*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1415 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 29. Aralık 2024 - 13:29

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Zikir sekilleri? (Ahmet hocama)

önceki konu diğer konu

2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	herigate

Zikir sekilleri? (Ahmet hocama)

123 Mesaj -

Sayin Ahmet Hocam,
okudugum bir kitapta sizin degindikleinizin yanisira sunlar da yaziyor, acaba siz ne düsünürsünüz?

....1."Naksibendi tarikatinda zikir usulü söyledir: Zikir yapmak isteyen kimse önce hatirina gelebilicek seylerin kafasini karistirmamasi ve düsüncesini bir noktoya toplayabilmesi icin yanliz bir yerde iki rekat namaz kilar. Sonra 25 defa istigfar eder (Estagfirullah-el azim ve etubü ileyh). Sonra gözlerini yumarak bes dakika kadar ölüm ve ölüm halleri hakkinda tefekkür eder. Bundan sonra bes dakika kadar da Allah-u Teala´nin azameti, yüceligi, bu kainattaki kudreti, tasarufu ve kendisine ihsan ettigi nimetleri tefekkür eder. Bütün bu düsünceler o na huzur verir, dünya ziynetlerinin cekiciliginden kurtularak vicdani ile basbasa kalir. Sonrada dilini damagima yapistirarak, lisani ile degilde kalbi ile "Allah" lafza-i celal´ ini tesbihe baslar. Bu sekilde besbin defa zikreder ve ya gücünün yettigi kadar. Her yüz defa söyleyiste, ya kalbiyle yada diliyle (Illahi ente maksudi ve rIdake matlubi) der.

2. Zikir seklide söyledir: Zikretmek isteyen kimse bagdas kurarak oturur. dilini yine üst damagina yapistirip, gözleini yumar. "La" kelimesini göbeginden kafasina kadar (kafasiyla isaret etmek suretiyle) uzatir. Sonra "ilahe" kelimesini sag omuzundan kalbine dogru uzatir ve bu mübarek kelimenin kalbinin derinliklerine dogru aktigini tasavvur eder. Bu kelime-i tayyibeyi bir nefeste gücünün yettigi kadar bu sekilde tekrar eder. Nefeslerini sadece tek sayida keser. Böyle bir nefeste bu kelimeleri yirmibir defa söyleyinceye kadar zikre devam eder.".....

Selam, Sevgi ve Saygilar

Gönderen: 27.08.2006 - 10:46

	ahmet gunay

Misafir

Zikir Arapça'da hatýrlama ve hatýrda tutma", ve "bir þeyin tekrarý anlamýna gelen bir sözcüktür. Tasavvufi bir terimdir.

Tasavvuf terminolojisinde yaradýlanýn Yaradanýný anmasý, tespih etmesi anlamýnda kullanýlmaktadýr. Zikirde, ya Kur'an'dan bir ibare ya da Allah'ýn isimlerinden (Allah'ýn 99ismi) biri kullanýlýr. Her tarikatýn belirli zikir çeþitleri, zikir sayýlarý ve zikir yapma usûlleri vardýr. Nakþibendîlik, Kadirîlik, Mevlevilik, Halvetîlik..vb. gibi tarikatlarýn kendilerine has ayrý ayrý zikir tertibi ve zikir yapma usûlü bulunmaktadýr. Bazý tarikatlarda zikir yüksek sesle (cehrî göz kırpma

bazýlarýnda ise gizli-sessiz (hafî göz kırpma

þekilde icra edilir. Zikir adedi tarikatlarda genelde 100'den baþlasa da bazýlarýnda 5000'den baþlar. Zikir çeþitleri Allah, La ilâhe illallah, Hu, Hayy gibi isimler baþta olmak üzere en çok kullanýlan ibare Allah lafzýdýr.

Anma, anýmsama, ezberleme, hatýrlama. Söylenmesi tavsiye edilen hamd, sena ve dua için kullanýlan sözler. Bazý alimler zikri, insana sevap kazandýran her türlü hareket olarak tarif etmiþlerdir.

Zikir, daha çok tasavvufi anlamda kullanýlýr. Tasavvufta da, Allah'ýn yüceliðini dile getirmek ve manevî yetkinliðe ulaþmak amacýyla belli bir söz ya da cümleyi yinelemektir. Yüce Allah'ýn bilinen güzel isimleri ve tevhid kelimesi (Lâ ilâhe illallah) ile yapýlýr.

Zikir, "zekere" fiilinin masdarýdýr. Aslý "zikr"dir. Türkçe'de zikir diye kullanýlýr. Zükr kelimesi ile ayný anlamdadýr. Çoðulu ezkâr ve zükûr olarak gelir. Zikrâ kelimesi de, zikr'in mübalaðasý olup çok zikretmek demektir.

Zikir, ayný kökten gelen kelimelerle birlikte, Kur'ân'da üç yüz'e yakýn yerde geçmektedir.

Yüce Allah Kur'ân'ýn çeþitli âyetlerinde Allah'ý zikretmeyi emretmiþtir. Bu âyetlerden birinin meâli þöyledir: "Öyle ise beni anýn ki, ben de sizi anayým. Bana þükredin, nankörlük etmeyin" (el-Bakara, 2/152).

Yüce Allah bu âyette zikir ile þükrü bir arada anmýþtýr. Zikir de þükür gibi üç çeþittir. Bunlar, dil, kalb ve beden ile yapýlan zikirlerdir. Dil ile zikir, Yüce Allah'ý güzel isimleri ile anmak, O'na hamdetmek, tesbihte bulunmak, Kur'ân'ý okumak ve dua etmektir. Bu çeþit zikri dile getiren birçok âyet vardýr. Bu âyetlerden bazýlarýnýn meâli þöyledir:

"Ýþte bu (Kur'ân) da, bizim indirdiðimiz bir zilkirdir (öðültür). Þimdi onu inkâr mý ediyorsunuz?" (el-Enbiyâ, 21/50).

Kalb ile zikir de, Yüce Allah'ý gönülden anmaktýr. Bu bir nevi tefekkürdür. (bk. "Tefekkür mad." göz kırpma

Beden ile zikir ise, vücudun bütün organlarýnýn Allah'ýn emirlerini yerine getirmeleri ve yasaklarýndan sakýnmalarý ile olur. Bu da kiþinin kendi vücudunun organlarýný Allah'ýn yolunda bulundurmasý ile mümkündür (el-Ýsfahânî, el-Müfredât, Ýstanbul,1986 259 vd.,; Mehmet Zeki Pakalýn, Osmanlý Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüðü, Ýstanbul 1971, 659).

Yukarýda meâli sunulan âyette geçen, "Siz beni anýn ki ben de sizi anayým" ifadesi, alimler tarafýndan çeþitli manalar için yorumlanmýþtýr. Bu yorumlarýn þöyle özetlenmesi mümkündür:

"Siz beni ibâdet ve itâatla zikredin ki, ben de sizi rahmetimle zikredeyim. Beni dua ederek zikredin, ben de sizin dualarýnýzý kabul edeyim. Benim verdiðim nimetleri hamd ve senâ ile zikredin, ben de size nimetlerimi artýrayým. Siz beni dünyada zikredin, ben de sizi ahirette zikredeyim... Beni, varlýk ve refah içinde olduðunuzda zikredin ki, ben de sizi belâ, musibet ve sýkýntýlarýnýz zamanýnda zikredeyim... Beni, benim yolumda cihâd ederek zikredin ki, ben de sizi hidâyetimle zikredeyim. Beni sýdk, samimiyet ve ihlas ile zikredin, ben de sizi sýkýntýlardan kurtarmak ve bilgi ile ihtisasýnýzý artýrmakla zikredeyim. Beni Rabbiniz olarak bilip kulluðunuzla zikredin ki, ben de sizi sevdiðim kullarýmdan kabul edip sonunda baðýþlamakla zikredeyim" (er-Râzî, Mefâtihu'l-Gayb, Mýsýr 1937, IV,143 vd).

Zikrin önemini bildiren ve zikir hakkýnda emir ve tavsiyelerde bulunan diðer bazý âyetlerin meâli þöyledir:

"Onlar ayakta, oturarak ve yanlarý üzerine yatarken Allah'ý zikrederler (anarlar). Göklerin ve yerin yaratýlýþý üzerinde düþünürler: "Rabb'imiz (derler), bunu boþ yere yaratmadýn, sen yücesin, bizi ateþ azabýndan koru!..." (Alu Ýmrân, 3/191).

"Onlar ki, inanmýþlardýr ve kalbleri Allah'ý zikretmekle (anmakla) yatýþýr. Ýyi bilin ki ancak Allah'ý zikretmek (anmak)la kalbler yatýþýr" (er-Ra'd, 13/28).

Âllah'ýn emrine uyan müslüman erkekler ve müslüman kadýnlar, mü'min erkekler ve mü'min kadýnlar, tâata devam eden erkekler ve taata devam eden kadýnlar, sabreden erkekler ve sabreden kadýnlar, mütevâzi erkekler ve mütevâzi kadýnlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadýnlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadýnlar, ýrzlarýný koruyan erkekler ve ýrzlarýný koruyan kadýnlar, Allah'ý çok zikreden erkekler ve zikreden kadýnlar; iþte Allah, bunlar için bir maðrifet ve büyük mükâfat hazýrlamýþtýr" (el-Ahzâb, 33/35).

"Ey inananlar, Allah'ý çokça zikredin ve O'nu sabah akþam tesbih edin" (el-Ahzâb, 33/41, 42).

Meâlleri verilen âyetlerde görüldüðü gibi, Yüce Allah zikir ehli olan kadýn ve erkekleri, müslüman, mü'min, tâat ehli, doðru, sabýrlý, oruç tutan, hayýr ve sevap ehli, iffetli ve namuslu kiþilerle beraber anmýþtýr.

Hz. Muhammed (s.a.s) de, "Zikrin en faziletlisi, Lâ ilâhe illallah ve duanýn en faziletlisi de elhamdu lillah'dýr" (Ýbn Mâce, Edeb, 25) diyerek, tevhid kelimesi ile zikirde bulunmanýn islâm dinindeki önemini ifade etmiþtir. Bilindiði gibi zikirde esas unsur, diðer varlýklarý unutarak, hatta yok sayarak Allah'ý anmaktýr. Onun için Allah'ýn varlýðýný ve birliðini ifade eden tevhid kelimesi, en güzel zikir olarak kabul edilmiþtir. Tevhid kelimesi bir bütün halinde, "La ilâhe illallâh Muhammedürrasûlüllah" þeklindedir. Zikirde söylenen la ilâhe illallah, tevhid kelimesinin ilk yarýsýdýr. O da iki kýsmýdýr. Birinci kýsmý, cümlenin ilk yarýsý olan "La ilâhe"dir. Manasý, "hiç bir ilâh yoktur" demektir. Bu olumsuz kýsma "nefy" adý verilir. Ýkinci kýsmý ise, "illallah"dýr. Manasý,"ancak Allah vardýr" demektir. Bu kýsmýn adý ise, "isbat"týr. Tevhidin bu kýsmýna tehlil de denir (Necmüddin Kübra, Tasavvufi Hayat, trc. Mustafa Kara, Ýstanbul 1980, 59 vd).

Tasâvvuf ehline göre, Hz. Muhammed (s.a.s) dört halifeye ayrý ayrý zikri öðretip tavsiye etmiþtir. Hz. Ebu Bekir (r.a)'a hafî (gizli) zikri, Hz. Ömer ve Hz. Ali'ye'cehrî (sesli) zikri ve Hz. Osman'a da kalbî zikri öðretmiþtir (Mehmet Ali Aynî, Tasavvuf Tarihi, 1340,198 vd). Ancak sahih hadis kaynaklarýnda böyle bir rivayet bulunmamaktadýr.

Tasavvufî tarikatlarýn kendilerine göre deðiþik zikir çeþitleri ve usûlleri vardýr (Bu hususta geniþ bilgi için bk. Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, Ýstanbul 1985, 200 vd).

Hz. Muhammed (s.a.s) baþka bir hadiste de zikir hakkýnda þöyle buyurmuþtur:

"Ýnsanlar bir araya gelip Allah'ý zikrettikleri zaman, melekler onlarý kuþatýr, rahmet onlarý kaplar ve Allah onlarý kendisine yakýn olan kiþilerden kaydeder. "

Ebu Hüreyre (r.a) bir gün çarþýya gider ve oradakilere þöyle seslenir: "Hz. Muhammed (s.a.s)'in mirasý camide taksim edildiði halde, siz buralardasýnýz!.." Çarþýdaki insanlar hemen camiye giderler. Fakat miras diye bir þey göremezler. Ebu Hüreyre'ye gidip þöyle söylerler: "Yâ Ebu Hüreyre, camide taksim edilen herhangi bir miras görmedik." Ebu Hüreyre onlara; "Neyi gördünüz?" diye sorar. Onlar; "Allah'ý zikreden ve Kur'ân okuyan insanlarý gördük" derler. O zaman Ebû Hüreyre "Ýþte peygamberin mirasý odur" der (el-Gazzalî, el-Ýhyâ, Beyrut t.y., I, 296).

Hz. Muhammed (s.a.s)'in zikrin fazileti ve onun çeþitli günahlarýn affýna vesile olduðuna dair söylemiþ olduðu daha hayli hadisler vardýr (bk. Muhammed b. Allan, Delilu'l-Fâlihîn, Mýsýr 1971, IV, 210 vd.).

Meâl ve açýklamalarý sunulan bütün bu ayet ve hadislerden anlaþýldýðý gibi zikir, insaný Allah'ýn dýþýndaki varlýklarýn her türlü kötülüklerinin tesirinden muhafaza eder, Allah'a baðlýlýðýný saðlar ve her nevi tevhidi muhafaza eder. Bununla beraber, insanýn gönlüne huzur verir, dünya ve ahiretin mutluluðuna kavuþturur.

Selam ve dua ile

Gönderen: 01.09.2006 - 23:06

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1415 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.66250 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.