colchicine generique stromectol colchicine kaletra stromectol detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » YARIN ELBET BİZİM ELBET BİZİMDİR;GÜN DOĞMUŞ GÜN BATMIŞ EBED BİZİMDİR....NFK

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 13 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
YARIN ELBET BİZİM ELBET BİZİMDİR;GÜN DOĞMUŞ GÜN BATMIŞ EBED BİZİMDİR....NFK 25 MAYIS VEFAT YILDONUMUDUR..

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
20.YÜZYILDA YETISEN AKSIYON FIKIR DAVA ADAMIDIR O...BOHEM HAYATINDAN SONRAKI HAYAT KARELERINDE GÖRUYORUZKI ALLAH VE RASULUNE ADANMIŞ BIR ÖMÜR VAR...BIR ÇOK KİTLEYİ PEŞİNDEN SÜRÜKLEMİŞ VE FİKİRLERIYLE MİSYONUYLA BAŞARIYA ULAŞMIŞTIR ALLAHIN İZNIYLE...EDEBIYATININ VE LEZZETINE DOYULMAZ ŞİİRLERININ DIŞINDA MANEVI YÖNÜ KUVVETLI TAM BIR RASUL VE ALLAH CCAŞOGIDIR...NE GÜZEL SÖYLEMİŞTIR USTAD SANA UYMAYAN ÖLÇÜ HAYAT OLSA TEPERIM YA RASULALLAH DIYECEK KADAR AŞIK VE İSLAM DÜŞMANLARINA TAVIZSIZ SAVUNUCU...İŞTE BU BUYUK İNSANIN YARIN VEFATININ YANI DÜNYASINI DEĞİŞTIRMESININ YILDÖNÜMÜ.BU FIKIR VE DAVA ADAMINI YARIN KABRI BASINDA BIR ZIYARETTE BULUNACAZ İNŞALLAH...SIZLERDE SELAMLARINIZI DUALARINIZI YOLLAYIN ONA VE BIR KEZ DAHA ANALIM GÖNULLERIMIZIN ÜSTADINI....
'İSLAMİYETİ İSTEMİYOR, ONDAN NEFRETMI EDIYORSUNUZ? LÜTFEN ONDAN DEVRALDIGINIZ HER KIYMET VE SERVETI IADE EDIN DE ÖYLE KONUŞALIM..BAŞTA SANCAK OLMAK ÜZERE BÜTÜN VATANIN;KUMAR PARASI GIBI HARCANA HARCANA TÜKENMEYEN VE HALA DÜNYANIN EN NAZİK KİLİT NOKTALARINI ÇERÇEVELEYEN COĞRAFYAMIZIN İADESINI İSTIYORUZ!BU NAZIK KILIT NOKTALARI YUZU SUYU HÜRMETINE ALINAN DIŞ YARDIMLARI DAİSTEMEK HAKKIMIZDIR.BU KİLİT NOKTALARI ELE GEÇIREN RUHA SADIK OLMAYANLAR,ONUN İNFAK HAKKI ÜZERINDE NASIL MÜLKİYET İDDİA EDEBİLİRLER?

FATIHIN SALİPTEN KOPARIP ALDIĞI İSTANBULU BENIMSIYORUZ DA O FETHİN BIRICIK SEMBOLU AYASOFYAYI NASIL MÜZE HALINE GETIREBILIYOR, FATIHIN TOPRAGINDA FETHİN İRADESINI ÇİĞNİYORUZ?HERŞEYIYLE BERABER İSTANBULUNDA AYASOFYANINDA TARAFIMIZA İADESİ...

YILDIZI HİLALDEN KESİP KOPARMAK İSTEYENLER, GARPLI ANLAYIŞLA HAK VE HUKUK ÖLÇÜLERINE RIAYET ETMEYI KABUL EDİYORSA GITSINLER KENDİLERINE BAŞKA BIR VATAN TEDARIK ETSINLER VE ÖZGÜRLÜKLERINI ORADA GÖSTERSINLER...BU ZAMANA KADAR MÜSLÜMANLI CANİBİNDEN BAYLARA İHTAR; BU VATAN DAHA NİCELERİYLE VE GÖNÜLLERDEKİ ASLİMANASIYLA SADECE MÜSLÜMANLARINDIR.KÜFÜR ONUN İÇİNE BIR YANAŞMA, GİBİ HULUL EDIP YAVAŞ YAVAŞ HOROZLANA HOROZLANA BIRDENBIRE EV SAHİBİ KESILMIŞ VE GERÇEK EV SAHİPLERINI BODRUMA,KENDISI DE KABUL SALONUNA YERLEŞMİŞTIR.

HILALİ YILDIZDAN KESIP KOPARMAK ISTEYENLER KOMINISTLER, DEVRIMBAZLAR,İLERICI GECINENLER BATICILIK TASLAYANLAR, TÜRKÜN RUH KÖKÜNDEN KOPMUŞ OLANLAR...ÖDÜNÜ PATLATTIĞINIZ YÜREGINI OYNATTIĞINIZ BODRUM KATINA KAPATTIĞINIZ EV SAHIPLERI ARTIK KENDILERINE GELMEKTE VE SANCAKLARININ ORTA YERINDEN NASIL KESILIP HILALLE YILDIZIN BIRBIRINDEN KOPARILMAK İSTENDIĞINI FARKETMEYE BASLAMIŞTIR.

ONLARIN SİZİ OLANCA ROLUNUZ İÇİNDE TANIYACAGI, ANLAYACAGI, BIRDENBIRE BODRUMDAN ÜST KATA FIRLAYACAGI, TOPUNUZU KABUL SALONUNDA YAKALAYACAGI VE EVIN LAĞIMINDA BOĞACAĞI GÜN YAKINDIR....'1968 HITABELER..NECİP FAZIL KISAKÜREK

KARDEŞLERIM ÜSTAD BU HITABESINDE SANKI O GUNDEN BU GUNU GORMUS VE DINSIZLERE CEVABI EN GUZEL ŞEKILDE VERMIŞTIR...'SURDA BIR GEDIK ACTIK MUKADDESMI MUKADDES EY KAHPE RUZGAR!ARTIK NE YANDAN ESERSEN ES' İSLAM GEDIĞINI AÇTIK ELHAMDULLAH...ALLAH RAHMET EYLESIN USTADIM KABRIN NUR BAHCESI OLSUN...İSLAM UGURUNDA VERDUGIN HER UGRAŞ CENNETI ALA DA KARSINA ÇIKSIN.... O BUYUK USTADI YARIN DUALARLA VE KURANLARLA ANALIM KARDEŞLERIM...SELAM VE DUA İLE...


Bu mesaj 2 kez ve en son der_ya tarafından 24.05.2007 - 12:43 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 24.05.2007 - 12:40
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
MAHMUD DOGAN su an offline MAHMUD DOGAN  

244 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.04.2007
En Son On: 17.06.2008 - 13:44
Cinsiyeti: Erkek 
ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM ÜSTADINI MERAK ETTİM İSMEN DUA İÇİN

BİRDE İSTEMEYEREK OLSA GEREK SON PARAGRAFTA RÜZGARA SÖVÜLMÜŞTE BİR VAAZDA DUYMUŞTUM RÜZGARA SÖVMEYİNİZ ÇÜNKÜ O ALLAHIN TEK ELİNDEDİR DİYE AKLIMA GELDİ...


FÂTIR SÛRESİ
(9) Allah, rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları hareket ettirir. Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yer yüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.

tövbe,istiğfar temenni ile ...
Ekleme Tarihi: 24.05.2007 - 13:03
Bu mesajı bildir   MAHMUD DOGAN üyenin diğer mesajları MAHMUD DOGAN`in Profili MAHMUD DOGAN Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
der_ya su an offline der_ya  

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
mahmut kardeşim o sadece benım degıl onu sevenlerın ustadı okul yıllarunda belkı ismını duymussunuzduröNECİP FAZIL KISAKÜREK ŞAİR YAZAR..EDEBİYATÇI...

AYRICA ORDAKI RÜZGAR BIR TEŞBİHTEN İBARET YANI RÜZGARI HAYATIMIZDAKI KALLEŞLERE BENZETİYOR VE DIYORKI İSLAM GEDIĞİNİ AÇTIK ARTIK NE YAPARSANIZ YAPIN.YOKSA HASA BILDIĞIMIZ RUZGARA SÖVMEK DIYE BISEY SOZ KONUSU OLAMAZ.BU EDEBIYATCILARIN TESBIH SANATIDIR KARDEŞİM... SELAM VE DUA İLE...


Bu mesaj 1 kez ve en son der_ya tarafından 24.05.2007 - 16:32 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 24.05.2007 - 16:31
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
MAHMUD DOGAN su an offline MAHMUD DOGAN  

244 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.04.2007
En Son On: 17.06.2008 - 13:44
Cinsiyeti: Erkek 
DOĞRUDUR BENİM DEĞERLENDİRME HATAM ...NECİP FAZIL KISAKÜREK üzüntülü

UNUTMUŞUM... HAKKINDA ÇOK FAZLA ŞEY BİLMEMEKLE BİRLİKTE ÇOK İYİ BİR DAVA ADAMI OLDUĞUNU BİLİYORUM,BİRKAÇ EDEBİ ESERİNİ OKUMAKLA ŞEREFLENDİM... ÇOK GÜZEL ŞİİRLERİ VAR...
SAĞOLUN SAYENİZDE BÜYÜKLERİMİZİ HATIRLADIK...
Ekleme Tarihi: 24.05.2007 - 17:48
Bu mesajı bildir   MAHMUD DOGAN üyenin diğer mesajları MAHMUD DOGAN`in Profili MAHMUD DOGAN Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
burcunur su an offline burcunur  

635 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.09.2006
En Son On: 04.01.2015 - 15:33
Cinsiyeti: Bayan 
ALLAH DERİM



Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;

Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!

İsterseniz hayat aşını verin;

Sayılı nimetler bal olsa yemem!



Ey akıl, nasıl da delinmez küfen?

Ebedi oluşun urbası kefen!

Kursa da boşluğa asma köprü, fen,

Allah derim, başka hiçbir şey demem!


ALLAH DİYENE

Her şey, her şey şu tek müjdede;

Yoktur ölüm, Allah diyene!

Canım kurban, başı secdede,

İki büklüm, Allah diyene!



Akıl, kırık kanadı hiçin;

Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...

Bağlı, perçin üstüne perçin,

Benim gönlüm Allah diyene...
Ekleme Tarihi: 24.05.2007 - 17:52
Bu mesajı bildir   burcunur üyenin diğer mesajları burcunur`in Profili burcunur Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
burcunur su an offline burcunur  

635 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.09.2006
En Son On: 04.01.2015 - 15:33
Cinsiyeti: Bayan 
O’NA



Benim efendim!

Ben sana bendim!

Bir üfledin de

Yıkıldı bend’im.

Ben ki, denizdim,

Dağbaşı bendim.

Şimdi sen oldun,

Âleme pendim.

Benim efendim!

Feza levendim!

Ölmemek neymiş;

Senden öğrendim.

Kayboldum sende,

Sende tükendim!

Sordum aynaya:

Hani ya kendim?

Benim efendim!



Benim efendim!

Emri yüklendim!

Dağlandım kalbden

Ve mühürlendim.

Askerin oldum,

Başta tülbendim;

Okum sadakta,

Elde kemendim.

Benim efendim.
Ekleme Tarihi: 24.05.2007 - 18:07
Bu mesajı bildir   burcunur üyenin diğer mesajları burcunur`in Profili burcunur Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
der_ya su an offline der_ya  

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
EYVALLAH BURCU KARDEŞ YARIN VEFAT YILDONUMUDUR USTADIN ŞİİRLERIYLE VE SOZLERIYLE SUSULEYELIM SITEMIZI İNSALLAH...SELAM VE DUA İLE...sevinçli
Ekleme Tarihi: 24.05.2007 - 21:42
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
burcunur su an offline burcunur  

635 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.09.2006
En Son On: 04.01.2015 - 15:33
Cinsiyeti: Bayan 
DER_YA CIĞIM SEN ÜSTADIN HAYATINI İSTERSİNDE BEN YAZMAZ MIYIM? ÖNCE RUHUNA BİR FATİHA OKUYALIM....
VE ŞİMDİ HAHATI VE ŞİİRLERİ.....


Necip Fazıl Kısakürek'in Hayatı (1905 - 1983)

1905 yılının 25 Mayıs'ında İstanbul'da doğdu.

Necip Fazıl'ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyükbabasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti. Maraş’lı bir soydan gelen şair, ilk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Heybeliada’daki Bahriye Mektebin'de (Askeri Deniz Lisesi) tamamladı. Lisedeki hocaları arasında dönemin pek çok ünlüleri vardı: Yahya Kemal, Ahmet Hamdi(Akseki), İbrahim Aşki gibi...

İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten (1924) sonra gönderildiği Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudu. Paris'te geçen bohem günlerinden sonra, Türkiye'ye dönüşünde Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalıştı. Robert Koleji, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde hocalık yaptı (1939-43). Sonraki yıllarında fikir ve sanat çalışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı.

Şairliğe ilk adımını on yedi yaşında iken, annesinin arzusuyla başladı ve ilk şiirleri Yeni Mecmua'da yayımlandı. Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendinden söz ettirdikten sonra, Paris dönüşü yayımladığı Örümcek Ağı ve Kaldırımlar adlı şiir kitapları onu çok genç yaşta çağdaşı şairlerin en önüne çıkararak edebiyat çevrelerinde büyük bir hayranlık ve heyecan uyandırdı. Henüz otuz yaşına basmadan çıkardığı yeni şiir kitabı Ben ve Ötesi (1932) ile en az öncekiler kadar takdir toplamayı sürdürdü.

Şöhretinin zirvesinde iken felsefi arayışlarını sürdürüp içinde yeni bir dönemin doğum sancısını hisseden Necip Fazıl için 1934 yılı gerçekten de hayatının yeni bir dönemine başlangıç olur. Bohem hayatının en koyu rengiyle yaşadığı günlerde Beyoğlu Ağa Camii'nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile tanışır ve bir daha ondan kopamaz.

Necip Fazıl'ın hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar. Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak gibi piyesleri büyük ilgi görür. Bu eserlerden Bir Adam Yaratmak, Türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarındandır.

Necip Fazıl'ın şairliği ve oyun yazarlığı kadar önemli yönü, çıkardığı dergilerle düşünce hayatımıza kattığı zenginlik ve bu dergilerde çıkan yazılarla sürdürdüğü mücadeledir. Haftalık Ağaç dergisi (1936,17 sayı) dönemin ünlü edebiyatçılarının toplandığı bir okul olmuştur. Büyük Doğu dergisinde çıkan yazılarıyla İsmet Paşa ve tek parti (CHP) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi. 163. maddeye aykırı bulunan yazıları ve kimi zaman da bulunan bahanelerle birkaç yılda bir hapse mahkum oldu. Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anıları yer alır.


Sık sık kapatılan ve çeşitli bahanelerle toplatılan Büyük Doğu'nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve çeşitli yazılarını Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Hergün ve Tercüman gazetelerinde yayımlandı. Büyük Doğu'da çıkan yazılarında kendi imzası dışında Adıdeğmez, Mürid, Ahmet Abdülbaki gibi müstear isimler kullandı. 1962 yılından itibaren de hemen hemen tüm Anadolu şehirlerinde verdiği konferaslarla büyük ilgi topladı. Başta İdeologya Örgüsü (1959) olmak üzere düşünce eserleriyle kültür hayatımıza verdiği büyük hizmet, diğer tüm yönlerini bile geride bırakacak üstünlüktedir.

1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, 'İman ve İslam Atlası' adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981), Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almıştır. Ayrıca Türk Edebiyatı Vakfı'nca 1980'de verilen beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) ünvanını kazanmıştır.

Necip Fazıl Kısakürek, 1983 yılının (doğduğu gün olan) 25 Mayıs'ında vefat etti.


AYNALAR YOLUMU KESTİ

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;

İşte yakalandık, kelepçelendik!

Çıktınız umulmaz anda karşıma,

Başımın tokmağı indi başıma.

Suratımda her suç bir ayrı imza,

Benmişim kendime en büyük ceza!

Ey dipsiz berraklık, ulvî mahkeme!

Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!

Nur topu günlerin kanına girdim.

Kutsî emaneti yedim, bitirdim.

Doğmaz güneşlere bağlandı vâde;

Dişlerinde, köpek nefsin, irade.

Günah, günah, hasad yerinde demet;

Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!

Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:

Gözyaşı döksem, Nuh Tufanına denk?

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.

Bakamam, aynada, aynada vicdan;

Beni beklemeyin, o bir hevesti;

Gelemem, aynalar yolumu kesti.

BAHÇEDEKİ İHTİYAR

Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış

Nurlu ihtiyarın yanaklarında.

Yapraktan saçını yerlere yaymış,

Sonbahar ağlıyor ayaklarında.



Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,

İçi karanlıkla dolu gözleri;

Alnında akşamın ince kederi,

Sessizliğin sırrı, dudaklarında.



Yanan bir kağıtta küçük bir satır

Yazı gibi akşam onu karatır;

Artık o, silinen bir hâtıradır,

Bu ıssız bahçenin uzaklarında...



KALDIRIMLAR I

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;

Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.

Yolumun karanlığa saplanan noktasında,

Sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum.



Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık.

Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.

İn-cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.

Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.



İçimde damla damla bir korku birikiyor,

Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler,

Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor.

Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.



Kaldırımlar, çilekeş insanların annesi,

Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.

Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,

Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir insandır.



Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta.

Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!

Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta,

Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!



Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin,

İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler...

Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin.

Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.



Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim!

Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.

Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim.

Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.



Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya,

Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.

Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya.

Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi.

GURBET

Dağda dolaşırken yakma kandili,

Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!

Ne söylemez, akan suların dili,

Sessizlik içinde çağlama gurbet!



Titrek parmağınla tutup tığını.

Alnıma işleme kırışığını

Duvarda, emerek mum ışığını,

Bir veremli rengi bağlama gurbet!



Gül büyütenlere mahsus hevesle,

Renk renk dertlerimi gözümde besle!

Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,

İçimde dövünüp ağlama gurbet!...

YOLCULUK

Yolculuk, her zaman düşündüm onu;

İçimde bu azgın dâvet ne demek?

Oraya, nerdeyse güneşin sonu,

Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.



Altımdan kaydırdı bir el minderi;

Herkes yatağında, ben ayaktayım.

Bir gece, rüyada gördüğüm yeri,

Gözlerim yumulu, aramaktayım.



Beni çağırmakta yabancı dostlar;

Bu dostlar ne güzel, dilsiz ve adsız.

Eski evde, şimdi bir başka ev var:

Avlusu karanlık, suları tadsız.



Her akşam, aynı yer, aynı saatta,

Güneşten eşyama düşen bir çubuk;

Yangın varmış gibi, yukarı katta,

Arkamdan gel diyor, sessiz ve çabuk!



Başım; artık onu taşımak ne zor!

Başım, günden güne kayıtsız bana.

Dalında bir yaprak gibi dönüyor,

Acı rüzgârların çektiği yana...
Ekleme Tarihi: 25.05.2007 - 09:17
Bu mesajı bildir   burcunur üyenin diğer mesajları burcunur`in Profili burcunur Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
der_ya su an offline der_ya  
SAGOL BURCU NUR

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
güzel burcu nur kardeşim ustadı anma konusunda hassasıyetıne tesekkur edrım.emeklerın için sagol Allah yar ve yardımcın olsun..SELAM VE DUA İLEsevinçli
Ekleme Tarihi: 26.05.2007 - 11:48
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  
Genclige Hitabe..

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 23:24
Cinsiyeti: Bayan 
GENÇLİĞE HİTABE

"Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...

Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre...
Birincisi iki buçuk asır... Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet...
İkincisi üç asır... Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet...
Üçüncüsü bir asır...
Allahın, Kur'an'ında "belhümadal - hayvandan aşağı" dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret...
Ya dördüncüsü ?...
Son yarım asır!..
İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedi helake mahkumiyet...
İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören..

Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir çığlık kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...

Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının,evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik...

Halka değil, Hakka inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik...

Emekçiye "Benim sana acıdığım ve seni koruduğum kadar sen kendine acıyamaz, kendini koruyamazsın.! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın!" diyecek...

Kapitaliste ise "Allah buyruğunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın!" ihtarını edecek...
Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına,vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik...


"Kim var?" diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert "ben varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur!" fikrini besleyici bir dâva ahlakına kaynak bir gençlik...

Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnetsayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik...


Tek cümleyle, Allahın, kâinatı yüzü suyu ,hürmetine yarattığı Sevgilisinin fezâyı bütün yıldızlariyle manto gibi saran mukaddes eteğine tutunacak, ve O'ndan başka hiçbir tutamak,dayanak, sığınak tanımayacak ve O'nun düşman larını ancak kubur farelerine lâyık bir muameleye tâbi tutacak bir gençlik...

İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorum.
Şekillenmesi, billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbazlık kodamanların viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerîmden kan çekerek yırtındığım,
paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz,
susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım.


Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur: Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!
Allahın selâmı üzerine oIsun..."

Necip Fazil KISAKÜREK

Ekleme Tarihi: 26.05.2007 - 12:47
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  
Sairlerin Sultani

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 23:24
Cinsiyeti: Bayan 
1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, 'İman ve İslam Atlası' adlı eseriyle fikir dalında Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981), Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) almıştır. Ayrıca Türk Edebiyatı Vakfı'nca 1980'de verilen beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) ünvanını kazanmıştır.

Rabbimiz ondan güzide insan, Sairlerin Sultani Üstadimizdan razi olsun.. Rahmet etsin gani gani..
...

AYNALAR YOLUMU KESTİ

...
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!

Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.

Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.

....

CANIM İSTANBUL

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
...
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...
...
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

Ekleme Tarihi: 26.05.2007 - 12:54
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  

944 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2005
En Son On: 07.06.2007 - 22:48
Cinsiyeti: Erkek 
DAĞLARDA ŞARKI SÖYLE

Al eline bir değnek,
Tırman dağlara, söyle!
Şehir farksız olsun tek,
Mukavvadan bir köyle.

Uzasan, göğe ersen,
Cücesin şehirde sen;
Bir dev olmak istersen,
Dağlarda şarkı söyle!


UTANSIN

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

büyük üstad necip fazıl kısakürek......
Ekleme Tarihi: 26.05.2007 - 12:54
Bu mesajı bildir   muhammed yusa üyenin diğer mesajları muhammed yusa`in Profili muhammed yusa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  
.................

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 23:24
Cinsiyeti: Bayan 
Sakarya Türküsü

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!


Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

...

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!


Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..


(1949)

Necip Fazıl Kısakürek
Ekleme Tarihi: 26.05.2007 - 13:09
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 691 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56670 saniyede açıldı