0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » İbn-i Batuta...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
muhammedfevzi su an offline muhammedfevzi  
İbn-i Batuta...
379 Mesaj -
Müslüman Düþünürün ilginç anýlarýný sunuyorum:

Öyle birini düþünün ki, günümüzden yaklaþýk 470 yýl önce, deve kervanlarýyla, yelkenlilerle, at üstünde Asya, Afrika ve Avrupa´yý gezerek tahmini 25.000 km´li bir yol aþtý. Ýnanýlmaz olaylar anlatarak, yüzyýllarý aþan bir kitap yazdýrdý; "Rýhle"yi... Ýþte size Hz. Adem´in ayak izi, kadýn memesi yiyen yamyamlar, Hindistan´da taþlaþmýþ insanlar, Karanlýk Ülke, Manisa, Birgi´ye düþen kara göktaþý ve yüzlerce yýl önce zift olarak kullanýlan petrol...

"Önce Esirgeyen ve Baðýþlayan Allah´ýn adýyla..." tüm zamanlarýn en büyük gezginlerinden birisi olan Ýbni Batuta söze böyle baþlýyordu. Öyle birini düþünün ki, 21 yaþýnda yollara düþerek, 29 yýl boyunca durup dinlenmeden iki kýtayý dolaþsýn, yaklaþýk 125.000 km. yol yapsýn. Batuta, Marko Polo´nun üç katý daha fazla dolaþtý ve günümüzdeki coðrafya ile 44 ülkeyi gezerek, bugün Paris´de Bibliotheque Nationale´da saklanan 640 yýllýk el yazmasý ünlü kitabýný yazdý. Batuta, 13 Haziran 1325 yýlýnda doðum yeri olan Tanca´yý terkettiðinde, Mekke´ye hacý olmaya gidiyordu. Gerçek adý, Þeyh Abdullah Muhammed ibn Abdullah ibn Muhammed ibn Ýbrahim el Lavati´idi. Eðer bugün yolunuz Tanca´ya düþerse, stadyumun yakýnýnda bulunan Batuta´nýn yerini ziyaret edin. Tanca uzak geçmiþin buhur kokularýyla buram buramdýr, buradan Finikeliler, Romalýlar, Vandallar, Araplar, Ýspanyollar gelip geçtiler, yaþadýlar, ticaret yaptýlar, genç Batuta, askerlerin, korsanlarýn ve usta kaptanlarýn arasýnda dolaþýrken deniz çizgisinde soluklaþan uzak ufuklara açgözlülükle bakýyordu, ta ki upuzun bir deve kervanýyla Mekke´ye doðru yola çýkýncaya kadar...

Kervan on ayda, Cezayir, Tunus ve Libya´yý geçerek Mýsýr´a Ýskenderiye´ye vardý. Büyük limaný ve daha o zamanlarda yokolmaya baþlamýþ olan dünyanýn 7 harikasýndan birisi olan dev deniz fenerini gördü. NÝl Deltasý´nda Fuwa Köyü´nde dönemin tanýnmýþ mistiði Þeyh Ebu Abdullah´ýn evinde geceledi ve rüyasýnda geleceðini gördü;"Dev bur kuþun kanatlarý üzerindeydim, beni Mekke yönüne sonra da Yemen´e doðru uçurdu, sonra doðuya döndü ve çok uzun bir uçuþa baþladýk, aþaðýda bazýlarý bol ýþýklý, bazýlarý karanlýk yemyeþil ülkeler vardý ve beni oraya indirdi." Ertesi gün Batuta, Þeyh´e rüyasýný anlattý, Þeyh doðuya gitmesi gerektiðini söyleyerek rüyayý yorumladý. Batuta bu öneriyi reddetmeyecekti, Þeyh´in verdiði yolluðu ve gümüþ paralarý alarak yola düþtü. Kahire´ye vardýðýnda, ülkeyi Memlükler yönetiyordu. Batuta kitabýnda Kahire´nin dar sokaklarýný, 12.000 su taþýyýcýsýný, 30.000 hamalý, 36.000 tekneyi yazacaktý. Nil´in sayýsýz kývrýmlarýný anlattý. Sonra Kudüs´e geçti.

Gerçek müslüman Türkler´le baþbaþa...

Batuta, Mescidi Aksa´nýn altýn kubbesini güneþ gibi parlayan bir ýþýk kütlesi olarak tarif ediyordu. Sonra, Akka yolundan Beyrut´a doðru yola devam etti. Hamah´daki muhteþem orkide bahçelerini ve su deðirmenlerini anlattýktan sonra Þam´da bir kervana katýlarak Antakya´ya kadar gitti. Daha sonra onu 55 günlük bir kervan yolculuðunun ardýndan Mekke´de görüyoruz, hacý oldukan sonra yine yola düþerek Somali ve Zangibar´ý gezdi, sonra Baðdat´a ve Necef´e gitti, Þiileri tanýdýktan sonra Hz.Ali´nin mezarýný ziyaret etti. Oradan aþaðý inerek Ýran Körfezi´ni, Umman´ý ve Bahreyn´i gezdi. Orada Hintli hacýlarla tanýþtý ve Hintliler´in müslümanlarý beklediklerini öðrenince Hindistan´a arka kapýsýndan girmeye karar verdi. Anadolu´ya yönlendi, Lazkiye´den Alanya´ya geçti, uzun uzun Türkler´in sýcak dostluðunu, misafirperverliðini anlattý. Batuta, kadýn erkek ayrýmý olmaksýzýn her ihtiyaçlarýný karþýladýklarýný yazarken peçesiz Türk kadýnlarýnýn yardýmseverliðini özellikle belirtiyordu. Ona ekmek, ayran, et ikram ediyorlar ve din hakkýnda sohbet etmesini istiyorlardý. Batuta´nýn sonraki duraðý Mevlana´nýn kenti Konya´ydý, orada danseden derviþleri izledi ve Sufizm´le tanýþtý. Ona "Gel, herkes hoþgeldi, ruhunun özgürlüðü için bize katýl." Uzun nefes ekzersizleri, Allah zikirleri ve uzaklardan gelen kudüm ritmi ve ardýndan baþlayan kozmik uykuda gezerlerin uzay ve zaman dýþýndaki dönüþleri. Ve beyinlerde aralýksýz duyulan tek bir ses; "La Ýlahe il Allah"... Gezinin sonrasýnda Kayseri, Sivas, Erzurum, Kastamonu, Safranbolu, Bolu, Balýkesir, Bergama ve Manisa vardý. Sonra onu Sinop´da görüyoruz, oradan Kýrým´a geçti, oradan Bulgaristan´a ve Ýstanbul´a ulaþtý. Derken Özbekistan´a döndü, oradan Horasan ve Afganistan´a geçerek Hindistan´ýn arka kapýsýna ulaþtý.

Süper gezgin yorulmak bilmiyor... Ýbni Batuta, Sind Sultaný Tuðluk Þah´ýn emrine girdi ve bu arada tüccarlara borçlandý, borcunu ödeyebilmek için Delhi´de yedi yýl yargýçlýk yaptý ama olmadýk bir anda baþý derde girecekti, Hintli bir mistiði ziyarete gittiðinde tutuklandý. Mistik idam edildikten sonra serbest býrakýldý. Bir zaman sonra Sultan deðiþti, yeni Sultan ise Batuta´yý Çin Elçisi atadý. Bu hiç beklemediði görev gezginin çok þaþýrtmýþtý. Ve 1341 yýlýnda inanýlmaz bir konvoyla yola çýktý, yanýnda küçük bir ordu, yüzlerce Hintli dansöz, altýn þamdanlar, brokarlar, mücevherli silahlar ve incili eldivenlerden oluþan bir hazine vardý. 1000 atlý konvoya eþlik ediyordu ve yeni Büyükelçi Hint Okyanusu´na doðru yola çýktý. Yolda isyancýlarýn saldýrýsýna uðradý ve soyuldu, esaretten güç kurtarýldý. Yine yola düþtü, güneye inerek Maldive Adalarý´na ve Seylan´a kadar gitti. Seylan´da amacý Adem Peygamber´in ayak izini ziyaret ederek hacý olmaktý. Zirvelere týrmanarak, kutsal ayak izini gördü, iz 12 karýþ büyüklüðündeydi, Budist rahipler, Zen hocalarý ve Hindular Ýnsanlýðýn Atasý için hep beraber dua ediyorlardý. Orada geçirdiði huzur dolu günlerden sonra Batuta´yý Java ve Sumatra Adalarý´nda görüyoruz, orada yaþayan müslümanlara din hocalýðý yaptý.

Bir süre sonra yine yollara düþen Batuta nihayet Çin kýyýlarýna çýkýyordu, Taiwan´ýn karþý kýyýsýndaki Cathay´a ulaþtý, orada gördüðü þey onu çok þaþýrttý. Karþýsýnda pagoda benzeri bir cami vardý, cami 350 yýllýktý ve orada dua etti. Bugün oraya gidenlere Batuta´nýn dua ettiði yer gösteriliyor. Çin´in içinde 9 ay yolculuk ettikten sonra, dünyada en güvenilir yolculuðun Çin´de yapýldýðýný yazdý. Pekin´e kadar gitti. Yaþadýklarý onun için inanýlmazdý, artýk geri dönmeye kararlýydý. Sumatra, Kalkütta, Hürmüz, Baðdat üzerinden giderek üç yýl sonra Mekke´ye tekrar ulaþtý. Fas´a geldiðinde yorgundu ve annesi sadece 9 ay önce ölmüþtü. Sultan´a çýkarak, gezilerini uzun uzun anlattý. Bir zaman sonra yine seyahat güdüsü depreþti, Ýspanya´ya geçerek Malaga ve Granada´yý ziyaret etti, Fas´a dönerek ülkesinin içlerini gezdi,

"Mezarýnýz dünyada deðildir"

Uzak Doðu´dan dönüþünden üç yýl sonra yine bir kervanla Büyük Sahra´ya yollandý. 2500 km yol alarak Sahra´yý aþtý ve Mali´ye kadar geldi, Nijer´i gördü, Timbuktu´yu gezdi sonra geriye Fas´a döndü. Sultan´ýn hizmetine girerek üç yýl çalýþtý ve inanýlmaz kitabý "Rýhle-Seyahatname"yi tamamladý. Bazý kaynaklara göre ise, son yýllarýnda yargýçlýk yaptý ve 1369 yýlýnda 63 yaþýnda öldü. Mezarýnýn yeri bilinmiyor, Tanca´da küçük bir yer onun anýsýna yapýlmýþ. Onun için Mevlana gibi; "Öldüðümüz zaman, mezarýmýzý dünyada aramayalým, yerimiz insanlarýn kalbinde olmalýdýr." deniyor. Yüzyýllar öncesinde, ulaþýmýn hemen hemen imkansýz hatta ölümcül olduðu bir çaðda dünyanýn hemen yarýsýný gezen muhteþem Ýbni Batuta´nýn önünde saygýyla eðilmek gerekiyor. Rihle yani Seyahatname aslýnda Batuta´nýn kaleminden çýkmýþ deðildir, anlattýklarý Ýslam bilgini Ýbn Cücey el-Kelbi tarafýndan yazýlmýþtýr. Kitaba bazý eklentiler yapmýþ, dönemin bazý ünlü bilgin ve þairlerinden alýntýlar yapmýþtýr. Hatta, bazý alýntýlarýn baþka gezginlerden alýndýðý da söylenir. Ýç Anadolu hakkýnda yazdýklarý pek yeterli görünmese de, Afrika hakkýnda anlattýklarý tam anlamýyla coðrafi bir keþiftir, Volga bölgesi için yazýlanlar arkeolojik araþtýrmalara kaynak olmuþtur. Hindistan tarihi ile ilgili önemli bilgiler verir. Büyük ulaþým yollarýný kara ve deniz olarak anlatýr, ülkelerin folklörik, yeme, içme adetlerini, ticaret merkezlerini, sýnai ve zirai kaynaklarý, o dönemin ithalat ve ihracatýný, dönemin Ýslam dünyasýný ve Ýslami mezheplerin yaþam biçimlerini uzun uzun anlatarak, olaðandýþý bir kaynak oluþturmuþtur. Kitap bu güne kadar altý dile çevrilmiþ ve ilk kez 1800 sonlarýnda Türkçe yayýnlanmýþtýr. Ve yaþadýðý çaðýn gereði olarak fantastik bir dille yazdýklarýndan birkaç örneði görmek gerek...

Piramitler hakkýnda; "Tufan´dan önce malum olan bütün ilimler Yukarý Mýsýr´da Sad bölgesinde oturan Hunuh denen Hermes´dan alýnmýþtýr. Astronomik hareketleri ve ilahi cevherleri ilk anlatan odur, bilimin ve üretimin kaybolmasýndan korkarak piramitleri yapmýþ ve üzerlerine tüm araçlarý resmeden yine Hermes´dir... Piramitin kapýlarý yoktur ve neden yapýldýðý bilinmemektedir... Bir söylentiye göre tufanlardan korkan bir firavun bilimin, hükümdar eþyalarýnýn ve cesetlerinin kaybolmamasý için yaptýrýlmýþtýr. Ýçinde bunlar saklýdýr..."

Meryem ve Hz.Ýsa´nýn mezarlarý: Kudüs´de Cehennem Vadisi denen yerde bulunan kiliseye Hz.Meryem´in mezarý deniyor... yine orada bir baþka kiliseye de Hz.Ýsa´nýn mezarý deniyor ve ziyaret ediliyor ama safi yalandýr...

Garip bir olay: Bir defa Dehli´ye beþ günlük mesafede bulunan Afkanbur´daydým... Bir grup derviþ gelerek bir gece kalma istediler, bunlara Haydari deniyordu... reisleri zenciydi, bana gelerek etrafýnda raks etmek için ateþ yakacaðýný söyleyerek odun istedi... ateþi yaktýlar ve yatsý namazýndan sonra kor haline gelmiþ ateþin içine girip raksederek yuvarlanmaya baþladýlar. Reisleri benden gömleðimi istedi ve ateþin içine girerek gömlekle alevleri söndürdü... gömleði bana getirdiðinde ateþin asla etkilememiþ olduðunu gördüm.

Petrol hakkýnda: Dicle civarýnda Kýyare denen bir yer vardýr, burada bulunan siyah bir yerde zift kaynaklarý vardýr, ziftin toplanmasý için havuzlar yapýlmýþtýr. Zift zemin üzerinde pek siyah, parlak, yumuþak, hoþ kokulu çamura benzer. Kaynaklarýn çevresinde oluþan siyah gölün üzerinde inca bir yosun olup, onu kenara atýnca zift olur. Zift çýkarmak istendikçe kaynakta ateþ yakýlýr, ateþ rutubeti buharlaþtýrýr sonra zift parçalarý ayrýlarak çýkarýlýr. Kufe ve Basra arasýnda da böyle kaynaklarýn bulunduðu söylenir.

Anadolu hakkýnda: Alanya´ya ulaþtýk... bu ülke dünyanýn en güzel memleketidir, Allah diðer ülkelere tek tek bahþettiði güzellikleri burada bir araya getirmiþtir. Ahalisi güzel ve temizdir... bunlar için "bolluk, bereket Þam´da, þefkat ise Anadolu´da dýr"denmiþtir... Bu ülkede bir eve indiðimizde kadýn, erkek durumumuzu soruþtururlardý. Burada kadýnlar erkeklerden kaçmazlar, ayrýlacaðýmýz zaman sanki akrabaymýþ gibi bizimle vedalaþýrlar ve gözyaþý dökerlerdi... Alanya büyük bir þehirdir ve ahalisi Türkmen´dir...

Bir göktaþý: Birgi Sultaný Aydýnoðlu Mehmet Bey´in konuðuydum... Sultan bana gökten düþmüþ taþ görüp görmediðimi sordu. Ben de, ne gördüm, ne iþittim dedim. Birgi dýþýna böyle bir taþýn düþtüðünü söyleyerek adamlarýna taþý getirtti. Sert, parlak ve simsiyah bir taþ getirildi... taþçýlar çaðrýldý... taþý parçalamalarý emredildi... dört usta çekiçlerle taþa vurduklarý halde taþ üzerinde zerre kadar iz meydana gelmedi... sonra Sultan taþý eski yerine göndertti.

Karanlýk Ülke: Bulgar þehrinden geçerek Karanlýk Ülke´ye gitmek istedim, kýrk günlük yol vardý... vazgeçtim... orasý buz deryasýydý... yolcular bu ülkede kýrk gün giderler ve Karanlýk Ülke´nin yanýnda kamp kurarlar, getirdikleri mallarý sýnýra býrakýp geri dönerler... ertesi gün geldiklerinde mallarýnýn alýnmýþ olduðunu, yerlerine samur, sincap veya rakun kürklerinin býrakýlmýþ olduðunu görürler. Alýþveriþleri budur... Oraya gidenler kiminle alýþveriþ yaptýklarýný, bunlarýn in mi cin mi olduðunu bilmezler...

Taþ insanlar: Hindistan´da Laheri þehri dýþýnda Tarna denen yere vardýðýmýzda, insan ve hayvan þeklinde sayýsýz taþlar gördüm. Bunlarýn çoðu kýrýlmýþ, bir baþ veya bir uzuv kalmýþtý. .. bir sur ile ev duvarlarýnýn izleri vardý... bir ev kalýntýsýnýn içinde taþ bir peyke üzerinde elleri arkasýna baðlý gisi duran taþ bir insan vardý... Kalýntýlar arasýndaki çukurlar pis kokulu sularla doluydu... Bir duvarda Hintçe bir kitabe vardý... yanýmda bulunan arkadaþým þöyle dedi; "Tarihçilerin söylediðine göre, burada eskiden çok büyük bir þehir vardý, þehir sakinleri büyük rezaletler iþlediklerinden hepsi taþ kesildiler. Hintçe kitabede bu insanlarýn 1000 yýl önce uðradýklarý felaket anlatýlýr."

Cukiler: Bu garip insanlar Hindistan´da Perven þehrinde yaþarlar... aylarca birþey yemez içmezler, çukurlar kazýlýr, bir tek hava deliði býrakýlýr ve orada aylarca kalýrlar, bir sene kalanýný bile iþittim... halkýn inancýna göre bu adamlar bir hap yapýp onu yerler ve uzun zaman acýkmazlar... bunlar gelecekten de haber verirler... kimisi bakýþýyla adam öldürür... bir gün Sultan beni yanýna çaðýrdý yanýnda iki Cuki vardý, onlara benim bir yabancý olduðumu, görmediðim þeyleri göstermelerini emretti... birisi baðdaþ kurarak yerden havaya yükselince ben korkudan düþüp bayýldým... bir ilaçla ayýltmýþlar... sonra ötekisi heybesinden bir nalýn çýkardý, yere vurdu ve nalýn mendi kendine havaya yükselip, boþlukta duranýn ensesine gidip vurunca adam yere indi... Sultan aklýma zarar geleceðinden korktuðu için daha büyük þeyer yaptýrmadýðýný söyledi

Adem Peygamber´in ayak izi: Dünyanýn en yüksek daðlarýndan birisi Seylan´da Serendip Daðý´dýr, çýkýnca bulutlardan aþaðýsýný göremezsiniz... orada Hz. Adem´in ayak izi siyah ve yüksek bir kayanýn içinde bulunur. Ayak kayaya gömülerek iz býrakmýþtýr, boyu 12 karýþtýr... eskiden Çinliler gelerek kayadaki ayak izinin baþ ve yanýndaki parmaklarýn izini kýrarak oradaki bir tapýnaða koymuþlar...

Yamyamlar: Timbuktu´da müslüman olmayan zenciler insan eti yerler ama beyazlarýn etini yemezler, onlara göre beyaz insan eti gerektiði gibi geliþmemiþtir, zenci eti tam kývamýndadýr... bir gün bunlardan bir grup Sultan Mensa´yý ziyaret etti, Sultan bunlara ikram olsun diye bir hizmetçi kadýný verdi, kadýný boðazlayýp yedikten sonra kanýný ellerine ve yüzlerine sürdüler... kadýn etinin en lezzetli yerleri ey ayasýyla, memesiymiþ..

Kitabýn sonu: Ýbni Cüzey der ki; "Akýl sahibi hiçbir insan Ýbni Batuta´nýn yüzyýlýn gezgini olduðunu takdir edememezlikten gelemez. Onun için bu milletin gezginidir denilirse abartýlmýþ olunmaz. Benim Ýbni Batuta´dan yaptýðým özet burada son buldu. Bu eserin yazýlýþý Þubat 1536´da dýr..."

Günümüzden 460 yýl önce yazýlan bu eser gerçekten inanýlmazdýr. Ama daha inanýlmazý Ýbni Batuta´nýn o dönemin dünyasýnýn hemen hemen üçte ikisini sað salim gezmiþ olmasýdýr. Anlattýklarý benzeri gezginlerin anlatýlarýnýn çoðunun üzerinde ve çok daha zengindir.

Gönderen: 17.08.2005 - 17:08
Bu Mesaji Bildir   muhammedfevzi üyenin diger mesajlarini ara muhammedfevzi üyenin Profiline bak muhammedfevzi üyeye özel mesaj gönder muhammedfevzi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1229 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
EROLPARLAK (62), mehtap00 (49), desertlion (50), bora1907 (51), Albarlos (39), kalplerin_güne&.. (39), fenerlikiz (34), TAHA_06 (40), mayhan (37), 54recep54 (58), senem25 (50), ismail2 (64), _gülsime_1972 (52), tamirat (54), zulfi-kar (43), orhunugur (45), hacer03 (54), ravzagül2 (54), Malessudba (40), emin1974 (50), dadas-kardes (45), ankebuttt (38), mahçup_8.. (43), kartalx (54), ismailkurtca (45), [burhan] (38), vdemirci (44), yusuf_25 (44), AFFET_ALLAHIM (34), gulkaymak (), paris (39), tubekna (38), XKAFX555 (59), kenanomeroglu (72), BAYBORA YALCIN (51), beyzaa (47), ali can__25 (46), Miralay (56), ruemeysam (44), salih38 (41), beyce89 (35), tatarSaid (47), e.ziyanak (46), recepyilmazer (64), mehmet_t66 (39), canadali_Zeynep (48), garipsezgi (40), ya_garib_ya_yol.. (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.69212 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.