0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » İsra ve Miracın Keyfiyeti

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mamur su an offline mamur  
İsra ve Miracın Keyfiyeti
59 Mesaj -
Ýsra ve Miracýn Keyfiyeti

Cenab-ý Hâk þöyle buyurmaktadýr:
Bismillahirrahmanirrahim
‘Bir gece kendisine âyetlerimizden bir kýsmýný gösterelim diye, kulunu Mescid-î Haram'dan, çevresini mübarek kýldýðýmýz Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah, noksan sýfatlardan münezzehtir; O, gerçekten iþitendir, gözetendir’. Ýsra sur. Ayet:1
Bir diðer surede de þöyle buyruluyor:
"Þimdi siz onun gördüðü üzerinde kendisiyle tartýþýyor musunuz? Andolsun ki, Onu bir baþka kez daha iniþte gördü. Sidretu'l-Münteha’nýn yanýnda. Barýnma (Me'va) cenneti onun yanýndadýr. O zaman O gördüðünde Sidre'yi kaplayan kaplýyordu. Göz kaymadý ve (sýnýrýgöz kırpma aþmadý da. Andolsun ki o Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kýsmýný gördü." Necm, 53/12-18

Miraç Ne Þekilde Vuku Bulmuþtur?
Peygamberimiz s.a.v. þöyle buyurmuþlardýr:
‘ Bir gece halam Ümmühanýn evinde, diðer bir rivayete göre Kâbe’de iken Cebrâil a.s. geldi. ‘Ey muhterem nebi Yargýlayýcý olan Rabbinin huzuruna varmak için kalk, melekler seni bekliyorlar dedi.
Göðsümü göbeðime kadar yardý, kalbimi çýkarýp iman dolu bir altýn tasta yýkadý. Tekrar yerine koydu. Bundan sonra katýrdan küçük merkepten büyük beyaz renkte ve Burak isminde bir hayvana bindirildim. Bu hayvan her adýmýný, gözün görebildiði son noktaya atýyordu. Bir anda Mescid’i Aksa’ya geldik. Cebrail Burak’ý bütün peygamberlerin hayvanlarýný baðladýklarý bir halkaya baðladý. Mescid’de Peygamberlerin ruhlarý temessül etti. Bize selam verdiler. Bende selamlarýna karþýlýk verdim. Cebrail bana öne geç nebilere iki rekat namaz kýldýr dedi. Bende imam olup namazý kýldýrdým. Cebrail bana biri süt, biri þarap dolu iki kap getirdi. Ben sütü içince, yaratýlýþýna uygun olaný seçtin dedi. ‘ Ebû Said-i Hudri’nin rivayetine göre, Peygamber efendimiz s.a.v. þöyle devam ettiler:
‘ Bundan sonra bir Miraç (Merdiven) getirildi ki, ben ondan güzel bir þey görmedim. O miraç ölülerinizin ölürken gözlerini diktikleri þeydir. Ölülerin ruhlarý, bu merdivenden yukarý çýkar. Cebrail beni bu merdivenden Hafaza kapýsýna kadar çýkardý. Yani dünya semasýna kadar bir anda geldik. Burada Cebrail, semanýn açýlmasýný istedi ve orada þöyle bir muhavere geçti. Ýçerden soruldu:
- Sen kimsin?
- Ben Cebrail’im.
- Yanýnda ki kim ?
- Muhammed s.a.v.
- Ya O Resûl olarak gönderildi mi?
- Evet.
‘ Hemen kapýyý açtýlar ve beni selamladýlar. Bir de ne göreyim, semayý muhafaza eden Ýsmail isminde müvekkil bir melek, yanýnda yetmiþ bin melek o meleklerden her birinin yanýnda yüz bin melek var’. ‘Bunlardan ayrýlýnca bünyesi yaratýlýþýndan beri hiç deðiþmemiþ bir adamýn yanýna geldim. Kendisine zürriyetinin ruhlarý arz edilince Mümin ruhu ise, ne güzel, ne hoþtur. Bunun kitabýný Ýlliyyin’de kýlýn diyor. Kafir ruhu ise, ne kötü ruh, ne fena rayiha .. Bunun kitabýný Siccil’den kýlýn diyor. ‘
- Ya Cebrail bu kim? diye sorduðumda,
- Bana Adem’dir diye cevap verdi. O bana selam verdi ve hoþ geldin ey salih nebi, ey salih evlat diye karþýladý.
Burada bana cehennem gösterildi. Orada, çeþitli þekillerde azap gören kavimler gördüm. Dudaklarý deve dudaðý gibi bir kavim gördüm ki, baþlarýna bir takým memurlar konmuþ dudaklarýný kesiyorlar. Bunlarýn kim olduklarýný sorunca, Cebrail, yetim malý yiyenler olduklarýný söyledi. Yine orada pislik yiyen zinakarlar, kendi etlerini yiyen gýybetçiler, yerlerde ve Firavun hanedanýnýn ayaklarý altýnda çiðnenen faizciler, baþ aþaðý ayaklarýndan asýlmýþ zina eden ve çocuklarýný öldüren kadýnlar gördüm.
‘ Sonra ikinci semaya çýktýk.Orada Yusuf a.s. ile buluþtuk. Yanýnda ümmetinden kendisine tabi olanlarda vardý. Yüzü, ondördüncü gecede ki ay gibi idi. Onunla da selamlaþtýk.
Peygamber efendimiz üçüncü semada iki teyze zade Yahya ve Ýsa a.s. ile, dördüncü semada Ýdris a.s. ile, beþinci semada Harun a.s. ile ve altýncý semada Musa ile görüþtü. Onlarýnda hepsi, ‘ Hoþ geldin ey salih kardeþ, salih nebi’ dediler’.
Resûlü Ekrem anlatmaya devam ediyor:
‘ Daha sonra yedinci semaya geçtik. Orada Ýbrahim a.s. ile buluþtum. Sýrtýný Beytül Mamur’a dayamýþ, beni selamladý ‘ Hoþ geldin ey salih nebi!.. Hoþ geldin ey salih evlat dedi. Burada bana denildi ki,’Ýþte senin ve ümmetinin mekaný’. Sonra Beytül Mamur’a girdim. Ýçinde namaz kýldým. Bu beyti her gün yetmiþ bin melek tavaf eder, ve bir daha kýyamete kadar tavaf için sýra gelmez.’
Peygamber efendimiz, burayý anlatýrken, þu ayeti kelimeyi okudular: ‘Rabbinin askerlerinin adedini ancak Rabbin bilir.’ El-Müddesir sur: ayet:31
Peygamberimiz, yedinci semada gördüklerini anlatmaya devam ediyor:
‘ Burayý gezerken bir aðaç gördüm ki bir yapraðý bu ümmeti bürür. Aðacýn kökünden bir menba akýyor ve ikiye ayrýlýyordu. Cebrail’e bunu sorduðumda dedi ki, ‘Þu rahmet nehri, þu da Allah’ýn sana verdiði Kevser Havzýdýr.’ Rahmet nehrinde yýkandým. Geçmiþ günahlarým affedildi. Sonra Kevser yolunu tutarak cennete girdim. Orada göz görmedik, kulak iþitmedik, beþerin hayal ve hatýrýna gelmeyecek olan þeyler gördüm.
‘Bundan sonra Sidretül Münteha’ya kadar çýktýk. Sidre’den yükselince Cebrail durakladý ve’ Ya Muhammed, yemin ederim ki, ben buradan bir karýþ ileriye geçersem yanarým. Benim buradan ileriye geçmeye takatim yoktur’ dedi.
Resulü Ekrem, lâhut âleminin bu en yüksek yerinde REFREF denilen bir vasýtayla, Allah’ýn dilediði yere geldi. Bir rivayette, Peygamberimiz þöyle buyuruyorlar:
‘Sidre’den sonra öyle bir yere yükseldim ki, kaza ve kaderi yazan kalemlerin çýkardýklarý sesleri duydum. Arþýn altýna geldiðimde, Arþýn üstüne baktým, ne zaman var ne mekan, ne de cihet. Rabbimin þu lâhuti sesini iþittim:
‘Yaklaþ ey Muhammed . Ben de Kabe Kavseyn miktarý yaklaþtým. Rabbimin ilhamý ile þunlarý okudum: ‘Ettehiyyatü lillahi, vessalevâtü, vettayyibatü.’ (En güzel tahiyye Allah’a mahsustur. Bedeni ve mali ibadetler de O’na layýk ve mahsustur.) Bunun üzerine Allah C.C. þu mukabelede bulundu:
‘ Es-selâmü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetüllahi ve berekâtühû.’ (Ey nebi, selâm sana olsun. Allah’ýn rahmeti ve bereketi de sana olsun.) Ben tekrar, Es-selâmü aleynâ ve alâ ibadillahissalihine. Eþhedü enlâ ilâhe illallah ve Eþhedü enne Muhammed en abdühu ve resulü hu .&#8217aglaSelâm, bizim ve Allah’ýn salih kullarýnýn üzerlerine olsun. Ben þahadet ederim ki, Allah birdir. Ondan baþka ilâh yoktur. Yine þahadet ederim ki, Muhammed, Allah’ýn kulu ve elçisidir.) dedim.’
Bir diðer rivayette :
Artýk Allah bana vahyettiðini vahyetti. Üzerime her gündüz ve gece içinde elli namaz farz kýldý. Musa'nýn a.s. yanýna indim. Rabbin ümmetin üzerine neyi farz kýldý? diye sordu. Elli namaz farz etti, dedim. Rabbine dön ve ondan azaltmasýný iste. Çünkü ümmetin buna güç yetiremez. Ben Ýsrail oðullarýný imtihana tabi tutmuþ ve onlarý tecrübe etmiþimdir, dedi. Ben de Rabbime döndüm ve: Ey Rabbim! Ümmetim üzerine hafiflet, diye niyaz ettim. Benden beþini indirdi. Musa'ya döndüm. Benden beþ namazý indirdi, dedim. Muhakkak ümmetin buna güç yetiremez. Binaenaleyh Rabbine dön ve hafifletmesini iste, dedi. Böylece Rabbim Tebareke ve Teala ile Musa a.s. arasýnda gidip gelmeye devam ettim. Nihayet (Rabbim bana) þöyle buyurdu: "Ey Muhammed! Onlar her gündüz ve gece içinde beþ namazdýr. Her bir namaz için on (sevap) vardýr. Ýþte böylece elli namaz olur. Her kim bir iyilik yapmaya niyetlenirde yapamazsa, onun lehine bir iyilik yazýlýr. Eðer yaparsa on iyilik yazýlýr. Her kim bir kötülük yapmaya niyetlenir de yapmazsa onun aleyhine hiç bir þey yazýlmaz. Eðer yaparsa, bir tek kötülük yazýlýr." Sonra indim ve Musa'nýn (a.s.) yanýna vardým. Kendisine haber verdim. Rabbine dön ve ondan hafifletmesini iste, dedi. Allah Resulü s.a.v. : "Rabbime çok döndüm, nihayet artýk ondan utandým, cevabýnda bulundum" buyurdu. S. Müslim
Miraç vakýasýný Hz.Muhammed’den 45 sahabe rivayet etmiþtir.Ýbni Kesir’in ifadeleri bu meyandadýr. Sözü edilen sahabelerin bazýlarý þunlardýr: Enes b.Mâlik,Ebu Hureyre, Ebu Zer, Mâlik b.Sa’Saa, Ýbni Abbas, Cabir b.Abdullah , Ýbnu Mesud …. Bu rivayetler, S. Bûhari, S.Müslim, Sünen Nesaî, gibi meþhur kütübi site kitaplarýnda mevcuttur.
Miracýn Sübut Delilleri :
Ýsra ve Miraç olayýnýn meydana geldiði, hem Kuran’la Hem Resulullah’ýn sünneti yani hadisleriyle hemde Ýslâm ümmetinin icma’sý ile sabittir. Ýhtilaf Ýslâm ümmeti arasýnda mevcut deðildir. sadece oluþ biçimi özerinde bazý farklý görüþler olmuþtur. Farklý görüþ sahiplerinin, delilleri zayýftýr.
- Miracýn Mekke’den Mescidi Aksa’ya kadarki kýsmý kitapla sabittir. Bunu Ýnkar eden kâfir olur.
- Mescidi Aksa’dan semalara kadar ki kýsmý meþhur hadislerle sabittir.bunu inkar eden kimse fasýktýr.
- Semadan Mâverâyý aleme çýkýþý ise Haber-i âhad ile sabittir. Bunu inkar eden ise Muhti (hata etmiþgöz kırpmaolur.
Ýsra ve Miraç nedir?

Hicretten bir buçuk yýl kadar önce Peygamber s.a.v. efendimizin hayatýnda meydana gelen bu çok önemli olay, geceleyin O’nun uyanýk bir halde ruh ve bedeniyle Mescidi Aksa’dan yüce makamlara çýkmasý demektir.
Ýsrâ : Resûllah’ýn s.a.v. Mescidi-i Haram'dan Beytü'l-Makdis'e kadar olan gece yolculuðunu belirtir ki bu, âyetle sabit olmuþtur. O bakýmdan inkârý küfrü gerektirir.
Miraç: Ýsrâ gecesi Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz'in Beytü'l-Makdis'ten Melek Cebrail'in eþliðinde madde âleminin son sýnýrý olan Sidretü'l-Münteha'ya, oradan da mâna âlemine yükselmesi ve esrar perdelerinin kaldýrýlarak en kutsal huzura kabul edilmesidir. Bu olay da sahîh hadîslerle sabit olmuþtur.

Bazý Terimler:
Mescidi Haram: Kâbe’yi çevreleyen ve Haremi þerif denilen mesciddir. Yer yüzünde ilk defa inþa edilen mabet budur.
Mescidi Aksa: Kudüs’teki beytül Makdistir. Kâbe’den sonra yer yüzünde yapýlan ikinci mabeddir. Aksa denilmesi, Kâbe’ye bir aylýk mesafede bulunmasýdýr.
Evet, Müslümanlarýn ilk kýblesi ve haram mescidlerin üçüncüsü olan Mescidi Aksa'yý baðrýnda barýndýran bu topraklar Allah tarafýndan mübarek kýlýnmýþtýr. Çünkü bu kutsal topraklar peygamberlerin yurtlarýdýr. Buralarda onlara vahiy inmiþtir. Hepsinden de önemlisi bu topraklar son peygamber, Hz. Muhammed s.a.v. Ýsra ve Miraç mucizesine þahit olmuþtur.

Beytül Mamur: Yedinci semada melekler tarafýndan tavaf edilen mabeddir.
Sidretül Münteha: Arþýn saðýnda bir aðaçtý ki, ne bir melek ne saire ondan ötesine asla gecemezler. Sidretül Münteha semavat ile cihaný gölgesine altýna alan bir aðaçtýr. Kökü sema-î sadisede kendisi sabiadadýr. Sidretül Münteha diye isimlendirilmesi ise: Melâikei Kiram ile Enbiyayý azamýn müntehayý ilmi olmasý itibariyledir.Yalýnýz Resûlü Ekrem s.a.v. O’ndan öte Kabe Kavseyn desturu urûc verilmiþtir. Allah’tan baþka hiçbir kimsenin daire-i ilmine giremez.
Refref : Mahiyetini aklýmýzýn kavrýyamýyacaðý bir vasýtadýr.
Kabe Kavseyn : Ýki yay miktarý kadar bir mesafedir.
Miraç Ne Zaman Vuku Buldu?
Bu büyük hadisenin tarihi üzerinde ehli siyer ve büyük Ýslam tarihçilerin görüþleri þöyledir:
- Bazýlarýna göre: Tâif seferinden altý ay sonra Miraç hadisesi olmuþtur.
- Diðerlerine göre: Bu hadise Bi’setin on ikinci senesi Rebiül evvel ayýnýn onüçüncü gecesi ceryan etmiþtir.
- Çoðunluðun (Cumhurun ) görüþü ise: Hicretten bir buçuk sene evvel Recep ayýnýn 27. gecesi olmuþtur. Tercih edilen görüþ cumhurun görüþüdür. Olay Mekke’de vuku bulmuþ, Medine-i Münevvere’de deðil.
Resûlullahýn s.a.v. Miraçta Binitleri:
1- Burak: Mescidi Haram’dan Mescidi Aksa’ya kadar.
2- Miraç (Merdiven) : Mescidi Aksa’dan semayý dünyaya kadar.
3- Meleklerin Kanadý: Semayý dünyadan yedinci semaya kadar.
4- Cibril: Yedinci semadan, Sidre-i Münteha’ya kadar.
5- Refref : Sidre-i Münteha’dan, Kabe Kavseyn’e kadar.
Peygamberimize Miraç’ta Verilen Ýhsanlar:
Müslim’in rivayetine göre, Miraçta Resûlullah’a 3 þey verildi:
- Her gün, 50 vakit sevabýna denk, 5 vakit namaz.
- Bakara suresinin son ayetleri.
- Ümmetinden, hiç bir þeyi Allah’a þirk koþmayanlara cennet.
Miraç Olayý Ruhen mi? Bedenen mi Oldu?
Ýsra ve miraç uyanýk halde, hem ruhen hemde bedenen gerçekleþtiði muhakkaktýr. Þayet bu büyük olay rüya yoluyla meydana gelmiþ olsaydý, þaþýlacak bir cihet söz konusu olmazdý. Kureyþ müþrikleri onu yalan sayma ihtiyacýný bile duymazlardý.
Melek Cebrail'e gelince: Dokunduðu yerde hayat ve kudret baþlar. Son derece nuranîdir. Peygamberlerin kalplerine vahyi bu nur ile ilka eder ve kalbe inen bu nur, ruha üstün bir kudret verir ve sýrasý gelince bedenin ruhlaþmasýna imkân tanýr. Bu ruh muazzam bir hayat ve enerji kaynaðýdýr.
Gerçek bu olunca, gerek ilâhî vahiy indiðinde, gerekse Melek Cebrail geldiðinde, Resûlüllah s.a.v. Efendimizin, bedeni kendi faaliyetlerini durdurup bütünüyle ruha tabi olur ve dünyadan ilgisi kesilmiþ bulunurdu.
Nitekim O bu inceliðe iþaretle þöyle buyurmuþtur: «Ben sizin gibi deðilim. Allah beni yedirir ve içirir.» Diðer rivayette: " Ben sizin görmediðinizi görür, duymadýðýnýzý duyarým ‘’ Ebu Hureyre ,S.Müslim.
Bir de büyük ruh olan melek Cebrail'in Peygamberimize eþlik etmesini düþünürsek, yüce ruhlarýn nasýl bir araya gelip zaman ve mekân kavramlarýný aþtýklarýný anlamakta gecikmeyiz.
Ýsa Peygamberin de göðe yükselme olayý böyle olmuþ; Ýbrahim Peygamber, ateþe atýlýrken maddî yapýsý ruhî yapýsýna dönüþmüþ ve o sebeple ateþ ruhu yakamamýþtýr ki, bütün bunlar zahirî sebep ve ilet kanunlarýnýn iptal edildiðine, ruhî sebeplerin nâzým rol oynadýðýna ve sonuç olarak mucizelerin gerçekleþtiðine delâlet etmektedirler.
Ayette «abd» tabiri bilhassa her türlü ihtimali ortadan kaldýrmakta, Peygamber'in s.a.v. sözü edilen olayý her iki yapýsýyla birlikte yaþadýðý ifade edilmektedir. Çünkü «abd» ruhla bedenin tamamýna delâlet eden bir kelimedir.
Zira Resûlüllah efendimizin sýk sýk «rüyamda Cennet bana gösterildi, Cennet ile Cehennem bana arzolun-du..» þeklinde gördüklerini arkadaþlarýna anlatmasý hususunda , itiraz ve yalanlamaya hiçbir zaman maruz kalmamýþ ve kimse bunu reddetmeyi düþünmemiþtir.
Sonuç olarak, muhakkik alimler þöyle demiþlerdir: "Cenâb-ý Hakk'ýn, Hz. Muhammed’i s.a.v. hem ruhu hem de bedeni ile Mekke'den Mescid'i Aksa'ya geceleyin götürdüðüne, oradan da Miraca yükseldiðine hem Kur'ân, hem de hadisler delalet etmektedir.

Peygamberimiz Miraç Gecesi Rabbini Gördü mü?
«Kuluna vahyettiðini vahyetti..»
Cebrail aradan çekildi. Ha-bîb mahbubuna kavuþtu. Vahiy vasýtasýz cereyan etti. tarifi mümkün olmayan bir zevk içinde ilâhî cemal sýfatýnýn tecellisine mazhar oluyordu. Kur’an-ý Kerimde ki, bütün sure ve ayetler Cebrail vasýtasýyla, Peygamberimize gelmiþtir. Ancak, Bakara suresinin son iki ayeti, Resulullah s.a.v. vasýtasýz verildi.
«Gözünün gördüðünü kalbi yalanlamadý..»
Kalbi, basireti, gözlerinin gördüðünü doðruluyor ve birlikte ayný lütuflara mazhar kýlýndýklarýný tasdik ediyordu. Artýk bu konuda Hz. Peygamber ile tartýþmak veya doðruluðunu inatla inkâr etmek büyük bir küstahlýk olur.
Gerek Sidretül Münteha'da, gerekse onun ötesinde Cenâb-ý Hakk'ýn en büyük âyetlerini görme bahtiyarlýðýna eriþti. Mirac gecesi, gidiþ ve dönüþte; çýkýþ ve iniþte; maddeden mânaya intikal saðlayýþta ilâhî kudretin yüceliðine, sanatýnýn eþsizliðine delâlet eden birçok belgeler ve âyetleri, temsili anlamda öðüt ve ibret alýnacak görüntüleriyle müþahede etti. Melek Cebrail'i aslî suretinde altý yüz kanadýyla birlikte görmesi; gaybi bir vasýta olan Refref'e binmesi bunlardan sadece iki tanesidir. Bunlardan baþka bizim bilmediðimiz birçok sýr ve hikmetler Efendimiz'e bildirilmiþtir.
“Göz,ne kaydý,ne de þaþtý.” Necm sur, 10-11,17
Sidretül Münteha'ya yükselen Resûlüllah s.a.v.Efendimiz, belli bir makama gelip orada ilâhî hitaba mazhar oldu. O makamda gözü baþka bir yana kaymadý ve þaþkýnlýk da geçirmedi. Vasýtasýz, gelen vahyi kalbiyle telakki etti.
Bu bahiste ki görüþler:
1- Hz. Ayþe r.a. :
- ‘Her kim Muhammed s.a.v. Rabbini baþ gözüyle gördü diye iddia ederse, Allah'a karþý büyük iftira etmiþ olur dedi’.
2-Abbas r.a. sorulduðunda, Muhammed Rabbini gördü mü?
- ‘Evet Muhammed Rabbini kalb gözü ile gördü’.
3 - Tabiînden Abdullah b. Þakik diyor ki : Râvî Ebû Zerr'e r.a. dedim ki: «Peygamber s.a.v. Efendimizi görmüþ olsaydým, herhalde O'ndan bir þey sorardým.» Ebû Zer r.a. : «Ne sorardýn?» deyince, «Rabbini gördün mü?» diye sorardým» dedim. Bunun üzerine Ebû Zer r.a. þu cevabý verdi : «Bu hususu ben Resûlüllah s.a.v. Efendimiz'den sordum. Buyurdu ki: «Þüphesiz Rabbimi bir nur olarak gördüm; artýk O'nu nasýl görebilirim!»
S.Müslim, Ýbni Mâce, Ahmed Ýbni Hanbel
Miraç gecesi Peygamber efendimize s.a.v. bir çok hakikatler gösterilmiþ. Bu büyük olay insanlar için ciddi bir imtihan, ayýklama ve süzülme olmuþtu.

Bu muazzam hadise hakkýnda ki ihtilaflarýn menþei þudur:
- Bu hadise Müslümanlarýn sayýca az ve daðýnýk olduklarý bir sýrada vuku bulmuþtu.
- Bu hadisenin ravileri, miracýn vukuðu zamanýnda ya henüz doðmamýþlar yahut ta küçük yaþta idiler.
- Hadise Mekke’de vuku bulmuþtu, Medineli olan raviler miraç hadisesini hicretten sonra baþkalarýndan dinlemiþler esasta birleþmiþlerdir.
- Bu gibi sebeplerden dolayý hadisenin tafsilatý hakkýnda ihtilafa düþmüþlerdir.
Miracýn Özellikleri:
1- Miraç yüce peygamberin þahsýnda insanlýðýn yükselmesidir.
2- Yüce yaratýcý Cebraillide aradan çýkararak, doðrudan Resulünü muhatap almýþ, Cebrail’e gizlenen pek çok sýr Hz. peygambere miraçta açýklanmýþtýr.
3- Çobaný olduðu insanoðluna Namaz denen eþsiz zevk tefekkür miracýný yani yüce yaratýcý ile, doðrudan konuþma imkanýný miras býrakmasýdýr.
4- O bütün çaðlarýn efendisi Namaz armaðaný ile insaný meleklerin bile kýskanacaðý yüce bir tahta oturtmuþtur.
5- Miraç insanýn sorumluluðuna eþ deðer bir ödüldür, güçtür,ve enerjidir.
6- Miraç kendini insanlýðýn acýlarýna dertlerine adamýþ yüce peygamberin, sýkýntýlarýnýn doruða çýktýðý bir zamanda gerçekleþmiþtir.
7- Apaçýk görülmektedir ki, Miraçtan sonra Ýslam hýzla zafere doðru yürümüþtür.
8- Peygamber efendimizin s.a.v. þeref ve itibarýnýn, Allah indinde ki yüceliðinden bahsedilir. Böylece kâfirlerin hiçbir azgýnlýðýnýn bu þerefe leke süremeyeceðine iþaret edilir.
Miracýn Esrarý:
Mescid’i Haram’dan Mescidi Aksa’ya yapýlan bu yolculuk her þeyden haberi olan, her þeyi güzel þekilde düzenleyen yüce Allah’ýn yapýlmasýný istediði bir yolculuktur. Bütün tevhide dayalý dinlerin kutsal saydýklarý yerleri birbirine baðlýyor. Baþtan sona kadar Hâkka olan bu yolculuk .Allah’tan bir lütuf ve büyük bir mucizedir. O gece bekleyiþ gecesidir.O gece normal bir gece deðildi. Bunlar tümü ile sadece yüce Allah’ýn bilgisine açýk gayb konularýdýr. Cenabý Hâkkýn ilâhi davetçisi olan peygamberimizi s.a.v. yer ve semalar ehli beklemekte, o gece tamamen teyakkuzda, o gece mucizelerle geçti. Ezel esrar perdesi kaldýrýldý. Miracý sebepler üstüdür. Dolayýsýyla Onun hýzý, hayalin, ýþýðýn ve ruhun süratiyle kýyas edilemeyecek ölçüdedir. Mübarek göðsünün açýlmasý, yýkanmasýnýn hikmeti:
Bu ilâhi yolculuða hazýr hale getirilmesidir. Bu temizleme ve ameliyat, gelecek yüz binlerce kuvvette ki, ilâhi nûru hafifleterek, peygamberin kalbine indirmek ve fizik ötesine dayanabilmek için göðsü açýldý, zemzemle yýkandý…… Peygamberimizin Ruh ve bedeni, çok faal hale getirildi. Daha sonra Cebrail a.s. sohbetinde Kutsiyet aleminin ilhamlarýna mahzar oldu.
Peygamber Efendimiz nurdan mahluk meleklerden ibaret semalardan, huzuru ilâhiye ye çýkarken Beytü’l-Mamur’u gördü Daha sora Sidretül- Münteha’ya Cibril’le a.s. geldiler Orasý ilahi nurlarla aydýnlatýlmýþtý, renk renk nurlar her tarafý kaplamýþ. Orasý nur içinde ýþýldýyordu, orada Cebrail’i hakiki suretinde biz kez daha gördü.
Allah Resulü buyurdu ki: "O, Cebrail'dir. Onu gerçek yaratýlýþý üzere bu iki kereden baþka görmedim. Gökten inerken gördüm. Hilkatinin büyüklüðü, sema ile arz arasýný örtmüþtü" S. Müslim.
Sahih olan bir diðer rivayette:
Resulullah’ýn Miraç dönüþünde “ Cebrail’i gördüm, altý yüz kanadý ile bütün ufku kaplamýþtý ” S. Buhari
Meleklerin kanatlarýnýn gerçek yüzünü ve nasýl olduðunu ise Allah bilir. Melek Cebrail, hiçbir peygambere asýl suretiyle tecelli edip görünmemiþtir.Gerektiðinde insan suretine girip öylece zahiri mülakatta bulunmuþtur. Sadece Resulü Ziþan efendimize hakiki suretinde görünmüþtür.
Allah’ýn yaratmasýndan hikmetler, kanunlar çýkar, Ýzzetinin sýnýrýna yanaþýlmaz, yani Ýzzet ve rahmetiyle peygamber, kitap gönderir. Hikmetiyle din ve ilim öðretir.
Tirmizî'nin Hz. Aiþe'den rivayetine göre de Resulullah Cebrail'i kendi þekliyle ancak iki kez görmüþtür. Bir kere Sidre-i Münteha'nýn yanýnda, bir kez de Mekke’de görmüþtü.
Cabir b. Abdullah Ensari r.a. þöyle nakletmiþtir:
Allah Resulü s.a.v. vahyin kesildiði dönemi anlatýrken söz arasýnda þöyle buyurdu: "Ben yürürken birdenbire gökyüzü tarafýndan bir ses iþittim. Baþýmý kaldýrdým, bir de baktým ki Hira'da bana gelen melek gök ile yer arasýnda bir kürsi üzerine oturmuþ. Pek çok korktum, hemen (evime) döndüm ve: Beni örtün, beni örtün! dedim. Beni örttüler." S. Müslim.
Miraç konusuyla ilgili Kuran'da haber verilen bilgilerden biri de, Peygamber Efendimiz s.a.v. 'in Sidretü'l-Münteha'ya yükselmesidir. Necm Suresi'nde bu mucize þu þekilde bildirilmektedir: ‘Andolsun, onu bir de diðer iniþte görmüþtü. Sidretü'l-Münteha'nýn yanýnda. Cennetü'l-Me'va onun yanýndadýr. Sidreyi örten örtmekte iken, göz kayýp-þaþmadý ve (sýnýrýgöz kırpma aþmadý. Andolsun, O, Rabbinin en büyük ayetlerinden olaný gördü. Necm Suresi, 13-18
Sidretül-Müntehâ', "Allahu Teâlâ'nýn zât âlemi demektir ki, buraya ne meleklerin büyükleri, ne de Peygamberlerin büyükleri dâhil olabilir. Nitekim hadis-i þerifte de Hz. Peygambere refakat eden Cebrâil a.s. da Peygamberimizi buraya kadar götürmüþ, buradan ileriye geçmeye izinli olmadýðýný ifade ederek, bundan sonra Cenâb-ý Hakk'ýn daveti sebebiyle Hz. Peygamberin yalnýzca gideceðini bildirmiþtir. Ýþte bu yüzden bu terkib "son sýnýr, son hudut veya sýnýrýn sonu" diye anlaþýlmýþtýr. Resulullah’ýn s.a.v. anlattýðýna göre:
‘..Beytü'l-Mamur'u gördüm. Ona günde yetmiþ bin melek girer ve bir daha ona dönmezler. Sonra Cebrail beni Sidretü'l-Münteha'ya götürdü. Bir de gördüm ki Sidr aðacýnýn yapraklarý fillerin kulaklarý gibidir. Onun yemiþleri ise (Yemen'in Hecer kasabasýgöz kırpma testilerine benzer. Allah'ýn emrinden, her þeyi bürümekte olan þey Sidreyi tamamýyla bürüyünce bana baþka bir hâl oldu. Anladým ki Allah'ýn yarattýklarýndan, onun güzelliðinin bir kýsmýný bile tavsif ve tarif etmeye gücü yetebilecek hiç bir kimse yoktur. Artýk Allah bana vahyettiðini vahyetti. Enes r.a. rivayet etmiþ. S.Müslim.
Sidretül Münteha, semalarý ve Cennetleri kucaklayan ulu bir varlýk aðacýdýr.Sidre Arþý Alânýn altýndadýr. Sidretül müntehâ'nýn göz ve gönül alýcý bir görünüm arz ettiði ve ilâhî tecellilerin aralýksýz o sýnýra yöneldiði anlaþýlýyor.Sidre’den ilerisine ne bir melek nede bir peygamber yaklaþamaz. Ýlerisi gayb alemidir.
Allah dan baþka hiçbir kimsenin ilmi oraya dahil olmaz. Akýllarýn durduðu son had olan Sidretül Münteha’dan ilerisi sadece Peygamberimize "Kabe Kavseyn" kadar yaklaþmasýna müsaade edilmiþtir. Mi'rac gecesinde bu mevkiye vardýklarýnda Cibril geride kalmýþ; Resulullah s.a.v. geri kalmasýnýn sebebini sormuþ, Cibril þöyle cevap vermiþtir: "Bu makam dostun dostta kalacaðý bir makamdýr. Eðer kýl kadar ileri gidersem yanar kül olurum. Bundan sonrasýný geçmek sadece sana bahþedilmiþtir. Bu ilâhi yolculuðun azameti,esrarý beþer idrakinin üstünde bir olay oluþudur.O gece yer ve gökler birleþmekte, gayb aleminin seyrü ve müþahedesi söz konusudur. Fahri kainat efendimizin s.a.v. zihni ile ruhu karþýsýnda zaman ve mekan perdeleriyle diðer perdeler yýrtýlmýþ. Resulullah’ýn mübarek gözü önünde, zaman ve mekan mefhumlarý kalkmýþ. Cenab-ý Hakkýn kelamýna ve sohbetine muhatap olmuþ, Cemal’ini görmekle þereflenmiþtir. Ne büyük mazhariyettir bu? Dünyada iken baþ gözüyle kâinatýn Yaratýcýmsýný görmek, peygamberler de dahil hiç kimseye nasip olmamýþtýr. Onun içindir ki O göklerin, fizik ve metafiziðin yolcusuna, O Hakk’ýn misafirine kemalat ve fazilette kimse ulaþamamýþtýr, onun için O eþsizdir
Mirac’ýn Hikmetleri:
Ýsra ve Miracýn hakikati nedir? Peygamberimizin s.a.v. Miraca giderken Kudüs’e uðramadan direk Mekke’den semalara niçin yükselmedi de, Kudüs’ü þeriften uruç ettiler. Bu cihetten Miraca çýkýþýnýn keyfiyeti nedir? Bir hadisi þerifte: ‘Kâbe-i Muazzama Beytül Mamur’un hizasýndadýr’ buyrulmuþtur.

1-Resûlü Ekrem’in s.a.v. Kudüs’ten miraca gidiþinin hikmeti ise: Hz. Muhammed’din Risaletinin evrensel oluþudur.
Mübarek þehirde ( Kudüs) o gece cem olup gelen peygamberler Mescid’i Aksada Hatemül enbiyayý imam seçip arkasýnda saf tuttular namaz kýldýlar. Ýçlerinden hiç biri ben öne geçip imam olayým demedi îma bile etmedi. Bütün peygamberler O Resûlü sýkaleyne cemaat oldular. Arkasýnda namaz kýlmakla Risaletini tastik ettiler. Burada ki mana ve hikmet þudur:
Ey insanlar ey kavimler ahir zaman peygamberine uyun, O’nun Risaletini kabullenin. Size getirdiði Kur’ana þeksiz inanýn. O sadece Arap yarým adasý için gelmedi. Sizlere gönderilen peygamberler bile O Resûlü Erkeme o feyizli gecede tabi oldular. Sizlerinde Hz. Muhammed’e iman edip peygamberliðini kabullenmeniz aklýn ve hikmetin gereðidir. Onun peygamberliði ins ve cin alemine þamildir. Bir hadisi þeriflerinde þöyle buyurmuþtur:
‘’Her peygamber yalnýz kendi kavmine geldi, ben ise bütün insanlara gönderildim.’’ Buhari, Müslim, Tirmizi,
Peygamberlerin, Resûlü Ekrem’in arkasýnda namaz kýlmalarý çok anlamlýdýr. Hikmetini, sebebini ve sýrrýný
kavrayamadýðýmýz güzellikler ve doðruluklar vardýr. Allah burada ne murat etti diye biraz düþünmek gerek, insana yakýþanda budur.

2- Miraç’la Allah’u Teâlanýn kuvvet ve kudretinin büyüklüðüne iþaret buyrulmuþtur:
Allah için Ýmkansýzlýk düþünülemez bu olaya karþý tavýr konulamaz. Evet yerlerde ve göklerde ne varsa hepsi Allah’a boyun eðmiþlerdir isteseler de istemeseler de. Peygamber efendimiz s.a.v. mirac gecesi meleklerin ulaþamadýðý yüce makamlara çýkarýldý. O’na ne vahyetti ise vahyetmiþ. Bu durum ve deðiþim, O’nun güç ve kuvvetinin delili açýk beyanýdýr.Yerler gökler ve her ikisinin arasýnda veya ötesinde hiçbir þey Allah’ýn kuvvet ve kudretine engel olamamýþtýr. Mülk O’nundur. Mahlukatý O ihata eder. Nerde olurlarsa olsunlar insanlardan ve cinlerden hiç biri bu yolculuða mani olamadýlar.O’nun elçisi yine Resûl olarak, yine beþer olarak kalmýþtýr. Allah’ý hiçbir þey aciz býrakamaz. hiçbir þey emrine muhalif edemez, kafa kaldýramaz, diklik yapamaz. Allah yürü derse yürür, Allah dur derse duruverir.
Al-i Ýmran sûresi, ayet: 96; Bakara sûresi, ayet:127 ... O tektir. Ortaðý yoktur. Mülk onundur. Hamd ona mahsustur. O her þeye gücü yetendir. ...

3- Bu cihetten gökler üstü yolculuða çýkýþýn keyfiyet ise: Muayyen Bir Hudut Yoktur …
Yüce Mevlâ’dan gelen davet üzerine Peygamber efendimiz s.a.v. Cibril a.s. sohbetinde Burak adý verilen binekle Kudüs’ deki Mescidi Aksa’ya getirildi.Bu cihetten gökler üstü yolculuða çýkýþýn keyfiyet ise:
Kudüs o yýllarda Roma devletinin sýnýrlarý içinde kalýyordu Allah’u Teâla isra ve miraç hadisesiyle o yerlerin fethedileceðine iþaret buyurmuþ. Yer yüzünde muayyen denen bir hudut yoktur. Yerler Gökler Allah’ýn mirasýdýr. Arz Bütün yönleriyle Allah’ýn mülküdür, Allah’a layýkýyla kulluk edenler Allah’ýn mülküne onlardan daha layýktýr.Top yekün arz Ýslam’ýndýr.
Tenzili Hakim’de Allah Þöyle buyuruyor: ‘’Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. O çok yücedir, çok büyüktür. ‘’ 42:4
Miraç Hadisesinin Mekke’de ki Akisleri:
Sahih rivayetlere göre, Resûlüllah s.a.v. buyurdular ki:
«Bey tül-Makdis'e gecenin az bir bölümünde yolculuk yaptýðýmý duyan Kureyþ kabilesi beni yalanladýlar. Bunun üzerine Hicir'de ayaða kalktým. Allah, Beytül-Makdis'i getirip önüme koydu. Ona bakarak oradaki alâmetleri bir bîr onlara haber verdim.»
Deve ile en az 2 ay sürmesi gereken bu yolculuðu, Resulullah’ýn gecenin kýsa bir vaktinde tamamlayýp dönmesine müþrikler inanmadýlar. Diðer bir rivayette ise:
Ebu Hureyre'nin r.a anlattýðýna göre:
Allah Resulü s.a.v. þöyle buyurdu: "Yemin ederim ki bir ara kendimi Hicr'de buldum. Kureyþ bana seyahatimden soruyordu. Bilhassa Beytü'l-Makdis'e dair öyle þeyler sormuþtu ki, ben Ýsra gecesi onlarla ilgilenip tespit etmemiþtim. Bu cihetle o kadar müþkül bir vaziyete düþtüm ki hiç bir zaman öyle sýkýlmamýþtým. Bunun üzerine Allah benimle Beytü'l-Makdis arasýndaki mesafeyi kaldýrdý. Ben orayý görüyor ve ne sorarlarsa muhakkak ona bakarak cevap veriyordum..." S.Müslim
Olayýn cereyan ettiðine dair haber halk arasýnda duyulunca, Mekkelilerden bazý önemli kiþiler soluðu Ebû Bekir Sýddîk'ýn r.a. yanýnda aldýlar ve: «Ya Ebâ Bekir! Arkadaþýn Muhammed hakkýnda ne dersin? O bir gece içinde Beytül-Makdis'e gidip geldiðini iddia ediyormuþ!» Ebû Bekir r.a. onlara: «Bunu Hz. Muhammed mi s.a.v. söyledi?» diye sordu. Onlar da : «Evet, o dedi» diye cevap verdiklerinde; Ebû Bekir r.a : «Eðer O söylemiþse, mutlaka doðrudur ve ben de þahadet ederim..» diyerek Peygamber'e olan inancýnýn þüphe götürmez olduðunu ortaya koydu. «Nasýl olur?» diyerek þaþkýnlýk gösterenlere: «O, bundan fazlasýný da söylese yine de Onu gök haberlerinden dolayý tasdîk ederim!» diye cevap verdi. ‘’Sýddýk’’unvanýný bu olaydan aldý.
Resulullah s.a.v. Ebû Bekir Sýddýk r.a. faziletini þöyle anlatýyor: ‘’Ýslâm’ý kime anlattým ise, önce düþündü, sonra terettüt etti, ancak Ebû Bekir böyle deðildir, eðer halis dost edinmek isteseydim, Ebû Bekir’i dost edinirdim.’’ Buyurdu.
Ýki cihan güneþi Peygamber Efendimizin, morallerini yýkmak için müþrikler, çarpýk sorular sormaya devam ediyorlardý:
‘Biz sana Þam’dan gelmekte olan develerimizi soracaðýz, bize onlardan haber ver’ dediler. Peygamberimiz þöyle cevap verdi: ‘Evet falan kimselerin kervanýna rastladým.Revha isimli mevkide idi. Bir deve yitirmiþler, onu arýyorlardý.Yükleri arasýnda bir su kabý vardý. Susadým o kabý alýp su içtim ve kabý yerine koydum. Geldiklerinde sorun bakalým, suyu bulabilmiþler mi?’ O anda kervan, Peygamberimize gösterildi. O da kervanýn kemiyet ve keyfiyetine dair haber verdi. Ve þöyle buyurdu:
‘Ýçlerinden Cemel-i Evrak (yani karamtýrak beyaz bir deve) önde olarak, falan gün güneþin doðmasýyla beraber gelecekler.’ Peygamberimizin haber vermiþ olduðu o gün, müþrikler sabahýn erken saatlerinde Seniyye tepesine doðru çýktýlar. Güneþ ne zaman doðacak da Muhammed’i s.a.v. yalancý çýkaracaðýz diye bekliyorlardý. Derken, içlerinden birisi, güneþ doðdu diye haykýrdý.Tam o sýrada bir diðeri de, iþte kervan geliyor, önlerinde Cemel-i Evrak, týpký söylediði gibi diye baðýrdý. Bu ayrý bir mucize daha olmuþtu. Hal böyle iken, müþrikler yine iman etmediler. Bu apaçýk bir sihirdir dediler.
Bu hadiseyi müþrikler ve yoldaþlarý inkar ettiler. Bir aylýk mesafeye ve ötelerin ötesine ruh ve bedeniyle nasýl gidebilir? Dediler, inanmadýlar. Maddiyat sahasýna saplanýp kaldýlar. Krizlere tutulup deli divane oldular, Kimileri ellerini çýrpýyordu. Ýmaný zayýf olanlar dinden dönüyordu. Ýþte orada onlar Yüce Resûlün mübarek yüzüne bakarak O’nu alaya alýyorlardý…
Ebû Cehl, «Muhammed, taþlarý bile yakacak bir ateþle bizi korkutuyor ve sonra da o ateþin içinde zakkum aðacý yeþerdiðini söylüyor. Oysa zakkum sadece hurma ve üstündeki kaymaktýr» dedi ve sonra cariyesine seslenerek : «Ey Cariyem! Bana biraz zakkum getir de yiyeyim» diyerek Kur'ân ile alay etti. Bunun üzerine cariyesi ona bir miktar hurma ve hurma kaymaðý getirdi. Ebû Cehl, arkadaþlarýna «haydi zakkumlanýn. Çünkü Muhammed sizi bununla korkutuyor» dedi. O sebeple Ýsra suresinin 60. âyeti indirildi:
‘Hani biz sana, Rabbin gerçekten bütün insanlarý (ilmiyle, kudretiyle, saltanatýyla, tedbir ve tasarrufuyla) kuþatmýþtýr, demiþtik. Sana gösterdiðimiz görüntüyü ve Kurân’da lanetlenmiþ aðacý sadece insanlara bir fitne (imtihan) kýldýk ve onlarý (böylece) korkuturuz; bu da onlarda büyük bir taþkýnlýk ve azgýnlýktan baþka bir þey artýrmaz.’
Mirac gecesi Peygamber efendimize temsîlî ve gayr-i temsilî birçok hakikatler gösterilmiþ ve bu büyük olay insanlar için ciddi bir imtihan, ayýklanma ve süzülme olmuþtu. Nitekim Resûlüllah s.a.v. Miracý ve gördüðü esrar ve hikmetlerin bir kýsmýný haber verince, doðru yoldan sapmýþ inkarcýlarýn inkârýný; inanmýþlarýn ise, imân ve irfanýný artýrmýþtý. Yukarýdaki âyetin son kýsmýnda buna iþaret edilerek, «Sana gösterdiðimiz görüntüyü ve lanetlenmiþ aðacý sadece insanlara bir fitne (imtihan) kýldýk..» buyrulmaktadýr.
Ebu Cehil: “Olmaz öyle þey” derken, Hz. Ebu Bekir r.a. : “O söylemiþse doðrudur” demiþ.
Ravi, rivayet ediyor, Resulullah s.a.v. Ebu Zer’le konuþurlarken: ‘’ Ya Ebû Zer yedi kat gök ile yedi kat yer Kûrsî’nin yanýnda ne kadardýr?
- Ebû Zer , Allah ve Resûlü bilir dedi.
- Resûl-i Ekrem s.a.v. “Yedi kat gök ile yedi kat yerin Kürsî yanýnda büyüklükleri, ancak bir çölün ortasýna atýlmýþ bir kapý veya yüzük halkasý gibidir. Arþ’ýn da Kürsî’ye göre büyüklüðü, o çölün o halkaya nazaran büyüklüðü derecesindedir” buyurmuþtur.” Buhari
Su adýna evinde ki testiden baþka bir þey görmemiþ kiþiye denizi nasýl anlatýrsýnýz? Yer ile gök arasýný bir adamýn boyu kadar gören zihniyete, bu hadisi þerifi nasýl beyan edebilirsiniz? miraç’ý anlatabilirmisiniz? Akýllara durgunluk veren ilmi aciz býrakan semalarý ve fizik ötesini tanýmadýkça, gecenin bir kesitinde vuku bulan Ýsra ve Miraç olayýnýn esrarý, daima eksik kalacaktýr.
Allah sözün doðrusunu söyler sen anlamaya çalýþýrsýn sana yakýþanda budur. Bak baka bildiðin kadar semalar ötesine o zaman anlarsýn zerre ile küre arasýndaki farký. Ama gözler yorgun ve bitkin sahibine döner.Fahri kainat efendimizin s.a.v. ilahi davete icabetinin sýr ve hikmetlerini, atlas döþeklerde tatlý rüyalara dalanlar anlamazlar. Mutezile fýrkasý, Rasulullah efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha bir çok yerleri gezip gelmesine akýl erdirememiþ Miraçý kabul etmek Allah’a mekan ittihaz etmek olur diyerek Miracý inkar etmiþtir.
Varlýðý yalnýz bu evrene mýhlayýp çakmak ne bedbaht görüþtür. Peygamberimizin dünya üzerinde ki yolculuðundan semalara doðru yolculuðunu, dar tabiat ve zerre içinde sýkýþtýrmak bilgisizlikten baþka nedir. Bir anda Mekke’den Kudüs’e götüren Allah’u Teâla, neden daha uzaklara götüremesin? Allah ýn kudretinden ancak kâfirler þüphe eder.
Bu mucizeyle iman edenlerin þevkleri, heyecanlarý ve Peygamberimiz 'e olan baðlýlýklarý bir kat daha güçlenmiþ,
Ancak düþünmekten beyni çatlayan bu olaya þeksiz þüphesiz iman edenler ve gözleri aþina olanlar inanýr ve anlar. Çünkü Ýsra ve Miracýn esrarý ihtiþamý, fezanýn derinlikleri ve fizik ötesi öyle üç beþ yarým yamalak tefekkürle, þekli bakmakla kavranacak cinsten deðildir.
Ne güzel söylemiþ þair:
Nefis zebûn, insan nankör, gýrtlaðýna kadar.
Vahyin ilk muhataplarý,hakký inkara kalktýlar.

Gönül kirliliðini akýtanlar, boðuldu ha boðulacak.
Ýnan göklerin kalemi yazdý, asla kaybolmayacak.

Aklýn yaya kaldýðý, fizik ötesini kim anlar ?
Düþün göklerde haber, yer yüzünde ibretler var.

Bu dünyada iken Cennetle müjdelenmiþ, ilmin kapýsý olan Ali r.a. þu sözüne kulak verelim: ‘’Bilmediklerimi ayaðýmýn altýna koysam baþým semaya deðer’’. Diyor. Biz de kýsa aklýmýzla bu sözü iyice bir düþünelim.
Müminlerin engin gönüllerinde yad edilen Ýsra ve Mirac, Mekke müþriklerinin zorla veya baþka bir sebeple Müslüman olmalarý için gerçekleþmedi. Bu olaydan önce müþrikler gözleriyle ayýn ikiye yarýlmasýný yakinen gördüler inanmadýlar ve yan çizdiler. Kamer Suresi'nde þöyle bildirilir:
‘Kýyamet vakti yakýnlaþtý ve Ay yarýldý.Onlar bir ayet (mucize) görseler, sýrt çevirirler ve: "aglaBu,) Süregelen bir büyüdür" derler. Daha nice mucizeler gördüler, ‘’Senin ölünceye kadar yakaný býrakmayacaðýz’’ diyen, Allah ve Resulünün ve müminlerin düþmaný, Ebû Cehil tayfasý bunu da inkar ettiler. Biz, bu gün Ebu Bekir r.a. yolunda yürümeye çalýþýyoruz. Ýnkar edenler de kimin yanýnda olduklarýna dikkat etsinler.
Bu olayda ki ilâhi mesaj þudur:
Semalar üstü ilâhi davet için yapýlan yolculuk, Hz. Muhammed’in s.a.v. Allah nezdinde ki, þan ve þerefinin makam ve mevkisinin yüceliði, yerde ve göklerde ihsan ve ikramlarla karþýlanmasý, kadri kýymetinin büyüklüðü, insanlýða ve tüm mahlukata, bir kez daha gösterilmesidir. Hele hele de, Mekke de ki müþriklere, taþtan da katý Sâkif halkýna vurgu yapýlmýþtýr. On üç sene Mekke ehline ve civardaki kabilere varýncaya kadar tebliðini sunan, nur getiren Elçiye, böyle mi davranmak lazýmdý ? Mekke den Taife dolambaçlý yollar, Kýrýlsaydý ‘Resûle’ taþ atan eller, kollar. Nur getiren Elçiyi insan böyle mi karþýlar. Câný gönülden, özlediðim caným Peygamberimsin.
Hiç bir inkarcý, duygusunda kesin deðildir. Hak ve hakikatten uzaklýðý uranýnda içinde þiddetli bir þüphe vardýr. Allah , bu duygudan yakalayýp soruyor:
‘Eðer Kur’an ve Allah gerçeði hakikat olmasa, bu þüphe, sizin içinizde dolaþýr durur mu idi ? O takdirde haktan iyice uzaklaþmýþ sizlerden daha sapýk kim olabilir?‘
Fussilet sur: ayet ,52
Ýnanýyoruz ki Allah’a misafir olmanýn ikramý sonsuzdur. Aklýn ve hayallerin ötesinde bir lütuf deryasýdýr. Evet Kur’an, sýrrýný ancak dört baþý mamur ihlas sahiplerine verir. En ufak baþtan savma tavýr bu hikmeti bozar. Mümine esenlik saðlayan bu yücelme, çetin gurur ve kin duvarýný yýkar.
Ýki cihan güneþi, kurtarýcýmýz yol göstericimiz Hatemül Enbiya’ya Salât ve selâm olsun, âline ashabýna etbaýna.. Ýsra ve Miraç, yüce Yaratanýmýzýn bize ne kadar yakýn olduðunu kavrama fýrsatlarý olsun. Bu duygu ve düþüncelerle, yeniden Miracý yaþayalým. Kainatýn en güzel gülünün kokusunun üzerinizde olmasý temennisiyle, bu mübarek gecenin hayýrlara vesile olmasýný dilerim.

Kaynaklar: ………………………
Kuran-ý Kerim, Kütübü Sitte : Sahýheyn (Buhari ve Müslim). S.Nesâi, S. Ýbni Mâce,Ahmsd Ýbni Hanbel… , Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb Fahruddin Er- Razî.., Ýlmin Iþýðýnda Asrýn Kur’an Tefsiri, Celal Yýldýrým, Ýslâm Akaidi ,Ömer Nesefi, Siyer ibni Hiþam, El Vefaul Vefa, Aliyyülkari- Þerhül Emali, Hamdi Yazýr, Miraç Dosyasý, Dr. V.Karabaþ…

Ali Kýlýç Kakiz


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son mamur tarafından, 21.08.2006 - 08:39 tarihinde.
Gönderen: 21.08.2006 - 08:36
Bu Mesaji Bildir   mamur üyenin diger mesajlarini ara mamur üyenin Profiline bak mamur üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1733 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.89341 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.