0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Habil'den Bize Kalan

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
_SeRKaN_ su an offline _SeRKaN_  
Habil'den Bize Kalan
406 Mesaj -
Habil'den Bize Kalan

“Onlara Adem'in iki oðlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah'a) yaklaþtýracak birer kurban sunmuþlardý. Onlardan birininki kabul edilmiþ, diðerininki kabul edilmemiþti. (Kurbaný kabul edilmeyen) Demiþti ki: "Seni mutlaka öldüreceðim." (Öbürü de) "Allah, ancak korkup-sakýnanlardan kabul eder."

Eðer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak deðilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarým."

Þüphesiz kendi günahýný ve benim günahýmý yüklenmeni ve böylelikle ateþin halkýndan olmaný isterim. Zulmedenlerin cezasý budur."
Sonunda nefsi ona kardeþini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaþtýrdý; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana uðrayanlardan oldu.

Derken, Allah, ona yeri eþeleyerek kardeþinin cesedini nasýl gömeceðini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazýklar olsun" dedi. "Þu karga kadar olup da kardeþimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artýk o, piþman olmuþtu. (Maide: 27-31)

“Kýyamete kadar mazlum olarak öldürülen bir insan yoktur ki; onun cinayetinde iþlenen her günahtan bir pay da Adem”in büyük oðluna düþmüþ olmasýn. Çünkü adam öldürmeyi ilk adet eden odur”
Büyükçe bir taþýn üstünde baþý, kanlý iki eli arasýnda, gözbebeklerinde uzay boþluðu, düþünüyor; birkaç dakika öncesine kadar olan hayatýný kare kare tekrar yaþýyordu… Ellerinden yanaklarýna kan bulaþmýþ da O, bunu deðil gelecek olan daha yaþanmamýþ tarihine bulaþtýrdýðý kanlý izini düþünüyor gibiydi. Düþündü. Düþünüyordu derinden ve inceden… Dalýp gitmiþti eskilere.
Bir bahar günü babasý, peygamberi Adem ( as) kendisi ve kardeþi Habil’e sürüyü teslim etmiþ otlaða yollamýþtý. Yolda elindeki sopayla, attýðý taþlarla hýrpalýyor, canlarýný incitiyordu hayvancaðýzlarýn… Habil “aðabeyciðim” deyip uyarmaya kalktýysa da göðsüne yediði KABÝL yumrukla yere serilmiþti. Hep böyle olacaktý Kabil ruhlar…! Acýmayacak inciteceklerdi hep. Uyarýcý mý gördüler vurup yere sereceklerdi.

Baba duygular, peygamber ferasetiyle birleþince her þey daha bir ayan beyandý Hz. Adem için. Farkýndaydý halinden Kabil’inin. Bunun için defalarca konuþmuþ nasihatler etmiþti oðluna. Zira bilmekteydi yasak meyveyi yiyip tövbeye sarýldýðýndan beri iblis intikam gözetmekte fýrsatlar kollamaktaydý. Korkusu gerçekleþiyordu ve iblis, davetçiliðinin hakký yeryüzüne taþýmanýn, arzda secdenin izlerini býrakmanýn intikamýný oðlundan alýyordu. Sonradan kabilleþenler bu metodu tutacak uygulayacaklardý. Kendini Allah’a adayanlarýn evlatlarýyla uðraþacak can evlerinden vurmaya çalýþacaklardý onlarý. Davetçilerin evlatlarýný günaha çekmeye çalýþmakta hem kabilce bir nükte, hem davet muhataplarýna bir mesaj taþýyacaktý bu. Hz. Adem bunu iyi biliyordu ama anlamýyordu Kabil, insanlýðýn atasýna kendi üzerinden nasýl bir pusu kurulduðunu.

Habil’e ise hep abisinin sataþmalarýna karþý sabrý, geniþliði tavsiye ediyordu. Kabil’i kazanmanýn gerekliliðini iyice belletmiþti Habil’e. Ýlk ümmetin fýrkalara ayrýlmamasý adýna, fitnenin yeryüzündeki ilk cemaatýn içine sýzmamasý için Kabil’e alabildiðine tahammül ediyorlardý. Çünkü iblis Kabil üzerinden her türlü tefrikayý pazarlýyor, haþa kendisince Allah’ýn arzdaki tevhid düzenini hedef alýyordu.

O gece de yaktýklarý ateþin etrafýnda baba ile iki oðlu baðdaþ kurmuþ oturuyorlardý. Tablodaki bir parça dýþýnda peygamber ile ümmeti, cemaat lideri ile tebaasýnýn bir araya geliþini de ele veriyordu bu... Peygamber baba elinde dal parçasý ateþi her bir kurcaladýðýnda uçuþan kývýlcýmlar eþliðinde cenneti, cennetin nimetlerini, yasak meyveyi, aldatýlýþlarýný, dünyaya gönderiliþlerini, þeytanýn düþmanlýðýný anlatýyor; ahlaki ve itikadi sýnýrlarý çiziyordu. Habil her zaman olduðu gibi gözünü bile kýrpmadan dinliyor, hissesini alýyordu. Kabil ise içten içe kýzýyor geçmiþte yapýlmýþ ve affedilmiþ uygulamalarý karýþtýrýyor, babasýna daha ötede peygamberine söyleniyor, yasak meyveyi yediði bu yüzden de dünyaya gönderiliþine isyan ediyordu. Suçluyor kýnýyordu . Babasý olmasaydý cennette olacaktý oysa. Buralara geliþi hep onun suçu idi… O nefsine aldanan babasý yok mu?! Ýblis saðdan yani hak tarafýndan hak adýna yanaþýyor, okunu Kabil’in kalbine saplayýp gidiyordu.

Ertesi gün güneþ beyazdan tüllerini yeni yeni seriyorken uyandýlar ümmetçe. Habil baþýný kaldýrýp göklere tebessüm ederken, Kabil karnýný kaþýyarak esnemelerle nankör bir edayla güne baþladý. Ýkisi arasýndaki nezaket farký peygamber tavsiyelerine kulak vermekten dava olgunluðundan kaynaklanýyordu. Dolayýsýyla Habil’in nezafeti, inceliði ile Kabil’in hýþmý, kabalýðý, zorbalýðý hemen fark ediliyordu…

……..

Kabil her sabah olduðu gibi uzun sopasýný almýþ sürüye yönelmiþti ki peygamber babasý seslendi arkasýndan; “Kabil oðlum”
Kabil dönüp baktý. “Efendim baba!” deme gereði hissetmeden bakýþlarýyla “ne var, ne oldu yine” demek istediðini anlattý. Zaten ondan icabet beklemeyen Hz. Adem “Artýk sürüyü otlaða sen çýkarmayacaksýn. Kardeþin Habil sürüyle ilgilenecek. Sen de toprak ekimiyle ilgileneceksin” dedi. Beyninden vurulan Kabil “ Nee!” diye inledi “Niye ki” çýkýþý isyan kokuyordu peygamber buyruðuna. Hz. Adem “Ben böylesini uygun görüyorum “ deyip daha fazla izah getirmeyi uygun görmedi. Çünkü ters etki yapacaðýný “Oðlum bu iþe liyakatýn yok, kaba ve sertsin, nefsinde kötü hastalýklar var” dese þeytana daha bir malzeme olacaðýný biliyordu.
Kabil edepsizce elindeki sopayý fýrlatýp çýktý peygamber huzurundan... Giderken de Habil’i iri cüssesiyle kenara itip “çekil yolumdan” dedi. O an bir þeyi düþünüyordu. Bunu (Habil’i) ebediyen yolundan çekip atmak..

O gün , gün boyu Kabil kabalýðýný, hýþmýný topraða dökmüþtü. Artýk yetenek, ahlak ve mizacý gereði, olmasý gerektiði yerdeydi. O gün can yakamamýþ, incitememiþti kimseyi, hiçbir þeyi… Çünkü toprak acý hissetmiyordu…

Aradan zaman geçti. Hz. Âdem’in yüreði ‘baba’ endiþeleriyle kaynýyor, iblise oðullarýný kaptýrmamak için canla baþla didiniyordu. Bu arada Habil kendini yetiþtirmiþ, babasýndan aldýklarýný özümsemiþ, akidede yakine, ahlakta kemale doðru her gün bir önceki güne göre daha bir yol kat ediyordu. Babasýnýn maslahatýný kavramýþ, o maslahat içinde kendini ve yaþantýsýný þekillendirmiþti. Kabil ise kendi akýl terazisini kurmuþ, her þeyi kendi dar ve þehevi ölçülerine vurmakta, cemaatinin lideri babasýna ve kardeþine hep ön yargýlý, içten pazarlýklý oluþluðu ile Hz. Adem’i içten içe tedirgin ediyordu.

Kabil, oturduðu taþýn üstünde bir an geçmiþten sýyrýlýp çýktý. Sanki eskiyi düþündükçe piþmanlýk sarýyordu benliðini. Nasýl kana bulamýþtý elini. Ah keþke yapmasaydý. Öldürmeseydi kardeþini... Gidip özür dileyecek yasak meyveden kalan kelimeleri isteyecekti... Ama iyilikler, güzellikler anlýktý Kabil’de. Þeytan üfledi kulaðýna… Mazide kalan uðradýðý haksýzlýklara (!) götürdü Kabili… Kabil paradoks duygular içinde az önceki nedametinden kurtulup suratýndaki üzgünlük çizgilerini bir çýrpýda attý. Simasý ürkütücü bir þekilde çatkýnlýk ve hýnç ile doldu. Tek suçlu babasýydý. Evet evet cemaatinin lideri idi suçlu olan... Kabahatinin faturasýný baþkasýna kesme psikolojisi de ilk kez böyle ortaya çýkýyordu.

Kabil yine oturduðu taþýn üstünde gerilere gitti. Babasýnýn kendisini ve kardeþini karþýsýna aldýðý güne…
‘Bakýn evlatlarým…’ diye girmiþ söze ve bir babadan öte hükmü icra eden þarih olarak Habil’e, Kabil’in batýndaþýný; Kabil’e de Habil’in batýndaþýný münasip görüp kararýný paylaþtý oðullarýyla... Teslimiyet belki de arzda ilk kez Habil’in yüzünde mücessem halini alýrken, Kabil yine isyan, itiraz, þikayet, söylenme… ahvalini sergiledi.

Baba peygamber, “Ey Kabil senin içine iblis nüfuz etmiþ. Ben sana itiraz edip istediðin þartlarda karar vermiþ olsaydým dahi sen þu an reddettiðin hükmü ister yine isyan ederdin,” diyesi geldi. Kabil o andan sonra gelecek tüm cemiyetlere onulmaz bir miras daha býrakýyordu. Ýtiraz, beðenmeme, çözüm deðil sorunun bir parçasý olma. Evet tespitinde saðlamdý Hz. Adem. Kabil itiraz etmek, bölmek, ayrýlýk çýkarmak için hükmü red etmiþti. Birazdan anlayacaðýz Kabil’in asýl gayesini. Çünkü sevdiðini iddia ettiði ve evlenmek istediði kiþiyi kazanmak için tarlalarýný adamasý gerekirken bir parça ot ile adak yarýþmasýna çýkmýþtý. Hz. Adem tüm bunlarý öngörüyordu. Fakat davetin maslahatý icabý içinde tuttu. Tuttu çünkü Kabil’i kendi safýnda tutan son birkaç baðý daha koparmak istemiyordu.

“Peki” dedi Hz. Adem “ikiniz de kurban sunun bakalým Allah kimin kurbanýný kabul edecek.”

Habil en güzelini, Kabil en kötüsünü kurban etti. Bununla ispat ettiler sadakatlerini sevgilerini…

Habil peygamber maslahatýna sadakat ile ilahi dergaha en layýk varýný feda etti.

Kabil kurbaný kabul edildiði takdirde çok sevdiði, hakkýnda ikilikler çýkardýðý batýndaþýyla evleneceðini bildiði halde bir avuç sararmýþ buðday adadý.

Demek ki çözüm istemiyordu.
Demek ki bahane arýyordu tefrika çýkarmak için.
Çünkü adeta kurbanýnýn kabul edilmemesi için çýrpýnýyordu.
Ne anýmsýyorsunuz buradan…
Müslümanlara dünyayý dar etme için her fýrsata atlayanlarý,
Ýftiralarýna hiçbir makul gerekçe gösterme derdi olmayanlarý,
Ne yaparsanýz yapýn razý edip orta ve ortak bir noktada buluþamayacaklarýnýzý anýmsatýyor mu Kabil size?

Bir de anlýyoruz ki, Kabil demek batýndaþýný kalbi temiz duygularla deðil þehevi ve geçici heveslerle seviyormuþ. Çünkü mahbub-u hakiki tarlalarý yaktýrýrdý. Çünkü gerçek sevgiye varýný ve yoðunu feda etmeli deðil miydi?
Demek sorun Kabilin kendisiydi.
Sorun Kabil’in ahlaksýzlýðý idi.
Sorun Kabil’in zorbalýðý, diktatörlüðü idi.
Ve en önemlisi sorun Kabil’in iç dünyasýnda iblis ile ilk ümmeti bölme, ilk Ýslam cemaatini dumura uðratma telaþý idi. Ve emin olun sonraki takipçileri Kabil’i hiç aratmayacaktý.?

Ziya Çevik (Ýnzar Dergisi)
Gönderen: 12.07.2007 - 19:43
Bu Mesaji Bildir   _SeRKaN_ üyenin diger mesajlarini ara _SeRKaN_ üyenin Profiline bak _SeRKaN_ üyeye özel mesaj gönder _SeRKaN_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 Habil'den Bize Kalan
_SeRKaN_ 12.07.2007 - 19:43
 Habil'den Bize Kalan 2...
_SeRKaN_ 04.08.2007 - 10:14

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1107 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
turkuaz0032 (67), ZORBEY.34 (51), mehmettanrikulu (44), cilhaneli (72), karadenizli28 (60), fatos90 (), mng (41), Nurdannura (62), mustafaozyon (41), ilyas_4 (47), Kitmir (59), Newyork152 (40), metin2424 (65), zeynepsu_00 (39), <SamimI> (39), zehratuzun (35), tapza (53), EbuMahir (54), Buelent (51), zozan17 (37), bak&yacute;m (58), irem3 (41), alaaddin talha (40), ilker (53), disney (49), yar (38), t_ozen (40), gracedar (39), baspolat (65), halilcetin (40), Ali-Osman UNAL (50), Hurinur (50), ebrar-anadolu (45), scream2 (48), Yozgatlikiz_nl (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63705 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.