generique kaletra lopinavir ritonavir ivermektine colchicine generique plaquenil luvox lyrica marvelon maxalt medrol active mefe basan mefenacide mefenamin meladinine mellaril mellerettes melleril mentax mestinon metaglip metfin metoject metrizol micardis hct micardis micardisplus microgynon micronase micronovum microzide minac 50 minipress minocin miranova mobic mobicox moduretic motilium motrin munobal myambutol myconormin myfortic mysoline naltrexin naprolag
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Annemi Hiçbiy Yeyde Bulamıyoyum”

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Annemi Hiçbiy Yeyde Bulamıyoyum”

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
“Annemi Hiçbiy Yeyde Bulamıyoyum”
Bir akşam üzeri usulca kapımız çaldı. Ailenin en küçük ferdi olan bir yaşındaki oğlumuz Tarık başta olmak üzere hepimiz kapıya yöneldik. Kapıyı açtığımızda karşımızda duran, bizim üst katımızda oturan ağabeyimin oğlu, dört yaşındaki Ahmet Said'di. Başı önünde, titrek bir sesle “Annem buyda mı?” diye sordu.
Annesinin bizde olmadığını öğrenince, zaten ağlamak için bir bahane arar gibi duran Ahmet Said, iyice gerginleşti ve ağlamaklı ve dokunaklı bir sesle “Annemi hiçbiy yeyde bulamıyoyum” dedi. Bu ses eşimin annelik şefkatinin kabarmasına vesile olmuş olacak ki, benden önce o atıldı ve “İçeri gel, Tarık'ın yeni oyuncaklarıyla oyna; annen birazdan gelir, seni buradan alır” dedi. Normalde Tarık'la oynamak bile Ahmet Said'in içeri girmesi için yeterli bir sebepti.
Araya Tarık'ın oyuncaklarıyla oynamak da girince Ahmet Said bizden çıkmak istemezdi. Ama o akşam istemeye istemeye içeri girdi. Tarık'ın oyun- caklarını görünce, ıslak gözleri iyice parlamaya başladı. Bir yandan oyuncaklarla bir yandan da Tarık'la oynuyordu ki, birden duraksadı. Tekrar az önce kapıdaki mahzun yüz hatları belirmeye başladı. Usulca koltuğa sırtını dayadı. Elindeki oyuncağı bırakmadan, tekrar “Annemi hiçbiy yeyde bulamıyoyum” dedi ve bu sefer daha acıklı bir şekilde ağlamaya başladı.
Eşim onu ikna etmek için türlü türlü şeyler anlatırken, dört yaşındaki bir çocuğun birkaç dakika annesini görmemesinden dolayı bu denli içerlemesi tuhafıma gitmiş olacak ki, biraz alaycı bir üslupla “Kocaman adam oldun. Biraz annenden ayrı kalmaya alış artık” dedim. Eşim kaşlarını çatarak bana baktı. Eşimin ikna etme çabaları fayda etmeyince onu annesine götürmek için ayağa kalktım. “Tamam, hadi kalk seni annene götüre- yim” dedim. Beraber evden çıktık ve Ahmet Said'i, yeni taşınan komşumuzu ziyarete gittiğini bildiğim annesine götürdüm.
Ahmet Said'i annesine götürürken bana çok çocuksu gelen bu hareketini bir an olsun düşünme fırsatı buldum. Kendimi düşündüm. Acaba Ahmet Said kadarken ben de böyle miydim diye çocuk- luğumun saman kağıdına basılmış eski kitapları andıran yıllarına döndüm. Ahmet Said kadarken ki yıllarımı düşündüm ama o yıllara ait pek bir şey hatırlamıyordum. Daha sonra hayal meyal hatırla- dığım bazı tozlu hatıralarım oldu ki, bunlar Ahmet Said'in haklı olduğunu anlamam için yeterli olmuş- tu.
Korku dolu gözlerle, karanlık bir gecenin kucağında uyandığım bir an ilk aklıma gelmişti. Beni boğarcasına kucaklayan bu karanlıktan kurtulmak için annemi çok aramış ve “Annemi hiçbiy yeyde bulamıyoyum” der gibi olmuştum içten içe. Gözlerim karanlığa alışıncaya ve kendi yatağımda olduğumu anlayıncaya kadar bu hisler içimde bir yerde gezinip durmuştu. Bu korku ve yalnızlık hissini atlatmak için bir süre uğraşmış, ama kurtulamayınca, yerini bildiğim annemin yatağına gitmiştim. Annemi bulmuştum... Karanlık gecenin boğucu kollarından kurtulup, annemin şefkatli ve huzur veren kollarına bırakmıştım titreyen vücudumu. Uykusunun bozulmasına hiç aldırış etmeden beni saran annemin kollarında huzurla uyumuştum.
İçimde bir yerde her zaman bir Ahmet Said'in olduğunu düşünürüm bazen. Canım sıkıldığında, ümitsizlik bir karabasan gibi üzerime çullandı- ğında, yalnızlık her tarafımdan beni sarmaya başladığında ve birinin elimden tutmasını ve bana yardım etmesini istediğimde, tıpkı Ahmet Said gibi bir psikolojiye büründüğümü iyi biliyorum. Dış görünüş itibariyle yüzüm gerilmiyor belki. Belki sesim onunki gibi tel tel olmuyor. Bu halde görün- mek hissi bana ağır geliyor olabilir. Belki de ben onun gibi hislerimi dışarı vurmasını beceremiyo- rumdur. Ama içimde Ahmet Said'in o masum ağla- yışlarını hep duymuşumdur.
Yaş ilerledikçe bu his daha ağır basıyor gibi. Yaşlıları düşünüyorum. Herhalde onlar bu hissi daha derinden hissediyorlar ve hem akranlarından ayrılığın hem de annesizliğin vermiş olduğu yalnızlık hissiyle kıvranıp duruyorlardır. Öyle ya bu yalnızlık ruh haliyle onları en iyi anlayacaklar onlar gibi yaşlılardır. Ne ruh doktoru olmuş oğlu, ne öğretmen olmuş kızı, ne de bayramdan bayrama ziyaretine gelen torunları... Torunların yeri ayrıdır elbet. Ama aradaki muhabbet farklı. Böyle bir ruh haliyle yaşayan ve yaşlanan yaşlıların da içten içe “Annemi hiçbiy yeyde bulamıyoyum” dediğini duyar gibiyim.
Ahmet Said gibi “Annemi hiçbiy yeyde bulamıyoyum” dediğimiz durumlarda, her kalp bir sığınak, bir destekçi arar. Sıkıntı ve huzursuzluğun her yanını kapladığı durumlarda yardım istenecek bir dost, azgın dalgaların arasından kendini kıyısına atabilecek bir sahil, karanlıklı ve kasvetli bir gecede ışığına çıkılacak bir sokak, dünya ve içindekilerin vefasızlığından sıkılıp da en samimi ve en vefakar dostla buluşmak için ötelere açılan efsunlu bir kapı gibi olan bir seccade...
Demek, insanın iç dünyasını çok iyi bilecek; yalnızlığında kendisine enîs olacak; dünyadaki dostların bile vefasızlaştığı bir zamanda kapısına gidilebilecek; nazik, kırılgan ruhunun inceliklerini bilip taleplerine cevap verecek; ahireti arzulayan ve ahirette sevdikleriyle mutluca yaşamak isteyen pir-i fanilere “lebbeyk” diyecek ve bu arzularına kavuşmaları için önlerindeki ölüm engelini kaldıracak hakiki bir dosta ihtiyaç var.
Hakiki dostu bulmak ve dost kalabilmek duasıyla...
Tefekkür Dergisi
İkram ASLAN

Ekleme Tarihi: 26.10.2010 - 23:59
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
GaZZe su an offline GaZZe  

1 Mesaj

Kayıt Tarihi: 03.06.2010
En Son On: 28.11.2010 - 11:58
Cinsiyeti: Erkek 
Sevgili Muhtazaf kardeşim.
Ekleme Tarihi: 27.10.2010 - 22:38
Bu mesajı bildir   GaZZe üyenin diğer mesajları GaZZe`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1658 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kaykaan (57), safak-50 (60), nazlinazende (45), sena_55 (49), NEWYORKER (50), hazan44 (39), RaMaZaN050 (34), KONVEYÖR (47), arefenur (52), mehmet4467 (42), hasret44 (39), turancihan (48), sevgikusu (37), kul_bahri (58), ser_kan (47), ssessiss (36), Seyyidmehmet (47), Ata01 (52), sempatik_cd (43), ebubekir1989 (35), M.EFE (50), sam@ (42), ozgurozakinci (47), garibcahil (46), muhacir-i muham.. (40), Osman50 (70), kanka_konya (36), hkurt (60), haliime (45), mrasitalas (40), hayýrsev.. (58), zekitatari (67), y_turan (39), doctor (41), koylu (63)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.10086 saniyede açıldı