0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Ebu Süfyan bin Haris el-Haşimi

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Ebu Süfyan bin Haris el-Haşimi
Moderator


4254 Mesaj -
Ebu Süfyan bin Haris el-Haþimi

Allah Resulüyle akraba olmak, onunla arkadaþlýk etmek, çocukluk ve gençlik yýllarýný onunla yaþamak Resulullah'a kardeþ olmak; müminlerin hayal dahi edemeyecekleri ne güzel nimetlerdir.

Efendimiz (sav)'ý rüyasýnda görmeyi büyük bir lütuf olarak düþünen, en güzel günlerini onun yaþadýðý yerlerde geçirmek isteyen, onun mezarýnýn baþýnda gözyaþý döken bir Müslüman için yukarýda zikrettiðimiz nimetlerden sadece bir tanesine bile sahip olmak; saadetlerin en büyüðüdür.

Ebu Süfyan bin Haris bu nimetlerin tamamýna sahip olmuþ çok bahtiyar bir kimsedir. O, Efendimiz (sav)'ýn en büyük amcasý Haris'in oðluydu. [1] Peygamberimiz ile ayný yýl doðmuþ, Efendimiz (sav) ile birlikte Hz. Halime onu da emzirmiþti. O, Resulullah'ýn sütkardeþiydi. [2] Çocukluðunu, gençliðini ve olgunluk yýllarýný Efendimiz (sav) ile birlikte yaþamýþtý. Kardeþi Muhammed (sav)'ý; arkadaþý, dostu ve can yoldaþý edinmiþti.
Ýslam'ýn amansýz düþmaný

Peygamberimiz (sav), insanlarý Ýslam'a davet ettiðinde, ona ilk iman etmesi gereken ve ona en çok destek olmasý beklenen Ebu Süfyan bin Haris'di. Hani Hz. Musa'nýn yanýnda Harun (as) nasýlsa Muhammed (sav)'ýn yanýnda o da öyle olmalý, firavunlara karþý onu yalnýz býrakmamalýydý.

Ne var ki Ebu Süfyan vefalý bir kardeþ olmayý deðil, Yusuf (as)'ý kuyuya atýp ondan kurtulmaya çalýþan hayýrsýz kardeþlerden biri olmayý tercih etti.

Yirmi yýl, evet tam yirmi yýl Peygamberimizle ve onun davasýyla mücadele etti. Kureyþ'in kudretli þairi Kur'an'a, Ýslam'a, kardeþi Muhammed (sav)'a amansýzca saldýrýyor, okuduðu þiirlerle nebiye ve ashabýna hakaretler yaðdýrýyordu. Her gece ama her gece býkmadan usanmadan peygamberin semtine gidiyor, onu rahatsýz edecek bir þeyler yapmadýkça gözüne uyku girmiyordu. [3]

Ebu Süfyan bu kin ve nefretinde yalnýz deðildi. Halasýnýn oðlu Abdullah bin Ebu Ümeyye de en az onun kadar Ýslam'ýn ve onun muazzez peygamberinin düþmanýydý. Bir akþamüstü bütün Mekkelilerin ortasýnda ayaða kalkmýþ ve Peygamberimize þunlarý söylemiþti:

"Gökyüzüne bir merdiven kursan, o merdivenle gözümün önünde göðe yükselsen, sonra dört melekle geri gelsen ve o melekler senin peygamberliðine þahitlik etseler, ben yine de sana inanmayacaðým." [4]

Allah Resulünün en yakýn akrabalarý nasýl ona bu kadar düþman olabilirlerdi? Onlar bir Ebu Bekir (ra) ya da bir Ali (ra) olmalýydýlar. Amcalarý Hamza (ra) Müslüman olduðunda, bundan etkilenmeleri, durup düþünmeleri gerekmez miydi? Ama onlar için ne Hamza (ra) ne de yeðenini her halükarda koruyan yaþlý Ebu Talib hiçbir þey ifade etmiyordu. Onlarýn örneði, önderi ve fikir babasý elleri kuruyasýca amcalarý Ebu Leheb'den baþkasý deðildi.
Meleklerle savaþan adam

Yýllar geçti, Ebu Süfyan'ýn görmek istemediði insanlar Mekke'den Medine'ye hicret ettiler. Onlarýn doðup büyüdükleri yerleri, evlerini, ailelerini ve Allah'ýn evini terk etmek zorunda kalmalarý Ebu Süfyan'ýn yüreðindeki nefreti yok edemedi. Adý konmamýþ bir kan davasý vardý onun için. Yeryüzündeki son Müslüman ölmeden o rahat edemezdi.

Bedir'de, Uhud'da, Hendek'te; Müslümanlara zarar verilmesi mümkün olan her yerde ve en önde Resulullah'a karþý savaþtý. Kardeþi Ubeyde bin Haris (ra), Bedir'de Müslümanlarýn safýndaydý. Ubeyde, amcasý Hamza (ra) ve amcaoðlu Ali (ra) ile birlikte, olmasý gereken yerde; Resulullah'ýn yanýndaydý. O, Bedr'in ilk þehidi, Haþimoðullarýnýn cennete giden ilk yiðidiydi. [5]

Hz. Ubeyde'nin þehadeti Ebu Süfyan'ý hiç ilgilendirmedi. Amcasý Ebu Leheb'in huzurunda Bedir yenilgisini anlatýrken; kýr atlý, ak benizli adamlardan bahsetti: "Onlarý Müslümanlar deðil, bu adamlar maðlup etmiþti." [6] Kýr atlý ve ak benizlilerin melekler olduðunu pekâlâ biliyor, meleklerin desteklediði bir insaný yenemeyeceklerini bir türlü anlayamýyordu.
Amcasýnýn cesedi parçalanýyor

Mekkeliler Bedir'de ölen liderlerinin, atalarýnýn ve akrabalarýnýn intikamýný almak üzere Uhud'a geldiklerinde aralarýnda Ebu Süfyan bin Haris de vardý. O, kimin kanýný kimden istiyor, kimleri hangi sebeple öldürmesi gerektiðini biliyor muydu?

Savaþ bitip de insanlar Hz. Hamza'nýn vücudunu parçalayýp, ciðerini çýkarttýklarýnda, parmaklarýný, burnunu ve kulaklarýný doðradýklarýnda Ebu Süfyan ne yapýyordu? Ne yapýyorsunuz, amcamýn cesedini rahat býrakýn, demesi gerekmiyor muydu? Sýradan bir kimsenin deðil, öz amcasýnýn cesedine reva görülen bu vahþi muameleye neden itiraz etmiyordu?

Hendek'in öte yanýnda Medine vardý. Medine'de onun kardeþi vardý. Kardeþini, kardeþinin çocuklarýný, torunlarýný yok etmek için koca bir dünyayý toplayýp getirmenin, o bedbaht ordunun bir parçasý olmanýn ne anlamý vardý?
Ebu Süfyan tükeniyor

Mekkelilerin ve onlarýn iþbirlikçilerinin yaptýklarý tüm saldýrýlardan Müslümanlar zaferle çýkýyor, Ýslam her geçen gün yayýlýyor, Kureyþ'in gücü giderek azalýyordu. Artýk sadece Mekke ve Medine'de deðil, Arap yarýmadasýnýn dýþýnda, Bizans saraylarýnda dahi Hz. Muhammed (sav) konuþuluyordu.

Ebu Süfyan olup bitenleri görüyor, korkuyor, ne yapacaðýný bilemiyordu. Yakýn bir zamanda Mekke Müslümanlarýn olacaktý. Belki de rüyalarýnda güçlü tanrýsý Hübel'in yýkýldýðýný görüyor, dehþete kapýlýyor, gözüne uyku girmiyordu. Bir þeyler yapmalýydý.

Ýslam Mekke'ye girmeden, o, Mekke'yi terk etmeli ve peygamberin gelemeyeceði bir yere gitmeliydi...

[Devam edecek]

Dipnotlar

*Kureyþ'in meþhur lideri Ebû Süfyan bin Harb ile karýþtýrýlmamalýdýr.

[1] Ýbn Sa'd, Tabakat, IV,49

[2] Vakýdi, Meðazi, II, 806; Ýbn Sa'd, Tabakat, IV,50; ibn Kayyým, Zadu'l-Mead, I,71

[3] Vakýdi, Meðazi, II, 806; Ýbn Sa'd, Tabakat, IV,49

[4] Ýbn Hiþam, es-Siretü'n-Nebeviyye, I, 319

[5] Ýbn Hiþam, es-Siretü'n-Nebeviyye, II, 277; Vakýdi, Meðazi, I, 69

[6] Ýbn Hiþam, es-Siretü'n-Nebeviyye, II,301; Ýbn Sa'd, Tabakat, 73
Gönderen: 02.07.2009 - 02:09
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Ebu Süfyan bin Haris el-Haþimi
Ýdam Kararý

Ebu Süfyan, oðluyla birlikte Medine'ye, Müslüman olmaya gidiyordu. O, Medine'ye giderken, Medine Mekke'ye, Mekke'yi teslim almaya geliyordu. Ýslam ordusunun öncü birliklerini gördü. Duyduklarýndan dehþete kapýldý. Yakalandýðý yerde idam edileceði söyleniyordu. Tanýnmamak için kýlýðýný deðiþtirdi. Yüzünü gözünü örttü. Saklanmaya baþladý. Askerler onu görmeden o, Resulullah (sav)'a ulaþmalý ve kendisini affettirmeliydi.

Oðlu Cafer'in elinden tutup bir mil kadar yürüdü. Sabah olduðunda Peygamberimizin (sav) ordugâhýna ulaþtý. Karargâhý izlemeye baþladý. Nihayet Efendimizi (sav) gördü. Derhal koþup karþýsýna çýktý ve yüzündeki örtüyü açtý. Allah Resulü (sav ) ona baktý ve yüzünü çevirdi. Ebu Süfyan hemen Resulün baktýðý tarafa geçti, ama Efendimiz yine yüzünü çevirdi. Ne kadar uðraþtýysa da, peygamber onun yüzüne bakmadý.
Yeryüzünün en bahtiyar insaný

Allah Resulü ordusunu toplamaya çalýþýyor, Hz. Abbas, sahabileri Resulün yanýnda savaþmaya davet ediyor, Müslümanlar akýn akýn Efendimizin yanýna koþuyorlardý. Ebu Süfyan atýndan inmiþ Resulullah'ýn önünde savaþýyor, kýlýcýnýn kýnýný kýrmýþ düþmana saldýrýyor, þehit olmayý; Allah yolunda can vermeyi ve bu þekilde acý geçmiþinden kurtulmayý istiyordu. Allah Resulü savaþýn ortasýnda ona baktý. Hz. Abbas: "Ya Resûlullah! Kardeþin ve amcanýn oðlu Ebu Süfyan'ý baðýþla" dedi.

Sevgili Peygamberimiz: "Allah onun bütün düþmanlýklarýný baðýþlasýn" buyurdu. Ebu Süfyan, Efendimizin üzengideki ayaðýný öptü. Peygamberimiz ona baktý ve: "Kardeþim" dedi. Kardeþinin, amcasý Hz. Hamza'nýn yerine geçtiði ve cennet gençlerinin efendisi olduðunu söyledi.

Ebu Süfyan, bu sözlerle yeryüzünün en bahtiyar insaný oldu. Sahabiler savaþ meydanýna dönüyor, Peygamberlerini yalnýz býrakmýyorlardý. Ordunun en önündeki en cesur asker; yani yüce peygamber: "Ben Abdülmuttalib'in oðluyum. Ben Allahýn Resul'üyüm. Þimdi tandýr tutuþtu, þimdi savaþ kýzýþtý" diye haykýrýyordu.

O gün Müslümanlar büyük bir zafer kazandý. Ama en büyük kazanç Ebu Süfyan'a ait oldu. O, sevgili kardeþine yeniden kavuþmuþtu.
Arkamdan aðlamayýn

Allah Resulü vefat ettiðinde, Ashabý Kiram tarifi mümkün olmayan bir acýyý yaþadý. Ancak Ebu Süfyan'ýn duyduðu ýzdýrap bambaþka oldu. Müslüman olduktan sonra kýsa bir süre birlikte olduðu kardeþini kaybettiðinde, hayatta bir tek yavrusu olan, onu da gözlerinin önünde kaybeden bir kimse gibi acý çekti. Kureyþ'in meþhur þairi okuduðu þiir ve mersiyelerle, yaþadýðý büyük acýyý anlattý.

Hz. Ömer'in halife olduðu günlerdi. Ebu Süfyan rahatsýzlandý. Vefat edeceðini hissetti ve mezarýný kendisi kazdý. Ruhunu teslim etmeden önce ailesini topladý ve onlara: "Arkamdan aðlamayýn. Ben Müslüman olduktan sonra hiç günah iþlemedim" dedi.

Haþimoðullarý'nýn Ebu Süfyan'ý tertemiz bir þekilde sevdiklerine ve Rabbine kavuþtu.

Allah, Ebu Süfyan bin Haris'ten razý olsun ve bizleri onu örnek alan kimselerden eylesin. Amin.
Allah'ým! Ne zorlu bir gün

Bir anda hayat durdu, dünya daraldý. Ebu Süfyan o an ölmek istedi. Keþke yýllar önce ölseydi de bunlarý yaþamasaydý. Allah Resulünün iyiliðini, merhametini ve kendisine olan yakýnlýðýný düþünmüþ, baðýþlanacaðýný ummuþtu. Onun Müslüman oluþu, hem peygamberi hem de müminleri sevindirecekti. Bir zamanlar kardeþiyle yaþadýklarýný, aralarýndaki sevgiyi düþünüyor, þu an düþtüðü duruma eyvah ediyordu.

Efendimizin yüz çevirdiði bir kimseye, Ashabý Kiramýn kucak açmasý beklenemezdi. Hz. Ebu Bekir, onun yüzüne dahi bakmadý. Ömer bin Hattab'ýn yanýna gitti. Hz. Ömer onu görünce: "Ey Allahýn düþmaný! Resulullah'a ve arkadaþlarýna iþkence eden adam. Sen Allah Resulüne olan düþmanlýðýný doðudan batýya, bütün dünyaya ulaþtýran kiþi deðil misin." diye baðýrdý. Amcasý Abbas'ý gördü. Ümitleri yeniden filizlendi: "Amcacýðým! Resulullah ile olan akrabalýðým ve asaletim sebebiyle, Müslüman oluþumun herkesi sevindireceðini sanmýþtým. Ancak kimse yüzüme bakmýyor. Ne olur, Onunla konuþ da beni affetsin." dedi. Hz. Abbas'ýn cevabý, üzüntüsünü bir kat daha artýrdý: "Hayýr, Vallahi Onun senden yüz çevirdiðini gördükten sonra, bir tek kelime dahi konuþamam. Resulullah (sav)'ý öfkelendirmekten korkarým." Son çare olarak Hz. Ali'nin yanýna gitti. Ama onun sözleri de yarasýna merhem olmadý. Yüreði Allah ve Resulünün sevgisiyle dopdolu Medineli Müslümanlar, yüzüne nefretle bakýyor, bazýlarý ise hakaretler yaðdýrýyordu. Allah'ým! Bu ne zorlu bir gündü.
Dur gitme

Ebu Süfyan bu haldeyken, Abdullah bin Ebi Ümeyye de ona yetiþmiþ, Efendimizle görüþmek için birlikte fýrsat kollamaya baþlamýþlardý. Hani gökten dört melek inse ve Hz. Muhammed (sav)'ýn peygamber olduðuna þahitlik etse, o yine de inanmayacaktý, ne olmuþtu? Ebu Süfyan ve Abdullah Ýslam ordusuyla birlikte hareket ediyorlar, Nebinin affýna mazhar olmayý ümit ediyor ama kimseden yüz bulamýyorlardý. Onlar bu durumdayken Müminlerin annesi Ümmü Seleme, Efendimiz aleyhisselama ricada bulundu: "Ya Resûlullah! Bunlardan biri amcanýn oðlu ve sütkardeþindir. Diðeri de halanýn oðludur. Onlar Müslüman olmak üzere geldiler. Sen onlardan daha aðýr suçlar iþleyenleri affetmiþtin, onlarý da baðýþla."

Efendimiz: "Amcamýn oðlu benim haysiyet ve þerefimi sözleriyle lekelemek istedi. Halamýn oðlu da Mekke'de bana söylenmemesi gereken aðýr sözler söyledi. Bana onlarýn ikisi de gerekmez." buyurdu.

Bu sözleri duyunca, dünyalar Ebu Süfyan'ýn baþýna yýkýldý. Bütün ümidini kaybetti. Gözleri yaþlý bir þekilde konuþtu: "Ben de oðlumla birlikte þu çöle gider, açlýk ve susuzluktan ölünceye kadar orada kalýrým."

Sonra belki de oðlunun elinden tutup gözyaþlarý içerisinde uçsuz bucaksýz çöle doðru yürümeye baþladý. Ama hani insan gidiyorum der ve kapýya yönelir de ardýndan bir ses duymak isterdi ya, iþte o da öylece yürüdü. Sonra bir ses duydu: Dur gitme, diye. Durdu. Geri döndü. Âlemlere rahmet olan sevgilinin ay gibi parlayan nurlu yüzünü gördü. Koþtu ve Müslüman oldu.
Ben senin kardeþinim Ya Resulullah

Allah ona rahmet etsin. Ebu Süfyan yirmi yýl boyunca okuduðu hakaret dolu þiirler ve yaptýðý zulümlerin utancýyla baþýný kaldýrýp da bir kez bile Efendimizin yüzüne bakamadý. Uzun yýllar boyu pek çok hayýrdan mahrum kalmýþ; Bedir'in, Uhud'un ve diðer seferlerin sevabýný alamamýþtý. Ama ilk fýrsatta kendisini gösterecek, imanýndaki samimiyeti herkese ispat edecekti. Yüce Rabbimiz ona bu fýrsatý Huneyn savaþýnda nasip etti.

Huneyn vadisinde Müslümanlar ani bir saldýrýya maruz kalmýþ ve bozguna uðramýþlardý. Binlerce Müslüman panik içerisinde kaçýyor, savaþ alanýný terk etmeye çalýþýyordu. Allah Resulü, askerlerini toparlamak istiyor, ancak daðýlmalarýna mani olamýyordu. Bu haldeyken dahi katýrýný ileriye doðru sürüyor: "Ey Allahýn kullarý nereye gidiyorsunuz, bana geliniz. Ben Allahýn Resulüyüm. Ben Abdullahýn oðlu Muhammed'im. Ey muhacirler, ey Ensar! Bana doðru gelin" diyor, sahabiler ise onu duymuyordu.

Efendimizin yanýnda bir avuç Müslüman kalmýþtý. Resulullah düþmanýn ortasýna korkusuzca dalýyor, Ebu Süfyan hayvanýn üzengisini tutup ilerlemesini engellemeye, Resulün, düþmanýn ortasýnda yalnýz kalmasýna engel olmaya çabalýyordu. Efendimiz, bir ara yanýndakilere: "Kim bu?" diye sorduðunda, Ebu Süfyan: "Ben senin kardeþinim Ya Resûlullah" dedi.
Peygamberin can yoldaþý
Yolun Sonu

Mekkeliler, Müslümanlarla yaptýklarý Hudeybiye Antlaþmasýný bozmuþlar, Peygamberimizin müttefiki olan Huzaa kabilesinden pek çok kiþiyi acýmasýzca öldürmüþlerdi. Müslümanlarýn bu vahþete seyirci kalmayacaklarý biliniyor, Ýslam ordularýnýn pek yakýnda Mekke'yi fethedeceði kulaktan kulaða yayýlýyordu.

Ebu Süfyan yolun sonuna geldiðini görüyor, ama ne yapacaðýný bilemiyordu. Lat, Uzza ve diðer putlar eski büyüsünü kaybetmiþ, sýradan bir taþtan farksýz hale gelmiþlerdi. En sevdiði insanlarý terk etmesinin ve onlarla yaptýðý amansýz mücadelenin sebebi, bu taþlar mýydý? Sürekli peþinden gittiði büyükleri, hiç düþünmeden kayýtsýz þartsýz itaat ettiði önderleri neredeydi? Ebu Cehil, Utbe, Velid, Ümeyye ve diðerleri, hepsi toprak olmuþtu.

Bir sözünü iki etmediði fikir babasý, Haþimoðullarýnýn bedbaht efendisi olan amcasý Ebu Leheb ne kadar da feci bir þekilde can vermiþti. Amcasýnýn kokmuþ cesedine günlerce yaklaþamamýþ, en sonunda uzun sýrýklarla bir çukura yuvarlamýþlardý.

Atalarýndan ve ilahlarýndan hayýr görmeyen Ebu Süfyan, Ýslam'ýn hak din, Hz. Muhammed (sav)'ýn da gerçek bir peygamber olduðunu nihayet anlamýþtý. Keþke yirmi sene evvel Müslüman olsaydý, ama çok geçti. Artýk Müslüman olamazdý. Hz. Muhammed (sav), þehri ele geçirdiðinde onu yakalatacak ve yirmi yýllýk düþmanlýðýna karþý idam edecekti.

Evine gitti, ailesini toplayarak verdiði kararý açýkladý: "Hazýrlanýn, yola çýkýyoruz. Müslümanlar gelmek üzere... Eðer beni yakalarlarsa kesinlikle öldürürler." Kocasýnýn çaresizliðini gören hanýmý yalvarmaya baþladý: "Caným sana feda olsun. Tüm insanlarýn Müslüman olduðunu görüyor, hala Muhammed'e (sav) düþmanlýk mý etmeye çalýþýyorsun? Oysaki Ona yardým etmek herkesten çok sana düþerdi. Ona ilk inanan ve ilk yardým eden sen olmalýydýn."

Hanýmýnýn bu sözleri, Ebu Süfyan'ýn içindeki karmaþayý, dinmeyen fýrtýnayý sona erdirdi. Yüreðindeki putlarý, yýkýlmaz duvarlarý yerle bir etti.
Gönderen: 02.07.2009 - 02:11
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ReYYaN su an offline ReYYaN  
288 Mesaj -
mübarek insan bukadar uzun bir konuyu hic bukadar akici okumamistim.. cok güzeldi.. Ebu Süfyan, Ümeyye birde Vahsi.. Bu insanlar sonradan hakikate erdiler..erdiler amma iste yaptiklarindan dolayida baslarini kaldirip efendimizin huzuruna gecip söz, kelamda bulunamadilar utanclarindan..mahcubiyetlerinden..

Rabbim bizleri Rabbimizie ve basimizin taci efendimize karsi mahcup edecek hareketlerde bulundurmasin.. Varsa biz aciz kullarini mevlam magfiret etsin..

Muhtazaf kardesim, konuyu eklerken olmus sanirim konu icerisinde atlama yapilmis. tekrar gözden gecirirseniz..


Gönderen: 02.07.2009 - 18:11
Bu Mesaji Bildir   ReYYaN üyenin diger mesajlarini ara ReYYaN üyenin Profiline bak ReYYaN üyeye özel mesaj gönder ReYYaN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Kardesim Konuyu tekrar taradim aldigim yerdede ayni......atlama yoktu.


Peygamberimizin süt kardeþi:
EBU SÜFYAN BÝN HÂRÝS

Ebu Süfyan bin Hâris, Peygamberimiz davete baþlamadan önce, Peygamberimizi pek çok severdi. Resulullah efendimiz davete baþlayýnca, önce çok düþman olmuþtu. Peygamberimizi ve Müslümanlarý hicveden þiirler söyledi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz, görüldüðü yerde öldürülmesini emrettiler. Nasýl izin verebilirim?
Ebu Süfyan, Kureyþ müþriklerinin, Peygamberimizle yaptýklarý çarpýþmalarýn hiçbirinden geri kalmadý. Müslümanlar, Þair Hassan bin Sabit’e, “Sen de onu hiciv ve tahkir et” demiþlerdi. Hassan bin Sabit de demiþti ki:
- Resulullah efendimiz izin vermedikçe, yapamam!
Peygamberimiz, kendilerinden izin istendiðinde buyurmuþtu ki:
- Ben, “Babamýn kardeþi olan amcamýn oðlunu hiciv ve tahkir et” diye, sana nasýl izin verebilirim?
Hassan bin Sabit de demiþti ki:
- Ben, ondan, sizi, sizin soyunuzu, hamurun içinden kýl çeker gibi kolayca çekip ayýrt eder, sonra onu hiciv ve tahkir ederim!
Hz. Aiþe der ki:
"Resulullah efendimiz, (Siz de Kureyþlileri hiciv ve tahkir ediniz! Çünkü, hiciv, onlara ok yaðdýrmaktan daha aðýr gelir!) buyurdu ve Abdullah bin Revaha’ya, (Onlarý, hicvet) diye haber gönderdi.
Abdullah bin Revaha, Kureyþlileri hicvetti. Resulullah efendimiz daha sonra, Kab bin Malik’e, sonra da Hassan bin Sabit’e, Kureyþlileri hicvetmeleri için haber gönderdi.
Hassan bin Sabit, Resulullah efendimizin huzuruna girince, dedi ki:
- Demek, kükrediði zaman, kuyruðunu iki yanýna çarpan bu arslana, haber salmanýn zamaný geldi! Seni, hak dinle Peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki; ben, onlarýn þahsiyet ve þereflerini dilimle, deri parçalar gibi parçalayacaðým!
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- Acele etme! Ebu Bekir, Kureyþlilerin soyunu, sopunu en iyi bilendir. Elbette, benim soyum da onlarýn içindedir. Ebu Bekir, benim soyumu, sana iyice açýklasýn!
Hassan, hemen Ebu Bekir’e gitti. Sonra, dönüp gelince dedi ki:
- Ya Resulallah! Senin soyun bana iyice açýklandý. Seni, hak dinle Peygamber olarak gönderen Allaha yemin ederim ki; hiç süphesiz, seni, onlarýn arasýndan, hamurdan kýl çeker gibi, kolayca çeker, çýkarýrým!”
Hem ferahlattý, hem de ferahladý
Hz. Aiþe buyurdu ki:
"Peygamber efendimizin Hassan’a, (Hiç süphe yok ki, sen, Allah ve Resulü tarafýndan müdafaa yaptýðýn müddetçe, Cebrail seni destekleyip duracaktýr) ve yine, (Hassan, onlarý hicvedip susturmakla, hem Müslümanlarý ferahlatti, hem de, kendisi ferahladýgöz kırpma buyurduðunu, kendisinden iþitmiþimdir.
Hassan bin Sabit, Sair Ebu Süfyan bin Hâris’e hitaben çesitli hicivlerde bulundu. Neticede Ebu Süfyan bin Hâris’in kalbine Ýslâm sevgisi düþtü.
Ebu Süfyan bin Hâris, bir gün, Rum Kayserinin huzuruna çýktýðýnda, Kayser, ona sordu:
- Sen kimlerdensin?
- Ben, Ebu Süfyan bin Hâris bin Abdülmuttalib’im!
- Sen, Muhammed bin Abdullah bin Abdülmuttalib’in amcasýnýn oðlu musun!
- Evet! Ben, Onun amcasýnýn oðluyum.
Batýl olduðunu anladým
Ebu Süfyan der ki:
“Rum Kayserinin yanýnda, ne Ýslâmiyetten kaçýldýðýný, ne de Muhammed’den baþkasýnýn tanýndýðýný gördüm! Bunun üzerine, kalbime, Ýslâmiyet sevgisi girdi. Ýçinde bulunduðum müþrikliðin batýl ve boþ olduðunu anladým.
Ne çare ki; biz, akýllarý baþlarýnda bir kavimle birlikte bulunuyorduk. Ýnsanlarýn, akýllarýna ve görüþlerine göre yaþadýklarýný sanýyordum. Onlar, bir yol tutup gittiler. Biz de, o yolu tutup gittik.
Þerefli ve yaþlý kiþiler, putlarýndan yardým dileyerek Muhammed’e karþý ayaklandýklarý ve atalarý yüzünden ona kýzdýklarý zaman, onlara uyduk!
Bir gün, kendi kendime; (Ben, kimlerle arkadaþ oluyorum? Kimlerin yanýnda bulunuyorum? Ýslâm yolu, belli olmuþ ve kararlaþmýþ bulunuyor) dedim. Zevcemle oðlumun yanýna vardým. Onlara dedim ki:
- Yola çýkmak için hazýrlanýnýz! Muhammed’in yanýnýza gelmesi, çok yaklaþmýþtýr!
Karým ve oðlum dediler ki:
- Canýmýz sana feda olsun! Araplarýn ve Arap olmayanlarýn Muhammed’e tabi olduðunu görüyorsun da, hâlâ, ona karþý düþmanlýk mevkiinde bulunuyor, düþmanlýkta direnip duruyorsun!?
Hâlbuki, Ona yardým etmek, herkesten çok sana düþerdi. Ona yardým edenlerin ilki, sen olmalý idin!
Uþaðým Mezkur’a dedim ki:
- Bir deve ile atýmý, acele yanýma getir!
Resulullah ile buluþmak maksadýyle Mekke’den yola çýktýk. Yanýmýzda Abdullah bin Ebi Ümeyye de vardý. Ebva’ya varýp indiðimiz zaman, Resulullah efendimizin öncü birliði oraya gelmiþ ve Mekke’ye yönelmiþti.
Yüzünü çevirdi
Resulullah efendimiz, görüldüðüm yerde öldürülmemi emretmiþti. Bunun için, öldürülmekten korktum ve gizlendim.
Oðlum Cafer’in elinden tutup, yaya olarak bir mil kadar gittik. Sabahleyin Resulullah efendimizin yanýna vardýk. Halk, takým takým geliyordu. Peygamberimiz, hayvanýna bineceði zaman, kendisiyle görüþmek istedim. Yüzünü, bizden baþka tarafa çevirdi. Yüzünü çevirdiði tarafa geçtim. Tekrar tekrar benden yüzünü çevirdi.
Biraz düþüneyim...
Bütün yakýn uzak her þey beni tuttu, sýktý! Ona eriþemedikçe bir ölü olduðumu, Onun iyiliðini, merhametini ve bana olan yakýnlýðýný düþündükçe “Beni tutar” diye ummuþtum.
Resulullah Aleyhisselamýn akrabasý olduðum için, benim Müslüman olmama, Resulullah efendimizin de, eshabýnýn da son derecede sevineceklerini sanýyor ve þüphe etmiyordum.
Resulullah efendimizin, benden yüz çevirdiðini görünce, bütün Müslümanlar da, benden yüz çevirdiler. Hz. Ebu Bekir, bana rastladý ve benden yüzünü çevirdi.
Resulullahý inciten sen misin?
Ensardan birisi beni Hz. Ömer’in yanýna yanaþtýrdý. Ona bakýnca, bana dedi ki:
- Ey Allahýn düþmaný! Resulullah efendimizi ve eshabýný inciten sensin ha! Ona düþmanlýðýný, yeryüzünün doðularýna, batýlarýna kadar ulaþtýrdýn ha!
Hemen amcam Abbas’in yanýna vardým. Ona dedim ki:
- Ey Abbas! Ben, Resulullahýn yakýný ve asaletli oluþum sebebiyle Müslümanlýðýmýn, Resulullahý sevindireceðini ummuþtum. Kendisinden umduðum iltifatý göremedim. Beni kabul etmesi için Onunla konuþ!
- Hayýr! Vallahi, Onun, senden yüz çevirdiðini gördükten sonra, Onunla bir tek kelime bile konuþamam! Resulullah efendimizi üzmüþ olmaktan korkarým!
- Ey Amca! Bâri, gidip baþvuracaðým bir kimseyi bana söyle?
Bunun üzerine Hz. Abbas, (Ýste, o!) diye Hz. Ali’yi gösterdi. Hz. Ali ile buluþup konuþtum. O da, bana Abbas’ýn sözlerinin týpkýsýný söyledi."
Ebu Süfyan bin Hâris ile Abdullah bin Ebi Ümeyye, Peygamberimizin huzuruna girme çarelerini araþtýrdýklarý ve kendilerinden yüz çevrildiði sýrada, Peygamberimizin zevcesi Hz. Ümmü Seleme de, onlar hakkýnda Peygamberimizle konuþarak dedi ki:
- Ya Resulallah! Biri amcanýn oðlu ve süt kardeþindir. Diðeri de, halanýn oðludur ve hýsmýndýr. Allahü teâlâ, bunlarý, sana Müslüman olarak gönderdi. Bunlar, senin katýnda halkýn en yaramazý olamazlar!
Peygamberimiz buyurdu ki:
- Bana, onlarýn ikisi de gerekmez. Amcamýn oðlu, benim haysiyet ve þerefimi, dili ile lekelemek istedi! Halamýn oðlu ve hýsmým olan kiþi ise, Mekke’de bana söylememesi gereken sözleri söylemiþtir!
Gerçekten de, Peygamberimiz Mekke’de iken, bir gün, Kureyþ müþriklerinin azýlýlarý toplanýp, Peygamberimize ileri geri tekliflerde bulunduktan sonra, Peygamberimizin Peygamberliðini reddetmiþlerdi. Peygamberimiz, onlarýn yanlarýndan çok üzgün olarak ayrýlmýþlardý.
Yine inanmam
Abdullah bin Ebi Ümeyye ise, Peygamberimizin peþini býrakmamýþ, yolda Ona demiþti ki:
- Ey Muhammed! Kavmin sana yapacaklarý teklifleri yaptýlar. Sen, onlarýn tekliflerinden hiçbirini kabul etmedin! Sonra, dediðin gibi, Allah katýndaki mevkiini anlamak, sana inanmak, uymak üzere kendileri için istedikleri þeyleri de yapmadýn!
Vallahi ben, sana bakýp dururken, sen, göðe bir merdiven kurarak týrmanýp göðe çýkmadýkça ve oradan, yanýnda senin dediðin gibi Peygamber olduðuna tanýklýk edecek dört melek getirmedikçe, sana hiçbir zaman inanmam!
Yemin ederim ki, sen, bunu yapmýþ olsan bile, yine seni tasdik edeceðimi sanmýyorum!
Abdullah bin Ebi Ümeyye, bunlarý dedikten sonra Peygamberimizin yanýndan ayrýlmýþtý.
Peygamberimiz, Hz. Ümm-i Seleme’ye, Abdullah bin Ebi Ümeyye ve süt kardeþi hakkýnda nazil olan ayet-i kerimeyi de (Isra 93) okudu. Hz. Ümm-i Seleme dedi ki:
- Ya Resulallah! Bu kiþi, senin kavmindendir. Onlarýn söylediði þeyi, bütün Kureyþ müþrikleri de, söylemiþler ve haklarýnda onun gibi ayetler de inmiþtir. Sen, onun suçundan daha aðýrýný da affetmiþtin. O, Amcanýn oðludur ve onun sana akrabalýðý vardýr. Sen de, onun suçunu bagýþlamaya halkýn en layýkýsýn!
Bana ilk bakýþý idi
Ebu Süfyan bin Hâris der ki: “Cuhfe’ye varýncaya kadar, ne Resulullah efendimiz, ne de Müslümanlardan hiçbiri benimle konuþmadý.
Her konaklanýlan yerde, kendim Resulullahýn kapýsýnda duruyor, oðlum Cafer de ayakta dikiliyordu. Resulullah beni gördükçe, yüzünü benden çeviriyordu.
Ezahir yokuþundan Mekke’nin Ebtah vadisine inince, Resulullahýn çadýrýnýn kapýsýna yaklaþtým. Bana baktý. Bu bakýþ, Onun, bana ilk yumuþak bakýþý idi. Kendisinin gülümseyeceðini de ummaya baþladým.”
Hz. Ali, Ebu Süfyan bin Hâris’e dedi ki:
- Resulullah efendimize, arka tarafindan var! Yusuf aleyhisselamin kardeþlerinin, Yusuf aleyhisselama söylediði þu sözü söyle: (Allaha yemin ederiz ki, Allahü teâlâ, seni, gerçekten bizden üstün kýlmýþtýr! Biz, doðrusu, sana karþý yaptýklarýmýzda suçlu idik, dediler.) [Yusuf 91]
Bundan daha güzel bir söz bulunabileceði kabul edilemez. Ebu Süfyan bin Hâris böyle yapýnca, Peygamberimiz, Hz. Yusuf’un kardeþlerine söylediðini bildiren, (Size, bugün hiçbir baþa kakma ve ayýplama yoktur! Allahü teâlâ, sizi baðýþlasýn. O, merhametlilerin en merhametlisidir) [Yusuf 92] mealindeki ayet-i kerimeyi okudu.
Ebu Süfyan bin Hâris, Peygamberimizin, "Bana, onlarýn ikisi de gerekmez” buyurduðunu haber aldýðý zaman demiþti ki:
“- Vallahi, ya yanýna girmeme izin verecektir, ya da su oðlumun elinden tutup yeryüzünde açlýktan, susuzluktan ölünceye kadar çekip gideceðiz! Sen ki benim hem akrabam, hem de halkýn en uslusu, yumuþak huylusu, en iyilikseveri ve cömerdi bulunuyorsun.”
Peygamberimiz, Ebu Süfyan’ýn bu sözlerini iþitince, her ikisine de acýdý ve kendilerinin huzurlarýna girmelerine izin verdi. Girdiler ve Müslüman oldular.
Yüzüne bakamazdý
Ebu Süfyan bin Hâris, Müslüman olduktan sonra, utancýndan, baþýný kaldýrýp Peygamberimizin yüzüne bakamazdý. Geçmiþteki tutum ve davranýþlarýndan dolayý özür diledi.
Ebu Süfyan, Mekke-i mükerremenin fethinde bulunmuþtur. Huneyn muharebesinde gösterdiði fevkalade kahramanlýðý dolayýsýyla, Resulullahýn iltifatlarýna mazhar oldu.
Miladi 644 senesinde, hacdan dönerken vefat etti. Namazýný Hz. Ömer kýldýrdý. Medine’deki Bakî kabristanýna defnedildi. Hadis-i þerifte, “Ebu Süfyan cennet yiðitlerindendir” buyurularak, Resulullahýn methine mazhar oldu. Simasý Resulullaha benzeyen yedi kiþiden biri de bu idi.

ALINTI
Gönderen: 02.07.2009 - 23:31
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1535 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.06113 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.