kaletra ivermectin colchicine kaletra colchicine lamotrine lamprene lanoxin lansoprax largactil lasix leponex levaquin levitra oral jelly levitra professional levitra soft levitra super force levitra lexapro lidocaton lignospan lioresal lipanthyl lipitor lisitril comp lisitril lisopril plus lisopril litarex lithiofor lithobid lodoz lopid lopimed lopresor lopressor lora allergie lorado loratine lotemax lovelle loxazol loxitane lozol sr lozol lur
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » SAĞLIK & SPOR » Diyanettten bir fetva

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
feyza27 su an offline feyza27  
Diyanettten bir fetva

350 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.12.2003
En Son On: 05.05.2009 - 09:13
Cinsiyeti: Bayan 
Henüz dört aylık olmayan gebeliğe son verilebileceği görüşünde olan bazı İslâm bilginleri varsa da, gebelik gerçekleştikten sonra, dört aylık süre içinde de olsa, bir zaruret olmaksızın rahimdeki nutfe ve ceninin gerek ilaç, gerekse diğer etki ve işlemlerle düşürülmesi veya aldırılması (kürtaj) İslam bilginlerinin büyük çoğunluğu tarafından caiz görülmemiştir. Dört aylıktan sonra ise, annenin hayatının kurtarılması dışında bir sebeple gebeliğe son vermenin (kürtajın) haram ve cinayet hükmünde olduğunda İslam müctehit ve fakihleri ittifak etmişlerdir.

Sonuç olarak denilebilir ki, gebeliği önleyici tedbirlere başvurarak doğumu kontrol altında bulundurmak, istenmeyen durumlarda gebeliğe engel olmak caiz ve mümkündür. Ancak, gebelikten sonra, annenin hayatî tehlikesi gibi haklı, kesin ve meşru bir zaruret olmaksızın, düşürmek veya aldırmak (kürtaj) yolu ile bir canlının hayatına son verilmesi caiz değildir.

Tıbben sakat doğacağı bilinse bile ceninin alınması caiz değildir. Gerçek şu ki, özürlü ve engellilerin de en az sağlıklı insanlar kadar yaşama hakları vardır.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
Ekleme Tarihi: 29.12.2003 - 10:00
Bu mesajı bildir   feyza27 üyenin diğer mesajları feyza27`in Profili feyza27 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast Muhammed Alperen  
RAHMAN VE RAHİM ALLAH 'IN ADIYLA

Misafir

Kayıt Tarihi: 29.03.2024
En Son On: 05.05.2009 - 09:13
Cinsiyeti: ----- 
120. GÜN OLAYI
Cenin 120. güne ulaştığında henüz yeni oluşmaya başlayan beyin ilk kozmik ışınsal tesirleri değerlendirebilecek düzeye ulaşır. Ve bu ilk aldığı tesirle birlikte gen yapısında bir değişiklik meydana getirecek «ruhunu» oluşturacak bir biçimde hologramik dalga yaymaya başlar!..
Diğer yandan, daha önceden tüm hücreleri bir arada tutan ve sinir sistemi aracılığıyla yayılan biyoelektrik ise, tüm hücreleri bir tür elektromıknatıs durumuna sokmuş olduğu için, bu beynin oluşturduğu «holografik yapılı dalga beden» yâni «RUH», bütün bedene bağlı olarak sürekli beynin yaydığı dalgalar ile gelişmeye başlar.
Beynin bu 120. günde aldığı tesir neticesinde «Ruh»unu meydana getirmesi yanısıra; ikinci olarak da bu ışınlar geliş gücü ve mahiyeti ve açıları itibariyle, beyinde mevcut olan ikinci bir devreyi açar ise, bu defa bu beyin, yerkürenin manyetik çekim alanına karşı koyacak türden bir antiçekim (1) dalgası üretip bunu da «Ruh»a yüklemeye başlar.
***(1)Bu bahis İNSAN RUHUNUN YAPISI bahsinde detaylı açıklanmaktadır.
Şayet bu devre o gün de açılmaz ise, bu defa bu varlığın büyüme devresinde de beyin, dünyâ çekim alanına karşı koyma gücünü sağlayan bu enerjiyi «ruh»a yükleyemez.işte bu husus “Said”lik ve “Şaki”lik hâli diye tanımlanmıştır.
Üçüncü olarak bu anda alınan tesirler kişinin beyninde belli bir ömür devresine müsaade eden bir tür kontak meydana getirir. Diyelim ki 45 sene açık kalarak hayata yolaçacak bir taymır (geri sayım devresi).
Şayet bir kaza durumu sözkonusu olmaz ise, o sürenin sonunda Marsın, Plüton ve Ay'la beyin haritasındaki ölüm noktasında bir sert açı meydana getirerek oluşturduğu ışınım bu beyindeki kontağı kapatır ve beyin bir anda durur!..işte sapasağlam iken, sebep yokken, «bir anda öldü» denen olay bundandır!.. Yâni bu üçüncü tesir de kişinin «ecelini» meydana getirir. Ki bu sürenin uzaması mümkün değildir.
Nihâyet bir de dördüncü tesir alır beyin bu 120. günde. O da daha sonraki yaşamında ne kadar açılım sağlayabileceğini sağlayan ana devre açılım kapasitesini meydana getirir. Bir diğer ifâde ile «rızık» durumunu.
İşte bu anlattığımız olay 1400 sene evvel Hz.Rasûlullah aleyhi's-selâm'ın ağzından şöyle dile gelmiştir:
«Sizin birinizin ana - baba maddeleri 40 gün anasının karnında toplanır. Sonra o maddeler o kadar zaman içinde (ikinci kırk yâni 80) katı bir kan pıhtısı halini alır. Sonra yine o kadar zaman (üçüncü kırk) içinde mudge yâni bir çiğnem ete tahavvül eder. (120 böylece tamam olduğunda) Allah bir melek gönderir. Ve tekâmül eden mudgeye dört kelime emrolunur ki; Onun işini, rızkını, ecelini, sâid veya şakî olduğunu yaz!.. denilir.
Sonra ona ruh nefholur.imdî, sizden bir kişi iyi iş işler de hatta kendisi ile cennet arasında bir kaç kulaç mesafe kalır. Bu sırada yazı gelir, o kişiyi önler.
Bu defa o cehennemliklerin işini işler!.. Sizden bir kişi de kötü iş işler. Hatta kendisi ile cehennem arasında ancak bir kulaç mesafe kalır. Bu sırada kitabı gelir onu önler. Bu defa o kişi ehli cennetin işini işler. (ve cennete gider) «Buharî».
Evet, demek ki 120. günde ilk beyin cevheri, kozmik ışın etkileri ile yukarıda, mecâzî bir ifade ile açıklanan, hususları kayda alarak ve bunları diğer yandan da «Ruh» üzerine yükleme yaparak faaliyete başlıyor!
Beyin dedik.
Olgun insan beyninde son bilimsel verilere göre, yaklaşık 15 milyar sinir hücresi yâni nöron mevcut bulunuyor. Ve her bir hücrenin 16 bin ayrı hücre ile bağlantılı olarak faaliyet gösterebildiği ifade ediliyor.
Gene bu sahada çalışan değerli bilim adamlarının bulgularına göre, normal düzeydeki bir insan bu 15 milyar beyin hücresinden oluşan beyin kapasitesinin ancak % 5-7 arasındaki bir bölümünü; bilim adamları, düşünürler gibi daha fazla beyin çalışması yapanlarda da bu kapasitenin % 10-12'ye kadar yükselebilen bir kısmı değerlendiriyorlar.
Beyin hücrelerindeki bioelektrik enerji diğer hücrelerle bağlantı kuruyor ve beynin bioelektrik gücü ve bu gücün içine aldığı hücre grubu kapsamı nisbetinde de yüksek düzeyde beyin faaliyeti olarak meydana geliyor.
İşte 120. günde beyin cevherinin almış olduğu ilk kozmik tesirler o kişinin dinî tâbirle «A'yân-ı sâbitesi»dir!.. Yâni, sabitleşmiş ana programı!.. Öyle ki, artık bu ana programda asla bir değişiklik söz konusu olmaz!..
Daha sonra özellikle 7. ay başlarından itibaren gelişen beyin, istidadını oluşturacak bir biçimde, içinden geçtiği burçlardan giderek artan bir biçimde aldığı ışın tesirlerini değerlendirmeye başlar. Bu aylarda alınan tesirler ise kişinin ilerde düşünme gücünü ve kapasitesini oluşturacaktır.
Nihâyet beyin 9. ayda ve doğumdan hemen önceki bir iki gecede en verimli şekilde gelen tesirleri değerlendirir. Ve doğum durumuna girer. Bu ana kadar alınan tesirler kişinin sadece, az önce de belirttiğimiz gibi düşünce dünyasını oluşturan tesirlerdir. Beyin bundan sonra en güçlü ışın etkilerini ise doğum anında ananın rahminden dünyâya geldiği anda alır.
Yükselen burç, actend tâbir edilen bu kozmik etkiler annenin koruyucu manyetik perdesinden dünyâya çıkan bebeğin beynini en güçlü şekilde etkiler!.. Bu etkiler ise, o kişinin mizacını, karakterini, çevresiyle ilişiklerini ve olaylar içinde ne tür bir yaşam süreceğini programlar.
Hemen burada akla gelecek şu sualin cevabını verelim.
Genetik (irsiyet) diye bir olay var! Genlerin ne olduğunu biliyoruz. Bu yolla gelen ana bilgilerin kişideki rolü nedir?..
Genler kanalıyla gelen tüm bilgiler, şayet o kişinin beyninde kendilerini gösterebilecekleri uygun açıklıklar bulabilirlerse ortaya çıkarlar. Yok eğer o beyin, genleri kanalıyla sahip olduğu bilgileri, ortaya koyabileceği bir biçimde uygun açılım burçlardan almamışsa, onları aynen kapalı olarak muhafaza eder ve kendisinden sonrakilere iletir. Tâ ki genlerdeki bilgilerin ortaya çıkmasına uygun açılımda bir beyin bulana kadar bu böylece devam eder. Esasen başlı başına bir kitapta izah etmemiz gereken bilgileri burada daha fazla açarak okurlarımızı sıkmak istemiyoruz. Bu sebeple konuyu ana çizgileriyle anlatıp, sistemi gözler önüne sermeye çalışacağız. İlâhi nizamı, işleyiş şeklini elimizden geldiğince anlatmaya çalışacağız.
İşte bu andan sonra, sanki ıslak alçının kalıpta suyunu yitirdikten sonra yeni bir form almaması gibi, beyin de yeni açılım tesirleri almaz olur. Ve hangi tür tesirler ile oluşmuş ise, o kişinin düşünce duygu tasavvur, vehim, hayal gibi beynî fonksiyonları o düzeyde ölene kadar devam eder. Nitekim bu yeni tesirlerle açılım olmayışı da; «yedisinde neyse yetmişinde odur; can çıkmadıkça huy çıkmaz» gibi halk deyişleriyle anlatılmaya çalışılmıştır.
Gerçekten bu böyle midir?..
Astroloji doğru mudur
Ekleme Tarihi: 29.12.2003 - 10:59
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
feyza27 su an offline feyza27  
Themenicon   

350 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.12.2003
En Son On: 05.05.2009 - 09:13
Cinsiyeti: Bayan 
Şükran kesiran....
Ekleme Tarihi: 29.12.2003 - 19:54
Bu mesajı bildir   feyza27 üyenin diğer mesajları feyza27`in Profili feyza27 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
bacim ALLAH RAZI OLSUN
DÜNYADA TARISILA DURSUN KIMSE BU ACIDAN BAKMIYOR DIYEMEM AMA DINIMIZIN GETIRMIS OLDUGU CERCEVE BU


HATTA DIGER DINLER DE KURTAJA KARSI

AMERIKADAKI BREZILYADAKI GÖSTERILER
DIN ADAMLARININ FETVALARI

KÜRTAJ OLAMAZ
Ekleme Tarihi: 08.03.2007 - 11:14
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Üsve-i Hasene su an offline Üsve-i Hasene  
Ahmet Hulusi

273 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 02.10.2006
En Son On: 04.10.2009 - 00:52
Cinsiyeti: Erkek 
Allah Razı Olsun

Muhammed Alperen alıntı yaptığın kişi Ahmet Hulusin yazılarını bende takip ettim ama sadece astronomi ve bilimle alakalı bilgilerinde çok faydalı tesbitleri var ama islam alimi değil bir çok eski Vahdeti Vücud evliyasının cezbe halinde söylediği ve ifadesinden aciz kaldıkları hallerinden etkilenmiş ( Molla Cami,Abdulkadir Geylani ,Abdulkerim Ceyli gibi ) bu evliyanın hallerini ve sözlerini çagdaş bilimle izah etmeye çalışan biri ve beni en çok üzen tarafı konusunu aşarak iman ve amel boyutunda yorum yapabilme cesareti ve bu konulara girmesi ) islami konularındaki yorumlarına itibar etmemek lazım kendisinin yazılarını tam anladığınızda şu mesajı veriyor herşey O (cc) dur. iyi kötü herşey ancak takdir edileni yaşar.Yeterli islami alt yapısı olmayana asla tavsiye edilmez.
Ekleme Tarihi: 08.03.2007 - 12:12
Bu mesajı bildir   Üsve-i Hasene üyenin diğer mesajları Üsve-i Hasene`in Profili Üsve-i Hasene Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1539 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kaykaan (57), safak-50 (60), nazlinazende (45), sena_55 (49), NEWYORKER (50), hazan44 (39), RaMaZaN050 (34), KONVEYÖR (47), arefenur (52), mehmet4467 (42), hasret44 (39), turancihan (48), sevgikusu (37), kul_bahri (58), ser_kan (47), ssessiss (36), Seyyidmehmet (47), Ata01 (52), sempatik_cd (43), ebubekir1989 (35), M.EFE (50), sam@ (42), ozgurozakinci (47), garibcahil (46), muhacir-i muham.. (40), Osman50 (70), kanka_konya (36), hkurt (60), haliime (45), mrasitalas (40), hayýrsev.. (58), zekitatari (67), y_turan (39), doctor (41), koylu (63)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.09550 saniyede açıldı