0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » SIR KAPISI » Habil Amca Rahmetullahi Aleyh -2-

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
ihlas59 su an offline ihlas59  
Habil Amca Rahmetullahi Aleyh -2-
11 Mesaj -


Ýþte sonsuza endeksli iþaret… Ýki yönlü bir iþaret bu… Abdülhakim Efendi hazretleri bu hitaplarýyla; Habil amcayla olan kalbî yakýnlýðýný ve nasýl bir devlete kavuþtuðumu, kýymetini bilmem gerektiðini anlatmýþ oldular... Habil amca da efendisinin rüyada böyle hitap edeceðini biliyorlardý þüphesiz ilk tanýþtýðýmýzda... Gördüðümüz kainata tutsak olan bizlerin anlayamayacaðý bir anlaþma þekli… Ýlki bu… Ýkincisi ise… Niye bu isimle hitap ettiklerinin sýr tarafý… Onu ben de bilmiyorum... Bu dünyada kalan ömrümde belki; veya mahþer gününde öðreniriz elbet…


Rüyayý gördüðüm gecenin sabahý uçarcasýna evlerinin yolunu tuttum... Ben mi yürüyorum yoksa yollar mý altýmdan akýp geçiyor anlayamýyorum... Bulutlarýn üzerindeyim... Akþam gittiðim zamanlar hem yürür hem de gökyüzüne bakar, Samanyolu'ndaki yýldýzlarla konuþurdum sanki…
- Söyleyin göðün çýraðlarý; þu an ben kaldýrým taþlarýna mý basýyorum, yoksa
tek tek üzerinizde mi sekiyorum?..

***

Hiç yorulmuyorum. Habil amcaya ne zaman gitsem ve o nurlu evden kirli dünyama feyz devþirdikten sonra ne zaman geri dönsem, duraklarda gideceðim yöne ait araba hazýr, sanki beni bekliyor. Yüzlerce kez gittim, hepsinde bu oldu, hiç istisnasýný yaþamadým… Bu tevafuklarý da onlarýn sevgisinden, onlarýn sevdiklerinin sevgisinden biliyorum.

Her gittiðimde daha bir þefkat gösteriyorlar. Ya ikinci ya üçüncü gidiþim… Vehimli kafa yapýmdan hâlen daha kurtulabilmiþ deðilim. Kapýyý çaldým. Yukarý pencereye baktým. Çýkmadýlar. Belki namazdadýrlar diye bir müddet sonra bir daha zili çaldým. Yine pencerede yoklar…

Korkular yavaþ yavaþ kaplamaya baþladý...
- Gördün mü çok sýk geldin... Sen kimsin ki onlarý bu kadar rahatsýz ediyorsun… derken bir anda kapý açýldý. Halbuki her zamanki gibi cama çýkýp gelenin kim olduðunu öðrenmek için kapýya bakmamýþlardý... Kimin geldiðini görmeden kapýyý yukarýdan iple açmýþlardý. Þaþýrdým ve çok sevindim. Hangisinin daha çok olduðuna karar veremedim… Süratle merdivenleri çýktým. Kapýyý týklattým. Hanýmý Ziynet nine seslendi –Kim geldi hacý… Habil amca cevap verdi:
- Ömer geldi haným. Ömerimiz geldi. Kapýyý açtýlar. Ellerine kapandým…


BOYUTLAR HAPÝSHANESÝNDEN FÝRAR…

Evet 20. asrýn bütün iðrençliðinde bulmuþtum bulacaðýmý… Büyük nasip… Her gittiðimde efendisinden aþkla bahsediyorlar…
Habil amcanýn mesleði terzilikti. Efendisi Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretlerinin de terziliðini yapýyorlardý. Kendileri anlattý…
- Bir akþam vakti, ortalýk kararmýþtý Efendi baba dükkanýmý þereflendirdi… Ben yatsý namazýna kadar onun nuruyla elbise diktim. Iþýklarý açma ihtiyacý duymadým…
Eriyorum her dinlediðimde… Hiç duymadýðým þeyler… Anlattýklarýyla ruhuma da elbise dikiyorlardý… Devam ediyorlar…
- Efendiyi çok seven bir talebe arkadaþým var… Hüseyin bey… Onunla biz birbirimizi o kadar severiz ki, birimizde hangi hastalýk çýksa diðerimizde de ayný tarihte ayný hastalýk çýkar… Nitekim þu anda O'nda hangi hastalýklar varsa bende de aynýsý mevcut… Kapý numaralarýmýz bile aynýdýr. Onlarýn kapý numarasý 23 idi bizimki de 23 idi. Bir ara onlarýn sokaðýnda bir hafriyat olmuþ, kapý numaralarý deðiþti, 21 oldu. Bir hafta geçmedi bizimki de bir vesileyle 21 oldu…
Bunlarý dinlerken her þeyi sebep-sonuç iliþkisine baðlayan üç boyut mahkumlarý gözümde ne kadar da küçülüyordu…

***

Ve Efendi Baba'nýn büyüklüðüne dair öyle bir keramet var ki, ruhumda soyut bir atom bombasý patladý o anda…
Abdülhakim Efendi, bir gün tramvayda yolculuk ediyorlardýr. Çocuðu kötürüm bir anne-baba, doktor doktor dolaþmýþ, bir çare bulamamýþlardýr yavruya. Tramvayda Abdülhakim efendiyi görünce,
- Bu mübarek bir insan duasýný alalým, deyip yanaþýrlar…
- Efendim bizim çocuðumuz yürüyemiyor. Bir dua etseniz, ricasýnda
bulunurlar…
Efendi Baba þefkatle alýr yavruyu kucaðýna. Bir fatiha, üç ihlas okurlar ve yere koyarlar. Týpýþ týpýþ yürür çocuk... Anne, baba hýçkýrýklara boðulurlar…
Habil amca ve yakýnlarý sorarlar sýrrýný. Efendi hazretleri anlatýr:
- Bir þey yapmadým… Bir fatiha üç ihlas okuyup, çocuðu rahmetli hocamýn (ki Seyyid Fehim Arvasi hazretleridir) kucaðýna teslim ettim. O kendi hocasýna teslim etti, onlar da kendi hocasýna… Teslim ede ede o çocuk bir anda Resulullahýn (aleyhisselam) kucaðýna kadar gidip geldi…


***

Ýzmir'de de benzer bir kerametleri var. Dilsiz bir çocuðu getiriyor anne ve babasý… Yalvarýyorlar Abdülhakim Efendi'ye;
- Efendim bizim çocuðumuz konuþamýyor… Ne olur dua edin, diye… O güzel gözleriyle süzüyorlar çocuðu ve soruyorlar; - Oðlum senin adýn ne…
- Ahmet, diyiveriyor o dilsiz çocuk!



***

Böyle bir büyüðün dizi dibinde yetiþmiþ Habil amca… Yakýnlýðýmýz arttýkça baþka bir þey fark ediyorum… Sanki konuþmamýzdan daha çok sohbet kalbimizde oluyor… Kelimelere dökmek ne mümkün… Tarif edemiyordum ama hissediyordum, çok açýk… Manevi nimetler üzerime Nisan yaðmuru gibi yaðmaya baþladý. Bir gece Hazret-i Ebu Bekr-i Sýddýk 'radýyallahü anh' rüyamda ismimle hitap ettiler ve – Habil amcadan dönerken beni de al, emriyle þereflendirdiler… Nur üstüne nur… Bunlarý size, nefsimi çok inceleyip, bir taktir bekleyip beklemediðini murakabe ettikten sonra yazýyorum. Eðer bekleseydim yazmazdým... O halde misk þiþesinin týpasýný açmalý ki, ruhu nezle olmayanlar kavuþsun kavuþacaðýna …

***

ÝKÝ ÝSÝM… SADECE O KADAR…

Ýki arkadaþýmýz vardý. Birinin ismi Atilla diðerininki Kaya… Bu Atilla çok karanlýk, günahlarla dolu bir hayat yaþýyordu. Biz de tanýþtýrdýðým arkadaþlarýmla birlikte sýk sýk Habil amcadan bahsediyorduk… Bir gün yemek yerken ummadýðýmýz bir þey oldu… Atilla çýkýþýr gibi;
- Ne bu böyle… Habire Habil amca diye birinden bahsediyorsunuz… Ermiþ o zaman bu… Ben inanmam böyle þeylere…
- O zaman seni götürelim, bir de sen gör, dedim…
Atilla bir kaþý yukarýda
- Gidelim kardeþim… Ben medeni cesareti olan bir insaným… Hiçbir ortamdan çekinmem, dedi…

Atilla ile Kaya'ya bereket olmasý için isimlerinin yanýna bir de din büyüklerinin isimlerini eklemelerini söylemek istiyorduk ama beceremiyorduk bir türlü. Ki Ehl-i Sünnet alimleri bunun çok faydalý olacaðýný, ahirette isim benzerliðinden bile din büyüklerinin o kiþiye sahip çýkabileceklerini müjdelerler…

Atilla ile Kaya'yý ertesi gün alýp Habil amcaya götürdük. 5 kiþi gittik. Yanlarýndaki koltuða oturdum. Diðerleri solumdaki koltuklara dizildiler. Fýrsatýný bulduðumda veya sorarlarsa isimlerini söyleyecektim ki her zaman usul buydu… Ama Habil amca daha tanýþtýrmadan heybetli bir þekilde söze baþladýlar…
- Efendim þimdi çocuklara tuhaf tuhaf isimler koyuyorlar. Atilla gibi, Kaya gibi!.. Büyüklerimizin isimlerini koymak lazým gelir…
Üçüncü bir isim telaffuz etmediler o gün…
Biz, buz tutmuþtuk. Sessizlik oldu… Yüzüne bakamýyorduk… Zangýr zangýr titredik…
Atilla'ya döndüler ve heybetle sordular:
- Sen namaz kýlýyor musun?
- Ha…hayýr efendim, diye kekeledi medeni cesareti olan Atilla…
- 5 vakit namaz kýl…
- Peki efendim…
Hayretler içindeyiz!.. Atilla, alný neredeyse secde görmemiþ bir hayatýn insaný…
Bir saat kadar kaldýk… Dýþarý çýktýðýmýzda Atilla'nýn yüzü sapsarý olmuþtu. Ýri yarý adam çocuða dönmüþtü...
- Atilla abi ne dersin, anlattýðýmýz kadar var mýymýþ?..
Güçlükle konuþtu:
- O nasýl bakýþlardý öyle, beni delip geçti…
O günden sonra Atilla namaza yani Allahü tealanýn huzuruna davetine, emrine koþmaya baþladý. Bütün karanlýk yaþantýsýndan kurtuldu…
Evliyanýn sözünde Rabbani tesir vardýr…


***

KERAMET ÜSTÜNE KERAMET…

Baþka bir gün… Kirli düþünceler beni boða boða huzurlarýna gittim… Habil amca sanki konuþmuyor, nur dökülüyor dudaklarýndan… Anlatýyorlar:
- Bir gün Efendi hazretlerine gittim. Ama yolda aklýma öyle kötü düþünceler geldi ki kurtulamadým bir türlü. (Hayret… Az önce ayný duygularý ben de yaþadým diye düþündüm…) Ben kovuyorum onlar hücum ediyor… (Evet evet bana da az önce böyle oldu…) Böyle bir halde Efendi Baba'nýn huzuruna vardým. (Ýþte ben de sizin huzurunuzdayým…) O anda ders yapýyorlardý. Konuyu kestiler, bana baktýlar ve buyurdular ki:
- Bir kimsenin hatýrýna çok fena düþünceler gelirse bu onun kötülüðüne iþaret deðildir. Bilakis imanýnýn kuvvetli olduðunun alametidir…
Sonra bir ahhhhh çekti Habil amca… Ben almýþtým alacaðýmý...


Ömer Çetin ENGÝN


(devam edecek)

Gönderen: 21.02.2009 - 00:16
Bu Mesaji Bildir   ihlas59 üyenin diger mesajlarini ara ihlas59 üyenin Profiline bak ihlas59 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1717 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.98668 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.