0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » HANGI TEFSIRLER ZARARLIDIR ?

önceki konu   diğer konu
37 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mimli uye su an offline mimli uye  
HANGI TEFSIRLER ZARARLIDIR ?
206 Mesaj -
HANGÝ TEFSÝRLER ZARARLIDIR ?

SUAL :
Dinimizi, asýl kaynaðýndan öðrenmek için hangi meâli ve tefsîri tavsiye edersiniz?
CEVAB:
Kur'ân-ý kerîmin ma'nâsýný yalnýz Muhammed aleyhisselâm anlamýþ ve hadîs-i þerîfleri ile bildirmiþtir. Kur'ân-ý kerîmi tefsîr eden O'dur. Doðru tefsîr kitâbý da, O'nun hadîs-i þerîfleridir. Din âlimlerimiz, bu hadîs-i þerîfleri toplayýp, tefsîr yazmýþlardýr. Âyet-i kerîmeler kýsa ve tam tercüme edilemediði için, Ýslâm âlimleri, tercüme deðil, uzun tefsîr ve te'vîllerini bildirmiþlerdir. Resûlullahýn bildirdiði ma'nâlara Tefsîr denir. Tefsîr, ancak Fahr-i âlemin mübârek lisânýndan, Sahâbe-i kirâma ve onlardan Tâbi'îne ve Tebe'i tâbi'îne ve böylece saðlam, kýymetli insanlarýn söylemesi ile, fýkýh ve kelâm âlimlerine gelen haberlerdir. Bundan baþka olan bilgilere tefsîr denmez. Müfessir, tefsîr kitâbý yazan demek deðildir. Müfessir, kelâm-ý ilâhîden, murâd-ý ilâhîyi anlýyan derin âlim demektir. Beydâvî tefsîri bunlarýn en kýymetlilerindendir. Bu tefsîr kitaplarýný da anlýyabilmek için, yirmi ana ilmi, iyi öðrenmek lâzýmdýr. Ana ilimlerden biri, tefsîr ilmidir. Bu yirmi ana ilmin kollarý, seksen ilimdir.

1986'da Ýstanbul'da yapýlan (Kur'ân Tercümeleri Sempozyumu)nda 1500'den fazla tercüme incelendiðinde, birbirini tutmýyan hükümler görüldü. Herkes anlayýþýna göre tefsîr ettiði için, karþýmýza bir korkuunç, dehþetli ve vahim manzara çýkmýþtýr. Hâlbuki nakle dayanýlsaydý böyle olmazdý. Türkiye'de ilk defa Kur'ân tercüme iþini, Cihan Kitâbevi sâhibi Misâk isimli bir Ermeni baþlatmýþtýr. Maksat dinimizi bozmaktýr. Bu oyuna gelinmemeli!..

Diplamaya Güvenenler

Diplomaya güvenerek, tefsîr ilmine dalmaya kalkýþan, aldanýr, helâk olur. Yüzme bilmiyen birinin diplomasýna güvenerek denize açýlmasý gibi, câhilce, ahmakça iþ olur.

Tefsîr ilmini bilmiyenin hadîs ve tefsîr okumaya kalkýþmasý, mide hastasýnýn, kuvvetlenmek için, baklava, börek yemesine benzer. Hâlbuki, bu hastanýn, önce perhîz yapmasý, sonra, kuvvetli yemesi lâzýmdýr. Ýþte bizim gibi, ana ilimleri okumýyan, din öðrenmek için, Kur'ân tercümesi, tefsîr, hadîs okumaya kalkýþýrsa, bunlarý kavrayamaz. Yanlýþ anlýyarak, dinimizi, îmânýmýzý da kaybederiz.

Ana yuvasýndan almýþ olduðu îmânýný kaybeden birkaç ilerici (!) kimsenin küfrüne sebep olan, zihinlerindeki þüphenin nasýl meydana geldiði sorulunca tefsîr okuduklarý için böyle olduklarýný bildirmiþlerdir. Meþhûr tefsîrler bile, ehlinden baþkasýna zararlý oluyor. Tefsîr ilimlerini bilmeden tefsîr okumaya kalkýþan, îmânýný kaybedebileceði için Mazhar-i Cân-ý Cânân hazretleri, tefsîr yazmak isteyen halîfesine engel olmuþtur. (Makâmât)

Türkçe tefsîrlerin, en kýymetli sanýlanlarýnda bile, þahsî düþünceler vardýr. Okuyana zararý, fâidesinden çoktur. Hele islâm düþmanlarýnýn, bid'at sâhiblerinin, Kur'ân-ý kerîmin ma'nâsýný bozmak için yaptýklarý tefsîr ve tercüme kitaplarý, birer zehirdir. Bunlarý okuyan genç zihinlerde, bir takým þüpheler, i'tirâzlar hâsýl oluyor. Zâten, bizim gibilerin, islâmiyyeti öðrenmek için, tefsîr ve hadîs-i þerîf okumasý uygun deðildir. Çünkü Kur'ân-ý kerîmi ve hadîs-i þerîfi yanlýþ anlamak veya þüphe etmek îmâný giderir. Yalnýz Arabî bilmekle, tefsîr ve hadîs anlaþýlmaz. Her arabî bileni, din âlimi sanan aldanýr. Beyrut'ta ana dili Arabî olan çok papaz var. Fakat, hiçbiri islâmiyyeti bilmez.


Kur'ân-ý Kerîmi Kim Anlar?

Ýmâm-ý Gazâlî hazretleri buyuruyor ki:

(Üç kimse, Kur'ân-ý kerîmin ma'nâsýný anlýyamaz: 1- Arabîyi ve tefsîr ilmini iyi bilmiyen. 2- Büyük günâha devam eden fâsýk. 3- Bid'at sâhibi [Eh-i sünnet i'tikâdýnda olmýyan].

Görülüyor ki, Ehl-i sünnet olmýyan, Arabîyi çok iyi bilse de, Kur'ân-ý kerîmi doðru anlýyamaz. Yanlýþ anladýklarýný yazarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarýndan nakletmeyip kendi görüþünü din diye ortaya koyan herkesi felâkete sürükler. Hadîka'daki (Ümmetim, kötü din adamlarýndan çok zarâr görecek) hadîs-i þerîfi, böyle mezhepsizlerin zuhur edeceðini haber vermektedir.

Tefsîr, akla deðil, nakle dayanýr. Alimlerinin, Peygamberimizden ve Eshâb-ý kirâmdan alarak yaptýklarý tefsîrlere aykýrý tefsîr yazan, küfre düþer. Hadîs-i þerîfte, (Kur'ân-ý kerîmi kendi görüþüne göre tefsîr eden kâfir olur) buyuruldu. (Mek.Rabbânî m.234)

Mezhepsizler, bu inceliði anlýyamadýklarý için, (Herkes Kur'ân okumalý, dinini bundan kendi anlamalý, mezheb kitaplarýný okumamalýgöz kırpma diyerek, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarýnýn okunmasýný yasak ediyorlar. Hadîs-i þerîfte, (Kur'ân-ý kerîmi, kendi görüþü ile açýklýyan, doðru olsa dahî, mutlaka hatâ etmiþtir) buyuruldu. (Nesâîgöz kırpma

Tefsîr, murâd-i ilâhîyi anlamak demektir. Kendiliðinden verdiði ma'nâ doðru olsa bile, meþrû yoldan çýkarmadýðý için, hatâ olur. Verdiði ma'nâ yanlýþ ise, kâfir olur. (Berîka)


Gönderen: 20.07.2005 - 08:32
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
Risale-i Nur
Misafir
bence risale-i nur uda yabana atmayýn zira bediüzzaman yabana atýlacak birisi deðildi. yanlýþ anlamayýn ben sadece risalelere de bakýn diyorum Allaha emanet olun!...
Gönderen: 20.07.2005 - 13:18
Bu Mesaji Bildir   Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
Uyanık Olalım !
206 Mesaj -
Bediüzzaman Hazretlerinin Risale-i Nûrlarý o zatýn nev-i þahsýna munhasýr bir açýklama ve bazý ayetlerin tefsiridir ki, Kuran'ý Kerimin bütününü kapsamamaktadýr.Ayrýca, bu zatýn peþinde ve yolunda olduðunu söyleyen cemaatlerin kahir ekserisi,Risale-i Nûrlarý ve Bediüzzaman Hzlerini istimar ederek maddi ve manevi dünya menfaatlerine bulaþmýþlar ve nû yolundan sapmýþlardýr.
Bu konu üzerinde daha fazla durmak istemiyorum.
Baki selâm

Gönderen: 20.07.2005 - 13:29
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
cevap
Misafir
ayetlerin bir kýsmýnýn tefsiri olduðunda doðru söylüyorsunuz.[ ben eksik yazdým.ağlar ] ama bu ülkede cemaat dedimi akla gelen ilk hizmet bence yolundan ve amacýndan sapmamýþtýr.[bu benim þahsi görüþümdür]. sizde yukarýda kendi görüþünüzü yazmýþsýnýz.
NOT: bediüzzaman hayatýnýn son yýllarýnda Risale-i Nur'u tamamladýðýnda "artýk benim iþim bitti. bu risaleler benim yaptýðýmdan daha fazla iþ görecektir" demiþti. bunuda belirtmek istedim.

Allah'a(celle celalühügöz kırpma emanet olun...
Gönderen: 20.07.2005 - 13:37
Bu Mesaji Bildir   Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
Şu kadarını ilâve edeyim ki ,
206 Mesaj -
Düþüncelerinize þu kadarýný ilâve edyim ki,
Risale- Nûrlar gibi ve en az onlarýn ayarýnda ehl-i sünnet alimlerinin daha nice eserleri vardýr günümüze kadar hiç bozulmadan elimize ulaþmýþtýr.
Hiçbir çiçek "Benden baþka çiçek yoktur." iddiasýnda bulunamaz.
Tabiat kokularý ve güzellikleri ile meþhur çiçeklerle doludur.
Ýslâmi eserlerimiz de aynen böyledir
.
Gönderen: 20.07.2005 - 13:43
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
GöLGe su an offline GöLGe  
RE: Uyanık Olalım !
1041 Mesaj -
Alıntı
Orijinali mimli uye
Ayrýca, bu zatýn peþinde ve yolunda olduðunu söyleyen cemaatlerin kahir ekserisi,Risale-i Nûrlarý ve Bediüzzaman Hzlerini istimar ederek maddi ve manevi dünya menfaatlerine bulaþmýþlar ve nû yolundan sapmýþlardýr.
Bu konu üzerinde daha fazla durmak istemiyorum.
Baki selâm



mimli üye kardesim...
Yukaridaki yapmis oldumuz alinti kisi yada toplumlara hitab ettiginden "cevap hakki" dogurmaktadir...!

LÜTFEN daha dikkatli olalim...

gül
Gönderen: 20.07.2005 - 22:03
Bu Mesaji Bildir   GöLGe üyenin diger mesajlarini ara GöLGe üyenin Profiline bak GöLGe üyeye özel mesaj gönder GöLGe üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
Forum yoruma açık değil mi ?
206 Mesaj -
Syn.GoLGe,

Yazdýklarýmýz elebetteki kiþi ve topluma hitab etmektedir.Ve biz herkes hakýndaki görüþ ve düþüncemizi -hakaret olmadýðý sürece- söyleme hürriyetine sahip olduðumuzu düþünüyoruz.Cevap vermek isteyenler de hakaret etmeden cevaplarýný yazabilirler.
Biz sizin sýkýntýnýzý anlamakta biraz zorluk çekiyoruz.
Hakkýmýzda olumsuz ya da olumlu düþünceleriniz açýklamaktan imtina etmeyiniz.Eðer böyle birþey varsa açýkça yazýnýz.Kýlýf kullanmaya gerek yok diye düþünüyorum.

Gönderen: 20.07.2005 - 22:38
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
GöLGe su an offline GöLGe  
1041 Mesaj -
sayin mimli üye kardesim...

Muhakkakki forumlar yorumlara aciktir...
Lâkin, yapilan suclamalar kaynak yada delil olmaksizin yapildiginda iftira niteligi tasidigindan hem toplumlara ve hemde forumlara zarar vermesi ve gerksiz polemiklerin olusmasidir sikintimiz...
Ayrica, kilif bulmak gibi bir acizligimizde yoktur Elhamdûlillâh...

Not: sahsiniz yada sahislar hakkinda yorum yapmak GöLGe'nin haddine düsmez...

"...Cevap vermek isteyenler de hakaret etmeden cevaplarýný yazabilirler."
(burada hemfikiriz...)

gül
Gönderen: 20.07.2005 - 22:59
Bu Mesaji Bildir   GöLGe üyenin diger mesajlarini ara GöLGe üyenin Profiline bak GöLGe üyeye özel mesaj gönder GöLGe üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
İşimiz elbette ki zor !
206 Mesaj -
GoLGe Kardeþimize,
Size teslim edersiniz ki, hiç kimse ; "Ey Ahali ! bakýnýz ben ehli- sünnet akaidinden saptým,sapýttým.Sizi þu görüþe çaðýrýyorum." diye ortaya çýkmaz.Bu þekilde kendisini/kendilerini ifade etmiyorlar diye þimdi biz bunlarýn yanlýþlarýný ortaya koymayacak mýyýz ? Örneðin, diyalogçular Hrisitiyanlarýn ve Yahudilerin hoþgörülmesini ve bizlerin onlarla diyalog kurmamýz lâzým geldiðini söylüyorlar.
Biz þimdi bunun yanlýþlýðýný seslendiremeyecek miyiz ?
Bunun kaynaðý ve delili bizatihi yaþanýlan ve gözlenilen durumdur.
Baþka ne kaynaðý ve delili ola ki ?
Yani,burada önemli olan daha önce de ifade edildiði gibi ,hakarate varmayan yazýlardýr.
Bizim yazýlarýmýza bazý üyeler þimdiye kadar;
"sallýyorsun,iþkembeden atýyorsun,ahmaksýn" v.b. þeklinde yorumlarda bulundu.Biz hakikati seslendirmek uðruna bütün bunlara çoðu zaman ses dahi çýkarmýyoruz.Ve gereksiz polemiklerden sizin uyarýnýzdan sonra da daha dikkat etmeye çalýþýyoruz.
Baki selâm.

Gönderen: 21.07.2005 - 08:05
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
Ebu cehilin kızı
Misafir
kardeþlerim biraz konunun dýþýna taþýyoruz ama þu örneði vermek isterim. anlamadýðým bir nokta var yanlýþým varsa düzeltmenizi istirham ederim: "PEYGAMBER EFENDÝMÝZ(SALLAHU ALEYHÝ VESSELLEM)ikrimeden çektiðimi babasý ebu cehilden çekmedim demiþti. mekke fethedilince ikrime korkup kaçýyor bana zarar verir endiþesi ile. ama PEYGAMBER EFENDÝMÝZ(SALLAHU ALEYHÝ VESSELLEM)den, mübarek annelerimizden birisi izin isteyip ikrimenin peþine düþüyor ve onu huzura getiriyor. PEYGAMBER EFENDÝMÝZ(SALLAHU ALEYHÝ VESSELLEM) onu bir þaki gibi deðil bir said gibi karþýlýyor." hem ebu cehile 200 kere ayaðýna gidip Ýslam'a davet ediyor yýlmadan usanmadan. þimdi bize ÖRNEK OLARAK GÖSTERÝLEN ZAT bunlarý yaparken biz onlarla iliþkimizi kesecek, görüþmeyeck miyiz? hatalý eksik yazýlarým için þimdiden herkesten af dilerim.

Allaha emanet olun...
Gönderen: 21.07.2005 - 13:48
Bu Mesaji Bildir   Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
100 dü 200 Oldu !!!
206 Mesaj -
hafakan28 kardeþ,

Peygamberimizin Ebu-Cehil'e teblið için 200 defa gittiðini hangi muteber kaynaktan okudunuz ? Söyleyin de biz de öðrenelim.
Hem sonra bu adet 100 mü 200 mü ? Hangisi ?
Çünkü, böyle birbirini tutmayan þayialar ortalýkta dolaþtýkça, insanlar bunu atmasyon haberler kategorisine sokuyor.

Gönderen: 21.07.2005 - 14:57
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
Dursun Ali Erzincanlı
Misafir
ben en baþta belirtmek isterim ki bilgili bir insan deðilim. ama samimetimle belirtirim ki ben atmýyorum. http://www.ankebut.net te filmler arasýnda Dursun Ali Erzincanlý'nýn sunduðu muhterem hocaefendinin vaazlarýndan eklentiler yapýlarak hazýrlanmýþ derleme sahabe hayatý belgeseli var. eðer girip dosyayý indirip, izlerseniz. dediklerim ordan alýnmadýr. ebu cehile 200 kere gitti deniyor. 100 kere baþka bir kiþiye. ayrýca rakamlar çokluk belirtmek için kullanýlmýþ olabilir(kiþisel görüþümdür herhangi bir baðlayýcýlýðý yoktur). Biraz din ile diyanetle alakanýz olduðuna dayanarak ve hüsn-i zan ederek Dursun Ali Erzincanlý yý duyduðunuzu umuyorum. dosyayý indirip izleme zahmetine katlanýrsanýz beni daha iyi anlayacaðýnýzý zannediyorum...

Allaha emanet olun...
Gönderen: 21.07.2005 - 15:14
Bu Mesaji Bildir   Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
Öyle kaynak mı olurmuş !
206 Mesaj -
hafakan28 arkadaþ Bak !
Burasý bir forumdur.Cemaatlerle dalaþma yeri deðil.Ben sizin cemaatinizle ilgili olumsuz düþüncelerimi aksettirdim.Bu düþüncelerim ya da bu olumsuzluklarý ciltler dolusu kitap haline de getirebilirim Ancak,burasý yeri deðil!
Siz en iyisi bana e-mail adresinizi verin.Ben size bu konularda daha doyurucu bilgileri ve bahsettiðiniz sahabe hayatý belgeselinin kaynak olamayacaðýný izah edeyim.
Bekliyorum.

Gönderen: 21.07.2005 - 15:42
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
öncelikle şunu belirteyim
Misafir
ben þuan üniversite 1. sýnýf öðrencisiyim ve þu ana kadar hiçbir cemaate gitmedim benim gittiðim tek cemaat vardýr o da cuma cemaati. ben kimseyi ünlü etmek maksadýnda da deðilim mail adresimi istemiþsiniz (adres, kurallar geregi silinmistir... GöLGe) ayrýca isterseniz msn mi de verebilirim.

Allah'a emanet olun...


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son GöLGe tarafından, 22.07.2005 - 21:11 tarihinde.
Gönderen: 21.07.2005 - 15:56
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Gast hafakan28  
yukardada belirttim
Misafir
ben o cemaate mensub olmadýðým için sorularýnýzý o cemaatten olan birine sormanýzýn daha mantýklý olacaðý kannatindeyim. ama mail adresimi verdim benimlede irtibata geçebilirsiniz...
Gönderen: 21.07.2005 - 16:10
Bu Mesaji Bildir   Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
M
206 Mesaj -
hafakan28 ,

Size mail attým alýp-almadýðýnýzý lütfen yazýnýz.
Eðer, almadý iseniz mailiniz normal iþlev görmüyor demektir.
Gönderen: 21.07.2005 - 16:18
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Peygamber (S.A.V) acaba Ebu Cehil'e neden 199 ya da 201 kere deðil de 200 kere gitmiþ acaba? Yuvarlak hesap olsun diye mi?

.....

Bazý hadis ve rivayetlerde verilen rakamlarýn yüzde %99'u kýyas içindir. Yani yapýlan iþin büyüklüðünü-çokluðunu gösterir, kesin rakamý deðil...
Gönderen: 21.07.2005 - 16:20
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
a
Misafir
mimli üye kardeþim mailini aldým.
Resul kardeþime de:
malumunuz benim eksikliðimden de kaynaklanýyor olabilir. önemli olan 199,200,201 ifadelerimi yoksa Efendimiz(aleyhisaalatu vesselam)in ne kadar çok gittiðini ifade etmek mi.

Allah'a(celle celalühügöz kırpma emanet olun...
Gönderen: 21.07.2005 - 18:29
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Gast hafakan28  
mimli üyeye
Misafir
Peygamber Efendimiz(sallahu aleyhi vessellem) Taif te kendisini taþlayanlara neden beddua etmemiþti. onlarýn soylarýndan bir kiþinin bile iman etmesi ihtimali aklýna gelmiþti. Biraz düþünelim onlara örnek olarak onlara islamiyeti anlatamaz mýyýz. peki örnek olmayý nasýl yapacaðýz. diyalog yada teblið nederseniz deyin onlarla bu ortamý nasýl kurcaðýz...
Gönderen: 21.07.2005 - 21:13
Bu Mesaji Bildir   Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Ona katýlýyorum, iletiþim olmadan teblið olmaz. Ýletiþime karþý çýkanlar da Ýslam'ýn tebliðine engel olmakla büyük günah iþlediklerinin ve Yahudileþtiklerinin farkýnda deðiller...
Gönderen: 21.07.2005 - 21:24
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
206 Mesaj -
hafakan28 Kardeþ,

Teblið ve diyalog konularýný izah eden yazýmýz e-mail adresine gönderilmiþti.O yazýyý okumadýn mý ?
Gönderen: 21.07.2005 - 21:34
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
maili yeni okudum
Misafir
mailinizi yeni okudum. cebavýda birazdan yazacaðým. siz anasayfadaki BÝLAL AKSUnun yazýsýný okuyun. teblið yada diyalog artýk ne derseniz bu yönetmi kökten kaldýrmak gerektiðini düþünüyorsunuz. Peki bir alteratifiniz varmý? sadece Allah dilerse olur deyip kenara mý çekileceksiniz.

ALLAH'A(celle celalühügöz kırpma emanet olun...
Gönderen: 21.07.2005 - 22:17
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Karahilal su an offline Karahilal  
265 Mesaj -
Esselamü Aleyküm

Arkadaþlar;
Ýslam hakim iken hoþgörülü olur müslüman islam mahkumken deðil...

Kurduklarý bütün sistemlerle müslümanlarý dejenere eden müslümanlara zulmeden bu kafirler deðil mi? Öyle bir sistem ki bu sistem içinden müslüman sürekli kan kaybederken kafirler sürekli güç kazanýyor. Bu sistem içinde müslümana gösterilmeyen hoþgörüyü biz mi kafirlere göstereceðiz. "Siz onlar gibi inanmadýkça onlar size dost olmaz" buyuran Allah deðil midir? Teblið vazifesini her an sürdüreceðiz. Bizim görevimiz anlatmaktýr. Birilerine zorla islamý sevdirmek zorunda deðiliz. Zira Allah bu konuda (Sen didayet verici deðilsin) diyerek peygamberi dahi uyarmýþtýr.

Eðer Allah mühlet verir müslümanlar islam devletini kurup iktidarý yani güç dengelerini eline alýrsa o zaman iþte islamýn adeleti budur. (Sosyal adaleti, iktisadi adaleti vs.) Bu suretle müslümanlar herkese karþý hoþgörülü olur ve kafire dahi zulmetmez. Onu kendi inancýyla baþbaþa býrakýr.

Umarým anlatabilmiþimdir.
Gönderen: 21.07.2005 - 22:55
Bu Mesaji Bildir   Karahilal üyenin diger mesajlarini ara Karahilal üyenin Profiline bak Karahilal üyeye özel mesaj gönder Karahilal üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
kardeşimin yazdıklarına tamamen katılıyorum
Misafir
zaten hangi müslüman düþünür onlar bize zulmederken biz onlara hoþgörülü olalým diye. kanaati acizanemce gayrimüslimlerin tamamý böyle bir hareket içinde deðildir. bizim amacýmýzda diðer masum sayýlabileceklerle ilgilidir. suçlanan zat demiyormu "en az inanmayanlar kadara gayretli olacaðýz. Ýslamiyeti þu 2-3 asýrdýr düþtüðü zilletten maðduriyetten, mazlumiyetten, periþaniyetten kurtaracaðýz" diye böyle düþünen birinde olabilirmi kafir kafama etsin ben ona hoþgörüyle bakayým. düþünmez. onunda hatalarý var. yok diyen yalan söyler. kendiside her defasýnda arz ediyor ben sizlere bu cemaate bunlara layýk deðilim" diye. elinizi yüreðinize koyun, insafýnýzý elinize elin ve suçlamalarý yeniden deðerlendirin.

ALLAH'A(celle celalühügöz kırpma emanet olun...
Gönderen: 21.07.2005 - 23:05
Bu Mesaji Bildir   Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
El insaf !
206 Mesaj -
Hristiyanlarýn ve Yahudilerin zulmünün günümüzdeki kadar gemi azýya aldýðý ve yoðun olarak yaþandýðý baþka bir devir yaþandý mý acaba ?
Böyle bir durumda iken, hoþgörü ve diyalogtan bahsedenler ihanet içinde deðil midirler ?
Bhasedilen zatýn tevazusu, kendi baðlýlarýný ve sevenlerini kaybtmemek için yapýlan bir manevradýr.
Bunu her basiret sahibi olan müslüman kolaylýkla anlayabilir.

Gönderen: 21.07.2005 - 23:15
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
zulmün en karanlık tarihi
Misafir
zulmün en karanlýk devri Efendimiz(sallahu aelyhi vesssellem)in devridir. böyle cahilane tabirler kullanmayýn. eðer bu devir en karanlýk devirse(haþa ve kella) biz O'ndan daha karanlýk bir devrede geldik O'ndan fazla uðraþmamýz lazým gelir gibi bir görüþ çýkabilir. dikkat edin.

acaba hiç durup bir düþündün mü? acaba ben bu adamýn hakkýnda bu kadar atýp tutuyorum ama ya yanýldýysam, Allah(celle celalühügöz kırpma'a bunun hesabýný nasýl veririm diye. yazýyý okuyunuz ve belirtiniz lütfen(bilal aksunun yazýsýgöz kırpma.

ne yapalým diyorsunuz alternatifiniz(diyalog yada teblið konusunda) varmý isterseniz gidelim Usame bin ladine bizde gidip fransa da patlayalým beraberce hoþ olmazmý?
Gönderen: 21.07.2005 - 23:26
Bu Mesaji Bildir   Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Beni baðýþlayýn ama siz kavramlarýn bütün ve ayrý ayrý ele alýnmasý gereken yerleri bilmiyorsunuz. Sapla samaný birbirine karýþtýrýyorsunuz.

Bir de teblið için diyalog gerekir dedik ama tabii ondan önce tebliði edebilecek kiþiler lazým. Rus Knez'ine giden imam akýlsýz olmasaydý Ortodoks papazý asla baþarýlý olamaz ve Rusya daha o zamanda Müslüman olurdu büyük ihtimalle. Bugün aslýnda teblið yapabilecek düzeyde Müslüman az. Hatta neredeyse yok. Çünkü Kur'an'ý okumuyor (üstünüze alýnmayýn ama bir de okuyup da anlamayanlar var, çok gördüm burada ve hayatýmda).

Þimdi bir de ne dediðinizi de tam anlayamýyorum, nedir yani? Ne diyorsunuz? Size göre ne yapmak lazým?
Gönderen: 21.07.2005 - 23:27
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
tebliğ/diyalog
Misafir
yani teblið yok diyalog yok kendi içimize kapanýp kendi dünyamýzý mý yaþayacaðýz. malum osmanlý bunu yapmýþtý sonucu biliyoruz
Gönderen: 21.07.2005 - 23:41
Bu Mesaji Bildir   Yukari
sehadet bir tutku su an offline sehadet bir tutku  
47 Mesaj -
kardeslerim bir seye dikkat cekmek istedim teblig ile diyalog kavramlari farklidir lutfen bunlari ayniymis gibi göstermeyin ,,,,,

cunku biz musluman olarak hic bir dinle diyalog kurmayiz ,,onlarin dinleri onlara ,,bizim dinimiz bizedir ,,,,bizim taptigimiza onlar tabacak degildir ,,onlarin taptiklarinada biz tapacak degiliz,,,,,
ama teblig diyalog degildir,,,,

tebligde diyaloga gerek yoktur
cunku biz direk olarak insanlari islama cagiririz,,,bunu öncelile yasamimizda gösteririzz,,,bunu yaparken Peygamberimiz s.a.v hayatina bakarak o nasil yaptiysa bizde onlari kurtulusa erdirmek icin
öyle yapariz ve,,,,biz bunlari yaptiktan sonra Allah isterse onlar hidayeti bulur,,,,,,,,

insanlarin arasinda diyalog normaldir ama dinler arasi dialog kesinlikle normal bir sey degildir HERALDE YAKINDA BIR ANLASMA YAPALIM DERLER ,,,,,BIR SENE SIZIN DININIZ ,,BIR SENEDE BIZIM DINIMIZI DÜNYADAKI INSANLAR YASASIN,,,,,,,,RASULLAHIN döneminde islamin ilk yillarinda nitekim musriklerde dinler arasi diyalog calismarinda Peygamberimize bu teklifi yapmadilarmi hatta ona mekkenin liderligini teklif ettiler ,,,,,ACABA simdi dinleriyle diyaloga girmemizi isteyenlere karsi ne zaman BIR ELIME AYI VERSENIZ OBUR ELIMDE GUNESI VARSENIZ VALLAHI BU DAVAMDAN VAZGECMEM diyecez ne zaman
Gönderen: 22.07.2005 - 06:53
Bu Mesaji Bildir   sehadet bir tutku üyenin diger mesajlarini ara sehadet bir tutku üyenin Profiline bak sehadet bir tutku üyeye özel mesaj gönder sehadet bir tutku üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
sehadet bir tutku su an offline sehadet bir tutku  
RE: El insaf !
47 Mesaj -
Alıntı
Orijinali mimli uye



Hristiyanlarýn ve Yahudilerin zulmünün günümüzdeki kadar gemi azýya aldýðý ve yoðun olarak yaþandýðý baþka bir devir yaþandý mý acaba ?
Böyle bir durumda iken, hoþgörü ve diyalogtan bahsedenler ihanet içinde deðil midirler ?
.


TAMAMEN KATILIYORUM BUGUN O DIYALOGO GIRMEYE CALISTIKLARI INSANLAR IRAKTA ,,,,AFGANISTANDA GÖZ GÖRE GÖRE HEMDE KENDILERI DUNYAYA YAPTIKLARINI ZULMU ANLATARK BOY GÖSTERIYORLAR ,,,,,,,
SUNU HERKES BILSIN BIZ HIC BIR ZAMAN EBU CEHILLERIN DINLERIYLE DIALOGA GIRMEYIZZZZ
Gönderen: 22.07.2005 - 07:01
Bu Mesaji Bildir   sehadet bir tutku üyenin diger mesajlarini ara sehadet bir tutku üyenin Profiline bak sehadet bir tutku üyeye özel mesaj gönder sehadet bir tutku üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
bikaç ayet ve son
Misafir
ankebut-46: Ýçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak, en güzel yoldan
mücadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim
ilâhýmýz da, sizin ilâhýnýz da birdir ve biz O'na teslim olmuþuzdur."



al-i imran-64:De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramýzda ortak olan bir söze geliniz. Allah'tan
baþkasýna kulluk etmeyelim, O'na hiçbir þeyi eþ tutmayalým ve Allah'ý býrakýp da kimimiz kimimizi
ilâhlaþtýrmasýn. Eðer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Þahit olun biz müslümanlarýz".


diyalogta kim (günümüzde) demiþtir: bir sene bizim dini bir sene onlarýn dinlerini yaþayalým diye. yukardaki ayetleri okuyun. ayetler ýþýðýnda herhes hareket etsin. diðer kardeþlerine olan hüzn-i zannýný kaybetmesin. kelimeleri cýmbýzla seçip buraya yerleþtirip bu kiþi bunu demeye çalýþýyor; þu, þunu demeye çalýþýyor derken biraz daha dikkatli olsun. bu konu gereðinden fazla uzadý. bir yere gittiði ümidindede deðilim onun için bu foruma daha fazla mesaj yazmak niyetinde deðilim. Özel mesaj alýmým açýk çok isteyenler oradan ulaþabilirler.

herkes fetva vermesin. Camide bir hocadan iþitmiþtim "Bu ülkede 70 milyon doktor, 70 milyon imam var" demiþti. kime gitsen bir aðrým var desen sana kesin bir ilaç ismi verir. kime gitsen bir dini sual sorsan sana kesin bir fetva verir.

ben bu vaazdan hareketle bilgisizliðime kanaat getirip yazmama kararý aldým. diðer bilgili arkadaþlarýnda fetva konusunda daha dikkatli olmalarýný tavsiye ederim.

ALLAH'a(CELLE CELÜHÜgöz kırpma emanet olun...
Gönderen: 22.07.2005 - 07:07
Bu Mesaji Bildir   Yukari
sehadet bir tutku su an offline sehadet bir tutku  
47 Mesaj -
Alıntı
Orijinali hafakan28

ankebut-46: Ýçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak, en güzel yoldan
mücadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim
ilâhýmýz da, sizin ilâhýnýz da birdir ve biz O'na teslim olmuþuzdur."



al-i imran-64:De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramýzda ortak olan bir söze geliniz. Allah'tan
baþkasýna kulluk etmeyelim, O'na hiçbir þeyi eþ tutmayalým ve Allah'ý býrakýp da kimimiz kimimizi
ilâhlaþtýrmasýn. Eðer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Þahit olun biz müslümanlarýz".


diyalogta kim (günümüzde) demiþtir: bir sene bizim dini bir sene onlarýn dinlerini yaþayalým diye. yukardaki ayetleri okuyun. ayetler ýþýðýnda herhes hareket etsin. diðer kardeþlerine olan hüzn-i zannýný kaybetmesin. kelimeleri cýmbýzla seçip buraya yerleþtirip bu kiþi bunu demeye çalýþýyor; þu, þunu demeye çalýþýyor derken biraz daha dikkatli olsun. bu konu gereðinden fazla uzadý. bir yere gittiði ümidindede deðilim onun için bu foruma daha fazla mesaj yazmak niyetinde deðilim. Özel mesaj alýmým açýk çok isteyenler oradan ulaþabilirler.

herkes fetva vermesin. Camide bir hocadan iþitmiþtim "Bu ülkede 70 milyon doktor, 70 milyon imam var" demiþti. kime gitsen bir aðrým var desen sana kesin bir ilaç ismi verir. kime gitsen bir dini sual sorsan sana kesin bir fetva verir.

ben bu vaazdan hareketle bilgisizliðime kanaat getirip yazmama kararý aldým. diðer bilgili arkadaþlarýnda fetva konusunda daha dikkatli olmalarýný tavsiye ederim.

ALLAH'a(CELLE CELÜHÜgöz kırpma emanet olun...


BAK ARKADASIM KIMSE FETVA MAKAMINDA OLMADAN FETVA VERME HAKKINA SAHIP OLMAZ ,,,,,,,,,YALNIZ O SENIN CAMIDEKI HOCANIN SÖYLEDIGI SÖZE KESINLIKLE KATILMIYORUM,, DIYALOGUN NE MANAYA GELDIGINI ANLAMAK ICIN FETVA MAKAMINDA OMAYADA GEREK YOK BUNU DININI TAKIP EDEN YASAYAN KURANI KERIMI BÖLMEYIP BIR BÜTUN OLARAK ARASTIRAN BIR MUSLUMAN KOLAY BI SEKILDE AYIRT EDEBILIR,,,,,,,ZATEN O CAMIDEKI HOCANIN SÖZLERI GIBI SÖZLER DINI IMAMLARA TEKELSTIRIP MUSLUMANLARIN DINDEN UZAKLASTIRILMASI ICIN SÖYLENEN SOZLERDIR,,,BU SEKILDE MUSLUMANLAER KURANI KERIMI OKUMAYA YANI ANLAMAYA IHTIYAC DUYMAYACAK IMAMLAR NE DERSE ONU YAPACAK ......

VEDE BIR KAC AYET YAZIP SADECE O AYTLERLE KENDINIZE DELIL GETIREMESSINIZ ,,,,BIR BUTUN OLARAK ELE ALMAK ZORUNDASINIZ,,,,BENDE SIZE KAFIRUN SURESINI ORNEK GOSTEREBILIRIMMM EGER OKURSANIZ ,,BIR SEYLER ANLAYACAGNIZI UMARIM



AMA KESINLIKLE KURANDAKI AYETLERI SÖZLERINIZE DELIL OLARAK GETIRMEYE CALISIYORSANIZ BUNU SADECE MEALINDEN DEGIL NE ZAMAN NE ICIN ,,,,HANGI OLAY SONUCU ,,VE RASULLAHIN BU ayetle ilgili bir tefsiri varmi onu arstirarak ondan sonra yazabilirsiniz ,,bunlarin hepsi benim sahsi dusuncem kabul edrsin veya etmessin bu sizin bileceginiz bir is
Gönderen: 22.07.2005 - 07:40
Bu Mesaji Bildir   sehadet bir tutku üyenin diger mesajlarini ara sehadet bir tutku üyenin Profiline bak sehadet bir tutku üyeye özel mesaj gönder sehadet bir tutku üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast hafakan28  
Misafir
bana ayetler yollandý ben onlara cevaben yolladým. sen ebu cehillere yaklaþmayýz diyorsun. kýzý ikrime nasýl imana geldi zannediyorsun. yukarýda yazýlanlarýn tamamýný oku. bak bu konu tartýþma götürür konu. sen kendi içine kapan tamam mý!!! üzüntülü üzüntülü üzüntülü üzüntülü
Gönderen: 22.07.2005 - 07:50
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Gast hafakan28  
bu siteye girerseniz.
Misafir
muhterem kiþinin kendi adýyla sitesei var linki vermek istemiyorum. aleyhinde çok görüþ var. bu görüþlere en güzel cevabý da sizde takdir ederdinizki kendisi verir. mesela google a muhterem kiþinin adýný yazýp aratýrsanýz siteyi bulursunuz.
anasayfada "hukuk köþesi" adlý bölüm var ilginizi çekeceðini umuyorum.
Gönderen: 22.07.2005 - 08:03
Bu Mesaji Bildir   Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
206 Mesaj -
Bilal Aksa ile mail irtibatý kurulmuþ kendisine gerekli cevaplar verilmiþ ve verilecektir.
Gönderen: 22.07.2005 - 10:34
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Evet Hafakan kardeþim, sana anlattýðým gibi, diyalog ve teblið birbirinden farklý, ÞehadetTutku kardeþim de olayý açýklamýþ, diyalog karþýlýklý alýþveriþtir teblið Ýslam'ý onlara bildirmek, Ýslam'ýn onlardan alacaðý bir þey yoktur k, diyalog olsun. Prof. Seyyid Kutub'un Ýslam Düþüncesi isimli kitabýnda da konuyla ilgili yorumlar vardýr, bulup oku istersen. Ancak diyalog olmamasý da hoþgörü olmamasý anlamýna gelmez, tebliði yumuþak dille yapmak hoþgörüdür zaten.

S.A
Gönderen: 24.07.2005 - 11:04
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
pejocu su an offline pejocu  
KONU ÇOK ÖNEMLİ
84 Mesaj -
BÝRAZ UZUN FAKAT KONUNUN ANLAÞILMASI ÝÇÝN GEREKLÝ HAKKINIZI HELAL EDÝN BÝR ÝNSANIN TEFSÝR YAZABÝLMESÝ ÝÇÝN ULUL ELBAB OLMASI GEREKÝR YANÝ DAÝM ZÝKÝRDE KALP ZÝKRÝNE ULAÞMIÞ ÝLMÝ ALLAH DAN ALABÝLEN KÝTAP VE HÝKMET SAHÝBÝ ÝLMÝN ÖTESÝ ÝRFANA ULAÞMIÞ MÜTEÞABÝS AYETLERÝN 7 RUHUNADA GÝRMÝÞ EHLÝ TEZEKKÜR OLMASI GEREKÝR BU KONUDA AYETLER VAR
ulûl'elbab: Bes duyu organiyla algilanamayan ve fizik ötesine ait olan, gaybe müteallik sirlari alabilen, sir hazinelerinin sahibi olan kisilerdir. Nefslerini Allah'a teslim eden, ulûl'elbab olanlar, 7 özelligin sahibidirler:

1. özellik: Ulûl'elbab olan herkes daimî zikre ulasmistir.

2. özellik: Kalpteki 19 tane afetin yerine faziletler yerlesmistir.

3. özellik: Allah kalp gözlerini açmistir.

4. özellik: Allah kalp kulaklarini açmistir.

4 tane vasif sartina ilâveten 3 tane de sonuç sartini eklememiz lâzim.

5. özellik: Ulûl'elbab olan kullar hayrin sahibidirler. çünkü devamli Allah'i zikrediyorlar. Daimî zikirde olan herkes 1'e 700 kat Allah'tan derecat alir.

6. özellik: Ehl-i hüküm ya da ehl-i hikmettirler. Herhangibir anlasmazlik noktasinda hakem tayin edilmislerse mutlaka Allah'in emriyle adaleti yerine getirenlerdir. Allah'in hükmünü icra edenlerdir. Ehl-i hikmettirler, Kur'ân-i Kerim'de hangi âyet-i kerimeye baksalar ya âyetin kendisinden veya bir ileri ve gerisine bakmak suretiyle o âyetin hangi seviyeye ait oldugunu bilirler. Ehl-i tezekkürdürler.

7. özellik: Allah'tan sorarak ögrenme imkâninin sahibi olan kisilerdir.

Bu saydigimiz 7 tane özellikle (4 tanesi vasif sarti, 3 tanesi sonuç sartidir) beraber ulûl'elbab olan kullarin kalpleri 7 kademede müzeyyen olmustur.

Simdi bu özellikleri ispat eden âyetlere bir bir beraber bakalim:

Allahû Tealâ, buyuruyor ki:


3/AL-I IMRAN-190: Inne fî halkis semâvâti vel ardi vahtilâfil leyli ven nehâri le âyâtin li ulîl elbâb(ulîl elbâbi).

Hiç süphesiz; göklerin ve yerin yaratilisinda, gece ile gündüzün birbiri ardinca gelisinde, elbette ulûl'elbab için nice deliller vardir.

3/AL-I IMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kiyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkis semâvâti vel ard(ardi), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtilâaglabâtilan), subhâneke fekinâ azâben nâr(nâri).

O (Ulûl'elbab) ki; (lübblerin, Allah'in sir hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'i zikrederler. Göklerin ve yerin yaratilisi hakkinda tefekkür ederler. (Ve derler ki): "Ey Rabbimiz! Sen, bunlari bâtil olarak (bosuna) yaratmadin. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, atesin azabindan koru."


Bir insan ya ayaktadir ya oturuyor vaziyettedir veya geceleyin yataginda yan üstü yatiyordur. Bir dördüncü hal hiç kimse için mevcut degildir. 24 saatlik zaman dilimi içerisinde ulûl'elbab olan kullar, üç halin üçünde de devamli olarak kalp zikriyle Allah'i zikretmektedirler. Bunun kalp zikri oldugunu nereden anliyoruz? Uykudayken hiç kimsenin baska bir türlü zikir yapmasi mümkün degil. Peygamber Efendimiz (S.A.V), hadîs-i serifinde söyle buyuruyor: " Benim gözlerim uyur, ama kalbim uyumaz. " Bu hadîs bize Resûlallah (S.A.V) Efendimiz'in uykudayken kalp zikri halinde oldugunu söylüyor.

Yine Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir baska hadîsinde " Âlimin uykusu cahilin ibadetinden iyidir. " buyuruyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in hadîs-i seriflerinde "âlim" diye vasiflandirdigi daimî zikrin sahibi olan kisilerdir. Nitekim bir baska hadîs-i serifinde " Hikmet sahibi âlimler, fikih açisindan nebîler gibidir. " buyuruyor. öyleyse Resûlallah (S.A.V) Efendimiz'in "âlim" diye vasiflandirdigi kisiler daimî zikrin sahibi olan insanlardir. Gerçekten öyle mi? Allahû Tealâ, Bakara Suresinin 269. âyet-i kerimesinde söyle buyuruyor:


2/BAKARA-269: Yu'til hikmete men yesâu, ve men yu'tel hikmete fe kad ûtiye hayran kesîrâaglakesîren), ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).

(Allah) HIKMET'i diledigine verir. Kime hikmet verilmisse andolsun ki; ona çok hayir verilmistir. Bunu da ancak ulûl' elbab tezekkür edebilir.

öyleyse ulûl'elbab olan kisiler ayni zamanda hikmet sahibi olanlardir . Allahû Tealâ'nin kendilerine hikmet verdigi kisiler, mutlaka daimî zikrin sahipleridir.

Hikmet sahibi olmak ne saglar?

Diger insanlardan ayricaligi nedir?

Farkli olan özelligi nedir? Allahû Tealâ, söyle buyuruyor:

3/AL-I IMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu mutesâbihât(mutesâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ tesâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te'vîlih(te'vîlihi), ve mâ ya'lemu te'vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi)."

O (Allah) ki; Kitab'i, sana O indirdi. O'ndan bir kismi muhkem (mânâsi açik, yorum götürmez, süphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, (Levhi Mahfuz'daki) ümmülkitapta (yer alan açik ve kesin âyetler)dir. Digerleri ise mütesabih (mânâsi kapali, açiklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde egrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çikarmak ve (kendi yararina uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab')in mütesabih olan kismina uyarlar. Halbuki onlarin tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. Ilimde derinlesmis olan RASIHUN (rüsuh sahipleri) ise derler ki: "O'na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katindan (indirilme)dir." Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl'elbab tezekkür edebilir.

Muhterem okuyucular, bu âyet-i kerimede 3 grup insan ifade ediliyor. Bunlardan 1. grup; kalbinde zeyg olanlar . Allah tarafindan yetkili kilinmadiklari halde Kur'ân-i Kerim âyetlerini kendi zanlarina göre tevil ederek insanlari hidayetten men edenler. Günümüzde Kur'ân'daki Islâm'i yasayan atese çagiran dîn adamlari bu sinifin içine giriyor. Ilimde köklesmis olan " rasihun " ise Kur'ân-i Kerim'in muhkem ve mütesabih âyetlerine inanan, hepsi Allah'tandir diyen ama mütesabih ayetleri tezekkür edemeyenlerdir. Kur'ân-i Kerim âyetlerini tezekkür edebilen, açiklama yetkisine sahip olan ise " ulûl'elbab "tir .


Yüce Rabbimiz buyuruyor:

15/HICR-9: Innâ nahnu nezzelnez zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).
Muhakkak ki; zikri (Kur'ân-i Kerim'i) Biz indirdik. O'nun koruyuculari (da) mutlaka Biziz.

21/ENBIYA-7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes'elû ehlez zikri in kuntum lâ ta'lemûn(ta'lemûne).
Ve senden önce, vahyettigimiz rical (erkekler) den baskasini göndermedik. Eger bilmiyorsaniz, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.


Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz'in ahir zamanda gelecegini bize müjdeledigi ve "ümmetimin en hayirlisi" diye buyurdugu Mehdi (A.S)'in Devrin Imami oldugu ahir zamanda Hidayet çagi'ndayiz.

Allahû Tealâ, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz'e ve diger bütün peygamberlere su mesaji veriyor.

3/AL-I IMRAN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu'minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum isrî, kâlû akrarnâ, kâle feshedû ve ene meakum mines sâhidîn(sâhidîne).

Hani o zaman ki; Allah, peygamberlerin (nebîlerin) MISAK'ini (yeminini) almisti: "Andolsun ki; size Kitap ve hikmet verdim, sizlerden sonra sizinle beraber bulunani (Allah'in sizlere verdigi kitaplari) tasdik eden Resûl gelince, O'na mutlaka îmân edecek ve O'na mutlaka yardim edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi ve bu agir ahdimi üzerinize aldiniz mi?" "Ikrar ettik." dediler. "öyle ise sahit olun. Ben de sizinle beraber sahitlerdenim." buyurdu.

Allahû Tealâ, nebîlerden "size kitap ve hikmet verdim" diye misak aliyor.

öyleyse kitabi, hikmetten ayirmak mümkün degildir. Kitap, ancak hikmetle anlasilir . Hikmet sahiplerinin de daimî zikre ulasan, ulûl'elbab olan kullar oldugunu âyetlerin neticesinden kesinlikle anliyoruz.

O zaman demek ki, Kur'ân-i Kerim'i bizlere kim ögretebilir? Hikmet sahibi olan kisiler.

14 asir evvel Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz hikmet sahibi miydi? Evet!

Nitekim, Bakara Suresinin 151. âyet-i kerimesinde, Allahû Tealâ sahâbeye söyle hitap ediyor:

2/BAKARA-151: Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta'lemûn(ta'lemûne).

Nitekim size içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki; âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açiklasin) ve sizi (nefsinizi) tezkiye etsin, size Kitab ve hikmet ögretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediginiz seyleri ögretsin.


Insanla Allah arasinda tedrici basamaklar olarak Allah'in dizayn ettigi 28 basamaklik Islâm merdiveni vardir. Bu 28 basamaklik (kemalât basamaklari) Islâm merdiveninin, 26., 27. ve 28. basamaginin 4. kademesine kadar olan bölüm hikmet basamaklarini olusturur. Iste Allahû Tealâ'nin kendisine hikmet verdigi Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz, 14 asir evvel, 23 senelik bir zaman dilimi içerisinde Allah'a ulasmayi dileyen sahâbeye, nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaptirarak bütün bu kemalât basamaklarina yükseltmis; 26. basamakta daimî zikre ulasan sahâbeye, 27. basamakta ihlâsa ulasan sahâbeye ve 28. basamagin 4. kademesine ulasan sahâbeye hikmeti ögretmistir.

Her devirde kavim resûlleri arasindan seçilen devrin imami, Resûlallah'in biricik varisidir:



3/AL-I IMRAN-179: Mâ kânallâhu li yezerel mu'minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yesâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihîgöz kırpma, ve in tu'minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm(azîmun).
Allah mü'minleri; pisi, temizden ayirincaya kadar, su üzerinde bulunduklari hâl üzere birakacak degildir. Allah sizi gayb üzerine (gaybten) haberdar edecek de degildir. Fakat Allah, resûllerinden diledigi kimseyi seçer, (gaybi ona, o resûlüne bildirir). O halde, Allah'a ve O'nun resûllerine îmân edin. Ve eger îmân eder ve takva sahibi olursaniz, o zaman sizin için ECRUN AZîM (büyük mükâfat) var.

Yüce Rabbimiz, devrin imami tasarruf rizasinin sahibi Resûl'üne gaybi bildiriyor. Hidayet çagi'nda Devrin Imami Mehdi Resûl, en üst seviyede hikmet sahibi ulûl'elbab olan ehli zikirdendir. Hz Muhammed (S.A.V) Efendimiz, bir hadîsinde "Cehaletten kurtulmanin yolu zikir ehline sormaktir." buyuruyor.

Hanif dostlardaki kardeslerimiz, cehaletten kurtulmak için ehli zikir olan Mehdi (A.S)'a sormak yerine kendi dînlerini Allah'a ögretmeye çalisiyorlar:

49/HUCURAT-16: Kul etualli mûnallâhe bi dînikum vallâhu ya'lemu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardi), vallâhu bi kulli sey'in alîm(alîmun).
De ki: "Siz Allah'a dîninizi mi ögreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanlari bilir. Allah, herseyi bilendir."

49/HUCURAT-17: Yemunnûne aleyke en eslemû kul lâ temunnû aleyye islâmekum, belillâhu yemunnu aleykum en hedâkum lil îmâni in kuntum sâdikîn(sâdikîne).
Islam dairesine girdiler diye sana minnet etmektedirler. De ki: "Islam dairesine girmeyi bana karsi minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi îmâna yönelttigi için(Allah'a ulasmaya davet ettigi için) Allah size minnet etmektedir. Eger dogru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"


Simdi ulûl'elbab kavraminin geçtigi âyetlere bir bir beraber bakalim:

2/BAKARA-179: Ve lekum fîl kisâsi hayâtun yâ ulîl elbâbi leallekum tettekûn(tettekûne).

Ey ulûl'elbab! Kisasta sizin için hayat vardir. Böylece (umulur ki); siz, takva sahibi olursunuz.

Kur'ân'daki Islâm, Resûlallah (S.A.V) Efendimiz'in sünneti 7 safha 4 teslimden olusur:

• Allah'a ulasmayi dilemek

• Allahû Tealâ'nin tayin ettigi mürside ulasmak

• Ruhu Allah'a teslim etmek

• Fizik vücudu Allah'a teslim etmek

• Nefsi Allah'a teslim etmek (ulûl'elbab olmak)

• Ihlâsa, irsada ulasmak

• Iradeyi Allah'a teslim etmektir.

28 basamaklik Islâm merdiveni boyunca 7 safha 4 teslim muhtevasi içerisinde Kur'ân-i Kerim'in temel kavramlari sekilleniyor. Bu temel kavramlardan bir tanesi de takvadir. Bu âyet-i kerimedeki (Bakara-179) takva kelimesine, her ne kadar geleneksel Islâm tatbikatini yasayan insanlar "Allah'tan korkmak, Allah'tan sakinmak" diye sadece lügat anlami vermislerse de gerçekte böyle degildir. 7 safha 4 teslim boyunca takvanin da 7 safhasi vardir:

• Allah'a ulasmayi dileme takvasi

• Mürside tâbî olma takvasi

• Ruhu Allah'a teslim etme takvasi (evvab takva)

• Muhsinler takvasi (fizik vücudu Allah'a teslim etmek)

• Ulûl'elbab takvasi (nefsi Allah'a teslim etmek)

• Ihlâs takvasi (irsada ulasmak)

• Bihakkin takva (iradeyi Allah'a teslim etmek)

O zaman bu âyet-i kerimede geçen takva acaba hangi safhadaki takvadir? Eger bu âyette "Kisasta sizin için hayat vardir ey ulûl'elbab" diyorsa, o zaman burada daimî zikre ulasan, nefsini Allah'a teslim eden ulûl'elbabtan bahsedilmektedir. Ama ulûl'elbaba hitap ederek " leallekum tettekûn" demekle "bir sonraki ihlâs takvasina, irsad takvasina ulasirsiniz." denmek isteniyor.

Neden Allahû Tealâ, bu âyette "Kisasta sizin için hayat vardir." buyuruyor? Iki anlamiyla açiklayabiliriz.

1. anlam : Ulûl'elbab olan kullarin ehl-i hüküm ve ehl-i hikmet oluslariydi. Ehl-i hüküm olmalari ne demektir? Herhangibir anlasmazlik söz konusu oldugu zaman o anlasmazligin çözümünü Allah'in hükümleriyle hükmetmek suretiyle çözmektir. Diyelim ki biri digerini öldürmüstür. Ve kadi mevkiinde olan hakimin huzuruna bu olay getirilmistir. Kur'ân-i Kerim'de kisas emredilmektedir. Ama bu hükmü insanlar kendi kendilerine veremezler. Bu hükmü ancak Allahû Tealâ'nin hüküm makaminda vazifeli kildigi ulûl'elbab olan kulun emri infaz etmesi, emri teblig etmesi gerekir ki, Allahû Tealâ ulûl'elbaba "kisasta sizin için hayir vardir" buyuruyor. Yani anlasmazliklarin çözümlenmesi, hukukî davalarin çözülmesinin onlara verdigini belirtmek için hayat oldugunu ifade ediyor.

2. anlam : Bir baska açidan olaya baktigimiz zaman, daimî zikre ulasmayan herkes için zikirsiz geçen her saniye seytanin zikre mani oldugu, zikri bize unutturdugu bir zamani ifade eder. Iste nefse karsi cihadla, sonuçta mürsidin himmeti, Allah'in yardimiyla daimî zikre ulasan bu insan devamli olarak Allahû Tealâ'yi zikrettigi için, daha evvelki devrede seytana kisas yapmaktadirlar. Daha evvel seytan onlara zikri nasil unutturuyorsa daimî zikirde artik zikri unutturmasi mümkün degil. Bu noktada seytanin ulûl'elbabla olan her iliskisinde seytan maglup olmaya mahkûmdur. çünkü kisi daimî zikirdedir. Daimî zikirdeyken olan her olayda seytan maglup, daimî zikirde olan kisi gâlip olacaktir. Iste bu noktada da bir nevi buradaki kisas seytana karsi gerçeklestirilen bir kisastir.

Ulûl'elbab kavraminin geçtigi bir baska âyet-i kerime Bakara Suresinin 197. âyet-i kerimesidir:

2/BAKARA-197: El haccu eshurun ma'lûmât(ma'lûmâtun), fe men farada fîhinnel hacca fe lâ refese ve lâ fusûka ve lâ cidâle fîl hacc(hacci), ve mâ tef'alû min hayrin ya'lemhullâh(ya'lemhullâhu), ve tezevvedû fe inne hayraz zâdit takvâ, vettekûni yâ ulîl elbâb(elbâbi).

Hac, bilinen aylardir. Iste kim (o aylarda ihrama girerek) hacci (kendine) farz edinirse artik (bilsin ki); hacda kadina yaklasmak (ve benzeri davranislar) fasiklik (günaha sapmak) cedellesmek (sürtüsmek, kavga etmek) yoktur. Siz hayir'dan ne yaparsaniz Allah onu bilir. (Salih amellerle) aziklanin. Hiç süphesiz azigin hayirlisi takva sahibi olmaktir. Ve ey ulûl'elbâb! Bana (karsi) takva sahibi olun.


Buradaki takva, 26. basamakta nefsin Allah'a teslim oldugu takva kademesini (ulûl'elbab takvasi) ifade ediyor. Yani bu 5. safhadaki takvadir. Burada kisi nefsini Allah'a teslim etmistir. Daimî zikirdedir. Ve devamli olarak hayir islemektedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in gögsüne isaret ederek üç kere takva buradadir demesi bunun isaretidir:

12/YUSUF-111: Lekad kâne fî kasasihim ibretun li ûlîl elbâb(elbâbi), mâ kâne hadîsen yufterâ ve lâkin tasdîkallezî beyne yedeyhi ve tafsîle kulli sey'in ve huden ve rahmeten li kavmin yu'minûn(yu'minûne).

Andolsun ki; onlarin kissalarinda ulûl'elbab (sir sahipleri) için bir ibret vardir. Uydurulan bir söz degildir ve lâkin onlarin ellerindekini tasdik eder ve herseyi ayri ayri açiklar. Mü'min kavim için bir hidayet ve rahmettir.

13/RAD-19: E fe men ya'lemu ennemâ unzile ileyke min rabbikel hakku ke men huve a'mâ, innemâ yetezekkeru ûlul elbâb(elbâbi).

öyleyse sana Rabbinden indirilenin hak oldugunu bilen kimse, âmâ olan (görmeyen) kimse gibi midir? Fakat ulûl'elbab (Allah'in sirlarinin ve daimî zikrin sahipleri), tezekkür eder.


Insanla Allah arasinda Allah'in dizayn ettigi 28 basamaklik Islâm merdiveninin 2. basamaginda seçilmeyenler ve seçilenler diye insanlar 2 gruba ayrilirlar. Sonra Allah tarafindan seçilenler musîbetlerle imtihan edilirler. 3. basamakta Allah'a ulasmayi dileyenler, bilenlerdir. Allah'a ulasmayi dilemeyenler de, dilemedikleri için Allahû Tealâ tarafindan hassalarina engeller konulanlardir. Hassalarindaki engeller sebebiyle onlar, sagir, kör ve dilsizdirler. Allah'a ulasmayi dileyen bilenlerle, ulasmayi dilemeyen bilmeyenleri ulûl'elbab biliyor:


38/SAD-29: Kitâbun enzelnâhu ileyke mubârekun li yeddebberû âyâtihî ve li yetezekkere ûlul elbâb(elbâbi).

Bu mübarek kitabi sana indirdik ki âyetleri ile tedbir etsinler (alsinlar) ve ulûl'elbab tezekkür etsin diye.

öyleyse kitabi yasamasi gereken, ögrenen insanlar var, bir de bu kitabi açiklamasi gereken, ögreten, tezekkür eden ulûl'elbab var. Allahû Tealâ bu âyet-i kerimede bunu kesinlikle açikliyor.

Resûllerin, nebîlerin hepsi vehbî olarak resûllük veya nebîlik makamina getirilen ögretenlerdir. çünkü Allahû Tealâ, Kasas Suresinin 68. âyet-i kerimesinde söyle buyuruyor:

28/KASAS-68: Ve rabbuke yahluku mâ yesâu ve yahtâr(yahtâru), mâ kâne lehumul hiyarat(hiyaratu), subhânallâhi ve teâlâ ammâ yusrikûn(yusrikûne).

Rabbin diledigini yaratir ve seçer. Ve seçim hakki onlara ait degildir. Allah Sübhan'dir (münezzehtir) ve (onlarin) sirk kostuklari seylerden yücedir.

Allahû Tealâ, Sad Suresinin 43. âyet-i kerimesinde Hz. Eyüp (A.S)'dan bahsediyor:



38/SAD-43: Ve vehebnâ lehû ehlehu ve mislehum me'ahum rahmeten minnâ ve zikrâ li ûlîl elbâb(elbâbi).

Bizden bir rahmet ve ulûl'elbaba zikir olarak, ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha bagisladik.

Allah, yaratiyor, seçiyor, iradelerini teslim aliyor. Bütün resûller için, bütün nebîler için olay budur. Allahû Tealâ'nin vehbî olarak risalet makamina getirdigi kisilerin hepsi için geçerli olan kanun, Kasas-68'de ifade edilen kanundur. Onlar Allah tarafindan yaradilistan seçiliyorlar ve Allah iradelerini teslim aliyor. Artik onlarin kendi iradeleri söz konusu degildir. Tamamiyle Ilâhi Irade'ye baglidirlar. Allahû Tealâ, Eyüp (A.S)'a da birçok imtihanlar veriyor. Ama o sadece Allah'in söylettigini söylüyor, yaptirdigini yapiyor. çünkü tasarrufta. Malini, evlâd-i iyalini kaybetmesine ragmen, imtihanin bitiminden sonra, o gerekli sabr-i cemili gösteren Eyüp (A.S)'a Allahû Tealâ rahmetinden kat kat veriyor ve "Bu olayda ulûl'elbab için ögüt vardir." buyuruyor:


39/ZUMER-9: Em men huve kânitun ânâel leyli sâciden ve kâimen yahzerul âhirete ve yercû rahmete rabbih(rabbihi), kul hel yestevîllezîne ya'lemûne vellezîne lâ ya'lemûn(ya'lemûne), innemâ yetezekkeru ulûl elbâb(elbâbi).

Gece boyunca secde ederek ve kiyamda (ayakta) durarak kanitin olan, ahiretten çekinen (korkan) ve Rabbinin rahmetini dileyen mi? De ki: "aglaHiçgöz kırpma bilenle bilmeyen bir olur mu? Ancak ulûl'elbab (daimî zikir sahipleri) tezekkür eder."


Rad Suresinin 19. âyet-i kerimesinde bilenlerin Allah'a ulasmayi dileyenler, bilmeyenlerin de Allah'a ulasmayi dilemeyenler oldugunu ifade etmistik. Ama âyetleri açiklayan, tezekkür edebilen kimdir? Ulûl'elbab olan kullardir. Allahû Tealâ, bunu bu sekilde açikliyor.

Allahû Tealâ, Musa (A.S)'a kitap verdigini ve bunu benî Israil'e miras biraktigini ifade ediyor:


40/MU'MIN-53: Ve lekad âteynâ mûsel hudâ ve evresnâ benî isrâîlel kitâb(kitâbe).

Ve andolsun ki Musa'ya hidayet verdik. Ve benî Israil'i, kitaba varis kildik.

40/MU'MIN-54: Huden ve zikrâ li ulîl elbâb(elbâbi).

Ulûl'elbab için hidayet ve zikir olarak.

Talak Suresinin 10. âyet-i kerimesinde diyor ki:


65/TALÂK-10: E addallâhu lehum azâben sedîden fettekûllâhe yâ ulîl elbâb(elbâbi), ellezîne âmenû, kad enzelallâhu ileykum zikrâaglazikren).
Allah, onlar için siddetli bir azap hazirlamistir. öyleyse ey ulul elbab Allah'a karsi takva sahibi olun . Dogrusu Allah, size bir zikir (ögüt veren Kur'ân) indirmistir.

Bu 6. safhadaki âmenû olmadir. çünkü Kur'ân'i açiklayan ulûl'elbab için Kur'ân bir hidayet rehberidir .

Allahû Tealâ herseyden evvel zikri farz kilmistir:

73/MUZEMMIL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâaglatebtîlen).

Rabbinin (Allah'in) ismiyle zikret ve herseyden kesilerek O'na (Allah'a) dön (ulas, vasil ol).


Bu zikirle, nefsin tezkiye olmasi, ruhun da 7 gök kati yükselerek varliklar âleminin son noktasi Sidretül Münteha'ya yükseldikten sonra Yokluk'ta Allah'in Zat'ina ulasmasi ifade ediliyor. Bu, ruhun Allah'a teslimidir.

Ahzab Suresinin 41. âyet-i kerimesinde de çok zikirle fizik vücudun Allah'a teslimi açiklaniyor:


33/AHZAB-41: Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâaglakesîran).

Ey âmenû olanlar! Allah'i çok zikirle (günün yarisindan fazla) zikredin.

Ve Allahû Tealâ daimî zikri de farz kilmis:

4/NISA-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kiyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma'nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu'minîne kitâben mevkûtâaglamevkûten).

Namazi bitirdiginizde; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü yatarken) Allah'i hep zikredin! Güvenlige kavustugunuzda namazi erkâniyla kilin. çünkü; namaz, mü'minlerin üzerine, vakitleri belirlenmis bir farz olmustur.

Iste 3 halin üçünde de Allah'i zikreden ulûl'elbab ve sahâbenin hepsinin daimî zikre ulastigini Allahû Tealâ, Zumer Suresinin 18. âyet-i kerimesinde açikliyor:


39/ZUMER-18: Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahseneh(ahsenehu), ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb(elbâbi).

Onlar, sözü isitirler böylece onun ahsen olanina tâbî olurlar. Iste onlar, Allah'in hidayete erdirdikleridir. Ve iste onlar, onlar ulûl'elbab tir (daimî zikrin sahipleri).

5/MAIDE-100: Kul lâ yestevîl habîsu vet tayyibu ve lev a'cebeke kesretul habîs(habîsi), fettekullâhe yâ ulîl elbâbi leallekum tuflihûn(tuflihûne).

De ki: "Habîsin çoklugu (haram, murdar ve fesadin, vs.) senin hosuna gitse bile, habis ile tayyib (helâl, temiz ve güzel) bir degildir. Ey ulûl'elbâb! Allah'a karsi takva sahibi olun. Umulur ki; siz felâha erersiniz."

öyleyse Kur'ân-i Kerim'de ulûl'elbab kavraminin geçtigi 16 tane âyet-i kerime bizi kesin bir sonuca ulastiriyor ki; ulûl'elbab evvel emirde nefsini Allah'a teslim eden, daha sonra ihlâsa ulasan ve daha sonra salâhtaki kullardir. Her 3 kademedekiler için de Allahû Tealâ ulûl'elbab kavramini kullanmaktadir.

Hakikat bu iken meseleyi çarpitan bu sevgili kardeslerimiz bu söyledigimiz 16 tane âyet-i kerimede geçen ulûl'elbab kavramini ele almamislar. Sadece kendi hevalarina tâbî olmak suretiyle Efendi Hazretleri'nin söyledigi hakikatleri çürütmek amaciyla Bakara Suresinin 178 ve 179. âyet-i kerimelerini ele almislar:


2/BAKARA-178: Yâ eyyuhellezîne âmenû kutibe aleykumul kisâsu fîl katlâ el hurru bil hurri vel abdu bil abdi vel unsâ bil unsâ fe men ufiye lehu min ahîhi sey'un fettibâun bil ma'rûfi ve edâun ileyhi bi ihsân(ihsânin), zâlike tahfîfun min rabbikum ve rahmeh(rahmetun), fe meni'tedâ ba'de zâlike fe lehu azâbun elîm(elîmun).

Ey îmân edenler! Katl (öldürülme) halinde kisas üzerinize yazildi (size farz kilindi). Hüre hür, köleye köle, disiye disi (kisas olunur), fakat kim (öldürülmüs olanin) kardesinden (kardesi tarafindan) affolunursa (bagislanirsa) (kisas düser). O zaman (affedenin) örfe tâbî olup gerekeni yapmasi ve uygun bir diyet istemesi, affedilenin de ihsanla onu ödemesi gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Kim de bu (anlasma)dan sonra haddi asarsa (saldiriya kalkarsa) artik onun için elîm bir azap vardir.

2/BAKARA-179: Ve lekum fîl kisâsi hayâtun yâ ulîl elbâbi leallekum tettekûn(tettekûne).

Ey ulûl'elbab! Kisasta sizin için hayat vardir. Böylece (umulur ki); siz, takva sahibi olursunuz.

178. âyet-i kerimede ulûl'elbab geçmiyor. Ama özellikle Bakara-179'u ele almislar. Burada neden kisasta ulûl'elbab için hayat vardir, deniyor? çünkü ulûl'elbabin hakem tayin edilmesi halinde, Allah adina hüküm vermek üzere Allah'in onlari vazifeli kilmasi sebebiyle Allahû Tealâ bu sekilde hitap ediyor. Yani adaletin gerçeklesmesinde Allahû Tealâ, ulûl'elbab olan kullarini vazifeli kiliyor. A'raf Suresinin 159. âyet-i kerimesinde söyle buyuruyor:


7/A'RAF-159: Ve min kavmi mûsâ ummetun yehdûne bil hakki ve bihî ya'dilûn(ya'dilûne).

Ve Musa (A.S)'in kavminden bir ümmet vardir. Hakk'a hidayet ederler (hidayete ulastirirlar).

Ve onunla (hak ile) adaletle hükmederler.


Adaleti gerçeklestiren hakim, kadi mevkiinde olan, elbette Allah'in hükümleriyle bunu yapacaktir. Allahû Tealâ da Bakara-179'da bunu ifade ediyor. öyleyse ulûl'elbab kavrami için, bizim Kur'ân-i Kerim âyetlerine göre söyleyecegimiz dizayn bunlardir.



B- HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) EFENDIMIZ'IN HADîSLERINE GöRE ULÛL'ELBAB KAVRAMI
Gönderen: 18.03.2006 - 08:11
Bu Mesaji Bildir   pejocu üyenin diger mesajlarini ara pejocu üyenin Profiline bak pejocu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1436 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
TURGUT AKYUZ (50), begonya (54), koyuncu (55), CNC KALIP (39), xervet (48), OSMANLI-1071 (51), vatan1 (58), messi (37), hakanhamza05 (48), hasretgülü (38), sib0sh (37), dayko (48), usakli1 (69), Nasrullah_Murta.. (41), mesel ufku (31), Aziz ilhan (39), Bursali (72), yilah (39), ismail45 (69), cuneytefe (47), AODÝKENE.. (74), Abdullah38 (33), sadetdin (44), seul55 (44), Mustafa Abdulme.. (48), gafilgezme (55), alpaslanavci (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.74839 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.