0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » ALVARLI EFE HAZRETLERİ(1868-1956)

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
itaat20 su an offline itaat20  
ALVARLI EFE HAZRETLERİ(1868-1956)
11 Mesaj -
ALVARLI EFE HAZRETLERÝagla1868-1956)-




Muhammet Lutfi’yi hayr ile yad et
Hayýr dua ile kalbin abad et
Bir Fatiha oku ruhunu þad et
Her iki alemde mansur olasýn”

TAKDÝM



Efe hazretleri bir felaket ve helaket devrin gül yetiþtiren dertli bahçevanlarýndandý. Hep ýzdýrablý yaþadý.Halk içinde Hak ile beraber olma güzelliði içinde kalbine gelen ilhamlarla etrafýný çemenzara çevirdi.Ýnþallah bu küçük çalýþma içimizde onu yakýndan tanýma aþký þevki uyandýrýr.




KISACA TARÝHÇE-Ý HAYATI
1285 H (1868 M) tarihinde Erzurum'un Hasankale'ye baðlý Kýndýðý köyünde dünyaya gelmiþtir.Ýsmi Muhammed Lütfi'dir. Pederleri Hâce Hüseyin Efendi, valideleri Seyyide Hatice Haným’dýr. Evlad-ý Resuldür.Tahsilini basta pederleri olmak üzere devrinin þöhretli alimlerinden tamamlamýþ, icazet alarak 1891’de(Hicri:1307) Hasankale’nin Sivaslý Camii'ne imam olmuþtur. Ayný yýl pederleri ile birlikte Bitlis'e giderek her ikisi de Hace Muhammed Pir-i Küfrevi Hazretleri'nin mümtaz bir halifesi olarak Hasankale'ye geri dönmüþlerdir. Efe hazretleri bu ziyarete bir þiirinde þöyle deðinir:

“Bin üç yüz yedide oldum revane
Eriþtim ravza-yý dar-ül emane”

Merhum Osman Demirci Hocaefendi bu ziyareti þöyle anlatmýþtý: “Tabi o(Efe hazretleri) gençliðinde de büyük bir zat imiþ…Babasý Hüseyin Efendi de, Erzurum’da Birinci Dünya Savaþý sýrasýnda Ermeniler tarafýndan þehid olmuþ, o da meþayihten, evliyaullahtan büyük bir zat. Hüseyin Efendi oðlunu 17 yaþlarýndayken Bitlis’e götürmüþ, Muhammed Küfrevi hazretlerinin dergahýna… Bitlis’te dergahýn etrafýnda binlerce insan bekliyor. Ne zaman ziyarete kabul edilecek? O da bir tarafta oturuyor. Bir bakýyorlar ki, dergahtan bir adam çýkýyor ve diyor ki: “Erzurum’lu Hüseyin Efendi hocanýn mahdumu Muhammed Lütfi Efendi kim?” Buyur ediyorlar. Kendi anlattý, Allah þefaatlerini nasip eylesin; “Ýçeri girdik, oturduk, öyle bir nazar etti ki, baþým sanki semalara deðdi.”







Fethullah Gülen Hocaefendi de 1996’da yaptýðý bir sohbette þu hatýrayý naklediyorlar: Pir-i Küfrevi Hazretlerinin Alvar Ýmamý için dediði þey vardý. Mollalar Alvar Imamý ve babasýnýn baþýný sarýyorlar, gece yarýsýna kadar zorluyorlar, “nasýl oldu da bu adamlar hemen dün bir, bugün iki geldiler, hilafet postuna oturdular, Pir-i Küfrevi Hazretleri bunlara iltifat etti” Gece yarýsý birden kapý açýlýyor, Hazret don gömlek içeri giriyor; “Mollalar, mollalar” diyor, “Lütfü Efendinin, Hüseyin Efendinin bize ihtiyacý yoktu, kemâlleri getirdi buraya.”







Daha sonra buradan Erzurum'un Dinarkom köyüne gitmiþ ve orada Birinci Cihan Harbi'ne kadar kalmýþtýr. Dinarkom onun çok sevdiði bir yerdir. Bir þiirinde buna þöyle deðinir:

“Lütfi ne güzeldir kuy-i Dinarkom
Âb-ý hayat akar suy-ý Dinarkom
Safalar bahþ eder buy-ý Dinarkom
Güllendi bir zaman bað-u bostaným”

Birinci Dünya Savaþýný ve Ermeni zulmünü bir þiirinde þöyle anlatýr:

“Koptu bugün Kýyamet
Yeryüzü alkan oldi
Görülmemiþ alamet
Kandan bir tufan oldi.

Ýslam hanümanýyla
Kurtulmaz bir canýyla
Herkesin öz kanýyla
Saçlarý elvan oldi.

Yiðitler baltalanmýþ
Öz kanýna boyanmýþ
Körpe kuzular yanmýþ
Gören adem kan oldi.

Ruslarýn istilasý müddetince orada kalmýþ; Ermenilerin katliama baþlamasý üzerine, köyden ve diðer köylerden topladýðý altmýþ kadar çete halindeki bir müfreze ile Ruslarýn karargâh deposu olan köye, o gün Ermeni topluluðunun da burada bulunuþu dolayýsýyla taarruz etmiþ. Böylece, Ermeniler püskürtülmüþ ve kendileri müfrezesiyle birlikte Oyuklu köyünün yaný baþýnda Ruslarýn yýðdýðý kýyas kabul etmez bir depoyu teslim almýþ ve Zergideler Köyü'nde Türk ordusuna iltihak ederek ordu ile birlikte gün ýþýrken Erzurum'a girmiþ ve hemen pederlerinin yanýna koþmuþ. Pederleri Hüseyin efendi bir Ermeni dipçiði ile aðýr yaralý bir vaziyettedir. Pederlerini kana bulanmýþ, aðýr yaralý bir halde bulmuþ ve o günün ikindisine kadar pederleriyle meþgul olmuþ. Akþama doðru vefat eden pederlerini Kavak Kapýsý Kabristaný’na defnetmiþtir.







Fethullah Gülen Hocaefendi bir sohbetinde þunlarý ifade ediyor; “Babalarý Hüseyin Kýndý efendiyi ben görmedim. Ermeni taþnaksiyonu on sekizli yýllarda þehit etmiþler. Elli dörtte mezarýndan çýkarýldýðýnda sakalýnýn bir tüyü bile dökülmemiþ, dipdiri çýkardýklarý o günleri ben idrak ettim.”

Bilahare görevini Yavi nahiyesine oradan da anavataný olan Hasankale'ye nakletmiþtir. Kendisine teklif edilen Hasankale Müftülüðü’nü kabul etmemiþ, Hasankale'ye bir saat mesafede bulunan Alvar köyü halkýnýn istirhamý üzerine oraya giderek bu köyde yirmi dört sene vazife yapmýþtýr Halk arasýnda "Alvar imamý" ve "Efe hazretleri" unvanýyla tanýndý.. Efe Hazretlerinin duygu ve düþüncesinin piþtiði yer Alvar Köyü'dür.







1939 yýlýnda Prostat hastalýðýndan dolayý tedavi için Erzurum'a gitmiþ, Mehdi Efendi Mahallesi'nde kiracý olarak bir evde ikamet ederek 16 sene de burada olmak üzere 90 yýllýk çok bereketli ömrünü dine ve insanlýða adamýþtýr. 1947,49 ve 1950’de olmak üzere üç defa Hacca gitmiþtir. 12.03. 1956 tarihinde ebedi aleme intikal etmiþ ve naþ-i þerifi Alvar köyünde pederleri Hüseyin Efendi yanýnda gömülmüþtür.

ÞEMAÝL VE AHLAKI
Efe hazretleri mütebessimdi. Nurani idi. Beyaza yakýn buðday benizli idi ve mübarek kaþlarýnýn arasý açýktý. Baðlýlarýndan Abdurrahman efendi, onu þöyle anlatýr:

“Efendi Hazretleri'ni görür görmez sanki, Sahabe-i Kiram bakiyesi, Sahabe-i Kiramdan kalma bir zat gibi gördüm. Mübarek þekli, þemaili, hali etvarý, kemali ve ilmi, irfaný beni tesir altýna aldý. Hemen kendisiyle irtibat kurdum. Ve kendisine intisap ettim. 6 ay yedek subaylýðýmý tamamladýktan sonra Konya'ya gittim ve duramadým. Erzurum'a geri döndüm. Aralýksýz 10 yýl orada kaldým. Zaten O ‘nun yüzüne bakanýn gözleri kamaþýrdý. Sakalý göðsünde, yüzünün nurundan müteessir olurdu. Devamlý bir daha bakamazdý. Öyle kâmil bir insandý.”

Merhum Osman Demirci Hocaefendi 6 Ekim 2002’de Bahçelievler’de, sualimiz üzerine Alvarlý Efe hazretleri için þunlarý söylemiþti: “1950’de askerden terhis olduktan sonra, Erzurum’da Arapça tedrisata baþlarken ilk defa o zatý ziyaret ettik.Ziyaret ettiðimde hayalimin üstünde bir zat gördüm. Karþýma, ayýn on beþi gibi bedirlenmiþ,beyaz sakalý, nurani simasýyla þahsiyeti mükemmel bir insan çýktý. Ben hayalimde “asr-ý saadetten sonra,sahabe-i kiram’dan sonra Kur’an-ý Kerim’in emirlerine kayýtsýz þartsýz tabi olan,yaþayan acaba bir Müslüman var mý?” diye hayal ederken o zatý görünce, her haliyle sanki sahabeden bir zat geri kalmýþ gibi geldi barekallah. Ýslam’a karþý olan bütün hadiseler karþýsýnda ateþ gibi yanýyor, gece gündüz Kur’an,iman, Resulullah diyerek,etrafýna gelenlere bir taraftan ümid veriyor, bir taraftan da hadiseleri þiirleriyle deðerlendiriyordu.”

Mehmed Kýrkýncý Hocaefendi de tam bir sene önce, 6 Ekim 2001’de Alvar Ýmamý ile ilgili þunlarý ifade etmiþlerdi: “Çok mükemmel bir adam, aklý da, ubudiyeti de, irfaný da... Çok severdim kendisini. 1946-48’lerde medresede ders okuduðum zamanlarda, yanýna gittiðimde çok sevinirdi. O kadar çok severdi ki, sohbetlerine gittiðimde yaþlý baþlý insanlarýn yanýnda beni yanýna alýrdý. Çok utanýrdým. Ýlme çok ehemmiyet verirdi.”





Efe hazretleri de diðer Allah dostlarý gibi Resulullah ahlakýnýn canlý bir numunesi idi. Alvar Ýmamýnda dikkatimizi çeken en önemli özellikler þefkati, cömertliði ve halktan istiðna duygusu idi. Kýsaca bunlara deðinelim:

1-Ýstiðnasý: Ýstiðna, halktan maddi yardým talep etmemektir.Þahsýna yönelik olarak minnet altýnda kalmamaktýr. Özellikle din düþmanlarýnýn “ilmi kazanç vasýtasý yapýyorlar” ithamýna karþý istiðna düsturu bu zamanda çok ehemmiyet kazanmýþtýr.







Efe hazretleri de mübarek ömrü boyunca istiðnaya azami dikkat etmiþ bir zattýr. Oðlu merhum Hâce Seyfeddin Efendi bu yönü için þunlarý demektedir: “Bu zat, þu doksan sene ömrü hayatý içinde, taþý taþýn üstüne koymamýþ, bir ev sahibi olmayý daha hatýrlamamýþ, dünya metaý ve malýna malik olmayý hiç arzu etmemiþ. Gayet temiz elbise giyer, mu'tedilen her hareketi vakur, müstaðni...Dünyasý ve geçimi hatýrasý için bay-geda hiç kimseye göz ucu ile veya ima ile dahi olsa tenezzül etmemiþ ve dar-i maiþetini temin etmek üzere hiç kimseden ufacýk bir yardým hatýrýndan bile geçmemiþ. Her zaman için ve her gün sofrasýnda müteaddit insanlara ikram etmek üzere misafirperverliðini her þahýs hayretle takdir ederdi”

M. Fethullah Gülen Hocaefendi de 1982’de yapmýþ olduðu bir sohbette Efe hazretlerinin istiðnasýna þöyle deðinir: “Kendi emanet evde ruhunu Allah’a teslim etti. Ýhtimal ki altýndaki sedir de emanetti. Beyin yapýcýmýz gibi müstaðni bir insandý. Kendisine ait hiçbir þey yoktu. 40 sene-30 sene postniþin olduðu tekkede hatýrýmda kaldýðýna göre hasýr serilirdi. Halý kilim yoktu. Gayet müstaðni idi.”

2- Cömertliði: Alvar Ýmamýnýn nazarý dikkati çeken mühim bir hususiyeti de alabildiðince cömertliði idi. Oðlu Seyfeddin Mazlumoðlu bu hususiyetini þöyle anlatýr: “Son zamanlarýnda kendisine niyaz ve istirhamla hediye edilen neler ise, yerli yerince mahallini keþif ederek bir emaneti yerine tevdi etmek üzere ulaþtýrýr idi. Bu meyanda gidavi(gýdasal) her hangi hediyeleri misafirlerine ikram eder ve kendilerine dua ederek ikramýný minnet bilir, kemal-i iltifatla misafirlerini yolcu ederdi. Ve hatta þunu da kasemle ilave edeyim ki, yirmi iki yaþýndan doksan yaþýna kadar yani altmýþ sekiz sene sofrasýna misafirsiz el sunduðu ender görülmüþ idi.”







Mehmed Kýrkýncý Hocaefendi, Efe’nin cömertliði hakkýnda þunlarý ifade ediyor; “Dikkatimi çeken mühim bir meziyeti de onun cömertliði idi. O, eþe, dosta, ihtiyaç sahiplerine ikram etmekten çok zevk alýrdý. Herkesin isteklerini ve ihtiyaçlarýný büyük bir sürur içerisinde yerine getirmeye gayret eder, böylece gönüllerle muhabbet ve uhuvvet tohumlarýný ekerdi.”

“Misafirin kademleri kesilse,
O evden bereket ref olur elbet.
Gönülde sehavet gülleri solsa,
Hurmet-i ahbaba kalýr mý himmet.”

3-Þefkat ve merhameti: Düþkünlere ve hastalara o derece merhametli idi ki, hiçbir ana ve baba evladýna o derece þefkat ve merhamet edemez... Yanýna gelen muzdariplerin ýzdýraplarýna çareler aramak üzere maddi ve manevi onlarla beraber muzdarip olur ve çok kimseler yanýndan ýzdýraplarýna çare ve dertlerine derman olunmuþ halde ayrýlýrlar idi.

“Sakýn incitme bir caný
Yýkarsýn arþ-ý Rahmaný”







dizeleri Alvar Ýmamýnýn inceliðine ne güzel bir misaldir.







Bir baþka ölçüsü de þöyledir:
“Adalet, merhamet, insaf gerektirir ehl-i imane
Mürüvvet et kýyas-i nefs ile zulmetme insane”

ÝRÞADI VE SOHBETLERÝ
Alvar Ýmamý bir Nakþi-halidi þeyhi idi. Ama ayný zamanda Kadiri tarikinde de üstad idi. Bir yanýyla Küfrevilerin halifesi idi, diðer yanýyla Kadiriler açýsýndan, Azeri olan Seyyid Hamza’nýn halifesi idi.







O'nun meclisi herkese açýktý. Sohbetleri Tevhid derslerini talim mahiyetindedir. Hadis-i þeriflerden bahseder, Peygamber ve Sahabe sevgisini iþlerdi. Mehmed Kýrkýncý Hocaefendi bu konuda þunlarý söylüyor: “Ekseriya sohbetlerinde marifetullah ve muhabbetullahtan, Allah’ý sevmekten bahsederdi.Bu bakýmdan meclisinde bulunanlar onu zevk ve þevkle dinlerlerdi. Doðrusu onun sohbetinde baþka bir haz, baþka bir tat var idi. Bu ise ona Allah’ýn bahþettiði bir lütuftu.”







Fethullah Gülen Hocaefendi bu konuda þunlarý ifade ediyor: “Alvar Ýmamýný bilirim. Sesi-soluðu, nefesi kimya bir insandý.”







Dergahýnda hatm-i hacegan denilen zikir toplantýlarýnda cehri ve hafi zikirler çekilir, ayný zamanda Efe hazretlerinin bestelenmiþ þiirleri ile kalpler coþardý. Bir þiirinde zikrin ehemmiyetini þöyle anlatýr:

Arþ-ý azam sallanýr
Zakir Allah dedikçe
Levhu kalem allanýr
Zakir Allah dedikçe”

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi müzikle alakalý bir soruya cevap verirken çocukluðunda devam ettiði Alvarlý’nýn dergahýnda def eþliðinde Efe hazretlerinin þiirlerinin okunduðunu belirtir ve bir misal olarak þu dizeleri nakleder:

“Ey talib-i feyzi Hüda
Gel halkaya gir halkaya
Ey aþýk-ý nur-i Hüda
Gel halkaya, gir halkaya”







Rahmetli Osman Demirci Hoca da þunlarý ifade etmiþlerdi: “Sohbet esnasýnda, doksan yaþýnda olmasýna raðmen bir delikanlý gibi dinç, Hatm-i Hâce’de Silsile-i âliyeyi ezbere okurdu. Ta Resulullah



(SAV)’dan baþlayarak o silsileyi son þeyhe kadar bütün baðýþlaya baðýþlaya gelirdi. Fesuphanallah, nasýl bir hafýza?

“Resulullah Muhammed Mustafa’dýr.
Veliyullah Aliyyül murtezadýr.

Veliler ekberi Sýddýk-ý Ekber
Aný tasdik eder zat-ý peygamber.

Ömer’dir þems-i eflak-ý adalet,
Eder izhar-ý Ýslam’a delalet.

O Zinnureyn Hak yar-i Osman
Güneþ gibi yüzünde nur-i Rahman

Resulullah dedi; Selman-ý Faris,
Benimdir, emreder nur-il mecalis.

Radýyallahu anhum her dü alem
Ve nur-i Seyyid-i Evlad-ý Adem

Ýlahi, ez kerem bab-ý keremkün
Kabulü bab-ý dergah-ý haremkün.”

Efe hazretleri’nin Gavs-ý Azam Abdülkadir Geylani hazretlerine çok ciddi bir merbutiyeti vardýr, divanýnda bu açýkça sezilir. Bir þiirinde ondan “Þemþ-i marifet pirimiz, tarikatte rehberimiz, gönüllerde enverimiz, dü cihan destgirimiz” diye bahseder.Ona göre Geylani hazretleri “Haremgah-ý visalin mahremidir.” Bir baþka þiirinde de Hazret-i Gavs için þunlarý söyler:

“Feyz-i Rabbani merkezi
Sýrr-ý velayet mehazi
Meydan-i reþadet bazi
Abdülkadir’dir Gavsullah”

Þeyhi olan Muhammed Küfrevi hazretleri içinde bir þiirinde þöyle der:
“Muhammed Küfrevi kenz-i keremdir
Meyan-ý kamilde Mesiha demdir
Avn-i Hüda ile sahib kademdir
Lokman-ý manevi derman iledir”

ESERLERÝ
Alvarlý Efe hazretleri alim ve arif olmasýnýn yaný baþýnda þairdi de.Arapça, Farsça ve Türkçe þiirler yazan Alvarlý Muhammed Lütfi Efendi'nin þiirleri vefatýndan sonra oðlu Seyfeddin Mazlumoðlu tarafýndan derlenerek Hulâsatü'l-Hakâyik adýyla yayýnlanmýþtýr.(Ýstanbul 1974) Bu divanda, çeþitli nazým þekilleriyle söylenen yedi yüzü aþkýn þiir mevcuttur. Hece vezni ve oldukça sade bir Türkçe'nin kullanýldýðý bu þiirlerden bazýlarý da bestelenmiþtir. Þiirlerinde daha çok Allah ve Resul sevgisi, ehl-i beyt aþký, zamanýn dehþeti iþlenmiþtir. Efe hazretlerinde ehl-i beyte çok büyük bir tazim vardýr. Divanýnda bu açýkça görülür. Birçok þiiri Kerbela faciasýna ayrýlmýþtýr. Onlarýn en meþhuru da þudur:







“Bu gün mah-ý Muharremdir, muhibb-i hanedan aðlar.
Bu gün Eyyam-ý matemdir, bu gün ab-ý revan aðlar.







Hüseyn-i Kerbela’yý elvan eden gündür.
Bu gün Arþ-ý muazzamda olan âli divan aðlar.







Bugün Âl-i abanýn gülþeninin gülleri soldu,
Düþüp bir ateþ-i dilsuz, kamu ehl-i iman aðlar.

Bugün Gülzar-ý Muhtar-ý Hüda’ya bir hazan esti,
Zemine düþtü vaveyla, felekte kehkeþan aðlar.

Bugün hunbar olur gözü elbet Haydar-ý Kerrarýn
Görür Zehra’yý hun efþan, Resul-i âli þan aðlar.

Bu gün evlad-ý Haydar, hem dahi ahfad-ý Peygamber
Döküldü gül gibi yerler yüzüne, asuman aðlar.

Gülistan-ý Muhammedin Gül-i hamralarýn derdi
Yed-i kahr ile ol gaddar, bu gün devr-i zaman aðlar.

Risalet gül gülistaný, nübüvvet baðu bostaný
Hüseyni ol nuristaný gören Pir ü civan aðlar

Güruh-i hanedana Lütfiya kurban ola caným
Ýla yevmil kýyame can ile ehl-i iman aðlar.”

Onun þiirlerinde Hz. Ali’ye de büyük bir sevgi ve baðlýlýk görülür:
“Nur-ý ayn-i Muhammed’dir
Þah-ý merdan Hayder Ali
Dürr-i Deryayý Ahmeddir
Þah-ý Merdan Hayder Ali





Fethullah Gülen Hocaefendi onun bu yönüne þöyle deðiniyor; Alvar imamý, Sünni dünyada neþet etmiþ, yetiþmiþ ama bilirim ben, “Ali” deyince gözleri dolardý ve hepimiz onun aðlamasýyla aðlardýk.”



Fakat onun bu sevgisi ölçülüdür ve Ehl-i sünnet prensipleri dairesindedir. O, dört halifenin de aþýðýdýr:

“Veliler serveri Sýddýk-ý Ekber.
Severdi Sýddýký Allah, Peygamber.
Adalet güneþi Hazret-i Ömer.
Nur-u Kur’an ile Osman Münevver.
Þecaatte Ali güneþten ezher.
Biz severiz çar-ý yar-i veliyi
Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali’yi.”

Efe hazretlerinin þiirlerinden bir kýsmý Ahirzaman alametleri ve devrin maddi manevi felaketleridir:
“El elden üzülmüþ, yar elden gitmiþ.
Humeka-yý zaman nanay oynarlar.
Kurb-ý kýyamettir, tarih de bitmiþ.
Humekayý zaman nanay oynarlar.

Taraf taraf bela istila eyler,
Kahrullah gazaba istinad eyler,
Kanlar akar yerde incimad eyler,
Humeka-yý zaman nanay oynarlar.

Ar ile namus da kalmadý gitti.
Yüzler siyah oldi, hayâ da bitti.
Dünyada yaþamak kemale yetti.
Humeka-yý zaman nanay oynarlar.

Avretler erine itaat etmez,
Erlerin avrete sözü kar etmez,
Evlad baba ile iftihar etmez,
Humeka-yý zaman nanay oynarlar.

Erkek diþi birbirine karýþdi,
Herkes arzusunu buldu görüþdi,
Alamet-i Kübra heman kavuþdi,
Humeka-yý zaman nanay oynarlar.

Lütfiyi affede Hazret-i Allah,
Merhamet buyura vallahi billah,
Korkarým tecelli ede adlullah,
Humeka-yý zaman nanay oynarlar.”



HAKKINDA DENÝLENLERDEN BÝR DEMET-



***Hacý Salih Bilgin: Çöðenderli Hacý Salih Efendi’nin Alvar Ýmamý Hace Muhammed Lütfi hazretlerine olan sevgisi bambaþkaydý. Bir gün þöyle demiþti: “Meþayýhtan çok zatlar tanýdým. Hepsi birbirinden baþkaydý. Ama o zat daha bir baþkaydý.”
Bir þiirinde Alvar Ýmamýna þöyle seslenir:
“Gel ey dilberin mâhý
Safa geldin benim nurum.
Melahetde nâzirin yok
Safa geldin benim ruhum.”



***M. Fethullah Gülen Hocaefendi: “Alvar Ýmamýnýn tekyesinde, 16 yaþýna kadar çocukluðum geçmiþtir. Reþid ve meseleyi anlamýþ bir insan olarak o büyük zattan -son devrin uful eden güneþlerindendi- istifade edememiþtim, edemem de... Ýstifade kabiliyete de baðlýdýr.”



Hocaefendi’nin Alvar Ýmamý hakkýnda diðer bazý beyanlarý: O sýkýþýk dönemde Alvar Ýmamý merhum hem medreseler açýsýndan, hem dini hayatýn tasavvufi bir ocakta terennümü açýsýndan kuvve-i maneviye olmuþtur.”



“Þarkýn dolu sineli insaný Alvar Ýmamý..”



“O, ruh gücü ve yüksek himmetiyle bulunduðu muhitte bir veliler baþbuðu, ledünni bilgisiyle devrin ünlüsüydü. Eþiðine baþ koyan herkesi manevi güç ve cazibesiyle büyüler, kendine çeker; sohbetine erenleri de irfanýyla mest ederdi. O, ince mercanlarla dolu bir deniz, çaðýltýlarla akan bir nehir ve derinlikleri herkesi düþündüren, harekete sevk eden bir garip gibiydi. Bugün O' nun hayat çeþmesinden kana kana içip ölümsüzlüðe eren nice kimseler vardýr ki, aradan bunca yýl, bunca zaman geçmiþ olmasýna raðmen, Ruhlarýnda hala O'nun hayatbahþ olan soluklarýný duyar gibi ürperirler.”



***Mehmed Kýrkýncý Hocaefendi: “Nakþi Tarikatýnýn büyük mürþidlerinden olan Muhammed Lütfi Efendi de hamiyetperver zatlardan idi. Yalnýz Erzurum’da deðil, tüm Þark’ta þöhret kazanmýþ, büyük bir mürþid idi. Fýtraten mümtaz olan bu zat, Fýkýh, Hadis, Tefsir ve Kelam gibi þeriat ilimlerinde de fevkalade vukufiyete sahipti.”



***Sadi Mazlumoðlu(Torunu): “Âlimdi, kâmil ve mükemmel bir insandý.



***Osman Demirci: “O zatý gördüðümde ben tatmin olmuþtum. Demek ki her asýrda Cenab-ý Hakk’ýn Kur'an-ý Kerim’in bütün emirlerine baðlý, Peygamberimiz (SAV) verasetini deruhte eden þahsiyetler bulunuyor. Zaten onlar olmazsa kâinat yaþayamaz. Onlar bir nevi sütun ve direk mesabesindedir. O'nun o vazifeyle tavzif edildiðini müþahede ettim. Sohbetlerine devam ettim. O'na baðlandým.”



***Ahmed Turan Bey; “Alimdi, Mürþid-i kamildi. Fakat bunlarýn en üstün meziyetlerinden birisi de fevkalade zeki bir insandýr.”
ÞÝÝRLERÝNDEN SEÇMELER
Alvar Ýmamý’nýn þiirlerinden birkaç tanesini Hülasat-ül Hakayýk adlý eserinden naklederek Efe hazretlerinin ruhuna binler fatihalar gönderiyoruz:



“Beni benden cüda kýlsan
Nolur ya Rab nolur ya Rab
Hak yoluna feda kýlsan
Nolur ya Rab nolur ya Rab

“Þem’a-i nur-i Ahmed’e



Cibriller pervane döner
Nur cemalli Muhammed’e
Kudsiler pervane döner.”

“Periþaným bugün cânâ periþan olmayan bilmez.
Cevahir kadrini cevher fürûþan olmayan bilmez.”

“Mehabbet bir Süleymandýr,gönül taht-ý revan olmuþ,
Muhabbet Mýsr-ý Kenan’dýr gönül Yusuf civan olmuþ.”

“Kerem kýl sultaným keremin kesme bi nevalardan,
Keremkane yakýþýr mý kerem kesmek gedalardan.”

“Bad-ý hazan esti, baðlar bozuldu.
Gülistanda katmer güller mi kaldý?
Þecerler kýrýldý, parlar üzüldü.
El atacak dahi dallar mý kaldý.”




“Dilberi gülber isterem,
Ruhleri ahmer olmalý,
Fatih-i Hayber isterem,
Yanýnda Kanber olmalý.”




”Sefinem gark oldu derd deryasýna,
Sahra-yý sinemi dert aldý getti.
Hasretkeþ olmuþdur dil leylasýna,
Bülbül tek zarýmý gül aldý getti.”

”Sen Mevlayý sevende, Mevla seni sevmez mi?
Rýzasýna erende, rýzasýný vermez mi?
Sen Hakkýn kapýsýnda canlar feda eylesen
Emrince hizmet kýlsan Allah ecrin vermez mi?



Varlýðýn mahv eylesen, terk-i vücud eylesen
Bu sahra-yý ademde, Yar yanýna varmaz mý?
Þer-i þerif yolunda, peygamberin halinde
Allah desen dilinde, bin kez halin sormaz mý?



Derd ile cangahýndan canan diye çaðýrsan
Derdin derman ederler, yaran merhem urmaz mý?
Sular gibi çaðlasan, Eyyub gibi aðlasan
Cihergahý daðlasan Ahvalini sormaz mý?”

“Gülistan mehabbet bülbülünden dersin al ey dil
Serindeki saadet sünbülünden dersin al ey dil
Kamu âlemleri var eyleyen Allah’a teslim ol
Gözündeki hidayet bülbülünden dersin al ey dil.



KAYNAKLAR
----------------------------------------------------
1-Hülasat-ül Hakayýk- Naþir-Seyfeddin Mazlumoðlu-1974
2- Sahabeden Günümüze Allah Dostlarý-10. Cilt-Þule Yayýnlarý-Ýst-1994
3- Alvarlý Efe Hazretleri-Ahmed Ersöz-Nil Yayýnlarý-1993
4- Hayatým Hatýralarým- Mehmed Kýrkýncý Zafer Yayýnlarý- Ýst-2004
5- Fethullah Gülen Hocaefendi’nin muhtelif sohbetleri.
6- Hacý Salih Efendi- Selman Demir- Þahsi Basým- Erzurum-2000



kaynak1: http://www.cevaplar.org/index.php?khide=visible&sec=12&sec1=48&yazi_id=4839&menu=1

kaynak2: http://www.cevaplar.org/index.php?khide=visible&sec=12&sec1=48&yazi_id=4840&menu=1
Gönderen: 20.07.2006 - 20:34
Bu Mesaji Bildir   itaat20 üyenin diger mesajlarini ara itaat20 üyenin Profiline bak itaat20 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1409 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73335 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.