Son yýllarda dünya toplumlarýnýn Ýslam ahlakýna yöneldiði, bugün artýk açýkça görülen bir gerçektir. Dünya genelinde Ýslam'a olan ilgi her geçen gün artmakta, Kuran'ý okuyup Peygamberimiz (sav)'in hayatýný inceleyen pek çok kiþi kendisine din olarak Ýslam'ý seçmektedir. Yapýlan araþtýrmalar ve düzenlenen kamuoyu yoklamalarý da dinin insanlarýn hayatýnda çok önemli bir yer tuttuðunu, eskiye kýyasla çok daha fazla insanýn dini deðerlere önem vermeye baþladýðýný ve maneviyata yöneldiðini göstermektedir. Dünyanýn pek çok ülkesinde yaþanan bu dini bilinçlenme ve Ýslam’a yöneliþ, dünya tarihinde yeni bir döneme girildiðinin de en önemli iþaretlerinden biridir.

31 Mart 2008 tarihinde Reuters Haber Ajansý tarafýndan yayýnlanan bir haber, Ýslamiyet'in dünya çapýndaki uyanýþýný ve yaþanan bu yeni dönemi detaylarýyla ortaya koymaktadýr. Dünya Katoliklerinin en yüksek dini otoritesi olan Vatikan’da görevli olan ve Vatikan’ýn 2008 yýllýðýný hazýrlayan Vittorio Formenti’nin Vatikan’ýn gazetesi L’Osservatore Romano’da yaptýðý açýklamaya göre, 2006 yýlý rakamlarýna göre Müslümanlarýn sayýsý dünya nüfusunun yüzde 19,2’sine ulaþmýþ ve Katoliklerin sayýsý ise yüzde 17.4 oranýnda kalmýþtýr. Monsenyör Formenti “Artýk zirvede deðiliz. Müslümanlar bizi geçti” diye ekleyerek ayný zamanda Ýslamiyet'in dünya çapýndaki zaferini de ilan etmiþtir. .............

- Dünya Tarihi Ýçin Dönüm Noktasý Olan Ýslam’a Yöneliþ Nasýl Gerçekleþti?

Dünya genelinde din ahlakýna ve özellikle Ýslam'a yöneliþin temelinde, baþta Darwinizm olmak üzere din ahlakýna uygun olmayan ideolojilerin fikren maðlup olmasý vardýr. 18. yüzyýlda baþlayan dinden uzaklaþma süreci, 19. yüzyýlda Darwin'in evrim teorisiyle sözde bilimsel bir dayanak bulmuþ ve hýz kazanmýþtý. Ancak 20. yüzyýlda bilim ve teknolojide yaþanan geliþmeler, Darwinizm'in hayal ürünü bir hikayeden ibaret olduðunu, bilimsel bir deðer taþýmadýðýný gözler önüne serdi. Bilim, bazý çevrelerin umduðu gibi materyalizme ve dinsizliðe destek saðlamadý. Elde edilen her yeni bulgu ve yapýlan her keþif, Yaratýlýþ'ýn açýk bir gerçek olduðunu ortaya koydu. Darwinizm'in bizzat bilim tarafýndan yalanlandýðýnýn görülmesi, paleontoloji, genetik, biyoloji, mikrobiyoloji, zooloji, arkeoloji gibi sayýsýz bilim dalýnýn evrimin hiçbir zaman yaþanmadýðýný ortaya koymasý, geniþ kitlelerin gerçekleri görmesini saðladý.

Tüm bu geliþmeler dolayýsýyla yaklaþýk 1.5 asýrdýr süregelen Darwinist ve materyalist baský, artýk gerçekleri örtbas edememektedir. Farklý ülkelerde yapýlan anketler, halkýn artýk Darwinizm masalýna inanmadýðýný göstermektedir. Türkiye bu konudaki en çarpýcý örneklerden biridir. 80'li yýllarda halkýn yarýsýndan fazlasý Darwinizm'e inanýrken, bugün yapýlan anketler halkýmýzýn %75'inin evrime inanmadýðýný ortaya koymaktadýr. (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfý (TESEV)'in yaptýðý kamuoyu araþtýrmasýna göre bugün ülkemizde “insaný Allah yaratmýþtýr” diyenlerin oraný % 87.4’tür.) Darwinizm'e karþý verilen büyük ilmi mücadele, baþta Avrupa olmak üzere dünya genelinde de etkisini göstermektedir. Örneðin;


Fransýz Science Actualités tarafýndan yapýlan ankette, insanlarýn evrim ile oluþmadýðýna inananlarýn oraný %92, evrime inananlarýn oraný ise %5 olarak çýkmýþtýr.


Süddedeutsche Zeitung adlý ünlü Alman gazetesinin yaptýðý ankete göre, insanýn bir Yaratýcý'nýn eseri olduðuna inananlarýn oraný %85, evrim teorisinin geçerli olduðunu düþünenlerin oraný ise sadece %9'du.


Avrupa'daki fikri deðiþimi açýða çýkaran anketlerden biri de Ýsviçre'de yayýnlanan Blick'in anketi oldu. Bu ankette, Yaratýlýþ'a inananlarýn oraný %85, evrim teorisine inananlarýn oraný da %8 olarak çýktý.


Birkaç tanesine yer verdiðimiz bu anket sonuçlarý göstermektedir ki; evrenin ve canlýlýðýnýn kökeninin kör tesadüfler olmadýðýný, tüm varlýklarýn üstün güç ve kudret sahibi Yaratýcý, yani Yüce Allah tarafýndan yaratýldýðýný gören tüm insanlar akýn akýn dini deðerlere ve hak din olan Ýslam'a yönelmektedir. Bazen bir gazete kupüründe, bazen bir televizyon haberinde duymaya baþladýðýmýz bu yöneliþle ilgili geliþmeler ard arda sýralandýðýnda, yaþananlarýn ne kadar olaðanüstü olduðu görülmektedir. Çoðu zaman sadece gündem maddelerinden herhangi biri gibi sunulan bu geliþmeler, aslýnda Ýslam ahlakýnýn dünyaya çok hýzlý bir þekilde yayýldýðýnýn çok önemli iþaretleridir.

-1-

21. Yüzyýýn Müjdesi: Ýslam Ahlaký Hz. Mehdi ve Hz. Ýsa'nýn Geliþi ile Dünyayý Aydýnlatacaktýr

Vatikan’dan yapýlan açýklamalar baþta olmak üzere tüm bilgiler alt alta konulduðunda, dünya genelinde yoðun olarak Ýslam'a yöneliþ olduðu, Ýslam'ýn dünya gündeminin giderek en önemli konusu haline geldiði açýkça ortaya çýkmaktadýr. Bu yeni dönemde, Allah'ýn izni ile, Kuran ahlaký insanlar arasýnda dalga dalga yayýlmaya devam edecektir. Bilmek gerekir ki, bu yöneliþ tam 14 asýr önce Kuran'da müjdelenmiþ olan çok önemli bir geliþmedir. Yüce Allah ayetlerde þöyle buyurmuþtur:

"Ýnsanlarýn Allah'ýn dinine dalga dalga girdiklerini gördüðünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan maðfiret dile." (Nasr Suresi, 2-3)

Bu ayetlerle birlikte Peygamber Efendimiz (sav)'in pek çok hadisinde de Kuran ahlakýnýn dünyaya hakim olacaðý bildirilmiþtir. Buna göre ahir zaman olarak adlandýrýlan kýyamet öncesindeki dönemde, insanlar önce haksýzlýðýn, adaletsizliðin, yalanýn, sahtekarlýðýn, savaþlarýn, çatýþmalarýn, kavgalarýn, ahlaki dejenarasyonun yaygýnlaþtýðý bir dönemi yaþayacaklardýr. Bu dönemin ardýndan ise, Kuran ahlakýnýn dalga dalga insanlar arasýnda yayýlmaya baþladýðý ve en sonunda tüm dünyaya hakim olduðu Altýnçað gelecektir. Peygamberimiz (sav)'in Altýnçað'ý müjdelediði hadislerden biri þu þekildedir:

".. Kurtla koyun birarada oynayacak, yýlanlar çocuklara zarar vermeyecektir. Ýnsan bir avuç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir. Riya, riba, zina, içki kalmayacak, ömürler uzayacak ve emanet zayi olmayacaktýr. Kötüler helak olacak, Peygamber Efendimiz (sav)’e buðzedecek kimse kalmayacaktýr." (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

Hadislerde de görüldüðü gibi Altýnçað adaletin, bolluðun, bereketin, huzurun, güvenliðin, barýþýn, kardeþliðin hakim olacaðý insanlar arasýnda sevgi, fedakarlýk, hoþgörü, þefkat, merhamet, sadakat gibi duygularýn yoðun olarak yaþanacaðý bir dönem olacaktýr. Peygamberimiz (sav) hadislerinde bu kutlu dönemin Hz. Mehdi'nin vesilesi ile yaþanacaðýný belirtmiþtir. Mehdi (AS), ahir zamanda gelecek ve tüm dünyayý içinde bulunduðu kaostan, adaletsizlikten ve ahlaki çöküntüden kurtaracaktýr. O, inkarcý ideolojileri ortadan kaldýracak, dünyanýn dört bir yanýnda devam eden adaletsizlikleri, zulümleri, terörü sona erdirecek, dinin Peygamberimiz (sav)'in dönemindeki þekliyle yaþanmasýný saðlayacak, Kuran ahlakýný insanlar arasýnda hakim kýlacak, tüm dünyada huzuru ve barýþý tesis edecektir.

Hz. Mehdi ile ayný dönemde yeryüzüne ikinci kez gelecek olan Hz. Ýsa ise, özellikle Hýristiyan ve Yahudi dünyasýna hitap edecek, onlarý içine düþtükleri hurafelerden sýyrýlýp Kuran ahlakýný yaþamaya çaðýracaktýr. En önemlisi de Hýristiyanlarýn Hz. Ýsa'ya uyup Ýslam ahlakýna yönelmesiyle birlikte Ýslam ve Hýristiyan alemi tek bir inançta birleþecek ve dünya “Altýnçað”’da büyük bir barýþ, güvenlik, mutluluk ve refah dönemi yaþayacaktýr.

Allah, Ýslam ahlakýnýn tüm yeryüzünde yerleþik kýlýnmasýný dilemiþtir; Allah'ýn izniyle bu büyük vaad gerçekleþecektir. Temennimiz Allah'ýn bizleri de bu kutlu döneme þahit kýlmasýdýr. Kuran'da Allah'ýn dilemesiyle müminlerin üstün geleceði, þöyle müjdelenmiþtir:

"Müþrikler istemese de, O, dini (Ýslam’ý bütün dinlere üstün kýlmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur." (Tevbe Suresý, 33)

Son otuz yýldýr dünya genelinde Müslümanlarýn sayýsýnda istikrarlý bir artýþ söz konusudur. 1973 yýlýnda yapýlan istatistikler, dünya çapýnda Müslüman nüfusun 500 milyon olduðunu gösterirken, bugün bu rakam 1.5 milyarý geçmiþtir.

Dünya Katoliklerinin en yüksek dini otoritesi Vatikan’ýn gazetesi L’Osservatore Romano da, geçtiðimiz günlerde tüm Ýslam alemi için bir müjde olan bu konuyu gündeme taþýmýþtýr.

Müslüman sayýsýnýn Katolikleri geride býraktýðýnýn ve Ýslam’ýn dünyanýn en büyük dini haline geldiðinin vurgulandýðý haberde Vatikan’da görevli Monsenyör Vittorio Formenti de, tarihi bir açýklamada bulunmuþtur:

“Dünyanýn En Büyük Dini Artýk Ýslam!” (Vatican says Muslims more numerous than Catholics)

Bundan otuz-kýrk sene önce ýnsanlarýn büyük çoðunluðu Ýslam hakkýnda hemen hýçbýr býlgýye sahýp deðýlken, bugün Ýslam, dünyanýn dört býr yanýnda üzerýnde en çok konuþulan, hakkýnda en çok program hazýrlanan, yazý yazýlan, araþtýrma yapýlan dýn halýne gelmýþtýr. Kuþkusuz bu durumun toplumlarýn Ýslam'ý öðrenmelerýnde büyük katkýsý vardýr. Býr yandan bu programlarý, yazýlarý, araþtýrmalarý, raporlarý hazýrlayanlar Ýslam hakkýnda detaylý býlgýye sahýp olurken, dýðer yandan bu býlgýnýn aktarýldýðý kýtleler de, belký de hayatlarýnda ýlk defa Ýslam'la ýlgýlý kapsamlý býlgý edýnme fýrsatý elde etmektedýr. Böylece býlgýsýzlýk veya yanlýþ býlgýlendýrme nedenýyle Ýslam'dan uzak kalmýþ olan ýnsanlar da dalga dalga Ýslam'a yönelmektedýr.

“Avrupa’nýn dini Ýslam olacak” (CNS News.com, 2 Mart 2007)
“Ýtalyan devlet okullarýnda Ýslam öðretiliyor” (Ýslamonline)
“Hacca giden Rus Müslüman grubu kalabalýklaþtý” (Religio News)

Yaþanan tüm bu geliþmeler Kuran'da bildirilen,

"Ýnsanlarýn Allah'ýn dinine dalga dalga girdiklerini gördüðünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan maðfiret dile." (Nasr Suresý, 2-3) ayetlerýnýn tecellý edeceðý vaktýn çok yakýn olduðunu, hatta yaþanmaya baþlandýðýný göstermektedýr. Allah bu vaadini muhakkak tamamlayacaktýr. Ýman edenlerin yapmasý gereken ise, bu geliþmelerde ellerinden geldiðince pay sahibi olmaya gayret etmektir.

11 Eylül Saldýrýlarýnýn Sosyolojik Sonucu…

Baþta Müslümanlar olmak üzere tüm dünyanýn þiddetle kýnadýðý 11 Eylül saldýrýlarý, bir anda insanlarýn –özellikle Amerikan vatandaþlarýnýn- dikkatlerini Ýslam'a çevirmelerine neden oldu. Ýslam'ýn nasýl bir din olduðu, Kuran'da nelerin anlatýldýðý, Müslümanýn sorumluluklarýnýn neler olduðu ve gerçek bir Müslümanýn nasýl yaþamasý gerektiði Batý’da en çok konuþulan konular haline geldi. Bu ilgi doðal olarak pek çok ülkede Ýslam'a yönelen insanlarýn sayýsýnda önemli bir artýþ saðladý. Böylece 11 Eylül saldýrýlarýnýn ardýndan pek çok kiþi tarafýndan dile getirilen, "bu saldýrýnýn dünya tarihinin akýþýný deðiþtirecek bir olay olduðu" þeklindeki öngörü, bir anlamda gerçekleþmeye baþladý. Uzun bir süredir dünya çapýnda yaþanan dini ve manevi deðerlere dönüþ süreci, bu olayla birlikte hak din olan Ýslam'a dönüþ halini aldý.

Avrupa'daki Ýslami merkezlerden birinin yöneticisi, bundan yaklaþýk olarak 10 yýl önce, Avrupalý Hýristiyanlarla ilgili olarak önemli bir yorumda bulunmuþ ve bugün “dinsizliðin büyük ölçüde ortadan kalkarak, Avrupalýlarýn Ýslamiyet’e yönelmesinin” aslýnda sürpriz olmadýðýna dikkat çekmiþtir:

"50 yýl içinde Avrupa, ya Ýslamlaþacak ya da geniþ ölçüde Ýslam'ýn etkisi altýna girecek. Üstelik bu geliþme, üçüncü dünya ülkelerinden gelen göçmenlerle deðil, komünizmin iflasý ve kapitalizmin içten içe çöküþü sonucunda Ýslam'ýn tek alternatif olduðunun anlaþýlmasý sayesinde gerçekleþecek." (Aktüel, Sayý 402, 1-7 Nisan 1999)

Sayýn Adnan Oktar’ýn ingiliz “The Guardian” Gazetesi ile 3 Nisan 2008 Tarihinde Yaptýðý Röportajdan…

Muhabir: Daha önceki birkaç konuþmanýz esnasýnda dini eðilimlerin güçlenmesinin yalnýzca Türkiye ile sýnýrlý olmadýðýný, tüm dünyada da bunun böyle olduðunu ifade ettiniz ve Tony Blair ve Sarkozy örneklerini (Tony Blair’ýn Katolik olduðunu ve Fransa Cumhurbaþkaný Nicolas Sarkozy’nin dindar olduðunu açýklamasý verdiniz. Biz de zaten görüyoruz dünyanýn pek çok yerindeki bu eðilimi. Hatta belki dinin bir Rönesans çaðý ya da yeniden bir enerji kazanmasý çaðý diye de adlandýrabiliriz. Sizce zamanlama olarak neden bu zamanda gerçekleþiyor bu?

Adnan Oktar: Evet önemli bir soru. Bu devirde, bu yüzyýl içerisinde, önümüzdeki yýllar içerisinde Hýristiyanlarýn da Müslümanlarýn da beklediði Hz. Ýsa Mesih'in yeryüzüne iniþi mevzu bahistir. Bu yüzyýl, Hz. Ýsa’nýn geliþ yüzyýlýdýr. Dolayýsýyla hem Ýslam aleminde onun sevinci ve heyecaný var, hem Hýristiyan aleminde onun sevinci ve heyecaný var. Benim inancýma göre, çevremdekilerin inancýna göre, Müslümanlarýn inancýna göre genel anlamda, 20 – 25 yýl içerisinde en fazla, Hz Ýsa’nýn ineceðine, dünyada bir Altýnçað’ýn yaþanacaðýna inanýyorum.

Muhabir: 21. yüzyýlda dinin kendini modern çaða adapte ettiðini söyleyebilir miyiz?

Adnan Oktar: Modern çað, kendini dine adapte ediyor olabilir.

Bu makale, Ýlmi Mercek Dergisi (Mayýs 2008) 4. sayfada yayýnlanmýþtýr.....

***S O N***