0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........

önceki konu   diğer konu
12 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
944 Mesaj -
“YASÝN BÝR ULUSUN ÝÇÝNDE ADAM,
ADAMIN ÝÇÝNDE BÝR ULUSTU…”
Prof.Dr.Abdulaziz RANTÝSÝ

BÝRÝNCÝ BÖLÜM



Filistin!..
Topraðýn sahibi ve topraðýn iþgalcisinin savaþ alaný.Çatýþmalar,tuzaklar,baskýnlar,yýkýmlar ve suikastler diyarý… Acýnýn ve sevincin, ölümün ve hayatýn yan yana gezdiði mekân… Zulmün asûde bir þekilde kol gezdiði mazlumlar ocaðý… Mazlum ve yetim kalmýþ bir milletin aðýdý… Gönüllerin ve ümmetin kanayan yarasý…
Filistin`deki her yer gibi boynu büküktü Kudüs`ün. Baðrýnda utancýný taþýyordu kirli ellerin. Oluk oluk dökülen kanlarýyla sararmýþtý Mescid-i Aksa`nýn kubbesi. Can çekiþiyordu olanca celadetiyle; direniyordu bütün gücüyle. Esen her lodos; güneyden Ýsra ve Mirac`ýn Sahibi`nden nefes üflerdi hayat damarlarýna. Can bulurdu, kan bulurdu beti benzi. Adem misali dirilirdi; tekrar direnmek için lanetli Çýfýt zulmüne.
Topraðý; acýyla dost olmuþ, acýya baðýþýklýk kazanmýþ bir milletin topraðý … Direniþi; ümmetin semaya açýlan elleriyle dua dua güç kazanan , dua dua direnen bir direniþ…
Bitti denince dirilen, dirildikçe boy boy geliþen iþgalci Yahudi`nin kalbine korku salan bir direniþ, bir diliþ yaþýyordu Filistin. Canlar, kanlar fedaydý. Gönüllere hakim olan, özgürlüðün ilahi aþkýydý.
*

20 Mart 2004 Salý!...
Filistin yasta, Filistin matemdeydi bugün. Þehir þehir büyük ve acý bir haberin hüznü gözlerden billur billur akarken; öfkeler dillerde, öfkeler ellerde yumruk yumruk sloganlara dönüþmüþtü :
“Kahrolsun Israil!”
“Kahrolsun Siyonist düzen!”
“Kahrolsun katil Þaron!”
“Þaron cehennemin kapýlarýný açtý!”
“Ýslami Direniþ Hareketi engellenemez!”
“Lailahe illallah Allah`ü Ekber!”
Gazze`de baþlayan öfke seli el-Halil, Ramallah, Nalus, Cenin derken sýçramýþtý tüm Filistin`e. Sokaklarýnda kin, sokaklarýnda öfke vardý Filistin`in. Ýntikam yeminleri çýnlýyordu Filistin sokaklarýnda. Yumak yumak yüreklere çöken acý, tüm direniþ gruplarýný sarsmýþtý.
Þehid edilen, ÞEYH AHMED YASÝN`di. Özelde Ýslami Direniþ Hareketi HAMAS`ýn, genelde tüm direniþ gruplarýnýn manevi lideri!.. Bir öncü insan!.. Tüm yeminler, tüm intikam ahitleri onun içindi.
Fakat Gazze farklýydý bugün. Dün sabah namazýndan beri Filistin`i sarsan bu haber, Gazze`yi ayaða kaldýrmýþtý. Þehirde dolaþan araçlardan, hoparlörlerden bir ses yükseliyordu sokak sokak, cadde cadde: “ BÝZ BU YOLU SEÇTÝK. ARZUMUZ ÞEHÝTLÝK VE ZAFER ÝLE SON BULACAK!.. ”
Kasetlerden, hoparlörlerden dalga dalga yayýlan bu ses, Þeyh Yasin`in kaydedilmiþ sesiydi. Gönülleri yakan acýlara acý katan bir ses!...
Sabra Mahallesinden Þati Mülteci Kampý`na ve tüm Gazze`ye varana dek gökyüzü siyahlara bürünmüþtü. Yakýlan lastikler deðil; sokaklardan, caddelerden taþan sinelerdeki öfkeydi. Gazze`nin felç olan hayatý, Batý Þeria`nýn genel grevleri, tüm kamu kurum ve kuruluþlarýnýn tatil edilmeleri, cezaevlerindeki mahkûmlarýn isyanlarý, mülteci kamplarýndaki galeyanlar, gösteriler… felç olmuþtu Filistin`in sosyal hayatý.
Gazze`nin kalbinde yüz binlerce insan yürüyordu Þifa Hastanesine doðru. Dün sabah namazý sonrasý þehid edilen Þeyh Yasin cenazesi alýnýrken yüz binlerin gözlerinde hüzün gönüllerinde elem vardý. Kalpler kýrgýndý. Nefret duygularýný anlatmaya kelimeler kifayet etmeye yetmiyordu.
Þifa Hastanesinden yüzleri maskeli militanlarca alýnan Þeyh Yasin`in cenazesi, eller üstünde Sabra Mahallesi`ne / evine götürüldü. Halime Hatun, çocuklarý, damatlarý, torunlarý… Kirpiklerinden hüzün bulutlarý damlýyordu.
Bir baba sevgisi, bir aþk, bir sevdaydý dudaklarda dökülen :
-Allah`a hamd olsun! Babam, sonunda isteðine kavuþtu, dedi kýzý Meryem.
-Ýsteðine ulaþtý. Onunla geçirdiðim bu kadar zaman içinde hayýrlý yönünden baþka bir þey hatýrlamýyorum, dedi hanýmý Halime.
-Onu tanýdýðým günden beri bizi gücendirecek bir kelime bile iþitmedim, dedi gelini Ummü Hüsam.
Daha sonra yüz binlerin omzundaki cenaze, sehir merkezindeki el-Ýmare Camii`ine götürüldü. Eller, öðle namazý ardýndan cenaze namazý için saf saf baðlandý. Dualara kimi aðlamaktan kurumuþ, kimi de nemli gözlerle eþlik etti.
“Þehitler Kabristanlýðý” bir misafiri aðýrlýyordu bugün. Þehadete yaraþýr bir hayat geçiren bir misafiri… Bir þehidi … Þeyh Ahmed Yasin`i …
Gözyaþlarý sel olan yüz binler “ EY HAMAS LÝDERÝ ELVEDA! ” diyordu; sloganlarla intikam yeminleriyle. Zýlgýtlar çeken kadýnlar çocuk, yaþlý, genç herkesin dudaklarýnda ortak hüznün bir adý dolaþýyordu: Þeyh Ahmed Yasin!
Uzatýlan mikrofonlara konuþan biri vardý o gün. Elem dolu haberi duyduðundan bu yana acýsý, kederi; kocamýþ saçýna, sakalýna tel tel beyaz olup yansýmýþtý. Mahzundu , üzgündü sesi Abdulaziz Rantisi`nin:
-Onlar,dedi mikrofonlara;peygamberlerin katilleridirler. Bugün Ýslami bir sembolü öldürdüler. Bu Ýslam`a açýlmýþ bir savaþtýr. Bu cinayetle Ýsrailliler, Filistin davasýný öldürmek istiyorlar. Yasin, bir ulusun içinde adam, adamýn içinde ulustu. Bu ulusun intikamý bu adamýn boyutlarýnda olacaktýr. Eylem göreceksiniz, söz deðil!

*
Gazze!
Yarasýna tuz basmýþ deniz kokulu þehir… Yahudi/ Çýfýt zulmünden her gün nasip alan bir þehir…. Kýyýsý; çocuk kovalamacalarý, kuþ cývýltýlarý ve cevelan yeri… Baðrý; kan ve gözyaþý pýnarý…
Bir yanýnda fakir gecekondu mahalleleri; bir yanýnda zengin, kocaman evler, geniþ yollarý ve meyve bahçeleri…
Sýcak ve nemin egemenliðini, esen meltemin kararlýlýðý kýrardý bu þehirde. Týpký direniþ güllerinin esen kararlý kokusu gibi… ümit muþtulayan kokular gibi… Kan ve barutun hüznü her gün yanký bulurdu gözlerde. Her kurþun bir tohum olurdu gönüllerde direniþ direniþ büyüyen . Her can bir adýmdý þehadetle süslenen.
Dallarýný her haneye uzatan fakir-zengin demeden her ocakta bir canla, bir kanla sulanan direniþ fidaný yeþermiþti Gazze`de boy boy özgürlük fidaný… Sokak sokak, mahalle mahalle , þehir þehir… Yaþanan ve yarým asrý geçen bu meþ`um zulmün bir adý vardý dillerde: Lanetli Çýfýt zulmü!

Sabra Mahallesi /Þati Mülteci Kampý!..
Mazlum iklimin süsten uzak derme çatma evleri. Yahudi iþgali ve zulmünden kaçýþýn nihai noktasýydý bu mülteci kampý birçok kamp gibi. Fakirlik ve yoksulluðun buram buram tüttüðü mekân .Kimi evlerin dýþ cephesi dökülmüþ yahut sývasýz, kiminin de içi … Kiminin inþasý lalettayin, kiminin kapýsýz, penceresiz… Hepsinde ortak nokta: zulümden nasipli olmak!
Sadece insanlar deðildi bu topraklarda zulümden inleyen. Evler de insanlar gibi can çekiþir, aðlar, sýzlardý iþgalci Ýsrail askerlerinin kontrolündeki yýkýmlardan. Canavar misali homurdanan demir azmaný tanklarýn, buldozerlerin eseri (!) okunurdu kamplarda.
Bu evlerin incila mermer merdivenleri, arkaik sütunlarý, simetrik korkuluklarý, uzun koridorlarý, gömme küvetli banyolarý, porselen musluklarý, alafranga helalarý, panjurlu pencereleri, halkari süslemeleri, geniþ meyveli bahçeleri, çevresi hercai çiçeklerle donatýlmýþ havuzlarý ve konforu yoktu. Ama kendileriyle ayný kaderi paylaþan mazlumiyetleri, umutlarý ve özgürlük davasýna adanmýþ kurbanlýk sahipleri vardý.
Baþýný sokacak bir hanesi olan þanslý deðildi bu topraklarda. Her þey olabilirdi her an.Zulüm rüzgârýnýn / tufanýnýn ne zaman, nereden eseceði meçhuldü. Her an varlýk yokluða, hayat ölüme dönüþebilirdi.
*
20 Mart 2004 cumartesi gecesi!..
Suikastten üç gün önce… Sabra Mahallesinde bir ev. Filistinlilerin yaþadýðý fakir gecekondulardan biri. Telaþ ve endiþe okunuyordu yüzlerde. Keder ve gam dolu bakýþlar vardý gözlerde. Hüzün rüzgârlarý esiyordu yüreklerde.
Temiz örtüsü altýnda Halime Hatunun kocasý yatýyordu hasta yataðýnda. Halime üzgün, Halime endiþeliydi. Yýllarýn çilesi dantel dantel örülmüþtü alnýna. Bir þey yapamamanýn, çaresizliðin ezikliðini yaþýyordu. Fakat mütevekkil ve teslimiyetçiydi Halime Hatun .
Gözleri çocuklarýna takýldý bir ara. Her yüzde tasa , her çehrede gam okudu. Metanetli görünmeli, güçlü ve iradeli olmalýydý. Nice badireler atlatmýþtý kocasýyla. Bunu da atlatacaktý. Allah`a sýðýndý; yardýmýný diledi.
“Ya Þafi!Ya Kafi! Ya Muafi!” yüce isimleri döküldü dudaklarýndan. Beyaz baþörtüsünün ucuyla göz pýnarlarýný sildi kaçamak kaçamak.
Kocasýna baktý. Durumu oldukça aðýrdý. Yýllardýr onu terk etmeyen hastalýklardan muzdaripti. Yaþlý olmasý rahatsýzlýðýný artýrýyordu.
Yarým saat önce aniden rahatsýzlanmýþ tekerlekli sandalyesinden düþmüþtü. Sýk sýk nefes alýp veriyor zorlukla konuþuyordu. Muhabbetle baktý yaþlý kocasýna; gözleri kapalý, dudaklarý hareketliydi. Belli ki Rabbini zikrediyordu.
Alnýnda biriken damlalarý fark etti. Bir bezle usulca kuruladý. Yaþlý Þeyh gözlerini açtý. Bir ara baþ ucunda duran eþine belli belirsiz gülümsedi; kendinden geçti .
Simasý nur yumaðýydý. Yýllar çilesini gergef iþler gibi çizgi çizgi nakþetmiþti anlýna. Kaþlarý gürdü. Gözleri mananýn derinliklerine dalan bir gizeme sahipti. Gözlerinin altýndaki halkalar ve yüzündeki çizgiler, kutsal bir davanýn çilesini yansýtýyordu. Kemerli bir burnu vardý. Beyaz kýllarý siyahlarýndan çok olan sakalý, kýsa býyýklarýyla bir baþka çekicilik katýyordu sempatik yüzüne. Baþýndaki beyaz kefiyesi, heybetini daha bir artýrýyordu. Baþ ucundaysa zaman zaman giydiði kuzguni renkli, buðday nakýþlý aplik sakosu asýlýydý.
Boynundan aþaðýsý tutmayan, buram buram direniþ, buram buram Filistin kokan 66 yaþýndaki bu mütebessim, sevimli ihtiyar, bu PÎR-Ý ÝNTÝFADA; Filistin halkýnýn umudu , Filistin Ýslami Direniþ Hareketi Hamas`ýn manevi lideri Þeyh Ahmed Yasin`di. Ayný kaderi paylaþýyordu Filistin`le: ikisi de mefluç… Ama biri, diðeri için umudun adýydý.
Bu fakir gecekondu semtinde yasýyordu Þeyh Yasin. Komþularýnýn dertleriyle dertlenir, yetim çocuklar ve dul kadýnlar dahi þehitlerin ailelerine sahip çýkardý. Hem yiyeceðini, hem giyeceðini onlarla paylaþýrdý. Sahiplenmeyi, yardýmlaþmayý severdi.
Ýþgalci Ýsrail`i tüm teçhizat ve imkanlarýna raðmen, dudaklarýnda dökülen bir sözle tir tir titreten biriydi. Gücünü iman dolu yüreðinden alan ve sadece Allah`a dayanan, yüzü; çevresine her zaman tebessüm sadakalarý daðýtan bu ihtiyarý, yýllar yorgun düþürmüþtü. Bitkin ve hastaydý. Kesik kesik soluyordu.
Bir ses duydu yüreði yaralý Halime Hatun. Bir serçenin ürkekliðiyle geri döndü aniden. 26 yaþlarýndaki oðlu Abdulgani`ydi. Diðer oðlu Abdulhamid ise tedirgin görünüyordu.
-Anne! Babam kendinden geçti. Hastaneye kaldýralým.
Islak gözlerle çocuklarýný onayladý. Gelini Ümmü Hüsam ve kýzlarýndan Meryem`inde yardýmýyla hemen hazýrlýklara baþladýlar . Þeyh Yasin`i özenle giyindirdiler. Herkes telaþla ve endiþe içinde yardým ediyordu.
Hazýrlýklar bitince, güçlü kollarýyla Abdulgani babasýný kucakladý. Kapýda bekleyen fedailerin bakýþlarý arasýnda usulca taksiye yerleþtirdi. Arabanýn bagajýna babasýnýn tekerlekli sandalyesini de koydu lazým olur diye. Annesi arka koltuða oturdu. Kocasýnýn baþýný kucaðýna aldý. Abdulgani ve Abdulhamid öne geçtiler. Peþlerinden kendilerini takip eden koruma arabasý, gönüllü fedailerle doluydu.
Fakirliðin kol gezdiði mazlumiyetin koktuðu Sabra`nýn gecekondu sokaklarýndan geçen otomobil hastane yoluna çýktý . Endiþe dolu yüreklerle hýzla yol alýrken, karanlýkta bir çift “lanetli göz”ün gözetiminden habersizdi. ÝKÝNCÝ BÖLÜM



21 Mart 2004 pazar. Shikmim Çiftliði /Tel-Aviv!..
Saray yavrusu bir köþk… Tüm þatafatýyla göz dolduran, 24 saat aportvari korunan,çevresinde kuþ uçurtulmayan afili bir yapý.
Henüz giriþteyken panjurlu pencereleri, hazýr ve yontulmuþ dikdörtgen taþlara örülmüþ dýþ cephesi göz kamaþtýrýyordu. Giriþ basamaklarýnýn saðýnda ve solunda bulunan iki sütun, arkaik bir görünüm yansýtýyordu. Adeta Olimpus Daðý`ndan alýnmýþ da buraya konulmuþlardý. Ýçeri girildiði anda göze çarpan ilk þey, tüm ihtiþamýyla tavana asýlý bulunan kocaman, hercai renkli kristal bir avizeydi. Iþýk oyunlarýyla bir renk cümbüþü sergiliyordu.
Ýç ve dýþ merdivenler, taban, mutfak ve birçok yer; parlak ,renkli ve dalgalý hârâ /mermerden yapýlmýþtý. Üst katlara çýkan ve saða sola kavisli olan iç merdiven korkuluklarý, simetrikti. Kimi yerlerde altýn ve çeþitli madenlerle yapýlan halkarî süslemenin zenginliði, iç dekorasyon adýna sahibinin zevkini yansýtýyordu. Bazý köþe baþlarýna sanat eserleri olarak küçük idoller yerleþtirilmiþti. Gömme küvetli banyolarý, porselen musluklarý ve alafranga donanýmý gibi lüksün nihai noktasýyla murassaydý bu sýrça köþk.
Çok katlý ve oldukça geniþ bir araziye kurulu olan bu çiftlik, etrafý yeþilliklerle çevrili modern bir irem`di. Bahçedeki büyük ve geniþ havuzun çevresi nilüfer, karanfil , mavi menekþe , sardunya ve leylakî çiçeklerle sarýlýydý. Yer yer dallarýný havuza sarkýtmýþ akasyalar salkým salkýmdý.
Havuza nazýr kurulan çardak, sarmaþýklarla kaplýydý. Bahçe düzenlenmesi gayet muntazam olup, hemen göze çarpýyordu. Düzgün bir þekilde özenle kesilmiþ ve köþkün çevresinde dolanan bodur çam aðaçlarý , iki yanýný kuþattýðý yollarla ayrý bir güzellik katýyordu çiftliðe. Hele envai meyve aðaçlarý…
Mart ayýnýn bu son haftasýnda bir baþkaydý bahar. Canlýlýðýný gösterdiði bu bahçede, türlü türlü kokular saçýyordu etrafa. Tabiat uyanmýþ, diri ve canlýydý. Manzara, ruha dinginlik veren bir görünümdeydi.
Ayný günün akþamýna doðruydu. Koruma eskortunu arkasýnda býrakan siyah zýrhlý mercedes, çiftliðin giriþine doðru hýzýný düþürdü. Demir parmaklý otomatik kapý, saða sola kendiliðinden açýldý. Kapýnýn her iki tarafýndaki nöbetçiler, korkuyla karýþýk bir telaþ içinde selama durdular.
Siyah mercedes, yolu çevreleyen aðaçlarýn gölgesi altýnda hiç durmadan içeri süzüldü. Köþkün basamaklarýna yanaþan þoför direksiyonu sola kýrýp durdu. Basamaklardan koþarak inen hizmetkârlardan biri, büyük bir saygýyla mercedesin kapýný açtý.
Týknaz, þiþmanca bir adam,aðýr aðýr indi makam aracýndan. Kibir ve gurur dolu bakýþlarla çevresini süzdü.
Kýsa, beyaz saçlý, iri kafalý ve çirkinceydi. Geniþ alnýnda üst üste binmiþ kýrýþýklar vardý. Bakýþlarý mat ve donuktu. Kaþlarýnýn ve gözlerinin altý, yüzünün her iki tarafýndaki yanaklarý yaþlý bir buldok gibi sarkýktý. Çenesinin altý ise gýrtlaðýný kapatýrcasýna pörsümüþtü. Nursuz, ölgün, dünyanýn tüm nefretinin yüzünde toplandýðý bu adam, gaddarlýðýyla meþhur, iþgalci Ýsrail hükümetinin Baþbakaný Ariel Þaron`du.
Ýsrail parlamentosu /Knesset`te geçen yoðun bir çalýþma gününün ardýndan, yaþadýðý çiftliðe dönmüþtü.
Mermer basamaklarý aðýr aðýr çýktý. Karþýsýnda el pençe divan duran hizmetçilerinin “Hoþ geldiniz efendim!” deyiþlerine sessiz kaldý. Düþünceli görünüyordu. Giriþteki büyük kristal avizenin altýnda dalgýn dalgýn geçti. Sola dönen merdivenleri çýktý . Büyük ve geniþ olan oturma salonuna geçti. Ceviz kaplama mobilyalarla Avrupaî tarzda döþenmiþ salonun bahçe manzarasýný gösteren puf koltuða yöneldi. Pelte gibi yýðýlýrcasýna oturdu.
Derin bir nefes çekip meyve aðaçlarýyla dolu bahçeyi uzun uzun seyretti. Kimi aðaçlar beyaz gelinlik giymiþ gibi çiçekler açmýþ, kimileri de yeþile bürünmüþtü.
Güneþ guruba yakýndý. Birazdan karanlýða gömülecekti dünya. Oturduðu yerden düþüncelere daldý: Hayat ýzdýrap veriyordu ona. Eþi öldüðünden bu yana Menahem Begin gibi yalnýzdý. “Begin gibi davranmayacaðým” dedi kendi kendine. “Son nefesime kadar yalnýz kalsam da inzivaya çekilmeyeceðim. Daha Ýsrail için yapacaðým çok þey var.”
Kýsa bir nefes alýp tekrar mýrýldandý: “Hiç olmazsa bu uðurda gayreti elden býrakmayacaðým. Ýnzivaya çekilmeyeceðim! Münzevilik bana göre deðil!”
Bu son sözler 1977-82 yýllarý arasýnda Ýsrail`in baþbakanlýðýný yapmýþ Menahem Begin ile ilgiliydi. Begin, 1982 kýþýnda eþi Eliza`nýn ölümüyle baþbakanlýktan istifa edip inzivaya çekilmiþ ve ölümüne kadar topluma katýlmamýþtý.
Oðullarýný hatýrladý Þaron: Dimri ve Gilad.Kendisi gibi siyasetle uðraþýyorlardý. 1999 seçim kampanyasýnda onlarla beraber yasadýþý yollardan maddi çýkar saðlamakla / rüþvet almakla itham edilmesi canýný sýkmýþtý. Bu yolsuzluk; basýnýn kendisini ve aile þerefini (!) diline dolamasýna yetmiþ, iki yolsuzluk yapan bir baþbakan diye manþetlere taþýnmýþtý. Günlerce çarþaf çarþaf haberleri Yediot Aharonot, Maariv , Haaretz, Jarusalem Post gibi gazetelerde boy boy yer almýþtý.
Caný sýkýldý. Kalkýp televizyonu açtý. Siren sesleri arasýnda koþuþturan ambulanslar belirdi ekranda. “Yine bir intihar eylemi yapmýþlar anlaþýlan” dedi kendi kendine. “ Kahrolasýlar! Öldür öldür bitmiyorlar. Nedir çektiðimiz su Filistinlilerden! Adamlar ne ailelerini, ne de evlerini düþünüyorlar. Eylemlerinden sonra evlerini buldozerlerle yýkýyor, ele geçirdiðimiz aile fertlerini tutukluyor, dünyayý yakýnlarýn zindan ediyoruz. Yine de nafile!.. Her gün eylem, her gün ölüm haberleri !.. Vazgeçmiyorlar bir türlü.” Aklýna bir þey gelmiþ gibi ansýzýn durdu. Birden köpürerek: “Þehadet eylemiymiþ (!) Pöh !..” dedi küçümseyerek.
Sinirlenmiþti. Hýþýmla elini televizyona uzatýp kapatýverdi. Salona hizmetçilerden biri girdi o anda. Saygýlý bir þekilde :
-Efendim, dedi. Akþam yemeðiniz birazdan hazýr olur. Bu arada hafif bir aperatif alýr mýydýnýz ?
- Ýyi olur, dedi asabi asabi. Belki biraz olsun sinirlerim geçer.
Hizmetçi bu tavýrlara alýþýktý. Salonun köþe tarafýnda bulunan bara yöneldi. Biraz oyalandýktan sonra elinde bir tepsiyle servis yaptý. Ardýndan saygýlý bir þekilde salondan çýktý.
Elinde kadeh, salonun camekânýndan meyve bahçesine baktý Þaron. Aklýna sinirli anlarýnda rahatlamak için uyguladýðý bir taktik geldi : Geçmiþteki baþarýlarýný (!) düþünerek rahatlamak!... Nedense bundan zevk alýr , tarif edilmez bir haz duyardý
Güneþ aheste aheste guruba yönelmiþti. Gölgesi bahçeye düþtüðü an, zihni mazinin derinliklerine uzanmýþtý bile…
O zamanlar 14 yaþlarýndaydý. Ýsrail henüz kurulmamýþtý. Her taraf karýþýktý. Haganah`a katýldýðý günleri anýmsadý. Birçok eylemler ve gizli faaliyetler dolu günleri: 1948` deki Arap-Ýsrail savaþýný, 1953` teki binlerce Filistinliyi öldürdükleri operasyonlarý, 1956`da Mýsýr`a karþý yapýlan savaþý , Camberley Kurmay Okulundaki günlerini, 1967`deki Altý Gün Savaþýný, 1973`deki 25 yýllýk hizmetinden sonra tüm general rütbesiyle ordudan ayrýlýþýný , ayný yýl Kneset`e milletvekili seçilmesini, yine ayný yýlýn ekim ayýnda Yom Kippur Savaþýna zýrhlý tümen komutaný olarak çaðýrýlýp Süveyþ kanalýný geçmesini, 1982`deki Lübnan iþgalini, Etiyopya`daki Falaþalarýn Sudan yoluyla Ýsrail`e nakledilmesindeki rolünü , 90 lý yýllarda Filistin topraklarýnda birçok Yahudi yerleþim yerleri açmasýný, Eylül 99` da Likut Partisi`ne genel baþkan olmasýný, 28 Eylül 2000` deki Mescid-i Aksa`ya yaptýðý kanlý ziyareti , 6 Þubat 2001`de baþbakan olarak Ýsrail`in baþýna geçmesini ve 29 Mart 2002`de Batý Þeria`ya orduyla girip yaptýðý zulümleri bir bir hatýrladý:“Bir dakika” diye durdu. “Hýmm!” dedi. “Þu an baþbakanlýðýmýn dördüncü yýlýna girmiþ olmalýyým.”
Mazisinde unutmadýðý hatýrladýkça zevkten dört köse olduðu katliamlar ve zulümler o kadar çoktu ki… Haganahtaki gençlik günlerini tekrar hatýrlamadan edemedi. Irgun ve Stern`e baðlý dindaþlarýnýn yaptýðý katliamlarý düþündükçe ruhu rahatlýyor, tatlý bir rehavet çöküyordu üzerine. Hele hele 9 Nisan 1948 günü her iki örgütün ortaklaþa düzenledikleri Deir Yasir katliamý ne muhteþemdi (!). 254 Filistinli bir çýrpýda katledilmiþti. Çocuk, kadýn, yaþlý demeden…
Ya 1982`deki “ Galile için Barýþ Operasyonu ”na ne demeliydi! Savunma Bakaný`ydý o zamanlar. Baþbakan ise Menahem Begin`di. Galile için barýþ operasyonu altýnda Lübnan`ýn güneyine saldýrýlar gerçekleþiyordu Ýsrail tarafýndan. Yani iþgal ediliyordu Lübnan.
O zamanlar Filistinlilerin Lübnan`ýn güneyinde mülteci kamplarý vardý. Bu saldýrýlarýn amacý oradaki Filistinlilerin yok edilmesi, direniþlerinin kýrýlmasýydý. Fakat bu iþ planlý bir þekilde olmalýydý. Bunun için Lübnan`ýn güneyindeki Falanjistlerden, emrinde birçok militan bulunan Eli Hubeyka ile gizli bazý görüþmeler gerçekleþtirdi. Askeri ve lojistik destek ile bazý vaatler neticesinde bu falanjistler, Ýsrail ordusu desteðinde Filistinlere ait Sabra-Þatilla mülteci kamplarýna acýmasýzca saldýrýp katliamlarda bulundular. Bu iþin mimarý olmakla her zaman övünmüþtü.
Neticede kadýn çocuk demeden 3.500 `ü aþkýn birçok Filistinli, bir kilometrelik kampta kuþatma altýnda bombalanýp öldürülmüþtü. Filistin direniþinin Lübnan`daki alt yapýsý da böylece çökertilmiþti. Hatta baþta Yaser Arafat olmak üzere birçok Filistinli gerilla, Tunus`a sürgüne gönderilmiþti.
Dünya basýný ise onun bu baþarýsýný (!) katliam olarak deðerlendirdi. Onu “ Beyrut Kasabý” olarak ilan etti. Artýk o bir kasaptý!.. Çoluk-çocuk, genç-yaþlý, kadýn-erkek demeden insan doðrayan bir kasap!.. Gözü dönmüþ bir cani!..
Sabra-Þatilla katliamýna karþýlýk kamuoyu baskýsý sonucu hakkýnda göstermelik de olsa birtakým soruþturmalar açýldý. Savunma Bakanlýðýndan azledildiðini hatýrlayýnca buruþan yüzü, önünde durduðu camekâna yansýdý. “Önemli deðil” dedi kendini teselli edercesine. “Her þeyin bir bedeli var. Deðerdi o günlere!”
Sonra 28 Þubat 2000 gününü hatýrladý. Yüzüne sinsi bir gülümseme yayýldý. Yaptýðýyla gurur duyuyordu: O gün Mescid-i Aksa`ya gitmiþti. Görünürdeki gayesi ; Filistinlileri tahrik etmekti. Fakat gizli bir gayesi de vardý : Yaklaþmakta olan genel seçimler öncesi aþýrý saðcý Yahudilerin oylarýný böylelikle almaktý. Bu provokatif ziyareti, ikinci intifada diye bilinen “Aksa Ýntifadasý”ný baþlatmýþtý. Binlerce Filistinlinin hayatýný kaybettiði bu geliþme, kendisine baþbakanlýk yolunu açmýþtý. Önemli olan da buydu!
Hatýrladýkça yüzünde gülücükler açan, katý yüreðini neþeye boðan mazisindeki hatýralarýndaki biri de “terörün kökünü kazýmak(!)” bahanesiyle yakýn tarihte 29 Mart 2000 günü, Batý Þeria`daki tüm Filistin kentlerine ve mülteci kamplarýna Ýsrail ordusunu katliam için sokmaktý. Öyle ki Amerika`nýn baskýsý olmasaydý Ramallah`taki bürosunda Arafat`ý da halledecekti. Fakat hallolmaktan da beter olmuþtu. Bürosundan dýþarý çýkmaz hale gelmiþ, elektrik ve su iletiþimi kesilmiþti.
Ramallah , Beytullahim, Nablus, Tulkarim, ve diðer mülteci kamplarýnda ise binlerce Filistinliyi öldürmüþtü. Kimi Filistinlileri esir aldý bu baskýnda. Kiminin de evlerini baþlarýna yýktý buldozerlerle. Binlerce kadýn, çocuk, genç kýz toplama kapmalarýna alýndý. Ýþkenceler gördü. Yýkýlan evler yerle bir edildi. Sokaklarda çürüyen cesetlerin gömülmesine, yaralýlarýn tedavi edilmesine izin verilmedi. Öyle ki ambulanslar dahi askeri hedef olarak görüldü. Herkes, hatta hareket eden her þey hedefti. Binlerce insan aç , susuz ve ilaçsýzdý. Evler basýlýyor, insanlar sebepsiz,sorgusuz, sualsiz kurþuna diziliyordu. Hastanelerin, evlerin bahçeleri ve açýk araziler toplu mezarlýða dönüþmüþtü.
Cenin ise 300 tank ve buldozer ve zýrhlý araçlarla, binlerce askerlerle kuþatma altýna alýndý. F-16 savaþ uçaklarý, Apaçi helikopterleri; kadýn, çocuk ayrýmý yapmadan lalettayin füzeler ve bombalar yaðdýrdý masum Filistinlilerin üzerine. Camiler, yollar, evler, resmi daireler yýkýlýp yok edildi. Bir ulustu aslýnda yok edilen. Yarým asrý geçen kanayan bir yara, bir direniþti yok edilmeye çalýþýlan. Filistin`in mazlum ve mustazaf halký, Yahudi zulmü altýnda inliyordu .
Dünya kamuoyu mu, tepkiler mi? Suspustu. “Výz gelir!” dedi, karanlýða gömülen dýþarýya bakarak. “Hýh! Dünya kamuoyuymuþagla!) Hiçbir halt edemezler.”
Kanýn gövdeyi götürdüðü mazisinin bu zulüm tablolarýný hatýrlamakla sýkýntýlarý daðýlmýþtý Þaron`un. Ruhunun derinliklerinde sadistçe bir hazzý hissedercesine bir zevk histerisine tutulmuþ gibi sarsýldý vücudu. Hafiflemiþ, rahatlamýþtý. “Güzel bir rahatlama metodu” diye mýrýldandý sadist bir ruhla. “Güzel anýlarý hatýrla, sýkýntýlarýndan kurtul ; ne güzel (!)”
Ansýzýn bir ses duydu arkasýnda:
-Telefonunuz var efendim, dedi yaþlý hizmetkâr kibar sesiyle. Sizi arýyorlar.
Hemen hýzlý adýmlarla çalýþma odasýna yöneldi. Çalýþma masasýnýn arkasýna geçti. Kýrmýzý ýþýðýn yandýðý özel irtibat telefonuna baktýðý ahizeyi kaldýrdý.
-Alo!
Karþýsýndaki ses saygýlý ve ölçülü konuþuyordu :
-Ýyi akþamlar efendim.
-Ýyi akþamlar.
Telefondaki sesi tanýmýþtý.
-Efendim! Þeyh Yasin`nin izini bulduk. Ajanlarýmýz takipteler. Emirlerinizi bekliyoruz.
Sevinçten ne diyeceðini þaþýrdý önce. Soðukkanlýlýðýný korumalýydý. Kýsa bir suskunluktan sonra;
-Neredeymiþ o felçli? diye sordu.
-Ajanlarýmýzýn bildirdiðine göre cumartesi gecesi aniden rahatsýzlanarak hastaneye kaldýrýlmýþ efendim. Durumu ciddiymiþ galiba. Hâlâ hastanede.
-Çok güzel! Çok güzel! Tebrik ederim ekibinizi komutan! Yalnýz iþimiz henüz yeni baþladý. Takipler devam etsin. Yakalayacaðýnýz en uygun bir fýrsatta hemen iþini bitirin o ihtiyarýn.-Birden durdu – Hayýr hayýr!Bana haber vermeden sakýn operasyonu baþlatmayýn. Bu defa önceki operasyon gibi olmasýna izin veremem. Geliþmelerle ilgili haberlerinizi bekliyorum. Haydi komutan! Göreyim seni.
-Emredersiniz efendim!.
Ahizeyi usulca býraktý. Sabit bir noktaya bakarken, aklýna yaptýðý son “bakanlar kurulu toplantýsý” geldi. Þeytanca gülümsedi. Sayýklarcasýna konuþtu:
-Eveet, Þeyh Ahmed Yasin! Bakalým bu defada þansýn yaver gidecek mi?

*
Knesset!.. Son yapýlan “bakanlar kurulu toplantýsý!”
Nümayiþli geniþ bir salon.Orta boþluðu çiçeklerle süslü, dikdörtgen þeklinde dizilmiþ masalar…Masalarýn üzerine konan erguvanlar,salona ayrý bir hava vermekte.
Ýçeride çok seslilik hakimken aniden iri yarý,kýr saçlý bir adamýn içeri girmesiyle ortalýk süt liman oldu.Bu adam iþgalci Ýsrail`in Baþbakaný Ariel Þaron`du.Salondaki tüm bakanlar, saygýyla ayaða kalktýlar.
Masasýna yerleþir yerleþmez Þaron:
-Buyurun beyler!Lütfen oturun,dedi.Eliyle oturmalarýný iþaret etti.
Sað tarafýnda oturan bir bakan,Þaron`un önüne bir dosya koydu.Kýrmýzý klasör kabarýktý.Aðýr aðýr dosyayý açtý.Bir yandan önündeki raporlara bakýyor, bir yandan da konuþuyordu:
-Beyler!11 Eylül olayýndan sonra siz de biliyorsunuz ki, dünyanýn birçok ülkesi bundan faydalanma yolunu seçti.Rusya;Çeçenleri,Amerika;Irak`ý ve Afganistan`ý,Çin;Türkistanlýlarý terörist ilan etti.Elimize bu vesileyle Filistinli teröristlere karþý daha güçlü kozlar geçmiþ oldu.Neticede Rusya`nýn Çeçenlere, Amerika`nýn Irak ve Afganistanlýlara,hatta dünyanýn birçok bölgelerindeki Müslüman direniþçilere karþý hareket ve operasyonlarý,bizi de bu konjonktürden faydalandýrmaya itti.
Nitekim Filistinlileri daha çok ezeceðimizi düþündük.Dediðim gibi bu bir fýrsattý ve istifade etmeliydik.Filistin direniþçilerinin önde gelenlerini terörist olarak lanse edip öldürmek için alýnan kararlarýmýz, bugüne kadar baþarýyla yürütülüyor. Adým adým planlarýmýzýn uygulandýðýný görmek beni mutlu ediyor. Ancak daha dikkatli olmalý, operasyonlarýmýzý daha caydýrýcý bir þekle sokmalýyýz.Aksi halde intihar eylemlerinin önünü alamayýz.Peyderpey artan bu eylemlere karþý stratejimiz; saldýrýlmadan saldýrmak olmalýdýr.Bunun içindir ki þu anda yapýmý hâlâ devam eden ve birçok intihar eylemine engel olacak “Güvenlik Duvarý”nýn(!) faydalarýný muhakkak ki göreceðiz.Dünya kamuoyu ve Araplar “Berlin”
veya “Utanç Duvarý” diyormuþ.Umurumda bile deðil! Ne derlerse desinler!Yeryüzünün seçkin ulusu Ýsrail halkýný, onlar mý koruyacak?Filistinlileri ezmek,bað ve bahçelerinden,arazilerinden ayýrmak pahasýna da olsa bu duvar, þimdi olduðu gibi devam edecek 2005`te de bitecektir.
Ayrýca; gerek Hamas, gerek Ýslami Cihad,gerek el-Fetih,gerek irili-ufaklý tüm direniþ örgütleri olsun; mücadelemizde hepsinin önde gelen birçok liderlerini önceki yýllarda da olduðu gibi-11 Eylül fýrsatýndan istifadeyle-ortadan kaldýrdýk / kaldýrmalýyýz.
Nitekim önümdeki raporlardan görebildiðim kadarýyla 1988`den bu güne kadar ortadan kaldýrýlan bazý önemli simalarý,hatýrlatmakta fayda mülahaza ediyorum:
*Ebu Cihad ve Ebu Ýyad :Filistin Kurtuluþ Örgütü ileri gelenlerinden olup Cezayir`de öldürüldüler.
*Dr. Fethi Þikaki :Ýslami Cihad Örgütünün lideri.Malta adasýnda ajanlarýmýz tarafýndan ortadan kaldýrýldý.
*Yahya Ayyaþ :Hamas`ýn askeri kanadýnýn Ýþtiþhadi Eylemler Birim Baþkaný.Çok tehlikeli bir adamdý.
*Cemal Mansur :Hamas`ýn Nablus Sorumlusu.
*Cemal Selim :Filistin Alimler Birliði Genel Baþkan Yardýmcýsý.
*Selahaddin Derveze :Hamas`ýn Nablus kenti ileri gelenlerinden.
*Abdullah Kavasime :Hamas`ýn el-Halil Sorumlusu.
*Mahmud Ebu Henud :Hamas`ýn askeri kanadýnýn Batý Yaka Bölgesi Sorumlusu.
*Ýsmail Ebu Þenneb :Hamas`ýn siyasi liderlerinden olup ayný zamanda Þeyh Yasin`in yardýmcýsýydý.Ayrýca bu operasyonda Þeyh Yasin`in damatlarýndan Hani Ebu Ömereyn`in ölmesi bizim için ayrý bir sevinç oldu.
*Salah Þehade :Hamas`ýn askeri kanadý olan Ýzzeddin Kassam Tugaylarý`nýn lideriydi.
Evet beyler!Gördüðünüz gibi hava, kara, istihbarat ve paraþütçülerimizin iþbirliðiyle meydana getirdiðimiz bu ekip çalýþmasý neticesinde,birçok baþarýlara ulaþýyoruz.Bizden önceki hükümetlerin de –Fethi Þikaki örneðinde olduðu gibi-baþarýlarýný inkar etmiyoruz.Peki, bu yeterli mi?Elbette hayýr!
Yine malumunuzdur ki operasyonlarýmýzýn bazýlarýnda muhtelif þansýzlýklar yaþadýk.Sýralamak gerekirse:
*1997`de Netanyahu hükümeti döneminde Hamas`ýn Politbüro Þefi Halid Meþ`al`in Ürdün`deki operasyonumuzdan kurtulmasý.
*Hamas`ýn askeri kanadý Ýzzeddin Kassam Tugaylarý komutanlarýndan Muhammed Deif`in 2002`de yaptýðýmýz füzeli saldýrý sonucu aðýr yaralý olarak kurtulmasý.
*Haziran 2003`te Hamas`ýn siyasi liderlerinden Abdulaziz Rantisi`ye karþý yürüttüðümüz operasyondan Rantisi`nin sadece ayaðýndan yaralanarak kurtulmasý.
*Hamas`ýn kurucularýndan Mahmud Zahar`ýn Eylül 2003`te evine düzenlenen F-16`lý saldýrýdan hafif yaralý olarak kurtulmasý…Fakat bu operasyonda Zahar`ýn 24 yaþýndaki oðlu Halid ile Þeyh Yasin`in 30 yaþýndaki oðlu Abdi`nin ölümleri de sevindirici bir geliþmeydi.
*Yine geçen yýl içinde Hamas`ýn siyasi kanadýnda görev yapan Ýsmail Haniye`nin düzenlenen saldýrýdan hafif yaralý olarak kurtulmasý.
*Ve son olarak 6 Ekim 2003`te Hamas lideri Þeyh Yasin`e Gazze`de yapýlan operasyondan Þeyhin kurtulmasý.
Her neyse; bunlar yaþadýðýmýz þansýzlýklardý.Gelelim asýl meselemize:Öncelikle belirtmek isterim ki, Þeyh Yasin bir daha bu kadar þanslý olmayacaktýr. Özellikle Hamas!..Çünkü yaptýðýmýz tüm operasyonlara raðmen;üç-beþ çapulcu,hele hele Hamas ve Ýslami Cihad,intihar eylemlerinden vazgeçmiyorlar.Arafat ise onlara diþ geçiremeyecek kadar zayýflamýþ zaten.Daha bir hafta önce Ashdot limanýnda on kiþinin ölümüyle sonuçlanan ikiz bir intihar saldýrýsý yaþadýk…
Bu esnada toplantýdaki bakan`lardan biri bir soru yöneltti:
-Sayýn baþbakaným!Müsaadenizle sormak istiyorum:Bu þansýzlýklarýn içinde istihbaratýmýzýn payý nedir acaba; öðrenebilir miyiz?
Bu soruyu beklercesine sol tarafýna baktý.Gözleri aradýðý þahsa takýlýnca;
-Sayýn bakanýmýzýn bu sorusuna,toplantýmýza davet ettiðimiz Ýstihbarat Müsteþarýmýz cevap verecektir, dedi.
-Güzel bir soru,dedi istihbarat müsteþarý gayet rahat bir ses tonuyla. Doðrusu birimlerimiz bu konuya oldukça özen gösteriyorlar.Fakat bizimle iþbirliðine yanaþanlar,daha çok iki yüzlü olup maddi çýkar gözetenlerdir. Her ne hikmetse onlar da kýsa bir müddet sonra ya öldürülüyor, ya cesetleri herhangi bir sokakta infaz edilmiþ olarak bulunuyor yahut ortadan kayboluyorlar.Yaþadýðýmýz son olaylarda ajanlarýmýzý yanlýþ bilgiler vererek maalesef pusuya düþürme giriþimleri de oldu.Bu sebepledir ki istihbarat birimlerimiz çok dikkatli davrandýklarýndan, halktan iþbirlikçilere pek güvenmiyorlar.Dolayýsýyla bu tür iþbirliðini daha çok Özerk Yönetim`in içindeki adamlarýmýzýn yardýmýyla sürdürmeye çalýþýyoruz.Zaten Özerk Yönetimle aramýzdaki “Güvenlik Ýþbirliði Anlaþmasý,” bize bir çok kolaylýklar saðlýyor.Mesela, Özerk Yönetim`in içindeki bazý üst düzey iþbirlikçilerimizin yardýmýyla önde gelen birçok simalara operasyonlar düzenledik / düzenleyebiliyoruz.
Hamas`ýn askeri kanadýnýn Batý Yaka Sorumlusu Mahmut Ebu Henud`un arabasýnýn Nablus yakýnlarýnda daðlýk bir bölgede, bu iþbirlikçilerimizden gelen bilgiler tespit edilmesi, bu güvenlik iþbirliðinin örneklerindendir. Havadan yaptýðýmýz operasyonla on adet roket yaðdýrdýk Ebu Henud`un arabasýna. Böylece ondan da kurtulmuþ olduk.Takdir edersiniz ki hükümetlerdeki politikada –özellikle güvenlikte – süreklilik esastýr. Bizden öncekilerin bu konudaki giriþimlerini býraktýklarý yerden daha sert ve daha caydýrýcý bir þekilde devam ettiriyoruz. Bu sebepledir ki þu an Þeyh Yasin`in de bu yolla yerini tespit edip ortadan kaldýracaðýz. Bu konuda iþbirlikçilerimizden itaatkâr olanlarý faydalý olduklarý müddetçe ödüllendiriyoruz. Zira bizim için dost-düþman önemli deðil. Önemli olan, bir kimseden faydalanmamýzdýr. Þayet zarar verecek konuma gelirse, yani ölmesi faydalýysa ölür. Týpký Ocak 2002`de Eli Hubeyka`nýn onca yýldan sonra ulusal davamýza ve Ýsrail`in menfaatlerine zarar verecek açýklamalarda bulunacaðý ortaya çýkýnca,üç adamýyla birlikte ortadan kaldýrýlmasý gibi.Bu, Eli`nin yapmamasý gereken bir hareketti. Onun konumunda olan tüm iþbirlikçilerimize de bu olay,bir mesaj oldu. Kýsaca bu mesele üzerinde ilgili birimlerimiz titizlikle duruyorlar.Unutulmamalýdýr ki kendi milletine ihanet eden,yarýn bize de ihanet eder.
-Teþekkürler sayýn müsteþarým,dedi Þaron. Gayet güzel ve faydalý açýklamalarda bulundunuz. Gelelim toplantýmýzdaki asýl amaca:Sayýn istihbarat müsteþarýmýzýn da satýr aralarýnda belirttiði gibi,direniþçilerin önde gelenlerini yok etme konusundaki iktidar politikamýza bakanlar kurulumuzun da ortak bir karar alarak resmen destek çýkmasýný istiyorum.Böylelikle operasyonlar için özel ekibimizin ve ordumuzun motivasyon gücü artar.Bu doðrultuda da Þeyh Yasin`in öldürülmesi konusunda özel gayretlerin,alacaðýmýz resmi kararlarla artacaðýna inanýyorum.
Aslýnda Arafat`ýn da ortadan kaldýrýlmasý taraftarýyým.Ama Birleþik Devletler`e (Amerika) verilmiþ sözümüz / güvencemiz var.Þimdilik bu anlaþmamýz çerçevesinde bu güvencemiz devam edecek.
Bir de dikkatinizi çekmiþtir umarým.Gündemimizde daha çok Hamas ve bir de Ýslami Cihad var. Arafat ise bir bakýma anlaþabileceðimiz bir yapýdadýr. Ama bu iki örgüt varlýðýmýzý ortadan kaldýrmayý amaçlayan, Arz-ý Mev`ud idealimizden vazgeçmemizi hedefleyen bir politika sahibidirler.Ýþte bu nedenlerle Hamas`ý baþsýz býrakýp daðýlmasýný saðlamak için, Þeyh Yasin`in bir an önce öldürülmesi gerektiði düþüncesindeyim.Zira bu aþýrý radikalleri ortadan kaldýrdýðýmýzda, istediðimiz zaman lehimize kullanabileceðimiz anlaþma planlarýmýzý Amerika, Avrupa Birliði ve Rusyalý dostlarýmýzýn baskýsýyla Özerk Yönetim`e ve Arap ülkelerine kabul ettirebiliriz.Böylece güdümümüzde olan bir yönetimle Filistinlileri sindirmiþ oluruz.Aksi halde Þeyh Yasin ve onun gibi radikaller, önümüzde büyük bir engel olarak her zaman var olacaklardýr.
Ýþte bu sebeple görüþlerinizi öðrenmek için burada toplanmýþ bulunuyoruz.Zira Filistin meselesi dünya gündeminde gittikçe daha çok yer bulmaktadýr.Bu iþ daha fazla ilerlemeden önünü kesmemiz zaruret oldu.Çünkü yapacaðýmýz her türlü operasyon milli menfaatlerimiz için elzemdir…
-Sayýn baþbakaným, dedi bir ses aniden.Ýçiþleri Bakaný Abraham Poraz`dý seslenen.Ýçiþleri Bakaný olarak Þeyh Ahmed Yasin`e operasyon yapýlmasýný bu aþamada ve bu þekilde onaylamadýðýmý belirtmek isterim.Birleþmiþ Milletler`den aþýrý tepki alacaðýmýzý düþünüyorum.Böylesi bir operasyonun bize faydadan çok, zarar getireceði aþikârdýr.Yine Þeyh Yasin`in bulunduðu konumdan çok, boynundan aþaðýsýnýn felçli olmasý ve yapýlacak operasyonun þekli, uluslar arasý menfaatlerimiz açýsýndan negatif sonuçlar doðuracaðý kanaatindeyim.
-Ayný görüþteyim,dedi Adalet Bakaný Yosef Lapid. Þahsen bu iþin olmasýný ulusumuzun yüce menfaatleri açýsýndan herkes gibi ben de isterim.Lakin Bakanlar Kurulu kararý ile operasyonun resmi devlet politikasý hüviyetine büründürülmesi; âli menfaatlerimizi, Þeyh Yasin`in fiziki durumu itibarýyla Birleþmiþ Milletler ve Avrupa Birliði, yaný sýra Arap alemi, kýsacasý tüm dünya kamuoyu karþýsýnda zedeler.Daha tepkisiz bir formülden yanayým.
Birden gözleri beklemediði bu tepkiler karþýsýnda kan çanaðýna dönen Þaron küplere bindi:
-Pöh! dedi epriyen sesiyle.Âli menfaatlerimizi zedelermiþ.Birleþmiþ Milletler,Avrupa Birliði, dünya kamuoyu, hele hele Arap alemi de kim oluyormuþ?Bugüne kadar Birleþmiþ Milletlerin aleyhimize aldýðý 200`ün üzerindeki kararlarýn hangisine olur verdik?Söyler misiniz beyler?Cenin, Refah, Tulkarim gibi birçok mülteci kamplarýna yaptýðýmýz operasyonlara biz istemediðimiz için, gözlemci bile gönderemediler.Peki, sonuçta ne oldu?Aldýklarý onca kararlar kâðýt üzerinde kalmadý mý?Avrupa Birliði ise Birleþik Devletler, vetosu ve desteðiyle yanýmýzda olduðu müddetçe hiçbir halt edemez.Zaten Almanya Hitler`den dolayý bize karþý tarihsel bir mahcubiyet duyduðundan, ömür boyu bir suçluluk hissetmektedir.Dolayýsýyla çýt çýkaramaz.Lobilerimiz de Avrupa Birliði ülkelerinin bize karþý tavýr almalarýna göz yummazlar.Ant-i semitizm duygularýn geliþmesi kabul edilemez.Operasyonlarýmýza karþý bir-iki kýnama –siyaset icabý - elbette olacak. Bunu da halklarýna ve ticari iliþkiler içinde olduklarý Arap alemine karþý yapacaklarýndan, önemsememek gerek.
Dünya kamuoyuna gelince; bundan Arap alemini kast ediyorsanýz, malumunuz tüm yöneticileri sadece koltuklarýný düþünüyor.Ýpleri ve karanlýk iþleri Birleþik Devletler`in elinde olduðu sürece hiç korkmayýnýz.Þayet diðer dünya ülkelerini kast ediyorsanýz, onlar için de ayný düþüncedeyim.Birkaç kýnamanýn ötesine geçeceklerini zannetmiyorum.
Þeyh Yasin`in boynundan aþaðýsýnýn felçli olmasý,tehlikeli bir düþmanýmýz olduðu gerçeðini deðiþtirmez.O,felçli ve oturak bir adam.Ama onun felçli ve oturak olmayan aklý var.Ayný zamanda bit teþkilat adamý ve lider konumunda.Etkinlik sahibi ve Ýsrail açýsýndan güvenilmez biri. Aklý ve dili çalýþtýðý müddetçe, o bizim için çok tehlikeli. Dünya Yahudilerinin Kudüs`te bir araya gelmesine dayanan kutsal davamýza,fikirleriyle en büyük engeldir.Ortadan kaldýrýlýrsa, Hamas büyük bir darbe alýr inancýndayým.Daðýlma sürecine girecektir.Bu amaca yönelik siz deðerli bakanlarýmýn onayýný da bir destek olarak görüyorum.Baþka bir itirazý olan var mý?
Salonda kýsa bir sessizlikten sonra onay sesleri yükseldi. Ýki gerekçeli itiraza raðmen Bakanlar Kurulunca ortak bir kararda konsensüs saðlandý:Boynundan aþaðýsý felçli olan Filistin Ýslami Direniþ Hareketi Hamas`ýn manevi lideri Þeyh Ahmed Yasin,öldürülecekti.
Tarih,devlet onaylý bir terör hareketine þahitlik ediyordu.Yarým asýrlýk bir zamaný aþan þanlý ve þerefli bir direniþe karþýlýk, dünyanýn gözü önünde süregelen yarým asrý aþkýn bir Yahudi terörü!..Ýnsanlýk suçu, savaþ suçu, ýrkçýlýk, katliam ve terör bir arada!..
Buna karþýn bu vahþete karþý duran tek güç, gittikçe güçlenen kutsal direniþ intifada`ydý.

*
Çalýþma odasýndaki koltuðuna gömülmüþ bir þekilde daldýðý düþüncelerden, zevk sarhoþluðuyla kendinden geçen Þaron; yine hizmetkârýnýn sesiyle kendine geldi:
-Akþam yemeði hazýr efendim, buyurun!
Masada muhteþem görünümü ve garnitürüyle duran yemeðin çeþnisini damaðýnda hissetti.Obur bir iþtahla oturdu masaya.
Gönderen: 25.05.2007 - 20:12
Bu Mesaji Bildir   muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara muhammed yusa üyenin Profiline bak muhammed yusa üyeye özel mesaj gönder muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:12
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:14
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:15
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:17
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:18
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:19
 ................
SuMeYRa 25.05.2007 - 20:26
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:32
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:37
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:39
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
muhammed yusa 25.05.2007 - 20:40
 PİR-İ İNTİFADA ŞEHİT ŞEYH AHMED YASİN........HAYATI..........
cetin35 28.05.2007 - 22:21

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 2250 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.39918 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.