stromectol generique rhinocortcolchicine lopinavir ritonavir lopinavir ritonavir prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » -----"Sesinizi Peygamberin Sesinden Yüksek Çıkarmayın" Ayetini İşitince...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
M-talha su an offline M-talha  
-----"Sesinizi Peygamberin Sesinden Yüksek Çıkarmayın" Ayetini İşitince...

20 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 19.05.2009
En Son On: 03.05.2013 - 17:12
Cinsiyeti: Erkek 

NEBİLER Sultanı tarafından cennetle müjdelenen bahtiyarlardan. Ensar'ın ve Allah Rasûlünun hatibi. ..Yüksek şecaat ve ulviyet sahibi ve Hazreç kabilesinin büyüğü...

Cennetle müjdelenişi en güzeli menkıbelerin...

Şöyle:

Bir gün, varlığın sebebi olan Cenab-ı Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'e ayet indi. Yüce ve Kerîm olan Allah buyuruyordu ki:

"Ey iman edenler, seslerinizi Peygamberin sesinden yüksek çıkarmayın. Ona sözle birbirinize bağırdığınız gibi bağırmayın ki, siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir!.." (1).

Mü'minlere Allah'ın emri buydu. Bu mübarek ayetin nazil olmasından sonra Sabit b.Kays'ın yüreği korkularla ürperdi.. Birden gözden kayboldu. Çünkü işin ciddiyeti ortadaydı... Kainatın Efendisinin yüksek huzurunda bir hata ediverirse hali nice olurdu.

Üstelik kendisi gür sesli ve kulağı az işitir bir zattı.. Bu sebeple gözden silinmiş, Resûlü Ekrem'in huzuruna çıkmaktan korkmuştu. Ve bu ürperişle evine kapanıvermiş, bir daha ortalarda görünmemişti...

Rahmet Peygamberinin güzel adetlerinden biri de, sahabilerinden birini göremediğinde nerede olduklarını, niçin gelmediklerini araştırmaktı. İşin farkına varan Allah'ın Resûlü bir gün Sa'd b.Muaz Hazretlerine:

-Ya Eba Amr, dedi, Sabitten ne haber, hasta mı yoksa?..

Ay yüzlü sahabî:

-Ey Allahın Resûlü, dedi, o benim komşumdur, bir şikayetini bilmiyorum (Emir buyurursanız gidip bakayım)...

Ve Sa'd b. Muaz Hazretleri Peygamber huzurundan çıkıp yola revan oldu. Az sonra Sabit'in kapısının önüne varıp tokmağı tuttu:

-Tak, tak, takkk!..

İçeriden Sabit Hazretlerinin gür sesi aksetti:

-Kim o

-Cevap verdi:

- Benim, ya Sabit!..

Sabit (Radıyallahü Anh), yaralı bir keklik gibi sekerek kapıya koştu, Sa'd b.Muaz Hazretlerini hemen içeri aldı, gözlerini gözlerine dikip derin derin baktı. Sa'd Hazretleri sordu:

- Bu ne hal ya Sabit? Allahın Resûlü seni sorup duruyor. Niçin evine kapanıp kaldın?..

Sabit'in dudakları bütün hüznünü aksettirircesine kıpırdadı ve tane tane konuşmaya başladı:

-Şu ayet nazil oldu.. Pekala bilirsin ki, Allah'ın Rasûlüne karşı sizin en yüksek sesle hitab edeniniz benim. Demek ki, ben, helak olanlardan biriyim!..

Sa'd b.Muaz (Radıyallahü Anh) tebessüm etti ve dedi:

-Yok, yok, ey Sabit, sen öyle olamazsın. Ben bunu Allah'ın Rasûlünden soracağım!..

Ve Sa'd Hazretleri izi üstüne derhal Sultan Nebinin nur bağışlayan huzuruna döndü ve olanları tek tek anlattı.. Herkesin imdadına yetişen Rahmet Peygamber buyurdular ki:-Bilakis o cennetliktir (2).

Sabit b.Kays'a bu müjde uçuruldu. Koca sahabî sevinç ve saadetinden ne yapacağını bilemedi ve derhal Nebiyyi Zîşanın huzuruna canını attı, gözyaşı incilerini topraklara dökerek:

-Anam, babam sana feda olsun, ey Allahın Rasûlü, dedi, ben sandım ki...

Daha tek kelime konuşamadı. Nihayetsiz olan Mülkün Seyyidi ve Kevser Havuzunun sahibi:

-Ey Sabit, buyurdu, sen onlardan değilsin!.. Senin işin ve niyetin hayırdır. Sen hayır ile yaşar ve ölürsün.. Ve sen Cennet ehlindensin!..

Bu gökler dolusu devlet karşısında Hazret-i Sabit yavru kuşlar gibi kanat çırptı ve sonsuz sevince gark oldu...

Bu hadiseden sonradır ki sahabiler Sabit' i aralarında gezinen cennetlik bir zat olarak görmeye başladılar.

Enes b. Malîk (Radıyallahu Anh):-Biz Sabit'i aramızda cennetlik bir zat olarak görüyorduk demiştir.

Gerçekten zaman gelecek, Nebiler Serverinin mübarek sözünün bir mucize olduğu anlaşılacaktır...

Nasıl mı?

Şöyle:

İslâmın nur serpen ordusu Yemame' de cenk ediyordu.. Ensarın hatibi ve Hazreclilerin alemdarı Sabit b.Kays da bu gazada bulunuyordu. Ne var ki bu defa bir başka hallerin içindeydi... Bir ara İslâm ordusunda ani bir sarsıntı... Saflar çözülmek üzere...

Sabit ise o demde (Hanut) denilen ve ölüye sürülen bir nevi koku sürünüyor ve şehid olmaya hazırlanıyordu.. Öyle bir felaketli andı ki, koku sürünmenin zamanı değildi.. Sahabilerden Enes bin Malik Hazretleri göz ucuyla bu manzarayı görüverince kendini tutamadı ve çığlığı bastı:

-Ey amca!.Seni ne tutuyor ki, askerin içindeki yerini almıyorsun?

Sabit Hazretleri gün kadar aydın yüzünü ona tutup cevap verdi:

-Geliyorum, ey Enes, sen kalbini hoş tut!.. Hem şimdi cenk nasıl yapılırmış gör!..

Bir taraftan da bedenine koku sürmedeydi. İyice kokulandıktan sonra iki kat beyaz elbise giydi, sanki kefenlendi...

Yeleli arslanlar misali başını dik tutarak yürümeye başladı... Toprağa basmıyor, sanki sıcak kumları tepiyordu. Küt küt adımlarla ilerledi ve cenk edenlerin safına gelip yerini aldı. Şimdi bütün gözler ona dikilmişti. Derin bir nefes alıp sonra olanca sesiyle gürledi:

-Ey gaziler yol verin!.. Biz, Allahın Rasûlü ile birlikte harp ederken öyle telaşa kapılarak cenk etmezdik, saflar yerinden oynamazdı. Size bugün ne oldu ki, o zamanki şevki ve atılganlığı göremiyorum?.. Haydi ileri! Zafer bizimdir!..

Sabit Hazretlerinin gür sesi ruhlar üzerine yıldırımdan bir kamçı gibi şakladı.. İslâm ordusu birden oluklardan boşalan suya döndü ve Sabit' in ardınca aktı...

Yaman bir cenk oluyordu... Ne var ki, ay yüzlü sahabînin ömür nefesleri de artık düğümlenecekti.. Çünkü o daha harbin başında kefenini giyinmiş bulunuyordu.. Ebedî sevinç evi olan cennetin kokusunu çoktan almıştı..

. Safların önünde kahramanca çarpışan Sabit Hazretlerinin düştüğü görüldü... Birkaç kişi koşup baktılar, o çoktan Rahman'a yürümüştü. Yüzünde görülmemiş bir nur pırıldıyor ve dudakları taze çiçekler gibi gülümsüyordu.


Ekleme Tarihi: 21.05.2009 - 10:02
Bu mesajı bildir   M-talha üyenin diğer mesajları M-talha`in Profili M-talha Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 822 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hircin (32), ayazdabirciftyu.. (38), arif_unal (64), lyoonn (46), ergali595 (42), FatihCgdm (38), kirenli (56), *imam_hatipli* (33), Muhsin B. (36), sezer74 (50), recepguducu (50), kenan_kygn (68), tek_1 (44), ajanpenny (46), basketcikid (34), sigat37 (37), erzincani (45), yasemin_nl (36), yosun (40), toprak_67 (45), By_Digital (38), gur (36), MustafaGED&Yacu.. (60), ademyildiray (49), ibrahimdzn (37), muka2828 (44), hagere (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55717 saniyede açıldı