generique kaletra chloroquine lopinavir ritonavir ivermektine kamagra imdur imigran imitrex imodium imuran imurek inderal la inderal index indocin sr indocin inegy intagra iscover isoptin isordil sublingual isordil itraderm itrop jumexal kamagra effervescent kamagra gold kamagra oral jelly kamagra soft kamagra keflex kemadrin kenacort a solubile kenacort a kenacort kenergon kessar keto med ketozol kinzal kinzalplus klacid lamictal dispersible lamictal lamisil cream lamisil
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » Atatürk'ün Demekrotik anlayışı

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 15 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  
Atatürk'ün Demokratik anlayışı

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
" Atatürk tarafından güç şartlar altında yapılan sert İnkilâp hareketleri herkesce malum:latin harflerinin kabulü,lâiklik,çok evliliğin kaldırılması,Camilerin depo haline getirilmesi,...Kurduğu dikdatörlük,onun iktidarda kalmasını sağladı.Fakat,biraz tuhaf ama,"serbest fırkayı"kuran sadık birkaç arkadaşı vasıtasıyla bütün unsurlarıyla bir muhalefet partisi ortaya çıkarmayı denedi.Bu yeni partiye halkın kitle halinde iltihakı,derhal feshini icap ettirdi.
Vaktiyle yapılan bu teşebbüsü unutmuş olmalı ki;Atatürkün halefi İsmet inönü de Meclise bir demokratik vasıf vermek istedi.Bir zamanlar demokrasi var,desinler diye "Müstakiller"adıyla bir grup teşkil ettirdi.Bununla sadece alemi güldürmeye muvaffak oldu."
JURNAL DU JURA 25-26 OCAK 1964CUMARTESİ PAZAR
Yorumlarınız bekliyorum.
Yine FO 371/6549,22.2.1921 TAR... DevamıİHLİ İNGİLİZ İSTİHBARAT SERVİSİNİN istanbul şubesince hazırlanan gizli rapor.Hüsamettin Ertürk hatıralarında Mustafa Kemal paşa ile Rus Heyeti'nin Havza'da Görüştüklerinin aralarında şu konuşma geçtiğini aktarmaktadır:"Miralay budiyeni Cevat Abbas'ın bana anlattığına göre epey düşündükten sonra;Rusya'nın bütün ihtiyaçlarımızı tamamlamaya hazır ulunduğunu size arzetmek vazifesini üzerime almış bulunuyorum.Yeter ki,siz de bizim arzularımızı yapınız.Padişahlığı hilafeti lağvediniz.Komünistliği ilan ediniz demişti.Mustafa kemal:'Aziz Miralayım,buyurduğunuz işler ,şimdi tasavvur eylediğiniz kadar kolay değildir.Padişahlık müessesesi esasen zayıflamıştır.Yıkılmak üzeredir.
Hilafet için biraz daha sabırlı,hatta biraz daha dikkatli olmak lazımdır.Arkamızda bir de islam alemi var.Bunu da hesaba katacağız.Onların müzahereti bu gün için lazımdır.Komünistliği de bu gün için ilan etmek imkansızdır....
Bknz:Teşkilat-i Mahsusa başkanı Hüsamettin Ertürk Anlatıyor.İki Devrin Perde Arkası (Yay.Hz.Samih Nazif Tansu)istanbul 1969s.347-348


Bu mesaj 3 kez ve en son Ahmetcemil tarafından 05.05.2009 - 12:38 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 24.10.2008 - 00:53
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
Tarihi tarihçilerden duyduğunuz gibi kabul etmeyiniz!araştırıcı olunuz biraz.
Ekleme Tarihi: 05.05.2009 - 12:40
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
omarbabuscu su an offline omarbabuscu  
Atatürke ve kurduğu cumhuriyete atılan iftiraları anlayabilmek

11 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.08.2007
En Son On: 31.05.2009 - 13:57
Cinsiyeti: Erkek 
Selamünaleyküm kardeşlerim.

Yüzde doksansekizi müslüman olan Türkiyede maalesef pek çoğumuzu üzen ve gerçek tarihmiş gibi yansıtılan haksız iftiralar hele hele son zamanlarda ayyuka çıkmış vaziyette.
Bunun altındad haçlı ve yahudi parmağı var tabi.

Ne ilginçtirki Atatürkü ve ve onun kurduğu laik demokratik cumhuriyeti öncelikle bu ülkeyi paramparça etmek isteyenler yok etmek istiyorlar ve hatta bunu AKP hükümetine emrediyorlar.

Neden dersiniz ? Bizi sevdiklerindenmi, yoksa parçalanmamız için en gerekli noktayı böyle belirlediklerindenmi ?

Atatürkün taa okul yıllarından ölümüne kadar bütün safhaları şöyle akıllıca bir araştırıp öğrenirseniz bu üstün dehanın bir sıradan lider bir tesadüfen gelmiş komutan olmadığını apaçık görürsünüz.

Cephelerde gösterdiği özellikle Çanakkalede gösterdiği başarılar ve defalarca ölümün eşiğinden dönmesi bu üstün dehayı Allahın bir misyonla vazifelendireceğinin apaçık delili değilmidir ?

Atatürkün devrimlerine çamur atanlar yada beğenmeyenler Osmanlının neden daha dün tozunu attığı Rusların ve batılı devletlerin karşısında hasta ve bitik adam durumuna düştüğünü, açık farkla geri kaldığını özellikle çok iyi bilmeleri ve öğrenmeleri gerekir.

Matbaa neden osmanlıya dörtyüz sene sonra gelmiştir. Hezarifen Ahmet çelebi ve daha bir çok bilim adamı desteklenmek yerine neden sürgünlerde can vermiştir.
Bana daha beş on yıl içinde ölen dedem ve babaannemin anlattığı gibi bırakın ilim ve fende ileri gitmeyi batıdan gelen teknoloji ürünlerini alıp inceleyip kendiside yapmak yerine BUNLAR GAVUR İCADIDIR diye geri gönderilmesini kim izah edebilir ? Bunlar Osmanlının sonunda dahi Cumhuriyetin başlangıç yıllarında yaşanmış ibret hallerdir.

Osmanlı her alanda geri kalmasa onu bu şekilde feci bir halde paramparça edebilirlermiydi ?

Allah hiç dini geri kafalılığın gerekçesi yapanlara başarı verirmi ?

Atatürkün yaptığı tüm devrimleri işte Osmanlıyı kanlı bir şekilde mahveden tüm geri kafalılıklardan kurtulmak için düşündüğü çareler olarak değerlendirmek gerekir. Cumhuriyeti kurmak yerine Osmanlının tüm vahim hali tekrar yaşama geçirilseydi ne olurdu ? Ölüm döşeğine girmiş dönüşü olmayan hastalıkların sahibi hiç tekrar ayağa kaldırılabilirmi ? Yapılması gereken tüm hataları bir kenara koyup yepyeni bir yol çizmek değilmidir ?

Şüphesiz Cumhuriyetin kuruluşunda ve devrimlerin yaşama geçirilişinde bazı hatalar yapılmış olabilir. Fakat Atatürkün yaptığı muazzam işler yani bu ülkenin kurtuluşu ve çok çabuk kalkınması hatta Osmanlının kalan borçlarını dahi ödemesi karşısında bu hataların hiç bir hükmü yoktur.Bunlar ancak Atatürk düşmanlarının sığındığı ve medet umduğu putlardır.

Evet Atatürk görünüm olarak bir diktatör gibidir. Fakat tarihin hiç bir sayfasında hiç bir dikatatör yoktur ki merkez olarak kendini almasın ve sağlam temeller üzerinde ilerde yaşanacak özgürlüklerin temellerini atmış olsun. Ve Atatürk devrimlerini en az kanla yapan diktatördür.Bunu onu yok etmeye çalışan haçlı dahi itiraf eder.

O günkü şartlarda Atatürkün getirdiği tüm yenilikleri o şekilde oturtması şarttı. Başka hiç bir alternatifi yoktu.
Ve Atatürk vatanı için gerekli olan ve faydalı olan herşeyi bu anlamda yaptı.

Atatürk isteseydi etrafındakilerin hepsininde kabulü olan bir padişah yada halife yada her ikisi birden olmak üzere kendini merkez alabilirdi. Oysa o ilerki safhalarda çok partili meclise geçecek bir devletin alt yapısını kurup temellerini attı.

Serbest fırka denen oluşumun Osmanlıyı mahveden zihniyet olduğunu anlayan Atatürk tüm yapılanların boşa gideceğini anladığı için bu partiyi kapatmamış fakat bu parti nedeniyle cumhuriyeti korumak için tekrar siyasete atılacağını söylediğinde bu parti işin kötüye gittiğini anlayıp kendi kendini kapatmıştır.
Siz olsanız kurduğunuz onca emeğin bir Osmanlıyı mahveden kafaya tekrar dönüşüne izin verirmiydiniz ?

İnönüye gelince Atatürkün kurduğu cumhuriyete ilk ve en büyük ihaneti İnönü yapmıştır. Daha Atatürk ölüm döşeğinde iken el altından ABD ile gizli anlaşmalar başlatmıştır. Ki Atatürkün ölüm nedenlerinden biri hiç bir şekilde haçlılara ve yahudilere bağımlılığı kabul etmemesi nedeniyle yanlış tedavi ile hayatına son verilmesidir.

Atatürk öyle bir dehadır ki devamlı çatışma ve menfaat kavgası içinde olan ingilizlerle Rusların bu çatışmalarını hem bu ülkenin kurtuluş savaşı için hemde Cumhuriyetin kurulması için son derece akıllıca değerlendirmiştir. Bugün ona sövenlerin bu bahsettiğim politikalar esnasında yaşananları içine kattıkları çok ağır yalan ve iftiralarla alçakça sömürmeleri işte bu şekilde tam tersine çevrilmiş çok ağır hezeyanlardır.
Bu yalanlara en büyük cevap Atatürkün eseri olan LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET tir.

Atatürk cumhuriyeti kurduğunda yeryüzünde bir tek bağımsız İslam devleti yoktu. Nedenlerini hiç düşündünüzmü ? Neydi acaba bu çok ağır kahırlı faturanın Allah katındaki nedeni ?


Şu bir gerçekki Atatürk ve Cumhuriyet için iki ayrı cihette yani hak olan Atatürk ve CUmhuriyetin Allahın bir lütfu olduğu ve tam tersi cihette Atatürkün bir din düşmanı olduğu ve cumhuriyetin bir değeri olmadığı feci yalanı etrafında kümelenmesi milletler tarihinde hep yaşanan acı hallerdir.

İşte milletler bu ortaya çıkan tablolarda gerçeği yakaladıklarında paçayı kurtarırlar. Yoksa bugün olduğu gibi Atatürkten seksen sene sonra yine haçlıların tam bir kuşatması altına girip tekrar bir kurtuluş savaşı verme sürecine sürüklenirler.

Bu hal Allahın lütfu olan Atatürk ve Cumhuriyeti çarçur edip ona sövenlerin peşinde gitmenin ağır ve kahırlı faturasından başka hiç bir şey olmayacaktır.

Ben şunu hiç anlamıyorum Yunanı İzmire çıktığında onlara karşı gelmeyin diye emirler veren, işgal kuvvetlerine bizzat askerlerimizi yardımcı yapan hatta cumhuriyeti kuranlara vatan haini diye kurşun sıktıran bir padişahın ki o padişah bugünki Türkiye yerine Ankara civarında küçük bir yere razı olmuştu, yanlışlarını ve facia halini görmeyip, her türlü fedakarlık ve kahramanlıkla bu ülkeyi kurtarıp Cunhuriyet haline getiren bir kahraman ve üstün dehanın neden üzerine çamur atılmak istenir neden böyle bir ağır nankörlük yapılır ve hatta bu facia dinin gereği kabul edilir ?

Diyaneti Atatürk kurmadımı ?
Elmalılı Hamdi Yazıra Meal ve Tefsirleri Atatürk yazdırmadımı ? Ki bugün dahi eş değerinde meal ve tefsir yok.
İşin daha acısı Osmanlının sonunda bu ülkede ne bir tefsir nede meal vardı. Cahil hocalar halka Kuranın türkçesini okumayın diyorlardı.

Atatürkün vasiyetini okudunuzmu ?
Son nefesini verirken bu üstün lider melekler tarafından selamla ruhu Allah katına alınmadımı ? Bu zabıtlarla tespit edilen olayın ne anlama geldiğini hiç inceledinizmi ?

Yoksa Atatürk hakkında onun karşısında körü körüne karşıtlık yapan tüm güruhların yaptığı gibi din adına cehaletle donanmış ve Osmanlıyı paramparça ettirmiş Yunus Emrenin "ŞİMDİ ÜÇBUÇUK OKUYAN DERİN DANIŞMAN OLUR" dediği cahil din adamlarının hezeyanlarını gerçek tarih bilgisi zannedip onlaramı uydunuz ?

İşte bugün Türkiyenin yaşadığı halde budur. Hala dini kullanan birileri Türkiyeyi Osmanlının düştüğü batağın içine yuvarlamaya çalışıyorlar.

Ne buyuruyor alemlerin Rabbi "ALDATAN, SİZİ ALLAHIN ADIYLA ALDATMASIN" ve bir ayettede "KOYUN SÜRÜLERİ GİBİ OLMAYIN" demiyormu ?

Yoksa nemi olur ? Tarih tekerrürden ibarettir. Osmanlının sonunda ödettiği faturayı Allah bu ülkeye bir daha ödetir.

Tarihi gerçek kaynaklarından öğrenelim. Mütareke basının tohumlarından yada kendini alim zanneden Osmanlı faciasının mimarlarından değil....

Selam ve saygılarla cümlenize.


Bu mesaj 1 kez ve en son omarbabuscu tarafından 05.05.2009 - 14:36 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 05.05.2009 - 14:31
Bu mesajı bildir   omarbabuscu üyenin diğer mesajları omarbabuscu`in Profili zum Anfang der Seite
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
BAK GÜZEL YAZILAR YAMIŞSIN AMA.KEMALİZM DÖRT DÖRTLÜK DEĞİLDİR.BUNU BİR GÜN ÇOK İYİ ANLIYACAKSINIZ BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ HZ DE RUS TİPİ KOMÜNİZM DEN BAHSEDER.KEMALİZM ASLEN KOMÜNİZMİN TÜRKİYE UZANTISIDIR.İŞİNİZE GELMEDİ YALANLARSINIZ TABİ.GERÇEKLER ÖRTÜLEMEZ.İNANÇ OLMASA NAH KURTULUŞ SAVAŞI KAZANILIRDI.NE YAPTILAR Tek adama bütün kahramanlıkları yüklediler Ya Bediüzzaman Hz kurtuluş savaşının kutsal bir savaş olduğunu ilan etmişitir.ve talebeleriyle savaşa katılmıştır.Ama onu hain ilan etmişlerdir.Çünki dindardı.Bediüzzamanın hayatı o döneme çok iyi ışık tutar.İşte Laiklik tarifi ve onların totaliter dayatmaları.
"Eğer "Gençlik Rehberi'nin intişarıyla dinî terbiyeyi ders veriyor; bu ise lâikliğe aykırıdır" diye itham olunuyorsa, o halde lâikliğin mânâsı nedir? Biz de soruyoruz. Lâiklik İslâmiyet düşmanlığı mıdır? Lâiklik dinsizlik midir? Lâiklik, dinsizliği kendilerine bir din ittihaz edenlerin dine taarruz hürriyeti midir? Lâiklik, din hakikatlerini beyan edenlerin, imanî dersleri neşredenlerin ağızlarına kilit, ellerine kelepçe vuran bir istibdad-ı mutlak düsturu mudur?
Lâiklik, bir vicdan ve fikir hürriyeti olduğuna göre, dinsizler ve din düşmanları, İslâmiyet aleyhinde her çeşit hücumları, taarruzları yapar, anarşik fikirlerini o hürriyet-i vicdan ve fikir bahanesiyle neşreder de, fakat bir İslâm âlimi o hürriyet-i fikir düsturuna istinaden bin yıldan beri İslâmiyetin serdarı olmuş bir millet içinde ve o milletin bin yıllık an'anesine, kanunlarına ittibâ ederek ve yine o milletin saâdeti uğrunda, ahlâk ve namusun muhafazası yolunda dinî bir ders beyan etmesi lâikliğe aykırıdır diye suçlu gösterilir, devletin nizamlarını dinî inançlara uydurmak istiyor diye mahkür gösterilir. "iyi okumak lazım Bir alimi sürgünden sürgüne göndermek insafa sığar mı?"O da, mezara yaklaştığım bu zamanda, İslâm memleketi olan bu vatanda bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. Bu ses, âlem-i İslâmın İmân esaslarını zedeliyor. Halkı, bilhassa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor. Ben bütün mevcudiyetimle bunlarla mücâdele ederek gençleri ve Müslümanları imana dâvet ediyorum. Bu imansız kitleye karşı mücadele ediyorum. Bu mücahedemle inşaallah Allah huzuruna girmek istiyorum. Bütün faaliyetim budur. Beni bu gayemden alıkoyanlar da, korkarım ki bolşevikler olsun. Bu İmân düşmanlarına karşı mücahede açan dindar kuvvetlerle el ele vermek, benim için mukaddes bir gayedir. Beni serbest bırakınız, el birliğiyle, komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, Allah'ın birliğine hizmet edeyim.
Mevkuf Said Nursî "


Bu mesaj 2 kez ve en son Ahmetcemil tarafından 27.05.2009 - 17:22 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 27.05.2009 - 17:15
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
Resmi tarih yalanlarına son.Ben sadece fikrimi yazıyorum en adil yönetim islam cumhuriyetidir.Dört halife dönemindeki örnek cumhuriyet.Bu gün ki cumhuri idareyi ise görüyoruz.hortum,yalan adam kayırma,rüşvet,vss alışkanlıklar alabildiğine yayılıyor.



Bu mesaj 2 kez ve en son Ahmetcemil tarafından 28.05.2009 - 00:15 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 27.05.2009 - 17:24
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Dai su an offline Dai  

922 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.10.2008
En Son On: 13.09.2010 - 00:07
Cinsiyeti: Erkek 
her millet hakettigi gibi yönetilir
Ekleme Tarihi: 27.05.2009 - 19:43
Bu mesajı bildir   Dai üyenin diğer mesajları Dai`in Profili Dai Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
çok doğru bir laf ettiniz!!!layik olduğumuz şekilde yönetiliriz.
İman ne kadar zayıflamış gerçekten.Tekniğe gavur icadı diyenler de hüküm konusunda ne kadar yanlış düşünüyorlardı.Ama bu millete neden tam olarak islamı aşılamaktan korktular.Demek oluyor ki;islamı yeterince benimsememişler.Kafadakiler islamın böyle olmadığını tam benimselerdi;bediüzzaman hz gibileri sürgünden sürgüne göndermezlerdi.Hala deve ile haca gitmek lazım fikrini savunan cahil müslümanlar da vardı.Bütün bunların sebebi islamı gerçek islamı yaşamamaktan geçer.Dinin özünü bilmeyen cahil müslümanlar böyle yanlış fikirlere kapılmışlar.Oysa Kur'an bilime ilime yol gösterir.Allah(cc)nun izniyle risaleiNurlar meydanda olmaya devam
"İşte bugün Türkiyenin yaşadığı halde budur. Hala dini kullanan birileri Türkiyeyi Osmanlının düştüğü batağın içine yuvarlamaya çalışıyorlar.

Ne buyuruyor alemlerin Rabbi "ALDATAN, SİZİ ALLAHIN ADIYLA ALDATMASIN" ve bir ayettede "KOYUN SÜRÜLERİ GİBİ OLMAYIN" demiyormu ?

Yoksa nemi olur ? Tarih tekerrürden ibarettir. Osmanlının sonunda ödettiği faturayı Allah bu ülkeye bir daha ödetir.

Tarihi gerçek kaynaklarından öğrenelim. Mütareke basının tohumlarından yada kendini alim zanneden Osmanlı faciasının mimarlarından değil....

Selam ve saygılarla cümlenize."Bediüzzaman Hz in yaptığı hizmetler hafife alınamaz.Üstadın bu ülke için yaptıkları meydandadır.İmansızlık hiç bir şeye benzemez.Bu millete yıllarca evrimden bahsettiler.Yıllarca ekmeğini hortumladılar.Zina fuhuş bu kötü alışkanlıklar nasıl yayıldı.Ben düşmanlık yapmıyorum.Gerçekleri yazıyorum.
edecektir.Risale'iNur lar ile yanlışlıklar düzeltilecektir.


Bu mesaj 1 kez ve en son Ahmetcemil tarafından 28.05.2009 - 00:10 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 28.05.2009 - 00:05
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
Risale'iNur mesleği farklı bir meslektir.İman hakikatleridir.Bence bu tefsirleri bir yıl anlayarak yaşayarak okuyan dediğin yanlışlıklara düşmez.Biz bu güne bakalım.Önce insan kendini terbiye etmelidir.Kendini islah etmeyen başkasını islah edemez.Eyyüp8as)ın yaraları ndan daha çok bizim yaralarımız var.İmanımızı tehlikeye düşürüyor.Bunları düzeltmemiz lazım.İslamiyeti tam benimser isek;her türlü kalkınmanın garantisini verebiliriz.Gençlerin oyundan oynaştan vazgeçirilmeleri lazım.Buda islamiyeti tam benimsemekle olur.Allah(cc)nun izni ile memleketimiz ozaman muassır medeniyetler seviyesine çıkar.İslam tarihinde yaşananları iyi değerlendirmek lazım.Adil yönetim dört halife devrinde mükemmel seviyeye ulaşmıştı.Ama halifelik zamanla bozuldu tabi.Bu inkâr edilemez.Bizim dinimiz yerinde saymayı reddeder.Önce farz ibadetlerini yap sonra diğer çalışmalarda ibadettir der.Osmanlı illaki hatalar yapmıştır.Biz ozamana geri dönelim demiyoruz tarih ibret alınsaydı tekrar etmezdi.Üstat dindar bir cumhuriyetçi idi.iyi araştırmadan yorum yapmamak lazım.Üstadın Hayatı ozamandaki Komünist rejime ışık tutar.Gerçekler zamanla daha iyi anlaşılacak.Bizim milletin çoğu bunu çok iyi anlamaz.Çünkü:gerçek manada iman etmemiştir.Üstada iftira ediyor adam farkında değil.Demiş ya Peygamber (sav):"Ümmetimden başı sarıklı yetmişbin alim kişi, deccala tabi olacaklar."Ayrıca ağızlarda dolaşan bir rivayet var: "Deccal çıktığı zaman kuyruğuna bin hafız yapışacak." İmam Ahmed Bin Hanbel, Müsned, sf. 796 Aynen olmuştur Olmaya da devam ediyor.Ben sizin gibi hocalara asla itibar etmiyorum.


Bu mesaj 2 kez ve en son Ahmetcemil tarafından 03.12.2009 - 00:08 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 28.05.2009 - 00:25
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
omarbabuscu su an offline omarbabuscu  

11 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.08.2007
En Son On: 31.05.2009 - 13:57
Cinsiyeti: Erkek 
Selamünaleyküm kardeşlerim,

Ahmet Cemil kardeşim şayet yazımı anlayarak ve tamamıyla okusaydın o yazıda Atatürk cihetinde ifratların methedildiği bir tek kelime dahi olmadığını rahatlıkla görebilirdin.

Bugün Atatürkün bu ülkeye getirdiği temelini kurduğu değerleri iki ifrat noktasına varmış zümreler mahvediyor yada onlara zarar veriyor.

Bunların birincisi Atatürkçü geçinen ve kemalizm denen bir yol icad edenlerin önemli bir bölümünün temsil ettiği güruhlar. Bunların bir kısmı bilerek bu zararı veriyorlar bir kısmı ise Atatürkü gerçek anlamıyla anlamadıklarından. Sonuçta zarar zarardır tabi.

İkincisi ise Atatürkü yine hiç anlamadan din düşmanı ilan eden zümreler. Bunlarda yine iki cihetde oluşuyor. Birincisi gerçekten dini anlamadığından bu yolda söylenen yalanlara kananlar. İkincisi ise din tüccarlığı yapıp menfaat çarklarına Atatürk tarafından ot tıkandığı için ta Atatürkten bu yana devam eden ve bundan sonrada devam edecek olan haksız, sürekli bir iftira ve karalama kampanyasını ortaya koyanlar ve onların yeni kuşakları.

Atatürk hakkında şu veya bu şekilde ifrata gidenlerin olması yaşamsal bir gerçektir. Bu ifratlar ne Atatürkü nede getirdiklerini geçersiz ve değersiz kılar.

Ondört asır öcesinden bir örnek verelim. Hz. Ali şöyle der. (Bende iki zümre ifrata gidip mahvolur. Bunların birincisi beni haşa peygamber hatta haşa Allah yerine koyanlardır, ikincisi ise benim Allah indindeki kişiliğimi inkar edip sövenler ve beni karalamaya çalışanlardır)
Örnekte göreceğimiz gibi tüm üstün seçkin insanların bunlar ister din ister dünya adına olsun üzerinde çeşitli ifratların oluşması hep yaşanan tarihsel bir gerçek olmuştur.

Bu ifratlar Peygamberimiz içinde olmuştur. Onda kimileri sevgide ifrata kaçmış kimileri ise ona akıl almaz iftiralarda bulunmuştur.Kuran insanları peygamberi sevmede dahi ifrata kaçmamaltı konusunda uyarır.

Atatürke komünizm teklif edilmiştir. Rusya bunun için çok gayret etmiştir. İçimizden dahi bu konuda Atatürkü ikna etmeye uğraşanlar olmuştur. Fakat Atatürk bunların hepsine mesafeli kalıp Osmanlıyı mahveden dinsel ve yaşamsal hataların tekrarlanmayacağı ve bu vatan evlatlarının gelişip asrın medeniyet seviyesini üzerine çıkacaklarına tüm kalbiyle inandığı yenilikleri ve idareyi getirmiştir.
Komünzmin Türkiyede K sının yaşandığını bile söylemek Komünizmin gerçekte nasıl bir idare olduğunu zerre kadar bilmemek demektir.Komünist Rusyanın idaresi ile Cumhuriyetin hiç bir bir idari ve yaşamsal benzerliği yoktur olamaz.
Bana burada Rusyada ferdin mülkiyet ve sosyal haklarını ve aile faciasını, dinsizlik politikasını anlattırmayın.

Yani düşünüyorumda komünizm ile Cumhuriyet arasında böyle bir benzetme yapabilmek için rejim ve idareler hakkında gerçekten hiç ama hiç bilgisi olmayan bir kişi olmak bile yeterli değil. Bu iş burcu burcu malum çirkin karalama kampanyaları kokuyor.

Laiklik asla ve asla dinsizlik değildir. Atatürkün getirdiği anlamda laiklik ise İslam olarak çok büyük yanlışlara düşmüş olan ve inanç farklılıklarının ülkeyi mahvetmesine tekrar imkan tanımaması açısından devletin yönetimini din bezirganlarının tahakkümünden kurtaracak yolu yani her inancın özgürce yaşadığı ve ne birbirini nede ülkenin gelişmesine ayak bağı olmayacağı yolu seçmiştir.

Atatürk gerçek bir müslümandır. Bugün devlet zabıtlarında dahi varlığı tescil edilen ölüm anında sağ tarafına dönüp selama karşılık vermesi Allahın ona vazifesini başarıyla yaptığının bir nişanesi olarak meleklerin selamıyla Allah katına davetinden başka hiç bir şey değildir. Bu olay bizlerede işin gerçeğini anlamamaız açısından bir ibrettir.

Unutmayalım her inancın özgürce ve birbirine baskı kurmadan yaşanmasını isteyen Atatürk ilk meali ve tefsiri Elmalılıya yazdıran ve Diyanet işleri başkanlığını kurup dinde cehalet ve yozlaşmayı ortadan kaldırmaya çalışan gerçek iman sahibi bir liderdir.

Kuranda devlet idareleri şöyle böyle olsun diye gösterilmez. Adil olunması istenir ve (Onların işleri bir şurayladır) diye birbiriyle fikirlerini tartışıp kuralları belirleyen halkın her kesimden önderlerinin olduğu bir idare şekli tavsiye edilir.

Bugün malum etkenler nedeniyle yaşanılan dinde ayrışmalar ve hizpleşmeler nedeniyle Laiklik konusunun çeşitli taraflara kaydırılmaya çalışılması işin gerçeğini ve değerini asla değiştirmez.

Bugün batı bulunduğu seviyeye Osmanlıyı batıran dinde hurafelerden silkinip kurtulmaktan yani kilisenin geri kafalığı ve zulmünden kurtularak gelmiştir. Osmanlı ise tam tersine bunu yapmamanın yada yapamamanın bedelini çok ağır bir şekilde ödeyerek sonlanmıştır. Sebepsiz sonuç olmaz.
Koskoca bir imparatorluk dini gereği gibi yaşamaktan uzaklaştırmanın bedelini çok ağır bir şekilde her alanda geri kalarak ve bu nedenle güçlenen haçlının karşısında zayıf düşerek ödemiştir.

Önceki yazımdada kısaca belirtmiştim. Ne Atatürk, nede onun kurduğu cumhuriyet bir tesadüf değildir. Milletler özellikle türkler gibi Allahın büyük misyonlar yüklenen milletler hata yaptıklarında Allah katından büyük bedeller ödeyerek imtihandan geçerler fakat asla kaderleri ile başbaşa bırakılmazlar. Osmanlının bitişi ve Cumhuriyetin kuruluşu işte bu şekilde bir ibrettir.

Atatürkün taa çocukluğundan ölününe kadar yaşadığı süreçte adeta bir vazife için ayakta tutulup çeşitli ağır savaş ve mücadelelerle hatta cephede ölümlerden dönerek ve hatta suikstlerden kurtularak kafasındaki yenilikleri gerçekleştirmesi, kurtuluşun lideri olması Allahın ona ezelde yüklediği vazife nedeniyledir.
Tabi akıl ve gönül gözü açık olan insanlar bunu anlayabilir.

Allah Osmanlının akibetine uğramayacak yepyeni bir yaşam şekline bürünen bir millet istediği için Atatürkü bu donanıma sahip kılıp başarıya ulaştırmıştır. Buna inanmamak Allahı gerçekten hiç anlamamakla bence eşdeğerdir.
Ne yani Allahın gücü yetmedide bir kurtuluşun liderliğini bu insan Allahı devre dışı bırakıp gerçekleştirdi diye sapkın bir düşünceyemi inanacağız.Olurmu böyle bir şey.

Osmanlı neden facia hemde koskoca bir faciayla bitti bunun nedenlerini en ince noktasına kadar incelemek gerekmezmi ? Atatürk Osmanlıyı battığı kafayla tekrar inşa etseydi yine aynı facia hemde en kısa sürede tekrar olmazmıydı ? SEVR ne anlam geliyor biliyormusunuz ?

Ana direkleri çürümüş sakat ve sonunda çöken bir binayı tekrar aynı sakat malzemeyle inşa ederseniz o bina en kısa zamanda tekrar çökmezmi ?
Böyle bir zihniyeti onaylamak anlamına gelen Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığının hiç akıl mantık insaf ve izanla zerre kadar alakası varmı ?

Elbetteki tüm zaferler ve işler onların öncülüğünü yapan dehalar ve üstün liderlerin adlarıyla anılırlar. Efendimiz dahi İslam için binlerce müslümanın şehadetiyle zafere ulaşmıştır. Öncelik Efendimizindir ve onu gereği gibi anar ve ona salat ve selam ederiz sonrada ona derece derece yardımcı olanları anar ve haklarını anarız.

Atatürkte öyle. O büyük bir zaferin Cumhuriyetin lideridir. Herşeye o yön verip başarı çzgisine taşımada önderlik yapmıştır. Şüphesiz ona pek çok subay ve sivil kahramanlarımız yardımcı olmuştur. Bu iş zaten bir bütündür. Fakat dediğim gibi büyük işler onların liderleri ile anılır. Bu iş insanlığın ve tarihinin doğasında böyledir.

Soruyorum. Büyük İskender tek başınamı büyük İskender olmuştur.Alpaslan tek başınamı bizans ordularını yenmiştir? Atilla Avrupayı tek başınamı kasıp kavurmuştur?
Yanlış işlerde liderleriyle anılır. Misal.
Bush denen zalime sayıp siliyoruz. Peki bu zalim kendi eliylemi bir milyon Iraklıyı öldürmüştür.
Neron koca Romayı yakarken acaba bir tek yaprağı dahi kendi eliylemi yakmıştır ?

Başka bir mizahi örnek vereyim. Mercimek çorbası diyeceksiniz. Şimdi hakkı yenmesin diye bu çorbanın içindeki tüm olanlarıda birliktemi sayarsınız ? Mesela Mercimek, soğan, su, tuz, baharat v.s v.s çorbasımı dersiniz. Detayı ancak gerektiğinde söylemezmisiniz ?

İşte büyük başarılı işler ve kötü işlerde öncelikle liderleriyle adlanır. Ancak gerektiğinde detaylara girer onlara açıklık getirir onları ortaya koyarsınız.

Saidi Nursiye gelince onun hakkında tüm gerçekleri aslında göründüğü gibi olmadığını internetten dahi araştırarak bulmanız mümkün. Benim çok daha farklı bir incelemem söz konusu. Mesela bu kişinin Atatürke DECCAL dediğini ve bu sözün yazdığı kitap nüshalarından sonradan çıkarılıp kaldırıldığını....
İşin gerçeğini anlatan ve altına doğruluğu bakımından imzamı atabileceğim bir alıntıyı incelemeniz için veriyorum.

Alıntı

Deccal konusunda tarih boyunca ortaya atılan iddiaları gündeme getirecek değiliz. Ancak Said–i Nursi’nin şu satırlarını okuduğunuzda Deccal denilince kimin kastedildiğini çok iyi anlamış olacağız.

“Ben bir manevi alemde, İslam Deccalini gördüm. Yalnız bir tek gözünde teshirce bir manyetizma gözümle müşahade ettim ve onu bütün bir münkir bildim. İşte bu inkarı mutlaktan çıkan bir cüret ve cesaretle mukaddesata hücum eder.(...) Fakat kahraman ve mücahit ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur–u iman ve Kur’an ışığıyla hakikat–i hal–i göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribatını tamire çalışacağı rivayetlerden anlaşılıyor.”
(Şualar458–459,Siracun Nur 247)

Saidi Nursi, başlangıçta şifreli olarak işaret ettiği Deccal’in kim olduğunu daha sonra şöyle anlatıyor:

“Ölmüş gitmiş dünyadan ve hükümetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir Hadis–i Şerif’in ihbariyle Kur’an’a zararlı bir adam çıkacak demiştim.Sonra Mustafa Kemal’in o adam olduğunu zaman gösterdi.
(Emirdağ Lahikası I/278,Yirmiyedinci mektuptan Sabık Reis–i Cumhur’a ve üç makama gönderilen istida)Saidi Nursi, Mustafa Kemal’e yönelik Deccal suçlamasında daha da ileri giderek şunları yazar:

“...Lozan Muahedesinde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücumlarına rağmen hiçbir hakiki Müslüman Türk’ü Protestan yapamayan ve Millet–i İslam için pek zararlı olduğunu ef’aliyle ispat eden ve Hadis– Şerif’in haber verdiği o müthiş şahıs kendisi olduğunu(yani Deccal, y.n) hayat ve mematiyle gösteren Mustafa Kemal’e bir mahrem eserde ‘din yıkıcı Süfyan’ dediğimizi (...)”
(Emirdağ Lahikası I,50–51;Yirmiyedinci Mektuptan Mahkeme–i Kübra’ya Şekva ve Müdafaatın Bir Haşiyesi olan Parçanın Hülasasıdır, Ayrıca Müdafaalar, 226–227)

Saidi Nursi Atatürk’e açıkça Deccal diyor, Millet–i İslam’ı Protestan yapmak istediğinden bahsediyordu.

Oysa, Saidi Nursi’nin Deccal dediği Atatürk, İzmir Amerikan Koleji’nde misyoner faaliyette bulunuluyor diye bu okulu tamamen kapatmış, hayatta iken Bab–ı Ali’nin “Misyonerle Mücadele Teşkilatı” kurmasına destek vermiş, 3 Ocak 1922’de Meclis Başkanı iken yayınladığı bir muhtırada, İçişleri Bakanlığı’na çok sert çıkışarak, Amerikalıların Anadolu’da “Öksüzler Yurdu” altındaki yapılanma isteklerinin tamamen Hıristiyanlığı yaymak amacı taşıdığını vurgulayarak “bu talebin derhal reddedilmesini” istemişti.

Said Nursi ise risalelerinde “Müslüman İsevi” gibi, “Cihan Harbinde ölen Hıristiyanlar şehittir” gibi “Ermenilere valilik kaymakamlık görevi verilsin “gibi tuhaf ifadeler kullanıyor, Hıristiyanlara , “Müslüman olmak için dininizi tamamen terk etmeye gerek yok” şeklinde “İslami olmayan” fetvalar veriyordu.

Daha da ileri giderek risalelerinde nurculara “misyonerlerle ittifak edin!” çağrısında bulunuyordu.

Bu çağrıya uyan pek çok nurcu ise, Moda Presbiteryan Kilisesi Başpastörü Turgay Üçal gibi, Ankara Ostim Türk Dünyası Presbiteryen Kilisesi Başpastörü Yavuz Kapusuz gibi, Nurculıktan Hıristiyanlığa geçiyordu..

Sadi Nursi, Atatürk’e Deccal derken ve Atatürk’ün belkemiğini oluşturduğu Kuvva örgütlemesine karşı çıkarken, bugün onun peşinden gidenlerin tarihi gerçekleri ve “tarihi ayıpları “gizlemek çok komik bir savunmaya girmeleri hiç de yakışık kalmıyor.




Şimdi Atatürke bu gözle bakan bir kişi büyük islam alimi olarak kabul edildiğindede işte her türlü fitne ortalıkta cirit atar. Zaten İslam dünyasıda bu tip insanları peygamber ve veli yerine koymanın çok ağır bedellerini geçmişten bu yana çok ödedi ve halada ödemeye devam ediyor.

Allah Kuranda ( Allahın adını kullanarak birileri sizi kandırmasın) ve hatta ( Koyun sürüleri gibi birilerinin peşinden gitmeyin) diyor.
Sonramı ne oluyor. Şayet bu uyarılara uyulmazsa Osmanlının sonunda yaşanlar yaşanıyor, Irakta yaşananlar yaşanıyor, Afganistanda yaşanlar yaşanıyor, Cezayirde yaşananlar yaşanıyor, velhasıl tüm İslam coğrafyasında yaşanan acılar yaşanıyor.

Demekki tüm İslam coğrafysaında bugüne kadar Kuran değil onun yerine konulan saptırmalar hakim kılınmış ki Allah İslam coğrafyasındaki bu acı tabloyu hala değiştirmiyor.
Şüphesiz Allah zafer İslamındır. Fakat ancak uyanışın gerçekleşeceği sürece girmek şartıyla. Allah yanlışta olan insanada milletede o halden çıkan kadar başarı vermez.

İllede kitap okumak istiyorsanız öncelikle Allahın kitabını okuyun. Sonrada Allah dostlarının yani Evliyanın eserlerini mesela Mevlananın, Yunusun, Abdulkadir Geylaninin eserlerini okuyun. Çünkü onlar yaşayan Kuranlardır.
Saidi Nursi gibi kendi zekası ile bir şey yazan Yunus Emrenin dediği gibi (Şimdi üçbuçuk okuyan derin danışman olur) dediği sayısız hatalarlada donanmış insanların değil.
Yunus Emrenin kendiliğinden yani Allahın ona verdiği bir vazife olmadan bu şekilde cilt cilt kitaplar yazan fetvalar veren kişiler için şu uyarısınıda hiç unutmayın.
(Peygamber yerine geçen hocalar halka zahmetli oldu) Yani dinin gerçeklerini değiştirip hem zora soktular hemde insanların imanlarını zora soktular.

Unutmadan Kurandan ayetlede bu konuya örnek vereyim (Sizden ücret almayanlardan öğrenin, onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar.) Allah ücret almayanları anlatırken öncelikle Peygamberimizi örnek verir. Tabi bu durumda onun nuru olarak görev yapan Evliya zümresinide bu şekilde anlaşılması gerekir.
Kalp ve gönül gözü açık olanlar için bu gerçek aynen böyle.

Selam ve saygılar cümlenize
Ekleme Tarihi: 31.05.2009 - 13:40
Bu mesajı bildir   omarbabuscu üyenin diğer mesajları omarbabuscu`in Profili zum Anfang der Seite
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
Siz uyumaya devam edin Müslümanlar.Zaten bu milletin başına ne geliyorsa ya meraktan...Bu tarikatlar yüzünden ittifak kuramadık.aşırı itilafların olduğu bir ülkeden yaşadılar.Taşlı sopalı kavgalarla birbirine giren tarikatçılar vardı.Bir de senin cemaatin benim cemaatim ayrımı Sen dört halife devrini iyi okuyup düşündün mü?asıl cumhuriyet ozaman değil miydi?Hz Ömer(Ra)in adaletini okudun mu?Sen Peygamberimiz(sav)den daha akıllımısın da?Halifeliğin kaldırılmasına hak veriyorsun.Tamam kaldır.Ama gerçek bir halifelik getir.Dört halife devri çağ dışı dimi?eskide kaldı?Bak dostum bu ülkede sırf düşüncelerinden dolayı idam edilenler var.Sen 1930 lu yılları bilmezsin.Ozamanki İslama Kur'ana karşı yapılan suikastleri dönen dolapları bilmezsin.Biraz doğru tarih araştır.İslam birliğini Parçalayan Bir adamı bana savunma.İşte isbatı
"1922`de “Hilafet için bütün Türk milleti kanını dökmeye hazırdır” diyen İnönü 2 yıl sonra hilafetin kaldırılması durumunda İngiltere`nin Musul`u Türkiye`ye verebileceğini açıkladı. Musul Kürtleri halifeliğin kaldırılmasının ardından Türkiye`yle yollarını ayırdı.
İngiltere de Musul`u Türkiye`ye vermedi."Halifeliğin kaldırılması" isimli kitabıyla Türkiye Cumhuriyeti`nin ilk yıllarına ışık tutan Yrd. Doç. Ali Satan İsmet İnönü ve Musul`la ilgili çarpıcı gerçekleri gün yüzüne çıkardı."
Evet Halifeliğin kaldırılmasında ingiliz parmağı sarsıcı bir şekilde Halifeliğin Kaldırılması kitabıyla belgelendiriyor.Ortaya koyuyor.
İngilterenin en b... Devamıüyük korktuğu tehlike İslami fobi idi.Panislamizm tehdidi ingilterenin tüylerini diken diken ediyordu.İsmet paşa ile Musul karşılığı halifeliğin kaldırılması gerektiğinde uzlaşmaya vardılar.İngiliz başbakanı ile Curzor un gizli görüşmesi sizi sarsacak.
"Halife himayesinde 1924 Temmuz`unda Hicaz`da bir İslam Konferansı toplanması için çalışmalar yapan İslam ülkeleri ayrıca kendi ordusunu kurması ve bunun halife tarafından kontrol altında tutulmasını planlıyordu. Bu gelişmelerden rahatsız olan İngiltere halifeliği bir güvenlik sorunu olarak görüyordu. Ankara hükümeti de İngiltere`nin duyduğu rahatsızlığın farkında olarak hareket ediyordu. Yeni Türkiye`nin kabulü ve uygar dünya ile iyi ilişkiler geliştirebilmesi için halifeliğin kaldırılması diplomatik bir koz olarak düşünülerek 3 Mart 1924 kaldırıldı.... "Yard Doc Ali Satan Halifeliğin Kaldırılması
Dönen tezgahları adam belgeleriyle ortaya koymuş.Mustafa Kemal Paşa gerçek halifeliği bilmez miydi?Bilirdi?Ama amacı Komünizmi getirmekti.Demokrasi kisvesi altında Halk uyutuldu.Ve uymaya devam edenler var.Gerçekler zamanı gelince daha iyi anlaşılacak.Sana kesin tarih veriyim.Ben Ölsem de Bu gerçekler İnşAllah 2020 yılında tamamen anlaşılacaktır.Biz sadece doğruları yazıyoruz.Onlar gibi Maske takmıyoruz.Bunları dindar adamlar daha iyi analız ederler.Herkes anlamaz.HALİFELİĞİN KALDIRILMASI KİTABINI İYİ OKU.GÖRECEKSİN.DÜŞÜNEREK OKU OZAMAN DAHA İYİ ANLAŞILACAK.Bakınız bunlar sadece birer delildir.Herkes fikrini yazmakta isbatlamakta serbesttir.


Bu mesaj 1 kez ve en son Ahmetcemil tarafından 03.12.2009 - 01:19 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.12.2009 - 00:23
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
bekleyip göreceğiz.Hz İsa(As)gelecek Şeriat hakim olacak dünyaya.Hz Peygamber(sav)halifeliği kaldırın demiş midir?Yada Halifelik hakkında olumsuz bir sözü var mıdır?Peygamberimin bile kaldırılmasını istemediği bir halifeliği sen nasıl kaldırırsın? Bediüzzaman Kuva-i milliyeye karşıymış."“işgal altındaki bir yerde bulunan sorumluların verdiği fetva irade özgürlüğü bulunmadığı için mualleldir”Bediüzzaman. gerekçesiyle karşı çıktı. Bediüzzaman Kurtuluş savaşına katılmış ve bir çok talebesi şehit olmuş bir adamdır.
Şerefsizler Rahat durmamış
Bediüzzamana Kürt Teali Cemiyetini desdeklemiştir İftirasını atmışlardır.
“...Vahdet-i İslâmiyye’nin fedakâr ve cesur, hâdim ve taraftarları olarak yaşamış olan Kürtler, henüz beş yüz bine yakın şühedâsının kanı kurumadan şişlere geçirilen yetimlerin, gözleri oyulan ihtiyarların hatıralarını teessürle anarken, İslâmiyet’in zararına olarak tarihî ve hayatî düşmanlarıyla itilaf akdetmek suretiyle salâbet-i diniyyeleri hilafına iftirak-cûyâne âmâli takib edemezler. Binâenaleyh Kürt vicdan-ı milliyesinin bu tarz tahassüsüne mugayir hareket eden zevâtı da tanımazlar.”99. Siz uyumaya devam edin Muhalif müslümanlar.
________________________
İkdam, “Kürdler ve Osmanlılık”, 22 Şubat 1336/1920, 27. sene, nr. 8273. Ayrıca bkz. Ek: IV.


Bu mesaj 1 kez ve en son Ahmetcemil tarafından 03.12.2009 - 00:49 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.12.2009 - 00:35
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ahmetcemil su an offline Ahmetcemil  

76 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2004
En Son On: 14.03.2010 - 13:47
Cinsiyeti: Erkek 
Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: "Size Allah'tan korkmayı (takvâyı) ve başınızdaki idareci Habeşli bir köle de olsa itaat etmenizi tavsiye ve vasiyyet ediyorum. Benden sonra hayatta kalanlarınız bir çok ihtilâflar görecek. O zaman benim Sünnetime ve hidâyet üzere olan Râşid halifelerin (Hulefâ-i Râşidîn'in) Sünnetine sarılın. Aman ha bu esaslara sıkı sıkıya, iyice yapışın. Dinde aslı esası olmayan sonradan çıkma islerden sakının! Bu şekilde sonradan ortaya atılan her şey bid'attır. Her bid'at ise sapıklıktır" (Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; Tirmizî, İlm 16; İbn Mâce, Mukaddime 6; Dârimî, Mukaddime 16; Ahmed b. Hanbel, IV 126, 127).
"Benden sonra halifelik otuz senedir; bunu tâkiben saltanat hâline gelecektir" (Ebû Dâvûd, Sünnet 9; Tirmizî, Fiten, 48; Ahmed b. Hanbel V, 220, 221)
Zaten Peygamberimiz saltanatı tasvip etmemiştir.Bunları bir müslümanın iyi okuyup analiz etmesi lazım
Bakın bugün sözde cumhuriyetlerde hırsızlık,talan,kapkaç,fuhuş,zina rüşvet,adam kayırma torpil.Fakirin malını yeme,faiz,..Terör,anarşi.vs kötü alışkanlıkların önü açılmıştır.Eğitim modeli din ile fen ilimleri değildir.Fen ilimleri materyalist akımdan beslenir.Hala okullarda evrimsel yaınlar vardır.Mağaradaki yarı maymun yarı insan resimleri.Yani eğitimde din ve fen ilimleri bir arada okutulsa hakikat ortaya çıkar.Seçmeli ders bile koymuyorlar.Adnan Hocayı bile çok ezip yok etmeye çalıştılar.Yani kemalizm tam demokrası değildir.Demokrasi oyundur.İnsanları uyutma oyunu.Hortumlanan paralar,vs birileri herzaman saman altından götürmüştür.SİZ UYUMAYA DEVAM EDİNİZ.
Ekleme Tarihi: 03.12.2009 - 01:32
Bu mesajı bildir   Ahmetcemil üyenin diğer mesajları Ahmetcemil`in Profili Ahmetcemil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Dai su an offline Dai  
RE:

922 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.10.2008
En Son On: 13.09.2010 - 00:07
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı Ahmetcemil
Demokrasi oyundur.İnsanları uyutma oyunu.Hortumlanan paralar,vs birileri herzaman saman altından götürmüştür.SİZ UYUMAYA DEVAM EDİNİZ.


meraklanma hocam kimse uyumuyo
herkes neyin ne oldugunu artik biliyo
kendini strese sokupta basini agritma sevinçli
Ekleme Tarihi: 03.12.2009 - 23:57
Bu mesajı bildir   Dai üyenin diğer mesajları Dai`in Profili Dai Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
vaha1972 su an offline vaha1972  
RE: Atatürke ve kurduğu cumhuriyete atılan iftiraları anlayabilmek

69 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2010
En Son On: 10.08.2010 - 01:23
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı omarbabuscu

Selamünaleyküm kardeşlerim.

Yüzde doksansekizi müslüman olan Türkiyede maalesef pek çoğumuzu üzen ve gerçek tarihmiş gibi yansıtılan haksız iftiralar hele hele son zamanlarda ayyuka çıkmış vaziyette.
Bunun altındad haçlı ve yahudi parmağı var tabi.

Ne ilginçtirki Atatürkü ve ve onun kurduğu laik demokratik cumhuriyeti öncelikle bu ülkeyi paramparça etmek isteyenler yok etmek istiyorlar ve hatta bunu AKP hükümetine emrediyorlar.

Neden dersiniz ? Bizi sevdiklerindenmi, yoksa parçalanmamız için en gerekli noktayı böyle belirlediklerindenmi ?

Atatürkün taa okul yıllarından ölümüne kadar bütün safhaları şöyle akıllıca bir araştırıp öğrenirseniz bu üstün dehanın bir sıradan lider bir tesadüfen gelmiş komutan olmadığını apaçık görürsünüz.

Cephelerde gösterdiği özellikle Çanakkalede gösterdiği başarılar ve defalarca ölümün eşiğinden dönmesi bu üstün dehayı Allahın bir misyonla vazifelendireceğinin apaçık delili değilmidir ?

Atatürkün devrimlerine çamur atanlar yada beğenmeyenler Osmanlının neden daha dün tozunu attığı Rusların ve batılı devletlerin karşısında hasta ve bitik adam durumuna düştüğünü, açık farkla geri kaldığını özellikle çok iyi bilmeleri ve öğrenmeleri gerekir.

Matbaa neden osmanlıya dörtyüz sene sonra gelmiştir. Hezarifen Ahmet çelebi ve daha bir çok bilim adamı desteklenmek yerine neden sürgünlerde can vermiştir.
Bana daha beş on yıl içinde ölen dedem ve babaannemin anlattığı gibi bırakın ilim ve fende ileri gitmeyi batıdan gelen teknoloji ürünlerini alıp inceleyip kendiside yapmak yerine BUNLAR GAVUR İCADIDIR diye geri gönderilmesini kim izah edebilir ? Bunlar Osmanlının sonunda dahi Cumhuriyetin başlangıç yıllarında yaşanmış ibret hallerdir.

Osmanlı her alanda geri kalmasa onu bu şekilde feci bir halde paramparça edebilirlermiydi ?

Allah hiç dini geri kafalılığın gerekçesi yapanlara başarı verirmi ?

Atatürkün yaptığı tüm devrimleri işte Osmanlıyı kanlı bir şekilde mahveden tüm geri kafalılıklardan kurtulmak için düşündüğü çareler olarak değerlendirmek gerekir. Cumhuriyeti kurmak yerine Osmanlının tüm vahim hali tekrar yaşama geçirilseydi ne olurdu ? Ölüm döşeğine girmiş dönüşü olmayan hastalıkların sahibi hiç tekrar ayağa kaldırılabilirmi ? Yapılması gereken tüm hataları bir kenara koyup yepyeni bir yol çizmek değilmidir ?

Şüphesiz Cumhuriyetin kuruluşunda ve devrimlerin yaşama geçirilişinde bazı hatalar yapılmış olabilir. Fakat Atatürkün yaptığı muazzam işler yani bu ülkenin kurtuluşu ve çok çabuk kalkınması hatta Osmanlının kalan borçlarını dahi ödemesi karşısında bu hataların hiç bir hükmü yoktur.Bunlar ancak Atatürk düşmanlarının sığındığı ve medet umduğu putlardır.

Evet Atatürk görünüm olarak bir diktatör gibidir. Fakat tarihin hiç bir sayfasında hiç bir dikatatör yoktur ki merkez olarak kendini almasın ve sağlam temeller üzerinde ilerde yaşanacak özgürlüklerin temellerini atmış olsun. Ve Atatürk devrimlerini en az kanla yapan diktatördür.Bunu onu yok etmeye çalışan haçlı dahi itiraf eder.

O günkü şartlarda Atatürkün getirdiği tüm yenilikleri o şekilde oturtması şarttı. Başka hiç bir alternatifi yoktu.
Ve Atatürk vatanı için gerekli olan ve faydalı olan herşeyi bu anlamda yaptı.

Atatürk isteseydi etrafındakilerin hepsininde kabulü olan bir padişah yada halife yada her ikisi birden olmak üzere kendini merkez alabilirdi. Oysa o ilerki safhalarda çok partili meclise geçecek bir devletin alt yapısını kurup temellerini attı.

Serbest fırka denen oluşumun Osmanlıyı mahveden zihniyet olduğunu anlayan Atatürk tüm yapılanların boşa gideceğini anladığı için bu partiyi kapatmamış fakat bu parti nedeniyle cumhuriyeti korumak için tekrar siyasete atılacağını söylediğinde bu parti işin kötüye gittiğini anlayıp kendi kendini kapatmıştır.
Siz olsanız kurduğunuz onca emeğin bir Osmanlıyı mahveden kafaya tekrar dönüşüne izin verirmiydiniz ?

İnönüye gelince Atatürkün kurduğu cumhuriyete ilk ve en büyük ihaneti İnönü yapmıştır. Daha Atatürk ölüm döşeğinde iken el altından ABD ile gizli anlaşmalar başlatmıştır. Ki Atatürkün ölüm nedenlerinden biri hiç bir şekilde haçlılara ve yahudilere bağımlılığı kabul etmemesi nedeniyle yanlış tedavi ile hayatına son verilmesidir.

Atatürk öyle bir dehadır ki devamlı çatışma ve menfaat kavgası içinde olan ingilizlerle Rusların bu çatışmalarını hem bu ülkenin kurtuluş savaşı için hemde Cumhuriyetin kurulması için son derece akıllıca değerlendirmiştir. Bugün ona sövenlerin bu bahsettiğim politikalar esnasında yaşananları içine kattıkları çok ağır yalan ve iftiralarla alçakça sömürmeleri işte bu şekilde tam tersine çevrilmiş çok ağır hezeyanlardır.
Bu yalanlara en büyük cevap Atatürkün eseri olan LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET tir.

Atatürk cumhuriyeti kurduğunda yeryüzünde bir tek bağımsız İslam devleti yoktu. Nedenlerini hiç düşündünüzmü ? Neydi acaba bu çok ağır kahırlı faturanın Allah katındaki nedeni ?


Şu bir gerçekki Atatürk ve Cumhuriyet için iki ayrı cihette yani hak olan Atatürk ve CUmhuriyetin Allahın bir lütfu olduğu ve tam tersi cihette Atatürkün bir din düşmanı olduğu ve cumhuriyetin bir değeri olmadığı feci yalanı etrafında kümelenmesi milletler tarihinde hep yaşanan acı hallerdir.

İşte milletler bu ortaya çıkan tablolarda gerçeği yakaladıklarında paçayı kurtarırlar. Yoksa bugün olduğu gibi Atatürkten seksen sene sonra yine haçlıların tam bir kuşatması altına girip tekrar bir kurtuluş savaşı verme sürecine sürüklenirler.

Bu hal Allahın lütfu olan Atatürk ve Cumhuriyeti çarçur edip ona sövenlerin peşinde gitmenin ağır ve kahırlı faturasından başka hiç bir şey olmayacaktır.

Ben şunu hiç anlamıyorum Yunanı İzmire çıktığında onlara karşı gelmeyin diye emirler veren, işgal kuvvetlerine bizzat askerlerimizi yardımcı yapan hatta cumhuriyeti kuranlara vatan haini diye kurşun sıktıran bir padişahın ki o padişah bugünki Türkiye yerine Ankara civarında küçük bir yere razı olmuştu, yanlışlarını ve facia halini görmeyip, her türlü fedakarlık ve kahramanlıkla bu ülkeyi kurtarıp Cunhuriyet haline getiren bir kahraman ve üstün dehanın neden üzerine çamur atılmak istenir neden böyle bir ağır nankörlük yapılır ve hatta bu facia dinin gereği kabul edilir ?

Diyaneti Atatürk kurmadımı ?
Elmalılı Hamdi Yazıra Meal ve Tefsirleri Atatürk yazdırmadımı ? Ki bugün dahi eş değerinde meal ve tefsir yok.
İşin daha acısı Osmanlının sonunda bu ülkede ne bir tefsir nede meal vardı. Cahil hocalar halka Kuranın türkçesini okumayın diyorlardı.

Atatürkün vasiyetini okudunuzmu ?
Son nefesini verirken bu üstün lider melekler tarafından selamla ruhu Allah katına alınmadımı ? Bu zabıtlarla tespit edilen olayın ne anlama geldiğini hiç inceledinizmi ?

Yoksa Atatürk hakkında onun karşısında körü körüne karşıtlık yapan tüm güruhların yaptığı gibi din adına cehaletle donanmış ve Osmanlıyı paramparça ettirmiş Yunus Emrenin "ŞİMDİ ÜÇBUÇUK OKUYAN DERİN DANIŞMAN OLUR" dediği cahil din adamlarının hezeyanlarını gerçek tarih bilgisi zannedip onlaramı uydunuz ?

İşte bugün Türkiyenin yaşadığı halde budur. Hala dini kullanan birileri Türkiyeyi Osmanlının düştüğü batağın içine yuvarlamaya çalışıyorlar.

Ne buyuruyor alemlerin Rabbi "ALDATAN, SİZİ ALLAHIN ADIYLA ALDATMASIN" ve bir ayettede "KOYUN SÜRÜLERİ GİBİ OLMAYIN" demiyormu ?

Yoksa nemi olur ? Tarih tekerrürden ibarettir. Osmanlının sonunda ödettiği faturayı Allah bu ülkeye bir daha ödetir.

Tarihi gerçek kaynaklarından öğrenelim. Mütareke basının tohumlarından yada kendini alim zanneden Osmanlı faciasının mimarlarından değil....

Selam ve saygılarla cümlenize.







Bu Ülke bölünmez ve bölünmeyecekte. Cumhuriyet kuruldugu günden beri ha bölündük ha bölünecegiz kabuslariyla yasadik ve halada yasiyoruz.
Ne zaman akli basinda birisi baskan olsa ya asarlar yada darbeyle indirirler ( Ne de olsa bas komutanlari en büyük darbeci degilmiydi 1000 senelik bir mahsülati atese verip masum ve mazlumlari yok pahasina asmamismiydi.). Ondan sonrada bunlar ülkeyi bölecekti sacmaligiyla insanlari kandirir dururlar. Iste CHP'enin hali 50 seneden beridir bir kere olsun basa gelmemis (Darbelerden sonra gelmis, oda sayilmaz kahkaha ).
Allah'a binlerce sükürler olsun AKP bir cok ezberi bozdu ve bozuyor ve bozcakda, artik bu halk uyandi kimin yalanci, kimin fitneci, kimin darbeci, kimin gerici ve en önemlisi bütün bu korkulardan kimlerin nemalandigini ögrendi.
Koyun sürüleri gibi olmayin. Cok dogru bir kelime. Malesef Cumhuriyeten (Yanlis anlasilmasin. Özgürlükleri koruyan, insanlarin haklarini koruyan gercek Cumhuriyet basim gözümüz üzerine) bu yana halki koyun gibi gördüler. M. Kemal''in izinden gidip masum insanlara zülmettiler. Ne zaman özgürlük istesek basimiza darbeyle vurdular.
AYARIYLA OYNADIGIN KANTAR BIR GÜN GELIR SENIDE DARTAR
86 Seneden beri hep oynadilar adelet kantariyla. Bu gün gocunmasinlar, darilmasinlar, yalakalik yapmasinlar, hapishanelerden yalan raporlarla hastenelere kacmasinlar, canavar suratlarina masumluk maskesi takmasinlar, erkek gibi mertce dimdik dursunalar diyecem ama nerede onlarda bu hali gösterecek karekter.
Insaallah en yakin bir zamanda kalplerden uzak kanunla korunan o sahisdanda kurtuluruz.. amin

Not : Osmanli hakkinda yazilacak cok seyler var. Bin sene Islam sancagini tasiyan zalimlerin düsmani mazlumlarin hamisi olan Osmanliyi anlatmayi cok isterdim. ama Osmanli hakkindaki duygularimi su dörtlükle ifade etmeden de edemiyecem..

Tarihe şerefler veren erler anılırken,

Yükselmede ruh, en geniş âlemlere yerden.

Bin rayihanın feyzi sarar ruhu derinden,

Geçmiş gibi Cennetteki gül bahçelerinden.

.

Ekleme Tarihi: 30.03.2010 - 03:54
Bu mesajı bildir   vaha1972 üyenin diğer mesajları vaha1972`in Profili zum Anfang der Seite
kolye7 su an offline kolye7  

309 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.12.2004
En Son On: 04.10.2010 - 21:47
Cinsiyeti: Erkek 
Aşağıda basınımızla, sivil kuruluşlarımızla ve hatta pek çok milletvekilimizlede paylaştığım bir yazımı veriyorum.
23.09.2008 de kaleme almış olduğum bu yazımı hayal aleminde ve pembe düşlerle yaşamaktan kurtulmak istemeyen ve bu anlamda buradada harika düşünceler ortaya koyup, gülücükler dağıtan Vaha kardeşimizin yazısına ithafen veriyorum.

Vaha kardeşimiz keşke önce bu sayfadaki yazıların tümünü okuyup anlamaya çalışsaydı. Hayaller ve pembe düşler görmek iyide bunlar mutlaka gerçektir diye bir şey yok...

Lütfen iyice ve anlayarak okuyunuz. Aklınıza takılan bir husus yada sorularınız olursa seve seve cevaplamaya çalışırım.

Kalın sağlıcakla...

*************************************************************************

ERGENEKON

Not: Bu yazılar hem siyasal hemde ekonomik anlamda hemde dinsel anlamda oldukça büyük sayılabilecek bir birikime sahip, vatan ve ulus bilincine sahip bir vatandaş olarak, daha önce yazdığım ve birçok yazılı ve görsel medya mensuplarımız ile sivil kuruluş mensuplarımıza gönderdiğim yazılardır. Bu yazılarımı göndermediğimi düşündüğüm aynı gruplardan basın ve sivil kuruluş mensuplarımızada gönderme ihtiyacı duydum.
Nedeni, ABD tarafından hem Türkiyedeki ABD karşıtlığını bastırmak hemde bir ABD yapımı (BOP ve Ilımlı islam martavalı gereği) olan ve AKP tarafından 5 kasım 2007 de ABD ziyareti sırasında BUSH tarafından "ERGENEKON'U BAŞLATIN VE SONUNA KADAR GİDİN. KORKMAYIN VE ENDİŞELENMEYİN BİZ HER ZAMAN YANINIZDA VE ARKANIZDAYIZ." talimatıyla başlayan ve AB tarafındanda menfaatleri gereği sahip çıkılan bu sürecin hem ülkenin asıl faciaya ( ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan) gittiği noktaları nasıl örttüğünü, hemde bu anlamda bir kaç çapulcu, mafya, çete mensupları ve haddini aşan söylemlerde bulunan subayları bahane ederek ülkedeki Cumhuriyeti koruma konusunda kararlı kurum ve sivil kuruluşları ve halkı sindirme harekatına dönüştüğünü gözler önüne sermeye çalıştım bu yazılarımda.
Biraz vakit ayırıp şöyle bir göz gezdirebilirseniz, bu milletin içinde ülkenin gerçek anlamda gittiği süreci okuyabilen bir vatandaşın naçizane fakat can alıcı tespitlerini görmüş olursunuz. Malum sizler bizim halkın tümüne açılan pencerelerimizsiniz.
Saygılarımla.....



23.09.2008


Gerçekte olması gereken bir uyanıklık ve anlayış çizgisine sahip bir vatandaş olarak ülkemin gidişatındaki çarpıklıklarla ilgili naçizane görüşlerimi yansıtacağım yine sizlere.

DENİZ FENERİ faciasının Alman yargısı tarafından ortaya konması ve hükümetle arası iyi olmayan Aydın Doğan medyasının bu işin üzerine balıklama atlaması ortalığı yangın yerine çevirdi gördüğünüz ve görmekte olduğunuz gibi.

Doğan medyası şayet bu faciayı halka yansıtırken bunu Tayyip Erdoğanla hesaplaşma kisvesine büründürmüş olmasaydı bugün bu yüzyılın (din sömürüsü takviyeli) en büyük soygunu sayılabilecek DENİZ FENERİ olayı çok daha gerçekçi bir yargı süreci ile Türkiyede de başlamış olacaktı.
Aslında DENİZ FENERİ benim gözümde bir buzdağının ancak su yüzüne çıkmış kısmı olabilir.

Oysa Doğan medyasının DENİZ FENERİ olayını başbakanla Doğan medyası arasındaki bir hesaplaşma kisvesine sokan yanlış stratejisi Başbakanın buradanda oy kapmak için gittiği her yerde bağıra bağıra bu işi kendine yapılan bir haksızlık ve Aydın Doğan komlosu şekline sokma gaytetine yardımcı oldu. Tabi ne oranda bunu önümüzdeki süreçte göreceğiz. Bu yolda hem hükümet hem yandaş medya yalanın saptırmanın her türünü yine helal kıldı. Daha öncede sürekli yaptığı gibi. Öyleki bu medya içinde dahi vicdanlı bir kaç kalem artık bu tabloya isyan edecek hale geldiler.

Peki Başbakan ve hükümet bununla yani YAVUZ HIRSIZ taktiği çıkışıyla bu işi bıraktımı ? Bu facianın araştırılması cihetine gittimi ? Elbette hayır. Doğan grubu bu meseleye el attıkça onlarda bu işten nasıl daha fazla yağ çıkarırız hesabını güçlendirdiler.
Sayın başbakanımız en başta asap bozukluğunu gidermek için her zaman başvurduğu yola başvurdu. Yani meydanlarda ve ilçe teşkilatlarında ne anlama geldiği belli olmayan kabadayı lügati konuşmalarını bol bol alkışlatıp hem kendini bir nebze rahatlatmak hemde "bakın hala ayaktayım ve seviliyorum" tablosuna ülke insanlarını inandırma yolunu seçti.
Geçmişte kendi gözlerini şakşakçılarla kör edip mahvolan pek çok lider gibi. Maalesef...

DENİZ FENERİ faciası karşısında bu olayı örtbas etmek için yapılan karşı harekat tabiki bununlada kalmadı. Yine çok ilginç ve düşündürücü bir zamanlama ile ERGENEKON adı verilen ve asıl emir kaynağı ABD olan ve AB tarafındanda desteklenen ABD karşıtı tüm siyasi oluşumları ve halk uyanışını sindirme ve yok etme operasyonu yepyeni dalgalarla tekrar devreye girdi.AKP kendi varlığınında teminatı olarak gördüğü bu uydurma ucube operasyona aslında Cumhuriyetin değerlerini ve Atatürkü silme operasyonu olan kendi icadı çarpık din anlayışını oturtmak için sımsıkı sarıldı.
ABD, ILIMLI İSLAM martavalı için biçilmiş kaftan gördüğü AKP nin oluşumuna zaten bu nedenle destek verdi. Bazen istemediği şeyler yapsada AKP yi bu nedenle koruma kalkanı altına aldı.

ERGENEKON davası patlamadan önce TSK nın dik duruşu ve Türk halkının çoğunluğunun ABD karşıtlığına doğru hızla kayması üzerine ABD, AKP ye bu uyanışı ve ABD karşıtlığını engellemesi için resmen ültimatom verdi. O nedenledir ki geçen yıl 5 Kasımda Erdoğanın ABD ye gidip Bushla yaptığı görüşmenin gizli kısmında Türbanın, Ergenekonun ve daha bir çok ABD emrinin strtları verildi. Bu emirlerde ABD nin ve AKP nin olduğu kadar AB ninde menfaatleri saklı olduğundan AB de ERGENEKON operasyonuna destek verdi.
ABD ve AB nin AKP ile yaptıkları bu işbirliği yalnızca bu tarafların menfaatine fakat Türkiyenin facia denecek kadar zararına sebep olacak gizli anlaşmalardı.

Bana AKP nin ABD ve AB ile bu kadar sırt sırta vermesi ve kafasındaki çarpık siyasi emellerini gerçekleştirmek ve saltanatlarını sürdürme uğruna bu haçlı ağabablarının her istediği tavizleri vermesi Atatürkün Gençliğe hitabesini ve özellikle aşağıda verdiğim bölümü hatırlatıyor,
" Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler."

Oluşumu ve iktidara gelişi tamamen ABD onayı ve desteğiyle gerçekleşen ve ilk hatasında yani 1 Mart tezkeresini meclisten geçiremediğinde korkusundan Zapsuyu ABD ye gönderip "BU ADAMI DELİĞE SÜPÜRMEYİN, KULLANIN. BİZ BİR DÖNEM DAHA İKTİDAR OLMAK İSTİYORUZ" diye yalvaracak kadar kukla olmayı kabullenmiş bir güruhun dimdik bir devlet adamı görüntüsü ve icraatında bulunması mümkünmü ?
Daha en başta parti oluşurken ABD ye gidip "BİZ SİZİN ILIMLI İSLAM PROJENİZEDE, BOP PROJENİZEDE KAYITSIZ ŞARTSIZ DESTEK VERECEĞİZ. YETERKİ BİZİ İKTİDAR YAPIN" diye gizlice anlaşanların bugün ERGENEKON ucubesini kendileri ve ABD ye rağmen yaptıklarını söylemeleri ne feci bir yalandır.

Oysa ABD, TSK nın Nato yapısı içindeki kırtıkları temizlemesinden ve halk içindeki ABD karşıtlığından rahatsız olduğu için yepyeni bir GLADYO yapısını bu sefer AKP kanalı ile ve onun destekçisi F tipi din anlayışının emniyetteki yapılanması ile gerçekleştirme yolunu seçmişti. Tabiki bunun önüne engel olan ne olduğu belirsiz mafya babalarının bile adı geçtiği oluşumları bahane ederek DARBECİ DERİN DEVLET i temizliyoruz ayaklarına TSK nın ve Cumhuriyeti seven tüm kuruluş ve halkın üzerine gidip sindirilmesi gerekiyordu.
Ve bunun gereğini ABD nin AB ninde istekleri doğrultusunda bugüne kadar yerine getirdiler. Yolllarınada yine bu haçlı ağababalarının emirleri doğrultusunda devam etmekteler.

Şöyle bir düşünün. Türkiyenin parçalanmasından ve onu sömürmekten başka hiç bir hedefleri olmayan ABD ve AB, neden ERGENEKON u başlatın ve sonuna kadar gidin noktasında birleşsinler ? Darbe girişimlerinden 2003 ve 2004 de aslında haberi olan AKP neden bu işi zamanında yargıya taşıyamadı ve 5 KASIM 2007 de ABD emriyle bu ucube operasyon başlatıldı. Hemde bu karar alındıktan hemen sonra daha Erdoğan yurda dönmeden 35 CİA ajanı Türkiyeye gönderilerek. Demekki bu operasayon ABD ve AKP'nin ortak düşman ilan ettiği TSK ya karşı tasarlandı ve AKP tek başına bu işi beceremiyeceğini bildiği için ABD ile bu konuda işbirliği yapmayı çok daha sağlam bir yol olarak gördü.

Geçmişte ortak bir tatbikatta MUAVENET zırhlımızı göz göre göre vuran, Eşref Bitlis'i suikastle öldüren, Kuzey Irakta askerimizin başına çuval geçiren ve daha böyle pek çok kirli işe imza atan ABD nin ne olduğunu anlayamayanlarla bu ülkenin varacağı yer ancak bir KURTULUŞ SAVAŞI daha yaşamaktır.

Allah'ın ayetleri dahi onlara hemde kötülükleri ve kötü düşünceleri apaçık belli iken bakın nasıl gazabla hitap ediyor.
Lütfen, AL-İ İMRAN SURESİ 100, BAKARA SURESİ 120 ve MAİDE SURESİ 51 ve 52 ye bakınız. Bu güruhun gerçek bir müslümanmı yoksa ne delalet güruh olduğunu sanırım daha iyi anlarsınız.

Ülke hem ekonomik anlamda hemde siyasi anlamda tam bir haçlı kuşatması altında ve hükümet bu tablo içinde hala babalar gibi birşeyleri satıp saltanatını sürdürme derdinde. Ülkenin gidişatını iyi okuyabilenler şunu çok iyi biliyorlar ki bu gidişatın hiç bir başarı şansı yoktur. Sonuç uzun sürmeyecek bir süreçte duvara toslayarak gerçeklerle karşı karşıya kalmak olacaktır.

AKP, TSK korkusuyla ABD nin AB ninde desteğiyle hem TSK yı hemde halkın ulusal uyanışını sindirme ağır yanlışından medet ummaktadır. Oysa korktuğu facia onu hiç beklemediği bir cihetten yakalayacaktır. Yani bu ekonomik gidişin altında hem işsizlik hemde borç batağı altında inim inim inleyen halk bir yerde sessizliğini bozup haklı olarak meydanlara taşacak, belkide kırıp dökme taşkınlığına dahi varacaktır.

Şüphesiz bunlar olmasını hiç istemediğimiz fakat yanlışların boyutlarına göre kaçınılmaz sonuçlardır.
Çünkü insanların cehaletini bilgisizliğini kullanıp kandırmanız biryere kadar mümkündür. Fakat aç kalan insanları hiç bir yalan ve oyun aldatamaz. Oyun artık orada biter. Yani bu aç kalanların belli bir orana varması onları uyuttuğunu zannnedenlerin oyunlarını artık bozar.

Hemde feci şekilde bozar.O zaman o halk elinden nelerin gittiğini ve istikbalinin dahi nasıl babalar gibi çar çur edildiğini, peşkeş çekildiğini anlamaya başlar. Sonradan uyanışın tepkiside çok daha ağır olur.

Daha öncede yazmıştım, AKP yönetiminde ülkemde son altı yıldır yaşananlar bana Osmanlıyı Allah katında ağır ve kahırlı bir sona götüren nedenleri hatırlatıyor.
Evet, ben naçizane bilgim ve görüşümle ve hissiyatımla diyorumki bu ülke AKP nin liderliğinde yeni bir KURTULUŞ SAVAŞINA doğru adım adım yaklaşıyor.

Şüphesiz Cumhuriyet bütün ödenen ağır bedellere rağmen ayakta kalır. Fakat bu güruhla değil. Yine Cumhuriyetin kuruluş değerlerine sahip insanlarımızla kalır.

Allah bu ülkenin kıyamete kadar yaşanacak halini ve takip edilmesi gereken yolu Atatürk'ün sözleri ile bizlere göstermiştir.
''Benim Naciz Bedenim Elbet Bir Gün Toprak Olacaktır;Fakat Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır.''
Söyleyen Atatürk'tür fakat ona bu sözleri söyleten onu bir kurtarıcı ve halkını yükseltici bir lider olarak seçen Allah'tır.

Cumhuriyetin altını oymaya çalışanlar, onu ve kurucusunu yok etmek isteyenler şunu iyi bilmelidirler ki bu sapmış ideal peşinde koşanlar bu ağır yanlışın altında mahvolup yok olmaya mahkümdurlar.

Allah katında en büyük gazaba düşecek olan güruhların en başında gelenler hiç şüphesiz Allah'ın dinini kendi çıkarları için kullanan ve Allahın hükümlerini bu uğurda saptırıp tahrif edenlerdir. O nedenledirki bu önümüzdeki süreçte kabağın başında patlayacağı yönetici güruh ve zihniyet olarak AKP iktidarı seçilmiştir. O nedenledir ki AKP nin önündeki tüm engeller kaldırılıp hak ettikleri gazaba uğramaları için her türlü yanlışlarına fırsat ve mühlet verilmiştir.

Sözü tekrar ERGENEKON operasyonuna getirmek istiyorum.
Dikkat edilirse cambaza bak oyununa muntazam şekilde devam etmek için, Cumhuriyeti seven ulusal uyanışı devamlı bir baskı korku ortamında tutmak için operasyonlar dalga adını verdikleri sistematik bir yıpratma taktiğiyle uygulanmaktadır.

Bunu yapanlar şunu hiç bir zaman unutmasınlar alemlerin sahibi Allah'tır. ABD ve AB değil.
Bunu yanlış işlerin sahipleri görebilceklermi bilmem ama o güvendikleri haçlı ağababalarınıda hazin vukuatlar bekliyor. Allah'ın hükmünden ve gazabından hangi kişi yada güruh hangi tedbir yada dalavereyle kurtulabilir ?
Bu akıldışı işlerden medet umanların Allah'a inandığı ve iman ettiği nasıl kabul edilebilir ?

ERGENEKON dalgalarının arkasına sığınan ve hedefleri yanlış insanları yargılamaktan çok daha farklı şeyler olanlar şunu hiç bir zaman unutmamalılar. O dalgalar bir zaman gelir sahiplerinin üzerlerine bir TSUNAMİ olarak patlayıverir.Ve şüphesiz bu hiç kaçınılamayacak bir sonuçtur.

İnsanların yüzlerindeki ifadeler pek çok şeyi yansıtır karşısında onlara bakanlara. Yüz ifadelerinden bir insanın mutluluğunu, sıkıntısını, acısını, endişesini, merak halini v.s okumak tüm insanlar için geçerli bir anlayıştır.
Oysa bazı ifadeler vardırki onu anlayış çok nadir insanlara nasip olur. Bazıları pek bir erdem anlamına gelmesede mesela yüzden ölümün yaklaştığı dahi anlaşılabilir.

Birde bir korku vardır ki o korku ya ölüm tehlikesiyle apaçık karşı karşıya kalındığında görülür. Bunu anlamak için hiç bir istidad yada donanım gerekmez.
Fakat bir korku şekli daha vardır ki o korku ancak yaptıkları ağır feci büyük yanlışlar nedeni ile bu fiiliyatlarda bulunanların yüzlerinde görülür. Bunuda her insan okuyamaz.
İşte bu korkuyu, endişeyi ben özellikle Recep Tayyip Erdoğan'ın, Abdullah Gül'ün ve Bülent Arınç'ın yüzlerinde görüyorum. Dikkat edin konuşmadıkları anlarda şayet görebilirseniz bu halleri daha açık ortaya çıkmaktadır.

Bu korkular nedeniyledirki yaptıkları yanlışları aslında çok iyi bilen fakat bunu hem kendilerine ifade etmekten kaçan hemde halk tarafından ifade edilmesinden aşırı rahatsızlıklar duyan bu siyasiler vatandaşlara akıl almaz sert tepkiler vermektedirler.

Bu manasız ve yanlış tepkilerin en sonuncusu Bülent Arınç'ın bir çiftçiyi köle azarlar gibi azarlayıp apaçık kovmasındaki hal ve konuşma hırçınlığıdır. Oysa olduğu yere onu getiren o çiftçi idi. Şimdi ise temsilcisi olduğunu kovacak kadar çığırından çıkmayı normal görüyor. Sebep ise malum. Ağır gerçeklerle yüzleşmek yerine şakşakçılarla bu acı gerçeği örtmek daha işlerine geliyor.
Bunun benzeri haller altı yıldır Sayın Başbakanımızda daha sık yaşadığımız hallerdi hatırlarsanız. Sanırım daha çok görürüz bu halleri. Belkide daha farklı sertliklerle....

Baksanıza AKP milletvekili o kadar ipin ucunu kaçırmışki kendisini bir krallığın gardiyanı zannedip Aydın Doğan'a "Bir sabah altıda seni karakola götürürlerse hiç şaşmam" diyecek kadar DEMOKRASİ ye ne kadar aşık olduklarını ortaya koyabiliyor.

Doğrusu AKP nin Demokrasi ve özgürlük için mücadele ettiğine inananların anlayışlarına hayret ve ibretle bakmaktayım. Demekki AKP'liler bu ÖLÜMÜNE TAKİYYE olayını öyle başarı ile icra ediyorlar ki pek çok insanımız hala bu AĞIR YALANA inanmayı tercih ediyor. Anayasa mahkemesinin bunlar için çıkardığı kapı gibi karara rağmen hemde.....

Koskoca yetmiş milyonluk bir ülkeyi oyunlarla dalaverelerle entrikalarla sonsuza kadar yönetirim gafletiyle yaşayanlar bu yanlışa asla sonsuza kadar fırsat verilmeyeceğini ve bir yerde Allah'ın balyozunun kafalarına mutlaka ineceğini bilmeleri gerekir. Hele hele, Allaha inandığını söyleyipte Dünyayı kendi menfaatleri yolunda pazu kuvveti ile döndürebileceklerini zannedenlerin akıllarına ve fikirlerine şaşarım. Hemde ne şaşarım.

Bu ülkeyi çok zor ve ağır bedellerin ödeneceği bir sürecin beklediğinin en açık işareti hala ALLAH'IN ADI İLE KANDIRILMAKTAN uyanamayan bir % 40 çoğunluğun var oluşudur. Bu aslında anlayabilenler için Allah katından esaslı bir dayağın gelmesi için ısrarla çıkarılan bir davetiyeden başka hiç bir şey değildir.

Fakat bedeli ödeyen tüm millet olacaktır. Allah'ın % 41'i ayırıp onlara ayrı ceza vermesi gibi akıl dışı bir olay düşünülemez. Bunun en bariz örneği Osmanlının bitişinde bu ülkenin tüm insanlarının ödediği bedellerdir. Ülkesini satan mandacıda, vatansever insanlarda derece derece bu bedelden paylarını almışlardır.

Şüphesiz doğru yolda olnların hiç bir işi Allah katında yok olmaz. Tıpkı hainlerin, satılmışların, döneklerin yaptıklarının yok olmayacağı gibi.

Ülkemi daha çok ibret dolu sıkı günler bekliyor. Allah bu ülkenin ve onu gereği gibi sevenlerin yardımcısı olsun.


ALLAH BİR ÜLKEYİ (HAK ETMELERİ NEDENİYLE) AĞIR VE KAHIRLI BİR İMTİHANDAN GEÇİRMEYİ İRADE EDERSE/ETMİŞSE, FELAKET VE BELANIN TEMSİLCİLERİ, O ÜLKENİN BİR KESİMİ TARAFINDAN MİLLETİN BAŞINA TAC EDİLİR.
İŞTE TÜM İŞLER BUNDAN SONRA , (İKTİDARDAKİ GÜRUH İLE) O SONUCUN VÜCUDA GELMESİNE HİZMET ETMEYE MAHKÜMDUR.



Bu mesaj 1 kez ve en son kolye7 tarafından 17.04.2010 - 23:20 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 17.04.2010 - 13:07
Bu mesajı bildir   kolye7 üyenin diğer mesajları kolye7`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 542 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ayhan demirhan (42), milli (55), Faruk85 (39), buyukdere (50), akgulhassan (56), resulkol (42), aldirma_reis (45), cengiz__11 (45), musabbinumeyr (46), _rAbia_ (35), HACIBUBA (38), ergunoynamaz (67), emisya (43), cavittacir (47), arslanmurat1 (46), Ben_Neyim (45), hatipoglu (45), PinarKecik (46), Ugur_K (44), hami_74 (37), ust_mimar (41), Muhlise (43), lifos (49), osmanli (41), @tuba@ (39), oguzada (47), tolga67 (49), zoris (45), aydinhasan (45), ilkay turan (53), Muhammedbilal (35), burhann1 (41), esmafeyzaunal (43), havzanur (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57609 saniyede açıldı