generique colchicine ivermektine ivermectine chloroquine fluvoxamine voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Atatürk'ün El Yazilari

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Ekleyen
Mesaj
Dai su an offline Dai  
Atatürk'ün El Yazilari

922 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.10.2008
En Son On: 13.09.2010 - 00:07
Cinsiyeti: Erkek 
Atatürk'ün El Yazilari

Yaratilis

Insanlar, “kurtçuklar” gibi sulardan çiktilar en önce…
Ilk atamiz baliktir.
Isler daha daha ilerledikçe, o insanlar, primat* zümresinden +ler.
Biz maymunlariz; düsüncelerimiz insandir!

* Maymunlari da içine alan memeliler takimi

Aktaran: Rüsen Esref Ünaydin. (Hatiralar).
Atatürk, Tarih ve Dil Kurumlari, s. 53
Ankara 1954

.....

Kur'an Muhammed'in Düsüncesidir

Atatürk, Islamiyet’in “vahiy” teorisine de kesin bir tavirla cephe aliyordu.
“Muhammed, baslangiçta Allah’in resulüyüm diye ortaya çikmamisti; bunu düsünmemisti.
Bu düsünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini yaydiktan sonra kendisinde hâsil olmustu
”Muhammed de baslangiçta diger Araplar gibi cinlere inaniyordu.
“Cinlerin sairlere siir ilham ettikleri kanisinda idi.
Muhammed’in Isa’ya ve Musa dinlerine dair ögrendikleri de bu inancini kuvvetlendirmisti.
Isa’ya atfolunan mucizelerin çogu cinleri tard etmekten ibaretti. Muhammed dahi bütün cinleri… Seytanlarla bir tuttu.
Fakat Muhammed diger yandan doganin üstünde bir kuvvetin ilhamlarina maruz kaldigina inandi.
”Atatürk, devamla “Muhammed ilhamlarini cinlerden almadigini ve fakat cinlerden yüksek olan Allahtan aldigini söyler” diyor.
“Muhammed” Atatürk’e göre, “Herhalde siddetli bir heyecana ugramisti.”
“Kurân surelerine” gelince, Atatürk’e göre onlarin da bir açiklamasi vardi.
Bu sureler, “Muhammed’e açik semada peyda olmus bir simsek gibi günün birinde birdenbire bir taraftan inmis degillerdi.
Muhammed’in söyledigi sureler uzun bir devirde dini düsüncelerinin ürünü olmustu.
Muhammed bu surelere birçok çalistiktan ve incelemeler yaptiktan sonra edebi bir sekil vermisti.
”Atatürk, Islamiyet’in dogusunu arastirirken, yalniz Muhammed’in kisiligi üzerinde durmayi yeterli bulmuyor,
asil toplumsal gelismeye, kendi deyisiyle “Muhammed’in faaliyet alanini olusturan kavmin durumuna” dikkat yöneltiyordu.
‘Toplum, Muhammed’in ilk telkinlerini agir bir gelismeyle düzeltmis ve genisletmisti.”

Görüldügü gibi Atatürk, Kuran surelerini, Allah kelami olarak degil,
Hazreti Muhammed’in inceleme ve düsüncelerinin ürünü, söyledigi edebi sözler olarak görüyordu.
Islamiyet de gökten inmemis, fakat toplumsal bir gelismenin sonucunda dogmustu.

.....

Elif-Lâm-Mim

[Mustafa Kemal Atatürk'ün] son dilegi, Ezan’dan baska ibadetleri de Türkçe yaptirmak ve Türk kafasini Arap kafasi köleliginden kurtarmakti.
Türk Ocagi’na gittigimiz gün, Kur’ân’i Türkçeye çevirmek konusunu açti. Orada bulunan Kâzim Karabekir [söyle dedi]:
- Kur’ân-i Azîmüssan Türkçeye çevrilemez, Pasa hazretleri!
- Niçin çevrilemez efendim? Bu sözünüz, “Kur’ân’in manasi yoktur!” demektir.
- Hayir, efendim ama meselâ ‘Elif-Lâm-Mim’… Ne diyecegiz buna?
- Ne demektir ‘Elif-Lâm-Mim’?!
- Meçhul efendim…
- Öyle ise karsisina bir sifir koyar, çevirmeye devam edersiniz. (1)

(1) Falih Rifki Atay, Atatürkçülük Nedir?, s. 47-47, Istanbul, 1966.
Ihlas Süreli Yayinlar. Tarih ve Medeniyet s.19, sayi 49, 1998.

.....

Atatürk Kur’ân-i Kerime Arap Oglunun Yaveleri Diyor

18 Temmuz’da Islamligin terakkiye mani oldugunu haykiran Fethi Bey ve arkadaslari bu maniayi nasil ve ne zaman kaldiracaklardi?
Hükümet programi ile mi, yoksa Gazi’nin herhangi bir hamlesiyle mi?
Bu bekleyis uzun sürmedi.
Hemen bu aksam (14 Agustos) heyet-i ilmiye serefine Türk Ocagi’nda verilen çay ziyafetinde ilk tehlikeli hamle göründü.
Söyle ki:
Ziyafete M. Kemal Pasa da, ben de davet edilmistik. Vekillerden kimse yoktu.
Hayli geç gelen M. Kemal Pasa heyeti ilmiyenin simdiye kadarki mesaisi ile ilgili görünmeyerek “Kur’ân’i Türkçeye aynen tercüme” arzusunu ortaya atti.
Bu arzusunu ve hatta zorunlu olan sebebini baska muhitlerde söylemis olacaklar ki,
o günlerde bana Ser’iye Vekili Konya Mebusu Hoca Vehbi Efendi vesair sözüne inandigim bazi zatlar su bilgiyi vermislerdi:

(Gazi, Kur’ân-i Kerîm’i bazi Islâmlik aleyhtari züppelere çevirtmek arzusundadir.
Sonra da Kur’ân’in Arapça okunmasini namazda dahi men ederek bu tercümeyi okutacak.
O züppelerle de isi alaya bogarak aklinca Kur’ân’i da Islâmligi da kaldiracaktir.
Etrafinda böyle bir muhit kendisini bu tehlikeli yola sürüklüyor.)
Bazi yeni simalardan da söz ettikleri gibi bu aksam da bu fikre mumasaat eden (beraber olan) bazi kimseler görünce bu tehlikeli yolu önlemek için
M. Kemal Pasa’ya söyle cevap verdim:

- Devlet reisi sifatiyla din islerini kurcalamakliginiz içerde ve disaridaki tesirleri çok zararimiza olur. Isi ilgili makamlara birakmali.
Fakat rastgele, sunun bunun içinden çikabilecegi basit bir is olmadigi gibi
kötü politika zihniyetinin de ise karisabilecegi göz önünde tutularak
içlerinde Arapçaya ve dinî bilgilere de hakkiyla vakif degerli sahsiyetlerin de bulunacagi yüksek ilim adamlarimizdan mürekkep bir heyet toplanmali
ve bunlarin kararina göre tefsir mi, tercüme mi, yapmak muvafiktir?
Ona göre bunlari harekete geçirmelidir.

- Din adamlarina ne lüzum var? Dinlerin tarihi malumdur.

Dogrudan dogruya tercüme ettirilmek gibi bazi hosa giden bir fikir ortaya atilinca buna karsi söyle konustum:

- Müstemlekeleri Islâm halkiyla dolu olan bu milletler kendi siyasî çikarlarina göre Kur’ân’i dillerine tercüme ettirilmislerdir.
Islâm dinine ve Arap diline hakkiyla vakif kimselerin bulunamayacagi herhangi bir heyet bu tercümeyi, meselâ Fransizcadan da yapabilir.
Fakat bence burada maarif programimizi tespit etmek için toplanmis bulunan bu yüksek heyetten vicdani olan din bahsinden degil
ilim cephesinden istifade hayirli olur.
Kur’ân’in yapilmis tefsirleri var, lazimsa yenisini de yaparlar.
Devlet otoritesini bu yolda yipratmaktansa millî kalkinmaya hasretmek daha hayirli olur.

M. Kemal Pasa sözlerime karsi hiddetle bütün zamirlerini ortaya atti:

- Evet Karabekir, Arap oglunun yavelerini Türk ogullarina ögretmek için Kur’ân’i Türkçeye çevirttirecegim.
Ve böylece de okutacagim. Ta ki budalalik edip de aldanmakta devam etmesinler…

Isin bir Ilim Heyeti huzurunda berbat bir sekle döndügünü gören Hamdullah Suphi ve Rusen Esref:

- Pasam, çay hazir, herkes sofrada sizi bekliyor… Diyerek bahsi kapattilar.

Bizler de özel masadan kalkarak sofraya oturduk ve yedik içtik. Fakat Ilim Heyeti’nin bütün üyeleri üzüntülü görünüyordu.

“Kazim Karabekir Anlatiyor”
Hazirlayan: Ugur Mumcu,
19 Haziran 1990, Cumhuriyet Gazetesi

.....

Osmanli Tarihi ve Padisahlar Siyaseti

Efendiler: Osmanli tarihini tetkik edersek görürüz ki, bu bir millet tarihi degildir.
Milletimizin mazideki halini ifade eden birsey degildir.84
Belki milletin basina geçen bir takim insanlarin hayatlarina, ihtiraslarina, tesebbüslerine ait bir hikâyedir.
Bu böyle olmakla beraber bütün bu85 devirlerde devlet namina muayyen bir istikamet-i siyasîye yoktu.
Belki devletin ve milletin86 basina geçen insanlarin kendilerine mahsus siyasetleri vardi veyahut hiç siyasetleri yoktu.

84 Mahmut Soydan: “Milletin ne uzak ne de yakin mazideki halini ifade eden bir tarih degildir”
85 Mahmut Soydan: “Bu böyle olmakla beraber bütün bu” yok
86 Mahmut Soydan: “ve milletin” yok.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 Eskisehir – Izmir Konusmalari Arvihan
Türk Tarih Kurumu 2. Baski 1996 Ankara s.27.

.....

Sapka ve Hocalar

Güzel bir baslik olan sapkadan pek az bir sürede, dervisler, mürit ve hocalar da memnun kalacaklardir.
Akilli ve zeki insanlar, uygar olmayan bir kilik altinda kisisel degerlerini ve bilimlerini kaybetmektedir.

23 Eylül 1925
Atatürk Söylev ve Demeçleri, C. V, s. 37.

.....

Örtünme “Efendiler Bu Örtünme Sekli Din Icabida Degildir”

Ben saniyorum ki bu millete, bu memlekete cümlenizce malum oldugu gibi suradan buradan gelmis olan bu kötü âdet
-ki ne din, ne ahlâk ve ne tabiat bunu kabul etmez- ve ne de Allah emretmistir.
Bu kötü halleri Garbin süslü romanlarina süslü bir tarzda geçirenler yine saraylardir.
Çünkü saraylar hakikatan yukaridan asagi açik bir kafesle ayrilmis birtakim yaratiklarla dolu idi.
Kasabalarda ve sehirlerde ecnebilerin dikkatini çeken önemli manzara ve ifade olunan önemli hal cümlemizce malumdur ki,
daha çok örtünme sekli üzerinde tespit edilmistir.
Bu örtünme sekline bakanlar hüküm veriyorlar ki, kadin evinden baska bir yer görmez ve göremez.
Çünkü sokaga çiktigi zaman gözü ve her tarafi kapali olmaya mahkûmdur.
Efendiler bu örtünme sekli din icabi da degildir. Hatta o kadar degildir ki, mesru da degildir.
Din geregi örtünmeyi ifade etmek lazim gelirse kisaca diyebiliriz ki,
kadinlarin örtünmesi, külfeti mucip olmayacak ve adaba uymayacak sekilde olmamak sartiyla basit olmalidir.
Bu dedigim ifade ile hâsil olacak örtünme sekli belki Garp âlemindeki örtünme seklinden az çok farkli olabilir.

Sadi Borak,
Halkevleri, Atatürk Enstitüsü
Arastirma Yayinlari Sh. 162

.....

Elif-Lâm-Mim

[Mustafa Kemal Atatürk'ün] son dilegi, Ezan’dan baska ibadetleri de Türkçe yaptirmak ve Türk kafasini Arap kafasi köleliginden kurtarmakti.
Türk Ocagi’na gittigimiz gün, Kur’ân’i Türkçeye çevirmek konusunu açti. Orada bulunan Kâzim Karabekir [söyle dedi]:
- Kur’ân-i Azîmüssan Türkçeye çevrilemez, Pasa hazretleri!
- Niçin çevrilemez efendim? Bu sözünüz, “Kur’ân’in manasi yoktur!” demektir.
- Hayir, efendim ama meselâ ‘Elif-Lâm-Mim’… Ne diyecegiz buna?
- Ne demektir ‘Elif-Lâm-Mim’?!
- Meçhul efendim…
- Öyle ise karsisina bir sifir koyar, çevirmeye devam edersiniz. (1)

(1) Falih Rifki Atay, Atatürkçülük Nedir?, s. 47-47, Istanbul, 1966.
Ihlas Süreli Yayinlar. Tarih ve Medeniyet s.19, sayi 49, 1998.

.....

Atatürk Mevlâna’nin Huzurunda

- Bu Mevlâna nasil adamdir.
- Pek iyi bilmiyordum ama dedim; her halde çok büyük bir adam olacak ki musiki, siir,
raks gibi dincilerin hos görmedikleri seyi tarikatine ayin ve esas yapmis.
Bana, yesil kubbesinin sivriligi bile göklerden bir sey tirmaliyor gibi gelir.
Neseli neseli gülüyor:
- Ben onun ne liberal kafali bir sair oldugunu bildigim için “huzuruna kupkuru girilmez” dedim, birkaç kadeh çekip de girdim.
- Ama efendimiz sofrada hiç içki yoktu.
Gözbebekleri bütün zebertceligiyle parlayarak cevap veriyor:
- Siz farkinda degilsiniz be çocugum, hani ara sira yandaki odaya girip çikiyordum ya, iste o zaman…
Ve neden sonra, zihninde geçen düsünce silsilesinin bize son halkasini gösterir gibi söyleniyor:
- Mevlâna büyük adamdi, büyük adamdi.

6 Ocak 1939, Cumhuriyet
Ismail Habib Sevük
Atatürk Için Kültür Bakanligi Yayini 1981, Sh. 34

.....

Türkiye Devletini Kuran Asil Unsurlarin Yaninda Musevi Vatandaslarin da Oldugu

Bu devleti, yeni Türkiye Devletini kuran bir asil unsur vardir.
Ve bu unsur ile mesailerini birlestirmis, talihlerini birlestirmis unsurlar da vardir.
Bu unsurlardan vatandas da vardir. Baska baska din ve mezhepte bulunanlar vardir.
Bu memleketi ve bu devletin hakiki dayanagina daima, iyi, yüksek,
saygili duygularla duygulanmis gülleri (?) ve hareketleri ile daime bu duygular içinde geçmis bulunan irklarin ayni dinden olmasi sart degildir.
Misal: Musevi vatandaslarimiz gibi…

Sadi Borak
Halkevleri Atatürk Enstitüsü Arastirma Yayinlari, Sh. 22

.....

Yeni Bir Dünya Dini

“Baylar, bütün insanligin görgü, bilgi ve düsünüste olgunlasmasi, Hiristiyanliktan, Müslümanliktan, Budizmden vazgeçerek yalinlastirilmis
ve herkes ini anlasilacak bir duruma getirilmis katkisiz ve lekesiz bir dünya dininin kurulmasi ve insanlarin,
simdiye degin, kavgalar pislikler, kaba istek ve egilimler arasinda bir bataklikta yasadiklarini kabul ederek,
bütün gövdeleri ve uslari agulayan kötülük etmenlerini ortadan kaldirmaya karar vermesi gibi
kosullarin gerçeklestirilmesini gerektiren Birlesik Dünya Devleti kurma düsünün,
tatli bir düs oldugunu yadsiyacak degiliz86.

86 Söylev, T. Dil Kurumu Yay, Ankara, 11, 1987, Sh. 521.

Atatürk’ün Düsünce Yapisini Etkileyen Düsünürler, Kitaplar
Serafettin Turan, Sh. 39

.....

Atatürk'ün El Yazilari Neden Gizlendi?

Peki, Atatürk’ün eliyle yazdigi ve cumhuriyetin tarih kitaplarinda yillarca ders olarak okutulan görüsler, toplumumuzdan niçin saklanmaktadir?
Bu soruya öncelikle Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yanit vermek durumundaydi. Çünkü elyazilar Kurum’un arsivlerinde gizlenmekteydi.
2000'e Dogru’nun “Türk-Islam” sentezi konusundaki yayini üzerine açiklamada bulunan Kurum,
“Atatürkçü” oldugunu söylüyor, fakat Atatürk’ün görüslerini sakliyordu.
El yazilarinin varligina iliskin ajanslarin ve gazetecilerin sorularini, Kurumun Baskani Emekli Korgeneral Suat Ilhan hep yanitsiz birakmisti.
Acaba bu tavirda bir çelisme yok muydu?
Bu nasil Atatürk­çülük idi?
Kasalarda sakladiklari Atatürk’ün yazilarina, “evet bunlar Atatürk’ün yazisidir” demek cesaretinden yoksun olanlar,
kendilerini nasil oluyor da “Atatürkçü” diye tanimlayabiliyorlardi?
Ayrica bu nasil sorumluluktu?
Atatürk’ün düsüncelerine katilmamak, ebette herkes gibi onlarin da hakkiydi, ama devletten Atatürk’ün elyazilarini gizlemek için mi maas aliyorlardi?
1980'li yillarda, Atatürk adina Atatürk’le ilgisi olmayan resmi ideolojiyi millete dayatmak
ve tüm milleti topyekûn bu ideolojinin cenderesinde sikistirmak için mi görev­lendirilmislerdi?
Bütün bu sorular karsisinda susuyor, susuyor, susuyorlardi. Ve saniyorlardi ki, gerçeklerin üzerini susarak örtebilirler.
Ama su kadarini bile düsünemiyorlardi: Bütün bu konular, susarak kapanamayacak kadar önemliydi ve bir gün eninde sonunda konusmak zorunda kalacaklardi.

selametle
PC de
Ekleme Tarihi: 04.05.2010 - 05:50
Bu mesajı bildir   Dai üyenin diğer mesajları Dai`in Profili Dai Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Forum Düzeni - imzaları göster
önceki konu   sonraki konu

Mesajlar Ekleyen Tarih
 Atatürk'ün El Yazilari
Dai 04.05.2010 - 05:50
 Atatürk'ün El Yazilari
kolye7 04.05.2010 - 11:57
 Atatürk'ün El Yazilari
Dai 05.05.2010 - 03:16
 Atatürk'ün El Yazilari
kolye7 05.05.2010 - 14:27

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 579 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ferdülislam (108), sunniit (59), kadirbey (62), busra12 (32), melisatek (32), hüzünlüköprü (36), ramazan294 (35), nisa88 (36), ervam (57), Allah 1 (47), saime86 (38), batu39 (51), Abdurrahman Gör.. (61), fatihulu24 (30), Zeynep_85 (39), ferhatb (51), GuVeNN (46), safiye55 (35), azra16 (44), ahmed86 (38), mürsid (37), mekin (43), tohurter (54)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52685 saniyede açıldı