn bütün deðerlerini bünyesinde toplayan bir nesil yetiþti.
Ýnsanýmýzýn önce görüntüsünü Batýlýlaþtýrdýlar. Ardýnda ruhunu, inancýný ve idealini Batýlýlaþtýrdýlar. Bir tarafta bu Batýlýlaþtýrmayý yapanlar diðer yanda da ulusalcýlýk, milliyetçilik, devletçilik þarkýlarýný söylemeye baþladýlar. Bu insanlarýn, bu yapýlanlarýn sonucunu bilemeyecek kadar zekâ özürlü olduklarýný sanmýyoruz. Yapýlanlar, bilinçli olarak yapýlýyor. Bu milleti, tarih sahnesinden silecek oyunun içimizdeki figüranlarýna bir rol biçilmiþ, onlar da bilinçli olarak bu rolü oynuyorlar.
Oynanan oyun, ilk sonuçlarýný vermeye baþladý. Bu oyunun ilk perdesi Kýbrýs'týr.

Acý örnek Kýbrýs
Ülkemizde yaþanan Batýlýlaþma sürecinin acý sonucu, yakýn tarihte Kýbrýs'ta yaþandý. Bir milletin din ve tarih þuurundan yoksun býrakýlmasýnýn acý sonucunu Kýbrýs'ta gördük. Yakýn tarihte Kýbrýs adasýnda iki seçim yapýldý. Her iki seçimi de iyi analiz ettiðimizde çok dehþetli sonuçlarla karþý karþýya kalýyoruz. Bir yanda Rum tarafý ile birlik olup, Avrupa Birliði'ne girmek isteyenler; diðer tarafta mevcut durumun devam etmesini isteyenler. Rumlarla birlik olmayý isteyenlerin oraný her geçen gün artmakta, mevcut durumu muhafaza edelim diyenlerin de oraný azalmaktadýr. Bu durum böyle devam ederse, yirmi sene sonra Kýbrýs'ta mevcut durumun devamýný isteyen bir tek kiþi kalmaz. Tamamý Rum'larla birliktelik isteyecektir. Bu sadece sözde bir birliktelik deðil, Rum'un yönetimi altýna giren bir birliktelik olacaktýr.
Son elli yýldýr Kýbrýs'ta yetiþtirilen neslin isminin Ahmet, Mehmet olmasýna bakmayýn. Din ve tarih bilincinden, millî, mânevî þuurdan yoksun, Rum gibi yaþayan, Rum gibi düþünen Rum ile ayný ideali paylaþan bir nesil meydana geldi. Yarýnlarda bir referandum daha yapýldýðýnda nüfusun yüzde doksaný Rum'larla birlik olmaya; hatta Rum'un yönetimi altýna girmeye razý olursa, bunun sorumluluðunu kim aittir? Gerçekler acýdýr. Maalesef görünen o ki, gidiþat o yöne doðrudur.
Ýnsanlarýn önüne sadece ekonomik hedefleri koyarsanýz, din, tarih ve millî þuurdan yoksun bir nesil yetiþtirirseniz, olacaðý budur. Ýnsan þöyle diyor: "Benim ekonomik taleplerim yerine getirildikten sonra baþýmdaki insanýn ismi Mehmet olmuþ, Vasýlý, Rauf olmuþ veya Dimitri olmuþ, fark etmez."
Ýþte bu durum müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silme operasyonun bir parçasýdýr. Bu operasyon Kýbrýs'ta kesin sonuç vermiþtir.

Ülkemizde de
hedeflenen Kýbrýs’la
ayný akibettir
Yýllardýr müslüman Türk milletinin üzerinde oynan oyunun þekli bellidir. Modeli Kýbrýs'ta görülen oyundur. Millî birlik ve beraberlikten, ulusal devletten söz edenler! Yetiþtirdiðiniz nesil ile ne kadar övünseniz azdýr. Batý hayranlýðý, Batý'ya uþaklýk boyutunu çoktan geçti. Bir ülkenin diðer bir ülkeyi iþgali, modern çaðda çoðu zaman topla tüfekle olmuyor. Dünyada bunun onlarca örneði yaþanmaktadýr.
Bugün ülkemizde Batýlýlaþýp, medenileþeceðiz diye Batý'nýn her deðerini kendi deðeri kabul eden modern kölelerin sayýlarý her geçen gün artmaktadýr. Fransýz gibi yiyip içen, Ýtalyan gibi giyinen, Alman gibi yaþayan, Ýngiliz gibi düþünen bir nesil yetiþtirme gayretleri var. Bu nesil ülke yönetimine hâkim olduðu zaman Batý'nýn bizi silah zoruyla iþgal etmesine gerek yok. Yönetenlerin ismi Ahmet, Mehmet olabilir; ama o, esaret altýna alýnan tam bir emir kulu, modern köledir.
Bir milletten din ve tarih þuurunu çýkarýrsanýz yani tarihini ve dinini yok sayarsanýz, o milletin sonu periþanlýktýr, sonu sefalettir, baþka milletlere köle olmaktýr. Batý'nýn ve etkin güç odaklarýnýn nihâî amacý da budur.

Ýslam âleminin
yahudîleþmesi
Müslümanlarýn, istikametten çýkýp sapýtacaðý, inançlarýndan taviz vereceði ve geçmiþ ümmetlerin akýbetine uðrayacaðýný Kâinatýn Efendisi bize haber vermiþtir. Efendimiz buyurdular ki:
"Sizden öncekilerin yolunu adým adým, karýþ karýþ izleyeceksiniz. Eðer onlar bir sürüngen deliðine girseler, siz de gireceksiniz."
– Ey Allah'ýn resûlü! Yahudî ve hýristiyanlarýn yolunu mu? diye sorduk.
"Baþka kim olacak?" buyurdu. (12)
Bir baþka hadis–i þerîfte de þöyle buyrulmaktadýr:
"Ümmetim, önceki ümmetlerin yolunu adým adým, karýþ karýþ izlemeden kýyamet kopmaz."
– Ey Allah'ýn resûlü! Farslar ve Rumlar gibi mi? denildi.
"Onlardan baþka kim olabilir?" buyurdu." (13)
Bu iki hadis–i þerîf bize þunu anlatýyor: Geçmiþ ümmetlerden ve kavimlerden bâtýlda olanlarýn her birinden bize bir þey ya da þeyler bulaþacaktýr. Bir hadis–i þerîfte yahudî ve hýristiyanlar haber verilirken, bir diðer hadis–i þerîfte Farslar ve Rumlar haber verilmektedir.
Son birkaç asýrdýr dünya üzerinde yaþanan olaylarýn ne boyutlara ulaþtýðýný ve bundan böyle mü'minlerin çok ama çok uyanýk olmalarý gerektiðini bildiren bir diðer hadis–i þerîfte ise þöyle buyrulmaktadýr.
Ebü'd–Derdâ Radýyallahu Anh, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bir gün, ümmetini bekleyen bozulma ve tahrif olma tehlikesini düþünerek hüzünlendiði sýrada þahit olduklarýný þöyle naklederler:
"Efendimizle birlikteydik, bir ara gözlerini göðe dikti ve þöyle buyurdu:
"Gün gelir, ilim insanlarý terk eder. Ýnsanlarýn onda hiç nasibi kalmaz."
Ziyad b. Lebîd el–Ensârî sordu:
"Ýlim bizi nasýl terk edebilir ki? Biz Kur'an'ý okuyoruz ve bundan böyle de valla–hi okuyacaðýz. Hanýmlarýmýza, oðullarýmýza da okutmaktayýz."
Resûlullah þöyle cevap verdi:
"Anan seni kaybetsin ey Ziyad! Ben de seni Medinelilerin en akýllýlarýndan zan–nederdim. Yahudîlerin ve hýristiyanlarýn elinde de Tevrat ve Ýncil yok muydu?" (14)
Böylece konu tam mânasý ile anlaþýlacak biçimde izah edilmiþ oldu. Geçmiþ kavimlere peygamber gönderilmedi mi? Geçmiþ kavimlere kitap gönderilmedi mi? Hem peygamber, hem de kitap gönderildi. Sonuç olarak; onlar da kitaplarýný ellerinden hiç býrakmadýlar; ancak ellerinde kitaplarýnýn olmasý bir iþe yaramadý. Çünkü kitap sadece ellerinde durmakta idi; muhteva ve kitabýn anlattýklarý hiçbirinin umurunda deðildi.
Onlar için varsa yoksa dünyalýk, dünyanýn gelip geçici zevki, sefasý ve malý–mülkü.
Deniyor ki: Size karýþan mý var? Ýstediðin gibi ibadet et, sana karýþan mý var? Elinde Kur'an var, elinden kitabý alan mý var?
Ýlk bakýþta bu tespitler doðru gibi gözükse de bu sözlerin altýnda yapýlanlarýn hiç de dürüst olmadýðý görülmektedir. Bu noktada Kâinatýn Efendisi'nin sözünün ne kadar doðru ve yerinde olduðu âþikâr biçimde ortaya çýkýyor. "Yahudîlerin ve hýristiyanlarýn elinde de Tevrat ve Ýncil yok muydu?"
Evet, onlarýn elinde de kutsal kitaplarý vardý, hiç kimse diðerine karýþmýyor, isteyen istediði gibi ibadetini yapýyordu. Bugün ise inanç olarak geldikleri nokta ortada…

Ýslâm âlemi içten
çökertildi
Tarihî gerçekler ýþýðýnda þunu çok rahat görebiliyoruz ki, dýþ güçler, dýþarýdan yapacaklarý müdahalelerle Ýslâm dünyasýna hâkim olamamýþtýr. Býrakýn hâkim olmayý bir kazanç da saðlayamamýþlardýr. Tarihin hiçbir döneminde orta ve uzun vadeli bir üstünlük saðlayamamýþlar. Hatta kýsa vadede bile üstünlükleri olmamýþtýr. Ancak özellikle son iki yüzyýldýr, dýþ güçler içteki iþbirlikçileri ile tam ittifak yaparak, yüzyýllardýr elde edemedikleri baþarýya ulaþtýlar. Bakýn bu durum bundan bin dört yüzyýl önce bize nasýl haber veriliyor:
Hz. Sevban Radýyallahu Anh anlatýyor:
"Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
"Allah Teâlâ Hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladý, ben de doðusunu da batýsýný da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktýr. Ba–na iki hazine verildi: Kýrmýzý ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumî bir kýtlýkla helâk etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden baþka bir düþman musallat edip çoðunluðu helâk etmelerine meydan vermemesini talep ettim. Rabbim Teâlâ Haz–retleri bu isteklerime þöyle cevap verdi:
"Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi, artýk o geri alýnmaz. Ben senin ümmeti–ne "Onlarý umumî bir kýtlýkla helâk etmeyeceðim, kendileri dýþýnda, çoðunu helâk ede–cek bir düþman da musallat etmeyeceðim; hatta yeryüzünün her tarafýnda bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarýnda birbirlerini helâk edecekler." (15)
Bize dýþ düþmanlar zarar veremeyecek, içimizde bizden olanlar bize en büyük zarar ve ziyaný vererek, helâk olmamýza zemin hazýrlayacaklar.
Bu ayki dosyamýzda bu çok açýk bir þekilde görülecektir. Ýslâm âleminin, idarecisin–den, ilim ehline, yazarýndan, çizerine, iþ adamýndan esnafýna kadar hangi durumlara düþtüðünü ve kendi kendinin ipini nasýl çektiðini açýk bir þekilde göreceðiz.
Ýslâm ümmetinin fertleri ve kurumlarý öyle bir noktaya gelmiþtir ki, yukarýdaki hadis–i þerîfin mânasýna uygun hareket etmektedirler. "Kendi aralarýnda birbirlerini helâk edecekler." Maalesef bu durumu bizzat yaþamaktayýz.

GEÇMÝÞ KAVÝMLERÝN BAÞINA
GELENLERDEN DERS ÇIKARMAK

Geçmiþ kavimlerle ilgili haberlerin en doðru kaynaðý hiç þüphesiz ki Kur'an–ý Kerîm'dir. Kur'an–ý Kerîm birçok âyetinde bize geçmiþ kavimlerden haberler vermektedir. Bu haberler bize niçin veriliyor? Eðer niçin verildiðini akýl edemiyorsak, onun cevabýný da Kur'an–ý Kerîm veriyor:
"Andolsun onlarýn (geçmiþ peygamberlerin ve ümmetlerin) kýssalarýnda akýl sahipleri için pek çok ibret vardýr..." (11)
Geçmiþ ümmetlerin içinde en çok zikredilen, bize kýssasý en çok anlatýlan Ýsrailoðullarýdýr. Ýsrailoðullarýnýn bir baþka bir özelliði de bütün âlemlere üstün kýlýnmýþ olmalarýdýr. Ne var ki, itaatsýzlýklarý, isyanlarý, fitne ve fesatlarý yüzünden bu üstünlükleri ellerinden alýnýp, lânete uðratýlmýþlardýr.
Âyet–i kerîmenin hitap ettiði akýl sahipleri olarak, Ýsrailoðullarýndan gerekli dersi almak durumundayýz. Ders alýp da Kur'an ve Sünnet üzere yaþayan akýl sahiplerine ne mutlu ki, kurtuluþ kervanýnda kendilerine yer bulmuþlardýr. Ders almayýp da onlarýn yolundan gidenler de, Ýsrailoðullarý ile birlikte lânete uðradýlar. Son birkaç yüzyýldýr Ýslâm ümmeti, özünü, inancýný ve imanýný kaybederek, Ýsrailoðullarýnýn baþýndan geçenlerden ders almak yerine onlarýn yolundan gider oldu. Sonuç olarak da hem bu dünya hem de ebedî hayatlarýný kaybettiler.

LÝDERLER, ÖNDERLER VE TOPLUMUN ÖNÜNDE YÜRÜYENLER

Müslüman Türk milletini tarih sahnesinden silme operasyonu karþýsýnda toplumun önünde yürüyen liderler ne yapýyor? Ne gibi faaliyetler yapýyorlar, üzerlerine aldýklarý görevleri yerine getirebiliyorlar mi? Ne yazýk ki hayýr diyeceðiz, çünkü liderliðin hakkýný veremiyorlardý ondan. Þimdi bir lider ve çevresinin nasýl olmasý gerektiðine bir bakalým.
Lider ve lider çevresinin yaklaþýmýnýn en güzel örneði, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile etrafý arasýnda gözlenmektedir. Bir iki örnek vererek, bir lider, baþkan, imam, hoca vs. ile etrafýnda bulunanlarýn iliþkileri nasýl olmalýdýr sorusunun en güzel örneðini Asr–ý saadette arayalým.
Yer Medine… Münafýklarýn reisi Ýbn Selûl ölmüþtür. Haberi alan Resûlullah, cenazenin bulunduðu yere gider. Yanýnda bir dost, bir arkadaþ ve bir emir eri olan Ömer var. O, Ömer ki, adam gibi adam, tam Resûl–i Ekrem'e vezir olacak türden, bütün insanlýk tarihine örnek olacak bir dev. Resûl–i Ekrem, cenaze namazýný kýldýracak. Hz. Ömer diretir:
–Ya Resûlullah! Bu adam bize yapmadýðýný býrakmadý, bu adam münafýklarýn reisi. Bu adam mü'minlerin baþýna gelen belâlarýn, fitne ve fesatlarýn kaynaðý. Ýslâm'a karþý nerede bir hareket varsa, altýnda bu adamýn adý var." Resul–i Ekrem kararlýdýr:
"Ya Ömer! Bilsem ki yetmiþ defa tevbe istiðfar edeceðim ve bu adam kurtulacak, bu adamýn kurtuluþu için istiðfar ederim."
Ýþte Rahmet Peygamberi, iþte kâinatý aydýnlatacak ýþýk. Fakat Ömer kararlýdýr:
– Anam, babam sana feda olsun yâ Resûlullah!" der ve efendimizin cübbesinin eteðine yapýþýr. Sonuçta Efendimiz cenaze namazýný kýldýrýr. Cebrail Aleyhisselâm ilâhî emri getirir. Bundan sonra münafýklarýn cenaze namazlarýnýn kýlýnmasý yasaklanýr. Ömer haklý çýkmýþtýr. Burada Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanýlmamýþtýr. O bunu yapacaktý; çünkü onun her hâlinde insanlýk için bir ibret vardý. Bu hâdise mü'minlere ders olacaktý ve oldu.
Yer Bedir kuyularýnýn baþý... Hz. Ömer yine muhalefette; düþüncesini hak bildiði þeyi sonuna kadar savunuyor. Yine Ömer'in dediði olmuyor. Bir zaman sonra Ömer iki arkadaþý aðlar vaziyette buluyor.
–Anam babam sana feda olsun yâ Resûlullah üzülmene ben mi sebep oldum?
–Sen haklý çýktýn yâ Ömer. Ateþ, þu yanýnda durduðun aðaç kadar bize yaklaþtý..."
Yer yine Medine, bu sefer savaþ hazýrlýðý var… Düþman Medine'de mi karþýlanacak yoksa Uhud'da mý? Kâinatýn Efendisi ýsrar ediyor:
"Medine de karþýlayacaðýz." Bir kýsým ashab "Medine dýþýna çýkalým." diyor. Çok ýsrar ederler ve istiþare neticesinde ashabýn dediði kabul edilir. Ordu hazýrlanýr; Medine'nin dýþýna çýkýlacak. Resûl–i Ekrem de hazýrlandý. Ashab Resûlullah'ýn üzerine çok gittikleri düþüncesi ile üzüldü.
–Yâ Resûlullah! Senin dediðini yapalým. Düþmaný Medine'de karþýlayalým. Seni üzdük bizi baðýþla."
"Hayýr, karar verilmiþtir, çýkacaðýz."
Ýþte örnek lider, iþte onun örnek etrafý. Adam gibi adamlar. Bir tarafta hata yapma þansý olmayan, vahiyle destekli peygamber; ama diðer yaný ile insan. Ve etrafýnda o güzel insanlar.
–Yâ Resûlullah! Bu senin fikrin mi yoksa vahiy mi? Vahiy ise teslimiz, tartýþma, müzakere, istiþare yok. Ama senin fikrinse izin ver, bir istiþare edelim."
Ýþte örnek alýnacak, lider ve etrafý. Bu olaylar bundan bin dört yüz yýl önce meydana geliyor. Bugün toplumun önünde yürüyenlerle kýyaslanamayacak bir durum. Bugün toplumun önünde yürüyenler her þeyin en iyisini bilirler (!) Onlarýn fikirleri tartýþýlmaz. Ya çevrelerindeki yalakalar… Onlar da þakþakçý olduklarýndan fikir beyan edemezler. Her þeye eyvallah çekerler. Özellikle de Ýslâm inancý ile yoðrulanlara ne demeli?
Resûlullah'a karþý fikir beyan edenler, hiçbir zaman Resûl–i Ekrem'e karþý en küçük bir saygýsýzlýkta bulunmadýlar. Ama doðru bildikleri doðrularý da hiç çekinmeden beyan ettiler. Ýþte örnek alýnacak lider ve çevresindeki adam gibi adamlar. Bugün ne kadar çok ihtiyacýmýz var bu anlayýþa deðil mi?

Ebû Hanîfe
akýlsýz mýydý?
Devrin hükümdarý, lideri, halifesi ona makam, mevki teklif ediyor. "Ülkenin kadýlýk makamýna getirelim seni" diyorlar. Bugünkü kýyasla, Diyanet'ten sorumlu devlet bakaný, Anayasa Mahkemesi baþkaný, Diyanet Ýþleri baþkaný… Bu makamlara denk düþen bir makam… Ne diyor, bu güzel insan: "Hayýr, ben bu makama layýk deðilim."
Israr ediyorlar, hatta zor kullanýyorlar.
"Niçin kabul etmiyorsun bu makamý. Bu makamý reddetmen halifeye hakaret kabul edilecektir." deniyor. Verdiði cevap hukuk sistemine kaynak olacak türden:
"Beni bu ülkenin kadýlýðýna lâyýk görenlere, ben bu göreve lâyýk deðilim diyorum. Bana güveniyor ve beni bu makama lâyýk görüyorsanýz, sözüm doðrudur; ben bu göreve lâyýk deðilim. Yok, eðer bu göreve lâyýðým; ama yalan söylüyorsam, yalancýlardan kadý olmaz, o zaman hiç lâyýk deðilim."
Sonuç olarak, idare ile geçinemez. Hak bildiðini söylemekten geri durmaz ve sonuçta zindanda þehit olur. Ýþte adam gibi adam… Bugün yukarýda saydýðýmýz makamlarý elde etmek için insanlarýn neler verebileceðini varýn siz hesap edin.

Maddi çýkar için istismar
Bir cemiyet, bir grup, bir dergi, bir gazete, bir yayýn grubu vs. Varlýðýný yerin altýndakilere ya da yerin üstündekilere dayandýrmýþ... Bir dergi veya gazete çýkýyor. Bakýyorsun ki, hiç alâkasý yokken geçmiþte Hakk'ýn rahmetine kavuþmuþ bir güzel insaný anýyor. Yahu kardeþim, bayram deðil seyran deðil, niçin bu güzel insaný anýyorsun. Vefat yýl dönümü deðil, ya ne? Onu kullanarak rant elde etme sevdasý. Sonra çýkýyor, "biz þöyle hizmetteyiz böyle hizmetteyiz." diyor. Yalan...
Kutlamalar… Kutlamalar… Ölçüsü kaçmýþ, medyatik kutlamalar… Hâþâ, Allahu Teâlâ Hazretleri ne kör, ne de saðýrdýr. Seni görmüyor mu, seni duymuyor mu ki, kutlamayý reklamla yapýyorsun. "Bak, ben kutluyorum haa..." dercesine. Toplantýlarda, merasimlerde en önde poz verenler, siz önde olmazsanýz (hâþâgöz kırpma Allah sizi görmeyecek mi? Elbette görecek. Sizin için Allahu Teâlâ'nýn görmesi, bilmesi önemli deðil; önemli olan kamuoyunun görmesi, ya da ölenin makam ve mevkisi iyi ise, geriye býraktýklarýnýn görmesidir. Ýþte toplumun bozulmasýnýn, iþlerin rayýndan çýkmasýnýn ana sebeplerinden biri de istismardýr. Hem de en aðýr bir þekilde istismar.

Toplumun önünde yürüyenlerin
çevresinde kimler bulunmalý?
Toplumun önünde yürüyenler, insanlara rehberlik yapanlar etraflarýna dikkat etmek mecburiyetindedirler. Bunlar her mevsim deðiþiminde yapraklarýný deðiþtiren bitkiler gibi olurlarsa, gerçek önderler olamazlar. Bunlar olsa olsa yapraklarý dökülen mevsimlik bitkiler olurlar. Burada da en güzel örnek Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in etrafýnda görülmektedir. Hiç ama hiç fire vermediler. Etrafýndakilerden bir tek kiþi dahi çözülmedi. Ondan sonra gelenler de etraflarýndan fire vermedi sayýlýr. Verdilerse de, genellikle suç ayrýlanda idi. Son yüzyýla baktýðýmýzda dehþete düþmemek elde deðil. Toplumun önünde yürüyen önder m........, her mevsim yaprak deðiþtirir gibi etrafýndakileri deðiþtiriyorlar. Sormak lâzým: Niçin bu kadar deðiþiklik? Yanýndan ayrýlanlar arkandan konuþuyor; niçin konuþuluyor? Uzaktan davulun sesi hoþ gelir. Yakýnýna gelince davulun sesinin hoþ olmadýðý görülüyor ve kopmalar baþlýyor. Bir de beklediði menfaati bulamayanlar ayrýlýyorlar.
Ýþte en büyük yaralarýmýzdan biri de budur...

ÝLÝM EHLÝNÝN ÝLMÝ PARA KARÞILIÐINDA SATMASI

Yaþadýðýmýz dünya öyle bir hâl aldý ki, dünyevî bir çýkar olmadan ne kitap yazýlýr ne de ilmî bir faaliyet meydana gelir oldu. Yazýlan eserlerin tamamýna yakýný dünyalýk menfaat elde etmek için yazýlýnca, yazýlan eserden bir sonuç beklemek de imkânsýzlaþýyor.
Þu sorunun cevabý bütün konuyu aydýnlatmaya yeter de artar bile. Büyük Ýslâm âlimi Ýmam Gazalî'nin muhteþem eseri "Ýhyâu ulûmi'd–dîn", özellikle son elli yýlda ülkemizde kaç kiþiyi ya da kurumu ihya etti, biliyor musunuz? Ne bitmez hazine! Bir "Ýhyâ"dan onlarca kitap türetilerek deðiþik isimler altýnda pazarlandý. Ceplerini doldurdular. Ýmam Gazalî bu eserini acaba niçin yazmýþtý? Evet, bütün dikkatinizi bu soruya çekiyoruz. Ýmam Gazalî, "Ýhyâ"sýný niçin kaleme aldý? Ne dersiniz, para kazanmak için mi? Elbette ki hayýr, o bu eserini insanlýðýn hayrýna, insanlýðýn istifadesi için ve elbette ki Allah ve Resûlü'nün rýzasý için yazmýþtý.
O eserini bu gaye ve amaç için yazdýðýndan dolayý yaklaþýk bin yýldýr güncelliðini, þöhretini korumakta ve Allahu a'lem kýyamet sabahýna kadar da koruyacaktýr.
Kendisi bir devdi, eseri de dev bir eser olarak kaldý.
Ya "Mektûbât–ý Rabbânî"nin sahibi, Ýmam Rabbânî Kuddise Sýrruhu ne yaptý? Hayatýnda yüzlerce mektup yazdý, sýrf insanlara hakký anlatmak, yüce gerçeklerden haberdar etmek için. Ya bugün ne yapýlýyor? "Mektûbât–ý Rabbânî"nin muhtelif tercümeleri yapýlmýþtýr. Bunlarýn yine büyük çoðunluðu ticarî gaye ile yapýldýðýndan beklenen sonuç alýnamamaktadýr.

Kitaplarýn üzerine “bu kitabý bir kiþiden
fazlasý okuyamaz yazýlmamýþ”
Evet, geçmiþ büyüklerin eserlerini kaleme alanlar, kitaplarýn üzerine bu kitabý birden fazla kiþi okuyamaz yazmamýþlar. "Her hakký mahfuzdur, yazýlamaz, çizilemez, falan kanuna göre þöyle yaparýz, böyle yaparýz, kýsmen de olsa, az da olsa kopyalanamaz vesaire vesaire..." Bu insanlara sormak lazým, senin bu kadar sahiplendiðin bu eserin sahibine sen ne ödedin?
"Mektûbât–ý Rabbânî"yi tercüme ettin ve sonuna "yazamazsýnýz, çizemezsiniz, aksi hâlde þöyle cezalanýrsýnýz, böyle cezalanýrsýnýz" diye yazdýn. Peki, sen Ýmam Rabbânî Kuddise Sýrruhu Hazretleri'ne ne ödedin? Ödemediysen, onun hakkýný nasýl ödemeyi düþünüyorsun? Ýþte mesele burada… Bozulmanýn, yozlaþmanýn daniskasýný yaþýyoruz. Bir yanda dehþet bir eser ve müellifi. Diðer yanda onu istismar eden, ondan dünya menfaati uman biri, birileri... Eseri yazan zat ve makamý, yüce... Þimdi onu tercüme edip yayýnlayanlar da cüce olsa gerek... Yüce Ýslâm dininin mensuplarý niçin geri kaldý? Bu sorunun bir cevabý da buradadýr.
Günümüz dünyasýnýn yazarlarýnýn, çizerlerinin, eli kalem tutan ilim adamlarýnýn yine büyük çoðunluðunun, ekonomik bir çýkar ve menfaat olmadan yazý yazmayacaklarý açýk bir gerçektir. Para karþýlýðý yazýlan yazýdan da hayýr gelmediði için ilim dünyamýz sakat kalmýþ, iþlevini yapamaz durumdadýr. Ýþte bu nedenledir ki, Ýslâm dini mensuplarý olarak beklenen atýlýmý yapamaz hâldeyiz.

Ýslâm coðrafyasýnda bir olay yaþansa
hemen o olaydan maddî çýkar elde etme

planlarý yapýlýr
Ýslâm coðrafyasýnda yaþanan olumsuzluklar, meydana gelen hâdiselerin en kýsa zamanda suiistimalleri yapýlýr. Örneðin; Filistin, Çeçenistan, Afganistan ve Bosna Hersek'te bir olay meydana gelse veya bir mü'min þehit olsa hemen "onun þahsýný ya da olayýný nasýl ranta dönüþtürürüz", bunun hesap ve planlarý yapýlýr. O kahramanýn veya olayýn ya kitabý yazýlýr, yukarýda yazdýðýmýz gibi, bu kitabý bir kiþinin dýþýnda kimse okuyamaz. Onun haricinde her þey yazýlýr ve hemen satýþa sunulur. Ya bir ses kaseti, VCD'si veya sinema filmi yapýlýr ve satýþa sunulur. Gündem olduðu için de iyi prim yapar ve cüzdanlar dolar. Eli kalem tutan ve þu an pusuda bekleyen birçok kalemþor vardýr ki, Ýslâm âleminde bir olayýn meydana gelmesini bekliyor; o olayý ranta dönüþtürecek. Ýþte en büyük yaralardan bir yara da budur... Bunca yaþanan hâdise Ýslâm ümmetine niçin tesirli olmuyor? Ýþte bundan dolayý tesirli olmuyor. Hâdiseleri ticarî metâ olarak kullandýðýmýz için, hâdiseler insanlar üzerinde etkili olmuyor. Bundan bin dört yüzyýl öncesine gidelim ve bakalým; hâdiseleri o güzel insanlar nasýl görmüþ, deðerlendirmiþ ve sonuç ne olmuþtur?
Allah Resûlü'nün yýldýzlara eþ tuttuðu sahâbesinden biri anlatýyor:
"Bi'rimaûne gününde müslümanlardan biri beni Ýslâm'a davet etti. Beni Ýslâm'a davet eden adamýn iki omzu arasýna mýzraðýmý sapladým! Mýzraðýmýn adamýn göðsünden çýktýðýný gördüm. Adamýn aðzýndan þu sözler çýktý.
"Vallahi kazandým!"
Kendi kendime: "Adamý öldürdüm, acaba ne kazandý? Kazanan ben, kaybedense o…" dedim.
Mýzraðýmý çýkardým. Dahhâk'ýn yanýna gittim. Öldürdüðüm adamýn "Vallahi kazandým!" dediðini anlattým ve bu sözüyle ne demek istediðini sordum.
Dahhâk: "O öldürdüðün adam, "cenneti kazandým" demek istiyordu." dedi. (16)
Dahhâk ile birlikte adamýn yanýna gittik, gördüðümüz manzara karþýsýnda dehþete düþtük. "Vallahi ben kazandým!" diyen þehit sahâbînin cesedi gökyüzüne doðru yükselmekte idi. Bu durumu gören Dahhâk, bana müslüman olmamý tavsiye etti ve ben de müslüman oldum.
Onlar, canlarýný ve mallarýný birileri ya da kendileri dünyalýk kazansýn diye vermediler. Onlar Allah'ýn rýzasýný kazanmak için ölüme, sevgiliye koþar gibi koþtular. Onlarýn ölüme koþmalarýna þahitlik eden arkadaþlarý da yaþadýklarýný, hatýratlarýný para karþýlýðý satýp kazanç elde etmek için anlatmadýlar. Ya da sonra gelenlere kitap, kaset, CD, VCD, film yapýp, dünyalýk elde etsinler diye yazmadýlar, bize nakletmediler. Vallahi onlar kazandý, biz kaybettik. Onlarýn hatýratlarýndan utanma zamanýdýr. Onlarýn ruhaniyetlerinden özür dileme zamanýdýr. Yoksa helâk olacaðýmýz zaman yakýndýr.
Seminerler, paneller, konferanslar, sohbetler para ile yapýlýr oldu. Para karþýlýðý konuþuluyor, para karþýlýðý anlatýlýyor. Güzel insanlarýn yaþadýðý olaylarý, terleri ile kanlarý ile yazdýklarý olaylarý biz ticaretimize âlet ettik. Ticarî kazanç elde etmek için anlatýyoruz veya dünyalýk bir çýkar ve menfaatimiz için kullanýyoruz.
Bütün bunlarý yaparken elde ettiðimiz ticarî kazançlarý insanlar için, mü'minler için kullanýlsa yani ticarî metâý bir araç olarak kullanýlsa, bu da ehveniþer olarak kabul görecek; ama ne yazýk ki biz bunlarý dünyaya daha çok baðlanmak, dünyalýk elde etmek için amaç olarak kullanmaktayýz.
O güzel sahâbînin göðe kaldýrýlýþýný dünya menfaati elde etmek için anlatan, yazan kiþi, elde ettiði dünyalýk ile kendine ya lüks bir ev, lüks bir araba, lüks bir hayat ve o lüks hayatýn araç gereçlerini temin için vasýta olarak kullanýyor. Allah aþkýna aklýselim düþünelim; bu vaziyette müslümanlarýn baþarýlý olmalarý mümkün müdür? O güzel insanlarýn sýrtlarýndan rant saðlayarak, saltanat sürerek nereye varacaðýz?
Filistin'de on yaþýnda bir çocuk þehit edilir, hemen onun ticaretine giriþilir. Çeçenistan'da bir þehadet yaþanýr, hemen onun ticareti düþünülür. Hey Allah'tan korkmayanlar, bari kullardan utanýn! Filistin'deki o küçük yavru bir þiir okudu, o bile ticarî suiistimal yapýldý. Yapýldý yapýlmasýna; ama o küçük kýz "Utanýn! Utanýn! Utanýn!" diye baðýrýrken bu sözüyle, "Benim bu durumumdan ticaret umanlar, beni ticaret konusu yapanlar sizler de utanýn!" diyordu.
Kur'an'ý para karþýlýðý satanlar, bilgisini para karþýlýðý satanlar, sesini para karþýlýðý satanlar ile vücudunu para karþýlýðý satanlar arasýnda bir fark var mý? Kâinatýn Efendisi insanlýða býraktýðý Kur'an–ý Kerîm'den telif istedi mi? Dünyalýk peþinde koþtu mu? "Sünnet–i seniyyemden dünyalýk elde edin." dedi mi? Ondan sonra gelenler, müçtehit imamlar "Eserlerimizin telif hakký þudur, ailemize, yakýnlarýmýza veya þuna buna, þu kadar telif ödenecek." dediler mi? Ýmam Gazalî eserlerinden kaç para telif aldý? Ýmam Rabbânî, mektuplarýný para için mi yazdý da þimdi onu tercüme edenler, "Þu kadar para verirseniz, yayýn izni veririm yoksa vermem." deme hakkýný nereden alýyorlar.
Bu yol Allah ve Resûlü'nün yolu deðildir. Bu yol Ýmam Rabbânîlerin, Abdülkadir Geylânîlerin yolu deðildir. Bu yol Karunlarýn, Ýbn Selûl'lerin yoludur.

ÝLÝM EHLÝNÝN DURUMUNU
ÝMAM RABBÂNÎ ANLATIYOR

Günümüzde bizleri en çok yanýltan, ilim ehli insanlarýn yaptýklarýný ilimleri ile gizlemeleridir. Çok bilgili, çok âlim, çok güzel þeyler yazýyor, çok güzel konuþuyor vb. tespitler, o kiþinin fiili olarak yaþantýsýný göz ardý ediyor. Birkaç örnek verecek olursak:
"Falanca lüks ve israf içinde yüzüyor" denildiðinde, "Sen onun ilmine, bilgisine, sözüne hatta mücadelesine bak, onun bir bildiði vardýr." deniliyor.
Ya da mânevî deðerlerini üç kuruþluk dünya menfaatine deðiþtiði zaman, "Sen onun þu þu iþlerine bak, onun bir bildiði vardýr." gibi sözleri çokça duyuyoruz. Bu tespitten sonra bir büyük insana kulak verelim. Hem de öyle bir insan ki, sanki yukarýdaki olaylarý yaþayacaðýmýzý biliyordu da dört yüz sene evvelinden bize mesajýný veriyor. Bakýn, dünyayý seven, dünyalýk peþinde koþan, ilim ehli, lider, yazarçizerler için ne buyuruyor.
"Âlimlerin dünyaya olan düþkünlüðü, güzelliklerinin yüzünde bir lekedir. Bu gibi âlimlerin ilmi halka fayda saðlasa da kendilerine fayda saðlamaz. Her ne kadar dinin güçlenmesi bunlarýn omuzlarýna býrakýlmýþsa da buna itibar edilmez. Zira dini takviye bazen zalim ve günahkâr kimselerin eliyle olabilir. Nitekim Peygamber Efendimiz Allah'ýn salât ve selâmý onun üzerine olsun:
"Þüphesiz Allah dini günahkâr bir adamla da destekleyebilir." buyurmuþtur. (17)
Ýlim ehlinin durumu, sadece kendilerini ilgilendirmediði, bütün mü'minleri ilgilendirdiði için tüm cemiyetin düzeni bozuluyor. Ýmam Rabbânî Hazretleri bu mektubunda bu durumu çok açýk bir ifade ile anlatmýþ. Bu tür ilim ehlinin lânetlendiðini beyanla buyuruyor ki:
"Peygamber Efendimiz Allah'ýn salât ve selâmý onun üzerine olsun þöyle buyurmuþtur:
"Kýyamet günü insanlarýn en þiddetli azap göreni, ilmi kendisine fayda saðlamayan âlimlerdir."
Nasýl bu âlimlerin ilmi kendilerine zarar vermesin ki! Allah katýnda en deðerli þey olan ilim rütbesini alçak dünyanýn mal, mevki, eþ, dost ve makam gibi gelip geçici menfaatlerini saðlama aracý hâline getirmiþlerdir. Halbuki dünya Allah katýnda çok deðersiz bir þey olup, yaratýklarýn en çok nefret edilenidir. Allah katýnda alçak olaný üstün görüp, üstün olaný alçaltmak çok büyük bir kabahattir. Hatta gerçekte Allah'a karþý gelmek anlamýna gelir." (18)
Ýmam Rabbânî Kuddise Sýrruhu Hazretleri, ilim ehlinin dünya peþinde koþmasýný çok tehlikeli bulmaktadýr. O derece ki, dünya düzeninin bozulmasýna sebep teþkil edecek kadar tehlikeli. Onu dinleyelim:
"Hakikaten þeriat iþlerinde baþ gösteren her zaaf Ýslâm milletini üstün kýlma konusunda gösterilen her kusur; daima kötü âlimlerin bereketsizliði ve niyetlerinin bozukluðu sebebiyle olmaktadýr.
Bunun aksine eðer âlimler dünyaya düþkünlük göstermez ve makam, riyaset, mal ve üstünlük tutkularýndan selâmet bulurlarsa, iþte onlar âhiret âlimleri ve Peygamber varisleridir. Ayrýca onlar yaratýlmýþlarýn en üstünleridir. Kýyamet günü mürekkepleri, Allah yolunda þehit olan kimselerin kanlarýyla tartýlacak olan talihliler bunlardýr. "Âlimin uykusu ibadettir" sözü bunlar için geçerlidir. (19)

RESÛLULLAH:
DÜNYAYI VE DÜNYANIN MAL,

MÜLK VE SALTANATINI AÞAÐILAMIÞTIR

Allah'ýn resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem dünyayý ve dünya ziynetini, mal, mülk, para, saltanat, þan, þöhret gibi dünyalýklarý elinin tersiyle itmiþ ve bütün bunlarý aþaðýlamýþtýr.
Sehl b. Sa'd Radýyallahu Anh anlatýyor:
"Biz hac sýrasýnda Zülhuleyfe'de Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraberdik. O birden, þiþtiði için ayaðý havaya kalkmýþ bir davar ölüsüyle karþýlaþtý. Bunun üzerine:
"Þu lâþenin, sahibine ne kadar deðersiz olduðunu görüyor musunuz? Nefsimi elinde tutan Zâtý Zülcelâl'e yemin olsun ki, þu dünya, Allah yanýnda, bunun, sahibi yanýndaki deðersizliðinden daha deðersizdi.. Eðer dünyanýn Allah katýnda sivrisineðin kanadý kadar deðeri olsaydý, kâfire ondan ebediyen tek damla su içirmezdi" buyurdu." (20)
Allah katýnda bu derece deðersiz olan bir dünyayý, en deðerli varlýk yerine getirmenin izah edilir ve anlaþýlýr bir yaný var mýdýr?
Bir baþka hadisi þerifi de Ebû Hüreyre Radýyallahu Anh anlatýyor:
"Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
"Dünya mel'undur, içindekiler de mel'undur; ancak zikrullah ve zikrullah'a yardýmcý olanlarla âlim veya müteallim olanlar hâriç." (21)
Dünyanýn ve onun içindekilerin mel'un olduðu açýk bir ifade ile bildirilmektedir. Zamanýmýzda birçoðumuzun düþtüðü durum çok acý bir þekilde gözler önündedir. Allah'ýn resûlü'nün mel'un dediði þeye biz dört elle sarýlýyoruz. Sarýlmakla kalmýyor, eþimizi, dostumuzu, mü'min kardeþlerimizi, bu mel'una deðiþiyoruz. Hatta imanýmýzý bu mel'una satýyoruz. Mel'una deðer veriyor, inançlarýmýza deðer vermiyoruz.

RESÛLULLAH DÜNYAYI ELÝNÝN TERSÝ ÝLE ÝTTÝ

Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, dünyanýn rahatýný, saltanatýný ve lüksünü elinin tersiyle itmiþtir. Yolundan gidecek ümmetine, mü'min kardeþlerine de dünyayý ellerinin tersleriyle itmelerini tavsiye etmiþtir. Resulullah ve Ashabý dünyayý reddetmiþlerdir. Bunu anlatan bir olayý Ýbn Mes'ûd'dan dinleyelim.
Ýbn Mes'ûd Radýyalllahu Anh þöyle anlatýyor:
"Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanýna girdim. Onu bir hasýr örgünün üzerinde uyurken buldum. Hasýr, vücudunun açýk olan yan taraflarýnda izler býrakmýþtý.
"Ey Allah'ýn resûlü!" dedim, "Sana bir yaygý temin etsek de hasýrýn üstüne sersek; onun sertliðine karþý sizi korusa!"
Allah'ýn resûlü þöyle buyurdu:
"Ben kim, dünya kim?! Dünya ile benim misâlim, bir aðacýn altýnda gölgelenip sonra terk edip giden yolcunun misâli gibidir." (22)
Biz mi daha akýllýyýz yoksa Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem mi? O kendisini dünyada bir yolcu gibi görüyor. Devrinin bütün hükümdarlarý, lüks ve saltanat içinde yaþarken, kendisi sade bir yaþamý seçmiþ, dünyanýn rahatýný ebedî âlemin rahatý için terk etmiþtir. Ya þimdi onun ümmeti olma iddiasýnda olanlar... Ya onun varisi olma iddiasýnda olan ilim ehli... Siz kim ona varis olmak kim?! Dünyanýn lüks ve saltanatý içinde ona varis olunmaz.

Resûllah:
"Dünya tatlý ve hoþtur,
ondan sakýnýn.”
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem defalarca dünyadan sakýnmayý bildirmiþtir. Biz de ýsrarla sakýnmayacaðýmýzý haykýrmakta, hâþâ âdeta Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e isyan etmekteyiz. Bir güzel insandan dinleyelim; Ebû Saîd Radýyallahu Anh anlatýyor:
"Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
"Dünya tatlý ve hoþtur. Allah sizi ona vâris kýlacak ve nasýl hareket edeceðinize bakacaktýr. Öyleyse dünyadan sakýnýn, kadýndan da sakýnýn! Zira Benî Ýsrâil'in ilk fitnesi kadýn yüzünden çýkmýþtýr." (23) Hadisi þerif bizi uyarýrken, ayný paraleldeki bir âyeti kerîme de bizi uyarýyor. Geçmiþte Musa Aleyhisselâm ile Ýsrailoðullarýnýn yaþadýðý hâdiseler, bize ders alalým diye bildirilmektedir. Mevlâ Teâlâ buyuruyor ki:
"Onlar da 'Sen bize peygamber olarak gelmeden önce de geldikten sonra da bize iþkence edildi.' dediler. 'Umulur ki, Rabbiniz düþmanýnýzý helâk eder ve onlarýn yerine sizi yeryüzüne hâkim kýlar da nasýl hareket edeceðinize bakar.' dedi." (24)
Hadisi þerifte dünyanýn bize Allah tarafýndan varis kýlýnacaðýný, varis kýlýndýktan sonra, daha açýk bir ifade ile dünyanýn nimetleri bize verilecek ve sonra da bu nimetler karþýsýnda ne durumdayýz bakýlacak ve ona göre hakkýmýzda hüküm verilecek. Eðer þükretmez ve verilen nimetin hakkýný vermezsek, kesin olarak helâk olacaðýz. Bunun en güzel örneði âyeti kerîmede anlatýlmaktadýr.
Firavun Ýsrailoðullarýna zulüm ve iþkence ediyordu. Allah, Ýsrailoðullarýný Firavun'un zulmünden kurtardý ve onlara dedi ki: "Þimdi sizi bu aðýr iþkence ve zulümden kurtararak büyük nimetlere kavuþturdum. Bakalým ne yapacaksýnýz, þükür mü edeceksiniz yoksa nankörlük edip eskiyi unutacak ve yine sapýtacak mýsýnýz?" Ýsrailoðullarý verilen nimetin kýymetini bilemedi ve sapýttý. Sonuç olarak hüsrana uðradý.
Ayný durum Ýslâm ümmetinin baþýnda bulunmaktadýr. Hadisi þerif ile âyeti kerîme birbirlerine tam mânasý ile paralellik arz etmektedir. "Dünya tatlý ve hoþtur, Allah sizi ona varis kýlacak ve nasýl hareket edeceðinize bakacak..." Eðer Resûlullah'ýn yolundan gider ve Allahu Teâlâ'nýn bir sinek kanadý kadar deðer vermediði dünyaya biz de deðer vermezsek, o zaman kazandýk demektir. Allahu Teâlâ'nýn sinek kanadý kadar deðer vermediði bir þeye, biz hayatýmýz pahasýna sarýlýr ve deðer verirsek, o zaman isyan etmiþ oluruz. Mevlâ'mýzýn deðersiz dediði þeye biz (hâþâgöz kırpma "Ey Rabbimiz! Sen deðersiz diyorsun; ama biz seni dinlemiyor, onu deðerli kabul ediyoruz." diyerek kendi sonumuzu hazýrlýyoruz. Bugün bu durumu açýk bir þekilde yaþamaktayýz.

Resûllah’ýn aðladýðý
olaya biz gülüyoruz
Kâinatýn Efendisi'nin ashabý gökteki yýldýzlar gibidir. Bir insan yýldýzlara ulaþabilirse, o güzel insanlarýn makamýna da ulaþabilir. Yýldýzlara ulaþmanýn imkâný yok, iþte onun gibi de o güzel insanlara ulaþmanýn mümkünü yoktur.
Büyük bir þahsiyet, Uhud þehitlerinden...
Bir gün Kâinatýn Efendisi Medine'de gölgelik bir mekânda ashabý ile sohbet ediyor. Buradan sonrasýný Hz. Ali Radýyallahu Anh'dan dinleyelim:
"Biz Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte otururken uzaktan Mus'ab b. Umeyr göründü; bize doðru geliyordu. Üzerinde, deri parçasý ile yamanmýþ bir bürdesi vardý. Resûlullah onu görünce, Mekke'de iken giyim kuþam yönünden yaþadýðý bolluðu düþünerek aðladý. Sonra da þunu söyledi:
"Gün gelip de sizden biri sabah bir elbise, akþam bir baþka elbise giyse, önüne yemek tabaklarýnýn biri getirilip diðeri kaldýrýlsa ve evlerinizi de halý ve kilimlerle Kâbe gibi örtseniz, o zaman nasýl olursunuz?" Orada bulunanlar dediler ki:
"O gün, biz bugünümüzden çok daha iyi oluruz. Çünkü hayat külfetimiz karþýlanmýþ olacak, biz de ibâdete daha çok vakit ayýracaðýz."
"Hayýr!" dedi Allah'ýn resûlü, "Bilakis siz bugün o günden daha iyisiniz." (25)
O Mus'ab ki, Mekke'nin en zengin ailelerinden birinin çocuðu idi. Ailesi bir istediðini geri çevirmezdi. Rivayet edilir ki, uzun ve bakýmlý saçlara sahipti, saçlarýnýn bakým malzemesi uzak memleketlerden, ayaðýna giydiði terlikler bir baþka yerden, elbiseleri de bir baþka yerden getirilirdi. Yaþlýsý ile genci ile bütün Mekke halký Mus'ab'a hayrandý ve gýpta ile bakardý. O Mus'ab böyle bir hayatý býraktý, yukarýda anlattýðýmýz gibi maddî planda sefil bir hayatý tercih ederek, Allah ve Resûlü'nün yolunu seçti.
Ýþte gidilecek yol, Mus'ab'ýn yoludur; Ebû Cehillerin, Karunlarýn yolu deðil...
Kâinatýn Efendisi'nin dünyaya ve içindekilere karþý tavýr ve bakýþýna baktýktan sonra bir de bugünümüz insanýn tavýr ve bakýþýna bakýldýðýnda aklýselim sahipleri ne düþünüyor acaba?
Bir yanda Allah ve Resûlü'nün dünyaya bakýþlarý, diðer yanda günümüz insanýnýn dünyaya bakýþý. Bu tavýr ve bakýþ deðiþmezse, helâk yakýndýr. Çünkü Allah ve Resûlü'nün ak dediðine biz kara diyoruz, kara dediklerine de ak diyoruz. Bu açýk bir isyandýr, neticesi de lânetlenmektir. Allah gerçek mü'minleri korusun... (Amin)

Dipnotlar:
1–Kazým Karabekir, Paþalarýn Kavgasý Ýnkýlap Hareketlerimiz, Emre Yayýnlarý, 4. baský, Ýstanbul 1995, s.163
2– Kazým Karabekir, Paþalarýn Kavgasý Ýnkýlap Hareketlerimiz, Emre Yayýnlarý, 4. baský, Ýstanbul 1995, s. 143
3– Kazým Karabekir, Paþalarýn Kavgasý Ýnkýlap Hareketlerimiz, Emre Yayýnlarý, 4. baský, Ýstanbul 1995, s. 165
4– Kazým Karabekir, Paþalarýn Kavgasý Ýnkýlap Hareketlerimiz, Emre Yayýnlarý, 4. baský, Ýstanbul 1995, s. 143.
5– Kazým Karabekir, Paþalarýn Kavgasý Ýnkýlap Hareketlerimiz, Emre Yayýnlarý, 4. baský, Ýstanbul 1995,s. 146
6– Said Nursi, Tarihçe–i Hayat, Sözler Yayýnevi, s.132
7– Ülkü Müht. Mahfili 1952–1953, seneleri çalýþma rehberi. Rap. Süha Selçuk Basýmevi
8– Bilgi Locasý Neþrýyatý, N.1, Kürtüncü Matbaasý, Ankara, sh.74
9– Hikmet Tanyu, Tarih boyunca Yahudiler ve Türkler, Bilge Yayýnevi, 1979 1. cilt sh.160
10– Hikmet Tanyu, Tarih boyunca Yahudiler ve Türkler, Bilge Yayýnevi, 1979 1. cilt sh.160
11– Yusuf Suresi;111
12– Buharý, Ý'tisam, 14; Müslim,Ýlim,6; Ýbn Mace, Fiten, 17; Ahmed b. Hanbel, 3/84.
13– Buharý, Ý'tisam,14
14– Tirmizi, Ýlim, 5; Ýbn Mace, Fiten, 26; Ahmed b. Hanbel, 4/160; Darimi, Mukaddime, 26/246
15– Müslim, Fiten 19, (2889); Tirmizî, Fiten 14, (2177); Ebu Davud, Fiten 1, (4252)
16– Ýslâm Tarihi – Siret–i Ýbn Hiþam Tercümesi, Tercüme: Hasan Ege, Kahraman Yayýnlarý, Ýstanbul, c.3, s.264
17– Mektûbât–ý Rabbânî, 33. Mektup
18– Mektûbât–ý Rabbânî, 33. Mektup
19– Mektûbât–ý Rabbânî, 33. Mektup
20– Ýbrahim Canan, Kütüb–i Sitte Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, Akçað Yayýnlarý (4110) (7247)
21– Tirmizî, Zühd 14, (2323); Ýbn Mâce, Zühd 3, (4112)
22– Tirmizî, Zühd 44, (2378)
23– Müslim, Zikr 99, (2742); Tirmizî, Fiten 26, (2192); Ýbnu Mâce, Fiten 19, (4000)
24– A'raf;7/129
25– Tirmizî, Kýyamet 36, (2478)



http://www.beyan.com.tr/arsiv/haziran2004/dosyamahmut.htm
Gönderen: 22.02.2006 - 15:58
Bu Mesaji Bildir   ord_prof üyenin diger mesajlarini ara ord_prof üyenin Profiline bak ord_prof üyeye özel mesaj gönder ord_prof üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
omer furkan su an offline omer furkan  
vehbi70 kardesim milliyetci de olsan kardesimsin !
401 Mesaj -
Selamun aleykum
RABBÝMin selami üzerimize olsun..

Vehbi kardesim önecilikle burayi ikili bir tartýmsa ortamina cevirmek istemem.. bu diger kardeslermin hakkýna da mudahale olabilir..

milliyetciligin ana ogeleri üzerinde yukarda bir kac izah yapmissiniz ve kendi türk milliyetciligi anlayisinizi belirtmissiniz ben de bu fikirleri bugune kadar ogrenmis oldugum dini tarihi bilgilerim paralelinde kendime uzak gormus bulunuyorum.. neden uzak gordugumu de yukarda az cok ifade etmis bulunuyorum..

Ayrýca guzel kardesim yazýnýzda
biz diyoruz hebimiz kardeþiz...
siz kardeþ kelimesini kullanmýyorsunuz bile... demisiniz
yukardaki yazýlarýmý da okursanýz ben seni ve burdaki herkesi butun yazýlarýmda hep kardesim olarak adlandirdim.. düsüncelerin benim icin suni olabilir ama RABBÝMe kulluk ediyor musun boynum kildan ince kalir.. ve dikkat edersen guzel kardesim yazýnda oldugu gibi biz ve siz ayrýmý da yapmadým..tahmin edebiliyorum ben milliyetciyim deseydim beni de biz ifadesinin icine alacaktin.. cunku kendine yakýn olarak addettigin ana olcu milliyetci mi deil mi ? ölcusu sanýrým kardesim.

Ýkinci olarak benim alt kimlik uretme gibi bir cabam yok.. kendisini kürt olarak adlandiran 20 milyon insan oldugu soyleniyor.. sen galiba hic ben kürdüm diyen birisi gormedin ya da duymadin kardesim.. eger kürt olsaydým bunu ben soylerdim ama deilim..ve bu insanlar da kendi tarihlerini senin bahsettigin KURTlar diyarý olarak adlandirmiyorlar.. istersen bir de o kardeslerimizin tarih kitaplarýný oku.. ve hem kürt diye bir topluluk olsun bu bizi neden rahatsiz etsin ki ? varsýn o kardesimiz de kendisine kürt desin.. dikkat edersen burada sorun kürt veya turküm demek deil.. sorun bunu bir ideoloji edinmek kardesim!! Ýdeoloji edinmek.. türk milliyetciligi kürt milliyetciligi gibi.. yoksa binlerce toplulugun oldugu buyuk bir hakikattir.. ayrýca turk tarihi olarak adlandirdigin tarihi türkiyede okumus bir insan olarak cok acýnasý býr durum olarak goruyorum kardesim.. türkiyede oyle bir turk tarýhý anlatýlýr ki gencler anca lise yýllarýna geldiginde dunyada farkli topluluklarýnda oldugunu ogrenýr.. sanki butun insanlik orta asyadan gelmis gibi bir tarih cikar karsiniza.. bunu bizzat yasamis bir insanim cunku bu topraklarda okudum.. ve ALLAHa cok sukur ki farkli kitaplar da okuyunca binlerce toplulugun oldugunu örgendik..

kardesim benim icin türklügün veya kürtlügün bir onemi yok. Önemli olan alemlerin RABBÝNE teslim olmus mu ? olmamis mi ? O na kulluk mu ediyor isyan mi ediyor ? benim icin önemli olan bu !! bu bana yeter baska kimlik aramiyorum.. bu arada dikkat et kardesim kendisini kürt olarak adlandiran insanlarý bile cok muteber kabul ettigin tarihi veriler ile kendi kimligin altýna almaya calisiyorsun.. zaten sorun bu tur suni anakronik ( tarih sapmasý ) versiyonlarýndan kaynaklanýyor.. kimin tarihine guvenecegiz ?? kimin verilerine guvenecegiz ?? bir kriter var mi elimizde.. herkes kendi tarihini yazýyor.. yukarda da bahsettim daha dune kadar kesin olarak gorulen bircok tarihi veri yalanlanabiliyor.. cunku tarih asla masum deil ? tarihi insanlar yazar.. insan ise pek unutkandir..

tek krýter olabilir o da sahra kardesimizin de yaptýgý gibi ALLAH in kelami RASULULLLAHin sunnetini rehber edinmek.. kurani ve rasulun sunnetini suni turedi fikirler paralelinde deil kendi anlattiklarý ile okumak..

digerleri bu kriterlerin icinde erir gider.tipki akarsuyun üzerindeki köpük gibi

MÜSLÜMANIN HER ÞEYÝ KANI IRZI VE MALI DÝÐER MÜSLÜMAN ÜZERÝNE HARAMDIR...(hadis sahih-i müslim)
ne irfandýr veren ahlaka yükseklik ne vicdandýr fazilet hissi insanda ALLAH korkusundandýr...

Amenna ve saddakna ! ne guzel bir soz! Ýste bizi birlestirebilecek tek ölcü Ýcinde bidat bir kavram olmayan ALLAH ve rasulunun sözü..

Selam ve dua ile..
Gönderen: 22.02.2006 - 16:23
Bu Mesaji Bildir   omer furkan üyenin diger mesajlarini ara omer furkan üyenin Profiline bak omer furkan üyeye özel mesaj gönder omer furkan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SENCER BEY su an offline SENCER BEY  
RE:
38 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý SaHRa

Selamün aleyküm...

.....

Öncelikle

milliyetcilik nedir?

"Irkcilik" ile "milliyetcilik" arasinda fark varmidir?

Islamin yasakladigi "irkcilik" anlayisi ile burdaki vurgulanan "milliyetcilik" arasindaki fark nedir (varsa) ?

Vatan ve millet sevgisi bir "milliyetcilik" anlayisini kapsar mi? degilse neden öyle algilanmaktadir?

Sanrim bütün mesele bu sorularýn temelinde yatmaktadýr...

Zira "Sahihi Buhari" de "Kisi kavmini sevmekle suclanamaz" rivayeti gecmistir. O halde "kisinin kavmini sevemsi" ile "irkcilik duygusu" birbirinden cok farkli ve ayri kavramlardir ve onu "milliyetcilik" olarak algilamak elbette dogru degildir ..

Nitekim, Vasile bintu Eska'dan rivayet edildiðine göre babasý (Eska) þöyle demiþtir: "Ya Resulullah ýrkçýlýk nedir?" diye sordum. Resulullah (s.a.v.): "Zulümde kavmine yardým etmendir" diye cevap buyurdu...

O halde öncelikle tartisilan bu kavramlarin üzerine durulmasi gerekmez mi?



Selam ve dua ile..


ALEYKÜM SELAM, KIYMETLÝ KARDEÞÝM TABÝÝKÝ TARTIÞMANIN YÖNTEMÝ BELÝRTTÝÐÝNÝZ ÖLÇÜLERDE VE YÖNTEMLERLE OLMALIDIR. DÝKKAT EDERSENÝZ KONU FARKLI MECRALARA ÇEKÝLMEYE ÇALIÞILIYOR, ÝNANIN BU KASITLA YAPILIYOR, BÝR MÜSLÜMAN KARDEÞÝM YUKARIDA BAHSÝ GEÇEN KONULARDAN NASIL KÖTÜ BÝR ANLAM ÇIKARA BÝLÝYOR BUNU DÜÞÜNMEK LAZIM. MÜSLÜMAN TÜRK MÝLLETÝ ÝSLAMIN HÝZMETKARIDIR DÝYORUZ VE BUNUN ÝÇÝN YARIÞIYORUZ BU KÝMÝN NÝYE ZORUNA GÝDER, BUNDAN NASIL FARKLI ANLAMLAR ÇIKARTILIR? IRKÇILIK ÝLE ÝLGÝLÝ DÜÞÜNCELERÝMÝZ ZATEN ORTADADIR.TEKRAR EDÝYORUM, BÝZDEN KORKANLAR BÝZÝ BÝLÝRLER, BÝZ ALLAHI (C.C.) ÇOK SEVÝYORUZ VE ANCAK ONDAN KORKARIZ, BÝZ ZALÝME KARÞI SERT, MAZLUMA KARÞI YUMUÞAÐIZ. HÝÇ BÝR KINAYANIN KINAMASINDAN KORKMAYIZ ALLAHIN ÝZNÝ ÝLE. ALLAHA EMANET OLUNUZ.
Gönderen: 22.02.2006 - 16:34
Bu Mesaji Bildir   SENCER BEY üyenin diger mesajlarini ara SENCER BEY üyenin Profiline bak SENCER BEY üyeye özel mesaj gönder SENCER BEY üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
Omarfurkan kardeşim.e.
919 Mesaj -
VE ALEYKÜMSELAM Omarfurkan kardeþim...
RABBÝMin selami üzerimize olsun...amin cümlemizin...
bak kardeþim...
5 konunun izahýný sözlük anlamýný verdim...
bunlardan miliyetcilik kelimesini açayým!!!
milliyetcilik millet kelimesinden türemedir...
millet demek bir den fazla insanlara millet denir...
burda millet demek bir ýrk ý temsil manasýnda kullanmýyoruz...
yani topluluða verilen ad olarak kullanýyoruz!!!
sonra þu konuda hem fikir olalým baþtaki yazýda ýrk cýlýðýn ne ve kimlerin yapdýðý yazýlmýþ...
ÝSLAMDA takdir edersinki ýrk yoktur!!!
kavim vardýr...
lise öðrencisi deðilim diyorsunuz...
bir yüksek okul mezunu olarak bu sözcük anlamlarýný daha iyi bilmelisiniz!!!

ve biz kelimesini kullanmamdaki amacýmda
yine yukardaki tartýþma konusunda iki farklý görüþ olduðu içindir...
türkçemiz taktir edersinki en eski dillerden olduðu için kelime lerde ekleme ve cýkarmalarda anlamlarý çok deðiþiyor...
(örnek)bizlerin milliyetcilik anlayýþýmýzý hadis i þerifle belirtmeye çalýþtým aþaðýdaki gibi ...
siz hadis i þeriften ne anlam çýkardýnýz bilmiyorum???
MÜSLÜMANIN HER ÞEYÝ KANI IRZI VE MALI DÝÐER MÜSLÜMAN ÜZERÝNE HARAMDIR...(hadis sahih-i müslim)
ne irfandýr veren ahlaka yükseklik ne vicdandýr fazilet hissi insanda ALLAH korkusundandýr...
kardeþim burda kelime oyunlarýný býrakalým!!!
ikili bir tartýþma zemini yaratmayalým...
belirtdiðim beþ kelimeden...
anlayýþa göre sayfalarca yazý çýkar...
bak güzel bir sözle cevap vereyim yine!!!

yaþamak!bir aðac gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeþcesine bu hasret bizim!!!gül
sevgi saygý ve dua ile
Gönderen: 22.02.2006 - 17:52
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mehmetdilsad su an offline mehmetdilsad  
milliyetçilik
1 Mesaj
selamün aleyküm,

'millet' kelimesinin kur'anî manasýyla þu zaviyedeki manasý çatýþýyor. kur'an'da 'millet'e tekabül eden topluluk din baðýyla birbirlerine baðlý olan fertlerden mürekkeptir. (ör. ibrahim milleti) müslümanýn milleti islam ümmetidir dolayýsýyla. eðer milliyetçilik diyerek ümmete olan sevgi-saygý ve muhabbet ifade ediliyorsa ne ala, fakat resulullah'ýn (asm) ayaklarýnýn altýna aldýðý kavmiyetçilik ise bu, bir yerlerde durup düþünmek icab eder. kavmiyetçiliðin islamda yeri yoktur. menfi milliyetçiliðin de. müslüman müslümanýn kardeþidir. söylemlerimiz ýrk eksenli olursa sair ýrklardan din kardeþlerimiz için bir mana deðeri taþýmazlar. ('türk milliyetçiliði davasýyla zaman öldürmek müslüman için büyük kayýptýr dolayýsýyla) öyle konuþmalý ve öyle davalar gütmeliyiz ki, umum islam ümmetini alakadar etsin.. kelimeler ve kavramlar pek büyük ehemmiyet arz ediyor. selamlar..
Gönderen: 22.02.2006 - 18:14
Bu Mesaji Bildir   mehmetdilsad üyenin diger mesajlarini ara mehmetdilsad üyenin Profiline bak mehmetdilsad üyeye özel mesaj gönder mehmetdilsad üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
abdullatif su an offline abdullatif  
Konu icon   
173 Mesaj -
neuzubillah burada bir doðru kelam edip, amaca vasýl olmak için, iyi bir kalemþör olmak lazým.
kahkaha kahkaha kahkaha
Gönderen: 22.02.2006 - 20:44
Bu Mesaji Bildir   abdullatif üyenin diger mesajlarini ara abdullatif üyenin Profiline bak abdullatif üyeye özel mesaj gönder abdullatif üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
utaniyorum su an offline utaniyorum  
RE: milliyetçilik
1942 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý mehmetdilsad

selamün aleyküm,

'millet' kelimesinin kur'anî manasýyla þu zaviyedeki manasý çatýþýyor. kur'an'da 'millet'e tekabül eden topluluk din baðýyla birbirlerine baðlý olan fertlerden mürekkeptir. (ör. ibrahim milleti) müslümanýn milleti islam ümmetidir dolayýsýyla. eðer milliyetçilik diyerek ümmete olan sevgi-saygý ve muhabbet ifade ediliyorsa ne ala, fakat resulullah'ýn (asm) ayaklarýnýn altýna aldýðý kavmiyetçilik ise bu, bir yerlerde durup düþünmek icab eder. kavmiyetçiliðin islamda yeri yoktur. menfi milliyetçiliðin de. müslüman müslümanýn kardeþidir. söylemlerimiz ýrk eksenli olursa sair ýrklardan din kardeþlerimiz için bir mana deðeri taþýmazlar. ('türk milliyetçiliði davasýyla zaman öldürmek müslüman için büyük kayýptýr dolayýsýyla) öyle konuþmalý ve öyle davalar gütmeliyiz ki, umum islam ümmetini alakadar etsin.. kelimeler ve kavramlar pek büyük ehemmiyet arz ediyor. selamlar..

Mehmet kardeþim ne kadar kýsa,öz,ve bilgilendirici bir mesaj tebrik ederim.Demekki destan yazmadanda bir konu anlatýlabiliyormuþ.neden doðru tesbitlerle ikna olmak yerine eleþtirmek için noktalarý virgülleri sayýyoruz.Bence senin bu tesbitlerinin üzerine bir ekleme yapmak gerekse BU YAZI KAPAK OLSUN. demek kafidir.Selam ve DUA ÝLE......
Gönderen: 22.02.2006 - 21:42
Bu Mesaji Bildir   utaniyorum üyenin diger mesajlarini ara utaniyorum üyenin Profiline bak utaniyorum üyeye özel mesaj gönder utaniyorum üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ord_prof su an offline ord_prof  
İslam Tek Millettir
93 Mesaj -
Vahiyden baþka eðitim kaynaðý kabul etmeyen her müslüman bilir ve inanýr ki; Millet kavramý, Kur’an mektebinin nurlu kavramlarýndan bir kavramdýr. Allah (c.c.) hayat mektebimiz Kur’an’da þöyle buyuruyor:

“Yahudi ve Hýristiyanlar, müslümanlara þöyle dediler: “Bizim dinimize girin ki, doðru yolu/hidayet bulasýnýz: (Habibim sen de ki): “Biz Ýbrahim’ýn Hanif Milletindeniz. 0 hiç bir zaman müþriklerden olmadý.” (Bakara Suresi/135) Bu ayet-i kerimede geçen “Millet” kavramýný izah etmeye gayret edelim.

MÝLLET: esasý lûgatte söyleyip yazdýrmak veya ezbere yazmak manasýna “ÝMAL” masdarýyla yani imlâ manasýyla alâkadar bir isimdir. (Hak Dini Kur’an Dili (M. Hamdi Yazýr) C: 1, Sh: 483, ÝST/1971) Ýmam-ý Kurtubî (Rh.a.) “Millet” kavramý hakkýnda þöyle der: “Millet ve Þeriat ayný manadadýr. Allah (c.c.)’nýn kullarýný yapmaya davet ettiði þeylere denir.“ (E1-Cami-u Li Ahkami’l Kur’an (Ýmam-ý Kurtubi) C: 2, Sh: 94, Mýsýr/1967) Þehristanî (Rh.a.) de þöyle der: “Din, Millet, Þeriat, Minhac ve Ýslam ayný þeylerdir. Fakat kavram olarak her birinin belli bir yönü vardýr.” (El-Milel ven Nihal (Þehristani) e1-Feslu Milel ve Nihal: Ýbn-i Hazm’ýn bihamiþinde yani kenarýnda) C: 1, Sh: 46, Beyrut/1 975) Millet ile Din arasýndaki fark; Milletin Allaha deðil yalnýzca Nebilere izafe edilmesidir. (El Müfredat-u Fi Garibi’l kur’an (Raðýb El Ýsfehani) Sh: 717, Kahire/ty.) Milet-i Ýbrahim, Millet-i Muhammed (S.A.V.) gibi. Ýmam-i Kurtubî (Rh.a) de þöyle diyor: “Millet, Allah (c.c.)’ýn kullarýný yapmaya davet ettiði þeylere, Din ise kullarýn Allah’ýn emrinden yaptýklarýna denir.” (E1-Cami-u Li Ahkami’l Kur’an (Ýmam-ý Kurtubi) C: 1, Sh: 94, Mýsýr/1967) Dikkat edilirse milletin bugün Türkçe’de kullanýldýðý þekliyle “Ulus, ýrk, kavm” ve yabancý dillerdeki “Nation” kelimeleriyle hiçbir alâkasý yoktur. (Kur’anda Temel Kavramlar (Ali Unal) Sh: 132, ÝST/1986) Millet tamamen Din, Þeriat, Minhac ve Tarikat anlamýna gelmekte olup, itikat edilen inanca göre isim alýr. Ýslam Milleti, Küfür Milleti gibi. Esasen yeryüzünde iki millet vardýr, üçüncü bir millet yoktur. Ýslam Milleti Küfür Milleti:

Millet, dindir. Çünkü dinin bir manasý da millettir. (Hak Dini Kur’an Dili (M. Hamdi Yazýr) C: 1, Sh: 90, ÝST/1971) Ýslam düþmanlarýnca ortaya atýlmýþ ve bazý müslümanlar tarafýndan kullanýlmaya çalýþýlan “Millet ayrý, Din ayrý” sloganý tamamen saçma ve safsatadýr. Þunu unutmayalým ki; Dini olmayanýn milleti olmaz. Elbette ki, Millet olmayanýn da dini olmaz.

Ýslam ulemasýndan Þevkani (Rh.a) þöyle diyor: “Millet; Allah-u Teala’nýn kullarý için peygamberleri vasýtasýyla bildirdiði þeriattýr.” (Fethu’l Kadir El-Camiu Beyne Fenni Rivayeti ve Dirayeti Min Ýlmi Tefsir (Þevkani) C:1, Sh: 135, Mýsýr/1964) Dolayýsýyla bir kiþinin veya kavmin üzerinde bulunduðu sistem, yol, düzen onun milletidir. Kiþinin üzerinde bulunduðu sistem Ýslam ise milleti Ýslam, yok üzerinde bulunduðu sistem gayr-i Ýslamî ise o zaman milleti küfürdür.

Kýsacasý Kur’an-ý ‘Kerim’e göre millet eþittir din, din eþittir millettir. Din hiç bir zaman “Ulus”, “Kavim”, “Irk” manasýna gelmediði gibi, millet de “Ulus”, “Kavim”, “Irk” manasýna gelmez. Millet kavramýna dinin dýþýnda ulus, kavim ve ýrk manasýný yüklemek kat’i bir dalalettir.



KAVÝM VE MÝLLET



Gerek “Millet” kavramý olsun ve gerekse “Kavim” kavramý olsun, Kur’an-ý Kerim’de ve Resulüllah’ýn hadislerinde zikredilmiþlerdir. Kur’an-ý Kerime ve hadis-i þeriflere göre kavimleri birbirinden farklý olanlar, ayný milletten olabilirler. Ayný milletten olanlar da farklý kavimlere mensup olabilirler. Bunun yanýnda ayný kavimden olup farklý milletten olanlar da olabilir. Örneðin bir kiþinin kavmi Türk, milleti ise Ýslam, bir baþkasýnýn da kavmi Türk, milleti ise küfür olmasý þer’an mümkündür.

Þu bir hakikattir ki, bir insanýn kavmi/ýrký milleti deðildir. Milleti de kavmi deðildir. Bu gerçeðe raðmen günümüzde; yanlýþ kullanýlan kavramlarýn baþýnda, “Millet” kavramý gelir. Batýlý sosyoloji uzmanlarýnýn “Dil, Irk, Ortak Kültür ve Ortak Tarih” özelliklerine sahip insan topluluðunu “Nation” kelimesiyle ifade ettiði bilinmektedir. Bunun tabii sonucu olarak bazý çevreler; “Doktriner Milliyetçilik” adýný verdikleri siyasi bir akýmý baþlatmýþlardýr. Genel olarak “Türk Milliyetçiliði” diye ifade edilen bu siyasi hareketin mahiyeti malumdur.

Millet, din manasýndadýr. Millet-i Ýslamiyye, Millet-i Yahudiyye, Milet-i Nasraniyye gibi!... (Sahih-i Buhari Muhtasarý Tecrid-i Sarih Tercemesi (Abdi’l Latifi’z Zebidî C: 4, Sh:560, Ankara!! 976) Þanlý önderimiz Hz. Muhammed (SA.V.) bu konuda þöyle buyuruyor:

“Herkim ÝSLAM MÝLLET’inden baþka bir millet namýna kasten yalan olarak yemin ederse, o kimse dediði gibidir.” (Sahih-i Buhari (Ýmam-ý Buhari) C: 2, Þh: 99, IST/1315)

Bu hadis-i þerifin þerhinde Ahmet Davudoðlu (Rh.a) þunlarý kaydediyor: “Hadis-i þerifde geçen “Millet” sözünden murad, dindir. Çünkü örfen millet sözünden: Allah-u Tcala’nýn, Peygamberleri vasýtasýyla kullarýna meþru kýldýðý þey kasdedilir. Ancak mecazen batýl dinlerde ýtlak edilerek “KÜFÜR BÝR MÝLLETTÝR” denilir; ve: “KÜFÜR DÝNLERÝNÝN HEPSÝ BÝR YÖLDUR” nýanasý kasdedilir. Millet kelimesi örfen hak dine mahsus olduðu için bazý kelam ulemasý ehl-i sünnetin mezhebini naklederken, “Milliler þöyle demiþtir...” ifadesini kullanýrlar.“ (Sahih-i Müslim Terceme ve Þerhi (Ahmed Davudoðlu) C: 1, sO: 429, ÝST/1877) Dikkat edilirse “Millet” kavramý kavmin yerine deðil, dinin yerine kullanýlmaktadýr.

Kur’an-ý Kerim’e göre “Millet” kavmin kendisi deðil, aksine kavmin dinidir. Kur’an-ý Kerim’de “Millet” kavramý “Kavim” manasýnda kullanýlmýþtýr. Hatta bir ayet-i kerimede “Kavim” ve “Millet” birarada kullanýlmýþtýr. Hz. Yusuf (A.S)’m kýssasý beyan edilirken; “De ki; size rýzýklanacaðýnýz bir yemek gelecek oldu mu, ben muhakkak onun ne olduðunu size daha gelmezden evvel haber veririm. Bu Rabbimin bana öðrettiði ilimlerdendir. Çünkü ben Allah’a inanmaz bir KAVMÝN MILLETÝ”ni -ki onlar ahiret gününü inkar edenlerin ta. kendileridir- terkettim.” (Yusuf Suresi/37) hükmü beyan buyurulmuþtur. Burada geçen “BEN ÝMAN ETMEYEN BÝR KAVMIN MÝLLETÝNÝ TERKETTÝM” ibaresi, kavim ile milletin ayrý ayrý mahiyete sahip olduðunu göstermektedir. Dolayýsýyla “Türk Kavmi” vardýr ancak “Türk Milleti/Þeriat!” yoktur Türk kavmine mensup olan insanlardan mü’min olanlar bulunduðu gibi olmayanlar da mevcuttur. Farklý dinlere tabi olmalarý, onlarýn “Türk Kavminden” olma özelliðini ortadan kaldýramaz. Çünkü insanlar “Hangi kavimden olacaklarýna”, bizzat kendileri karar vermezler. Ancak herhangi milletten (dinden) olacaklarý konusunda irade beyan etme haklarý vardýr. Ya iman ederek “Ýslam Milletinden” olurlar veya inkar ederek “Küfür Milletine” geçerler.

“Her müslüman Türk’tür ve Türk de müslümandýr” tekerlemesi, dünyanýn en büyük safsatasýdýr. Ýslam dinine göre “Türk Kavmi”, “Kürt Kavmi”, “Arap Kavmi”, “Fars Kavmi” vardýr. Ancak Ýslam dinine göre “Türk Milleti”, “Kürt Mileti”, Arap Milleti”, “Fars Milleti” yoktur ve olamaz... Çünkü böyle bir durumda karþýmýza “Türk Dini”, “Kürd Dini”, “Arap Dini” ve “Fars Dini” çýkar. Oysa ki biranda birden fazla hak dinin olmasý mümkün deðildir. Ýslam coðrafyasýnda müslümanlar arasýnda “Türk Kavmi”, “Kürt Kavmi”, “Arap Kavmi”, “Fars Kavmi” gibi ibareleri yerine “Türk Milleti”, “Kürd Milleti”, “Arap Milleti”, “Fars Milleti” gibi ibareler kavmi dinin yerine geçirmeye çalýþan müstevli kafirlerin zorlamalarý neticesinde kullanýlmaya baþlanmýþtýr.

Elmalýlý M. Hamdi Yazýr (Rh.a) þöyle diyor: “Hukukî þahsiyetini tamamlamýþ ve faaliyete geçmiþ bulunan millet; Ýslam þeriatý lisanýnda “Ümmet” mefhumuna tekabül eder. Emrullah Efendi merhum “Ümmet” kelimesinin “Ümmi” kelimesiyle ilgili olduðunu zannederek “Nation” tabirini, “Millet” diye ifade etmeyi tercih etmiþtý. 0 zamandan beri ümmet mefhumu zayii edilmiþ ve istihfaflý bir telakkiye maruz kalmýþtýr. (Istýlahat Encümeninde) sönradan buluþtuðumuz zaman; bu kelimenin “Ümm” veya “Ümmi” tabiriyle deðil, “Ýman” tabiriyle alakalý bulunduðunu izah etmiþ ve kabul ettirmiþtim. Maatessüf geçmiþ hatayý tashihe fýrsat elvermeden Emrullah efendi vefat etmiþti.” (Metalib ve Mezahib (M. Hamdi Yazýr) Sh: 35, ÝST/1978) Görüldüðü gibi “Millet”, ortak bir itikada sahip olmakla birlikte, bir iman etrafýnda toplanmayan ferdlerin. durumunu beyan eder.... Her müslüman; Ýslam milletinin bir ferdidir. Eðer bir imama biat ederlerse “Ümmet” olarak anýlýrlar. Dünya üzerinde yüzlerce kavim vardýr. Bu kavimlerin fertleri içerisinde “Ýslam Miileti”ne tabi olanlar bulunduðu gibi “Küfür Mileti”nden olanlara da rastlanabilir. Dolayýsýyla yeryüzünde iki millet vardýr. Birisi “Ýslam Milleti” diðeri de “Küfür Mileti’dir, Resül-u Ekrem (S.A:V.), Hz. Ebu Ducane’yi mezara koyarken “Bismillah!... Alâ Milleti Resulüllah” demiþtir. (El Hidaye Þerhu Bidayetü’l Mübtedi (Ýmam-ý Merginani) C:1, Sh: 93, Kahire/1965) Hangi kavimden olursa olsun; her mümin mezara konurken ayný sözler tekrar edilir. Bu mahiyet iyi tefekkür edilmelidir. Bu noktada, “Efendim bugün “Millet” ýstýlahý saptýrýlmýþ ve ýrk anlamýna kullanýlmaya baþlanýlmýþtýr. Arap Milleti, Türk Milleti vs. gibi sözler kullanýlmaktadýr” þeklinde bir itiraza muhatap olabiliriz. Bu, itirazý yapanlar, zahiren haklýdýrlar. Çünkü bir vakýa... Ancak mü’minler, kitap, sünnet ve Sahabe-i Kiram’ýn icmaý ile sabit olan “Millet” ýstýlahýný, doðru olarak kullanmaya mecburdur1ar. (Fýkhi Meseleler.(Yusuf Kerimoðlu) C: 1, Sh; 159-161, ÝST/1988) Aksi halde kendi dinlerini oyun ve eðlence haline getirmiþ olurlar. Þunu unutmayalým ki; Kur’an-î kavramlarý müstevli kafirlerin istek ve arzularý doðrultusunda kullananlar, kendi dinleriyle alay ednnlerdir.

Sonuç olarak müslümanlarýn milleti; Kürt, Türk, Arap, Farþ, Çerkez deðil sadece ve sadece Ýslam’dýr. Elbette ki kafirlerin de Milleti; Türk, Kürt, Arap, Fars, Çerkez deðil sadece ve sadece küfürdür. Biz müslümanlara düþen görev; Kavim ile Millet kavramlarýnýn arasýndaki sýnýrý muhafaza etmektir. Yani kavmi millete, milleti de kavme karýþtýrmamaktýr.



KÜFÜR KAÇ MÝLLETTÝR?





Ýslam, küfrün kaç millet olduðunu asýrlar önce ortaya koymuþtur. Çünkü Ýslam; hararet deðil harekettir, hayal deðil hayattýr. Allah (c.c.) deðiþmez hayat rehberimiz Kur’an-ý Kerim’de þöyle buyuruyor: ???Ey iman edenler! Yahudilerle Hýristiyanlarý dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarýdýr. Ýçinizden kim onlarý dost edinirse, o da onlardandýr. Allah zalimleri hidayete erdirmez.” (El-Maide Suresi 5/51) Burada müminler Yahudi ve Hýristiyanlara karþý ebedi düþman olduklarý konusunda uyarýlmýþlardýr. Bilindiði gibi, dünyada Hýristiyan cepheyi Þeytan Amerýka, Yahudi cepheyi de Azazil/Þeytan Ýsrail temsil, etmektedir. Diðer tarafta Komünizmi temsil eden Ýblis Rusya ve yandaþlarý vardýr: Bazý Bel’amlar yukarýdaki ayeti kerimeye hiyanet ederek Ýblis Rusya’nýn korkusundan þeytan Amerika’yý destekleme ve sevme fetvasýný ortaya atmýþlardýr. (Siyasette Olçü (Mehmet Kýrkýncýgöz kırpma Sh: 42, ÝST/1977) Biz burada ulemaya müracaat ederek “Komünizmin korkusundan Kapitalizmin kucaðýnda can verme, Kapitalizmin sömürüsünden Komünizmin çaðrýlarýna uyma ve destekleme” fetvalarýnýn merdudluðunu öðrenelim.

Yukarýdaki ayet-i kerimenin tefsirinde Nesefi (Rh.a) þöyle diyor: “Küfrün tek millet olduðuna Kur’an’dan bu ayet delalet etmektedir. Yani küfrün tek millet olduðunun delili bu ayettir.” (Tefsiru’n Nesefi (Nesefi) C: 1, Sh: 286, ÝST/1 984) M. Ali Sabuni de tefsirinde þöyle diyor: “Onlar müslümanlar üzerinde tek eldir. Onlarý küfür ve delalette dost edinmeyin. MÝLLETÝ KÜFÜR TEKTÝR.” (Safvet-u Tefasir (M. Ali Sabuni) C: 1, Sh: 349, Mekke/1976) Bir küfrü baþka bir küfre tercih etmek de küfürdür. KÜFÜR HER MEKANDA KÜFÜRDÜR. KÜFRÜN ÝYÝSÝ VEYA KABUL EDÝLECEK BÝR YANI VE YÖNÜ YOKTUR. Þehid Seyyid Kutub (Rh.a.) þöyle der: “Kim küfrü imana tercih eden baba ve kardeþlerini severse o müþrik olur.” (Fizilal-il Kur’an (Seyyid Kutub) C: 3, Sh: 1615, Beyrut/1 982) Müþrik olma tehlikesinden kurtulmak için; daima küfrün vahid/tek millet olduðunu bilerek ve inanarak hareket etmeliyiz. Aksi taktirde þirk denizinde yüzeriz.

Allah-u Teala ezeli ve ebedi hayat düstururnuz Kur’an-ý Kerimde þöyle buyuruyor: “Sen Yahudi ve Fhristiyanlarýn MÝLLETine tabi olmadýkça senden razý olmazlar. De ki, yol Allah’ýn yoludur; Hidayettir/Ýslamdýr. Sana gelen ilimden sonra onlarýn heva ve heveslerine tâbi olursan, Allah’ýn azabmdan seni koruyacak hiçbir dost ve yardýmcý yoktur.” (Bakara Suresi 2/120) Bu ayette sureten hitab server-i kainatýdýr, lakin murad; ümmettir. (Tefsir-i Zebedu’l Asar Belaðat-u Nesar (Ahmed b. Abdullah) C: 1, Sh: 130, ÝST/1292) Burada dikkat edilecek baþka bir husus; Yahudiler ve Hýristiyanlar anýldýðý halde, “MÝLLET” kelimesinin tekil olarak anýlmasýdýr. Yani onlar “tek millet” OLARAK KA BUL EDÝLMÝÞLERDÝR. (Kelimeler Kavramlar (Yusuf Kerimoðlu) Sh: 129, ÝST/1983) Baki önderimiz Hz. Muhammed (SAV) bir hadis-i þerifinde þöyle buyuruyor: “Müslüman Kafir’e, kafir de müslümana mirasçý olamaz.” (Sünen-i Ýbn-i Mace Tercemesi (H. Hatiboðlu) C: 7, Sh: 426, ÝST/1’983) Þarih þerhinde: “KÜFÜR TEK MÝLLETTÝR” der. (Mirkatu’l Mefatih Þerh-u Miþkatu’l Mesabih (Aliyyül Kari) C: 3, Sh:388, Beymt/ty.) Ýbn-i Kesir (Rh.a.) yukarýdaki ayetin tefsirinde þöyle diyor: “Ayette Millet kelimesi tekil olarak geçiyor. Çünkü KUFUR TEK. MÝLLETTIR. (Et-Tefsiru’l Kur’ani’l Azim (Ýbn-i Kesir) C: 1, Sh: 163, Beyrut/1969 -Ayrýca Türkçe tercemesinin falan cildinin falan sahifesý diyemeceðiz. Çünkü Ýbn-i Kesiri tefsirlerin kaba yapanlar, onu terceme ederlerken iþlerine gelmeyen yerleri terceme etmemiþlerdir. Ýþte yukarýdaki “KÜFÜR TEK MÝLLETTÝR” ilkesini terceme etselerdi; “ibn-i kesir Tercemesi/C:2, Sh: 524” diyecektik. Ne yazýk ki, metne hiyanet ederek terceme etmemiþlerdir. Bu Türkiye’deki terceme zincirinin tipik bir cinayetidir.) Ýsmail Bursevî (Rh.a.) de þöyle diyor: “Ayette Millet kelimesi tekil olarak zikredilmiþtir. ÞÜPHESÝZ KÜFÜR TEK MÝLLETTÝR.” (Ruhu’l Beyan Fi Tefsiri’l Kur’an (Ýsmail Bursevîgöz kırpma C: 2, Sh: 148, ÝST/1306) Ýmam-ý Kurtubî (Rh.a.) de þöyle diyor: “Ulema Cemaatýndan Ebu Hanife, Þafii, Davud ve Ahmed b. Hanbel bu ayete yapýþarak “KÜFRÜN KÜLLÝSÝ TEK MÝLLETTÝR” hükmüne kail oldular.” (El Cami-u Li Ahkami’l Kur’an (Ýmam-ý Kurtubi) C: 2, Sh: 94, Mýsýr/kahire/1 967) 0 haide; Ey Müslüman! Batýya gitme batarsýn, kuzeye dönme donarsýn, Güneye meyillenme çatlarsýn, doðuya yönelme patlarsýn, hayat nizamý Ýslam’a gel; güneþ gibi doðarsýn.

Görüntüsü, rengi ne olursa olsun, ister Sosyalizm, ister Kemalizm, ister Kapitalizm, ister Demokrasi, ister Laiklik, ister Irkçýlýk, ister baþka bir izm olsun fark etmez, ilahi dinin dýþýndaki bütün izmler tek bir millettir, millet-i küfürdür. (Millet, Milliyetçilik ve Irkçýlýk (Kemal Solak) Sh: 171, IST/1979) Aslýnda küfrün belli bir rengi yoktur KÜFÜR HER ÇAÐ VE MEKANDA BUKALEMUNDUR. Ýster adý kapitalizm olsun, ister Komünizm olsun, ister Kemalizm olsun, ister Sosyalizm olsun, ister Faþizm olsun, ister Demokrasi olsun, ister Laiklik olsun, ister saðcý olsun, ister solcu olsun, ister taðut olsun, ister Bel’am olsun, ister Cibt olsun hiç fark etmez, Rabbani Þeriat’ýn dýþýdakiler her çað ve mekanda küfür milletini teþkil ederler. Ýbn-i Kayyim El Cevzi (Rh.a.) þöyle diyor: ???Küfür tek millettir. Küfrün menbaý tek olup, oda, iblistir.” (Medaricus Salikin Beyna Menazili Ýyyake Nebudu ve Ýyyake Nestein (Ýbn-i Kayyim El Cevzi) C: 1, Sh: 288, Beyrut/Birinci Tab. Darul Kütübül Ýlmiyye.) Baðnazlýk çemberini parçalamaya çalýþan Allame Tabatabai ise þöyle diyor: “Batýlýn kapýlarý muhteliftir. Her kapýda iblisin zürriyet ve kabilesinden bir þeytan vardýr. Bu þeytanlar, insanlar cinsindeki þeytanlardýr.” (El Mizah Fi Tefsiri1 Kur’an (Tabatabai) C: 14. Sh: 343. Kum/Ýran 1392) Þunu unutmayalým ki; her beþeri sistemin savunucusu bir þeytan hükmündedir. Daha doðrusu þeytanýn tâ kendisidir.

Yeýyüzünde Allah’ýn þeriatýný bir kenara iterek insanlarýn indi heva ve heveslerinden rneydana gelmiþ beþerî ideolojilere insanlarý davet edenler, þeytanlardýr. Ýnsanlarý komünizme davet eden de þeytandýr, Kemalizm’e davet eden de þeytandýr, Demokrasiye davet eden de þeytandir, laiklik ve liberalliðe davet eden de þeytandýr. Dolayýsýyla beþerî sistemlerin savunucu ve sunucularý þeytan olma noktasýnda birdirler. Tabii ki bu da küfrün tek millet olmasýnýn tabii bir neticesidir.

Mezheb imamlarýmýz da küfrün vahid millet olduðunu haykýrmýþlardýr. Hatta eðitim ve öðretimini dahi yapmýþlardýr. Hanefi ulemasýndan Molla Hüsrev (Rh.a) kendi kitabýnda Hanefi mezhebinin görüþü; “KÜFÜR TEK MÝLLETTÝR” der. (Durreru 1 Hukkam Fý Þerhý Furerý1 Ahkam Molla Hüsrev) C 1 Sh 216, ÝST/1258) Þafii ulemasýndan Seyyid Ulvi Seyyid Ahmed Essekafi (Rh.a.) de þöyle diyor: “Milletleri ayrý da olsa; kafir kafire varis olur. Þüphesiz küfür milletleri batýlda tek millet gibidirler. Bu durum bizim ve Hanefi mezhebinin en esas olan görüþüdür.” (Haþiyet-ü Fethul Muin Terþihul Mustebdni (Essakafi) Sh: 281 Mýsýr/1311) Ýbn-i Kesir (Rh.a.) de þöyle diyor: “Küfrün tek millet olduðu konusunda; Hanefi, Þafii ve Hanbeli’ler birleþmiþlerdir.” (Ettefsirul Kuranil Azým (Ýbn-i Kesir) C. 1. Sh: 163, Beyrut/1969) Görüldüðü gibi; rnezheb imamlarý küfrün tek millet olduðu konusunda ihtilaf deðil, ittifak etmiþlerdir.

“KÜFÜR TEK MÝLLLTTÝR” ÝLKESÝ, KUR’AN VE SÜNNETTEN ÇIKARILMIÞ BÝR ÝCMA-Ý ÜMMETTÝR.

Böylece küfrün tek millet olduðunu tesbit ettikten sonra akla peki müslümanlar kaç millettir? Suali gelmektedir. Müslümanlar; hem tek millet ve hem de tek ümmettirler. Allah (c.c.) hayat rehberimiz Kur’an’da þöyle buyuruyor: “Þüphesiz sizin bu ÜMMETÝNÝZ TEK BIR ÜMMETTÝR. Ben de sizin Rabbinizim. 0 halde bana ibadet edin.” (Enbiya Suresi 21/92) Evet, KÝYAMETE KADAR MÜSLÜMANLAR TEK ÜMMETTÝRLER.



“MÜSLÝM” VE “GAYR-Ý MÜSLÝM”

AYRIMI



“Küfür Tek Millettir” düsturunun gizlendiði, müminlerin kafirlere peþkeþ çekildiði, müslüman-kafýr ayrýmýnýn ortadan kaldýrýlmaya çalýþýldýðý ölümlü ve zulümle bir zaman diliminde yaþýyoruz. Þu hakikatý bilmekte fayda vardýr: Doðrularý doðru zamanlarda konuþmayanlar, doðru bir hayat yaþamaktan mahrum kalýrlar.

Doðru zamanlarda konuþulamayan doðrulardan birisi de, “müslim” ve gayr-i müslim” ayrýmýdýr. Ýnsanlarý müslim/Ýslam’a teslim olan ve Gayr-i müslim/Ýslam’a teslimiyeti reddedenler olarak taksim edip isimlendiren Allah-u Teala’dýr. Allah-u Teala deðiþmez hayat programýmýz Kur’an-ýKerim’de þöyle buyuruyor:

“Ýnsanlarý Allah’a davet eden, salih amel iþleyen ve “þüphesiz ben müslümanlardaným” diyen kimselerden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet Suresi 41/33)

Dikkat edilirse müslümanlardan olmak, övülmüþ ve övülmeye layýk olan bir durumdur. Ýslam’a teslim olmayan ve müslümanlardan olmayý kabul etmeyenler de gayr-i müslimlerdirler. Yani kafirlerdirler. Akaid ulemasýndan Aliyyul Karý (Rh.a.) þöyle diyor: “Ýnsanlar iki kýsýmdýr. Kafir ve Mü’rnin/müslüman. (Þerhul Emali (Aliyyiül Karýgöz kırpma Sh: 42, ÝST/1302) Evet, Müslim ve Gayr-i Müslim ayýrýmý, Rabbani bir ayýrýmdýr. Allah-u Teala deðiþmez hayat mektebimiz Kur’an-ý Kerim’de þöyle buyuruyor:

“Muhammed Allah’ýn Resulüdür. Onun beraberinde bulunanlar kafirlere karþý þiddetli, kendi aralarýnda ise merhametlidirler.” (Fetih suresi 48/29)

Þimdi bu taksimatý Rabbaniye’ye raðmen, “Müslim” ve “Gayr-i Müslim”, “Kafir” ve “Müslüman” þeklinde insanlarý sýnýflandýrýp taksim etmek doðru deðildir” diyenler, þeksiz kafir olmuþ olurlar. Esasen “Ýnsanlarý Kafir ve Müslüman þeklinde ayýrmak ve þer bir harekettir” iddiasýnda bulunanlar, doðrudan doðruya Allah’a karþý Rabb’lýk iddiasýnda bulunan iman mahrumlarýdýr.

Yeryüzündeki insanlarýn taksimatý konusnuda “Müslim” ve “Gayr-i Müslim” ayýrýmýndan vazgeçmek izmihlaldýr. Tevhidi bir mantýkla tarih incelendiðinde görülecektir ki; Osmanlý Devleti’nin yýkýlýþ sebeblerinin en mühimi, “Küfür Tek millettir” düsturu konusunda verilen tavizdir. Vakta ki Osmanlý devleti Kanunî Esasi çerçevesi dahilinde “Müslim” ve “Gayr-i Müslim” ayrýmýný ortadan kaldýrdý, kendisi de ortadan kalkmaya, yok olmaya mecbur ve mahkum oldu. Dolayýsýyla diyoruz ki; müslümanlar kendi hayatlarýnda “Müslim” ve “Gayr-i Müslim” ayrýmýna yani “Küfür Tek millettir”, “Ýslam Tek Millettir” düsturuna riayet ettikleri oranda Ýslamî hayata sahiptirler. Müslim ve Gayr-i Müslim ayýrýmýný yapmayanlar, Allah’rn arzýnda Allah’ýn dinini yaþama hakkýný kaybederler. Çünkü böyle bir durumda kafirlerle müþterek bir hayatý kafirlerle paylaþma ve yaþama, baþlý baþýna bir küfürdür. Bu böyle biline.

“De ki: Bizim günahýmýzdan siz mesul olmayacaksýnýz, sizin yaptýðýnýzdan da biz sorumlu tutulmayacaðýz.” (Bakara Suresi 2/134)
Gönderen: 23.02.2006 - 09:44
Bu Mesaji Bildir   ord_prof üyenin diger mesajlarini ara ord_prof üyenin Profiline bak ord_prof üyeye özel mesaj gönder ord_prof üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ord_prof su an offline ord_prof  
Konu icon    KAFİRLER KÜFÜR’DE KARDEŞTİRLER
93 Mesaj -
KAFÝRLER KÜFÜR’DE KARDEÞTÝRLER



Ýslam dinine karþý savaþmada ve Ýslam’ýn hayata hakimiyetini engellemede kafirler bir bütündürler. Kafirleri Ýslam’m karþýsýnda bütünleþtiren küfre dayanan itikadi kardeþlikleridir. Çünkü kafirler küfürde kardeþtirler.

Kafirler arasýnda kalbi ve fiili bir baðlýlýk vardýr. Allah-u Teala þöyle buyuruyon “Bilgisizler derler ki: “Allah, bize senin hak peygamber olduðunu söylese veya bir delil getirse ya.” Onlar kendilerinden öncekilerin söyledikleri þeyin aynýsýný söylediler. (Küfür ve Ýnadda) KALBLERÝ BÝRBÝRÝNE BENZEDÝ. Biz gerçekleri bilmek isteyenlere ayetlerimizi açýkça beyan ettik.” (Bakara Suresi 2/118)

Dikkat edilirse önceki kafirlerle, sonraki kafirlerin tekrarladýklarý küfür mesajý aynýdýr. Çünkü kafirler küfrün mensublarýdýr. Müslümanlar ile kafirler arasýndaki ayrýlýk, din ayrýlýðýdýr. Kafirlerin kendi aralarýndaki din ayrýlýðý, müslümanlarla olan din ayrýlýklarý gibi deðildir. Kafýrlerin muhtelif olan dinleri batýl olma noktasýnda birdirler. (Feteva-i Hindiyye (Þ. Nizameddin) C: 6, Sh: 454, bulak/Mýsýr/13 10) Dolayýsýyla kiþi küfrün hangi çeþidi içerisinde olursa olsun, batýl dinlerden/ideolojilerden hangisine inanýyor olursa olsun, diðer kafirlerle batýlda kardeþtir.

3- 4- Nisa Suresi 4/76

Ýslam’a göre kafirler hem itikadî ve hem de amelî yönde birbirlerini destekleyen kardeþlerdir. Allah’ýn ayetlerini red ve inkar etmede bütün kafirler birleþirler. Allah-u Teala deðiþmez hayat rehberimiz Kur’an-ý Kerim’de þöyle buyuruyor:

“Þüphesiz ki onlar, ayetlerimizi inkar etmiþ ve kafir olarak ölmüþlerdir. Ýþte Allah’ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn laneti onlarýn üzerinedir.” (Bakara Suresi 2/161)

Evet, insanlarýn Allah’a ve Allah’ýn hükümlerine karþý isyan etmeleri, küfrün varlýk ve saðlýk sermayesidir. Dolayýsýyla kafirler; Allah’a ve Allah’ýn hükümlerine karþý gelme küfründe lanete uðramýþ kardeþlerdir.

Kafirlerin taðut yolunda savaþmalarý, küfürdeki kardeþliklerinin en bariz alametidir. Allah-u Teala ezelî ve ebedî hayat programýmýz Kur’an-ý Kerim’de þöyle buyuruyor:

“Ýman edenler (Ýslami hayat sistemi edinenler) Allah yolunda savaþýrlar, küfredenler (beþeri ideolojileri hayat sistemi edinenler) de taðut yolunda savaþýrlar; öyleyse Evliyauþþeytan/þeytanýn dostlarýyla savaþýn. Hiç þüphesiz, þeytanýn hileli düzeni pek zayýftýr.” (Nisa Suresi 4/76 ) Bu ayet-i kerimenin ýþýðýnda günümüz insanlarýnýn durumlarýný incelediðimizde þu hakikata þahid oluruz: Ýslam dininin “devlete” hükmetmesine karþý çýkarak devlet otoritesinin Ýslam’a hizmet etmesine müsaade etmeyen laik solcular ile laik saðcýlar hayvanlaþmada eþ, küfür de ise kardeþtirler.

Kafirlerin heva heveslerinden kaynaklanan dinleri sayýsýzdýr. Ancak hepsi de batýl olma noktasýnda birdir. (El-Faslu Fil Mileli Ve’l Nihal (Ýbn-i Nazým) C: 1, Sh: 48-49, Beyrut/1975) Bu nedenle hayat sahnesinde mücadele meydanýnda kafirler hakkýn karþýsýnda birleþirler. Çünkü hepsinin de güvenip dayandýklarý kendileri gibi olanlar insanlardýr. Yani kafirlerin dayanaklarý ölmeye ve yok olmaya mahkumdurlar. Bü münasebetle kafirlerin küfürdeki kardeþliklerini müþterek itikad ve amellerinde görmek her an mümkündür. Þunu unutmayalým ki günümüz Ýslam coðrafyasýný istilâ etmiþ bulunan saðcý ve solcu kafirlerin müþterek putlarý, demokrasidir. Laiklik ise; demokrasi putu üzerinde örtaklýk kurmuþ olan saðcý ve solcularýn müþterek sesidir.

Bazýlarý, þunu iddia edebilir: “Kafirler kendi aralarýnda da kavga ve kargaþa içerisindedirler. Nasýl oluyor da bunlar küfürde kardeþ oluyorlar?” Evvela þunu bilmekte fayda vardýr: Kafirlerin kendi aralarýndaki kavga ve kargaþalar, heva ve heveslere tapma konusundaki kardeþliklerine engel teþkil etmez. Bakýnýz bu konuda Allah-u Teala þöyle buyuruyor:

&#8220aglaHabibim) Sen, kendilerine kitab indirilmiþ olanlara, bütün delilleri göstersen yine de senin kýblene yönelmezler. Sen de onlarýn kýblesine yönelmezsin. Onlarm bir kýsmý da diðer bir kýsmýnýn kýblesine yönelmezler. Sana gelen ilimden sonra onlarýn hevalarýna uyarsan, þüphesiz zalimlerden olursun.” (Bakara Suresi 2/145)

Dikkat edilirse birbirlerinin kýblelerine uymayan kafirlerin ortak birleþme noktalarý, heva ve heveslerine tapmalarý, baþkalarýný da kendi heva ve heveslerine tapmaya mecbur ve mahkum etmeye kalkýþmalarýdýr. Sonuç olarak kafirler Ehsen-i Takvim mertebesinden Esfel-i Safilin mertebesine inip hayvanlaþmada eþ, küfür de ise kardeþtirler. Müslümanlar ise Ehsen-i Takvim mertebesinde kalmayý muhafaza ederek insanlýkta eþ, imanda ise kardeþtirler.



KAFÝRLER BÝRBÝRLERÝNÝN

DOSTLARIDIR



Müslümanlarýn dostluklarý imana dayandýðý gibi kafirlerin dostluklarý da küfre dayanýr. Çünkü küfür; kafirlerin hayat kaynaðýdýr. Yani Allah-u Teala’yý inkar edip hükümlerini reddetmeye kafirler birbirlerine ortaktýrlar. Kafirler arasýndaki ayrýlýk, itikadi deðil, ameldir. Kafirlerin amelleri birbirlerinden farklý da olsa, itikad nokta-i nazarýnda birbirlerinin dostlarý olduklarý nassý Kur’an ile sabittir. Nitekim Allah-u Teala deðiþmez hayat rehberimiz Kur’an-ý Kerim’de þöyle buyuruyor:

“Kafirler de birbirlerinin dostlarýdýr. (Ne onlar size, ne de siz onlara varis olamazsýnýz.) Eðer siz bunu yapmazsanýz, yeryüzünde bir fitne ve fesad-ý kebir olur.” (Enfal suresi 8/73)

Görüldüðü gibi itikad nokta-i nazarýnda kafýrlerin durumu incelendiðinde görülecektir ki kafýrler, Ýslam’ýn karþýsýnda bir bütündürler. Kafirler, vahy ile çeliþen ve çatýþan anayasa metinlerini sevme ve savunma konusunda rnüttefiktirler.

Küfür milletleri, Allah’ý inkar ve batýlýn üzerinde birleþmeleri hasebiyle tek bir millet gibidirler. Onlarýn kendi aralarýndaki ihtilaf, Ýslamdaki mezheblerin ihtilafý gibidir. (Esna’l Metalib Fi Þerhi Ravdet- Talib (Þeyhul Ýslam Ebi Yahya Zekeriya El-Ensari) C: 4, Sh: 16, Beyrut/ty.)

Mutlak müctehidlerden Ýmam-ý Þafii (Rh.a.) þöyle diyor: “Allah-u Teala kendilerini Resulüllah (S.A.V.) vasýtasýyla kurtarmadan önce kafirler; bütün ayrýlýk ve ihtilaflarýna raðmen,”EL KÜFRÜ BÝLLAH”da ve Allah’m razý olmadýðý amelleri icra etmede birleþiyorlardý. “ (Er-Risale (Ýmam-ý Þafii) Sh: 11-12, Beyrut/1358)

Nitekim günümüzde de Allah’ýn hakimiyetini reddetmede ve milletin hakimiyetini esas almada saðcýlar ve solcular bir ve beraberdirler. Yani Allah’ýn hakimiyetini hiçe sayma konusunda solaklar ve salaklar tam bir ittifak içerisindedirler.

Evet, yaþantýlarý birbirlerinden farklý da olsa, kafirlerin itikaddaki birleþme noktalarý birdir. 0 da Allah-ý ve Allah’ýn kanunlarýný red ve inkar etmedir. Farklý olan amellerinin de tek bir ortak özelliði vardýr. 0 da Allah’ýn rýzasýna dayanmamalarýdýr. Dolayýsýyla kafirler, itikadî ve amelî alanda hududullahý aþma konusunda ortaktýrlar.

Kafirlerden müslümana dost olmadýðý gibi, müslümanlardan da kafirlere dost olmaz. Çünkü müslümanýn müslümandan baþka dostu yoktur. Kafirin de kafirden baþka dostu yoktur.

Ýman ve amelleri müslümanlarýn iman ve amellerinin karþýtý olanlar, müslümanlardan deðillerdir. Tabii ki müslümanlardan olmayanlar, kafirlerden olurlar. Bu konuda en güzel örnek Nuh (A.S.) ile oðlunun durumudur. Allah-u Teala Kur’an-ý Kerim’de þöyle haber veriyor:

“Nuh Rabbine dua edip þöyle dedi: “Ya Rab! Elbette oðlum, benim ailemdendir. Senin vaadin haktýr, onu yerine getirirsin. Sen hakimlerin hakimisin.” (Hud Suresi 11/45)

“Allah þöyle buyurdu: “Ey Nuh! 0, senin ailenden deðildir. Çünkü o, salih olmayan bir amel sahibidir. 0 halde bilmediðin bir þeyi benden isteme. Seni, cahillerden olmaktan menederim. “ (Hud Suresi 11/46)

Bu ayet-i kerime bize göstermektedir ki mümin ile kafir arasýndaki velayet kesilmiþtir. (Envaru’t-Tenzil ve Esraru’t-Te’vil (Allame Kadý Beyzavi) C: 1, Sh:

564 ÝST/1 285) Þu da bir hakikattýr ki dindeki ittifak, nesebdeki ittifakdan daha kuvvetlidir. (E1-Cami-u Li Ahkami’l Kur’an (Ýmam-ý Kurtubi) C: 9, Sh: 46,Kahire/1967) Dinleri birbirlerinden ayrý olanlarý baþka birþey kendilerini birleþtiremez. Dine dayanmayan birliktelikler, sahte birlikteliklerdir. Ve yok olmaya mahkumdurlar.

Ýslam’a göre insanlar; Evliyaullah ve Evliyauþþeytan olmak üzere iki kýsma ayrýlýrlar. Bunlarý tanýdýktan sonra aralarýný ayýrmak gerekir. Velayet/dostluk, Adavet/düþmanlýðýn zýddýdýr. Velayet’in aslý yakýnlýk ve muhabbettir. Adavet’in aslý ise uzaklýk ve buðzdur. (El-Furkan Beyne Evliyai’r-Rahman ve Evliyai’þ-Þeytan (Ýbn-i Teymiyye) Sh 4-5 Mýsýr/1322) Kafirlerin arasýndaki velayet/dostluk, itikad ve amellerin yakýnlýðý ve ayniliði münasebetiyledir. Þu bir hakikattýr ki, itikadî ve amelî yönde birbirlerine yakýn olmayanlarýn arasýnda velayet/dostluk tahakkuk etmez. Aralarýnda velayet (dostluk) tahakkuk edenler, itikad ve amelde birleþenlerdir.

Kafirler için küfür caddesinin saðýnda veya solunda olmak, birleþmeye ve dost olmaya engel deðildir. Çünkü küfür caddesinin saðýnda ve solunda yürüyenlerin arasýnda hiçbir fark yoktur. Her iki tarafin da üzerinde bulunduklarý cadde, sýrat-ý müstakimin dýþýndadýr. Þunu unutmayalým ki; Kapitalizm putuna tapanla, demokrasi putuna tapanýn arasýnda herhangi bir fark olmadýðý gibi kumar oynayan kafir ile zina eden kafirin arasýnda da herhangi bir fark yoktur.

Bu asrýmýzda kafirlerin dostluklarý müesseseleþmiþtir. Bilindiði gibi, bu fani dünyada “Birleþmiþ Milletler Teþkilatý” adýnda bir kurum vardýr. “Birleþmiþ Milletler Teþkilatý’nýn hakiki ismi, “Birleþmiþ Kafirler Teþkilatý’dýr; Çünkü Birleþmiþ Milletler Teþkilatýnýn temeli Ýslam dinine deðil, tamamen insanlar tarafýndan uydurulmuþ beþer kaynaklý batýl ve atýl dinlere dayanmaktadýr. Dolayýsýyla Birleþmiþ Milletler Teþkilatý’ný dost edinip kendisiyle itikadî ve amelî ittifaklarýn içerisine girenler; Ýslam milletinden deðil, küfür milletindendirler.

Birleþmiþ Milletler Teþkilatý; Enternasyonal küfür mafyasýdýr. Birleþmiþ Milletler Teþkilatý’na giren veya girmeyi savunan ferdler ve topluluklar, enternasyonal küfür mafyasýnýn tabii üyesidirler. Müslümanlara düþen görev; Birleþmiþ Kafirler Teþkilatý’na girmek deðil, aksine birleþmiþ kafirler teþkilatý karþýsýnda tek ümmet haline gelmektir. Þunu unutmayalým ki, biz müslümanlar karþýmýzda tek millet haline gelmiþ küfür cephesine karþý tek ümmet olduðumuzu ortaya koymazsak, fitne iktidar olur ve yeryüzünde büyük bir fesad meydana gelir. Günümüz Ýslam coðrafyasýnda huküm sürmekte olan Demokrasi, laiklik, krallýk, liberallik gibi fitnelerin iktidarlarýnýn ayakta kalmalarýna vesile olan; tek ümmet haline gelmeyen müslümanlardýr. Bakýnýz bu konuda Ýslam ulemasýndan Zemahþeri (Rh.a.) þöyle diyor: “Müslümanlar þirk karþýsýnda tek el haline gelmezlerse, þirk hakim olur ve fesad da ziyadeleþir.” (Tefsiru Keþþaf (Zemahþeri) C: 2, Sh: 240, Beyrut/1 947) Hakim olan þirk iktidarýnýn yýkýlmasýný ve fesadýn ortadan kalkmasýný arzu eden müslümanlar, biran önce tek ümmet haline gelmelidirler. Tabii ki küfür cephesi karþýsýnda tek ümmet haline gelen müslümanlar, kafirlerin sadece kafirlere dost olduklarýný da göstermiþ olurlar.

Þu bir hakikattýr ki mümin ile kafir arasýnda velayet, yardýmlaþma ve veraset bakýmýndan hiçbir bað yoktur. Yalnýz kafir ve fasýklarla, idarei maslahat yapmak caizdir. Bu Allah (c.c.)’ýn haram kýldýðý velayet ve dostluðun içerisine girmez. Onlara velayet hakký tanýmak sevip dost edinmek baþka þeydir. Ýdare-i maslahat etmek, baþka þeydir. Çünkü Resulüllah (S.A.V.) þöyle buyuruyor: “Bir kavme karþý yüzümüz gülse de kalblerimiz onlara lanet eder.” Bazý alimlere göre kafir ve müþriklerle idare-i maslahat yapmak, müslümanlara zarar vermemek ve Ýslam’a aykýrý olmamak þartýyla caizdir. Bu dostluk ve idare-i maslahatçýlýk, adam öldürme, hýrsýzlýk yapma ve yalan þahitliðe sebeb olursa, elbette caiz deðildir. Þunu unutmayalým ki; kafirleri dost edinmek, sevmek ve meyletmek Ýslam’da haramdýr. (Revaiu’l Beyan Tefsiru’l ayati’l Ahkamý Mine’l Kur’an (M. Ali Sabuni) C: 1, Sk: 404, Beyrut/ty.)

Sonuç olarak kafirlerin birbirlerinin dostlarý olduklarý hususunda hiçbir tereddüt yoktur. Müslümanlar her halükarda kafirlerin dostluklarýndan kaçýnmakla mükelleftirler. Allah-u Teala deðiþmez hayat programýmýz Kur’an-ý Kerim’de þöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Eðer babalarýnýz ve kardeþleriniz, iman üzerine küfrü tercih edip seviyorlarsa, onlarý dostlar edinmeyiniz. Sizden kim, onlarý dost edinirse, iþte onlar, zalimlerin ta kendileridir.” (Tevbe Suresi 9/23)

Evet, Ýslam’dan baþka bir din (nizam, sistem) aramak kabul olunmamakla birlikte nasýl ki safi bir hüsran oluyorsa, týpký bunun gibi müslümanlardan baþka dost aramak da safi hüsrandýr. Kýsacasý “Kefertü Billahý” diyen veya Allah’a iman etmekle birlikte baþkalarýnýn hakimiyet gücüne temessük eden kafir ve müþrilderin mekanlarý ve amelleri ayrý ayrý da olsa yine Ýslam karþýsýnda ve Allah-u Teala’nýn nefret ettiði amelleri konusunda bir ve beraberdirler.



KAFÝRLERÝ DOST EDÝNEN

KAFÝRLERDENDIR



Ýslam’a göre dostluk; itikadi ve ameli bir eylemdir. Kiþi kalben sevdiðini amelen ispatlar. Küfür üzere karar kýlmýþ kafirleri sevip dost edinmek, kalbî ve fiilî olarak kafirlere teslim olmak demektir. Esasen müminleri býrakýp kafirleri dost edinmek, kafirliktir. Allah-u Teala deðiþmez hayat mektebimiz Kuran-ý Kerim’de þöyle buyuruyor:

“Müminler, müminleri býrakýp da kafirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa artýk Allah’tan iliþiði kesilmiþ olur. Meðer ki, onlardan gelecek bir tehlikeden dolayý takiyyede bulunasýnýz. Allah size kendinden korkmanýzý emrediyor. Nihayet dönüþ Allah’adýr.” (Ali Ýmran Suresi 3/28)

“De ki: Ýçindekileri gizleseniz de, açýða vursanýz da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanlarý da bilir. Allah her þeye kadirdir.” (Ali Ýmran Suresi 3/29)

Müfessirin ulemadan Allame Kadý Beyzavî (Rh.a.) bu ayet-i kerimenin tefsirinde þöyle diyor: “Eðer kalblerinizde kafirlere karþý bir sevgi ve dostluk meyli varsa, onu saklasanýz da, açýða vursanýz da Allah bilir. Zira göklerde ve yerde olan herþeyi bilen Allah, elbette, sizin gizlinizi de aþikârýnýzý da bilir. Ayrýca o, kafýrlere dost olmanýzý yasaklamamýza raðmen, yine de siz bundan vazgeçmezseniz, sizi cezalandýrmaya da kadirdir.” (Envaru’t Tenzil ve Esraru’t Te’vil (Kadý Beyzavi) C: 1, Sh: 200-201, ÝST/1285) Evet, kafirleri dost edinmek; hem dünyevî ve hem de uhrevî cezaya çarpýlmaya sebebtir. Çünkü kafirlerin dostluðu, imaný beraberinde götüren bir felaket ve helakettir.

Kafirlerin karaltýsýný, ordusunu, techizat ve kuvvetini çoðaltan kiþi kafirlerdendir. Velev ki, bu kiþi alnýný secdeden kaldýrmayan birisi olsun. Bilerek ve inararak kafirleri dost edinip kuvvetlendirenler, daire-i Ýslamdan çýkýp kafir olanlardýr.

Kafýrleri dost edinmek, tevhid akidesiyle çatýþan ve çeliþen bir durumdur. Müminleri býrakýp baþkalarýný dost edinenler, Allah-u Teala’nýn hududlarýný ihmal edip emir ve nehylerini hiçe saydýklarý için Ýslam halkasýný kendi boyunlarýndan çýkaran kafirlerdir. (Feyzu’l Kadir Þerhu Camiu’s Saðir (Menavi) C: 6, Sh: 111, Beyrut/ty.) Þunu unutmayalým ki; kafýrlerin dostluðu, mümin ile küfür arasýndaki riddet köprüsüdür. Yani mürtedlik köprüsüdür. Dolayýsýyla diyoruz ki; kafirleri itikaden ve amelen dost edinenler, riddet köprüsü üzerinden küfre intikal edenlerdir. Allah-u Teala hayat rehberimiz Kur’an-ý Kerim’de þöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Düþmanlarýmý ve düþmanlarýnýzý dostlar edinmeyin. Siz, onlara sevgi yolluyorsunuz; halbuki onlar, Kur’an’dan size geleni inkar ettiler. Rabbiniz olan Allah’a iman ediyorsunuz diye, sizi ve peygamberi (Mekke’den) çýkarýyorlardý. Eðer sizler, benim yolumda ve rýzam uðrunda cihad için çýktýnýzsa, (düþmanlarýmý ve düþmanlarýnýzý dost edinmeyin.) Siz, sevgi göstererek, onlara sýr veriyorsunuz; halbuki ben, sizin gizlediklerinizi de, açýkladýklarnýzý da hep bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, artýk hak yolun ortasýndan sapmýþtýr.” (Mümtehine Suresi 5/1)

Müfessirin ulemadan Konyalý M. Vehbi (Rh.a.) bu ayeti kerimenin tefsirinde þöyle diyor: “Bu ayette Hak ile murad; Kur’an ve din-i Ýslamdýr. Yahut Resulüllah’týr. Kafirler bunlarýn hepsine küfretmiþler ve küfr-ü dalali terkle hak olan peygamberin getirdiði Kur’an’a iman edenleri imanlarýndan dolayý düþman saymýþlar ve yurtlarýndan çýkarmýþlardýr. Küfürle iman pençe pençe daima çarpýþmaktan hiçbir zaman hali kalmamýþ ve ila yevmilkýyam da çarpýþacaklardýr. Binaenaleyh; kafirler müslümanlara husumet ederek yurtlarýndan çýkarýrlar ve her zaman da çýkarmak isterler. Müslümanlarýn da dinlerini, ýrz ve namuslarýný ve memleketlerini muhafaza için onlarý düþman bilerek daima mukabele-i bilmisilde bulunmalarý vazife-i diniyeleri icabýndandýr. Allah yolunda mücahede; ibadet olup kafirlere muhabbet ise kabahat olduðundan ikisinin bir yerde bulunmasý caiz olamaz.” (Hulasatü’1 Beyan Fi Tefsiri’l Kur’an (Mehmed Vehbi) C: 14, Sh: 5871-5872, ÝST/1960) Esasen kafirlere kalbî muhabbet; hem imaný ve hem de imanýn meyvesi olan cihadý bozan bir pisliktir. Kafirlerin muhabbetinin girdiði bir kalbde iman duramaz.

Allah-u Teala deðiþmez hayat düsturumuz Kur’an-ý Kerim’de þöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Yahudilerle Hýýistiyanlarý dost edinmeyin. Onlar, birbirlerinin dostlarýdýr. ÝÇÝNÝZDEN KÝM ONLARI (YAHUDÝ VE HIRÝSTÝYANLARI) DOST EDÝNÝRSE, 0 DA ONLARDANDIR. Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez.” (Maide Suresi 5/51) Bu ayet-i kerime bize açýkça göstermektedir ki; kafirleri dost edinen kafirlerdendir.

Bu dünyada kalben kafirleri sevenler, kafirlerdendirler ve ahirette de ceza ve azab yönünde onlarla beraberdirler. Çünkü müslümanýn kafiri dost edinmesi küfürdür. (Fethu’l Kadir Beyne Fenni Rivayeti ve Dirayeti Min Ýlmi Tefsir (Þevkani) C: 2, Sh: 51, Kahire/1964) Her kim kafirleri dost edinme küfrünü bilerek ve inanarak iþlerse þüphesiz kafirlerdendir. Her müslüman þunu çok iyi bilmelidir: Ayýdan post, kafirden de dost olmaz. 0 kafirlerin dostluðunu müminlerin dostluðuna tercih edenler, müslümanlardan deðil, kafirlerden kendilerini saymalýdýrlar.

http://www.hicretonline.com/Kufur%20Tek%20Millettir/Ucuncu%20Bolum%20Kafirler%20Kufurde%20Kardesdirler.htm
Gönderen: 23.02.2006 - 09:46
Bu Mesaji Bildir   ord_prof üyenin diger mesajlarini ara ord_prof üyenin Profiline bak ord_prof üyeye özel mesaj gönder ord_prof üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SENCER BEY su an offline SENCER BEY  
38 Mesaj -
S.A. BÝZÝM ANLATMAYA ÇALIÞTIÐIMIZ KONULAR ÝLE SÝZÝN BAHSETTÝÐÝNÝZ KONULAR ÇOK FARKLI, BÝZ KAVRAMLARDAN BAHSETMÝYORUZ,MÝLLET KELÝMESÝNÝN KÖKÜ, KÖKENÝ NÝYE KARIÞTIRILIYOR ANLAMADIM. BÝZÝM YAZDIKLARIMIZA BÝR BAKIN, BÝRDE AÞAÐIYA EKLEYECEÐÝM YAZIYI OKUYUN.ÇELÝÞÝP ÇELÝÞMEDÝÐÝNÝ BELÝRTÝN. ALLAHA EMENET OLUNUZ.

Dördüncü Mes'ele: Müsbet milliyet, hayat-ý içtimaiyenin ihtiyac-ý dâhilîsinden ileri geliyor; teavüne, tesanüde sebebdir; menfaatli bir kuvvet temin eder; uhuvvet-i Ýslâmiyeyi daha ziyade teyid edecek bir vasýta olur.

Þu müsbet fikr-i milliyet Ýslâmiyet'e hâdim olmalý, kal'a olmalý, zýrhý olmalý.. yerine geçmemeli. Çünki Ýslâmiyet'in verdiði uhuvvet içinde bin uhuvvet var; âlem-i bekada ve âlem-i berzahta o uhuvvet bâki kalýyor. Onun için uhuvvet-i milliye ne

(Orjinal Sayfa345)

kadar da kavî olsa, onun bir perdesi hükmüne geçebilir. Yoksa onu onun yerine ikame etmek; ayný kal'anýn taþlarýný, kal'anýn içindeki elmas hazinesinin yerine koyup, o elmaslarý dýþarý atmak nev'inden ahmakane bir cinayettir.

Ýþte ey ehl-i Kur'an olan þu vatanýn evlâdlarý! Altýyüz sene deðil, belki Abbasîler zamanýndan beri bin senedir Kur'an-ý Hakîm'in bayraktarý olarak, bütün cihana karþý meydan okuyup, Kur'aný ilân etmiþsiniz. Milliyetinizi, Kur'ana ve Ýslâmiyete kal'a yaptýnýz. Bütün dünyayý susturdunuz, müdhiþ tehacümatý def'ettiniz, tâ (MAÝDE 54) âyetine güzel bir mâsadak oldunuz. Þimdi Avrupa'nýn ve firenk-meþreb münafýklarýn desiselerine uyup, þu âyetin evvelindeki hitaba mâsadak olmaktan çekinmelisiniz ve korkmalýsýnýz!

Cây-ý dikkat bir hal: Türk milleti anasýr-ý Ýslâmiye içinde en kesretli olduðu halde, dünyanýn her tarafýnda olan TÜRKLER ise Müslümandýr. Sair unsurlar gibi, müslim ve gayr-ý müslim olarak iki kýsma inkýsam etmemiþtir. Nerede Türk taifesi varsa, Müslümandýr. Müslümanlýktan çýkan veya Müslüman olmayan TÜRKLER, Türklükten dahi çýkmýþlardýr (Macarlar gibi). Halbuki küçük unsurlarda dahi, hem müslim ve hem de gayr-ý müslim var.

Ey Türk kardeþ! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin Ýslâmiyetle imtizaç etmiþ. Ondan kabil-i tefrik deðil. Tefrik etsen, mahvsýn! Bütün senin mazideki mefahirin, Ýslâmiyet defterine geçmiþ. Bu mefahir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediði halde, sen þeytanlarýn vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme!
Gönderen: 23.02.2006 - 10:17
Bu Mesaji Bildir   SENCER BEY üyenin diger mesajlarini ara SENCER BEY üyenin Profiline bak SENCER BEY üyeye özel mesaj gönder SENCER BEY üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
nursuz su an offline nursuz  
227 Mesaj -



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son nur_66 tarafından, 23.02.2006 - 16:30 tarihinde.
Gönderen: 23.02.2006 - 16:15
Bu Mesaji Bildir   nursuz üyenin diger mesajlarini ara nursuz üyenin Profiline bak nursuz üyeye özel mesaj gönder nursuz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
nursuz su an offline nursuz  
RE: vehbi70 kardesim milliyetci de olsan kardesimsin !
227 Mesaj -
[quote]Orijýnalý omer furkan

Selamun aleykum
RABBÝMin selami üzerimize olsun..

------------------------------------

istersen bir de o kardeslerimizin tarih kitaplarýný oku........

--------------------------------------------

kardas hangi kitabtan bahsediyorsun...tarihi olmayanin kitabi mi olur...kendilerine kürt demesiden rahatsiz olmuyoruz sadece bölücülük yapmasinlar....kardes gibi yasayalim..


Haz bulduk vatanin tasalarinda,
Makam istemeyiz, dertler bizimdir.
Bas eGme yok, Türk,ün yasalarinda,
Zulme karsi duran mertler bizimdir.
Millete adandik, dönek deGiliz.
Kolayca bükülür bilek deGiliz..
Bir kapiya baGli köpek deGiliz.
DaGlarda teröre kendini siper eden mehmetcikler bizimdir.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son nur_66 tarafından, 23.02.2006 - 16:30 tarihinde.
Gönderen: 23.02.2006 - 16:28
Bu Mesaji Bildir   nursuz üyenin diger mesajlarini ara nursuz üyenin Profiline bak nursuz üyeye özel mesaj gönder nursuz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
RE: RE: vehbi70 kardesim milliyetci de olsan kardesimsin !
919 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý nur_66

[quote]Orijýnalý omer furkan

Selamun aleykum
RABBÝMin selami üzerimize olsun..

------------------------------------

istersen bir de o kardeslerimizin tarih kitaplarýný oku........

--------------------------------------------

kardas hangi kitabtan bahsediyorsun...tarihi olmayanin kitabi mi olur...kendilerine kürt demesiden rahatsiz olmuyoruz sadece bölücülük yapmasinlar....kardes gibi yasayalim..


Haz bulduk vatanin tasalarinda,
Makam istemeyiz, dertler bizimdir.
Bas eGme yok, Türk,ün yasalarinda,
Zulme karsi duran mertler bizimdir.
Millete adandik, dönek deGiliz.
Kolayca bükülür bilek deGiliz..
Bir kapiya baGli köpek deGiliz.
DaGlarda teröre kendini siper eden mehmetcikler bizimdir.




SELAMUNALEYKÜM...

AH NUR66 KARDEÞÝM derdimizi anlatamýyoruz bu topraklarda yaþayan herkes kardeþ dir diyoruz anlatamýyoruz ve ya anlamak istemiyorlar...
kalkýp bana hiç kürt GÖRDÜNMÜ diye bir soru soruyorlar saçma sapan...

yüzlerce kürt arkadaþým var!!!
hiç biride bu devletin dinine bayraðýna topraðýna ve bölünmesine razý deðil ve de karþý cýkýyorlar (VE EÐÝTÝM DÜZEYÝ YÜKSEK ARKADAÞLAR)
NE DÝYEYÝM RABBÝM AKIL FÝKÝR VERSÝN EVANCELÝSLER ÜLKEYA YERLEÞMEDEN!!!

SEVGÝ SAYGI VE DUA ÝLE
Gönderen: 23.02.2006 - 16:44
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
omer furkan su an offline omer furkan  
milliyetcilik fransizlardan türedi! bize ne oluyor ?
401 Mesaj -
selamun aleykum
RABBÝMin selami kardeslerimin üzerine olsun..

[quote]Orijýnalý nur_66


kardas hangi kitabtan bahsediyorsun...tarihi olmayanin kitabi mi olur...kendilerine kürt demesinden rahatsiz olmuyoruz sadece bölücülük yapmasinlar....kardes gibi yasayalim..

guzel kardesim bu konu cok derin bir konu.. tarihi olmayan diyorsun kürt kardeslerimiz icin.. ve ekliyorsun tarihi olmayanlarýn kitabý mý olurmus diye.. ben daha ne diyim ki ? tarihi olmayan bir millet de yok demektir.. yani diyorsun ki kürt diye bisey yoktur.. sana google da kürt tarihi yaz karsina neler cikar desem..ordaki kaynaklarý muteber gormiceksin.. cunku herkes kendi tarihini yazýyor.. inanmicaksin kabullenemiceksin..

boluculuk yapmasýnlar diyorsun bir de kendine sor bakalim kardesim milliyetcilik diye yola cikanlarýn osmanliyi nasýl parcaladýklarýna bir bak istersen.. dedik ya koskoca cografyadan benim milliyetcilik anlayýsým bu deyip 40 dan fazla devlet cikti.. daha da cýkar cunku milliyetciligin bir siniri yok! dedik ya kavram insana ait ALLAHa ait bir kavram deil..

simdi kalkip milliyetciyim diye yola cikan bir kürt kardesimize sen milliyetci olamazsin demeden önce kendine sorman gerekmez mi bu soruyu ?

ne kürt milliyetcisi ne türk milliyetcisi ne rum milliyetcisi ne alman milliyetcisi ne arap milliyetcisi.. hicbiri

sadece rabbine bir kul olmus insan..
bu kadar..

kriter bu !

biz müslümanlarýn bid'at kavramlara ihtiyacý olmamali kardesim.. hele hele bu kavram batida türemisse hic olmamali !!

vehbi abicim yukarýdaki yazýlarýnýzý siz buraya eklemeden önce cok defa okuduk merak etmeyin.. dedik ya bu topraklarda okuduk üniversitede bile tarih dersi zorunludur bu topraklarda bilemem haberiniz var mi ?

yani benim güzel abim senin bu fikirlerin resmi ideolojinin fikirlerinden farkli deil.. laik pozitivist milliyetcilik anlayisindan pek farkli deil.. yukarýya eklediginiz yazýlarý isterseniz bir daha okuyun belki daha iyi anlarsiniz..

bu arada abicim umarým evanjelistlerin tuzaklarýndan korunmamiz icin bizi milliyetcilige davet etmiyorsunuz.. bir musibetten kurtulalim tamam da bunun icin baska müsibete ne gerk var abicim..


selam ve dua ile...
Gönderen: 23.02.2006 - 17:27
Bu Mesaji Bildir   omer furkan üyenin diger mesajlarini ara omer furkan üyenin Profiline bak omer furkan üyeye özel mesaj gönder omer furkan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
919 Mesaj -
bu arada abicim umarým evanjelistlerin tuzaklarýndan korunmamiz icin bizi milliyetcilige davet etmiyorsunuz.. bir musibetten kurtulalim tamam da bunun icin baska müsibete ne gerk var abicim..

KARDEÞÝM BEN BU AÞAMADAN SONRA SÝZE CEVAP VERMEM SÝZ BELLÝ BÝR KALIP ÝÇÝNDE DÖNÜYORSUNUZ...
SÝZ YUKARIDAKÝ YAZINIZI KELÝME KELÝME OKUYUN VE DÜÞÜNÜN KARDEÞÝM!!!
EVANGELÝSLER DENEN UCUBELERLE YANÝ ÝSLAM DÜÞMANLARIYLA...
AYNI KEFEYE KOYUYORSUNUZ YA DAHA BAÞKA SÖZE GEREK YOK!!!
HANGÝ DÝNÝMÝ,VATANIMI,BAYRAÐIMI,MÜMÝN KARDEÞÝMÝ SEVÝYORUM DÝYEN BÝR MÝLLÝYETCÝNÝN ÝSLAMA SALDIRDIÐI GÖRÜLMÜÞ...
BEN TEKRAR SÖYLÜYORUM MÝLLÝYETCÝYÝM(ULUSALCI GECÝNENLERDEN DEÐÝLÝM!!!)
KÜRT KARDEÞLERÝMÝZE SÝZ AYRI BÝR IRKSINIZ DÝYE DÜZMECE KÝTAP YAZDIRILAN YAZARLARIDA BÝLÝYORUZ BU KONUDA BOYU KADAR KÝTAP YAZIP TA ACI GERCEKLERÝ ÖÐRENÝNCE BÝZ YANLIÞ YAPMIÞIZ DÝYEN ÝNSANI DA NASIL BOÐAZLADIKLARINIDA BÝLÝYORUZ BÝZLER BÝLLÝYORUZDA BAÞKALARINA ANLATAMIYORUZ MALESEF...

HER MAÞA ATEÞ SÖNÜNCE BÝR KÖÞEYE ATILIR!!!(NE DEMEK ÝSTEDÝÐÝMÝ ANLARSINIZ UMARIM)
BÝRDE BANA YÜKSEK OKUL MUHABBETÝ YAPMA MUHAFAZA KELÝMESÝNÝN ANLAMINI BANA SORUYOSUN!!!

RABBÝM SELAMET VERSÝN ÝNÞALLAH.AMÝN
SEVGÝ SAYGI VE DUA ÝLE
Gönderen: 23.02.2006 - 17:55
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
omer furkan su an offline omer furkan  
401 Mesaj -
selamun aleykum
RABBÝMin selami üzerimize olsun..

güzel abicim benim..emin ol senin icindeki duygularý az cok hissediyorum guzel abim.. emin ol.. senin diger yazýlarýný da az cok takip ediyorum.. senin müslüman kardeslerme zarar vermiyecegine su kalbim tam anlami ile mutmaindir.. fakat guzel abim bu fikirler baska abim.. cok baska abicim.. senin duygularýndan cok farkli guzel abim..

guzel abim burda yuksek okul muhabbeti yapacak kadar aciz de deilimdir insaALLAH.. bu bir ovunc kaynagi deildir.. sayet rabbimin yolunda deilsen ne ise yarar bilgi.. kitap yuklu merkep olmaktan baska!!
sana guzel abicim muhafaza kelimesinin anlamini sormamistim orada dikkat et abicim
orada o.s.orhon dan yapmis oldugun alintidan ALLAHa sigindigimi ifade etmek icin bu ifadenin ne anlama geldigini sordum ALLAH muhafaza diyerek? sanýrým yanlis anladin guzel abim..

[quote]Orijýnalý omer furkan


Mesela bir yazý var ALLAH muhafaza bu ne demek ?
herseyden üstün olarak gördügün sey ("Milletini seven her Türk için ana vatanýn selameti her þeyden üstün gelir."- O. S. Orhon ) bu mudur ? herseyden üstün dikkat et!! Hersey!!! Bu cumleleri kullanýrken lutfen sadece okumayýn ayný zamanda akledin.. bunlar basit cumleler deil kardesim.. hem de hic deil lütfen..

emin ol ki senin gibi guzel kalbe sahip olduktan sonra bu milliyetcilik fikirleri pek zarar vermez.. cunku kalbini RABBÝMe teslim etmissin.. fakat bu kavram her zaman masumlarýn elinde deil guzel abim.. cogu zaman arsýzlarýn elinde..
ne arsýzlarýn elinde oldugu icin ne de samimi insanlarýn elinde oldugu icin karsi duruyorum bu kavrama.. sadece bid'at oldugu icin karsi durmam guzel abim..

selam ve dua ederim..
Gönderen: 23.02.2006 - 18:12
Bu Mesaji Bildir   omer furkan üyenin diger mesajlarini ara omer furkan üyenin Profiline bak omer furkan üyeye özel mesaj gönder omer furkan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
919 Mesaj -
omer furkan kardeþim türkceni ne kadar geniþ anlam taþýdýðýný bahsetmiþtim(burda ayný noktada mutabýksak)mesele kalmaz!!!

yukarýdaki yazýlardada belirtim kiþiler beni baðlamaz herkesin imaný kendinden sorumludur yaptýklarý her iyiðin ve kötülüðün hesabýný RABBÝME VERECEKTÝR...
herseyden üstün olarak gördügün sey ("Milletini seven her Türk için ana vatanýn selameti her þeyden üstün gelir."- O. S. Orhon )

KARDEÞÝM BU YAZIYA TAKILIPTA FARKLI KELÝMELER TÜRETMENÝN ANLAMI YOK...
BU VATAN DAÞIN ÝSLAMDAN ÜSTÜN TUTMAYI KASTETDÝÐÝNÝ NERDEN BÝLÝYORSUN...

TAKDÝR EDERSÝNKÝ ÝSLAM BÝZÝM RUHUMUZ BU DÜNYA ÝÇÝNDE GEÇERLÝ AHÝRET ÝÇÝNDE...

VATAN SADECE BU DÜNYADA LAZIM ...
YUKARIDAKÝ VATAN DAÞ HADÝ BU KELÝMEYÝ ÝNANCI KASDEDEREK SÖYLEMEDÝYSE NE YAPACAÐIZ???
YUKARIDA YAZIYORMU KÝ VATAN HAÞA ÝSLAMDAN ÜSTÜNDÜR KELÝMESÝ...

BAK KARDEÞÝM BÝRBÝRÝMÝZE MANTIK OYUNU YAPMAYALIM...
SANA BÝR BÝLGÝ DAHA VEREYÝM!!!

AÞAÐI YUKARI 6 AYDIR FELAN RAVDA GÝBÝ TOPLUMA ACIK FORM SAYFALARIN DA BÖLÜCÜLER VE TERERÜSLER CÝRÝT ATIYOR KAFASI KARIÞIK KARDEÞLERÝMÝZÝ KANDIRIP YANLARINA CEKMEK ÝSTÝYOR VE BUNUN ÝÇÝNDE DÝNÝMÝZÝ BÝLE KULLANIYORLAR...

VE BENDE ISRARLA YAZIYORUM HADÝS Ý ÞERÝF Ý
MÜSLÜMANIN HER ÞEYÝ KANI IRZI VE MALI DÝÐER MÜSLÜMANA HARAMDIR.(HADÝS SAHÝH-Ý MÜSLÝM)

SEVGÝ SAYGI VE DUA ÝLE
Gönderen: 23.02.2006 - 18:37
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
nursuz su an offline nursuz  
GARDASIM ÖMER FURKAN
227 Mesaj -
ayrimciligi kim yapiyor acaba..

biz diyoruz ki vatanimizda yasayan (türkiyemizde)
kim olusa olsun IRKI VE DINI ÖNEMI YOK eger bir türkiye cumhuriyeti nüfüs cüzdani tasiyorsa BIZIM ICIN O BIR TÜRK VATANDASIDIR BIR KARDESIMIZDIR DINIAYRI OLABLIR..SONUCTA TÜRK VATANDASIDIR , NE ASMAYA NEDE KESMEYE NEDE KOVMAYA NIYETIMIZ VAR VEDE OLAMAZDA ...BIZ MILLIYETCILER (ülkücüler) böyle düsündümüz icin IRKCIMI OLUYORUZ ...YOKSA BEN KÜRDÜM ,BEN RUMUM ,BEN ERMENIYIM v.s. NÜSFUS CÜZDANLARIMIZDA ÖYLE YAZILSIN , BEN ALEVIYIM NÜFUS CÜZANIMDA ISLAM YAZILMASIN DIYENLERMI AYRIMCI VE IRKCI OLUYOR ...


BIZ DIYORUZKI MADEM BIZ TÜRKIZ VATANIMIZINDA ADI ÜSTÜNDE TÜRKIYE NIYE BU TÜRK KELIMESINDEN RAHATSIZ OLUYORLAR ....RAHATSIZ OLAN PEKI GITSIN TUTAN YOKKI VARMI...

YA NEREDE GÖRÜLMÜS DÜNYADA ERHANGI BIR ÜLKEDE YASAYIPTA VATANDASI OLAN BIR INSANIN BASKA BIR KIMLIKLE KENDINI DISLADIGINI...BIZ BÜTÜN VATANDASLARIMIZA KUCAK ACIYORUZ VE TEK BIR MILLET OLARAK AYRIMCILIK YAPMIYORUZ..

akrabalik baglarimiz dahi olmus yani akil Disi irkcilik yaparak onlari dislamak...bir düsün güzel kardesim BIZMI IRKCIYIZ YOKSA O KENDINI DISLAYANLARMI IRKCI BIR HAYAL UGRUNA KAN DÖKENLERMI ...

adam diyorki ben TÜRKIYDE YASAYAN BIR KÜRT VATANDASIYIM ALLAH adina yemin ederim kendim sahit oldum kac kere böyle konusmalara..#
simdi bumu kendini dislayip irkcilik yapmak yoksa bizim gittimiz yolmu...

saygilarimla

ALLAHA EMANET OL GARDASIM ÖMER FURKAN


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son nur_66 tarafından, 23.02.2006 - 19:27 tarihinde.
Gönderen: 23.02.2006 - 19:22
Bu Mesaji Bildir   nursuz üyenin diger mesajlarini ara nursuz üyenin Profiline bak nursuz üyeye özel mesaj gönder nursuz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
abdullatif su an offline abdullatif  
RE:
173 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý abdullatif

Ben de derim ki; Hamiyet-i Milliyemizi,[Hangi milletten olursak olalým] Hamiyet-i Diniyemize hadim ve kuvvet ve kale yapmalýyýz.Yoksa çok zarar ederiz.


Gönderen: 23.02.2006 - 23:59
Bu Mesaji Bildir   abdullatif üyenin diger mesajlarini ara abdullatif üyenin Profiline bak abdullatif üyeye özel mesaj gönder abdullatif üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_SeRKaN_ su an offline _SeRKaN_  
406 Mesaj -
s.a.

Amaç sadece aramýzda bir birlik oluþturmak. Ve bu birliði de bu topluma ÜMMET bilincini aþýlayarak, bunun önemini anlatarak ulaþabiliriz.

Bizim dünyadaki herhangi bir Müslüman zarar gördüðü zaman yüreðimiz yanýyorsa, Irak'ta olanlar için gözyaþý döküp, yeri geldiði zaman mitingler düzenliyorsak, Oradaki direniþçilerin mücadelelerinde baþarýlý olmalarý için Rabbimize yakarýyorsak, Flistin'de Yahudi iþgaline karþý büyük mücadeleler veren Filistinlilere madden, manen destek veriyorsak bu bizim ÜMMET bilincine sahip olduðumuzdandýr.

Ya da ülkemizde bu kadar oynanan oyuna raðmen, Ýnsanlarýn birbirine düþürülmeye çalýþýlmasýna raðmen, Oðlu askerde þehit olan bir baba, ana hala doðudakilere "onlar benim kardeþlerim" diyebiliyorsa bu ÜMMET olduðumuzdandýr. Ki bu ÜMMET bilincine sahip insanlar doðruyu yanlýþý, suçluyu suçsuzu ayýrabilecek ferasete sahip olanlardýr.

Evet amaç sadece aramýzdaki birliði bu zor dönemlerde daha pekiþtirmek.

Bu sitede bu tür yazýlarý yazanlara hep karþý çýktým. Karþý çýktým çünkü bu insanlarýn birliðinin sadece ve sadece ÜMMET olmaktan geçtiðini bildiðimdendir. Ve bu tür yazýlarýn insanlarý daha çok ayrýlýða götüreceðine inanýyorum

Ve son söz;

Aklý baþýnda her Müslüman yaþadýðý vataný, milleti sever ve herhangi bir tehlikeye karþý korumaya çalýþýr. Bunu yapmasý içinde herhangi bir beþeri ideolojiye sahip olmasý gerekmez.

selam ve dua ile.
Gönderen: 24.02.2006 - 09:10
Bu Mesaji Bildir   _SeRKaN_ üyenin diger mesajlarini ara _SeRKaN_ üyenin Profiline bak _SeRKaN_ üyeye özel mesaj gönder _SeRKaN_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SENCER BEY su an offline SENCER BEY  
BİZ BİR BÜTÜNÜZ
38 Mesaj -
300-500 SENELÝK TARÝHÝ ÝLE DÜNYAYA KAN KUSTURAN, HER IRKTAN (SÝYAH, BEYAZ, SARI, KIZIL DERÝLÝgöz kırpma ÝNSANI BÝR ARADA TUTAN, ONLARI DÜNYANIN SÜPER GÜCÜ YAPAN, OKYANUSLARI AÞARAK DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAKÝ ÜLKERÝ ÝÞGAL ETME CESARETÝNÝ AMERÝKA NEREDEN BULUYOR DÜÞÜNDÜNÜZMÜ ?
AMERÝKA BU GÜCÜ ÝMANINDAN ALÝYOR, AMERÝKA BU GÜCÜ ÜMMET BÝLÝNCÝNDEN ALIYOR, AMERÝKA BU GÜCÜ, BABA OÐUL VA KUTSAL RUHTAN ALIYOR. BÜTÜN BUNLARI YAPARKENDE HALKINA MÝLLET OLMA, AMERÝKALI OLMA BÝLÝNCÝNÝ VERÝYOR. SÝZ HÝÇ BÝR AMERÝKAN VATANDAÞININ, BEN ALMANIM,ÝNGÝLÝZÝM,FRANSIZIM,ÝTALYANIM V.S. DEDÝÐÝNÝ GÖRÜP DUYDUNUZMU?
BUNA MUKABÝL BÝZLER; BÝNLERCE YILLIK TARÝHÝMÝZE, 17 BÜYÜK DÜNYA DEVLETÝ KURARAK, DÜNYAYA DEVLET KURMA GELENEÐÝNÝ ÖÐRETEN BÝZLER, ALLAHIN (C.C.) BAÐIÞLAMIÞ OLDUÐU BU LUTFU NEDEN DEÐERLENDÝRMEYELÝM? ÝSLAMLA ÞEREFLENDÝKTEN SONRA TÜRKLERÝN ÝSLAMA KATKISINI GÖZ ARDI ETMEK MÜMKÜNMÜ? UNUTULMAMALIDIRKÝ, BUNUN ENÝYÝ BÝLÝNCÝNDE OLAN ÝSLAM DÜÞMANLARIDIR. TÜRKLERÝN TEKRAR O ESKÝ ZAMANLARDA OLDUÐU GÝBÝ ÝSLAMIN BAYRAKTARI OLMASINI ÝSTEMEDÝÐÝNDEN, ÇEÞÝTLÝ OYUN VE HÝLELERLE ENGEL OLMA ÇABALARI SON DÖNEMLERDE YOÐUNLAÞMIÞTIR.
SEVGÝLÝ KARDEÞLERÝM ONLARIN OYUNLARINI BOZACAK OLANDA BÝZLERÝZ ÝNÞALLAH.BÝZE GÖRE, TÜRKÝYE CUMHURÝYETÝ VATANDAÞI OLAN HERKES ÖNCE TÜRK TÜR. MÜSLÜMAN TÜRK VATANDAÞLARI ÝSE BÝZÝM ÖZ KARDEÞÝMÝZDÝR, (HANGÝ ETNÝK KÖKENDEN OLURSA OLSUN) BUNUN YANISIRA DÜNYANIN NERESÝNDE OLURSA OLSUN BÜTÜN MÜSLÜMANLAR KARDEÞTÝR. ZOR DURUMDAKÝ KARDEÞLERÝMÝZE YARDIM ETMEK BÝZÝM GÖREVÝMÝZDÝR. ÝSLAM USÜLÜNDE OLDUÐU GÝBÝ YAKINDAN UZAÐA DOÐRU BU GERÇEKLEÞTÝRÝLECEK ÝNÞAALLAH. BUNUN ÝÇÝN ASGARÝ MÜÞTEREKLERDE BULUÞMAMIZ BÝLE YETECEKTÝR. ADIM ATILDIÐINDA BU MÜÞTEREKLERÝN PEKTE ASGARÝ OLMADIÐI GÖRÜLECEKTÝR. YETERKÝ TEFRÝKAYA ÇANAK TUTULMASIN.
CUMANIZ HAYIRLI OLSUN. ALLAHA EMANET OLUNUZ.
Gönderen: 24.02.2006 - 11:19
Bu Mesaji Bildir   SENCER BEY üyenin diger mesajlarini ara SENCER BEY üyenin Profiline bak SENCER BEY üyeye özel mesaj gönder SENCER BEY üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
919 Mesaj -
SELAMUNALEYKÜM ARKADAÞLAR

BU KONU BENÝ SIKMAYA BAÞLADI SON EKLEME YAPIÞIM BU KONUYA MÝLLÝYETCÝLÝK ANLAYIÞIMIZI YUKARDA VERDÝM KÝMLERE KARÞI YAPTIÐIMIDA AÞAÐIDAKÝ RESÝMLERDEN ANLARSINIZ!!!


sevgi saygý ve dua ile
BÝZÝM AMACIMIZ BÝRLÝK VE KARDEÞLÝKTÝR!!!
Gönderen: 24.02.2006 - 17:28
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
duvan su an offline duvan  
127 Mesaj -
S.A.


Insanoglunun bir millete mensuplugu muhakkaktir.
Insanoglunun milletini tanimasi,bilmesi ve sevmesi insanligindandir.
Bizler Ibrahim (a.s.) in Milletindeniz.
Millet üzerine konusmak dileyenler bu Milletten konusmalidirlar.
Hittler in Alman milliyetciligiyle ilgisi, yahudilere hizmetinin geregidir.
Israil bu kumpasla kurulmustur,yani Alman Milliyetciligi ile.
Turancilik,Sovyetler birligine karsi yapilan bir bölme hareketinden baska bir sey de degildir.Turanciligi Türkiyede ayyuka cikartanlar Hittlerle ayni hizmeti yapmislardir.
Komünizmle milliyetciligi,kafa kafaya tokusturup binlerce müslümanin katline sebep olanlar,"milliyetcilikten" en cok faydalananlar,irakta Sii,Sünni catismasini tezgahlayanlardir.
Basbug Alparslan Türkes (Hüseyin Feyzullah), canlarimiz Kardeslerimiz birbirini kirarken ne yapmistir?
Atatürk ve Milleyetciligine hic girmek istemiyorum,ama bir gün mutlaka...
Demekki "MILLIYETCILIK" Ümmeti bölüp parcalamak icin üretilmis terimlerden biridir.
Birlik olunacaksa,Tevhid Bayraginin altinda olmalidir.
Bayrak altinda herkese yer var.
Bayrak altinda bulusalim.
Ama önce Mübarek Bayragida tutana bir bakalim.
Ne varki zamanimizda bozguncular,müslüman postuyla dolasir oldular.


S.A.
Gönderen: 24.02.2006 - 21:43
Bu Mesaji Bildir   duvan üyenin diger mesajlarini ara duvan üyenin Profiline bak duvan üyeye özel mesaj gönder duvan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ismailaktas su an offline ismailaktas  
Konu icon    olamaz
76 Mesaj -
BEN MÝLLÝYETÇÝYÝM DÝYEN "MÜSLÜMAN"
BEN MÜSLÜMANIM DÝYEN "MÝLLÝYETÇÝ"
OLAMAZ..........

ÝSLAMA KUR'AN'A HADÝSLERE TERS

BÝZ MÝLLÝYETÇÝ DEÐÝL ÜMMETÇÝ OLACAÐIZ


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son ismailaktas tarafından, 09.03.2006 - 22:30 tarihinde.
Gönderen: 09.03.2006 - 22:26
Bu Mesaji Bildir   ismailaktas üyenin diger mesajlarini ara ismailaktas üyenin Profiline bak ismailaktas üyeye özel mesaj gönder ismailaktas üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 2033 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
edým (50), Asena22 (42), ebedi (47), hüsna (36), f.aktas (40), fýzante (48), tolgazulfikar (45), yasarntekin (43), orhan1973 (51), kardelen1_24 (42), AHMETHICRI (45), metin066 (46), polat (64), Derya Kutluay (42), keskin_77 (47), joselewo (34), rpoyraz (55), Sümeyye82 (42), feyznur (41), maily (43), asbet (53), pusat_805 (45), reisbaba (), amigo (33), yavas11 (61), HayaLet (45), cecenwolf (43)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.87712 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.