0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » KABİR ZİYARETİ

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mehmet1986 su an offline mehmet1986  
KABİR ZİYARETİ
4 Mesaj
59 — KABR ZÝYÂRETÝ ve KUR’ÂN-I KERÎM OKUMAK

Ýmâm-ý Birgivî “rahmetullahi aleyh” (Etfâl-ül müslimîn) kitâbýnda buyuruyor ki, müslimânlarýn kabrlerini ziyâret etmek sünnetdir. (Ýhyâ-ül-ulûm)de diyor ki, (Ölümü hâtýrlamak ve ölüden ibret almak için kabr ziyâret etmek ve Sâlihlerin, Velîlerin kabrlerinden bereketlenmek müstehabdýr). Ýbret almak için, meyyitin çürüdüðü, yanaklarýnýn, dudaklarýnýn döküldüðü, aðzýndan pis sular akdýðý, karnýnýn þiþip patladýðý, içine kurtlarýn, böceklerin dolduðu düþünülür. Hâtim-i Esâm diyor ki, (Kabristândan geçen kimse, onlarý düþünmezse ve düâ etmezse, kendine ve onlara hýyânet etmiþ olur). Erkeklerin kabr ziyâret etmeleri emr olundu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, kabr ziyâret eden kadýnlara la’net etdi. Sonradan izn verdi diyenler vardýr. Ba’zýlarý da mekrûhdur dedi. Kadýnlarýn cenâze götürmeleri sözbirliði ile câiz deðildir. Fâtýma “radýyallahü anhâ”, hazret-i Hamzanýn kabrini her sene ziyâret eder, düzeltir, ta’mîr ederdi. Hadîs-i þerîfde, (Ana-babasýnýn veyâ ikisinden birinin kabrini her Cum’a günleri ziyâret edenin günâhlarý afv olur. Haklarýný ödemiþ olur) buyuruldu. Muhammed bin Vâsi’, her Cum’a kabr ziyâret ederdi. Pazartesi günleri ziyâret etsen dahâ iyi olmaz mý? dediklerinde, (Meyyitler, Cum’a, Perþembe ve Cumartesi günleri kendilerini ziyâret edenleri tanýrlar) buyurdu. Dahhâk diyor ki, (Cumartesi günü güneþ doðmadan önce kabr ziyâret edeni meyyit tanýr. Bu, Cum’a gününün fazîletini göstermekdedir.) Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, mü’min olan akrabâsýnýn ve Eshâbýnýn kabrlerini ziyâret ederdi. Hadîs-i þerîfde buyuruldu ki, (Bir mü’minin kabrini ziyâret ederken, Allahümme innî es’elüke-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselâm en lâ tü’azzibe hâzelmeyyit derse, o meyyitin azâbý kýyâmete kadar ref’ olur). (Þir’a)da diyor ki, (Sünnete uygun ziyâret yapmak için, abdest alýnýr. Ýki rek’at nemâz kýlýp, sevâbý meyyitin rûhuna gönderilir. Kabristâna gelince ve aleyküm selâm denir. Yukarýda yazýlý düâ okunup, meyyitin yüzüne karþý oturulur. Yasîn-i þerîf veyâ bildiði sûreleri okur. Tesbîh okuyup, meyyit için düâ eder). Ebül Kâsým diyor ki, (Kabr yanýnda Kur’ân-ý kerîm okununca, meyyit sesi iþiterek râhat eder). Hadîs-i þerîfde buyuruldu ki, (Bir kimse, tanýdýðýnýn kabri yanýndan geçerken selâm verirse, meyyit bunu tanýr ve selâmýna cevâb verir). Abdüllah ibni Ömer “radýyallahü anh”, bunun için, bir kabr yanýndan geçerken durup selâm verirdi. Nâfi’ diyor ki, Abdüllah ibni Ömer, Resûlullahýn “sallallahü aleyhi ve sellem” kabri yanýna gelir, (Esselâmü alennebiyy, esselâmü alâ Ebî Bekr, esselâmü alâ Ebîgöz kırpma derdi. Böyle söylediðini yüzden fazla gördüm. Ýmâm-ý Gazâlî “rahmetullahi aleyh”, (Ýhyâgöz kırpma kitâbýnda buyuruyor ki, (Kabr ziyâret ederken, kýbleyi arkada býrakýp, meyyitin yüzüne karþý oturup selâm vermek müstehabdýr. Kabre el, yüz sürülmez, öpülmez). Kýbleyi arkada býrakýp, ayak tarafýnda, ayakda durmak efdaldir (Ýbni Âbidîn). Hadîs-i þerîfde buyuruldu ki, (Bir kimse, kabristândan geçerken, onbir kerre Ýhlâs sûresi okuyup sevâbýný meyyitlere hediyye ederse, kendisine ölüler adedince sevâb verilir). Ahmed bin Hanbel “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyurdu ki, (Kabristâna girince, Fâtiha, Kul-e’ûzüler ve Ýhlâs sûrelerini okuyunuz! Sevâbýný meyyitlere gönderiniz! Sevâbý hepsine vâsýl olur.)

Ýbâdetler üçe ayrýlýr: Birincisi, yalnýz mal ile yapýlýr. Zekât, sadaka böyledir. Ýkincisi, hem mal ile ve hem beden ile yapýlýr. Hac ve cihâd böyledir. Üçüncüsü, yalnýz beden ile yapýlýr. Kur’ân-ý kerîm okumak, nemâz kýlmak, tesbîh, tehlîl ve tahmîd okumak ve düâ etmek böyledir. Birincilerin sevâbýný meyyitlere hediyye etmenin câiz olduðunu, sevâbýn onlara vâsýl olup fâide vereceðini, Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliði ile bildirdiler. Üçüncüden düâ da böyledir. Ýkincilerin de böyle olduðunu âlimlerin çoðu bildirdi. Üçüncüden düâdan baþkasý için dört mezheb arasýnda ayrýlýk oldu. Hanefî ve Hanbelî mezhebinde, üçüncüler de birinciler gibidir. Hasen “rahmetullahi aleyh” diyor ki, (Kabristâna girince, Allahümme Rabbel-ecsâd-ilbâ liyeh vel’izâmin-nahiret-illetî harecet mineddünyâ ve hiye bike mü’minetün. Edhil aleyhâ ravhan min indike ve selâmen minnî okursa, meyyitlerin sayýsý kadar sevâb verilir). (Etfâl-ül-müslimîn)den terceme temâm oldu. Ýmâm-i Þâfi’î ve imâm-ý Mâlik “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ”, yalnýz beden ile yapýlan ibâdetlerin sevâblarý meyyite vâsýl olmaz dediler. Fekat, sonradan gelen þâfi’î âlimleri, meyyitin yanýnda okuyup hediyye edince veyâ uzakda okuyup sonra, (Yâ Rabbî! Okuduðumdan hâsýl olan sevâbýn mislini vâsýl et!) gibi düâ edince, vâsýl olur dediler.

(Þir’at-ül-islâm) þerhindeki hadîs-i þerîfde, (Ümmetimin yapdýðý ibâdetlerin en kýymetlisi, Kur’ân-ý kerîmi, Mushafa bakarak okumakdýr) buyuruldu. (Kitâb-üt-tibyân)da, (Kur’ân-ý kerîm okumanýn en efdali, nemâzda okumakdýr) buyuruldu. [Muhammed Ma’sûm hazretlerinin (Mektûbât)ýnýn üçüncü cildi, doksanüçüncü mektûbunda yazýlý hadîs-i þerîfde, (Nemâzda okunan Kur’ân, nemâz dýþýnda okunan Kur’ândan dahâ hayrlýdýr) buyuruldu. Bu hadîs-i þerîf, senedleri ile birlikde, (Hazînet-ül-esrâr)da da yazýlýdýr.] Hazret-i Alî “radýyallahü anh” buyurdu ki, (Nemâzda ayakda iken okunan Kur’ânýn her harfi için yüz sevâb verilir. Nemâz dýþýnda abdestli okuyunca, her harfi için yirmibeþ sevâb verilir. Abdestsiz okuyunca, on sevâb verilir. Yürürken ve iþ yaparken okuyunca, dahâ az sevâb verilir. Ma’nâsýný düþünerek bir âyet okumak, baþka þey düþünerek, bütün Kur’âný hatm etmekden dahâ çok sevâbdýr. Son zemânlarda, hâfýzlarýn, Kur’ân-ý kerîmi tegannî ederek mûsikî perdelerine uyarak okumalarý, çok çirkin bid’atdir. Çok günâhdýr. Kur’ân-ý kerîmi, güzel ses ile, Allahdan korkarak ve hüzn ile okumalýdýr. Kerderî, (Bezzâziyye fetvâsýgöz kırpmanda diyor ki, (Tegannî ile, þarký söyler gibi Kur’ân okuyana sevâb verilmez). Sûre veyâ âyet okumaða baþlarken E’ûzü okumak vâcibdir. Fâtiha okumaða baþlarken Besmele okumak da vâcibdir. Diðer sûrelere baþlarken Besmele okumak sünnetdir. Hadîs-i þerîfde buyuruldu ki, (Kur’ân-ý kerîmi tecvîd bilgisine uyarak okuyunca, her harfine yirmi sevâb verilir. Tecvîde uymazsa, on sevâb verilir). Bir âyeti ezberledikden sonra unutmak, en büyük günâhlardandýr. (Kur’ân-ý kerîm okunan evden, Arþa kadar nûr yükselir) hadîs-i þerîfdir. Ebû Hüreyre “radýyallahü anh” buyurdu ki, (Kur’ân okunan eve, bereket, iyilik gelir. Melekler oraya toplanýr. Þeytânlar oradan kaçar). Kur’ân-ý kerîmi dinlemek çok sevâbdýr. Hadîs-i þerîfde, (Ýnsanýn dinlediði bir âyet, kýyâmetde kendine nûr olur) buyuruldu. Kur’ân-ý kerîm okumaðý geçim vâsýtasý yapmamalýdýr. Hadîs-i þerîfde, (Kur’ân-ý kerîm okuyunca, Allahü teâlânýn rýzâsýný ve Cenneti isteyiniz! Dünyâlýk istemeyiniz! Bir zemân gelir ki, hâfýzlar, Kur’ân-ý kerîmi, insanlara yaklaþmak için vâsýta yaparlar) buyuruldu.

(Þir’a)da diyor ki, (Kur’ân-ý kerîmi kýrk günde hatm etmek, ya’nî baþýndan sonuna kadar okumak müstehâbdýr. Üç günden önce hatm etmek câiz deðildir. Hatm sonunda yapýlan düâ kabûl olur. Hatm düâsýnda bulunmaða çalýþmalýdýr. Hatm bitince, yeniden hatme baþlamak niyyeti ile Fâtiha okumalýdýr. Hadîs-i þerîfde, (Ýnsanlarýn en iyisi, hatmi bitirince, yeniden baþlýyandýr) buyruldu. (Kadîhân), nemâzda kýrâeti anlatýrken diyor ki, Ramezânda ve baþka zemânlarda cemâ’at ile hatm düâsý yapmak mekrûhdur diyenler vardýr. Sonra gelen âlimler ise iyi olur dedi. Buna mâni’ olmamalýdýr.)

(Tenbîh-ül-gâfilîn)deki hadîs-i þerîfde, (Kur’ân-ý kerîm okuyanýn ana-babasý kâfir olsalar bile, azâblarý hafîfler) buyuruldu. Haberde bildirildi ki: (Cennet derecelerinin sayýsý, Kur’ân-ý kerîmin âyetlerinin sayýsýncadýr. Kur’ân-ý kerîmi hatm eden kimse, bütün derecelere kavuþur). (Künûz-üd-dekâ’ýk)da yazýlý, Taberânînin ve Ýbni Hibbânýn bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Kur’ân-ý kerîmi hatm edenin düâsý kabûl olunur) buyuruldu. (Kitâb-üt-tibyân)da diyor ki, (Kur’ân-ý kerîmin hatm edildiði yere rahmet yaðar. Hatmden sonra düâ etmek müstehabdýr. Kur’ân-ý kerîm hatm olunurken toplanmak müstehabdýr. Abdüllah ibni Abbâs hazretleri, hatm okuyan kimsenin yanýnda adamýný bulundururdu. Hatm biteceði zemâný iþitince, kendi de hâzýr olurdu. Enes bin Mâlik hazretleri, hatm etdiði zemân, çoluk çocuðunu toplayýp düâ yapardý. Hatm bitince, ikincisine baþlamak müstehabdýr. Hadîs-i þerîfde, (Ýbâdetlerin en iyisi, hatm okuyup, bitince yenisine baþlamakdýr) buyuruldu). (Hazînet-ül-esrâr)daki hadîs-i þerîflerde, (Kur’ân-ý kerîmi hatm eden kimseye altmýþbin melek hayr düâ eder) ve (Hatm düâsý yapýlan yerde bulunan, ganîmet daðýlýrken bulunan kimse gibidir. Hatme baþlanan yerde bulunan, cihâd eden kimse gibidir. Ýkisinde de bulunan, iki sevâba da kavuþur ve þeytâný rezîl eder) buyuruldu. Sa’d ibni Ebî Vakkâs buyurdu ki, (Bir kimse, gündüz hatm okursa, melekler ona akþama kadar düâ eder. Gece okunursa, sabâha kadar düâ ederler).

(Künûz-üd-dekâ’ýk)da yazýlý, Deylemînin bildirdiði hadîs-i þerîfde, (Kur’ân-ý kerîmi tecvîde uygun okuyana þehîd sevâbý verilir) buyuruldu.

Görülüyor ki, her âyetini okumaða ayrý sevâblar vardýr. Kur’ân-ý kerîmin hepsini hatm edene verilen sevâb, dahâ çokdur. Nemâz kýlmak, oruc tutmak ve Kur’ân-ý kerîm okumak ve zikr etmek, yalnýz bedenle yapýlan ibâdet olduklarý için bunlarý herkesin kendisi yapmasý lâzýmdýr. Baþkasýný vekîl edip yapdýrmak câiz deðildir. Bunun için (Behcet-ül-fetâvâgöz kırpmada diyor ki, (Kur’ân-ý kerîmi Fâtihadan baþlayýp Fil sûresine veyâ Ýhlâs sûresine kadar okuyup, sonra olan birkaç sûreyi baþkasýna emr edip okutsa, o da birinciye vekîl olarak kalan sûreleri okursa, Kur’ân-ý kerîmi baþýndan beri okumuþ olan, (Hatm) okumuþ olmaz. Bunlardan birisini dinleyen kimseler, hatm dinlemiþ olmazlar. Hiçbiri hatm sevâbýna kavuþamazlar). Okumuþ olanlar, sevâbýný, meyyitlerin rûhlarýna ayrý ayrý hediyye etseler veyâ birisi, hepsi için hediyye etse, ya’nî hatm düâsý yapsa, okuyanlar da (Âmîn) deseler, âyetlerin sevâblarýnýn toplamý, meyyitlere de verilir. Fekat, hatm için va’d olunan sevâba kavuþamazlar. Bir hatmi, yalnýz bir kiþinin okumasý ve sevâbýný, bunun baðýþlamasý lâzýmdýr. Meyyit için, çeþidli kimselerin sessiz olarak çeþidli cüz’ler okuyup, Kur’ân-ý kerîmi hatm etmeleri ve herbirinin okuduðunun sevâbýný ölünün rûhuna göndermeleri veyâ birinin hepsi için hediyye etmesi, ya’nî hatm düâsýný yapmasý, okuyanlarýn da (Âmîn) demeleri câiz olur ve çok fâideli olur. Fekat, bu sûretle hatm sevâbý hâsýl olmaz. Hatmi bir kiþinin okumasý veyâ bir kiþi, evvelce okumuþ olduðu hatmin sevâbýný hediyye etmesi lâzýmdýr. Secde âyetini okumak da böyledir. (Dürr-ül-muhtâr) sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Birkaç kiþiden herbiri, secde âyetinden birer kelime okusalar, bunu iþitenlere tilâvet secdesi yapmak lâzým olmaz. Çünki, secde âyetini bir kiþi okuyunca, bunu iþitenlerin secde yapmasý vâcib olur). Çeþidli kimselerin okuduklarý kelimeler toplanarak, bir kiþi bütün âyeti okumuþ gibi yapýlamaz. Çünki, Kur’ân-ý kerîm okumak için, kimse baþkasý yerine vekîl yapýlamaz.

(Hülâsat-ül-fetâvâgöz kırpma sâhibi “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, (Kur’ân-ý kerîmin hatmi sonunda, ayrýca üç Ýhlâs okumaðý, Irâk âlimleri iyi bulmamýþlardýr).

Ýbni Âbidîn buyuruyor ki, (Mevtâ, Cum’a günü kabrini ziyâret edeni tanýr. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” her sene Uhud daðýndaki þehîdleri ziyâret edip, (Esselâmü aleyküm bi-mâ sabertüm fe-ni’me ukbeddâr) okurdu. Hâcýlar burasýný perþembe, sabâh erken ziyâret edip, öðle nemâzýný (Mescid-i Nebîgöz kırpmade kýlmalýdýrlar. Uzak kabrleri ziyâretin mendûb olduðu buradan anlaþýlmakdadýr. Halîl-ür-rahmân, seyyid Ahmed-i Bedevî gibi Evliyâ bunun için ziyâret edilmekdedir. Ýmâm-ý Gazâlî diyor ki, hadîs-i þerîfde, (Üç mescidden baþka mescidlere ziyâret için gidilmez) buyuruldu. Çünki, baþka mescidlerin fazîletleri birbiri gibidir. Fekat, Evliyânýn Allahü teâlâya kurblarý hep bir deðildir. Ziyâret edenler, herbirinden baþka baþka fâidelere kavuþurlar. Ýbni Hacer fetvâlarýnda, günâh iþliyenler bulunsa da, (Kurbet)leri terk etmemeli, gitmeli, bid’at iþliyenler görülürse, onlara mâni’ olmalýdýr buyurdu. Cenâzede bulunmak da böyledir). Hâfýz Ahmed ibni Teymiyye, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” rûhuna, ancak islâmiyyetin izn verdiði þey, meselâ, salevât ve ezân düâsý okunur. Kur’ân-ý kerîm okunamaz dedi ise de, (Fetâvâ-i fýkhiyye) kitâbýnda buyuruyor ki, sevâb hediyye etmek için, izn lâzým deðildir. Nitekim, Abdüllah ibni Ömer “radýyallahü anhümâ”, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” için, vefâtýndan sonra, ömre yapdý. Hâlbuki, ömre yapmasýný vasýyyet etmemiþdi. Bunun gibi, Ýbnül-muvaffýk, Cüneyd-i Baðdâdî için yetmiþ hac yapdý. Ýbni Serrâc, Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” için, onbinden fazla hatm okudu ve kurban kesdi. (Fetâvâ-i hadîsiyye) sâhibi buyuruyor ki, ümmetin hediyyeleri sebebi ile Resûlullahýn “sallallahü aleyhi ve sellem” derecesi yükselir. Nitekim, kendisi, yâ Rabbî! Ýlmimi artdýr! diye düâ buyururdu.

Kabr ziyâret ederken, kabr üzerinde oturmak, uyumak mekrûhdur. Mezârlýkdaki yolu, kabrler üzerinde, sonradan yapýlmýþ zan eden kimse, bu yoldan geçmez. Bir kabre Kur’ân-ý kerîm okumak için, yanýndaki eski kabrlerin üstüne basmak ve oturmak îcâb ederse, mekrûh olmaz. Yeni kabr üzerine, yine oturulmaz.

Mezârlýkdaki yeþil otlarý, dallarý koparmak da mekrûhdur. Kuru otlarý koparmak câizdir. Kabr üzerine çiçek ve aðaç dikmek meyyite fâidelidir, iyidir. Buna verilecek parayý, nemâz kýlan fakîre sadaka vermek dahâ iyidir.

(Fetâvâ-ý Hindiyye)de, Kerâhiyyet kýsmýnýn onbirinci bâbýnda diyor ki, (Kabristânda bulunan aðaç, orasý kabristân yapýlmadan evvel yetiþmiþ ise, toprak sâhibinin mülkü olur. Aðacý ve meyvelerini dilediðine verir. Sâhibsiz toprak olup, halk tarafýndan kabristân yapýlmýþ ise, aðaçlar, meyveler ve toprak, önceden gelen âdete göre kullanýlýr. Aðaçlar, kabristân yapýldýkdan sonra yetiþmiþ ise, bunlarý diken ma’lûm ise, o kimsenin mülkü olurlar. Bunlarý ve meyvelerini fakîrlere sadaka verir. Aðaçlar, kendiliklerinden yetiþmiþ iseler, diken kimse bilinmiyorsa, hâkimin karârý ile amel olunur. Ýsterse, satdýrýp, parasýný kabristânýn ihtiyâclarýna sarf etdirir. Þehrde olsun, köyde olsun, aðaçdan sokaða düþmüþ, ceviz gibi çürümiyen meyveleri, sâhibinin izn vermiþ olduðu haber alýnýrsa, alýp yimek câiz olur. Çürüyecek meyve ise, sâhibinin yasak etdiði bilinmedikce alýp yinilebilir. Alýp, evine götürmek câiz deðildir. Nehrin götürdüðü meyveleri, tahta parçalarýný alýp toplamak câizdir. Sokakda çeþidli yerlerden toplanan ceviz dâneleri, satýlabilecek mikdârý bulsa dahî, halâl olur. Hepsini birlikde, bir yerde bulursa, (lukata) olur). Vakf kabristândaki aðaçlar, meyveler, vakfýn þartýna göre kullanýlýr. Þartý bilinmiyorsa, hâkimin karârý ile amel olunur. (Hindiyye)de ve (Kâdîhân)da, lukata ve vakf bahsleri sonuna bakýnýz!

Cenâzeyi gündüz gömmek müstehab olup, gece gömmek de câizdir.

Kemikleri kýrmak, açýkda býrakmak, yakmak diriye olduðu gibi, ölüye de eziyyet verir, harâmdýr. Zimmînin, ya’nî gayr-i müslim vatandaþlarýn da kemiklerini kýrmak, yakmak câiz deðildir. Çünki bunlarý, diri iken incitmek harâm olduðu gibi, ölülerini de incitmek câiz olmaz. Ehl-i harbin kabrini açmak câizdir. Onlarýn ölüsünü de yakmak câiz deðildir. (Kâmûs-ül-a’lâm)da diyor ki, (Hindistânda, Berehmen kâfirleri, mevtâlarýný Ganj [Kenk] nehrine atýyorlar. Timsahlar parçalýyor, yiyorlar. Pis kokular ve kolera gibi, sârî hastalýklar hâsýl olduðundan, ma’bedlerinde yakýp, küllerini bu nehre atmaða baþladýlar.) Abdül’Azîz Dehlevî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, Abese sûresinin tefsîrinde diyor ki, (Allahü teâlâ, meyyitin topraða gömülmesini emr eyledi. Hindû kâfirleri ölülerini yakýyorlar. Ölü yakýlýnca, beden gözden gayb oluyor. Rûhun beden ile baðlýlýðý hiç kalmýyor. Ölü gömülünce, rûh bedene ve bedenin bulunduðu mezâra baðlý kalýr. Rûhun baðlý bulunduðu belli yer olur. Ýnsanlar burasýný ziyâret ederek, rûhlarý meyyitin rûhu ile tanýþýrlar. Fâideleþirler. Okunan âyetlerin, düâlarýn ve sadakalarýn sevâblarý rûha kolay vâsýl olur. Dirilerin de, Evliyânýn, sâlihlerin rûhlarýndan istifâdeleri kolay olur). Bundan sonraki, altmýþýncý maddede, bu konu dahâ geniþ açýklanmýþdýr.

Meyyit için gözyaþý ile aðlamak câizdir. Sesle aðlamak, meyyite azâb yapar.

Meyyitin baþýna, kefenine (ahdnâme) yazmak, ya’nî dîni, îmâný bildiren yazý, düâ ve sûreler yazmak ve yazýlý kâðýd veyâ baþka þey koymak fâideli olur diyen âlimler var ise de, meyyitin kaný, irini ile bulaþacaðý için câiz deðildir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” zemânýnda yazýldýðý bildirilmemiþdir. Paralarýn, câmi’ mihrâbýnýn, dývârlarýnýn ve yerdeki halýlarýn üzerine Kur’ân-ý kerîmi ve Allahü teâlânýn ismlerini yazmak câiz olmadýðý gibi, mezâra koymak da, elbet câiz olmaz. Çünki, buraya yazmakda, hurmetsizlik ve hakâret dahâ çokdur. Meyyitin alnýna ve göðsü üzerine kalem ile yazmayýp, gaslden sonra parmak ile, Kelime-i tevhîd ve Besmele yazar gibi yapmak câizdir.
Gönderen: 03.08.2005 - 14:56
Bu Mesaji Bildir   mehmet1986 üyenin diger mesajlarini ara mehmet1986 üyenin Profiline bak mehmet1986 üyeye özel mesaj gönder mehmet1986 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1716 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
EROLPARLAK (62), mehtap00 (49), desertlion (50), bora1907 (51), Albarlos (39), kalplerin_güne&.. (39), fenerlikiz (34), TAHA_06 (40), mayhan (37), 54recep54 (58), senem25 (50), ismail2 (64), _gülsime_1972 (52), tamirat (54), zulfi-kar (43), orhunugur (45), hacer03 (54), ravzagül2 (54), Malessudba (40), emin1974 (50), dadas-kardes (45), ankebuttt (38), mahçup_8.. (43), kartalx (54), ismailkurtca (45), [burhan] (38), vdemirci (44), yusuf_25 (44), AFFET_ALLAHIM (34), gulkaymak (), paris (39), tubekna (38), XKAFX555 (59), kenanomeroglu (72), BAYBORA YALCIN (51), beyzaa (47), ali can__25 (46), Miralay (56), ruemeysam (44), salih38 (41), beyce89 (35), tatarSaid (47), e.ziyanak (46), recepyilmazer (64), mehmet_t66 (39), canadali_Zeynep (48), garipsezgi (40), ya_garib_ya_yol.. (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 2.06637 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.