*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1364 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Salı, 12. Kasım 2024 - 17:37

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » AL KANLARA BULANMIŞ BAŞÖRTÜSÜ........

önceki konu diğer konu

8 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	ebu_hanzala

AL KANLARA BULANMIŞ BAŞÖRTÜSÜ........

395 Mesaj -

Heyecan gözlerinin bir an bile olsun uykuyla buluþmasýna izin vermiyordu. Saatlerce yatakta kývrandýðý halde bir türlü uyuyamamýþtý. Kafasýndan film þeridi gibi peþ peþe akan düþünceler uyku dünyasýna dalmasýný engelliyordu.

Günün ilk ýþýklarýyla birlikte yataðýndan fýrlamýþ, annesinden önce mutfaða atmýþtý kendisini. Kahvaltýyý annesiyle birlikte hazýrladý. Mutluluk ve heyecan kendisini bir an olsun yalnýz býrakmýyordu. Bir iki lokmanýn dýþýnda bir þey yemeden sofradan kalktý. Büyük bir itinayla okul elbiselerini giydi. Annesiyle birlikte pazardan satýn aldýðý beyaz baþörtüsünü eline alýp öptükten sonra taktý. Üstüne pardüsosunu giydikten sonra sevinç, heyecan ve korkulu duygularla evin kapýsýndan dýþarý çýktý.

Birkaç sokak ötede Ýmam Hatip Lisesinin binasýna gözü iliþince heyecaný zirveye çýkmýþtý. Babasýnýn sýk sýk övdüðü okulda okuyacaðýndan az da olsa kendisiyle övünüyordu. Okula yaklaþtýkça heyecaný artýyordu. Diðer öðrencilerin girdiði okulun bahçe kapýsýndan korka korka, aðýr adýmlarla içeri girdi. Bahçede çok sayýda öðrenci vardý. Geçen yýl okuyan öðrencilerin bir yaz boyu ayrý kalýþlarýndan sonra buluþma anlarýný bir kenara büzülerek izlemeye baþladý. “Seneye okul dönüþü ben de arkadaþlarýmla buluþup doya doya özlem gidereceðim” dedi kendi kendine.

Heyecaný, birkaç dakika sonra hafif de olsa sakin bir hal almýþtý. Kýz öðrencilerinin örtüleriyle okul bahçesinde dolaþtýklarýný görünce, örtünün okulda yasak olduðu haberlerinin gerçek olmadýðýna kanaat getirdi.

Gönderen: 24.01.2008 - 11:09

ebu_hanzala üyenin diger mesajlarini ara

	ebu_hanzala

395 Mesaj -

Zilin çalmasýyla öðrencilerin arasýna karýþan görevliler, herkesin sýraya geçmesini istediler. Zehra, okula yeni kayýt yaptýran kýz öðrencilerin toplandýðý yerde sýraya geçti. Ýstiklal marþý okunduktan sonra asýk suratlý, çatýk kaþlý ve soðuk benizli çehresiyle yaþlý generalleri andýran, saçlarý önden dökülmüþ okul müdürü kürsüye çýktý. Müdürün çehresi Zehra’nýn kalbinde ciddi bir ürpertiye neden olmuþtu. Resmi, soðuk ve sivri kelimeleri kullanarak baþladý konuþmasýna. Müdürün her þeyiyle askeri komutaný andýrmasý öðrencilerin asker gibi sessizliðe gömülmesine neden olmuþtu. Kimseden çýt çýkmýyordu. Zaten çýt çýkartacak cür’eti bulunanýn bu okulda okuma imkanýnýn olmadýðýný eski öðrenciler çok iyi bilirlerdi. Ýki yýldan beri bu okulda görev yapan müdür, sert ve katý disipliniyle okulu askeri karargaha çevirmiþti.

Küçük bir giriþten sonra konuþmaya devam eden müdür, Zehra gibi bütün kýz öðrencilerin en fazla korktuðu konuya deðinmeye baþladý. ‘Bu okulda baþörtüsünün yasak olduðunu, geçen yýl burada okuyan öðrencilerin bunu iyi bildiðini’ ifade eden müdür, bundan sonra hiçbir öðrencinin baþý örtülü okula gelemeyeceðini üstüne basa basa ifade etti. Bu sözleri duyan Zehra’nýn taþýdýðý bütün ümitlerin üzerine kibrit suyu dökülmüþtü. Bir general, ordunun önünde durup onlara emir ve yasaklarý iletiyordu. Tehdit ifadeleri kullanarak sözlerinin kanun olduðunu dikte etmeye çalýþýyordu.

Zehra, kürsüde konuþan müdürü baþtan ayaða süzdükten sonra, okula karþý nefret dolu duygularýn esiri olmaya baþlamýþtý. “Bir köylü olarak köyde yaþamak buralarda okumaktan daha iyidir” dedi kendi kendine.

Müdürün tehdit yüklü konuþmasýndan sonra kýz öðrencilerin önemli bir kýsmý baþlarýný açtýlar. Okula bu yýl baþlayan öðrencilerden bir kýsmýnýn örtüleri henüz baþlarýnda duruyordu. Törenden sonra öðrenciler sýrayla sýnýflarýna girmeye baþladýlar. Elinde deðnek kapýda bekleyen müdür yardýmcýsý, müdürün konuþmalarýný fiiliyata dökmüþçesine, karakola düþen aðýr suçlulara karþý davranýr gibi deðneðini sallayarak baþörtülü kýzlarýn içeri girmesini engelliyordu.

Herkes içeri girmiþ, Zehra ile birlikte baþlarý örtülü yirmi civarýnda öðrenci dýþarýda kalmýþtý. Bu öðrencilerin yanýna yaklaþan müdür yardýmcýsý, ‘Okumak istiyorlarsa baþlarýný açýp sýnýfa girmelerini, aksi taktirde derhal okulu terk etmelerini, bunu yapmamalarý durumunda polis çaðýracaðýný’ söyledi. Düþmanýn büyük savaþçýlarýný yere seren önlü kahramanlar gibi sopasýyla kýz çocuklarýnýn arasýna dalan müdür yardýmcýsý, öðrencileri kovalayýp okul bahçesinin dýþýna çýkarýnca, muzaffer komutanlar gibi göðsünü gere gere odasýna yöneldi. Ýlk günkü savaþtan zaferle çýkmýþtý.

Gönderen: 24.01.2008 - 11:15

	ebu_hanzala

395 Mesaj -

Zehra’nýn sýcacýk gözyaþlarý aralýksýz boþalýyordu. Bütün beklentileri ve bütün umutlarý bir anda sönüp gitmiþti. Cansýz bir bedene dönüþmüþ haliyle okul bahçesinin dýþ duvarýnýn önünde oturdu. Kafasýný ellerinin arasýna alýp kara kara düþünmeye baþladý. “Allah’ým benim ne günahým var? Benim okumama neden izin vermiyorlar” dedi kendi kendine. Gözünden boþalan yaþlar kar beyazý baþörtüsünün üzerine dökülüyordu. Bunun farkýna varan Zehra, baþörtüsünü tutup; “Sen nesin ki? Senin yüzünden benim okulum, geleceðim, arzu ve ümitlerim elimden alýnýyor. Senin yüzünden evin odasýna hapsediliyor ve cahil kalýyorum. Söyle! Sen nesin? Silah mýsýn? Bomba mýsýn? Ben bir köylü kýzýyým, senin sýrrýný bilecek kadar bilgi sahibi deðilim. Demek o kadar tehlikelisin ki koca bir müdür senden rahatsýz oluyor. Kesinlikle senin sýrrýný keþfedeceðim” dedi kendi kendine.

Diðer kýzlar gibi bir saate yakýn beklediði halde hiçbir geliþme yoktu. Kalbinde merhametten eser bulunmayan müdürden ne beklenebilirdi ki? Eve gitmenin dýþýnda çare yoktu. Yüzünde iz yapan kurumuþ gözyaþlarýyla evin yolunu tuttu. Üzüntü ve sýkýntýdan dolayý ayaklarý bedenini taþýmada zorlanýyordu. Yorgun savaþçýlar gibi bitkin ve pörsümüþ haldeydi. Kapýya çýkan annesi, kýzýný bu halde görünce tedirgin olmuþtu. Evladýnýn baþýna büyük bir belanýn geldiðini zannederek kýzýna sarýldý.

- Kýzým, ne oldu sana böyle?

Boðazý dolan Zehra’dan çýt çýkmýyordu. Kýsa bir müddet devam eden sessizlikten sonra baþýndan geçenleri teker teker anlattý. Ardýndan:

- Anne! Bu kocaman adamlar neden bu küçücük örtüden korkuyorlar. Bu örtünün sýrrý nedir? Örtümü daha çok sevmeye baþladým anne! Onlarýn inadýna onu sürekli takacaðým, dedi.

Annesi, örtünün neden yasaklandýðýný kocasýndan duyduðu birkaç kelimeyle ifade etmeye çalýþtýysa da kýzýný tatmin edememiþti.

Ertesi gün çantasýný sýrtlayýp yeniden okul yolunu tuttu. Okula karþý, bir önceki gün ayný saatlerde beslediði sevgi ve muhabbetten eser kalmamýþtý. Kocaman idarecilerin küçücük bir bez parçasýna karþý bu kadar kin ve nefretle dolu olmalarýný bir türlü kavrayamýyordu. Okulun giriþ kapýsýna yaklaþýnca müdür yardýmcýsýnýn kapýda durduðunu, elindeki sopayla baþörtülü öðrencileri geri çevirdiðini fark etti. Örtülerini çýkarmamakta direnen öðrenciler ise kapýnýn yakýnýnda bir yerde toplu olarak bekliyor, ürkek gözlerle müdür yardýmcýsýný izliyorlardý. Zehra, kendisi gibi maðdur olan arkadaþlarýnýn yanýna varýnca, onlarýn çaresizliklerini gözlerinden okuyabiliyordu. Aralarýna karýþýp, onlarla birlikte sessice beklemeye baþladý. Bugünkü bekleyiþ uzun süre devam ettiði halde hiçbir geliþme yoktu. Sonunda beklemeye son verip evin yolunu tuttu.

Her gün sabah saatlerinde yeni bir ümitle okula giden Zehra, okul bahçesinin dýþ kýsmýnda bir müddet bekledikten sonra çaresizce evine dönüyordu. Bu durum Cuma gününe kadar devam etti. Okul önünde bekleyen baþörtülü öðrenciler, haftanýn son günü olan bu gün bir þeyler yapmalarýnýn zorunlu olduðunu ifade etmiþ, zorla da olsa okula girme konusunda anlaþmýþlardý. Hep beraber harekete geçerek, müdür yardýmcýsýnýn kordonunu yarýp topluca okul bahçesine girmeyi baþardýlar. Aldýðý haberle telaþa kapýlan okul müdürü, ne pahasýna olursa olsun baþörtüsü takan öðrencilerin okul bahçesinden atýlacaðýný söyledi. Çete gibi çalýþan dört öðretmeni huzuruna çaðýran müdür, bahçeye giren baþörtülü öðrencilerin zorla dýþarý atýlmalarýný istedi. Ellerine geçirdikleri kocaman sopalarla harekete geçen öðretmenler, aralarýna müdür yardýmcýsýný alýp kýzlarýn beklediði alana yöneldiler. Hakaretler yaðdýrarak ve kocaman sopalarý sallayarak yaklaþtýklarý halde, öðrenciler yerlerinden kýpýrdamýyorlardý. Sopalarýný büyük bir kinle öðrencilerin üzerine indirmeye baþladýlar. Çocuklarýn bedenlerine inen sopalarýn sesi sýnýflara kadar rahatlýkla ulaþýyordu. Aðlama seslerinin sopa seslerine karýþmasýna raðmen dayakçýlarýn durma gibi bir niyetleri yoktu. Çaresiz kalan kýz öðrenciler, sopa yaðmuru altýnda kendilerini kapýnýn dýþýna atabildiler. Manzarayý penceresinden izleyen müdür, öðrencilerin dýþarý atýlmasýyla derin bir nefes almýþtý.

Gönderen: 24.01.2008 - 11:19

	ebu_hanzala

395 Mesaj -

Vücuduna birkaç sopa yiyen Zehra, kar beyazý örtüsünün üzerinde kandan lekeler görünce, elini baþýna uzattý. Baþýndan fýþkýran sýcak kaný fark edince kafasýnýn kýrýldýðýný anlamýþtý. Bu durum onu hiç de telaþlandýrmamýþtý. Vazifesini yapmýþ, örtüsüne sahip çýktýðý için baþýna bu belalar gelmiþti.

Baþýndan akan kan henüz kurumadan evin yolunu tuttu. Olanlarý film þeridi gibi kafasýndan geçiren Zehra, sopalarýný silah gibi öðrencilerinin tepesine indiren eðitimcilerin yuvasýnda okumaya ihtiyacýnýn olmadýðýnýn kanaatine vardý. Bundan sonra, küçücük bir örtüyü bahane edip ilme, medeniyete ve insanlýða saldýran vahþi ruhlu eðitimcilerin idare ettiði okulda okumayacaktý. Kapýda kýzýný kanlar içerisinde gören annenin aðlamasý üzerine, annesini kucaklayýp teselli etmeye çalýþan Zehra, kanlý örtüsünü baþýndan çýkarýp:

“Anneciðim! Bu örtümü güneþe býrak! Üzerindeki kan kuruduktan sonra katla ve güzelce paketleyip kaldýr. Ben yaþadýkça ve hatta kýyamete kadar bu örtünün kalmasýný istiyorum. Bu kanlý örtü, yeryüzünde yaþayan zalimlerin çirkin yüzlerini bütün insanlýða ve gelecek bütün nesillere anlatmalýdýr” dedi.

Gönderen: 24.01.2008 - 11:22

	ebu_hanzala

İSLAMI YAŞAYAN BACILARA

395 Mesaj -

Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduðu gibi açýlýp saçýlmayýn. Namazý dosdoðru kýlýn, zekâtý verin. Allah’a ve Resulüne itaat edin. Ey ehl-i beyt! Allah sizden, ancak günahý gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. Evlerinizde okunan Allah’ýn ayetlerini ve hikmeti düþünün. Þüphesiz Allah, her þeyin iç yüzünü bilendir, her þeyden haberdardýr.” (Ahzab S.:33 – 34)

Ahzab suresinde zikri geçen bu iki ayet, her ne kadar özel olarak Ehl-i Beyt’e hitab ediyorsa da, onlarýn þahsýnda bütün ümmetin kadýnlarýna hitab etmektedir. Yani bu ayetlerin muhattablarý, bütün Müslüman kadýnlardýr. Yüce Kur’anýmýz, o veciz ifadeleriyle Müslüman kadýnlarýn hayatlarýnýn çerçevesini, ana hatlarýyla bu iki ayetle beyan etmektedir.

Her dönemde olduðu gibi, özellikle yaþadýðýmýz bugünün dünyasýnda, þeytan ve hevaperest güçlerin, þeytani saltanatlarýný sürdürmek ve yeryüzünü fitneye, fesada, münkerata, ma’siyete, fuhþiyata ve inkara boðmak için, özellikle kadýnlara musallat olduklarýný görmekteyiz. Araç olarak kadýnlarý yoðun bir þekilde kullanmaya yeltendiklerini, bütün o habis ve þeytani planlarýna “kadýn haklarý, kadýnlarýn özgürlüðü” yaftasýný taktýklarý, bu sloganlarý kamuflaj olarak kullandýklarý ve yaldýzlayýp süslediklerine þahit oluyoruz. Aslýnda onlarýn bütün gayeleri, o nezih ve nazif fýtratlý Allah emanetlerini, o habis ve edna arzularý ve planlarý doðrultusunda kullanmaktýr. Bu iþin o kadar yoðun reklâmý ve propagandasý yapýlýyor ki, Allah korusun Müslümanlarýn arasýnda bile büyük yýðýnlarý etkiledikleri ve onlarýn o þeytani ve sinsi propagandalarýnýn etkisinde kaldýklarýný teessürle müþahede etmekteyiz. Oysa bu þeytanperest ve þehvetperest edna mahlûklarýn tek gayeleri, bu nezih, zarif ve afif kadýnlarýmýzý sömürmek ve þeytani amaçlarýna ram etmektir. Kadýnlarý nasýl bir hale getirdikleri ve en deðersiz bir meta’ durumuna düþürdükleri hepimizin malumudur. Þeytan ve onun taifesi, baþtan beri saltanatlarý ve hükümranlýklarý için kadýnlarý acýmasýzca ve vahþice kullanmýþlar ve adeta kadýn olgusu, onlarýn bu taðuti ve zulüm saltanatlarý için bir can simidi olmuþtur.

Þeytan ve onun azgýn taifesinin hesaplarýný boþa çýkarmak ve onlarýn o azgýn ve zulüm saltanatlarýný alaþaðý etmemiz gerekiyor. Bu iþin yolu ise, konunun baþýnda zikrettiðimiz ayetlerin güzergâhýndan geçmektedir. Eðer bu iki ayeti iyi anlar ve hayatýmýzda uygulayýp yaþarsak bütün yeryüzündeki beþeri ve taðuti güçlerin ve efendilerinin hesaplarýný ve tuzaklarýný boþa çýkarýp bertaraf etmiþ oluruz. Eðer bu yüce buyruklara kulak verip mucibince yaþamazsak onlarýn hile ve tuzaklarýndan emin olmamýz asla mümkün olamayacaktýr.

Peki, bu ayetler bizden ne istiyor? Bunu beyan etmeye çalýþalým:

‘Evinizde oturun!’ buyrulmaktadýr.

Özellikle sokaklarýn, çarþýlarýn ve pazarlarýn fitne ve fesad yuvasýna döndüðü bu toplumda, bu ferman-ý ilahi daha bir önem ve ehemmiyet arz ediyor. Öyle ise kendimize sokaklarý, çarþýlarý deðil, evlerimizi mesken edinelim. Zaruret arz etmedikçe gereksiz yere dýþarý çýkmayalým. Aslýnda evlerimizde o kadar çok sorumluluklarýmýz ve ödevlerimiz var ki, onlarýn hakkýný vermek için zaten evde büyük bir zamana ihtiyacýmýz vardýr. Ancak Ýslami sorumluluðumuz için çýkmamýz gerekiyorsa, o müstesna!

“Eski cahiliye âdetinde olduðu gibi açýlýp saçýlmayýn!”

Evet, açýlýp saçýlmamak, cilbaba, örtüye ve çarþafa bürünmek! Müslüman kadýný, zahiri olarak diðer kadýnlardan ayýran en belirgin özellik de zaten bu deðil midir? Dünya gündemini en çok meþgul eden konulardan birisi de bu deðil midir? Dünyanýn her tarafýnda örtü konuþuluyor, tartýþýlýyor, yasaklanýyor vs. Bu mübarek örtü Allah düþmanlarýný bu kadar rahatsýz ediyor. Adeta onlarý çýldýrtýyor, saða – sola saldýrtýyor, bir sara müptezelcisi durumuna düþürüyor. Hani Bilal-i Habeþi (ra) “Allah ahad!” diyordu, Ümeyye b. Halef ve diðer müþrikleri kudurtuyordu ya, iþte siz bacýlarýmýn ibadet inanç ve anlayýþýyla ve gerçekten hakkýný vererek, onun vakarýný koruyarak örtülerinizi / çarþaflarýnýzý üzerlerinizde taþýdýðýnýz sürece, Bilal (ra)’in o halde sergilediði izzeti ve Ýslam davasýna kazandýrdýðý bereketi ve neticede elde ettiði sevap ve mükâfatý, Allah’ýn izniyle sizler de elde etmiþ olacaksýnýz. Yalnýz hem þekil hem de mana olarak, izzet, þerefin sembolü olan tesettürün hakkýný bihakkýn vermek gerekiyor. Aksi takdirde kýyamete kadar Müslüman kadýnlar için örnek, önder ve bir nur mesabesinde olan Hz. Meryem, Asiye, Hatice, Fatýma, Aiþe, Nesibe ve diðer kandillerin nuru ve ziyasý gölgelenmiþ olur. Unutmayýn ki siz anne ve bacýlarýmýz, biz Ýslam ümmetinin þerefi, haysiyeti, namusu ve en kýymetli deðerlerimizden bir deðersiniz.

“Namazý dosdoðru kýlýn!”

Özellikle namaz konusuna büyük ehemmiyet vermemiz gerekiyor. Zira namaz, bizi þeytandan ve kâfirlerden ayýran en belirgin özelliklerimizdendir. Selef âlimlerinden Hatem- i Esma’ya, namazý nasýl eda ettiði sorulmuþ. O da þu karþýlýðý vermiþ: “Gerçek þekliyle tekbiri alýrým, usulüne uygun olarak ayetleri okurum, huþu ile rükuya eðilirim, tevazu ile secdeye kapanýrým, sýrat köprüsünü ayaklarýmýn altýnda, Ka’beyi karþýmda, ölüm meleðini kafamýn üstünde düþünürüm, günahlarýmýn beni çepe çevre sardýðýný, Allah’u Teala’nýn gözetiminin üzerimde olduðunu düþünürüm. Kýldýðým namazýmý son namaz olduðunu kabul eder, elimden geldiðince ihlâslý olmaya çalýþýrým. En sonunda da selam verir, namazýmý tamamlarým. Artýk bundan sonra Allah (cc) namazýmý kabul mu eder, yoksa “þu namaz kýlanýn namazýný yüzüne vurun” mu der, artýk orayý bilemem!

“Zekâtý verin”

Ebu Said el Hudri (ra) anlatýr: “Resulullah (sav) kurban bayramý veya Ramazan bayramýnda namazgâha çýktý. Namazdan sonra cemaate vaaz verdi. Sadaka vermelerini emretti ve buyurdu ki: “Ey insanlar! Sadaka verin!” Sonra kadýnlarýn bulunduðu yere geldi ve: “Ey kadýnlar topluluðu! Sadaka verin. Þüphesiz ben sizin cehennemliklerin en çoðu olduðunuzu gördüm” Kadýnlar da “Ey Allah’ýn Resulü! Niçin böyledir?” dediler. Resulullah (sav): “Laneti çok yapar, kocaya nankörlük edersiniz. Ey kadýnlar topluluðu! Sizden biriniz kadar, saðlam bir adamýn aklýný çelebilen aklý ve dini eksik görmedim!” buyurdu. (Sahih – i Buhari; zekât bölümü göz kırpma

Özellikle bacýlarýmýn bu hadis üzerinde iyi düþünmeleri, Resulullah (sav)’in tavsiye ve ikazýna iyi kulak verip mucibince amel etmeleri gerekir.

“Allah’a ve Resulüne itaat edin!”

Allah ve Resulünün buyruklarýna tam bir itaat ve teslimiyet göstermek ve menhiyattan da bütünüyle uzak durmak gerekiyor. Eðer kocanýn, babanýn baþka herhangi birisinin emri, Allah ve Resulünün buyruðuyla çeliþirse, mutlaka Allah ve Resulünün emrine teslimiyet gösterilmesi ve bu istikamette hikmet ve güzellikle irade beyan edilmesi gerekir. Hiç kimse Ýslam’a aykýrý bir þeyi Müslüman’a yaptýrmaz / yaptýrmamalý. Her ne pahasýna olursa olsun, Ýslam üzerinde karar kýlýnmasý gerekir.

“Allah sizden, ancak günahý gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor!”

Yüce Mevla, sizlerin tertemiz olmanýzý, her türlü kirden ve ma’siyetten arýnmanýzý istiyor. Allah (cc)’ýn istediði Müslüman kadýn, her türlü kirden, münkerattan ve günah pisliðinden arýnmýþ tertemiz Müslüman kadýndýr! Rabbimizin meþiyyeti ve rýzasý bu istikamettedir. Umarým ki evlerimizi, gözlerimizi, kulaklarýmýzý, düþüncelerimizi ve özellikle yavrularýmýzý rics / pislik, münkerat ve muherremat tufanýndan koruyup muhafaza ederiz. Hele hele kendi elimizle bu münkeratýn ana kaynaðý olan alet ve edevatlarý, evlerimize taþýmamalý, o huzur, bereket ve mutluluk kaynaðý olan güzelim evlerimizi kirletmemeliyiz.

“Evlerinizde okunan Allah’ýn ayetlerini ve hikmeti düþünün!”

Evimizde okunmasý gereken Kur’an ayetleri ve Resülullah’ýn hadisleri üzerinde düþünüp tefekkür etmemiz, iyi anlamaya, iyi kavramaya çalýþmamýz gerekir. Zira bunlarý öðrenmek, yaþamak, öðretmek, teblið etmek üzerimizdeki vecibelerdendir. Evlerimizde Kur’an, hadis ve diðer Ýslam ilimleri üzerinde çalýþtýðýmýz, bunun eðitimini yaptýðýmýz ve bunlarla meþgul olduðumuz sürece, melekler çepe çevre bizi sararlar, kanatlarýný altýmýza sererler ve aralýksýz bize dua edip istiðfar dilerler! Bunlarýn dýþýndaki meþguliyet ise, þüphesiz þeytana davetiye çýkarýr ve þeytaný gayet sevindirir. Rabbim o lâinden hepimizi muhafaza buyursun!

Kur’an tilavetinin olduðu ev, Kur’an tedrisatýnýn olduðu mübarek ev ne güzeldir! Kur’an tedrisatýnýn olmadýðý evin bir hayýr ve bereketinin olmadýðýný da iyi bilmemiz gerekir. Rabbimiz: “Mümin erkeklerle mümin kadýnlar birbirlerinin velileridir. Onlar, iyiliði emreder, kötülükten de alýkoyarlar…” buyurmaktadýr.[1] Ýyiliði emredip kötülükten alýkoymak için Ýslam’ý bilmemiz gerekiyor. Görüldüðü gibi bu görev hem Müslüman erkekler hem de Müslüman kadýnlara tevdi edilmiþtir. Ciðer parelerimiz, gözlerimizin nuru olan yavrularýmýz sizin mübarek ellerinizle þekilleniyor, fidanlarýmýz siz mübareklerin elleri altýnda büyüyorlar. Eðer sorumluluðumuzu hakkýyla ifa edersek inþallah cennet ðilmaný yavrularýmýz, Allah düþmanlarýna yem olmazlar.

Ýslam davetçisi olan bir Müslüman için eþi ve ailesi, bir kale ve kaleyi koruyup muhafaza eden muhafýzlar mesabesindedirler. Onun için siz bacýlarýmýn özellikle muhterem eþlerinize destek vermeniz, yardýmcý olmanýz, iþlerini kolaylaþtýrmanýz gerekir. Unutmayýn ki hepimiz bu iþten sorumluyuz. Hatta eþlerinizde gevþeklik emarelerini gördüðünüzde, takviye etmeniz, ayakta durmasýna destek vermeniz ve mutlaka bu istikamet üzeri tutmanýz gerekir. Bu anlayýþ ve kararlýlýktaki bacýlara ne kadar çok ihtiyacýmýz var. Resulullah (sav), Ýslam davasý uðruna günlerce aç kalan Ümmü Süleym (r. Anha)’e: “Ey Ümmü Süleym! Sabýrlý ol. Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in evinde de yedi gündür yiyecek hiçbir þey yok…” buyurur. (Hadislerle Müslümanlýk)

Yakýn zamanda vefat eden asrýmýzýn mümtaz þahsiyetlerinden Zeynep El Gazali’yi rahmetle ve minnetle anýyoruz. “Zindan hatýralarý” adlý eserinde diyor ki: “Beþ yýl zindanda kaldým, doðru dürüst beþ dakika uyuyamadým. Bir gün…. Ýsmindeki þahýs bir polisi getirip hücreme girmesini emretti. Onlarýn, polise bana saldýrmasýný emrettiðini anladým. Polis hücreme girdi ve: “Ey Hacý!” diye seslendiðinde, Allah’a sýðýnarak ayaða kalktým ve gýrtlaðýna sarýldým. Boðazýný o kadar sýktým ki, ellerimin arasýnda bir bez parçasý gibi olmuþtu. Býraktýðýmda bir portakal tanesi gibi yere yuvarlandý. Daha sonra öðrendim ki, o polis ayakta durmaya güç yetiremediðim halde ellerimin arasýndan ölü olarak yere düþmüþ. Yüce Allah o an bana güç verdi ve yardým etti, ben de o vahþiyi ellerimle boðarak öldürdüm.”

Mekâný cennet-i illiyin olsun inþaallah.

Not: Konunun baþýnda zikrettiðimiz Ahzab Suresi: 33-34. ayetleri, Arapça metni ve anlamýyla birlikte ezberlemenizi özellikle istirham ediyorum. Rabbim zihin açýklýðý versin.

Gönderen: 25.01.2008 - 13:41

	_LaL_

AL KANLARA BULANMIŞ BAŞÖRTÜSÜ........

838 Mesaj -

abi... çok faydalý bir paylaþým olmuþ...

Allah dualarýmýzý kabul edecek inþallah.. rahatça girebileceðiz liselere, üniversitelere..

Allah hepsini hakkýyla yapabilmeyi bizlere nasip etsin..

cümlemize zihin açýklýðý versin..

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son aysen tarafından, 30.01.2008 - 19:23 tarihinde.

Gönderen: 30.01.2008 - 19:22

	ebu_hanzala

RE: AL KANLARA BULANMIŞ BAŞÖRTÜSÜ........

395 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý aysen

ecmain inþaallah ..

dualarýnýzda inþaallah kabuldur çünkü geri çevrilen tek bir dua yoktur...

Gönderen: 01.02.2008 - 18:51

	engin25

Dayanın...

70 Mesaj -

Annelerim, ablalarým, bacýlarým...
Dayanýn... Bunlar saldýrdýkça deðeri artýyor, makamýnýz artýyor inþeallah.
Dayanýn... Cahiliyede de saldýrmýþlardý. Ne oldu? Galip olan Allah (cc).
Dayanýn... Allah (cc) için dayanýn. Rahman'ýn (cc) adaleti mutlak tecelli edecektir.
Dayanýn... Dualarýmýz sizlerle. Biz sizlerleyiz.
Allah (cc) yar ve yardýmcýmýz olsun inþeallah.

Gönderen: 02.02.2008 - 19:21

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1364 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
zelil-i hakisar (42), veritas1905 (42), skesman (49), karakiz06 (44), manayli (42), orhan86 (38), ezel (39), ezel1985 (39), tamteslim (47), esranur (40), Mavzer986 (41), Cicek06 (49), ay-isiginda-sak.. (38), dayi120 (), micnatis (45), celo1903 (43), 2ebu2 (52), a.yasin (49), fedakar (49), adnancaglayan (54), muco (41), Lear (43), MUSTAFA TIRA&TH.. (61), bu_rak (29), engizli (), meryem feyza (33), rkocabas (58), Mavilim (38), Kerimhan (40), BeYaZ vE sIyAh (33), halim (), trabzonlu (36)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.68975 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.