lopinavir ritonavir ivermectine generique rhinocortstromectol generique rhinocort 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Aras Kana Bulandı....

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Aras Kana Bulandı....

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Aras Kana Bulandı....
Adam sigarasını yakmış;bir taraftan beyaz dumanlarını ciğerine çekerken ,diğer t...araftan da Aras'ın bulanık sularına bakıp gidiyordu.her nedense pek bulanık akıyordu Aras.Halbuki günlerdir yağmur da yağmıyordu yöreye.

Mamafih Aras'ın bulanık akması hiç,ama hiç ilgilendirmiyordu onu.Bir ara sigarasını,yaslandığı kayanın bir küllük görevi yapan oyuğuna koyarken,diğer tarftan da ellerini çenesine dayadı ve dalıp gitti Aras 'ın sularına.Oldukça düşünceli,hatta yaslı seviyesinde üzüntülü görünüyordu.

Konuşmadığı için,bütün bunlar onun jest ve mimiklerinden okunuyordu.Sanki "İşte Erzurum'a gidiyorum.Gidiyorum amma derdime kim çare bulacak?" gibi söyleniyordu kendi kendine..

Nihayet oturduğu yerden doğruldu ve eşeğine doğru yöneldi.Açlıktan ve yorgunluktan ağzından köpükler akan eşeği ise,"bir şeyler bulur yerim "kaygusuyla yolun kenarındaki çakıllara dilini sürüp duruyordu.

"Çuu.." sesinin uzun kulaklarında çınlamasıyla beraber ,sırtında neler taşıdığının farkında olmayan eşek sol ayakla ve uygun adımlarla yürümeye başladı.

Hikmetinden sual olunmaz amma eşek bu adam tarafından satın alınıp,ya da diğer bir rivayete göre gaspedilip eğitilmeye başlandıktan bu yana hep sol adımını atarak "hazrol"vaziyetini öyle bozardı.

Anlaşılan oydu ki sahibi konumunda olan bu adam,yatılı okulda aldığı eğitimin aynısını eşeğine de vermişti:Uygun adım marş! Sol!sol!sol!...

Bu sol'un yerine neden bir kere olsun sağ! denmediğini ne adam biliyordu ne de eşeği...Neki eşek kendine bunca "sol" komutları verilmesine karşın,yine de doğru yürüyemiyor;ayakları taşlara sürçüp duruyordu.

Eşeğin in bu sürçmelerinin,"sol" komutlarına lakayıtsızlıktan,yani sol ayağını iyi kullanamamaktan kaynaklandığını sanan zavallı adam ,her kilometre taşında eşeğini durduruyor,sol düzenini iyi kurup yerleştirmesi için,yeni bir sol komutla"marş!" emrini veriyordu.

Fakat ne de olsa ,komutları alan bir eşekti.Eşşek olduğu için de ,bazen "sol" komutuna rağmen,sağ ayağını atıveriyordu.

İşte tam Aras nehrinin üzerindeki tahta köprüden geçmek üzereydiler ki,sol komutlarıyla beyni dumura uğrayan eşek,yine sağ ayağını attı.Attı amma attığına da bin pişman oldu.Sinirinden ,postalının çözülmüş olan bağlarını bağlamayı bile unutan sahibi,bağırmaya başladı ;

-Ulan eşek!Senelerdir hala seni sol ayakla yürümeye alıştıramadım.Ben bu kadar özverilerle,seni diğer yoldaşların gibi eğitmeye çalışırken,sen de hiç bir hareket göremiyorum.Sana sol ayak felsefesiniöğreteyim diye çektiğim kulaklarının ne hale geldiklerini görmüyormusun?..

-Fakat sen istediğin kadar diret,ben,yani biz sol ayakçılarsana ve senin gibilere mutlaka öğreteceğiz sol ayak ilkelerimizi !.Unutma ki bizim "sol ayak ilkelerimiz"bir eşiktir.O eşiği geçeni sadece seni dövdüğüm gibi dövmez;asarız keseriz ha!Gerekirse bu ilkelere uymayanların tümünü yakar,1930ların sehpalarını depolardan çıkarır,iplerini yağlarız!Karayalçın'lar olur,üzerlerinize napalmlar atarız!Çünkü biz bunu hep ama hep yaparız!

Bu bağırmalardan ve yeni start'la gelecek olan "örfi idarenin sopasal rejiminin" korkusundan titreyip duran Eşek,sahibinin yeni sol komutlarıyla Aras vadisinin çınlatan narasıyla sol ayağını kaldırdı ve öylece durdu.

Onlar bu haldeyken,köprünün diğer ucundan gelen bir adam da iyice yaklaştı;şaşırmış bir şekilde:
-Eşeğinin sol ayağı neden havada,yoksa çivi mi battı?

Eşeğin sahibi cevap verdi :
-Keşke bir çivi batsada bende kurtulsam.Yetmiş senedir buna sol adımla yürümeye başlamayı öğretemedim!

Daha da şaşırmış olan ikinci adam sordu:
-Neden Eşeği sol ayakla başlamaya zorluyorsun ki?Yoksa sol ile başlamıyor diye ona işkence mi yaptın ki,her tarafı kan içinde?Sahi sırtına koyduğun bu sandıkta ne biçim?Çeyiz sandığı diyeceğim amma,bir tarafı cama benziyor.Eşşek ondan huylanmasın?

Eşşek sahibinin sol'ları daha da kabararak:
-Ulan sen bunun ne olduğunu biliyormusun?Bunun adı televizyon;hiç görmedin mi?
Öteki :
-Hayır,bizim köyümüz dağdave yolu da olmadığı içinböyle tilviz sandıkları bizim oralara gelmez.

Sol ayakçı adamiyice sinirlenerek:
-Siz gerçekten cahil kalmış zavalllılarsınız.Dinle de sana anlatayım.Televizyon denen bu alet hep sol ayak felsefesiniöğretir insanlara.

Dağlı adam:
-Kusura bakma amma ben sizden bir şey anlamadım.Solunuza bir şey mi oldu ki hep sol diyorsun?Eşşeğe bile sol ayakçılık öğretiyorsun.Hem aklınız kalmadı mı ki boş sandıklardan öğreniyorsunuz sol ayakçılığını ?

Eşşek sahibi sol elini karşıdakinni ağzına koyup sözünü keserek:
-Bana bak,sandık öğretmiyor.Sandığın içindeki adamlar ve karılar öğretiyor..

Delirmek üzere olan dağlı adam bir tuhaf oldu,fakat yine de sormadan edemedi:
-Peki ne öğretiyor bu adamlar ve kadınlar?

Sol ayakçı cevap verdi:
-Ne mi öğretilir?Başkasının karısı nasıl yoldan çıkarılır;hırsızlık nasıl yapılır,adam nasıl dövülür,sol ayakla nasıl yürünür,sol ayak ilkelerimiz doğrultusunda yürümemekte direnenler her on senede nasıl te'dip edilir;hep bunlar vasıtasıyla öğretilir.Buna ilaveten Karayalçınlarla nasıl laik terör estirilir,yasanın anasının babasının vasıtasıyla laik dinniden olmayanlara güzel bir şekilde sövülür;daha neler neler...

Bir deliyle karşılaştığını sanan dağlı adam korka korka sormaya başladı:
-Bu sandığın içinde var dediğin adamlar ve kadınları,demin saydığın melanetleri işledikleri için Aras nehrine atıp boğmak için mi getirdin yoksa?Doğrusu ben de ,o kadar herzeyi yiyenlerin eşşeğin sırtındaki sandığın içinde olduklarına inansam,onları Aras'ın derinliklerine atmak için sana yardım ederdim...

Dağlının cehaletine iyice kanaat getiren sol ayakçı,televizyonu biraz daha anlatmak için-çünkü nu onun ilkesel göreviysi-şöyle dedi:

-Ben onları Aras 'a atmak için değil,Erzurum'a götürüp,tamir etmek üzere eşşeğe yükledim.İnanmazsın amma yine de söyleyim.Gizlice kızımın çeyizini hanımımdan çalarak bir öküzle beraber Erzurum'da sattım da bunu alıverdim.Ölmek üzere olan sol ayak felsefemizi,sağ olsun bunlar ayakta tutuyor..

Yoluna devam etmeye veren veren dağlı,şunları mırıldanmaya başladı:
-Senin anlattıklarından hiç bir şey anlamadım.Sandığın içindeki adamlarıve kadınları nasıl tamir ettireceğinibilmiyorum.Bildiğim bir şey varsa;o da senin onlardan daha çok tamire ihtiyaç olduğundur.Bizim köye,belki sizin gibi sol ayakçı olmadığından doktor göndermiyorlar.Ama istersen seni götüreyim de Hoca Efendi biraz üzerine okusun.Çünkü bu yaşıma kadar çok deli gördüm de,senin gibi insanları tamir ettirmek için sandığa doldurup eşşeğe yükleyenine hiç rastlamadım.

Dağlı adam bunları söylenip uzaklaşırken,sol ayakçı adam,hala ayağı havada olan eşşeğine yeni bir komut verdi:
-Sol!Sol eşşeğim sol!..

Sol ayakçı adamın sol komutu henüz yankılanmamıştı ki,silah sesleri Aras vadisini çınlatmaya başladı.

Dağlı ve sol ayakçı adamkorkularından kayalıkların arkasına saklanmış,zavallı eşşeğin sol ayağı yeniden havada kalmıştı.

Çok geçmeden iki cesedin Aras'a yuvarlandıklarını gördüler.Yuvarlanan bu cesetler kime aitti?Korkularından bakamadılar bile.

Aras kana bulandı..
Soğuk Aras'ın yüzeyi ,birbirini vurmuş olan iki insanın kanları ile kaplanmıştı.Birbirini vuran bu iki hasımın kanları,Aras'ta öpüşmüş,öylece akıp gidiyordu.Her iki cesedein dedeleri de Çanakkale'de kafirlere karşı savaşırlarken şehit düşmüşler;yanyana defnedilmişlerdi..

Yekdiğerinin kanlarına girecekleri yerde,dedeleri gibi öpüşmeleri gereken bu iki insanı,karşı karşıya getirip birbirine öldürten,eşşeğin sırtındaki sandığın yetmiş yıllık köhnemiş,bağnaz,saldırgan,milliyetçi ve kendinden başka hiç,ama hiç kimseye hayat hakkı tanımayan,başkasınında bir insan hakkı olabileceğine müsamaha gösteremiyen uğursuz zihniyeti olmasın ?....

İHSAN SÜREYYA SIRMA
(Nehirlerin Dili/Aras Kana Bulandı)
( Sayfa 34-39)
Ekleme Tarihi: 14.04.2011 - 23:32
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 471 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osmanli1 (49), TRABZONLU_TS (43), murat__ (41), remzay56 (61), Mikayil Demir (44), sadoðlu (68), yigilcali (48), müzisyennnn (46), hakankara (55), mikail06 (53), seyfullah (36), erguen (53), @hmed (49), emre-70 (34), AY-NUR (41), yagmurumm (33), ihvankudret (35), KeTeNci (38), zahid1 (49), hamdim (37), intifada (53), samsun1983 (41), veysel.hoca (48), mikail34 (54), zincefr (60), batmazhalil (36), MaziDENbiri (52), sero (58), Natuvan (40), tuana~islam (38), xturkkizx (37), seros633 (47), m_zahid (43), karanfil58 (39), halimyusufoglu (49), minam (44), HATÝCE81 (43), s.emine (43), naci edin (78), Yaseminerdem (36), fatih1981 (43), bekir tek (38), seyyidtalha (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52695 saniyede açıldı