ivermektine colchicine kamagra generique kaletra generique plaquenil cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Yakında suikastler başlayacak! O zaman da susacak mısınız?İbrahim Karagül.

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
..... su an offline .....  
Yakında suikastler başlayacak! O zaman da susacak mısınız?İbrahim Karagül.

172 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.06.2006
En Son On: 07.07.2006 - 21:58
Cinsiyeti: ----- 
Yakında suikastler başlayacak! O zaman da susacak mısınız?
Herkes şu konularda hemfikir: Gazze'ye ölçüsüz saldırının sebebi İsrail askerlerine yönelik son saldırı değil. Öyle bir iddiaya şu cevap verilir:


O saldırıdan önce aralarında çocukların ailelerin olduğu 21 Filistinli sivili öldüren İsrail saldırılarına ne diyeceğiz? Ortada hiçbir şey yokken bu saldırılar neden yapıldı? Bunun İsrail tarafında bir açıklaması var mı? Var ve bunları dünkü yazımda ortaya koymuştum:

1- Hamas hükümetini işlemez hale getirip, siyasi süreci başarısız kılmak. Hamas'ı devlet olmaktan çıkarıp tekrar örgüte dönüştürmek.

2- Hamas-El Fetih arasındaki çatışma tezi tutmadı. Saldırılarla tarafları yeniden çatışma ortamına çekmek ve Filistin halkıyla müzakere edilemeyeceği tezini işlemek. Çünkü İsrail bütün kazanımlarını çatışma ile sağlıyor. Böyle bir ortam oluşunca da, tek taraflı politikalarını uygulamak.

3- Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la Hamaslı Başbakan İsmail Heniye arasındaki son yakınlaşmayı baltalamak. Gazze saldırısı iki liderin yakınlaştığı, aradaki krizi yumuşattığı görüşmenin hemen sonrasında başladı.

4- "Gazze'den çekilme" teziyle diplomasi alanında mevzi kazandıktan sonra yeniden işgalin yolunu açarak İsrail şahinlerinin istediğini yapmış olmak.

5- Duvar ve kalıcı sınırlar konusunda Filistin halkının müzakere gücünü ortadan kaldırmak.

6- Refik Hariri suikasti Suriye'nin Lübnan'dan çıkarılmasını sağladı ama bu ülkeye yönelik saldırı ya da istikrarsızlığı yeterince teşvik edemedi. Suikasti soruşturan BM savcısının değişmesinden sonra, Şam yönetimine yönelik suçlamalar için gerekçeler zayıfladı. İsrail savaş uçaklarının Lazkiye'de Beşşar Esad'ın ikametgahının üzerinde alçaktan uçması, Suriye'ye yönelik yeni sürecin Filistin'deki çatışmalar üzerinden yürütüleceğine işaret ediyor.

7- Bu da, Gazze'ye yönelik saldırının oldukça kapsamlı bir plan olduğunu, sonuçlarının bölgesel etkileri olacağını, İsrail-Lübnan sınırının yeniden hareketleneceğini, Şam'a yönelik yeni bir yıpratma sürecinin başlatılacağını gösteriyor. ABD-İran krizindeki yumuşamadan hoşnut olmayan İsrail, yeni bir bölgesel krizin altyapısını oluşturmaya çalışıyor.

Saldırılar beklendiği gibi genişledi, daha da genişleyecek. Filistin ve Lübnan'daki örgütler üzerinden Suriye ve İran da bu krizin içine çekilecek. Toplu cezalandırma ile karşı karşıya olan, gündelik yaşam için gereken her şeyi bombalanan Filistin halkı üzerinden yürütülen bir kriz politikası bu! Bir taraftan Filistin'de yönetim sistemi çökertiliyor, diğer taraftan İsrailli şahinlerin bölgesel maceraları için yeni gerekçeler hazırlanıyor.

Bir yandan çok yönlü saldırılar sürüyor, üniversiteler bile bombalanıyor, diğer yandan Filistinli bakanlar gözaltına alınıyor. Gözaltına alınan bakan, milletvekili, belediye başkanı sayısı altmışın üzerinde.

Halkın, uluslararası gözlemcilerin denetiminde ve tamamen demokratik kurallara göre seçtiği kişiler İsrail askerleri tarafından kaçırılıyor. Ve dünya buna karşı hiçbir şey söylemiyor. Onlar için demokrasi bu işte! Sadece kendileri için, sadece kendi tercihleri için, sadece kendi çıkarlarını savunanlar için varolan bir demokrasi! Filistin halkını açlıkla terbiye etmelerinin, toptan cezalandırmalarının sebebi bu. Onların tercih etmediklerini nasıl seçebilirler!

Gözaltıların bir sonraki adımı suikastlerdir! Yakında suikastlere başlayacaklar! Daha önce yaptıkları gibi. Bir çok Filistinli lideri öldürdükleri gibi. Bunu açıkladılar da! Milletvekillerini, bakanları öldüreceklerini açıkladılar. Birisi çıksın da kınasın bakalım!

Terörden beslenenler, terörle mücadelenin baş aktörü oluyorlar! Seçilmiş insanları hapislere dolduruyorlar. Onlara göre Yaser Arafat da teröristti. Ama sonra onunla barış masasına oturdular. Sonra ne oldu? Arafat yoldan çıktı ve onu tecritle cezalandırdılar. Sonra da öldürdüler! Hamas'la da masaya oturabilirlerdi. Uyguladıkları şiddet politikası tutmazsa oturacaklar da. Ama şimdi şiddeti tercih ediyorlar. Bu saldırılar ABD'nin onayıyla yapılıyor. Arafat'n tecridi ve bugüne kadar gelinen süreçte yaşananların hepsi bu onayla yapıldı. ABD'nin onayı varken bölgede hangi iktidar ne söyleyebilir?

Onlar terörist değil miydi?

İsrail'i kuranların, yönetenlerin dosyalarına bakalım. Çoğu terörist saldırılarla yetişti. Terör örgütleri kurarak, adam öldürerek, sabotajlar yaparak, gizli hücrelerde görev alarak yetişti. Sonra siyasetçi oldular, bakan, başbakan oldular. Devlet Başkanı oldular. General oldular. Diplomat oldular. Barış elçisi oldular. Barış ödülleri aldılar. Ama terör zihniyeti değişmedi. Devleti de bu mantıkla yönettiler. Dünya ile ilişkilerini de bu mantıkla yürüttüler. Sadece Filistin'de değil, dünya genelinde devlet terörünün her türünü uyguladılar. İsrail yönetiminde etkin olan bir çok ismin terör dosyası oldukça şişkin. Bazıları bir çok ülkeye gidemiyor bile. İnsanlık suçu işlemekle, soykırımla suçlanıyor.

Onlar öldürür, tutuklar, kaçırır. İşkence eder, toplama kampları oluşturur, kameralar önünde çocukları kurşuna dizer! Çünkü o, imtiyazlı bir devlettir. Hiçbir kurala bağlı değildir. Nükleer silah edinir, başkaları edinince kıyameti koparır. Füzelerle insanları havaya uçurur, misilleme yapılınca dünyayı ayağa kaldırır.

Türkiye etkin müdahil olmalı!

Arap Birliği toplanacak. Boş lakırdılarla vakit harcayacak. Hiçbir şey yapmayacak. Yapamaz da. Çünkü Filistin'in bu hale gelmesinde onların günahı çok! İslam Konferansı Örgütü havaya çağrılar yapacak, boş ve etkisiz ama son derece diplomatik açıklamalar yapacak. Bölge ülkeleri itidal çağrısı yapacak, bildik açıklamalarını tekrarlayacak. Ama bunların hiç biri ciddi bir şekilde inisiyatif almayacak, alamaz da. Çünkü konuya bakışlarını kendileri değil ABD belirliyor. Hangi cesaretle bir şeyler yapabilirler ki... Her zamanki gibi, bütün bunları bilen İsrail, pireye kızıp Gazze'yi ateşe verecek. Belki Batı Şeria'yı da.

Türkiye'nin artık o "matbu" açıklamalarını istemiyoruz. İçinde "temenni", "itidal" gereken Dışişleri açıklamaları istemiyoruz. Son birkaç yıldır bölgede ciddi bir etkinlik kazandı Türkiye. Bunu kullanmasını istiyoruz. Krize acil ve etkin biçimde müdahil olmasını istiyoruz.

Ekleme Tarihi: 02.07.2006 - 11:02
Bu mesajı bildir   ..... üyenin diğer mesajları .....`in Profili ..... Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Hadimül Islam su an offline Hadimül Islam  

618 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2005
En Son On: 04.08.2007 - 13:15
Cinsiyeti: Erkek 
Türkiye, özüne ve Aslina,
yani Osmanli ruhuna dönmedigi müddetce hic bir sey yapamaz.
A partinin veya B partinin iktidar olmasi önemli degil.
Önemli olan beyinlerde ve sistemde bazi(malum) seylerin degismesidir.

Islam Adaletinin olmadigi yerde,
Iblis iste böyle cirit oynar.

Rabbim Filistinli kardeslerimizin yar ve yardimcilari olsun.
Ekleme Tarihi: 02.07.2006 - 11:36
Bu mesajı bildir   Hadimül Islam üyenin diğer mesajları Hadimül Islam`in Profili Hadimül Islam Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_SeRKaN_ su an offline _SeRKaN_  
RE: Yakında suikastler başlayacak! O zaman da susacak mısınız?İbrahim Karagül.

406 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.09.2004
En Son On: 21.11.2007 - 17:41
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı TASAVVUF

Türkiye'nin artık o "matbu" açıklamalarını istemiyoruz. İçinde "temenni", "itidal" gereken Dışişleri açıklamaları istemiyoruz. Son birkaç yıldır bölgede ciddi bir etkinlik kazandı Türkiye. Bunu kullanmasını istiyoruz. Krize acil ve etkin biçimde müdahil olmasını istiyoruz. [/B]



Türkiye Müdahil olabilir mi sizce???

Türkiye içinde bulunduğu bu sistemle (burada kişiler önemli değil) İsrail Terörünü frenleyebilir mi???

Acaba Yıllardır süregelen bu terör durdurulabildi mi ya da İsrail'e sert bildiriler göndererek İsrail'e kim, hangi ülke meydan okuyabildi ki??

Eğer bir tepki olacaksa bu en alttan başlamalı ve yukarılara kadar devam etmeli. İsrail'in yaptığı katliamları yıllardır tv'lerde izler dururuz. Sanki bir film izler gibi. Ama bizler artık oradaki kardeşlerimizi dualarımız da bile unuttuk..

Rabbim Ümmet-i Muhammed'i daldığı bu derin gaflet uykusundan uyandırsın...

Rabbim ordaki kardeşlerimizin yardımcısı olsun ...
Ekleme Tarihi: 02.07.2006 - 15:17
Bu mesajı bildir   _SeRKaN_ üyenin diğer mesajları _SeRKaN_`in Profili _SeRKaN_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_SeRKaN_ su an offline _SeRKaN_  

406 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.09.2004
En Son On: 21.11.2007 - 17:41
Cinsiyeti: Erkek 
Aşağıdaki yazı Nurettin Şirin'den Alıntıdır.

Sesimiz Yükseltelim Artık..


Filistin işgalcisi Siyonist rejim güçlerinin son günlerde Filistin halkına yönelik sürdürdüğü barbarca saldırılar kelimenin tam anlamıyla bir soykırıma dönüştü. İslami İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad Uluslar arası Filistin Konferansı'nda yaptığı konuşmada "Ortada bir yahudi soykırımı iddiası var; bunun ne derece doğru olduğu belli değil. Ama tartışılmaz bir gerçek var ki, o da, Siyonistlerin Filistinlilere karşı sürdürdüğü soykırımdır" demişti.

Siyonist gestapolar bütün dünyanın gözleri önünde tam bir pervasızlıkla Filistinlilere karşı barbarca saldırılarını sürdürüyorlar. Siyonist savaş bakanı Amir Peretz, ise sürdürdükleri katliamlar üzerine dünyanın tepkisini umursamadıklarını söyleme küstahlığını gösterebiliyor.

Siyonist rejim başbakanı Ehud Olmert'in Amerika'ya yaptığı dış gezinin ardından artan insanlık dışı bu vahşice saldırılar, İsrail-ABD ikilisinin Filistinlileri yok etme noktasında anlaştıklarını açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim, Beyazsaray sözcüleri, İsrail işgal güçlerinin sürdürdüğü ve çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu masum Filistinlilerin şehid edilmesiyle sonuçlanan kanlı saldırıları, "İsrail'in kendini savunması" olarak tanımlayarak, kan içici Siyonist rejime nasıl destek çıktığını açıkça göstermişti.

Filistin'deki Hamas yönetimi bir taraftan uluslar arası Siyonist blokun kuşatması altında ağır saldırı ve dayatmalarla karşılaşırken diğer yandan da Mahmud Abbas liderliğindeki El Fetih güçlerinin fitne ve saldırganlıklarıyla boğuşmaktadır. Bu durumda genelde tüm Filistin halkı, özelde de şerefli Hamas hükümeti, her zamankinden daha çok dünya Müslümanlarının desteğine ihtiyaç duymaktadır.

İslam Ümmeti Filistin noktasında büyük bir sınavla karşı karşıya. Bizler kadınıyla, erkeğiyle bu sınavı yaz akı ile verebilmeliyiz. Çocuk kadın, bebek ayırt etmeksizin masum ve savunmasız Filistinlileri katleden kan içici Siyonist cellatların göğüslerine bugün için saplayacak kurşunlarımız olmasa dahi, bu Siyonistlerin saldırılarına karşı duracak göğüslerimizin olduğunu ortaya koymalıyız. Gittikçe azgınlaşan Siyonist canilerin ellerinden damlayan Filistinli kanları bizim kanlarımızdır, orada tabutlarda taşınan bedenler bizim bedenlerimizdir. Orada vurulan da biziz, tutsak olan da.

Ancak her nedense sanki üzerimize ölü toprağı serpilmiş gibi. Yerimize çakıldık duruyoruz. Bir futbol takımı taraftarının takımı hakkında gösterdiği heyecan ve tepkiyi bizler Filistin konusunda gösteremez olduk. Silkinip atalım artık üzerimizden şu ölü toprağını...!

Filistinli Huda'nın anne, baba ve kardeşlerinin cansız bedenlerinin yanı başında nasıl çığlık attığını hepimiz gördük; o yürek parçalayıcı sahne, Filistin'in bir gününün gerçeği değildir sadece. Filistin baştan başa her gün aynı acıyı yaşıyor. Filistin bu acıyı yaşarken yaşlı ve mahzun gözleriyle dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerini gözlüyor:

"Neredesiniz, ey Müslümanlar neredesiniz! Bizim için yapacak hiçbir şeyiniz yok mu? Atacak bir taşınız yoksa dahi, yükselecek bir feryadınız da mı yok? Parçalanan bedenlerimizi, ırmaklaşan kanlarımızı gördükten sonra hala daha ayağa kalkmıyorsanız eğer, o zaman söyleyin, siz Müslüman mısınız!?"

İsrailoğulları'nın ihanet ve katliamları, tarihin değişmez bir gerçekliği olarak hep var oldu insanlık yaşamında... Yahudilerin ne oldukları ve ne yaptıklarını Kur'an-ı Kerim öğretiyor bize. Peygamberlerine sırtını dönen Yahudilerden, Peygamberlerini katleden Yahudilere "Nimetlerle şımarıp azgınlaşan Yahudilerden, Peygamberleri Hz. Musa'ya, "git sen ve rabbin birlikte savaşın" deme küstahlığını gösteren Yahudilere "İnsanlar arasında müminlere karşı en şiddetli düşmandır" bunlar. Tarih hep bunun örnekleriyle doludur.

Büyük bir soykırım yaşadıklarını iddia eden Siyonistler bugün kendileri tam anlamıyla bir soykırım yapmakta, sürekli katliamlarla yüzleşen Filistinliler de acı, kan ve gözyaşlarına boğulmaktadır: "Ya Rabbi katından bize bir kurtarıcı, katından bize bir dost ve bir yardımcı gönder" diye feryad eden mustazaf Filistin halkına biz ne diyeceğiz şimdi..?

"Ey Filistinli kardeşim! Canımızla, kanımızla, bedenlerimiz ve yüreklerimizle, yumruklarımız ve bileklerimizle biz de bu kavganın içindeyiz! Ey Filistinli kardeşim, yalnız değilsin, yalnız kalmayacaksın..! Senin göğsüne saplanan kurşun ve bomba şarapnelleri bizlerin de bedenlerine saplanmadıkça yerimizde oturmayacağız"

Böyle mi diyeceğiz, yoksa,

"Gidin Rabbinizle, liderlerinizle birlikte savaşın mı diyeceğiz?

Hangisini yapıyoruz, birincisini yapmadığımız ortada: İkincisini dilimizle söylemesek de, halimizle söyler durumundayız..! Peki o zaman, bizim Yahudilerden ne farkımız kaldı..?

Filistin konferansı sırasında Hamas Hareketi'nin temsilcileriyle yaptığımız görüşmede, Türkiyeli Müslümanlara karşı ayrı bir sevgi ve minnet duyduklarına şahit olmuştuk. Bu daha çok, Osmanlı'nın Filistin'e verdiği önem ve Filistin'i savunma noktasında Osmanlı'nın gösterdiği hassasiyetten kaynaklanıyordu. Her defasında bize Sultan Abdulhamid'in duruşunu ve Filistin'deki Osmanlı şehidlerini hatırlattılar.

Bir Hamas temsilcisi, dedesinden aktardığı bir anısıyla, bu minnettarlıklarını duygulu bir şekilde ortaya koyuyordu: Filistin'in Nablus şehrinde 1960'lı yıllarda yapılan bir harfiyatta, bir mezarlık bölümünden İngiliz işgal güçlerine karşı savaşan Osmanlı subayı ve askerlerinin cesetlerinin çıktığını, ancak elbiseleriyle birlikte gömülen bu cesetlerin hiç bozulmadan olduğu gibi durduğunu anlatan Hamas temsilcisi, oradaki Filistinlilerin bu olaya şahit olduklarını ve herkese bu manzarayı anlattıklarını belirtince duygusal anlar yaşamıştık.

Hamas'ın temsilcisi bu tabloyu anlatırken şöyle diyordu: Bütün Filistinlilerin Osmanlı'ya karşı apayrı bir sevgisi ve minnettarlığı vardır. Filistin topraklarındaki Osmanlı şehidleri hepimiz için bir iftihardır. Onları kutsal bir emanet olarak Filistin topraklarında saklıyoruz

Hamas temsilcisinin bu ifadeleri karşısında bir taraftan Osmanlı adına gurur ve övünç duysak da diğer taraftan büyük bir mahcubiyet içersindeydik. Çünkü bizim ecdadımız Filistin'i kanıyla savunmuştu. Filistin topraklarında binlerce Osmanlı şehidinin bedenleri yatıyordu. Ama bugün bizler Filistin'in savunulmasında kanımızı vermekten çok uzağız. Kanımızı vermek bir yana, yumruklarımızı sıkıp feryad etmekten bile aciz düştük..!!!

Filistin'in özgürlüğü uğruna üç oğlunu seve seve şehid veren, kendi elleriyle hazırlayıp şehadet operasyonlarına gönderen Filistinli şehid analarının sembolü Ümmu Nidal ve Aksa İntifadası'nın sembol şehidi Muhammed Cemal Durra'nın babası Cemal Durra ile birlikte görüşmelerimizde aynı duyguları almıştık, şehid anası ve şehid babasından Kendileriyle tanışıp Türkiyeli olduğumuzu söylediğimizde gözlerinin içleri gülüyordu.. Yine Osmanlıyı hatırlıyor ve hatırlatıyorlardı. Ve biz de doğal olarak benzer duyguları yaşıyorduk bir kez daha. Övünç ve mahcubiyet.

Oğlu Şehid Muhammed Cemal Durra'nın bir vermişti bana, baba Durra. "Şehid oğlum Muhammed Cemal el Durra adına nureddin Şirin kardeşime hediyemdir" diye yazmıştı resmin arkasına. Muhammed Cemal Durra bir semboldü, ama sadece bir değildi. Ardından niceleri de eklenmişti bu mazlum şehidler kervanına

Bizim etnik köken ve kavmiyet noktasında hiçbir takıntımız yoktur kuşkusuz. Ancak Filistinlilerle tanıştığımızda ve konuştuğumuzda Türkiyeli oluşumuz onlara hep Osmanlı'yı hatırlatıyordu. Bugün bizler Türk-Kürd-Çerkez-Arab-Arnavut-Boşnak vs. bütün Türkiyeli Müslümanlar olarak, Filistinli kardeşlerimizin bize karşı besledikleri bu tertemiz duyguları karşılıksız bırakmayalım artık..!

İsrail adı altında işgal rejimini sürdüren siyonist terör çeteleri tüm çabalarıyla dedeleri Theodor Herltz'in peşinden gidiyorlar. Biz de, pak kanlarını Filistin savunmasında veren ve işgal altındaki Filistin topraklarında yatan şehid dedelerimizin yolundan gidelim..! Can ve kan pahasına Filistin'i savunan dedelerimiz bizlerin varlığından övünç duysunlar, bizim onlardan övünç duyduğumuz gibi! Belki Rabbimiz nasip eder de, bizim bedenlerimiz de yatar o topraklarda... Ancak o günler gelse de gelmese de bu günden yapacaklarımızı yapalım artık.

Düşmanımız belli, apaçık ortada;

Gözü dönmüş canavar siyonistlere vereceğimiz cevap vardır elbet..!

Ey pek fıtratlı özgür kardeşlerimiz, bizim de bir cevabımız vardır elbet..!

"Bismillah... Lillah.. ve alâ millet-i resulillah...!"


http://www.velfecr.com
Ekleme Tarihi: 02.07.2006 - 16:32
Bu mesajı bildir   _SeRKaN_ üyenin diğer mesajları _SeRKaN_`in Profili _SeRKaN_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
Abdullahbiri kardesim mukemmel bir tesbit bu

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 23:25
Cinsiyeti: ----- 
okunmali bu yazi
Ekleme Tarihi: 06.07.2006 - 23:09
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 896 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ambulans64 (60), salihbayram (52), opel (54), islamci_genc (37), celal1974 (50), savage41xxx (52), LAZPARATOR61 (45), kral29 (35), siseyna (43), demir_kralll (33), yepremreha (47), YA_rab (31), zompur (54), ALMILA_GÜL (56), Mystigue (53), kecmk (53), akpinar61 (59), aqabe (60), agenc24 (52), y.erkek (52), internet22 (41), kutsalsavasc&ya.. (37), karindas (45), sehadet_61 (46), Serdar_ (44), bahtiyar28 (54), maun (42), bayramsalih (52), arifünal (64), HANCEREN (55), mecruh (45), MuSLimaNKa (34), bilalkale (50), DeLiCaN (944), veysel setdibi (62), tilli (51), erzurumlunet (46), sema_ihl (38), cemre (52), m.kara (58), yyunuss (39), x_X_x (41), Muhammed1968 (57), hçerçi (72), lcd (47), fatihreis (39), Baharayyildiz (40), haci_nl (47), cemil (46), yakupakyuz (60), gazikoc58 (51), Ankebut57 (45), L a V i N i a (40), sofu_23 (51), Beyaz dilek&cce.. (40), tabu (50), sümbül (37), yakupalan (45), Alperen Eren (46), HikmetSagir (81), YaSaX (44), Barnabas (39), islamasevdal&ya.. (38), ilyas1970 (54), criminalist (52), Ayhan-61 (58), nurayaz (30), mörscher (58), basmuharrir (58), Goodmanx (57), mahmut1968 (56), djnefret (41), karadeniz krali (54), ayseli (58), cengo06 (62), yasarerkek (52), hz.ömer (37), ismailxxx (46), tayyarozbak (40), karamurat1 (51), sari_kiz (38), kaslim (42), ayyildiz_70 (34), The Mediterrane.. (53), bahadir (50), ~TUTI~ (37), dostahasret (43), Selinnurx (56), apocalyptica (45), markat (46), derlerkahin (46), isa dogan (50), EROL AKBULUT (56), Yaseminnur (37), sehadet_aski (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55898 saniyede açıldı