fluvoxamine lopinavir ritonavir dexamethasone colchicine ivermectine super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Aşkı Tanımlayana Aşk Olsun!

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
halk yolcusu su an offline halk yolcusu  
Aşkı Tanımlayana Aşk Olsun!

1504 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.05.2008
En Son On: 07.08.2009 - 23:12
Cinsiyeti: Bayan 
anlatımlar değişse de duygu hiç değişmedi

“Aşk kaydında olan kişi
Baş kaydında değildir”
(Mevlana)

Yani aşk; bir kapı, bir koridor, bir yastık kadar basit bir şey değildir. Sadece bir “şey” değildir. Yanmayan kalorifere kızan, radyo kanalı ararken bile sabırlı olamayan, bir market kuyruğunda öne geçme planları yapan kişi, beşinci viteste iki yüz yapıp uzaklaşıyor demektir aşktan.

“Aşk mıdır can u dil mülkünü yağma eyleyen
Aşk mıdır sinem içre gelip ca eyleyen
Aşk mıdır boynuma takıp bela zincirini
Gezdirip mecnunleyin âlemde rüsva eyleyen”
(Muhubbi)

Yani aşk sabah evden çıkarken sırtınıza geçirdiğiniz gri bir ceket gibi kolayca çıkarılıp fırlatılmaz. Anneniz gibi siz nazlanınca müsamaha gösterip nazınızı çekmez. Bir kasetin A–1 şarkısı gibi dinleyip ağladıktan sonra “stop” düğmesine basılıp durdurulmaz aşk. Aşk hep başa sarar kendini. Saçları iki belik değildir aşkın; alabildiğine uzun ve dağınıktır ve tarak geçmeyecek kadar da gürdür. Okşamaya gelmez, dolaşıklığı açılsın istemez, pasaklı bir kız çocuğu gibi ayaklarınızın altında gezinir durur. Bir çubuk makarnayı bile çatalına dolayamayan biri onun saçlarını taramaya nasıl talip olabilir?

“Bir katreyim ama yine Ummanlara doymam
Topraklara, yapraklara, insanlara doymam
Hem ateşlere, hem nura hem zindanlara doymam
Ağlat beni inlet beni ta haşre kadar yak”
(Yaman Dede)

Yani sabah kalkınca dudağınızdan dökülen bir mırıldanmayı istemez o, senfoniler ister, ağıtlara karışıp tellere dolanmak ve her ağızdan duyulmak ister. Mp3 ler gibi tek dokunuşla içini dökmez o.

Kendini bir yüzle gizler. Duraktaki, pazardaki, okuldaki çoğu yüz aşkı maskeler. O maskeler ki; ya bir otobüsün en arka koltuğunda yahut bir yağmurun ıslattığı kaldırımda, bir çiçek tomurcuğunda, bir şiirin en içli mısrasında düşüverir. Ama bir okulun kapısında peruklar düşerken, ağzı salyalı bir öğretim görevlisinin yüzü asla ona perde değildir.

“Aşk bir şuledir ki, parlayınca maşuktan başkasını yakar mahveder” (M.İkbal)

Yani bir elektrik düğmesine dokunmak kadar basitçe yanmaz aşkın ışığı. Aşk elindeki ampule senin duy olmanı bekler. Elektriğe sen çarpılacaksın ki o ışıldayacak. Jelâtin parlaklığı ile kandıramazsın onu, aşk yansımayı sevmez.

“Ateşi hicrinle can durmaz figana başlar
Kaynayıp akar ol ateşle gözümden yaşlar
Ateşim yaşım iniltim can içinde gizlidir
Zahirimde yok içimde hasıl oldu yaşlar”

Pimi çekilmiş, ya da patlaması “an”a kurulmuş bir bomba taşır kalbinin üstünde her aşık. Kirk-box ringine çıkmış bir cin ali cesaretine bürünmüştür ve yenileceğini bile bile hüzün ve eleme karşı tekmeler savurur. Her gece ayrılık acısı ile solup buruşmuş yüz, her yeni güne çikolata yiyip mutluluk hormonu salgılayan bir obez gibi sırıtarak başlar.

“Cihanı hiçe satmaktır adı aşk
Dökülüp varlığa gitmektir adı aşk
Bela yağmur gibi gökten yağarsa
Başını ana tutmaktır adı aşk”
(Eşrofoğlu Rumi)

Yani aşk; sabaha kadar testere ile ikiye bölünür, akşama kadar sabır dikişleri ile yeniler kendini. Düz yolları, düz çizgileri sakin nehirleri sevmez hep türbülanslı uçuşlar ister. Boşluğa düşer, kâh boşluk ona düşer.

Siyah giymeye, intihar etmeye meyilli gibi durur aşk. Onu bu eğilimden kurtarıp beyaza boyamak ve ebedi bir hayatı muştulamak senin aşkı layık olan yere kaldırmanla mümkündür. En son ne zaman baktın gökyüzüne? Hatırlamıyorsan senin kalbin aşkın çekiminden sıyrılıp bu dünyanın çekimine yenilmiş demektir.

“Aşk imiş ışık veren âşıklara
Aşk imiş ateş veren yanıklara
Aşk imiş derde bırakan âdemi
Aşk imiş deva veren âşıklara”

Yani aşk ten kafesini mesken edinen iyi huylu bir misafirken ve soylu bir efendi ona hükmederken, ifşa edilip dökülünce dudaktan, aşkın şaklabanı olur aşık ve efendilikten soyunur, kırılıp dökülür cennetteki yerinden. Bir “dalga geçme aparatı” haline gelir ve günaha yürüyen dalları budanmazsa, bir gözaltı torbası, bir kutu antideprasan ilacı olarak sana geri döner.

“Aşk ki kalbe gıdadır. Ne yenir ne yutulur. Bir demir leblebidir çiğneyebilene aşk olsun” (Şinasi)

Yani efendim aşk kemirir durur insanın içini. İki lokma ekmek yenince bastırılmaz, bir bardak su içince söndürülmez. Üç dört eki olan bir gazete gibi her sabah eşiğinizde beliriverir.
Ekleme Tarihi: 05.06.2008 - 13:25
Bu mesajı bildir   halk yolcusu üyenin diğer mesajları halk yolcusu`in Profili halk yolcusu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pembe_PAPATYA su an offline pembe_PAPATYA  

330 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.08.2007
En Son On: 15.08.2010 - 22:27
Cinsiyeti: Bayan 
Aşk denilince akla, sevmek sevilmek gelir, Leyla-Mecnun, Kerem-Aslı, Ferhat-Şirin gelir. Belki de aşk olmasının sebebi kavuşulamadığındandır. İmkânsız olan içinde saklı olandır. İşte mahluka duyulan bu aşk sebebiyle, Hakk’a giden yol bulunur belki. Bakarsın seviyorsundur, sevildiğini de biliyorsundur, ama imkânsızdır. Olanak yoktur, belki de çaresizlik içerisindeyken işte tam o esnada Rabbimiz gelir aklına zira ondan başka sığınılacak âşık olunacak kim var ki? Hani Mecnun’da Leyla’sına kavuşamayınca bakar olmuyor, Leyla sayesinde Mevlâ’mı buldum der. Bundan sonra Rabbi ile baş başa kalıp “Mevlâm’da Sen’sin, Leyla’mda” der, öyle sığınır.

Ekleme Tarihi: 05.06.2008 - 15:05
Bu mesajı bildir   pembe_PAPATYA üyenin diğer mesajları pembe_PAPATYA`in Profili pembe_PAPATYA Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
halk yolcusu su an offline halk yolcusu  

1504 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.05.2008
En Son On: 07.08.2009 - 23:12
Cinsiyeti: Bayan 
Mevlana der ki: Aşk geldi, damarımda, derimde kan kesildi: beni kendimden aldı, sevgiliyle doldurdu. Bedenimin her yanını sevgili kapladı. Benden kalan yalnız bir ad, ondan ötesi hep o...Uğrunda bir omur bağışlanan, yanıp yakılan bu eşsiz sevgili Allah’tır. Allaha karşı aşırı sevginin kemale erişi, asığın askta yok olusudur. Gerçek ilhama mazhar olmuş, gerçek yokluğu zevk edinmişlerin en büyük arzusu "ilahi-vuslattır". Mevlana bu yolun coşkun asığıdır, asktan doğmuş, aşkla yoğrulmuştur." Bizim peygamberimizin yolu ask yoludur, biz ask çocuklarıyız; aşk bizim anamızdır" der ve diriliğin hakiki askta yok olmakla mümkün olabileceğini söyler; " Aşksız olma ki ölü olmayasın, askta öl ki diri kalasın" Mevlana’nın aşkı, ömrünün 3 merhalesinde olgunlaşmış, bir ömür bu uğurda harcanmıştır. Mevlana bunu şöyle dile getirir "hamdım, piştim, yandım". Mevlana’ya göre gerçek asığa asktan başkası haramdır. " Aslolan sevmektir, insanın mayasında bu duyguyu arıtmalı, ayıklamalıdır. Bedenimiz bir kovan gibidir bu kovanın balı ve mumu da ilahi AŞK’TIR" Mevlana’nın şiirlerindeki bağ, gül ve bülbül, hepside birer semboldür, asil maksat Allah’tır. Mevlana derki:" Başımı koyduğum her yerde secde ettiğim O’dur. Altı yönde ve altı cihet dışında Mabud O’dur. Bağ, gül, sema ve sevgili... Hepsi bahane, maksat daima O’dur. İşte Mevlana’daki ask ve sevgili... Çünkü o herkesi seviyor, herkesi kabul ediyordu. Onca insanlar ceset ve kalıp itibariyle çok, fakat maya ve ruh bakımından tekti. Bir rubaisinde:

" GEL, GEL, YİNE GEL, YİNE GEL... HER KİM OLURSAN OL, YİNE GEL... İSTER KÂFİR OL İSTER MECUSİ, İSTER PUTPEREST. İSTER YÜZ KERE BOZMUŞ OL TÖVBENİ..." diyor ve ilave ediyordu; "UMUTSUZLUK KAPISI DEĞİL BU KAPI. HER NASILSAN ÖYLE GEL.
Ekleme Tarihi: 05.06.2008 - 15:10
Bu mesajı bildir   halk yolcusu üyenin diğer mesajları halk yolcusu`in Profili halk yolcusu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
yyasarali su an offline yyasarali  

185 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 02.05.2008
En Son On: 08.01.2010 - 17:23
Cinsiyeti: Erkek 
kalbi yüregi Allah aşkı resul aşkı ve mücadele aşkı için atanlara selam olsun
Ekleme Tarihi: 05.06.2008 - 15:15
Bu mesajı bildir   yyasarali üyenin diğer mesajları yyasarali`in Profili yyasarali Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
halk yolcusu su an offline halk yolcusu  

1504 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.05.2008
En Son On: 07.08.2009 - 23:12
Cinsiyeti: Bayan 
Te$ekkürler selam olsun...............
Ekleme Tarihi: 05.06.2008 - 15:15
Bu mesajı bildir   halk yolcusu üyenin diğer mesajları halk yolcusu`in Profili halk yolcusu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 626 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54717 saniyede açıldı