*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - HER GECE ÖLÜP HER SABAH DİRİLMEK<DÜNYA VE AHİRET>

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » HER GECE ÖLÜP HER SABAH DİRİLMEK<DÜNYA VE AHİRET>

önceki konu sonraki konu

Bu konuda 2 mesaj mevcut

Sayfa (1): (1)

Ekleyen

Mesaj

	muhammed_usame

HER GECE ÖLÜP HER SABAH DİRİLMEK<DÜNYA VE AHİRET>

161 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.08.2007

En Son On: 07.09.2007 - 11:54

Cinsiyeti: -----

]Dünyadaki bütün yollar ölüme çıkar. Ölümden sonra yollar tek yola iner. O yolda Allah‘a gider. Allah‘la başlayan yol yine Allah‘a gider ve Allah‘ta biter. Bir şehrin ortasında durup, oradan geçen bir insana şu anda neyi düşünüyorsun diye sorsak, hiç kimse; „Şu anda bir gün öleceğimi ve yaşadığım hayatın hesabını vereceğimi düşünüyordum.“ diyeceğini kolay kolay duyamıyacaksınız.

Gelin ölüm bir diriliştir, cümlesinden hareketle yaşadığımız hayatı ve varlıkları seyretmeye başlayalım. Her gece bir ölüm, her sabah bir diriliştir. Gece olur uyursunuz. Uyku ölümün kardeşidir, ölmenin provasıdır. Bir müddet sonra uyanırsınız, yani ölümden dirilişe geçersiniz. Bunu her gün tekrar edersiniz. Gündüz yaşar, gece ölür, sabah dirilirsiniz. Zaten Allah biz insanları yaratıp yeryüzüne gönderdiği andan, kendi huzuruna çıkaracağı zamana kadar böyle bir süreçten geçiriyor. Önce yaşatıyor, sonra öldürüyor, sonra da bir gün yaşadığımız hayatın hesabını verdiriyor.

Yaşadığımız bu hayatta güçlü ve zalim insanlar var. Çoğu kez bunlar ben istediğimi yaparım, kimseye hesap vermem derler. Kendilerine dokunulmazlık kanununu çıkartıp, zaman zaman suç teşkil eden işler yaptıkları halde, olayı kapatıp, ceza görmekten kurtulan bir kısım insanlar (yaşadığımız memlekette zengin çocukları veya dayısı olanlar) gibi. Diğer taraftan zavallı güçsüz her türlü haksızlığa maruz kalıp hakkını alamayanlar var. Günün birinde zalim cezasını, mazlum da hakkını alamadan ölebiliyor. Hemen akla şu geliyor; Ölümden önce bunlar verilmediğine göre, demekki sonraya bırakılıyor. Nasıl ki, milattan önce ve sonra diyorsak, hayatta da olayları konuşurken, ölümden önce ve sonra diye ayırmamız gerekiyor. Çünkü hayat, ölüm öncesi ve sonrasıyla bir bütündür.

Şu anda okullarda okutulan felsefe derslerinde, öğrencilerin akıllarını saçma sapan şeylerle dolduruyorlar. Tanrıların insanların işlerine karışmadıklarına, insanlarla ilgilenmediklerine göre, onlardan korkmanın bir gereği yoktur. Bu da tabi ki, felsefecilerin bir görüşüdür. O mutluluğu, Allah‘ı, ölümü ve kaderi düşünmemekte arıyor. Acı bir gerçekdir ki bu saçmalığı bugün insanların çoğu yaşıyor. Allah korkusu yok, ölümü tefekkür etmek yok. Sorulduğunda, Allah‘dan korktuklarını söylerler, ama yapmaya gelince, Amir‘in korkusu, işten atılıp aç kalma korkusu, Allah korkusundan daha ağır basar. Arkadaş hatırı, komşu hatırı, dost hatırı uğruna Allah‘ın hatırını kırarak yapılan bilinçsiz ve boş ameller. Bütün bunlar hiç de Allah‘tan korkarak yaşadıklarını göstermiyor

Ekleme Tarihi: 06.09.2007 - 16:31

	muhammed_usame

161 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.08.2007

En Son On: 07.09.2007 - 11:54

Cinsiyeti: -----

Öleceklerini söylüyorlar ama ölmeyecekmiş gibi konuşuyorlar. Cenab-ı Allah yarattığı herşeye bir değer koymuş. Bize düşen, herşeye Allah‘ın koyduğu değer kadar değer vermek. Eğer Allah‘ın verdiği değerden fazlasını verirsek, aldanmış oluruz. O halde dünya hayatına nasıl bakılmalı? Tabi ki Allah, nasıl bakılmasını istiyorsa, öyle bakmalıyız.

Bu konuda yüce Allah şöyle buyuruyor;„ Bilinki dünya hayatı oyun, oyalanma, süslenme, aranızda övünme ve daha çok mal ve çocuktan ibarettir. Bu durum yağmurun bitirdiği ekincilerin de hoşuna giden bir bitkiye benzer. Sonra kurur sapsarı görülür, sonra çer çöp olur. Ahirette de çetin azap vardır. Dünya hayatı ise sadece aldatıcı bir geçinmedir.“ ( Hadid, 20)

Bugün biz insanlar maddileşen hayatın içerisinde buhranlarla kıvranarak yaşamaktayız. Bize hizmet etmek için yaratılmış eşyaya biz hizmet ediyoruz. Sanki Ahiret, Hesap günü, Hesap Defteri, Sırat, Cennet ve Cehennem insanlar için hazırlanmamış gibi sürekli yemek, içmek, kazanmak, zevklenmek, haram, helal, rüşvet ve vurgun demeden devamlı mal biriktirme peşinde ömür tüketiyoruz. Daha çok yemek/içmek ve tüketmek, servetlere servet katmak, sömürmek, kazanmak ve gasp etmek yarışına girmişiz.

Kur-an terbiye etmeye çalıştığı insanda ilk etapta, ahiret endişesi oluşturmaya çalışır. Özellikle Mekke ve Medine’de inen ayetlerde bunun işlendiğini görüyoruz. İçki yaklaşık olarak Medine döneminde Uhud savaşından sonra Hicri üçüncü yılda kesin emirle yasaklanmıştır. Kesin emir geldikten sonra (yani, üçüncü ayet) zaten tek-tük kalan içki küpleri de kırıldı ve emir kesin bir biçimde uygulanmaya başlandı. Halbuki Mekke ve Arap toplumu çok içki içen bir topluluktu. İnsan soruyor kendine; Nasıl birden bire içki terk edildi? Oysa sözde medeniyetin beşiği olan Amerikada bu yüz yılın başında toplumu fesada götürdüğü için, içki yasak edilmişti. Bu yasağın uygulanması için milyonlarca dolar harcanarak, çok katı kurallar getirilmişti. Bundan dolayı sayısızca insan ölmüş, ama buna rağmen bu yasaklar uygulanamadığı için, bu yasaklardan vaz geçilmişti. Ancak yasağı koyan Allah’u Teala, yasağı bildiren Hz. Muhammed (s.a.v) ve bu yasağı kabul edenler de Allah’a teslim olarak ahiret bilinciyle hareket eden müminler olursa bu o kadarda çok zor olmaz.

Ekleme Tarihi: 06.09.2007 - 16:36

Pozisyon düzeni - imzaları göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu sonraki konu

Kategori Seç:

Sitemizde şu an Yok üye ve 809 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_

[ Admin Moderator Vip Üye ]

Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ambulans64 (60), salihbayram (52), opel (54), islamci_genc (37), celal1974 (50), savage41xxx (52), LAZPARATOR61 (45), kral29 (35), siseyna (43), demir_kralll (33), yepremreha (47), YA_rab (31), zompur (54), ALMILA_GÜL (56), Mystigue (53), kecmk (53), akpinar61 (59), aqabe (60), agenc24 (52), y.erkek (52), internet22 (41), kutsalsavasc&ya.. (37), karindas (45), sehadet_61 (46), Serdar_ (44), bahtiyar28 (54), maun (42), bayramsalih (52), arifünal (64), HANCEREN (55), mecruh (45), MuSLimaNKa (34), bilalkale (50), DeLiCaN (944), veysel setdibi (62), tilli (51), erzurumlunet (46), sema_ihl (38), cemre (52), m.kara (58), yyunuss (39), x_X_x (41), Muhammed1968 (57), hçerçi (72), lcd (47), fatihreis (39), Baharayyildiz (40), haci_nl (47), cemil (46), yakupakyuz (60), gazikoc58 (51), Ankebut57 (45), L a V i N i a (40), sofu_23 (51), Beyaz dilek&cce.. (40), tabu (50), sümbül (37), yakupalan (45), Alperen Eren (46), HikmetSagir (81), YaSaX (44), Barnabas (39), islamasevdal&ya.. (38), ilyas1970 (54), criminalist (52), Ayhan-61 (58), nurayaz (30), mörscher (58), basmuharrir (58), Goodmanx (57), mahmut1968 (56), djnefret (41), karadeniz krali (54), ayseli (58), cengo06 (62), yasarerkek (52), hz.ömer (37), ismailxxx (46), tayyarozbak (40), karamurat1 (51), sari_kiz (38), kaslim (42), ayyildiz_70 (34), The Mediterrane.. (53), bahadir (50), ~TUTI~ (37), dostahasret (43), Selinnurx (56), apocalyptica (45), markat (46), derlerkahin (46), isa dogan (50), EROL AKBULUT (56), Yaseminnur (37), sehadet_aski (42)

24 Saatin Aktif Konuları

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.54044 saniyede açıldı