0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » ***NEFSİN YARATILIŞI***

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
***NEFSİN YARATILIŞI***
1613 Mesaj -
NEFSÝN YARATILIÞI

Allah insanýn fizik vucudunu yarattýktan sonra ona nefs verdi. Ve Rabbimiz Secde suresi 9'uncu ayette "Sonra onu nefsle dizayn etti" buyuruyor.
32/ SECDE-9: sümme sevvâhü ve nefeha fiyhi min rûhihî ve ce'ale lekümüssem'a vel'ebsâre vel'ef'ideh, kaliylen mâ teþkürûn.
Sonra (Allah) onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve onu (onun ruhunun kalbine) sem'i (kalbin iþitme hassasýgöz kırpma basar (kalbin görme hassasýgöz kırpma ve fuad (kalbin idrak etme hassasýgöz kırpma hassalarýna (sahip) kýldý. Ne kadar az þükrediyorsunuz.
Nefs, insanýn üç vücudundan bir tanesidir. Secde suresinde bu üç vücuda ait iþaretleri görebiliyoruz. Allah'u Teala;
"sonra" sözüyle daha önce yarattýðý fizik vücudu iþaret ediyor.
"dizayn etti" derken nefsten bahsediyor. (nefs dizayn edilerek yaratýlmýþtýr. Þems 7 Ve Allah semi ve basar hassalarýný nefs kalbin içine koyuyor. Bakara 7- Casiye 23 )
Onun içine ruhundan üfürdü derken üçüncü vücudumuz olan ruhun yaratýlýþýný anlatýyor.Demekki insan yaratýlýþta 3 vücutla yaratýlmýþtýr.

ÜÇ VÜCUDUMUZUN FARKLILIKLARI

1- Hepsi farklý özelliklerin sahibidir. Bak; nefsin özellikleri,
ruhun özellikleri, fizik vücudun özellikleri.
2-Hepsinin yaratýlýþý farklýdýr. (Fizik vücut halk edilerek, Nefs seva
edilerek, Ruh üfürülerek yaratýlmýþtýr.) Bak; yaratýlýþ
3-Hepsinin madde olduklarý alemler farklýdýr. (Fizik vücut- zahiri
alemde, Nefs -berzah aleminde, Ruh- Emr aleminde madde olurlar.)
Bak; alemler
4-Allah'ýn bu üç vucuttan aldýðý yeminler farklýdýr. (Fizik vücudun
yemini-ahd, Nefs'in yemini-yemin, Ruh'un yemini- misak) Bak;
yeminler
5-Üç vücudumuz da farklý þekilde yeminlerini yerine getirirler.
(Fizik vücut- Þeytana deðil Allah'a kul olarak, Nefs- tezkiye olarak,
Ruh- Allah'a ulaþarak ) Bak; yeminler

ÜÇ VÜCUDUMUZUN BENZERLÝÐÝ

1-Üç vücudumuz için Allah zahiri dünyada farz emirler buyurmuþtur.
Her üç vucutta bu dünyada bu emirleri yerine getirmek
mecburiyetindedir.
2-Üç vücudumuz için de bu dünya hayatýnda Allah'a teslim olmak
asýldýr.
3-Üç vücudumuzun da teslim olmalarý birbirlerine baðlýdýr. Baðýmsýz
hareket edemezler. Nefs tezkiye olmadan, ruh teslim olamaz. Ruh
teslim olmadan fizik vücut teslim olamaz, fizik vücut teslim
olmadan nefs teslim olamaz.

NEFSÝN ÝKÝ YÖNLÜ YARATILMASI


Ve Allah'u Tealâ þems suresi 7inci ayetinde de;
91/ ÞEMS-7: ve nefsin ve mâ sevvâhâ
Yemin ederim ki o nefs sevva edildi (7 kademede). Buyurmaktadýr.
Bu yedi kademe;
1- Nefs-i Emmare
2- Nefs-i Levvame
3- Nefs-i Mulhime
4- Nefs-i Mutmaine
5- Nefs-i Radiye
6- Nefs-i Mardiye
7- Nefs-i Tezkiye
Yukarýda saydýðýmýz nefsin kademeleridir. Nefs bu dünyada yaþarken bu kademeleri yaþamasý ve 7inci kademeye ulaþarak tezkiye olmasý gerekmektedir. Bu kademeler insanýn nefsiyle mücadelesini göstermektedir. Ýnsan neden nefsiyle mücadele etmelidir? Çünkü her insanýn nefsinde 19 afet vardýr.
74/ MÜDESSÝR-30-: aleyhâ tis'ate aþer
19 üzerinizedir.
1- Cehalet
2- Cimrilik
3- Dedikodu, Gýybet
4- Fitne, Fesat
5- Gurur, Kibir
6- Haset ve Düþmanlýk
7- Hýrs, Þehvet
8- Ýsyan
9- Ýptila
10- Kin ve Nefret
11- Küfür
12- Mürailik
13- Nankörlük
14- Öfke, Gayz
15- Sabýrsýzlýk
16- Vefasýzlýk
17- Yalan
18- Zulüm
19- Zan
Nefste mevcut olan bu 19 afet sebebiyle Melekler Rabblerine karþý çöyle diyorlar;
2/ BAKARA -30: Ve iz kale rabbüke, lilmelaiketi inni ca'ýlün fil ardý halifeh. Kalu etec'alü fiha men yüfsidu fiha ve yesfiküddimae, ve nahnü nüsebbihu bihamdike ve nukaddýsü lek. Kale inni e'lemü ma lâ tâ'lemun.
(Hani) o zaman Rabb'in meleklere: "Ben muhakkak ki yeryüzünde bir halife yaratacaðým" demiþti. (Melekler de): "Orada fesat çýkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksýn? Oysa biz Seni hamdinle tesbih ve takdis ediyoruz" demiþlerdi. (Rabb'in de) "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim buyurdu.
Burada nefsimizin zulmâni yönüne iþaret edilmektedir. Melekler nefsin iki yönlü yaratýldýðýný bilmemektedir. Meleklerde nefs yoktur. Nurdan yaratýlmýþlardýr. Rabbimiz bize ihsan ettiði nefsi iki yönlü yarattýðýný, Tin Sûresinin 4. ve 5.Âyet-i Kerîmesinde þöyle açýklýyor.
95/ TÝN-4: lekad halaknel' insâne fiy ahseni takviymin.
Andolsunki, biz insaný (insanýn nefsini) en güzele (ahsene) ulaþabilecek bir takvim içinde yarattýk.
95/ TÝN-5: sümme redednâhü esfele sâfiliyn.
Sonra onu esfeli sâfiline reddettik.
Âyet-i Kerîme'nin ikinci kýsmýnda sözü edilen Esfel-i Sâfilîn, Ahiret hayatýnda, Cehennemle cezalandýrýlan nefsin bulunduðu yerdir. Nefs burada rehinedir. Yeryüzünde ikame edilen Adem oðlunun, nefsini, Rabbimize verdiði tezkiye yeminine uygun bir þekilde tezkiye, terbiye etmediði sürece iblise tâbî olup, Cehennem'in en alt katýyla cezalanacaðýný, Rabbimiz açýklýyor.
Ýnsana verilen bu dünya hayatý, rehine olan nefsini kurtarmak içindir. Eðer rehine kurtulursa, insandaki emanet olarak bulunan ruh da Allah'a verdiði misakini yerine getirebilecek, Allah'a ulaþabilecektir.
Âyet-i Kerîme'nin birinci kýsmýnda ise, dünya hayatýný yaþarken insanýn Elestü Birabbiküm günü Rabbimize verdiði misaka uygun olarak nefsini evvela 7 kademede tezkiye, sonra terbiye ve tasfiye etmek suretiyle en güzel biçime dönüþtürebilecek þekilde yaratýldýðý beyan ediliyor.
Demek ki, nefs baþýboþ býrakýlýp, tezkiye, terbiye ve tasfiye için, dünya hayatýný yaþarken bir þey yapýlamazsa, þeytanýn insan vücudundaki melcei (sýðýnaðýgöz kırpma olan nefs, þeytanýn negatif telkinleriyle, Cehennem'in en alt katý olan Esfel-i Safilin'e gidecektir.
Eðer nefs tezkiye, terbiye ve tasfiye edilebilirse Ahsen-i Takvim'e dönüþerek, ruhun halleriyle hallenir, adeta vücut ülkesinde ikinci bir ruh olur. Buradan anlýyoruz ki, nefs iki yönlü bir mahlûktur.
7/ ARAF-172: ve iz ehaze rabbüke min beniy âdeme min zuhûrihim zürriyyetehüm ve eþhedehüm alâ enfüsihim, elestü birabbiküm, kaâlû belâ, þehidnâ, en tekuûlû yevmelkýyâmeti innâ künnâ an hâzâ gaâfiliyn.
Ve o zamanki (ezelde) Allah Adem oðullarýnýn sýrtlarýndan onlarýn zürriyetlerini çýkardý (aldýgöz kırpma ve onlarý nefsleri üzerine þahit tutarak dediki:
"Ben sizin Rabbiniz deðil miyim?"
Dediler ki:
"Evet (Sen bizim Rabbimizsin) Biz þahitleriz."
Kýyamet günü: "Muhakkakki biz bundan gafilleriz." (bizim bundan haberimiz yoktu) demesinler diye.
Nefsin yemini, dünya hayatýnda 7 tezkiye kademesinde tezkiye olmaktýr. Ruhun misaký ise tezkiye olan nefsin her tezkiye kademesine paralel olarak 7 kat yükselerek, 7. kattan sonra 7 alemi aþarak, varlýklar aleminin son noktasýndan (Sidratülmüntehâ'dan) yokluða geçerek, yoklukta (Adem'de) Allah'ýn Zat'ýna ulaþmasý, orada yok olmasý ve Rabbine teslim olmasýdýr. Fizik vücudun yemini (ahd) ise Allah'a kul olmaktýr.
Vücut ülkesinde Allah'ýn bir temsilcisi olan ruhun, verdiði misaký yerine getirmemesi düþünülemez. Fakat, Rabbimiz, ruhun misakýný yerine getirebilmesini, nefsin tezkiye olmasý þartýna, yani nefsin Rabbimize verdiði yemini yerine getirme þartýna baðlamýþtýr.
91/ ÞEMS-9: kad efleha men zekkâhâ.
Andolsunki nefsini tezkiye eden felâha erer (cennete girer).
Bu da nefsimizin deðiþerek yarýdan daha fazla nurla dolmasý halidir.

NEFSÝN DEÐÝÞEBÝLME ÖZELLÝÐÝ


Peygamber Efendimiz (SAV) in harpler tamamlandýktan sonra "artýk küçük cihadlar bitti, þimdi büyük cihad baþlýyor" sözündeki büyük cihat nefse karþý açýlan savaþtýr.
Allahû Tealâ ve Tekaddes Hz. Hz. Adem'e (AS) nefs verip de, diðer mahlûklara üstün kýlýnca, nefsi olmayan meleklerden Harut ve Marut isimli iki Melek:
" ... Yüce Rabbimiz bize de nefs ihsan eyle ve ona nasýl hakim olacaðýmýzý ispat edelim." demiþlerdir.
Allahû Tealâ bu talebi kabul ederek, bu iki meleði Babil þehrine indirmiþ. Orada her ikisi de nefslerine yenilerek bir kadýnýn ýrzýna geçerek ve kadýnýn kocasýný öldürerek, nefse hakîm olmanýn ne kadar güç bir þey olduðunu anlamýþ ve Allah huzurunda mahcub olmuþlardýr.
Ýslâm'ýn temel fonksiyonu, nefsimizin tezkiye, ve tasfiye edilmesidir. Varýlmasý murad edilen ise nefsimizi baþlangýçta 7 tezkiye kademesinde tezkiye etmek ve buna devamla 7 velâyet kademesinde de terbiye ve tasfiye ederek, ruhun halleriyle hallenmesini saðlamaktýr. Yani nefsin, ruhun tüm hasletlerini muktesebatýna almak suretiyle, ruhun hoþlandýðý þeylerden zevk almasýný ve bunlardan vazgeçemez hale gelmesini saðlamaktýr.
Nefs baþlangýçta isyankârdýr. Onu tezkiye etmek lâzýmdýr. Nefsin tezkiyesi ona istediklerini vermemekten geçer. Nefsine her istediði münkeri nehy edildigi halde, ikram eden, mâ 'ruf ile emr olunmasýna raðmen bundan içtinap eden kul, nefsinin emrindedir Yani nefsi emmarededir.
Nefs, bir azgýn ata benzer ki, zaptý rabt altýna, kontrol altýna alýp da, kumanda edebilen kiþinin ruhu, Rabbine vuslat olur ve Allah'ýn Zat'ýnda fani olarak, O'na teslim olur. Fakat at, (Yani nefs) gemi azýyý alýrsa, sahibini þeytana götürüp teslim eder.
Müridin, sülûkunu tamamlýyabilmesi, nefsinin 7 tezkiye kademesinde tezkiye edilmesine, yani kontrol altýna alýnmasýna sýký sýkýya irtibatlýdýr. Nefsin tezkiyezinde vasýta emirler pek çoktur. Namaz, oruç zekat, sadaka, hacc, zikir, dünya çalýþmasýnýn ibadet kýlýnmasý gibi yerine getirilmesi gereken pek çok emrin yanýnda, sakýnýlmasý gereken içki, kumar, puta tapmak, fal, dedikodu vb. birçok yasaklar da mevcuttur.
Nefsin tezkiyesinde en önemli vasýta zikirdir. Fakat zikrin yanýnda orucun önemi azýmsanamayacak derecededir. Nefs için baþlangýçta, oruç bir azabdýr. Bir iþkencedir. Nefs, ruhun hüvviyetine sokulmak istendiði zaman önce isyan eder, fakat tezkiye ile kontrolü saðlanýp, ruhun hüvviyetine girince, ruhun hoþlandýðý þeylerden zamana paralel olarak hoþlanmaya baþlar ve oruçda nefs için bir zevk olmaya baþlar.

NEFS KENDÝSÝNE ZULMEDER

Allahû Tealâ ve Tekaddes Hz.leri Kur'ân-ý Kerîm'de þöyle buyuruyor.
10/YUNUS-44: Ýnnallahe lâ yazlimünnâse þey'en ve lâkinnennâse enfüsehüm yezlimûn.
Þüphesiz Allah insanlara asla zulüm etmez. Lâkin insanlar kendi nefslerine zulmederler.
Umumiyetle burada, nefsin talep ettiði þeyleri ona vermemek, ona yapýlmýþ bir zulüm olarak tefsir edilip, izahta büyük güçlük çekilmektedir.
Ruhun Rabbine vuslat olabilmesi, nefsin tezkiye edilmesiyle mümkündür. Nefsin tezkiyesi ise, ona istediklerini vermemek ve Rabbimizin emir buyurduðu Amilüssâlihat'ý ona yaptýrmakla mümkündür. Ýnsanýn dünya va ahiret saadetine erebilmesi kesin olarak, nefsin bu vasýta emirleri belirli bir ölçü ve zaman içinde yerine getirebilmesine baðlýdýr. Fakat, baþlangýçta cehaleti sebebiyle bunu fark edemiyen nefsimiz, dünya zevklerine meyyal olmasý ve hýrs afeti sebebiyle Allah'ýn yap dediklerini yapmaz, emre karþý gelir, isyan eder, Allah'ýn yasak ettiði þeyleri de kendisinin hoþlanmasý, zevk duymasý sebebiyle yapar. Bu ise sürekli Allah indinde, derecat kaybetmesine, yani kendisine zulmetmesine sebep olur. Zulüm, bir üzüntü kaynaðý olduðuna göre dünya ve ahiret hayatýnda hep piþmankâr bir davranýþla yaptýklarýna piþman olmaktadýr.
Kimi kiþiler, nefse istediklerini vermemeyi, nefse yapýlan bir zulüm olarak mütalâ etmektedirler. Bu kesinlikle yanlýþtýr. Meselenin çözümü basittir. Allah'ýn bir temsilcisi olan ruhun emirlerinin vücut ülkesinde tatbik edilmesi halinde, yani Amilüssalihat iþlemek ve münkerden sakýnmak halinde derecat kazanýlýr. Nefsimizi, zikirle tezkiye kademelerinde tezkiye edip, sonunda emanet olan ruhumuzu sahibi olan Allah'u zülcelâl Hz.lerine ulaþtýrmamýz temel hedeftir. Nefsin bu emirleri yerine getirmemesi derecat kaybýna sebep olur. Kaybedilen derecat sebebiyle, ruh, sahibi olan Allah'u zül-Celâl Hz. lerine yükselemez ve Rabbine kavuþma emri olan vuslatý gerçekleþtiremez.
Bu sebeple derecat kaybetmemiz, nefsimize zulmetmemiz anlamýna gelmektedir. Kim þer iþlerse o kiþi derecat kaybeder. Her þer iþlemede insan sýkýntý duyar. Her hayýrý iþlemede ise ferahlýk ve huzur duyar. Ýþte nefse Allah'ýn yasak ettiði þeyleri vermek þer iþlemektir, kiþinin nefsine zulmetmesidir. Allah'ýn emrettiði þeyleri yapmamak ta ayný sonuca ulaþtýrýr.
Kiþi þer iþlemiþ olur ve derecat kaybeder. Bir insanýn Cehennem'e gitmesinin temel nedeni kaybettiði derecatýn kazandýðýndan fazla olmasýdýr. Cehennem'de ise azab çekilir. Buna sebep olanda kiþinin derecat kaybetmesi olduðuna göre derecat kaybeden kiþi kendine zulmetmiþ oluyor.
Diðer taraftan nefsin her þer iþlemesi sonunda, ruh mutlaka nefse iþlenen günahla paralel bir azab tatbik eder. Bu azaba halk arasýnda vicdan azabý denir.
29/ ANKEBUT-40 : Feküllan eheznâ bizembih, feminhüm men erselnâ aleyhi hâsýbâ, ve minhüm men ehazethüssayhah, ve minhüm men hesefnâ bihîl-ard, ve minhüm men eðraknâ, ve mâ kânellâhü liyezlimehüm ve lâkin kânû enfüsehüm yezlimûn.
Bunlardan herbirini kendi günahlarýyla muaheze ettik. Onlardan kimine taþ fýrtýnasý yaðdýrdýk, kimini de korkunç bir ses aldý. Kimini yere geçirdik, kimini suda boðduk, Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar, nefslerine zulmettiler.
28/KASAS-16: Kale Rabbi innî zalemtü nefsî faðfirli feðafera lehü.
Rabbim ben nefsime zulmettim. Artýk beni baðýþla, dedi. Allah onu baðýþladý.
16/NAHL-118: Ve alellezîne hâdû harramnâ mâ kasasnâ aleyke min kablü ve mâ zalemnâhüm ve lâkin kânû enfüsehüm yezlimûn.
Yahudilere haram kýldýðýmýzý daha evvel sana haber vermiþtik. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar (bu yasaklara riayet etmemek suretiyle) nefslerine zulmettiler.
Nefsin yaptýðý bu zulümler, ruh tarafýndan nefse misliyle ödettirilmektedir. Ruhun, nefs üzerinde tatbik ettiði vicdan azabý, nefsin ruhun emirlerini tatbik etmeyip ruha zulüm yapmasýndan kaynaklanmaktadýr. Eðer nefs, ruhdan gelen emir ve nehiylere, harfiyyen uysa zulüm olmaz. Zulmün olmadýðý yerde ruhun nefs üzerine tatbik ettiði, mânevi vicdan azabýndan da bahsedilemez.
Vicdan aklýn bir fakültesidir. Eðer ruh aklý ikna ederek fizik vücudun hayýr iþlemesine sebeb olursa vicdan rahatlar, huzur duyar. Ama nefs aklý ikna ederek fizik vücuda þer iþletirse, o takdirde ruh bu þerre ortak olmaz, vucuttan þer iþlenirken ayrýlýr. Ama vicdan istemesede nefsin oyununa alet olacaktýr. Daha sonra ruh tekrar dönerek insana azap eder. Tabii vicdanda nefsle birlikte bu azabý yaþar.

NEFSÝN 19 AFETÝ

Bilindiði gibi nefs 19 kötü afet taþýmaktadýr.
Bu afetlerden herbiri þeytan için bir sýðýnaktýr. Þeytan bu sýðýnaklara ulaþarak bizi idlâle düþürmek için tesirlerini yani telkinlerini gönderir. Bu nefsani telkinler bize hangi ölçüde tesir ederse, o ölçüde idlâle veya iðvaya düþeriz, nefsâni talep, ruhun talebiyle paralel olabilir.
Bu noktada biz ihlastayýz. Velâyetin 6. kademesindeyiz. Nefsani talebiniz, ruhun talebinden farklý olarak tezahür edebilir. Biz bu farklý tezahür eden talebe uyarak bir amel iþlersek derecat kaybediyoruz. Derecat kaybetmemiz ise, bizim nefsimize ve ruhumuza yapýlmýþ bir zulümdür.
Allahû Tealâ Buyuruyor:
4/ NÝSA-78: eyne mâ tekûnû yüdrikkümülmevtü ve lev küntüm fiy burûcin müþeyyedeh, ve in tüsýbhüm hasenetün yekuûlû hâzihi min indillâh, ve in tüsýbbüm seyyietün yekuûlû hâzihî min indik, kul küllün min indillâh, femâli hâulâilkavmi lâ yekâdûne yefkahûne hadiysâ.
Nerede olursanýz olun ölümü idrak edersiniz, hatta saðlam kalelerde bulunsanýz bile senden dolayý onlara bir iyilik isabet ederse; bu Allah'tandýr derler. Bir kötülük isabet ederse; bu senin tarafýndandýr derler. De ki; hepsi Allah'ýn katýndandýr. Bu topluluða ne oluyorki söz anlamaya yanaþmýyorlar.
Bir peygamberin kendisinden sadýr olan davranýþlarýnýn hiç birisi nefsani deðildir. Çünkü; Peygamber Allah'ýn tasarrufundadýr.
4/ NÝSA-79: mâ esâbeke min hasenetin feminallahi ve mâ esâbeke min seyyietin femin nefsik, ve erselnâke linnâsi resûlâ, ve kefâ billâhi þehiydâ.
Sana ne iyilik isabet ederse, Allah'tandýr. Sana ne kötülük isabet ederse, kendi nefsindendir. (Eðer derecat kaybedecek bir þey yapmýþ olsaydýn.) Ve seni insanlar için Resûl olarak gönderdik ve Allah þahid olarak yeter.
Nefsimizde mevcut olan, 19 þer kaynak sebebiyle biz bir talebin sahibi isek bu talebin sonunda þer kazanmamýz mutlaktýr. Bu nedenledir ki bize isabet eden her kötülük nefsimizde mevcut olan bu 19 þer kaynaðýn, herhangi birisinin sebebiyledir.

1- CEHALET
Ýnsanýn Allah yolunda yükselmemesi cehaleti sebebiyledir.

33/Ahzap-72- Ýnnehû kâne zalûmen cehûlâ.
- Þüphesiz insan zalimdir ve cahildir.

2/Bakara-80- Em tekûlûne alellâhi mâ lâ ta'melûn.
- Yoksa, Allah'a karþý bilmediðiniz bir þey mi söylüyorsunuz.

2/Bakara-169- Ýnnemâ ye'müruküm bissûi velfahþâi ve en tekûlû alellâhi mâ lâ ta'lemûn.
- Þeytan, muhakkak size kötülüðü, hayasýzlýðý, Allah'a karþý bilmediðiniz þeyi söylemenizi emreder.

2- CÝMRÝLÝK
Cimrilik Yüce Rabbimizin zekât, birr ve sadaka emirlerini yerine getirmeye en büyük engeldir.

17/Ýsra-100- Kul 1ev entüm temlikûne hazâine rahmeti Rabbî izen leemsektüm haþyetel-infâk, ve kânelinsânü katûrâ.
- Rabbimizin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydýnýz , tükenir korkusuyla infâk etmezdiniz, zaten insan pek cimridir.

57/Hadid-24- Ellezîne yebhalune ve ye'mürûnennâse bil bahl, ve men yetevelle feinnellâhe hüvelðaniyyülhamîd.
- Onlar ki, Hem cimrilik ederler, inananlara da cimrilik yapmayý söylerler. Þüphesiz Allah, Ganidir, Hamîd'dir.

47/Muhammed-38- Hâ entüm hâülâi tüd-avne litünfikû fî sebilillâhi feminküm men yebhal, ve men yebhal feinnemâ yebhalü an nefsih.
- Ýþte sizler, Allah yolunda sarfetmeðe çaðrýlan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik ediyor, cimrilik yapan kendisi için yapar.

3- DEDÝKODU, GIYBET

Yüce Rabbimiz biraraya gelen kullarýnýn Allah'tan bahsetmesini ve böylece zikir yaptýklarý için Allah'ýn salâvat nuru ile ferahlanmalarýný ister. Ýnsanlar ise dedikodu ve gýybetle Allâh'dan deðil, insanlardan bahsederek ve nefslerinden de birþeyler katarak derecat kaybetmektedirler.

49/Hucurat-12- Velâ tecessesû ve lâ yaðteb ba'duküm ba'dâ, e yühýbbü ehadüküm en ye'küle lahme ehîhi meyten fekerihtümûh.
- Gizli þeyleri merak edip araþtýrmayýn, dedikodu yapmayýn. Biriniz ölü kardeþinin etini yemek ister mi? Ýþte tiksindiniz.

68/Kalem-10,11,12- Ve lâ tütý'küllle hallâfin mehînin. Hemmâzin meþþâin biriemîmin Mennâýn lilhayri mü'tedin esîm.
- Yemin eden, ayýp araþtýran, deðersiz laf taþýyan, nâsý hayýrdan alýkoyan, hukuka tecâvüz eyleyen, günaha dadanan kimselere itaat etme.

24/Nur-15,16- Ýz telekkavnehû bielsinetiküm ve tekûlûne biefvâhiküm mâ leyse leküm bihî ýlmün ve tehsebûnehü heyyinen, ve hüçve indellâhi azîm. Ve lev li iz semi'tümûhü kultüm mâ yekûnû lena en netekelleme bihâzâ, sübhâneke haza bühtânün azîm.
- Hani onu dilden dile dolaþtýrýp hiçbir bilðiniz olmadýðý þeyleri aðzýnýza alýyor, Allah yanýnda büyük bir günah olduðu halde onu kolay sanýyordunuz. Bunu istediðiniz vakit: "Böyle þeyi aðzýmýza almak bize yaraþmaz. Aman Allah'ým! Sen bundan münezzehsin, bu büyük bir Bühtan'dýr." demeliydiniz.

4/Nisa-112- Ve men yeksib hatîeten ev ismen sümme yermibihî berîen fekadihtemele bühtânen ismen mübîna.
- Her kim bir suç iþlerse veya bir günah kazanýr sonra onu günahsýza atarsa bir iftirada bulunmuþ ve apaçýk bir günah yüklenmiþ olur.

4- FÝTNE, FESAD

Ýnsanlarýn tevhid akidesinin gereði olarak Sýrât-ý Müstakîm üzerinde bulunmalarý ve tek bir fýrka oluþturmalarý Allah'ýn emridir. Ýnsanlarýn arasýna fit sokarak onlarý birbirine düþmân yapmak veya bu istikamette çalýþmak fitne çýkarmaktýr. Fesad da benzer anlamdadýr.

5/Maide-64- Küllemâ evkadû nâran lilharbi etfahallâhü ve yes-avne fil-ardý fesâdâ, vallâhû yühýbbülmüfsidîn.
- Onlar her ne zaman harp için ateþ yaksalar, Allah onu söndürür. Onlar yeryüzünde fesat için çabalarlar. Allah fesat çýkaranlarý sevmez.

2/Bakara-60- Ve lâ ta'sev fil-erdý müfsidîn.
- Yer yüzünde fesad çýkararak haddi aþmayýnýz.

2/Bakara-191- Velfitnetü eþeddü minelkatl.
- Fitne katilden þiddetlidir.

2/Bakara-217- Ve saddûnan sebîlilâhi ve küfrünbihî velmescidliharâmi ve ihrâcü ehlihî minhüekberu indellih, velfitnetu ekberu minelkatl.
- Ýnsanlarý Allah yolundan alýkoymak Allah'ý tanýmamak, insanlarý Mescid-i Haram'dan alýkoymak, ahalisini ondan çýkarmak ise, Ýnd-i Ýlâhi'de þer bakýmýndan daha büyüktür. FÝTNE KATÝLDEN DAHA BÜYÜKTÜR.

2/Bakara-193- Ve Kâtilûhüm hattâ lâ tekûne fitnetün ve yekûneddînu lillâh, feinintehev felâ udvâne illâ alezzâlimiyn.
- Fitneden eser kalmayýp din tamamen Allah'ýn oluncaya kadar onlarla kýtal edin (savaþýn). Onlar vazgeçerlerse onlara el uzatmak yoktur. El uzatmak yalnýz zalimleredir.

8/Enfal-39- Ve kâtilûhüm hattâ lâ teküne fitnetün ve yekûneddiynü küllühü lillâh, feinnintehev feinnnallâhe bimâ ya'melune basîr.
- Hiçbir fitne kalmayýnca bütün din Allah için oluncaya kadar onlarla kýtalde bulunun. Onlar küfürden vazgeçerlerse, onlarý salýverin. Çünkü Allah, iþlediklerini görür.

8/Enfal-73- Vellezîne keferû ba'duhüm evliyâü ba'di, illâ tef-alûhü tekün fitnetün fil-ardý ve fesâdün kebîr.
- Kâfîr olanlar birbirlerinin velileridir. Siz de bunu yapmazsanýz yeryüzünde bir fitne ve musibet, büyük bir fesat hasýl olur.

5- GURUR, KÝBÝR

Ýnsanlarýn büyük bir kýsmý gurur ve kibirleri yüzünden hem ahiret mükâfatýný hem de dünya saadetini kaybederler, çünkü onlara gök kapýlarý açýlmaz.

40/Mü'min-56 - Ýnnellezîne yücadilûne fî âyâtillâhi biðayri sültânin etâhüm, in fî sudûrihim illâ kibirun mâ hüm bibâliðîh, festeýzbillâh....
- Allah'ýn âyetleri üzerinde kendilerine gelen bir sultan olmadan tartýþanlarýn gönüllerinde ulaþamayacaklarý bir kibir vardýr. Allah'a sýðýn.

11/Hud-l0- Ve lein ezeknâhü na'mâe ba'de darrâe messethü leyekûlenne zehebesseyyiâtü annî, innehû leferihun fehûr.
- Eðer ona bir zarardan sonra bir ni'met tattýrsak, muhakkak ki, benden bütün sýkýntýlar gitti diyecektir. Çünkü o þüphesiz þýmarýk ve böbürlenendir.

2/Bakara-206- Ve izâ kîle lehüttekillâhe ehazethül-ýzzettü bil-ism.
- Ona Allah'dan sakýn deyince, gururu kendisine günah iþletir.

7/Araf-40- Ýnnellezîne kezzebû biâyâtinâ vestekberû anhâ lâ tüfettehu lehüm ebvâbüçssemâi.
- Âyetlerimizi tekzib edip (yalanlayýp, inkâr edip) tekebbür edenlere gök kapýlarý açýlmaz.


6- HIRS, ÞEHVET
Hýrs ve þehvet insana Allah'ýn yolunda çok derecat kaybettiren ve çok piþmanlýk çektiren iki afettir.

70/Mearic-19- Ýnnel-insâne hulika helûâ.
- Ýnsan, þüphesiz hýrslý yaratýlmýþtýr.

64/Tegabün-16- Ve men yüka þühha nefsihî feüllâike hümülmüflihûn.
Nefsinin hýrsýndan korunabilen felâha saadete erer.


7- HASED VE DÜÞMANLIK

Ýnsanlarýn fýrkalara ayrýlmasý, birleþmemesi, tevhidi gerçekleþtirmemesi hep hased ve düþmanlýk sebebiyledir.

60/Mümtehine-4- Ve bedee beynenâ ve beynekümül-adâvetü velbaðdâü ebeden hattâ tüminû billâhi vahdeh.
- Sizinle aramýzda bir tek Allah'a îmân edinceye kadar ebediyyen adâvet þiddetli bir nefret aþikar olmuþtur.

4/Nisa-54- Em yehsüdûnennâse alâ mâ âtâhümüllâhü min fedlih
- Yoksa Allah'ýn bol ni'metinden verdiði kimseleri mi, çekmiyorlar hased ediyorlar.

2/Bakara-109- Vedde kesîrun min ehlilkitâbi lev yeruddûneküm min be'di îmaniküm küffârâ, haseden min ýndi enfüsihim.Kitap ehlinin çoðu içlerindeki haset sebebiyle sizi, inandýktan sonra küfre döndürmeyi isterler.

8- ÝSYAN

Ýsyan Allah'ýn emirlerine itaat etmemize mani olan afettir.

19/Meryem-44- Yâ ebeti lâ ta'büdiþþeytân inneþeytâne kâne lirrahimani asiye.
- Babacýðým, þeytana tâbî olma, çünkü þeytan Rahmân'a asî olmuþtur.

73/Müzemmil-15,16- Ýnnâ erselnâ ileykum resülen þâhiden aleyküm kemâ erselnâ ilâ fir avne resülen. Fe asâ firavnürresule.
- Þüphesiz size þahidlik edecek bir Resûl gönderdik. Firavuna gönderdiðimiz gibi. Firavun Resûl'e âsi olmuþtu.


19/Meryem- 14- Ve lem yekun cebbaren asiyye.
- Âsi olan bir cebbar deðildi.

49/Hucurat-7- Ve kerrehe ileykümüü küfre vel füsuka vel isyane.
- Küfrü, fisk ve isyaný size kerih gösterdi.


9- ÝPTÝLA


Allah'ýn yasak ettiði þeylere olan aþýrý ilgi ve bunun sonunda doðan vazgeçilmesi çok zor olan alýþkanlýklar iptilâdýr.

5/Maide-90,91- Yâ eyyühellezîne âmenû innemelhamru velmeysiru vel-ensâbü vel-ezlâmü ricsün min ameliþþeytâni fectenibûhü lealleküm tüflihûn. Ýnnemâ yürîdüþþeytâânü en yûûka beynekümül-adââvete velbaðdââe filhamri velmeysiri ve yesuddeküm an zikrillâhi ve anissalâh, fehel entüm müntehûn.
- Ey imân edenler, þarap, kumar, puta tapmak, fal, þeytanýn murdar amelleridir. Artýk ondan kaçýnýn ki, felâh bulasýnýz. Þeytan; þarap, kumar ile aranýza düþmanlýk ve buðz (kin) býrakmak, sizi Allah'ýn zikrinden ve namazdan alýkoymak ister. Daha vazgeçmiyecek misiniz?


10-KÝN VE NEFRET
Kin ve nefret nefsimizin yenilmesi güç afetlerindendir. Bu konuda Yüce Rabbimiz aþaðýdaki Âyet-i Kerîmelerle açýklamalarda bulunuyor.


5/Maide-8- Ve lâ yecrimenneküm þeneânü kavmin alâ ellâ ta'dilû, i'dilû.
- Bir kavme, topluluða olan kininiz, sizi adaletsizliðe sürüklemesin.

5/Maide-62
- Ve terâ kesîran minhüm yüsâriûne fil-ismi vel-udvâni ve eklihimüssüht, lebi'se mâ kânû ya'melûn.
- Onlardan çoðunun günaha, haksýzlýða ve haram yemeðe koþuþtuklarýný görürsün, yaptýklarý ne kötüdür.

5/Maide-64- Ve leyezîdenne kesîran minhüm mâ ünzile ileyke min Rabbike tuðyânen ve küfrâ, ve elkaynâ beynehümül-adâvete velbaðdâe ilâ yevmilkýyâmeh.
- Rabbinin tarafýndan inzal olunan, onlardan bir çoðunun azgýnlýðýný küfrünü artýrýr. Onlarýn arasýnda kýyamet gününe kadar düþmanlýk, olanca kuvvetiyle sevmemezlik (buðz, kin, nefret ve haset) yapýþtýrdýk.

5/Maide-14- Feeðraynâ beynehümül-adâvete velbeðdâe ilâ yevmilkiyâmeh.
- Biz kýyamet gününe kadar aralarýna düþmanlýðý olanca kuvvetiyle kin, nefreti yapýþtýrdýk.

3/Al-i Ýmran-118- Kad bedetilbaðdâü min etvâhihim, ve mâ tühfî sudûruhüm ekber.
- Size olan kin, buðzlarý dillerinden dökülüyor. Halbuki sinelerinde sakladýklarý buðz-nefret daha büyüktür.


Allah'ýn yardýmýyla nefsimiz baþlangýçta tezkiye edilip kontrol altýna alýnarak, bu þer kaynaðýn nefsimizin tasfiyesiyle tamamen ortadan kaldýrýldýðýný, Rabbimiz þu âyet-i kerîme'de en güzel biçimde açýklýyor.

9/Tevbe-15- Ve yüzhib ðayza kulûbihîm ve yetûbüllâhü alâ men yeþâ'.
- Kalplerindeki kini gidersin ve Allah dilediði kiþinin tevbesini kabul buyursun.

Tevbenin kabulü, ancak Tevbe-i Nasuh'a davet ile mümkündür. Çünkü tevbenin esasý bir daha günah iþlememek üzere Rabbimize verdiðimiz bir Ahd'dir. Fakat, þer kaynaklar nefsimizde durdukça bu mürnkün deðildir. Ammâ bu 19 þer kaynak, ihlasla temizlenince Allah bizi tevbe-i Nasuh'a davet ediyor. Bu þekilde yukardaki âyet-i kerîme'de, Rabbimizin söz ettiði gibi tevbemizi kabul ediyor.

59/Haþr-10- Ve lâ tec-al fî kulubinâ ðýllan lillezîne âmenû.
- Kalbimizde mü'minlere karþý kin býrakma.


11- KÜFÜR
Küfür nefsin bünyesindeki afetlerden en korkuncudur.

18/Kehf-105- Ülâikellezîne keferu biayati rabbihim ve likâihi fe habitat a'malühüm fe lâ nukiymü lehüm yevmel kýyameti vez nan.
- Ýþte onlar Rablerinin âyetlerini ve O'na (Dünya hayatýnda) kavuþmayý inkâr ettikleri için amelleri boþa gidenlerdir. Artýk onlar için kýyamette bir terazi tutmayýz.

14/Ýbrahim-34- Ýnnel-insâne lezalûmün keffâr.
- Þüphesiz insan zalim çok kâfirdir.

3/Al-i Ýmran-176- Ve lâ yehzünkellezîne yüsâriûne filküfr. Ýnnehüm len yedürrullâhe þey-â, yüridüllâhü elli yec- ale lehüm hazzan fil-âhýrah, ve lehüm azâbün azîm.
- Küfürde yarýþanlar seni ü'zmesin. Þüphesiz Allah'a bir zarar veremezler. Allah Ahirette onlara bir pay vermemek istiyor. Onlara büyük azab vardýr.

76/Dehr-24- Ve lâ tüti' minhüm âsimen ev kefûrâ.
- Onlardan kâfir ve günahkâr olanlara itaat etme.

50/Kaf-24- Elkýyâ fî cehenneme külle keffârin'anîd.
- Ýnatçý ve kâfir olanlarýn hepsini Cehennem'e atýn.


2/Bakara-257- Vellezîne keferû evliyâühümüttâðût, yühricûnehüm minennûri ilezzulümât.
- Kâfir olanlar Tagut'un (þeytanýn) dostudurlar. Ve nurdan zulmete götürürler.

49/Hucurat-7- Ve kerrahe ileykümülküfr.
- Size küfrü kerih gösterdi.

12- MÜRAÝLÝK
Halk arasýnda iki yüzlülük olarak anýlan mürailik insanýn, kalbi ile yaptýklarýnýn farklý olmasýdýr. Allah ise kalbimiz ile davranýþlarýmýzýn eþit olmasýný ister.

2/Bakara-264- Ya eyyühellezîne âmenû lâ tübtilû sadekâtiküm bilmenni vel-ezâ, kellezî yünfiku mâ lehû riâennâsi ve lâ yü'minü billâhi velyevmil-âhýr.
- Ey imân edenler Nâs'a gösteriþ olsun diye malýný harceden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan kimseler gibi sadakalarýnýzý, baþa kakmak, eziyet vermek ile hükümsüz kýlmayýn.

4/Nisa-142- Ve izâ kâmû ilessalâti kâmû küsâlâ, yürâilnennâse ve lâ yezkürunellâhe illâ kalîlâ.
- Onlar namaza kalkacak olsalar aðýr davranýrlar Nâs'a gösteriþ yaparlar ve Allahý az zikrederler (münafýklar).

8/Enfal-47- Ve lâ tekûnû kellezîne haracû min diyârihim betaran ve riâennâsi yesuddûnean sebîlillâhi.
- Yurtlarýndan böbürlenerek (þýmararak) nâs'a gösteriþ yaparak çýkanlar, Allah yolundan nâs'ý alýkoyanlar gibi olmayýn.

4/Nisa-38- Vellezîne yünfikûne emvâlehüm riâennâsi ve lâ yü'minûne billâhi ve lâ bilyevmil-âhýr, ve men yeküniþeytânü lehû karînen fesâe kerînâ.
- Mallarýný halka gösteriþ için harcedenler Allah'a ve Ahiret gününe inanmayanlar þeytanla arkadaþ olmuþ ise kötü arkadaþa tutulmuþtur.

13- NANKÖRLÜK-

Allah'ýn bize olan ihsanlarýný görmezliðe gelmek veya hiçe saymak nankörlüktür.

11/Hud-9- Ve lein ezeknel-insane minnâ rahmeten sümme neze'nâhâ minhü, innehû leyeûsün kefûr.
- Tarafýmýzdan insana bir rahmet tattýrdýktan sonra onu geri alsak o pek ümitsiz, pek nankör olur.

22/Hac-66 - Ýnnel-insâne lekefûr.
- Ýnsan hakikaten nankördür.

35/Fatýr-36- Kezâlike neczî külle kefûr.
- iþte bütün nankörleri böyle cezalandýrýrýz.


43/Zuhruf-15- Ýnnel-insâne lekefûrun mübîn.
- Þüphesiz insan apaçýk bir nankördür.

17/Ýsra-67- Ve kânel-insânü kefûrâ.
- Ýnsan nankör olmuþtur.


14- ÖFKE, GAYZ
Öfke ve gayz, her an yanlýþ adýmlar atmaya sebep olan afetlerdir.

3/Al-i Ýmran-118,119,120- Mi anittüm, kad bedetilbaðdâu min efvâhihim, ve mâ tuhfiy sudûrühüm ekber, kad beyennâ lekümül'âyâti in küntüm ta'kýlûn, hâ entüm uhlâi tühibbûnehüm velâ yühibbûneküm ve tü'minûne bilkitâbi küllih, ve izâ lekûküm kalü âmennâ, ve izâ halev addû aleykümül'enâmile minelgayz, kulmütü bigayziküm, innallahe aliymün bizâtissudûr, in temsesküm hasenetün tesü'hüm ve in tüsibküm þeyyietün yefrehû bihâ, ve in tasbirû ve tettekû lâ yedurrüküm keydühüm þey'a.
- Sýkýntýya düþmenizi isterler. Onlarýn öfkesi aðýzlarýndan taþmaktadýr. Kalplerinin gizlediði ise daha büyüktür. Ýdrak ediyorsanýz âyetleri açýkladýk. Ýþte siz, onlar sevmezken, onlarý seven ve kitabýn bütününe inanan kimselersiniz. Size rastladýklarý zaman: "Ýnandýk derler!" yalnýz kaldýklarýnda öfkelerinden parmaklarýný ýsýrýrlar. De ki, öfkenizle ölün. Allah kalplerde olaný bilir. Size bir iyilik gelse, onlarýn fenasýna gider baþýnýza bir kötülük gelse, buna sevinirler. Sabreder ve takva sahibi olursanýz, onlarýn hilesi size hiçbir zarar veremez.


15-SABIRSIZLIK
Herþeyin vakti gelecektir. Sabýrsýzlýk göstermeden hedefe doðru gayretle yürümek gerekir. Sabýrsýzlýk nefsimizdeki önemli afetlerdendir.


21/Enbiya-37 - Hulikal insanu min acel seüriyküm âyâtiy felâ testa'cilun.
- Ýnsan aceleci olarak yaratýlmýþtýr. Size âyetlerimi göstereceðim. Benden acele istemeyin.

19/Meryem-84- Felâ ta'cel aleyhim, innemâ neuddü lehüm addâ.
- Öyleyse onlarýn acele, yok olmalarýný isteme. Biz onlarýn günlerini sayýyoruz.

20/Taha-114- Ve lâ ta'cel bilkur-âni min kabli en yükdâ ileyke vahyühü.
- Kur'ân sana vahiy edilirken, vahiy bitmezden önce acele etme.

17/Ýsra-11- Ve yed-ul-insânü biþþerri duâehû bilhayri ve kânel-insânü acûlâ.
- Ýnsan, hayra dua eder gibi þerre dua eder. Ýnsan pek acelecidir.


16- VEFASIZLIK
Bir söz veya bir yeminin islâmda mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Kim sözlerini veya yeminlerini yerine getirmiyorsa ahde vefa etmemiþ oluyor. Vefasýzlýk ise nefsimizin ciddi bir afetidir.

17/Ýsra-34- Ve evfû bil-ahd, innel-ahde kâne mes-ûlâ.
- Ahde vefa edin. Þüphesiz ahidlerinize karþý mesulsü'nüz.


6/En'âm-152- Ve biahdillâhi evfû.
- Allah'ýn Ahdine vefa edin.

16/Nahl-91- Ve evfû biahdillâhi izâ âhedtüm ve lâ tenkudul-eymâne ba'de tevkîdihâ.
- Yemin ettiðiniz zaman Allah'ýn ahdini yerine getirin. Allah'ý kendinize kefil göstererek yaptýðýnýz yeminleri bozmayýn.

4/Nisa- 155 - Febimâ nekdýhim misakahüm.
- Misaklarýný bozmalarýndan.

13/Rad-20 - Ellezîne yûfûne biahdillâhi ve lâ yenkudûnelmîsâk.
- Onlar Allah'ýn ahdini yerine getirenler ve misaklarýný bozmayanlardýr.

2/Bakara-27- Ellezîne yyenkudûne ahdellâhi min ba'di mîsâkýh.
- Onlar ki, Allah'ýn Ahdini, Mîsâkdan sonra bozarlar.

36/Yasin-60,61,62- Elem e'had ileyküm ya benî âdeme en lâ ta'büdüyþþeytân, innehû leküm adüvvün mübîn. Ve eni'büdünî hâzâ sýrâtýn müstakîm.Ve lekad edalle minküm cibillen kesîrâ
- Ademoðullarý, Ben sizden þeytana kulluk etmeyeceksiniz, o sizin için apaçýk bir düþmandýr. Bana kulluk edeceksiniz. Ýþte Sýrât-ý Müstakîm budur, diye ahd almadým mý? Ve andolsun sizden çoðunuz dalâlete düþtü.

20/Taha-115- Ve lekad ahidnâ ilâ âdeme min kablü fenesiye ve lem necid lehû azma.
- Andolsun ki, daha sonra Ademe ahd vermiþtik. Fakat unuttu, onu azîmli bulmadýk.

17- YALAN, TEKZÝB
Bu konudaki Âyet-i Kerîme'ler aþaðýdadýr.

43/Zuhruf-25- Fentekamnâ minhüm fenzur keyfe kâne âkibetülmükezzibîn.
- Bunun üzerine biz onlardan öç aldýk, yalancýlarýn sonunun nasýl olduðuna bir bak..

61/Saf-2,3- Ya eyyühellezine âmenû lime tekûlûne mâ li tef-alûn. Kebüra melden indellâhi en tekûlû mâ lâ tef-alûn.
- Ey imân edenler, yapmadýðýnz þeyi niçin yaptýðýnýzý söylersiniz, yapmadýðýnýz þeyi yaptýk demeniz, Allah kat'ýnda büyük gazaba sebep olur.

4/Nisa-112- Ve men yeksib hatîeten ev ismen sümme yermi bihî berîen fekadihtemele bühtânen ve ismen mübinâ.
- Kim yanýlýr veya suç iþler de, sonra onu bir suçuzun üstüne atarsa, þüphesiz iftira etmiþ ve günah iþlemiþ olur.


18- ZULÜM
Zulüm zalime derecat kaybettirir mazluma ise derecat kazandýrýr.

4/Nisa-30 - Ve men yef'al zâlike udvânen ve zulmen fesevfe nuslîhi nârâ.
- Bunu kim yapar düþmanlýk ve zulüm ederse, onu ateþe sokarýz.

33/Ahzab-72- Ýnnehû kâne zalûmen cehûlâ.
- Ýnsan, pek zalim ve cahildir.

14/Ýbrahim-34- Ýnnel-insâne lezalûmün keftâr.
- Doðrusu insan pek zalim ve çok nankördür.


19- ZAN
Baþkalarý hakkýnda onlarýn belkide yapmadýklarý birþeyi onlar yapmýþ gibi düþünmek zandýr. Ve bu düþüncemiz, o kiþiyi görmediðimiz halde bir suç iþliyormuþ gibi bir hükme bizi sürüklerse o zaman bu zan büyük bir günahtýr.

53/Necm-23- Ýn yettebiûne illezzanne ve mâ tehvel-enfüs.
- Onlar yalnýz zan ve tahmine, nefsimizin arzularýna uyarlar.

49/Hucurat-12- Ya eyyühellezîne âmenüctenibu kesîran minezzan, inne ba'dazzanni ism.
- Ey imân edenler zannýn çoðundan sakýnýn, þüphesiz bazý zanlar (su-i zan) günahtýr.

53/Necm-28- Ye mâ lehüm bihî min ýlm, in yettebi'ûne illezzan, ve innezzanne lâ yüðnî minelhakký þeyâ.
- Onlarýn bu sözleri hakkýnda hiçbir bilgileri yok. Onlar sadece zanna ittiba ederler. Zan ise insaný bir hakký bilmek rnecburiyetinden vareste kýlamaz (dýþýnda tutamaz).

38/Sad-27- Ve mâ halaknassemâe vel-erda ve mâ beynehüma bâtýlâ zâlike zannüllezîne keferû, feveylünlillezîne keferû minennâr.
- Biz, yeri, göðü ve aralarýndakileri boþuna (batýl) yaratmadýk. Boþuna yaratmak sadece kâfirlerin zannýdýr.

10/Yunus-66- Ýn yettebiûne illezzenne ve inhüm illâ yehrusûn.
- Onlar, ancak o zanna tâbî olurlar. Ancak tahmin ederler.
10/Yunus-36- Ve mâ yettebiu ekserühüm illâ, zannâ, innezzanne lâ yüðni minelhakký þeyâ.
- Onlarýn ekserisi ancak zanna tâbî olurlar, þüphesiz zan hiçbir zaman hakkýn yerine geçmez.

7/Araf-30 - Ýnnehümüttehazû þeyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yehsebûne ennehüm mühtedûn.
- Þüphesiz onlar Allah'ý býrakarak þeytaný dost edinmiþlerdir ve hidayete erdiklerini zannediyorlardý.

6/En'âm-148- Kul hel ýndeküm min ilmin fetühricûhülena, in tettebiûne illezanne ve in entüm illâ yahrusûn.
- Onlara de ki; Eðer bir bilðiniz varsa onu bize çýkarýrsanýz siz zandan baþka bir þeye tâbî olmazsýnýz, kuru kuru tahminde bulunursunuz.

6/En'âm- 116- Ve in tütý' eksera men fil-erdý yüdýllûke an sebýlillâh, in yettebiûne illezzanne ve inhüm illâ yahrusûn.
- Yeryüzünde olanýn ekserisine itaat edersen onlar seni Allah yolundan saptýrýrlar. Onlar ancak zandan baþka birþeye tâbî olmazlar. Onlar kuru kuru tahminde bulunurlar.

NEFSÝN TALEPLERÝ

Nefs çok yönlüdür. Çünkü bir hedefi yoktur. Çok þeye karþý alâka duyabilir.Fakat bunlardan herhangi bir tanesi daima dominanttýr, önde gelir. Bu arzusu tatmin edilinceye kadar nefsimiz sadece onun tatmini istikametinde uðraþýr. Diðer konular onun için ikinci plandadýr. Allahû zülcelâl Hz. her kulunu ayrý bir konuya düþkün yaratmýþtýr.
Ýnsanýn en þerefli mahlûk oluþundaki en büyük etkenlerden bir tanesi de, ona nefs verilmesidir. Peygamber Efendimiz (SAV)'in harpler tamamlandýktan sonra, "Artýk küçük cihadlar bitti, þimdi buyük cihadlar baþlýyor." sözündeki cihad nefse ve onun taleplerine karþý açýlan savaþtýr. Bu savaþýn temel hedefi, nefsimizin baþlangýçta tezkiye, sonra terbiye ve tasfiye edilerek ruhumuzun emrine verilmesidir. Nefsimizdeki 19 afetin yerine ruhumuzun 19 hasletinin, faziletlerinin yerleþmesi, yani ruhumuzun halleriyle hallenip, onun hoþlandýðý þeylerden zevk almasý ve bunlardan vazgeçmez hale gelmesidir.
Nefsimiz baþlangýçta, Allah'ýn emirlerine karþý isyankardýr. Onu tezkiye etmek lâzýmdýr. Nefsin tezkiyesi ona istediklerini vermemekten geçer. Nefsin her istediði münkeri, nehy edildiði halde ikram eden kul nefsinin emrindedir.

30/Rum-7- Ya'lemûne zâhiran minelhayâtiddünyâ, ve hüm anil-âhýrati hüçm gâfilûn.
- Onlar dünya hayatýnýn zahirini bilirler. Onlar Ahiretten habersizdirler.

28/Kasas-78- Kâle innemâ ûtitühû alâ ýlmin ýndî, evelem ya'lem ennellâhe kad ehleke min kablihî minelkurûni men hüve eþteddü minhü kuvveten ve ekseru cem-â.
- Kârun, bu servet ancak bende mevcut bir ilimden ötürü bana verilmiþtir.Allah'ýn önceleri ondan daha güçlü ve topladýðý þey daha fazla olan nice zenginleri helâk ettiðini bilmez mi ?

2/Bakara-200- Feminennâsi men yekûlü Rabbenâ âtinâ fiddünya ve mâ lehû fil-âhirati min halâk.
- Rabbimiz bize dünyada var diyen insanlar vardýr. Öylesinin Ahirette payý yoktur.

11/Hud-15,16- Men kâne yürîdülhayâteddünyâ ve zînetehâ nüveffi ileyhim a'mâlehüm fîhâ ve hüm fîhâ lâ yübhasûn. Ülâikellezîne leyse lehüm fil-âhýrati ilennâr.
- Dünya hayatýný ve güzelliklerini isteyenlere orada tastamam veririz. Onlar, orada bir eksikliðe de uðratýlmaz. Ýþte Ahiret'te onlara ateþten baþka bir þey yoktur.

Buradan da anlaþýldýðý gibi tezkiye, terbiye ve tasfiye edilmemiþ nefsin tüm talepleri dünyaya dönüktür. Nefsimizin bu talepleri bizi Allah yolundan ayýrmaya, saptýrmaya çalýþan apaçýk bir düþmanýmýz olan iblisin talepleriyle çakýþmaktadýr.

15/Hicr-39,40- Kâle Rabbi bimâ aðveytenî leüzeyyinenne lehüm fil-ardý ve leüðviyennehüm ecmeîn, illâ ýbâdeke minhümülmühlesîn.
- Rabbim beni saptýrdýðýn için and olsun ki, yeryüzünü onlara güzel göstereceðim. Ýhlas sahibi kullarýn müstesna, hepsini saptýracaðým.

Ýþte, dünya zînetine düþen ve iblisin aldatmalarýna kanan her nefs, kendisinde mevcut olan 19 afet sebebiyle ve iblisin tesiriyle daima þer talep sahibidir.
Ýblis bu talepleri güçlendirmektedir.



DR.ÝSKENDER ALÝ MÝHR


selam ve dua ile
Gönderen: 01.11.2006 - 09:59
Bu Mesaji Bildir   recepholding üyenin diger mesajlarini ara recepholding üyenin Profiline bak recepholding üyeye özel mesaj gönder recepholding üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1481 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ustam54 (64), hacabdey (65), ahmet38 (39), selam olsun (45), cilali61 (51), Gülü Sevin (43), miraç51 (45), MaviPIRLANTA83 (41), raul (34), Yarali-BosnaM (49), Rahmetullah (42), ismail hakk&yac.. (36), minikkusum (35), tuna_boyu (39), sumeyya66 (58), Yasemin_88 (36), yaratilmis (45), sada (43), NETZERO (39), ademyorulmaz (39), tasarý (49), asude82 (42), crane (43), sead26 (44), sniper7754 (47), aydýn28 (61), m.tayfun (35), ReisBey (54), merveofset (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.80309 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.