ivermectine generique colchicine chloroquine stromectol stromectol epanutin epilantine epivir ercolax eriacta escodarone escoprim escozem esidrex estrace etimonis etopophos euglucon eulexin euthyrox evista exelon exitop extra super avana extra super p force ezetrol famvir farlutal felden feldene felodil female cialis female viagra femara finasterax flagyl flamon flomax flox ex floxal floxin floxyfral flucazol flucinome flucoderm fluconax
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » ÇOCUK EĞİTİMİ » ÇOCUKLARINIZI SEVİYOR MUSUNUZ?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ebu_hanzala su an offline ebu_hanzala  
ÇOCUKLARINIZI SEVİYOR MUSUNUZ?

395 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.12.2007
En Son On: 14.06.2008 - 17:49
Cinsiyeti: Erkek 

Ey müminler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve emrettiklerini yapan melekler vardır. ( Tahrim: 6)
Evet, bu ilahi emir bizleri çok ciddi bir hazırlığa davet etmekte ve bu hazırlığı yaparken aileyi ihmal etmemek gerektiğini de hatırlatmaktadır. Burada amaç, kendimizi ve ailemizi koruma altına almaktır. Neye karşı, Hangi tehlikeye karşı…?
Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşine karşı. Hem de başında çok acımasız ve güçlü olan görevli meleklerin bulunduğu bir ateş. O melekler ki verilen emir ve görevleri eksiksiz yerine getirirler. Bu cehennem çukuruna doğru sürüklenecek olanların ne korkunç bir durumla karşılaşacaklarını düşünmek bile bizleri ürpertiyor.
Evet, bu ilahi ikaz, biz müminlere hatırlatıyor ki; “Kendi canınızı, ailenizi, çoluk çocuğunuzu seviyorsanız; dünyada iken alın tedbirinizi ve cehennem ateşine karşı kuşanın zırhınızı ve kalkanınızı. Haydi durmayın! Kendinizi ve ailenizi sevdiğinizi ispatlayın. İman, ihlâs, amel, ilim ve takva ile kendinizi donatınız. Vakit varken, fırsat elinizdeyken, daha ölmemişken hazırlanın. Sakın şeytan ve taifesine aldanıp da kendinizi ve ailenizi cehennem odunu haline getirmeyin!”
Kur’anda yapılan ve Resulullah (s.a.v.)’ın da defalarca tekrarladığı bu uyarılar karşısında çok ciddi tedbirler peşinde olmamız kaçınılmazdır. Özelikle günümüz şartlarında çocuklar üzerinde kafa yormanın ve İslam terbiyesi ile yetişmeleri için çocuklarla birebir ilgilenmenin bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır. Çünkü günümüzde çocuklarımız ve gençlerimiz; kendilerini küfre, kötülüğe ve sapık yollara sürükleyecek bin bir çeşit tehlike ile karşı karşıyadır. Özelikle olumsuz çevre şartları ile dalalet yollarının çokluğu; çocuklarımızın kişilik yapısını çok ciddi biçimde tehdit etmektedir.
Evet; maymun iştahlı, şeytan bakışlı şer odakları; kurdukları sinsi planlar ve tuzaklarla, çocuklarımızı ve gençlerimizi elimizden alıp cehennem yolcuları haline getirmek istemektedirler. Her taraftan hücum oklarını gençlerimize yöneltmiş bulunmaktadırlar. Çocuklarımızı ve gençlerimizi İslam’dan, İslam terbiyesinden ve güzel ahlaktan uzaklaştırmak için bütün imkânlarını seferber etmiş durumdalar. Gazeteler, televizyonlar, internet siteleri, magazin programları, siyasi partiler, kültür ve eğitim adı altında faaliyet gösteren kurumları ve bir ahtapotun kolları gibi evlerimize kadar girmeye çalışan yapıları ile gençlerimizi kendi çirkef emellerine alet etmektedirler.
Mevcut durum, çocuklarımız için çok vahimdir. Çocuklarımız üzerinde oynanan bu oyunlar karşısında her bilinçli anne ve babaya çok büyük iş düşmektedir. Çocuklarımızı şeytan taifesinin kirli ellerinden kurtarmak ve cennet bahçesinin gülleri haline getirmek için, eğitim seferberliğine ihtiyaç vardır. Peygamber mektebinde, İslam ahlakı ve terbiyesi ile eğitmek. Asr-ı Saadet dönemindeki anne babalar gibi çocuklara sahip çıkmak ve iman aşkıyla donatmak.
Rivayet edilir ki; yukarıda mealini verdiğimiz ayet nazil olunca Hz. Ömer(r.a.) Resulullah(s.a.v.)’e “Ya Rasulullah! Kendimizi ateşten koruruz. Ancak çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz ?” diye sordu. Allah Rasülü (sav) söyle buyurdu: “Allah’ın sizi nehyettiği şeylerden onları sakındırır ve Allah’ın size emrettiği şeyleri onlara emredersiniz. Bu şekilde onları korumuş olursunuz.”
Görülüyor ki, aile fertlerini, çocukları korumak; onları İslami ilimlerle donatmak ve İslam terbiyesi ile yetiştirmekle mümkündür. Bu konuda Enes( r.a.), Tahrim Suresi’ndeki “Ey müminler kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” ayeti nazil olduğunda Resulullah(s.a.v.)’in sabah namazına çıkarken altı ay Hz. Fatıma’nın kapısına uğrayıp onları namaza çağırdığını bildirmektedir. Resulullah (s.a.v.)’ı önder ve örnek alması gereken Müslümanlar için Onun uygulamaları yegâne ölçüdür. O, bütün yoğun meşguliyetine ve işlerinin çokluğuna rağmen çocuklarını ihmal etmemiş ve onlara zaman ayırıp onların talim ve terbiyeleriyle ilgilenmiştir. Bu konuda önemli hatırlatmalarda bulunmuştur:
“Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın.” (Kütüb-i Sitte:1104)
“Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz.” ( Tirmizi, Birr-33)
“Hepiniz, bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, siz de evinizde ve emriniz altında olanlardan sorumlusunuz. (Yani onları Cehennemden korumalısınız! Onlara Müslümanlığı öğretmezseniz, mesul olursunuz.)” (Müslim)
“Çocuğu terbiye etmek tonlarla sadakadan daha sevaplıdır.” ( Tirmizi)
Bunlara benzer birçok hatırlatma, çocuklara ilgi ve alaka göstermenin asla ihmal edilemeyecek kadar önemli bir görev olduğunu bizlere göstermektedir. Zaten anne babanın en asli görevi, İslam terbiyesi ile çocuklarını eğitmeleridir. Çocuklar, küçük yaşta kendilerine sahip çıkacak olanların yolunu takip edecek ve onların kültürünü benimseyeceklerdir. Bu açıdan başıboş ve sahipsiz bırakılan çocukların vebali anne-babalarına aittir. Bu durumu Resulullah(s.a.v.) şöyle beyan eder:
“Bütün çocuklar, Müslümanlığa elverişli olarak dünyaya gelir. Daha sonra bunları, ana-babaları Hıristiyan, Yahudi ve dinsiz yapar.” (Taberani)
Demek ki, anne-babasından İslam terbiyesini alamamış, imandan ve Salih amellerden mahrum olmuş çocukların kötü yollara düşmelerinde anne-babalarının payı çoktur.
Şu unutulmamalı ki, İslam’a göre her fert sorumluluk sahibidir. Hiçbir Müslüman’ın çevresinde olup bitenler karşısında kayıtsız kalma hakkı ve lüksü yoktur. Bu sorumluluk görevinin en vazgeçilmez olanı da aile fertlerine sahip çıkmaktır. Maddi açıdan ailenin ihtiyaçlarını karşılamak, sorumluluğu kaldırmış olmaz. Zamanında, küçük yaşta çocuklarına sahip çıkmayıp, onları manevi açıdan donatmayanlar; hem dünya hem de ahiret kayıplarıyla karşılaşacaktır.
Dünyevi olarak oluşacak kayıp; İslam terbiyesinden mahrum yetişen çocukların kendi ailelerine ve içinde yaşadıkları topluma zarar verecek bir hale gelmeleridir. Allah korkusu, merhamet, kardeşlik, yardımlaşma ve çalışma hasletlerini almamış bir gençten kim emin ve güvende olabilir? Saldırgan, çevresine zarar veren, saygı ve sevgiden mahrum olan bir genç, ne hallere düşecektir? Hiç düşündük mü? Hem gençlerimiz üzerinde sinsi emelleri olan, batının yerli hizmetçilerinin kollarına düşmüş olmazlar mı?
Ahiret’te oluşacak kayıp ise belki de ebedi hüsran olacaktır. Allah’ın tertemiz ve günahsız olarak bahşettiği çocuk emanetine sahip çıkmazsak hesabımızı nasıl vereceğiz? Evet, bu tertemiz fidanları korumak ve kollamak için, günah ve kötülüklerin kol gezdiği günümüz şartlarında elimizden ne gelir? Bu konuda sorumluluk bilinciyle düşünüp çocuklarımızın kurtuluşu için bir şeyler yapamaz mıyız?
Toplumda sık ifade edilen, “Ağaç yaş iken eğilir.” gerçeğini çocuklarımız için uygulamaya hazır mıyız? Onlar, o güzelim fidanlar; kendilerine uzanacak şefkat ve merhamet ellerine muhtaçlar. Bekliyorlar… Büyüklerinden, anne-babalarından ilgi bekliyorlar… Kendilerine sahip çıkacak olanları bekliyorlar… Şeytanların kurmuş olduğu tuzaklardan kendilerini kurtaracak büyüklerini bekliyorlar…
Evet, daldığımız şu dünya meşguliyetlerinden başımızı kaldırıp, hakikat kulağımızı açarsak; arşa kadar yükselen gençlerin ve çocukların feryadına şahit olacağız. Halet-i Ruhiyeleri bizlere adeta şunu haykırmaktadır: “ Ey anneler..! Ey babalar..! Ne olur, içine düştüğümüz bataklığı ve tuzakları görün..! Bize acıyın da, bizleri bu fitne ortamından kurtarın...! Ne olur bize biraz zaman ayırın..! Bizi içinde bulunduğumuz boşluktan ve bunalımlardan kurtarın..! Bize rabbimizi, yaratıcımızı tanıtın..! O’nun üzerimizdeki nimetleri ve rahmetini anlatın..! İmandaki lezzeti ve hazzı anlatın..! Bize kainatın efendisi olan Resulullah(s.a.v.)’ı tanıtın..! O Resulullah(s.a.v.)’ın kutlu mesajını anlatın..! O Peygamber’in kendi dönemindeki çocuklara ve gençlere gösterdiği sevgi ve şefkati bize yansıtın ki; sahte kurtarıcıları terk edelim..!”
Kalb gözüyle, kalb kulağıyla gençlerin mana âlemindeki hallerini tefekkür edersek, bu feryatları fark edecek ve onlara yardım elimizi uzatmamız gerektiğini daha iyi idrak edeceğiz. Bu bize bir şeyleri fark etmemizi ve çocuklarımıza sahip çıkmamızı sağlayacaktır.
Vicdan muhasebesini yaparsak; tehlikenin farkında olacak ve çocuklarımızı şeytanlara yem olmaktan kurtarmış olacağız. Dünya siyasetine yön vermek isteyenlerin hedef oklarının muhatabı olan gençlerimize ve çocuklarımıza sahip olmak, sorumluluğumuzun gereğidir.
Gelin hep beraber ihmal ettiğimiz çocuk ve gençlerimize tekrar kucağımızı açalım. Onlara olan sevgimizi ispatlayalım. Onları şeytani oyun ve tuzaklardan koruyalım. İslam’ın güzellikleriyle onları tanıştıralım. Kur’an pınarından onların susuzluğunu giderelim. Tek önder ve tek lider Muhammed (s.a.v.) ile tanıştıralım. Evlerimizi; dedikodu, kavga, kargaşa, moda, eğlence mekânı olmaktan çıkarıp Kur’an, ilim, irfan ve muhabbet mektebine dönüştürelim. Evlerimize ve ailemize dadanacak şeytanlara; İslam ahlakıyla, İslam hakikatiyle öyle şamar indirelim ki hakkın batıla galibiyetine şahit olalım.
Ve İslam toplumunun geleceğinin teminatı olacak çocuklarımızın İslam ahlakı ve terbiyesi ile yetişmeleri için topyekûn seferberlik ilan edelim. Para, iş, aş, eşya ve makamdan daha kıymetli olan çocuklarımızı ihmal etmeyelim. Dünya ve ahiret yatırımı çocuklarımızı ıslah etmek için bunu yapalım. Çocuklarımızı ve gençlerimizi, İslam ve Kur’an hizmetine adayalım. Salih bir nesil yetiştirmede yarış edelim…
Allah, Salih bir topluluk oluşturmada gençlerimizi öncüler kılsın. Salih evlatlar yetiştirmede anne-babalara muvaffakiyetler nasip etsin.


Ekleme Tarihi: 16.05.2008 - 17:48
Bu mesajı bildir   ebu_hanzala üyenin diğer mesajları ebu_hanzala`in Profili ebu_hanzala Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 816 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hircin (32), ayazdabirciftyu.. (38), arif_unal (64), lyoonn (46), ergali595 (42), FatihCgdm (38), kirenli (56), *imam_hatipli* (33), Muhsin B. (36), sezer74 (50), recepguducu (50), kenan_kygn (68), tek_1 (44), ajanpenny (46), basketcikid (34), sigat37 (37), erzincani (45), yasemin_nl (36), yosun (40), toprak_67 (45), By_Digital (38), gur (36), MustafaGED&Yacu.. (60), ademyildiray (49), ibrahimdzn (37), muka2828 (44), hagere (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.05775 saniyede açıldı