ivermektine generique stromectol ivermektine chloroquine ivermectine cardura carsol cartia xt cartia casodex caverta ceclor cd ceclor ceftin cefurim celebrex celestoderm v celestone celexa cellcept cellidrine cephoral ceporex cerina cerzine cet eco cetallerg cetrine chibroxol chlorazin chlorochin chloromycetin cialis black cialis daily cialis oral jelly cialis professional cialis soft cialis strips cialis sublingual cialis super active cialis super force cialis cibacen ciloxan cimexillin cip eco
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DENEME TAHTASI » Kendini laik sananlar dinle yüzleşmek zorundalar

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Kendini laik sananlar dinle yüzleşmek zorundalar

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 
Kendini laik sananlar... Aslında yanlış, bu "zan"la başlıyor. Belki buna "kuruntu" da denilebilir. Kendini laik sanmak, olsa olsa cehaletten kaynaklanan ideolojik bir kuruntudur. Hele bizde görülen türdekilerin, bazen paranoyaya kadar varan davranış bozukluklarına bakılırsa, bunun hepten böyle olduğu açıkça anlaşılır.

Bu ideolojik kuruntu, arkasından başka bir takım takıntıları davet ediyor. Bunların en başında dine ve dini değerlere karşı saldırganlığa kadar varan ölçüsüz bir karşıtlık geliyor.

"Kendini laik sanan" biri olmak, bu ülkede, mutlaka rejimden ucundan kıyısından beslenmek anlamını taşır. Çoğunlukla bu beslenme "haksız", "yandaşlık" içeren ve sahibini "haramzade" yapan türdendir. Muhtemelen ya kayırılarak rejimin serasında yetiştirilmiş, ya rejimin kutsalları açısından sterilize ve yalıtılmış bir ortamda beslenip büyütülmüş, ya da resmi ideolojinin yüksek himayesine mazhar olmuştur. Bunların sayıları sınırlı, üretim alanları belli, çevreleri dar, yetişme tarzları tek düze, düşünceleri sabit, temelleri nahif, ilgileri standarttır. Bilgileri mi? Onu hiç sormayın. Bilgi ve bilimi bir öğrenme ve tekamül süreci olarak değil, bir "ikon" ve "fetiş" olarak kutsarlar. Böyle yetiştirilmişlerdir. Onun için de öğretilemez ve eğitilemezler.

En cahili oldukları konuysa dindir. Söz dine geldiği zaman zulalarında sakladıkları değişmez şablonları vardır. "Evet"leri ve "hayır"ları akılla ölçülüp tartılmış değil, hep ödünç alınmıştır. Dudakları sloganlara ayarlıdır.

Ne gariptir ki, "kendini laik sananlar" en çok dini konularda ahkam keserler. Bunu yaparken, çok sevdikleri tanımla 'bilimsel olmanın' en asgari kurallarına ve standartlarına zerrece özen göstermezler. Bilmediğini itiraf edenine rastlamak, Simurge rastlamak gibidir.

İstisnasız "pozitivist"tirler, fakat hiç "pozitif" değildirler ve asla da olamazlar. Aksine "negatif"tirler. Korkularıyla, kuşkularıyla, kaygılarıyla yaşarlar. Bunu, bulaşıcı bir hastalık gibi etraflarına ellerine geçirdikleri her araçla bulaştırırlar.

İstisnasız hepsi de "rasyonalist", yani "akılcıdırlar". Fakat bu "akıllı" olmak anlamına asla gelmez ve öyle bir kaygıları da yoktur. Onlar "bilim" ve "aklın" kendisine değil, "ideolojisine", yani bilim ve aklın en kötü "ifrazatına" tutulmuşlardır.

Onun için kendini laik sananlar zümresinin içerisinden bu ülkede yüz ağartacak uluslararası çapta ve insanlığa unutulmaz bir katkı sağlamış bir tek "bilim", "felsefe" ve "sanat" adamı çıkmamıştır. Bu kafayla, çıkması da düşünülemez.

İstisnasız hepsi de laiktir, fakat yine istisnasız hepsinin de kendilerinden olmayan çoğunluğun özgürlük taleplerine karşı müthiş "septik" bir yanı vardır. Bu yüzden bu ülkenin hiçbir kesimi, "muhafazakarlıkta" onların eline su dökemez. Her şey değişir onlar değişmez ve bunu da matah bir şey gibi satışa sunarlar.

Kendini laik sananlar hak, hukuk, özgürlük ve adaleti hep kendileri için geçerli değerler olarak savunurlar. Bütün bunlar kendileriyle birlikte başkalarını da kapsadığında, o hakka, o özgürlüğe düşman olmakta bir an tereddüt etmezler.

Kendini laik sananlar, istisnasız, "din devletine" karşı, "demokrasiden" yanadırlar. Fakat, devletin dini "seküler paganlık" olursa, dünyanın en katı "teokrasi yanlıları" kesilmekten zerrece utanmazlar. Hatta bu nevzuhur dinin "din görevlisi" olarak çalışmak için can atar, seküler paganlığın misyonerliğini yapmaktan çekinmezler. Onlar için "cumhuriyet" ve "demokrasi", seküler paganlığa geçit verdikleri oranda değerlidir. Eğer o "cumhuriyet" dindarların cumhuriyeti, Müslüman halkın demokrasisi olmaya başlarsa, o zaman bunların da icabına bakmakta bir beis görmezler. Ya klasik, ya modern, ya da post-modern bir darbeyle, Cumhuriyetin de demokrasinin de haremine destursuz girerler.

Kendini laik sananların en çok zorlandıkları nokta, her şeye rağmen İslam'dır. Ondan kurtulmak istedikleri aşikar. Fakat bunu bunca yıldır beceremediler ve beceremeyeceklerini akılları kesti. Müslüman düşmanlığı, örtü düşmanlığı, cami düşmanlığı, minare düşmanlığı, isim düşmanlığı, Cuma düşmanlığı, Arapça düşmanlığı, Kur'an düşmanlığı, Kur'an kursu düşmanlığı, İman-Hatip düşmanlığı, Peygamber ve nihayet Allah düşmanlığı...

Ara ara yeşil düşmanlığı (şu masum renk canım, hatırlayın "yeşil bordür" kavgasını), sakal (keçi sakalı değil) düşmanlığı, selam (şu bildiğiniz "Allah'ın selamı"göz kırpma düşmanlığı, sağ elle yemek yeme düşmanlığı (bu yeni çıktı), Mehmed Akif düşmanlığı vs...

İsterseniz sabah sabah yolda karşılaştığınız birinin yüzüne "selamün aleyküm" (=Allah'ın selamı, selameti, huzur ve mutluluğu üzerinize olsun) diye bir selam verin de bakın yüzlerindeki renge. Sanki dua etmemişsiniz de küfretmişsiniz gibi, nasıl yüzlerinin alı al, moru mor oluyor.

Bunların karşısında, dostlukları da yok mudur? Olmaz olur mu? Başta -kendisi kazara alkol almasa bile- içki dostluğu, kumar, zina, faiz dostlukları, hatta domuz dostluğu gelir. Çünkü bunlar İslam'ın yasakladıkları. İslam'ın emri onların yasağı, İslam'ın yasağı onların emri gibidir.

Yanlış anlaşılmasın, "inanç sistemi" olan dininden ve bu dine uygun olarak yaşadığı "hayat tarzından" dolayı kimseyi kınadığımız ve ayıpladığımız falan yok. Hem böyle yapmak bu ülkede "kendini laik sananların" tarzı. Doğrusu tevhid-adalet-özgürlük diye bir kaygısı olan hiç kimsenin, bu tarzı aklını yemeden savunabileceğini sanmak da abes olur.

Peki nedir demek istediğimiz? Açık. Kendini laik sananlar Kur'an'ın "nifak" dediği bir tarzı sergileyemesinler. Oldukları gibi görünüp göründükleri gibi olsunlar. Bunun için dinle yüzleşmeleri gerekiyorsa, bunu da yapsınlar. Ama, cahil cesaretiyle değil.


Mustafa İslamoğlu
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 12:36
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
mustafa hocamızın gene günümüz meselerinden okumamıştım tşk ederim kardeş......

dediği gibi

"Kendini laik sananların en çok zorlandıkları nokta, her şeye rağmen İslam'dır. Ondan kurtulmak istedikleri aşikar. Fakat bunu bunca yıldır beceremediler ve beceremeyeceklerini akılları kesti. Müslüman düşmanlığı, örtü düşmanlığı, cami düşmanlığı, minare düşmanlığı, isim düşmanlığı, Cuma düşmanlığı, Arapça düşmanlığı, Kur'an düşmanlığı, Kur'an kursu düşmanlığı, İman-Hatip düşmanlığı, Peygamber ve nihayet Allah düşmanlığı...

Ara ara yeşil düşmanlığı (şu masum renk canım, hatırlayın "yeşil bordür" kavgasını), sakal (keçi sakalı değil) düşmanlığı, selam (şu bildiğiniz "Allah'ın selamı" düşmanlığı, sağ elle yemek yeme düşmanlığı (bu yeni çıktı), Mehmed Akif düşmanlığı vs...

İsterseniz sabah sabah yolda karşılaştığınız birinin yüzüne "selamün aleyküm" (=Allah'ın selamı, selameti, huzur ve mutluluğu üzerinize olsun) diye bir selam verin de bakın yüzlerindeki renge. Sanki dua etmemişsiniz de küfretmişsiniz gibi, nasıl yüzlerinin alı al, moru mor oluyor"" baksanıza şu satırlarda kimleri nakşediyor kimleri ele veriyor anlamak lazım görmek lazım ister makam sahibi olsun ister mevki sahibi bence herkes anlamıştır her halde demeye ne gerekki........

selam ve dua ile.................
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 21:07
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 
Öyle abi bilenle bilmeyen hic bir olurmu???Biz bilmeyenlerde olsakta hocam bilenlerdendir cok sükür!!!sevinçli
Ekleme Tarihi: 15.11.2007 - 14:24
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Elinize Saglik Te$ekkürler
Ekleme Tarihi: 30.06.2010 - 01:29
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 2172 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kaykaan (57), safak-50 (60), nazlinazende (45), sena_55 (49), NEWYORKER (50), hazan44 (39), RaMaZaN050 (34), KONVEYÖR (47), arefenur (52), mehmet4467 (42), hasret44 (39), turancihan (48), sevgikusu (37), kul_bahri (58), ser_kan (47), ssessiss (36), Seyyidmehmet (47), Ata01 (52), sempatik_cd (43), ebubekir1989 (35), M.EFE (50), sam@ (42), ozgurozakinci (47), garibcahil (46), muhacir-i muham.. (40), Osman50 (70), kanka_konya (36), hkurt (60), haliime (45), mrasitalas (40), hayýrsev.. (58), zekitatari (67), y_turan (39), doctor (41), koylu (63)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.54087 saniyede açıldı