0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » Dinler arasi dialog!!!   Cevap Ekle

önceki konu   diğer konu
7 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Sehadetgülü su an offline Sehadetgülü  
Dinler arasi dialog!!! Alinti ile cevapla
311 Mesaj -
arkadaslar gecenlerde Mardin de dinlerarasi dialog platformu vardi Tv de izlemistim, daha önce hic duymamistim ama sanirim bir kac yildir yapiliyormus, dünde mesaj tv de bu konu hakkinda bazi bilgiler verildi... ve hangi amacla böyle birseyin yapildigi vs.

SIZLERIN BU KONU HAKKINDAKI DÜSÜNCELERINIZ NEDIR??

IZLEYENENIZ OLDUMU???

ALLAH a emanet olunuz

Esselamünaleyküm
Gönderen: 24.05.2004 - 19:58
Bu Mesaji Bildir   Sehadetgülü üyenin diger mesajlarini ara Sehadetgülü üyenin Profiline bak Sehadetgülü üyeye özel mesaj gönder Sehadetgülü üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
GencSair su an offline GencSair  
Alinti ile cevapla
89 Mesaj -
Bende bugun gordum uc dinler hakkinda birsey bilmem imam kilisede namaz kilmis.
Mahsun kirmizigul sarki soylemis icinde kuran ayetlerini soyluyor vesaire onu mu diyorsun abla bende sasirdim olabilirmi? boyle birsey
Gönderen: 24.05.2004 - 20:14
Bu Mesaji Bildir   GencSair üyenin diger mesajlarini ara GencSair üyenin Profiline bak GencSair üyeye özel mesaj gönder GencSair üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sehadetgülü su an offline Sehadetgülü  
Esselamünaleyküm kardesim Alinti ile cevapla
311 Mesaj -
sonuna kadar izlemedim fakat ezan sesleri ile ayni anda kilise canlari caldi, bakalim diger arkadaslar bu konuda ne düsünüyorlar???

ben oldukca sasirdim sonrada bunun altinda yatan ihtimalleri duyunca daha cok sasirdim bukadar genis düsünmemistim olayi.

ALLAH yardimcimiz olsun

Not: buarada görevli kardeslerden özür diliyorum sanirim yanlis yere yazdim bu konuyu, hakkinizi helal ediniz
Gönderen: 24.05.2004 - 22:49
Bu Mesaji Bildir   Sehadetgülü üyenin diger mesajlarini ara Sehadetgülü üyenin Profiline bak Sehadetgülü üyeye özel mesaj gönder Sehadetgülü üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast Bir Misafir-  
Dialog masalina kanmayin ! Alinti ile cevapla
Misafir
Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Kuran-ý keriminde:

*Ey inananlar! Yahudi ve hýristiyanlarý dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onlarý dost edinirse, o onlardandýr.* (Mâide: 51)

Buyurduðu halde, bu adam yahudi ve hýristiyanlarla dostluk toplantýlarý yapýyor. Bu Ýslâmla baðdaþýr mý?

Allah-u Teâlâ müminleri, ehl-i kitabýn saptýrma ve azdýrmalarýna karþý sakýndýrmýþ, onlarýn sözlerine iltifat etmekten menetmiþ ve Âyet-i kerimesinde þöyle buyurmuþtur:

*Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir zümreye uyarsanýz, imanýnýzdan sonra sizi çevirirler de kâfir yaparlar.

Size Allahýn âyetleri okunurken ve aranýzda Onun Resulü bulunurken nasýl küfre dönersiniz? Kim Allah’a sýmsýký sarýlýrsa, muhakkak ki o doðru bir yola iletilmiþtir.

Ey iman edenler! Allah’tan nasýl korkmak lâzýmsa öylece korkun. Sakýn siz müslüman olmaktan baþka bir sýfatla can vermeyin.* (Âl-i imran: 100-101-102)


Allah için ihlâslý ve samimi olun, Allahtan baþkasýný O’na aslâ ortak kýlmayýn.

Âyet-i kerimede þöyle buyurulmaktadýr:

*Onlarýn bir çoðunun, kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendi önlerine sürdüðü þey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiþ ve azapta ebedî kalýcýdýrlar.*” (Mâide: 80)

Nefislerinin kendilerine sunduðu bu kötü þey, ebedî olarak azaplandýrýlmalarýna ve Allahýn gazabýna uðramalarýna sebep olmuþtur.

*Eðer onlar Allah, Peygambere ve ona indirilen Kurana inanmýþ olsalardý, onlarý dost edinmezlerdi.

Fakat onlarýn çoðu yoldan çýkmýþlardýr.* (Mâide: 81)


Âyet-i kerimede þöyle buyuruluyor:

*Ýnsanlar içerisinde, müminlere en þiddetli düþman olarak yahudileri bulursun.* (Mâide: 82)

Onlar Ýslâmýn ve müslümanlarýn düþmanýdýrlar, müslümanlarýn baþýna daima bir gaile çýkarmaktan ve kötülük etmekten baþka bir þey düþünmezler. Dinini terk edip kendilerine tâbi olmadýkça, hiçbir müslümandan memnun olmazlar.

Allah-u Teâlânýn ilâhi emrine bir bakýn, bir de bunlarýn icraatlarýna bir bakýn. Bu Ýslâm’a uyar mý?

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde müminlere dost ve düþmanlarýný ayýrdetmelerini muhakkak emrediyor ve þöyle buyuruyor:

*Ey inananlar! Müminleri býrakýp kâfirleri dost edinmeyin. Allahýn aleyhinize apaçýk ferman vermesini mi istersiniz?* (Nisâ: 144)

Cinsi ne olursa olsun küfür, Ýslâma göre tek bir millettir. Müminlerin dostu ise ancak müminlerdir.

Allah-u Teâlâ müminlere kâfirleri dost edinmemelerini muhakkak emrettikten sonra, bu emr-i þerife uymayanlarýn ise Allahýn dostluðunu kaybetmekle cezalandýrýlacaðýný bildirmektedir:

Âyet-i kerimesinde buyurur ki:

*Müminler müminleri býrakýp kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah ile bir dostluðu kalmaz.* (Âl-i imran: 28)

Allah-u Teâlâ ile hiçbir ilgileri kalmadýðý gibi, Allah-u Teâlâ’nýn dininde onlarýn hiçbir yeri yoktur. Aradaki bütün baðlar tamamen kesilmiþtir.

Bu Âyet-i kerime bile onlarýn iþini bitirmek için kâfidir. Bu ilâhî ferman, Allah-u Teâlânýn haklarýnda verdiði hükümdür.

Bir Âyet-i kerimesinde de buyurur ki:

*Onlar müminleri býrakýp kâfirleri dost edinirler. Onlarýn tarafýnda bir þeref ve kudret mi arýyorlar? Bilsinler ki þeref ve kudret tamamen Allaha âittir.* (Nisâ: 139)

Allah-u Teâlânýn þeref vermediði kimseler hiçbir þekilde þeref sahibi olamazlar. Þu halde kâfirlerden ve kâfirlerin dostluðundan þeref beklemek ne büyük bir gaflettir.

Ýmanýn alâmetlerinden birisi de hiç þüphesiz ki Allah-u Teâlânýn düþmanlarýndan nefret etmektir. Allah-u Teâlâ onlara düþman olmayý emretmiþ ve onlarý dost edinmeyi yasaklamýþtýr.

Âyet-i kerimesinde müminlerin düþmanýnýn kendi düþmaný, kendi düþmanýnýn da müminlerin düþmaný olduðunu beyan buyurmaktadýr:

*Ey iman edenler! Benim de düþmaným, sizin de düþmanýnýz olanlarý dost edinmeyin.* (Mümtehine: 1)

Onlarý dost edinmek þöyle dursun, onlardan gayet uzak durmak lâzýmdýr. Allah-u Teâlânýn lütfettiði Ýslâm nimeti unutulmamalýdýr.

Nitekim bir Âyet-i kerimede þöyle buyuruluyor:

*Eðer onlar Allaha, Peygambere ve ona indirilen Kurana inanmýþ olsalardý, onlarý dost edinmezlerdi.
Fakat onlarýn çoðu yoldan çýkmýþlardýr.* (Mâide: 81)


Bu Âyet-i kerime dahi onlarý tanýmanýz için kâfi deðil midir?

*Ey inananlar! Yahudi ve hýristiyanlarý dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onlarý dost edinirse, o onlardandýr.* (Mâide: 51)

Allah-u Teâlâ böyle buyuruyor, onlar böyle yapýyor. Ýlâhî emir ve hüküm budur. Bunlarýn yaptýklarý da budur. Kararý da siz verin.






•

Cenâb-ý Hakk Kelâm-ý kadiminde nikâhý ve mehiri emretmekte ve mehirsiz nikâhýn sahih olmayacaðýný beyan etmektedir.

Âyet-i kerimede þöyle buyurulmaktadýr:

*Nikâhýnýza aldýðýnýz kadýnlarýn mehirlerini bir hak olarak seve seve verin.* (Nisâ: 4)

Allah-u Teâlâ böyle buyuruyor, bu adam dini nikâhý þart deðil diye mehiri de inkâr etmiþ oluyor.
Allah-u Teâlâ nikâhlanmasý haram olan kadýnlarý Nisâ Sure-i þerifinin 22. 23. ve 24. Âyet-i kerimelerinde beyan buyurduktan sonra, helâl olan kadýnlarýn müstehak olduklarý mehir ve ücretler hakkýnda ilâhî hükmü beyan etmek üzere þöyle buyurmaktadýr:

*Bunlardan baþkasýný ise, iffetli yaþamak, zinâ etmemek þartýyla mallarýnýzla istemeniz (mehirlerini verip almanýz) size helâl kýlýndý.* (Nisâ: 24)

Burada mallardan söz edilmesi; mehirsiz nikâh olamayacaðýnýn delilidir. Mehir nikâhýn gereklerindendir. Nikâh denildiði zaman, mutlaka mehirden uzak olmayacaktýr.

*Nikâh ederek yararlandýðýnýz kadýnlara kararlaþtýrýlmýþ mehirlerini verin.* (Nisâ: 24)
Zira mehir nikâhlanmanýn karþýlýðýdýr. Zifaf ile mehirin tamamý kocanýn boynunun borcu olur.

*Mehirin takdir edilmesinden sonra, aranýzda gönül rýzâsýyla (yeni bir miktar üzerinde) anlaþmanýzda size bir günah yoktur.* (Nisâ: 24)
Bu kendi rýzânýzla yapýlan meþru bir muameledir.
Kadýnýn mehirin bir kýsmýný almamasýnda, hepsini baðýþlamasýnda veya erkeðin belirtilen miktardan fazlasýný vermesinde herhangi bir mahzur yoktur.

*Þüphesiz ki Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.* (Nisâ: 24)
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimize hitap ederek mehirlerini verdiði eþlerini kendisine helâl kýldýðýný bildirmektedir:

*Ey Peygamber! Þüphesiz ki biz mehirlerini verdiðin eþlerini sana helâl kýldýk.* (Ahzab: 50)
Bu Âyet-i kerimede Resulullah Aleyhisselâma layýk ve faziletli olan hanýmlar beyan buyurulmuþtur.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin ezvâc-ý tâhirattan bütün hanýmlarýna nikâhta mehir verdiði kesindir. Ancak Ebu Süfyan -radiyallahu anh- in kýzý Ümmü Habibe -radiyallahu anhâ- vâlidemizle evlenirken onun mehirini Habeþ kralý Necâþî dörtyüz dinar olarak karþýlamýþtýr.

Ayrýca Safiye -radiyallahu anhâ- validemizi Hayber esirleri arasýndan seçmiþ, sonra onu âzâd edip kendisiyle evlenmiþ ve bu âzâd etmeyi de mehir saymýþtýr.

*Allahýn sana ganimet olarak verdiklerinden, elinin altýnda bulunan câriyeleri (sana helâl kýldýk).* (Ahzab: 50)
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i þeriflerinde:

*Þartlar içinde en çok yerine getirilmesi gereken þart, kadýnlarýn ýrzlarýný helâllýða aldýðýnýz mehirdir.* (Buhari. Tecrid-i sarih: 1161)
Nikah þartlarý, baþka þartlardan daha çok yerine getirilmesi gereken, öncelikle riayet edilmesi lüzumlu olan bir þarttýr. Bu þartlarýn zedelenmemesine çok dikkat edilmelidir.

Nikâh ile sifâh (zina) arasýný ayýran hususlardan birisi de mehirdir.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz diðer bir Hadis-i þerif’lerinde buyururlar ki:

*Bir kimse az veya çok bir mehir üzerine bir kadýnla evlenir ve hakkýný ödemek niyetinde olmayýp onu aldatýrsa ve ödemeden ölürse, kýyamet günü zina yapmýþ olarak Allah’a mülâki olur.* (Taberânîgöz kırpma•

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde:

*Allah size çocuklarýnýz hakkýnda erkeðe kadýnýn payýnýn iki misli miras vermenizi emreder.* (Nisa: 11)
Buyurduðu halde Mehmet Nuri Yýlmaza *Miras* sorulduðunda *Eþit* demiþtir. Ýlâhi hüküm böyleyken, bu ise ilâhi hükmü býrakýp kendi zanlarý üzere hüküm veriyor. Bu Ýslâmla baðdaþýr mý?

Oysa Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde buyuruyor ki:

*Onlarýn çoðu zanna uyarlar. Gerçekte ise zan hakikat karþýsýnda hiçbir þey ifade etmez. Þüphesiz ki Allah onlarýn yaptýklarýnýn tamamýný bilmektedir.* (Yunus: 36)

Hakk Celle ve Alâ Hazretleri miras hususunda her vârisin ne kadar pay alacaðýný verâset ahkâmýna ait Âyet-i kerimelerinde açýk ve kesin olarak bizzat beyan buyurmuþ, insanlarýn reyine ve arzusuna býrakmamýþtýr. Çünkü vârisler arasýndaki farklarýn hikmetini insan aklý idrâk edemez.

Âyet-i kerimesinde þöyle buyuruyor:

*Babalarýnýzdan ve oðullarýnýzdan menfaatça hangisinin size daha yakýn olduðunu siz bilmezsiniz. Bu sehimler Allah tarafýndan tesbit edilip size farz kýlýnmýþtýr. Þüphesiz ki Allah hakkýyla bilici, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.*(Nisâ: 11)

Binaenaleyh bir müslüman her iþinde olduðu gibi bu hususta da Allahýn emrini iltizam edecek, kendi düþüncesine göre hareket etmeyecek...

Meselâ bir babanýn, çocuklarýndan bazýlarýný mirastan mahrum býrakmasý veya vasiyet yoluyla daha fazlasýný vermesi suretiyle adalet yapmamasý caiz olmadýðý gibi, kýzlarýný, sevmediði bir hanýmýndan olan çocuklarýný veya miras düþen diðer yakýnlarýný mirastan men etmesi haramdýr ve büyük bir vebâldir. Zira Cenâb-ý Hakk her hakký sahibine vermiþ, çizdiði bu sýnýrý aþmamalarýný kullarýna emretmiþtir; ölüm hak, miras helâldir. Ýslâmiyet vârise vasiyeti menettiði gibi, ana veya babanýn saðlýðýnda hibe yoluyla çocuklarýna farklý þeyler vermelerini de men etmiþtir.

Hadis-i þerifte:

*Çocuklarýnýza eþit davranýn.*” buyuruluyor. (Buhâri)

Hakk Celle ve Alâ Hazretleri þöyle buyuruyor:

*Çocuklarýnýzýn mirâstaki durumu hakkýnda Allah size þöyle emrediyor: Erkeðe iki kadýn payý kadar pay vardýr. Eðer çocuklarýn hepsi kadýn olup ikiden çok iseler, mirasýn üçte ikisi onlarýndýr, þayet tek ise yarýsý onundur.

Ölenin çocuðu varsa, ana-babasýndan her birine terikeden altýda bir, eðer çocuðu yok da ana-babasý ona vâris oluyorsa, anasýna üçte bir düþer. (Kalan da babasýnýn hakkýdýr.)

Eðer ölenin kardeþleri varsa, o vakit altýda biri anasýnýndýr.

Bu hükümler, ölenin borcu ödenip, yaptýðý vasiyetler yerine getirildikten sonradýr.

Babalarýnýzdan ve oðullarýnýzdan menfaatça hangisinin size daha yakýn olduðunu siz bilmezsiniz. Bu sehimler Allah tarafýndan tesbit edilip size farz kýlýnmýþtýr. Þüphesiz ki, Allah hakkýyla bilici, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.* (Nisâ: 11)

•

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde buyurur ki:

*Erkekler kadýnlar üzerine idareci, hâkimdirler. Çünkü Allah birini diðerinden üstün yaratmýþtýr. Bir de erkekler mallarýndan kadýnlara harcamaktadýrlar. Ýyi kadýnlar Allah’a itaatkâr olup Allah kendilerini koruduðu cihetle kocalarýnýn gýyabýnda ýrz ve namuslarýný muhafaza ederler.

Fenalýk ve geçimsizlik yaparlarsa önce onlara öðüt verin, uslanmazlarsa yataklarýnýzý ayýrýn. Yine dinlemezlerse hafifçe dövün. Size itaat ettikleri takdirde kendilerini incitmeyin. Çünkü Allah çok yücedir.* (Nisâ: 34)


Allah-u Teâlâ böyle buyurduðu halde Mehmet Nuri Yýlmaza: *Kuranda erkeklere kadýnlarý dövün diyor.* denildiðinde öyle bir þey olmadýðýný söyleyerek bu hükmü inkâr etmiþtir ve kendi zannýný hüküm yerine koymuþtur.

•

Mehmet Nuri Yýlmaza: *Kadýnlarla tokalaþma* hususunda sorulduðunda, mahzuru olmadýðýný söylemiþtir.

Halbuki Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i þeriflerinde:

*Yabancý kadýnýn eline dokunan, tokalaþan kiþinin eline kýyamet gününde ateþten bir kor parçasý konur.* buyuruyorlar. (Feth-ül kadir)
Baþka bir Hadis-i þerifte ise:

*Herhangi birinin baþýna demir veya iðne batýrýlmasý kendisine helâl olmayan kadýna dokunmasýndan daha hayýrlýdýr.* buyuruluyor. (Beyhaki)

Hazret-i Âiþe -radiyallahu anhâ- buyuruyorlar ki:

*Resulullah Aleyhisselâm kadýnlardan sadece dilleri ile biat alýrlardý, ellerini tutmazdý. Nikahý altýnda olmayan hiçbir kadýna dokunmamýþtýr.* (Buhârîgöz kırpma

Çünkü Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde buyuruyor ki:

*Zinâya yaklaþmayýn. Çünkü o hayasýzlýktýr ve çok kötü bir yoldur.* (Ýsrâ: 32)

Tokalaþma da el zinasý sayýlacaðýndan, bu emr-i ilâhîyi de inkâr etmiþtir.

•

*Onlarýn bir çoðunu, kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için öne sürdüðü þey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiþtir ve onlar azap içinde ebedî kalacaklardýr. Eðer onlar Allaha, Peygambere ve ona indirilene (Kurana) inanmýþ olsalardý, onlarý dost edinmezlerdi. Fakat onlarýn çoðu yoldan çýkmýþ fâsýklardýr. Andolsun ki insanlarýn içerisinde, müminlere en þiddetli düþman olarak yahudileri ve Allah’a þirk koþanlarý bulursun.* (Mâide: 80-81-82)


Allah-u Teâlânýn Ýlâhi Emrine Bir Bakýn, Bir de Bunlarýn Ýcraatlarýna Bakýn. Bunu Müslüman Yapabilir mi? Yapamaz! Bu Kadar Dostluk Kurduðuna Göre, Meðer O da Onlardanmýþ!



•

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde:

*Bir zikir olan Kuraný biz indirdik. Elbette onu biz koruyacaðýz.* (Hicr: 9)

Buyurarak Kelâm-ý kadîmini kýyamete kadar koruyacaðýna dair açýk beyaný olduðu halde, Mehmet Nuri Yýlmaz: *Siz Kuraný yeniden tercüme etmeyi ortaya koydunuz.* þeklinde sorulan soruya müçtehidleri suçlayarak: *Kuraný çaða göre tercüme edeceklerini* söylemiþtir.

Bunlar kendilerini müçtehid yerine koyuyorlar. Bunlarýnki içtihad deðil, ifsadtýr.

Müçtehid kim, bunlar kim? Oysa Kuran-ý kerimin hükmü kýyamete kadar bâkidir. Bunlar din-i mübini ifsad etmek ve Hazret-i Kuraný aslýndan çýkarmak için vazifelidirler.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerimesinde:

*Onlar, Allahýn nûrunu aðýzlarýyla söndürmek isterler. Halbuki kâfirler istemese de Allah nûrunu tamamlayacaktýr.* buyuruyor. (Saff: 8)
Bu beyanlarýmýza diyeceðiniz bir itirazýnýz var mý? Eðer varsa Âyet-i kerime ile cevap verin, zira önünüze sunduðum hep ilâhî kelamullahtýr.

•

Üsâme -radiyallahu anh-den rivayet edildiðine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz þöyle buyururlar:

*Kýyamet günü bir kiþi getirilip cehenneme atýlýr. Baðýrsaklarý karnýndan dýþarý fýrlar ve o haliyle deðirmen döndüren merkep gibi döner. Cehennem halký onun yanýna toplanýr da --Ey filân! Bu ne hal? Sen bize iyiliði emredip, kötülükten alýkoymaya çalýþmaz mýydýn?-- derler. O da --Ýyiliði emrederdim de kendim yapmazdým, kötülükten vazgeçirmeye çalýþýrdým da onu kendim yapardým.-- cevabýný verir.* (Buhârî, Tecrîd-i sarîh: 1351)
Hakikat Dergisi
Gönderen: 25.05.2004 - 09:54
Bu Mesaji Bildir   Yukari
Sehadetgülü su an offline Sehadetgülü  
Esselamünaleyküm Alinti ile cevapla
311 Mesaj -
ALLAH razi olsun,

ya bu konuda hic kimsenin digecek bir seyi yokmu???

arkadaslar mesajlarinizi bekliyorum bence önemli bir konu!!!!

ALLAH yar ve yardimcimiz olsun...

ALLAH a emanet olunuz

vesselam
Gönderen: 28.05.2004 - 22:10
Bu Mesaji Bildir   Sehadetgülü üyenin diger mesajlarini ara Sehadetgülü üyenin Profiline bak Sehadetgülü üyeye özel mesaj gönder Sehadetgülü üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Gast Misafir-1234  
Diyalog Misyonerliktir. Alinti ile cevapla
Misafir
DÝYALOG MÝSYONERLÝKTÝR


Prof. Dr. Haydar Baþ, Mardinde düzenlenen Dinlerarasý Diyalog toplantýlarýyla ilgili olarak yaptýðý açýklamada, bu toplantýlarýn Vatikan’ýn misyonerlik çalýþmalarýnýn çaðdaþ versiyonu olduðunu ve bu tür oyunlara karþý dikkatli olunmasý gerektiðini söyledi

Baþ, Mardinde düzenlenen Dinlerarasý Diyalog toplantýlarýyla ilgili çok önemli deðerlendirmelerde bulundu. Dinlerarasý Diyalog ve hoþgörü adý altýnda baþlatýlan çalýþmalarýn amacýný ve hangi boyuta vardýðýný anlatan Baþ, hem geçmiþten hem de yakýn tarihten çok çarpýcý örnekler verdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetinin, Ýçiþleri Bakaný, Mardin Valisi ve Diyanet Ýþleri Baþkan Yardýmcýsý nezdinde temsil edildidiði Mardin’deki Dinlerarasý Diyalog toplantýlarýnýn bir benzerinin Harran’da yapýldýðýný, bunu Abant toplantýlarýnýn takip ettiðini ve nihayet kýsa bir müddet sonra organizasyonun ABD,ye taþýndýðýný hatýrlatan Baþ, tarihi unutan ve hatýrlamakta güçlük çekenler için bu organizasyonlarýn ilk etapta kulaða ve göze hoþ gelebileceðini söyledi.

Vatikanýn 1. bin yýlda Avrupayý, 2. bin yýlda Afrikayý, Hýristiyan yaptýk þimdi, 3. bin yýlda Asyayý Hýristiyanlaþtýracaðýz. Bunun için de çaðdaþ misyonerlik yöntemi olarak Dinlerarasý Diyalog çalýþmalarýnýn benimsenmesi gerekir. sözlerini hatýrlatan Baþ þöyle konuþtu:

--Bugün Mardinde yapýlan Dinlerarasý Diyalog toplantýlarýnýn nereden kaynaklandýðýný, hedefinin ne olduðunu kamuoyuna hatýrlatmak isteriz.

Avrupada Hýristiyanlýk, misyonerlik çalýþmalarý masum görüntülerle dünyanýn her ülkesine pazarlanýrken; baþlangýç olarak gayet samimi bir hava yaratýlmaya çalýþýlýr.

Ancak hasýl olan netice, bu baþlangýç gibi hoþ ve samimi deðildir.

Gidilen yerlerde iktisadi çýkarlar ön planda tutularak ve siyasi, iktisadi, hukuki katliamlar yapýlarak medeniyetler yok edilir.

Mesela, Amerikaya keþif adý altýnda yapýlan çýkarma, Hýristiyanlýðý hakim kýlmak adý altýnda Ýnka, Aztek, Maya medeniyetlerinin yok edilmesiyle, yani Kýzýlderililerin ortadan kaldýrýlmasýyla neticelenmiþtir.

Endülüs, Avrupada asýrlar boyu Ýslama mekan olmuþ bir yerdir.

800 yýl ömür süren Endülüs Ýslam Ýmparatorluðunun halini gördükten sonra, bu hazin son, bugün dahi bütün Ýslam alemini ve Müslümanlarý düþündürmesi gerektiði muhakkaktýr. Endülüs’te hukuki, iktisadi, zirai, siyasi vs. 800 yýl süren bir Ýslam medeniyetinin ardýndan bir tek Müslüman kalmamasý anlatmak istediðimiz hadisenin çarpýcý bir faturasýdýr.

Camiler kiliseye döndürülmüþ ve Müslümanlar tamamen katledilmiþtir.

Afrikada da durum bundan farklý olmamýþtýr.

Gayet masum görüntülerle Afrikaya uzanan misyonerler, bu bölgelerdeki yeraltý ve yerüstü kaynaklarýný elde etmenin projesini hayata geçirmiþlerdir.

Ve yine Ortadoðuda Arap–Ýslam aleminde faaliyet gösteren Ýngilizler tarafýndan yetiþtirilip gönderilen binlerce misyonerin asýl gayesi ifsad etmek, topraðýný ve halkýný parçalayarak kendi emellerine ve iktisadi, siyasi gayelerine alet etmektir.

Ve netice de böyle olmuþtur.--

Ýnançlar, medeniyetler çarpýþýyor

Dünyada misyonerliðin hep bu yüzüyle insanlýða göründüðünü belirten Baþ, misyonerliðin þimdi Oryantalizm, Diyalog gibi isimlerle ortaya çýkmasýnýn baþka bir tarzda izahýnýn mümkün olmadýðýný söyledi.

Bugün asýl maksadýn Anadoluyu parçalamak ve bu güzel topraklarý kendi tasarrufuna almak olduðunu vurgulayan Baþ þöyle devam etti:

--Bütün bunlarý özetledikten sonra deriz ki: dünyanýn neresinde olursa olsun çeþitli maksat ve görüntülerle yapýlan savaþlar, siyasi, iktisadi, hukuki boyutlarda da görünse netice itibariyle bu mücadeleler çarpýþan inançlarýn, kültürlerin ve medeniyetlerin farklý þekilde tezahürleridir.

O halde çatýþan kýlýçlar, kalkanlar, bombalar, tüfekler ve bunlarý kullanan eller haddizatýnda çarpýþan inançlarýn, kültürlerin ve medeniyetlerin sözcülerinden baþka bir þey deðildir.

Ýmparatorluk dönemlerimiz de dahil olmak üzere her dönemde hem dostumuz hem de fazla miktarda düþmanlarýmýz olmuþtur.

Milletimizin kimliði ile uðraþýldýðý dönemlerde görülmüþtür ki Türk milletini zaafiyete uðratmak asýl gayedir.

Onun için her dönem ve devirde bizleri biz yapan deðerlerimiz etrafýnda durmasýný çok iyi bildik.

Zaten büyük millet olmanýn vasfý da bu kýymetleri korumaya baðlýdýr.

Nitekim devrin Fener Patriði Grigoryosun, Rus Çarý I. Aleksandra yazdýðý ve Türklerin nasýl mahvedileceðine dair þu tavsiyeler dikkat çekmektedir:

-Türkleri madden ezmek ve yýkmak mümkün deðildir.

Çünkü Türkler baþka milletleri gurur ve ifrada sevkedecek zaferler önünde olduðu kadar her türlü ümitleri kaybedecekleri maðlubiyetlere ve felaketlere karþý sakin, sabýrlý ve mukavemetli insanlardýr...

Bu inanýþlarý dinlerine baðlýlýklarýndan, ananelerinin kuvvetinden ve baþlarýna olan itaat duygularýndan gelmektedir.

Türkleri evvela harici telkin ve fikirlerle bu inanç ve ananelerinden nasipsiz kýlmak icap eder. Türkleri ancak böyle yýkmak mümkün olacaktýr.--

Þimdi gelinen nokta nedir? Bunu çok iyi görmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üzerinde doðu, batý, güney, kuzey komþularýmýzýn tamamýnýn hesabý vardýr. Sizler her ne kadar þefkât ve merhamet elinizi uzatýrsanýz uzatýn niyetler çok farklý olduðu için istediðiniz cevabý alamayacaksýnýz.

Bu vaziyet karþýsýnda Türk milletine düþen vazife milli ve manevi bütünlüðünü korumasýný bilmek, birbiriyle sataþmadan kavga etmeden riya ve tefrikayý yok ederek, dost ve kardeþ olmaktýr.--

Kaynak : YENÝ MESAJ GAZETESÝ
16-05-2004 tarihli ana haber



HOÞGÖRÜLENLER, HORGÖRÜLENLER

Türkiyede -hoþgörü ve diyalog- havariliði yapan Zaman ve STV grubunun hoþ görüden ne anladýklarýný, engin hoþ görülerinin kimleri kapsadýðýný gösteren bir sahneye þahit olduk.

STV nin pazar sohbetinde Gülerce efendi konuklarýna gülücükler daðýtýyor. Konu tabii ki sýcaðý sýcaðýna Mardin toplantýsý. Haç ile hilalin, çan sesi ile ezan sesinin ne kadar da birbirlerine yakýþtýðýndan dem vuruluyor, Ýbrahimi esintiden söz ediliyor, bir fetih kabul ettikleri bu buluþmanýn dünya barýþýna saðlýyacaðý katkýnýn çapýna dair sorular dolaþýyor ortada.

Vatikan din devletinin Türkiye temsilcisi ve Fetullah Güleni papa ile buluþturan Maroviçde orada. Her cümlesine -Fethullah Gülen hocaefendimiz- diye baþlýyor ve devam ediyor. Yine Ýstanbul Yahudi cemaatini temsilen bir kiþi, Zaman gazatesi yazarlarýndan Ali Bulaç ve Marmara Ýlahiyat Fakültesi Öðretim üyelerinden Ömer Faruk Harman STV stüdyolarýndalar. Herkese ikiþer defa söz verildiði halde Ömer Faruk Beyin uzun zaman hep dinleyici durumunda kalmasý dikkatlerden kaçmadý. Hayli zaman sonra söz verilince Ömer hoca, Irakta sürmekte olan katliamlardan, cinayetlerden ve insanlýktan zerre kadar nasibi olan herkesin kanýna dokunacak iþkencelerden bir–iki cümle bahsetti ve daha Filistindeki katliamlara geçmeden Gülerce’nin güler yüzü ekþidi, deðiþti, renk deðiþikliðine uðradý ve -þimdi o konulara girmeyelim- diyerek derhal müdahale etti.

Belli ki Ömer Faruk Harman, on yýldýr hoþgörü havariliðine soyunmuþ bulunan bir televizyonun stüdyosunda ve -he- demeden hoþgörü anlayan sunucunun programýnda pek de hoþa gitmeyecek sözler sarfetmiþti. Irakta haçlýlar tarafýndan oluk oluk müslüman kaný akýtýldýðýný, müslüman kadýnlarýn, kýzlarýn namuslarýnýn yine hýristiyanlarca kirletildiðini ima etmenin zamaný mýydý þimdi? Zaman gazetesi bir gün önce haç–hilal ve siyon yýldýzýný gösteren fatoðrafý manþetine taþýmýþtý.

Mardinde ayný anda çan çalýndýðýný ve ezan okunduðunu ballandýrarak yazmýþtý. Böyle bir ortamda, Ömer hoca, ikiz kulelerden, 11 Eylül’den, Amerika’nýn maðduriyetinden söz etseydi kaþlar çatýlmayacak, sözü de aðzýna týkýlmayacaktý.

Neyse ki, söz hakký yine az önce býrakmýþ olan Maroviçe verildi. O hep cebinde taþýdýðý ve her fýrsatta her yerde okuduðunu söylediði bir cümle nakletti Fethullah Gülen Hocaefendisinden. Yaklaþýk olarak þöyle demiþ hocaefendi: -Allah inancý olan herkese, Muhammede iman þartý aramadan merhamet nazarý ile bakmak lazým.- Maroviç, bu cümlenin ne kadar kapsamlý kuþatýcý bir cümle olduðunu söylerken oldukça keyifliydi ve hiç bir müdahale görmedi.

Yahudi temsilcisi ise, hoþgörü ve diyalog çlaýþmalarýný Türkiye için bir þans olduðundan, iyi deðerlendirilmesi gerektiðinden söz etti.

Bir kaç turdan sonra, sonlara doðru Ömer Faruk hocaya söz sýrasý gelince o yine dosdoðru bir þeyler söylemeye çalýþtý. Osmanlý ceddimizin Yahudilere kucak açtýðýný, Ýstanbul’un Fethi ve diðer þehirlerin fethi sýrasýnda oralardaki hýristiyanlara ne kadar hoþgörülü davrandýðý, kendi tarihçilerinin ifade ettiðini söyledikten sonra þimdi hoþ örü sýrasýnýn Yahudilere ve Hýristiyanlarda olduðunu söyledi ve hoþgörü bülbülü Gülerce tarafýndan horlanarak sözü yarýda kesildi.

Hani, hoþgörü için yola çýkmýþtýnýz? Hoþgörü kültürünü her tarafa yaymak için Mardinleri, Urfalarý dolaþýyordunuz?

Programýnýza davet ettiðniz konuklarýnýzdan biri bazý doðrularý söylemeye kalktý diye horlamalarýnýza muhatap oldu ve iki sefer de sözü yarýda kesildi.

Bu yola girdiðiniz ilk günden beri yaptýðýmýz gibi bugün de sizi Allah için ikaz ediyoruz; gittiðiniz yol, yol deðil, tuttuðunuz iþ iþ deðil. Hak ile batýlý birbirine karýþtýrýyorsunuz. Cennet vatanýmýzda gözü olan aç gözlü emperyalist güçlerin oyuncaðý, kirli planlarýnýn aracý olmaktan gelin vazgeçin.

--Allah katýnda tek din Ýslamdýr.--

Aziz KARACA 17-05-2004
http://www.yenimesaj.com.tr
Gönderen: 29.05.2004 - 13:43
Bu Mesaji Bildir   Yukari
AskSairi su an offline AskSairi  
Alinti ile cevapla
1376 Mesaj -
KAFÝRUN SURESÝ SURESÝ

Rahman ve Rahim olan Allah'ýn adýyla
De ki: "Ey kafirler." (1)

"Ben sizin taptýklarýnýza tapmam." (2)

"Benim taptýðýma siz tapacak deðilsiniz." (3)

"Ben de sizin taptýklarýnýza tapacak deðilim." (4)

"Siz de benim taptýðýma tapacak deðilsiniz." (5)

"Sizin dininiz size, benim dinim bana." (6)
Gönderen: 29.05.2004 - 14:43
Bu Mesaji Bildir   AskSairi üyenin diger mesajlarini ara AskSairi üyenin Profiline bak AskSairi üyeye özel mesaj gönder AskSairi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

  Cevap Ekle Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 2073 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.77216 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.