ivermektine chloroquine ivermectine generique colchicine generique stromectol super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » Kim kendi görüsü ile Kuran-i Kerim-i tefsir ederse cehennemdeki yerini hazirlasin.

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 24 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
utaniyorum su an offline utaniyorum  
Kim kendi görüsü ile Kuran-i Kerim-i tefsir ederse cehennemdeki yerini hazirlasin.

1942 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.04.2003
En Son On: 27.01.2007 - 02:21
Cinsiyeti: Erkek 
ARKADAŞLAR AÇILAN KONULARDA, ŞAHSİ GÖRÜŞLERİNİ AYETLERLE DESTEKLİYORLAR.TABİ DOĞALDIR Kİ FİKİRLERDE BİR TAKIM CEMAAT VEYA HİZİP İŞARET EDİLİYOR.YADA DİĞER İNSANLARA HAKARET ELEŞTİRİ YAPILIYOR.
BU ŞAHISLAR GÖRÜŞLERİNİ AYETLERİ KENDİLERİNE ADETA KALKAN YAPARAK KULLANIYORLAR.ACABA BU AYETLERİ KONULARDA KULLANACAK KADAR İLME SAHİPLER Mİ ?
YA DA BU AYETLERLE YAZIŞMALAR KONUSUNDA DÜŞÜNCENİZ NEDİR MERAK EDİYORUM.?
Kim kendi görüsü ile Kuran-i Kerim-i tefsir ederse cehennemdeki yerini hazirlasin. (Tirmizi


Bu mesaj 1 kez ve en son utaniyorum tarafından 12.04.2006 - 21:04 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 21:03
Bu mesajı bildir   utaniyorum üyenin diğer mesajları utaniyorum`in Profili utaniyorum Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
RE..

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 17.04.2006 - 00:17
Cinsiyeti: ----- 
BENCE BUNU YAZARKEN UTANMALISIN İNSANLARI SUÇLUYORSUN ONLARIN VEBALİNİ NASIL ALACAKSIN NASIL BUNLARIN HESABINI VERECEKSİN

ZAN
Başkaları hakkında onların belkide yapmadıkları birşeyi onlar yapmış gibi düşünmek zandır. Ve bu düşüncemiz, o kişiyi görmediğimiz halde bir suç işliyormuş gibi bir hükme bizi sürüklerse o zaman bu zan büyük bir günahtır.

53/Necm-23- İn yettebiûne illezzanne ve mâ tehvel-enfüs.
- Onlar yalnız zan ve tahmine, nefsimizin arzularına uyarlar.

49/Hucurat-12- Ya eyyühellezîne âmenüctenibu kesîran minezzan, inne ba'dazzanni ism.
- Ey imân edenler zannın çoğundan sakının, şüphesiz bazı zanlar (su-i zan) günahtır.

53/Necm-28- Ye mâ lehüm bihî min ılm, in yettebi'ûne illezzan, ve innezzanne lâ yüğnî minelhakkı şeyâ.
- Onların bu sözleri hakkında hiçbir bilgileri yok. Onlar sadece zanna ittiba ederler. Zan ise insanı bir hakkı bilmek rnecburiyetinden vareste kılamaz (dışında tutamaz).

38/Sad-27- Ve mâ halaknassemâe vel-erda ve mâ beynehüma bâtılâ zâlike zannüllezîne keferû, feveylünlillezîne keferû minennâr.
- Biz, yeri, göğü ve aralarındakileri boşuna (batıl) yaratmadık. Boşuna yaratmak sadece kâfirlerin zannıdır.

10/Yunus-66- İn yettebiûne illezzenne ve inhüm illâ yehrusûn.
- Onlar, ancak o zanna tâbî olurlar. Ancak tahmin ederler.
10/Yunus-36- Ve mâ yettebiu ekserühüm illâ, zannâ, innezzanne lâ yüğni minelhakkı şeyâ.
- Onların ekserisi ancak zanna tâbî olurlar, şüphesiz zan hiçbir zaman hakkın yerine geçmez.

7/Araf-30 - İnnehümüttehazû şeyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yehsebûne ennehüm mühtedûn.
- Şüphesiz onlar Allah'ı bırakarak şeytanı dost edinmişlerdir ve hidayete erdiklerini zannediyorlardı.

6/En'âm-148- Kul hel ındeküm min ilmin fetühricûhülena, in tettebiûne illezanne ve in entüm illâ yahrusûn.
- Onlara de ki; Eğer bir bilğiniz varsa onu bize çıkarırsanız siz zandan başka bir şeye tâbî olmazsınız, kuru kuru tahminde bulunursunuz.

6/En'âm- 116- Ve in tütı' eksera men fil-erdı yüdıllûke an sebılillâh, in yettebiûne illezzanne ve inhüm illâ yahrusûn.
- Yeryüzünde olanın ekserisine itaat edersen onlar seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zandan başka birşeye tâbî olmazlar. Onlar kuru kuru tahminde bulunurlar.
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 21:17
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
utaniyorum su an offline utaniyorum  
kuranı yüzünden okuyabiliyormusun acaba

1942 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.04.2003
En Son On: 27.01.2007 - 02:21
Cinsiyeti: Erkek 
ben her zaman

UTANIYORUM


RABBİM SİZE DE UTANMAK NASİP ETSİN.


Bu mesaj 1 kez ve en son utaniyorum tarafından 12.04.2006 - 21:19 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 21:19
Bu mesajı bildir   utaniyorum üyenin diğer mesajları utaniyorum`in Profili utaniyorum Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
vehbi70 su an offline vehbi70  
RE: RE..

919 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.01.2006
En Son On: 04.01.2015 - 20:05
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı pejocu

BENCE BUNU YAZARKEN UTANMALISIN İNSANLARI SUÇLUYORSUN ONLARIN VEBALİNİ NASIL ALACAKSIN NASIL BUNLARIN HESABINI VERECEKSİN

ZAN
Başkaları hakkında onların belkide yapmadıkları birşeyi onlar yapmış gibi düşünmek zandır. Ve bu düşüncemiz, o kişiyi görmediğimiz halde bir suç işliyormuş gibi bir hükme bizi sürüklerse o zaman bu zan büyük bir günahtır.

53/Necm-23- İn yettebiûne illezzanne ve mâ tehvel-enfüs.
- Onlar yalnız zan ve tahmine, nefsimizin arzularına uyarlar.

49/Hucurat-12- Ya eyyühellezîne âmenüctenibu kesîran minezzan, inne ba'dazzanni ism.
- Ey imân edenler zannın çoğundan sakının, şüphesiz bazı zanlar (su-i zan) günahtır.

53/Necm-28- Ye mâ lehüm bihî min ılm, in yettebi'ûne illezzan, ve innezzanne lâ yüğnî minelhakkı şeyâ.
- Onların bu sözleri hakkında hiçbir bilgileri yok. Onlar sadece zanna ittiba ederler. Zan ise insanı bir hakkı bilmek rnecburiyetinden vareste kılamaz (dışında tutamaz).

38/Sad-27- Ve mâ halaknassemâe vel-erda ve mâ beynehüma bâtılâ zâlike zannüllezîne keferû, feveylünlillezîne keferû minennâr.
- Biz, yeri, göğü ve aralarındakileri boşuna (batıl) yaratmadık. Boşuna yaratmak sadece kâfirlerin zannıdır.

10/Yunus-66- İn yettebiûne illezzenne ve inhüm illâ yehrusûn.
- Onlar, ancak o zanna tâbî olurlar. Ancak tahmin ederler.
10/Yunus-36- Ve mâ yettebiu ekserühüm illâ, zannâ, innezzanne lâ yüğni minelhakkı şeyâ.
- Onların ekserisi ancak zanna tâbî olurlar, şüphesiz zan hiçbir zaman hakkın yerine geçmez.

7/Araf-30 - İnnehümüttehazû şeyâtîne evliyâe min dûnillâhi ve yehsebûne ennehüm mühtedûn.
- Şüphesiz onlar Allah'ı bırakarak şeytanı dost edinmişlerdir ve hidayete erdiklerini zannediyorlardı.

6/En'âm-148- Kul hel ındeküm min ilmin fetühricûhülena, in tettebiûne illezanne ve in entüm illâ yahrusûn.
- Onlara de ki; Eğer bir bilğiniz varsa onu bize çıkarırsanız siz zandan başka bir şeye tâbî olmazsınız, kuru kuru tahminde bulunursunuz.

6/En'âm- 116- Ve in tütı' eksera men fil-erdı yüdıllûke an sebılillâh, in yettebiûne illezzanne ve inhüm illâ yahrusûn.
- Yeryüzünde olanın ekserisine itaat edersen onlar seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zandan başka birşeye tâbî olmazlar. Onlar kuru kuru tahminde bulunurlar.



yeter artık pejocu kardeşim sofuoğluda siz de dini konularda ahkam kesiyorsunuz RAVDADA okadar hatim i şerif düzenleniyor ne hikmetse sizleri göremiyoruz bu kadar din bilgisi olduğunu iddia eden insan birin de olmasa birinde bir cüz alır ve okur malesef bunları göremiyorum belki bu yazımdan sonra belkide alıp birine okuturursunuz kuranı kerim ayetlerini kopyala yapıştır yaptığınız gibi hatim i okumayı yapamıyorsunuz dimi.
kardeşim lütfen samimi olun ve de hattinizi aşmayın kardeşim helle peygamberime dil uzataçak kadar hiç aşmayın...

sevgi saygı ve dua ile
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 21:31
Bu mesajı bildir   vehbi70 üyenin diğer mesajları vehbi70`in Profili vehbi70 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
BU SORUDAKİ AMACINIZ NE

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 17.04.2006 - 00:17
Cinsiyeti: ----- 
BEN OKUYABİLİYORUM VEYA OKUYAMIYORUM NE DEĞİŞECEK OKUYAMIYORSAM ALAY EDİP BENİ KÜÇÜLTECEKMİSİNİZ OKUYORSAM İLMİ SEVİYEMMİ GELİŞECEK KURANIN TİLAVETİNDEN ÇOK LAFZI VE RUHU İLE İLGİLENİYORUM

KUR'ÂN-I KERİMİN LÂFZI VE RUHLARI
Peygamber Efendimiz (SAV) 5 görevle vazifelendirilmiştir.

2/ BAKARA-151: Kemâ erselnâ fiküm resûlen minküm yetlü aleyküm ayatina ve yüzekkiküm ve yü'allimükümülkitâbe velhıkmete ve yüallimüküm mâ lemtekünü ta'lemun.
Nitekim size; içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki, âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup, açıklasın) ve sizi (nefslerinizi) tezkiye etsin, size Kitap ve hikmet öğretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediğiniz şeyleri öğretsin.

1- Sahâbeye Kur'ân-ı Kerim'in Ayetlerini okumak.
2- Onların nefslerini tezkiye etmek
3- Onlara kitap öğretmek
4- Onlara hikmet öğretmek
5- Onlara (sahâbeye) İrşadın (hikmetin) ötesinde bilmediklerini öğretmek.
Görevlerin incelenmesi çok ilgi çekici sonuçlar vermektedir:
Birinci görev de Kur'ân-ı Kerim'dir, üçüncü görev de Kur'ân-ı Kerim'dir. Fakat birinci görev Kur'ân-ı Kerim'in lâfzı (sözleri, zahiri anlamı) üçüncü görev ise Kur'ân-ı Kerim'in ruhudur. Yüce Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'in lâfzını öğrenenin hemen ruhuna da girmesine müsaade etmiyor. Ruha girebilmek (3 üncü görev) için önce kişinin nefsini tezkiye etmesi gerekiyor (2 inci görev). Gerçekten nefsi tezkiye olmayan hiçkimse Kur'ân-ı Kerim'in ruhuna giremez. Ruhu öğrenebilmenin ön ve kaçınılmaz şartı nefsi tezkiye edip "Veli" (Allah dostu, evliya, ermiş) payesine yükselmektir. Beş görevin herbirinin sahâbenin manevi tekâmülündeki (olgunlaşmasındaki) yerleri aşağıdaki gibidir.
a- Birinci görev: Kur'ân-ı Kerim'in tilâveti (okunması)
Bu görevde Kur'ân-ı Kerim'in lâfzı öğreniliyor. Tabiatıyla Peygamber Efendimiz SAV'e biat edilmiş ve Allah'a doğru yola çıkılmıştır.
Kur'ân-ı Kerim'in lâfzı öğrenilirken Tasavvuf yaşanmaktadır. Çünkü okula her yeni başlayan, okuldaki tatbikata ayak uydurmakla kalmıyor, Peygamber Efendimiz SAV'den nefsini tezkiye edecek özel zikir emirleri alıyor.
b- İkinci görev: Nefsleri Tezkiye etmek
Bu görevde nefs tezkiyesi, Kur'ân-ı Kerim'in lâfzının öğrenilme ve tatbik edilmesiyle (uygulanmasıyla) paralel yürüyor. Ve kişi aşağıdaki kademelerde nefsini tezkiye ediyor.
1- Nefs-i Emmare (Kötülüğü emreden, nefs kademesi)
2- Nefs-i Levvame (Kınanan ve pişmanlık duyulan nefs kademesi)
3- Nefs-i Mülhime (İlham alınan nefs kademesi)
4- Nefs-i Mutmainne (Doyuma ulaşmış nefs kademesi)
5- Nefs-i Radiye (Allah'tan razı olmuş nefs kademesi)
6- Nefs-i Mardiye (Allah'ın rızasını kazanmış nefs kademesi)
7- Nefs-i Tezkiye (Terbiye olmuş nefs kademesi)
Kim nefsini 7 kademede Tezkiye (terbiye, aklandırma, arıtma) edebilirse o kişi veli olur (Evliyadan biri olur, ermiş olur, Allah dostu olur). Allah'a vermiş olduğu 3 yemini de yerine getirmiştir. Nefsi tezkiye olmuş, ruhu Allah'a ulaşmış ve fizik vücudu Allah'ın kulluğuna kabul edilmiştir.
c- Üçüncü görev: Kitabın öğrenilmesi:
Üçüncü görev sahâbenin evliya olmasından sonraki kademeleri kapsar. Ve bu kademelerde Kur'ân-ı Kerim'in 4 ruhuna girilir.
1- Fenâ Makamı : Allah'a ulaşan ruhun Allah'ın Zatı'na ulaşması ve O'na sığınması. Allah'a mülâki olan (ulaşan) ruh Allah'a sığınınca artık gözlenemediği için (gönül gözüyle), bu ruh Allah'ta ifnâ olmuş, fani olmuştur diye mütalâa edilmekte ve bu makama Allah'ta yok olmak anlamına gelen "Fena Makamı" denmektedir. Realitede ise ruh Allah'ın Zatı'nda muhafaza altına alınmakta ve Allah bu ruha meab (sığınak, melce) olmaktadır.

78/ NEBE-39: Zâlikelyevmülhakk , femen şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ .
İşte o gün (mürşidin eli Hakk'a ulaşmak üzere öpüldüğü ve ona tâbi olunduğu gün) Hakk günüdür. Dileyen (Allah'a ulaşmayı dileyen) kişi kendisini Rabbine ulaştıran (yolu, Sırat-ı Müstakiym'i) yol ittihaz eder (edinir). (Allah'a ulaşan kişiye Allah) meab (sığınak, melce) olur.

Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in ilk ruhuna girilir. Artık lâfz aşılmış ve Kur'ân-ı Kerim'in ilk ruhuna girilmiştir.

2- Beka Makamı :
Allah'ın indinde bâki olmak (sonsuz olarak Allah'ın Katı'nda kalmak). İndi İlâhi bir sonsuz meydandır ki, orası Allah'ın huzurudur. Orada bütün insanların, her devirde yaşamış ve yaşayacak insanların birer seccadesi vardır. Ve bütün vakitler orada Allah'ın huzurunda kılınır. Bu sebeple bu namazlara "Huzur Namazı" adı verilir. Sırat-ı Müstakiym üzerindeki bütün ruhlar her namazda bulunduğu yerden İndi İlahi'deki kendi seccadesine ulaşır ve namazı mutlaka huzurda kılar. Hadis-i şŞerifi hatırlayalım:
"Her namaz bir miraçtır."
İndi İlâhi'de Allah "Beka" makamına ulaşanlara bir taht ihsan eder. Altından yapılmış, üzeri mücevherlerle süslü bir taht..Ve Zatı'nda özel muhafazaya aldığı ruhu, daimî ikamet etmek üzere bu tahta gönderir. O ruh artık İndi İlâhi'de bâkidir.

6/ EN'AM-126: Ve hâzâ sırâturabbike, müstekıymâ, kad fassalnel' âyâti likavmin yezzekkerûn.
Ve bu Allah'ın Sırat-ı Müstakiym'idir, andolsun ki Allah tezekkür eden bir kavim için âyetlerini açıklar.
6/ EN'AM-127 : Lehüm dârüsselâmi ınde rabbihim ve hüve veliyyühüm bimâ kânû ya'melûn
Onlar için Rab'leri'nin indinde (huzurunda) teslim yurdu (altın tahtlar) vardır. Ve O (Allah) amellerinden dolayı onların mevlâsı (velîsi, dostu) olmuştur.

Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in ikinci ruhuna girilir.
3- Zühd Makamı:
Zikir, günün yarısını aştığı zaman rağbetimizin zikre dönük olduğu kesinlik kazanır. Artık her 24 saatin 12 saatinden fazlasını zikirle geçiriyoruz demektir. Zikirli devre hergün zikirsiz devreden fazladır.
Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in 3üncü ruhuna girilir.
4- Teslim makamı : (Muhsinler Makamı)
Makamları geçen kişinin sayısal zikri daima artmaktadır.
Bir gün bu veli bir büyük gerçeğin farkına varır ki "Fizik Vücudu" kendisine ait değildir. Sadece kendisine verilmiş bir emanettir.
Bu emaneti, emanetin sahibi olan Allah'ın emirlerini yerine getirecek, nehiylerini de (yasaklarını da) hiç yapmayacak bir şekilde kullanması gerektiğini idrak eder ve bunu tatbik edebilirse (uygulayabilirse) artık fizik vücudu Allah'a teslim olmuştur.

4/NİSA-125: Ve men ahsenuü dinen mimmen esleme vechehuü lillahi ve huve muhsinuûn.
O kişiden vechi, (fizik vücudu) dinde daha ahsen kim vardır: O kişi ki vechini (fizik vücudunu) Allah'a teslim etmiş ve muhsinlerden olmuştur.

Bu makamda Kur'ân-ı Kerimin 4. ruhuna girilir.
d- Dördüncü görev: Hikmet öğretilmesi
5- Ulûl Elbab Makamı :
Zikir giderek artar ve bir gün "Zikri Daim"e devamlı zikre, sonsuz zikre) varılır. Artık kişi daimî zikrin sahibidir.

3/ ÂL-İ İMRAN-191: Ellezine yezkürûnallahe kıyâmen ve ku'ûden ve alâ cünûbihim.
O (ulûl'elbâb) ki (lüblerin, Allah'ın sır hazinelerinin sahipleri) onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler.

Ulûl'eIbâb, Lübb'lerin sahipleri (Sır Hazinelerinin, özün özünün, hikmetin, tam nura ulaşmış nefs kalbinin sahipleri) demektir. Artık veli, hikmet sahibidir.
Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in 5. ruhuna girilir.
6- İhlâs Makamı:
Bu makam hikmetin 2. ve son makamıdır. Bu makam Ulûl'elbâb makamının hemen arkasından oluşmaktadır. Halis olmak, saf olmak ihlâs kelimesinin manasıdır. Muhtevayı bozacak hiçbir afetin nefste kalmadığı bir devreyi ifade eder. Nefs 19 afetinden kurtulmuş ve ruhun 19 hasleti fazl'lar (fazilet) adıyla nefse yerleşmiş ve nefs bu durumda adeta bir ruh hüviyetine girdiğinden Allah'a teslim olmuştur. Bu makam İslâm şerefine erdiğimiz makamdır.
Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in 6. ruhuna girilir.
7- Salâh Makamı:
Bu makam Salihler makamıdır. İhlâs'ı geçmek, aşmak şerefine erecekler Yüce Rabbimiz tarafından "Tövbe-i Nasuh"a davet edilir. Tövbe-i Nasuh, İhlâs ile Salâh makamlarını birbirinden ayıran geçiş kapısıdır.
Bu makam hikmetin ötesidir.
Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in 7. ruhuna girilir.
Yüce Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'in herşeyi, bütün ilimleri açıklamak üzere indirildiğini açıklamıştır.

16/ NAHL-89: Ve nezzelnâ aleykelkitâbe tibyânen likülli şey'in ve hüden ve rahmeten ve büşrâ lilmüslimiyn.
Sana bu kitabı herşeyi açıklayıp anlatan, doğru yolu gösteren rehber, rahmet ve müjde olarak indirdik.

Ayrıca bu muhteşem kitapta her ilmin mevcut olduğu, hiçbirşeyin eksik bırakılmadığı ifade edilerek konu tamamlanmıştır.

6/ EN'AM-38: Mâ ferratnâ fiylkitâbi min .
Biz bu kitapta hiçbirşeyi eksik bırakmadık.

Demek ki mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de Allah'u Teâlâ Hz. hiçbir şeyi eksik bırakmamış, herşeyi bu Kitab'ın içine yerleştirmiştir.
Kur'ân-ı Kerim'in Türkçe mealini okuyup da, ben bu kitapta ilimleri göremedim diyenlere hararetle nefslerini tezkiye etmelerini tavsiye ederiz. Hele bir de daimî zikre ulaşırlarsa... O zaman yukardaki gibi konuştuklarından utanç duyacaklardır.
Yüce Allah, Kur'ân-ı Kerim'deki müteşâbih âyetleri tezekkür etme yetkisini Ulûl'elbâb adını verdiği daimî zikrin sahiplerine ihsan etmiştir. İlimde ne kadar kökleşmiş olurlarsa olsunlar, nefsini önce tezkiye, sonra tasfiye etmedikçe rasihun (rasihler, köklü ilmin sahipleri) Kur'ân-ı Kerim'in müteşâbih âyetlerini tezekkür edemezler.

3/ÂL-İ İMRAN-7 : Hüvellezî enzele aleykel kitâbe minhü âyâtün muhkemâtün hünne ümmül kitâbi ve uharu müteşâbihât. Fe emmellezine fî kulûbihim zeygun feyettebi'ûne mâ teşâbehe minhübtigâel fitneti vebtigâe te'vîlihi, ve mâ ya'lemü te'vîlehü illâllahü, verrâsihûne fîl'ılmi yekûlüne âmenna bihi, küllün min ındi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illa ülülelbâbi
O (Allah) ki; Kitab'ı sana O indirdi. O'nda bir kısmı muhkem (manâsı açık, yorum götürmez, şüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar (Levh-i Mahfuz'daki) Ümmülkitapta (yer alan açık ve kesin âyetler)dir. Diğerleri ise müteşâbih (manâsı kapalı, açıklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çıkarmak ve (kendi yararına uygun) teviylde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab'ın) müteşâbih olan kısmına uyarlar. Halbuki onların teviylini, kimse bilmez ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan RASİHUN (rüsuh sahipleri) ise derler ki; "O'na îmân ettik, hepsi de Rabb'imiz katından (indirilme) dir." Bunu kimse tezekkür edemez, ancak ulûl'elbâb tezekkür edebilir.

Ulûl'elbab ise daimî zikrin sahipleridir.

3/ ÂL-İ İMRAN-191: Ellezine yezkürûnallahe kıyâmen ve ku'ûden ve alâ cünûbihim.
O (ulûl'elbâb) ki (lüblerin, Allah'ın sır hazinelerinin sahipleri) onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler.
Ve bunlar zikir ehli olarak başkalarının bilmediği şeyleri bilenlerdir.
21/ ENBİYA-7: Fes'elû ehlezzikri in küntüm lâ ta'lemûn.
Bilmiyorsanız zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine, ulûl'elbâb'a) sorun.

Ehline değil, zikir ehline sormak ve cevap almak söz konusudur. Çünkü Allah zikir ehli dediğimiz bu hikmet ve daha ötesinin sahiplerine, ilham yoluyla başkalarının bilmediği şeyleri, geceler boyunca öğretir.
Çünkü bunların, kalplerindeki mühür, kalplerinin "Semi" isimli işitme hassasının üzerindeki mühür ve "basiret" isimli görme hassasının üzerindeki "gışavet" adlı perde açılmıştır. Kendilerine Allah'ın tayin ettiği hidâyetçiye ulaşmadan evvel bunların da kalbi herkes gibi mühürlü, kalpteki işitme hassası mühürlü ve görme hassası perdeli idi.

45/ CASİYE-23: Efere'eyte menittehaze ilâhehü hevâhü ve edallehullahü alâ ilmin ve hateme alâ sem'ıhî ve kalbihî ve ce'ale alâ basarihî gışâveh
Hevalarını (nefslerini) kendilerine ilâh edinenleri görmedin mi (habibim), Allah onları bir ilim üzere dalâlette bırakır, onların kalplerindeki sem'i (işitme) hassasını ve kalplerini (kalpteki idrak hassasını) mühürler ve onların kalplerindeki basar (görme) hassasının üzerine gışavet (isimli bir perde) çeker.

...Ve onlar da kendilerine ezelde tayin edilmiş hidâyetçiye ulaşmadan evvel herkes gibi "dalâlette" idiler.
Öyleyse Kur'ân-ı Kerim'in bütün ilimleri ihtiva ettiği gerçeğine ulaşamayan kimselerin böyle birşey yoktur demesi, onlar açısından sadece utanç duyulacak, büyük bir gaftır.
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 21:33
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
UTANIYORUM

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 23:25
Cinsiyeti: ----- 
KARDESIM BASA DONELIM
INSANLAR BIRILERI ELESTIRIR
FAIDE YOK ZIHNIYET BU SAVUNDUKLARI FIKIRLERDE FINDIK KABUGUNU DOLDURMUYOR HEDEFI KUCUK OLANLAR KUCUK SEYLERLE UGRASIRLAR
KUFURLE ITHAM EDEBILIR BIR KISIM ARKADASLAR TENZIH EDERIM BIR COGUNU
BIRAKALIM CEVAP VERMESINLER
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 21:44
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
..

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 17.04.2006 - 00:17
Cinsiyeti: ----- 
BEN KİMSEYİ KÜFÜRLE İTHAM ETMEDİM
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 21:46
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
vehbi70 su an offline vehbi70  
PEJOCU KARDEŞ

919 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.01.2006
En Son On: 04.01.2015 - 20:05
Cinsiyeti: ----- 
BEN OKUYABİLİYORUM VEYA OKUYAMIYORUM NE DEĞİŞECEK OKUYAMIYORSAM ALAY EDİP BENİ KÜÇÜLTECEKMİSİNİZ OKUYORSAM İLMİ SEVİYEMMİ GELİŞECEK KURANIN TİLAVETİNDEN ÇOK LAFZI VE RUHU İLE İLGİLENİYORUM

kardeşim niye alay edelim ki bilmemek değil öğrenmemek ayıp sen kim den alıntılarla bunları buraya kopya yapıyorsun

yanlış anlama ama affına sığınıyorum bu kelimeler biraz havada kalıyor.

yine cevaba ve sorulara kopyala yapıştır takdiğiyle yapmışsın bana kendi fikriyatın ve söylemlerinle cevap ver kardeşim daha önce aynı kelime yi biri ne daha söyledim sanada söyleyim kardeşim biz kur anı kerimmizi olduğu gibi kabül ederiz ve hiç bir şekilde ALLAHUTEALANIN AYETLERİYLE TARTIŞMAYIZ SOFU DA BUNU YAPTI SİZDE YAPIYORSUNUZ EĞER SAMİMİ MÜMİNSENİZ Kİ BEN ÖYLE OLDUĞUNA İNNANIYORUM AYETİ KERİMELERİ TARTIŞMA KONUSU YAPMAYA ÇALIŞMAYIN BU (İŞİ ATAİS LER YAPAR )ÜZERİNİZE ALINMAYIN KARDEŞİM

SEVGİ SAYGI VE DUA İLE
Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 21:48
Bu mesajı bildir   vehbi70 üyenin diğer mesajları vehbi70`in Profili vehbi70 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
sofuoglu38 su an offline sofuoglu38  
vehbi 70,senden son istegim

541 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.08.2005
En Son On: 23.02.2008 - 21:36
Cinsiyeti: ----- 
nedir bu yahu,,kimin ne oldugunu Allah(c.c) biliyor siz hala neyin ispati pesindesiniz....

Allah rizasi icin,eger muslumansan,her basliga ismimi tasima,takintidan bahsedenler gelsinlerde takinti gorsunler....

sevgiden ,saygidan bahsediyorsun her yaziyin sonunda,eger muslumansan,artik birak benim ismimide,bende su sacma yazilariniza yazmak zorunda kalmayayim.....

sizden son kez bunu istiyorum,nolur bunu bari cok gormeyin....

Ekleme Tarihi: 12.04.2006 - 22:56
Bu mesajı bildir   sofuoglu38 üyenin diğer mesajları sofuoglu38`in Profili sofuoglu38 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
YeSiLKuBBeM su an offline YeSiLKuBBeM  

7 Mesaj

Kayıt Tarihi: 07.02.2005
En Son On: 25.10.2007 - 10:24
Cinsiyeti: Bayan 

GÜL Efendimiz azmi agladi bizler icin???
Bu hafta yinemi Onu üzecegiz????

Bu hafta Peygamberimizin (sav) KUTLU DOGUM HAFTASIdir..

Oysa heryerde tartismalar oluyor..


... agla agla agla ...
Ekleme Tarihi: 13.04.2006 - 00:35
Bu mesajı bildir   YeSiLKuBBeM üyenin diğer mesajları YeSiLKuBBeM`in Profili YeSiLKuBBeM Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
Ehline değil, zikir ehline sormak

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 17.04.2006 - 00:17
Cinsiyeti: ----- 
6/ EN'AM-38: Mâ ferratnâ fiylkitâbi min .
Biz bu kitapta hiçbirşeyi eksik bırakmadık.

Demek ki mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de Allah'u Teâlâ Hz. hiçbir şeyi eksik bırakmamış, herşeyi bu Kitab'ın içine yerleştirmiştir.
Kur'ân-ı Kerim'in Türkçe mealini okuyup da, ben bu kitapta ilimleri göremedim diyenlere hararetle nefslerini tezkiye etmelerini tavsiye ederiz. Hele bir de daimî zikre ulaşırlarsa... O zaman yukardaki gibi konuştuklarından utanç duyacaklardır.
Yüce Allah, Kur'ân-ı Kerim'deki müteşâbih âyetleri tezekkür etme yetkisini Ulûl'elbâb adını verdiği daimî zikrin sahiplerine ihsan etmiştir. İlimde ne kadar kökleşmiş olurlarsa olsunlar, nefsini önce tezkiye, sonra tasfiye etmedikçe rasihun (rasihler, köklü ilmin sahipleri) Kur'ân-ı Kerim'in müteşâbih âyetlerini tezekkür edemezler.

3/ÂL-İ İMRAN-7 : Hüvellezî enzele aleykel kitâbe minhü âyâtün muhkemâtün hünne ümmül kitâbi ve uharu müteşâbihât. Fe emmellezine fî kulûbihim zeygun feyettebi'ûne mâ teşâbehe minhübtigâel fitneti vebtigâe te'vîlihi, ve mâ ya'lemü te'vîlehü illâllahü, verrâsihûne fîl'ılmi yekûlüne âmenna bihi, küllün min ındi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illa ülülelbâbi
O (Allah) ki; Kitab'ı sana O indirdi. O'nda bir kısmı muhkem (manâsı açık, yorum götürmez, şüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar (Levh-i Mahfuz'daki) Ümmülkitapta (yer alan açık ve kesin âyetler)dir. Diğerleri ise müteşâbih (manâsı kapalı, açıklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çıkarmak ve (kendi yararına uygun) teviylde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab'ın) müteşâbih olan kısmına uyarlar. Halbuki onların teviylini, kimse bilmez ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan RASİHUN (rüsuh sahipleri) ise derler ki; "O'na îmân ettik, hepsi de Rabb'imiz katından (indirilme) dir." Bunu kimse tezekkür edemez, ancak ulûl'elbâb tezekkür edebilir.

Ulûl'elbab ise daimî zikrin sahipleridir.

3/ ÂL-İ İMRAN-191: Ellezine yezkürûnallahe kıyâmen ve ku'ûden ve alâ cünûbihim.
O (ulûl'elbâb) ki (lüblerin, Allah'ın sır hazinelerinin sahipleri) onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler.
Ve bunlar zikir ehli olarak başkalarının bilmediği şeyleri bilenlerdir.
21/ ENBİYA-7: Fes'elû ehlezzikri in küntüm lâ ta'lemûn.
Bilmiyorsanız zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine, ulûl'elbâb'a) sorun.

Ehline değil, zikir ehline sormak ve cevap almak söz konusudur. Çünkü Allah zikir ehli dediğimiz bu hikmet ve daha ötesinin sahiplerine, ilham yoluyla başkalarının bilmediği şeyleri, geceler boyunca öğretir.
Çünkü bunların, kalplerindeki mühür, kalplerinin "Semi" isimli işitme hassasının üzerindeki mühür ve "basiret" isimli görme hassasının üzerindeki "gışavet" adlı perde açılmıştır. Kendilerine Allah'ın tayin ettiği hidâyetçiye ulaşmadan evvel bunların da kalbi herkes gibi mühürlü, kalpteki işitme hassası mühürlü ve görme hassası perdeli idi.

45/ CASİYE-23: Efere'eyte menittehaze ilâhehü hevâhü ve edallehullahü alâ ilmin ve hateme alâ sem'ıhî ve kalbihî ve ce'ale alâ basarihî gışâveh
Hevalarını (nefslerini) kendilerine ilâh edinenleri görmedin mi (habibim), Allah onları bir ilim üzere dalâlette bırakır, onların kalplerindeki sem'i (işitme) hassasını ve kalplerini (kalpteki idrak hassasını) mühürler ve onların kalplerindeki basar (görme) hassasının üzerine gışavet (isimli bir perde) çeker.

...Ve onlar da kendilerine ezelde tayin edilmiş hidâyetçiye ulaşmadan evvel herkes gibi "dalâlette" idiler.
Öyleyse Kur'ân-ı Kerim'in bütün ilimleri ihtiva ettiği gerçeğine ulaşamayan kimselerin böyle birşey yoktur demesi, onlar açısından sadece utanç duyulacak, büyük bir gaftır.
Ekleme Tarihi: 15.04.2006 - 18:00
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
Themenicon    SAYIN UTANIYORUM ZANNETİĞİNİZ GİBİ DEĞİL

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 17.04.2006 - 00:17
Cinsiyeti: ----- 
BİZLER MİHR VAKFI MÜNTESİPLERİ MÜRŞİDE TABİYET OLMADAN NEFSİ TESKİYE OLAMIYACAĞINA BUNUNDA UZUN ZAMAN GEREKDİĞİNE İNANLARDANIZ SAHABE 23 SENEDE 313 KİŞİ YARIŞMAYI ÖNDE BİTİREREK SABİKUN OLMUŞLAR YANİ BİZLER MÜTEŞABİS AYETLERİ KURANINDA SÖYLEDİĞİ GİBİ HERKEZİN DEĞİL ULUL ELBABIN TEZEKKÜR ETMESİNDEN YANAYIZ

ulûl'elbab: Bes duyu organiyla algilanamayan ve fizik ötesine ait olan, gaybe müteallik sirlari alabilen, sir hazinelerinin sahibi olan kisilerdir. Nefslerini Allah'a teslim eden, ulûl'elbab olanlar, 7 özelligin sahibidirler:

1. özellik: Ulûl'elbab olan herkes daimî zikre ulasmistir.

2. özellik: Kalpteki 19 tane afetin yerine faziletler yerlesmistir.

3. özellik: Allah kalp gözlerini açmistir.

4. özellik: Allah kalp kulaklarini açmistir.

4 tane vasif sartina ilâveten 3 tane de sonuç sartini eklememiz lâzim.

5. özellik: Ulûl'elbab olan kullar hayrin sahibidirler. çünkü devamli Allah'i zikrediyorlar. Daimî zikirde olan herkes 1'e 700 kat Allah'tan derecat alir.

6. özellik: Ehl-i hüküm ya da ehl-i hikmettirler. Herhangibir anlasmazlik noktasinda hakem tayin edilmislerse mutlaka Allah'in emriyle adaleti yerine getirenlerdir. Allah'in hükmünü icra edenlerdir. Ehl-i hikmettirler, Kur'ân-i Kerim'de hangi âyet-i kerimeye baksalar ya âyetin kendisinden veya bir ileri ve gerisine bakmak suretiyle o âyetin hangi seviyeye ait oldugunu bilirler. Ehl-i tezekkürdürler.

7. özellik: Allah'tan sorarak ögrenme imkâninin sahibi olan kisilerdir.

Bu saydigimiz 7 tane özellikle (4 tanesi vasif sarti, 3 tanesi sonuç sartidir) beraber ulûl'elbab olan kullarin kalpleri 7 kademede müzeyyen olmustur.

Simdi bu özellikleri ispat eden âyetlere bir bir beraber bakalim:

Allahû Tealâ, buyuruyor ki:


3/AL-I IMRAN-190: Inne fî halkis semâvâti vel ardi vahtilâfil leyli ven nehâri le âyâtin li ulîl elbâb(ulîl elbâbi).

Hiç süphesiz; göklerin ve yerin yaratilisinda, gece ile gündüzün birbiri ardinca gelisinde, elbette ulûl'elbab için nice deliller vardir.

3/AL-I IMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kiyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkis semâvâti vel ard(ardi), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtilâ(bâtilan), subhâneke fekinâ azâben nâr(nâri).

O (Ulûl'elbab) ki; (lübblerin, Allah'in sir hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'i zikrederler. Göklerin ve yerin yaratilisi hakkinda tefekkür ederler. (Ve derler ki): "Ey Rabbimiz! Sen, bunlari bâtil olarak (bosuna) yaratmadin. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, atesin azabindan koru."


Bir insan ya ayaktadir ya oturuyor vaziyettedir veya geceleyin yataginda yan üstü yatiyordur. Bir dördüncü hal hiç kimse için mevcut degildir. 24 saatlik zaman dilimi içerisinde ulûl'elbab olan kullar, üç halin üçünde de devamli olarak kalp zikriyle Allah'i zikretmektedirler. Bunun kalp zikri oldugunu nereden anliyoruz? Uykudayken hiç kimsenin baska bir türlü zikir yapmasi mümkün degil. Peygamber Efendimiz (S.A.V), hadîs-i serifinde söyle buyuruyor: " Benim gözlerim uyur, ama kalbim uyumaz. " Bu hadîs bize Resûlallah (S.A.V) Efendimiz'in uykudayken kalp zikri halinde oldugunu söylüyor.

Yine Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir baska hadîsinde " Âlimin uykusu cahilin ibadetinden iyidir. " buyuruyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in hadîs-i seriflerinde "âlim" diye vasiflandirdigi daimî zikrin sahibi olan kisilerdir. Nitekim bir baska hadîs-i serifinde " Hikmet sahibi âlimler, fikih açisindan nebîler gibidir. " buyuruyor. öyleyse Resûlallah (S.A.V) Efendimiz'in "âlim" diye vasiflandirdigi kisiler daimî zikrin sahibi olan insanlardir. Gerçekten öyle mi? Allahû Tealâ, Bakara Suresinin 269. âyet-i kerimesinde söyle buyuruyor:


2/BAKARA-269: Yu'til hikmete men yesâu, ve men yu'tel hikmete fe kad ûtiye hayran kesîrâ(kesîren), ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).

(Allah) HIKMET'i diledigine verir. Kime hikmet verilmisse andolsun ki; ona çok hayir verilmistir. Bunu da ancak ulûl' elbab tezekkür edebilir.

öyleyse ulûl'elbab olan kisiler ayni zamanda hikmet sahibi olanlardir . Allahû Tealâ'nin kendilerine hikmet verdigi kisiler, mutlaka daimî zikrin sahipleridir.

Hikmet sahibi olmak ne saglar?

Diger insanlardan ayricaligi nedir?

Farkli olan özelligi nedir? Allahû Tealâ, söyle buyuruyor:

3/AL-I IMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu mutesâbihât(mutesâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ tesâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te'vîlih(te'vîlihi), ve mâ ya'lemu te'vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi)."

O (Allah) ki; Kitab'i, sana O indirdi. O'ndan bir kismi muhkem (mânâsi açik, yorum götürmez, süphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, (Levhi Mahfuz'daki) ümmülkitapta (yer alan açik ve kesin âyetler)dir. Digerleri ise mütesabih (mânâsi kapali, açiklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde egrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çikarmak ve (kendi yararina uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab')in mütesabih olan kismina uyarlar. Halbuki onlarin tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. Ilimde derinlesmis olan RASIHUN (rüsuh sahipleri) ise derler ki: "O'na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katindan (indirilme)dir." Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl'elbab tezekkür edebilir.

Muhterem okuyucular, bu âyet-i kerimede 3 grup insan ifade ediliyor. Bunlardan 1. grup; kalbinde zeyg olanlar . Allah tarafindan yetkili kilinmadiklari halde Kur'ân-i Kerim âyetlerini kendi zanlarina göre tevil ederek insanlari hidayetten men edenler. Günümüzde Kur'ân'daki Islâm'i yasayan atese çagiran dîn adamlari bu sinifin içine giriyor. Ilimde köklesmis olan " rasihun " ise Kur'ân-i Kerim'in muhkem ve mütesabih âyetlerine inanan, hepsi Allah'tandir diyen ama mütesabih ayetleri tezekkür edemeyenlerdir. Kur'ân-i Kerim âyetlerini tezekkür edebilen, açiklama yetkisine sahip olan ise " ulûl'elbab "tir .


Yüce Rabbimiz buyuruyor:

15/HICR-9: Innâ nahnu nezzelnez zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).
Muhakkak ki; zikri (Kur'ân-i Kerim'i) Biz indirdik. O'nun koruyuculari (da) mutlaka Biziz.

21/ENBIYA-7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes'elû ehlez zikri in kuntum lâ ta'lemûn(ta'lemûne).
Ve senden önce, vahyettigimiz rical (erkekler) den baskasini göndermedik. Eger bilmiyorsaniz, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.


Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz'in ahir zamanda gelecegini bize müjdeledigi ve "ümmetimin en hayirlisi" diye buyurdugu Mehdi (A.S)'in Devrin Imami oldugu ahir zamanda Hidayet çagi'ndayiz.

Allahû Tealâ, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz'e ve diger bütün peygamberlere su mesaji veriyor.

3/AL-I IMRAN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu'minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum isrî, kâlû akrarnâ, kâle feshedû ve ene meakum mines sâhidîn(sâhidîne).

Hani o zaman ki; Allah, peygamberlerin (nebîlerin) MISAK'ini (yeminini) almisti: "Andolsun ki; size Kitap ve hikmet verdim, sizlerden sonra sizinle beraber bulunani (Allah'in sizlere verdigi kitaplari) tasdik eden Resûl gelince, O'na mutlaka îmân edecek ve O'na mutlaka yardim edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi ve bu agir ahdimi üzerinize aldiniz mi?" "Ikrar ettik." dediler. "öyle ise sahit olun. Ben de sizinle beraber sahitlerdenim." buyurdu.

Allahû Tealâ, nebîlerden "size kitap ve hikmet verdim" diye misak aliyor.

öyleyse kitabi, hikmetten ayirmak mümkün degildir. Kitap, ancak hikmetle anlasilir . Hikmet sahiplerinin de daimî zikre ulasan, ulûl'elbab olan kullar oldugunu âyetlerin neticesinden kesinlikle anliyoruz.

O zaman demek ki, Kur'ân-i Kerim'i bizlere kim ögretebilir? Hikmet sahibi olan kisiler.

14 asir evvel Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz hikmet sahibi miydi? Evet!

Nitekim, Bakara Suresinin 151. âyet-i kerimesinde, Allahû Tealâ sahâbeye söyle hitap ediyor:

2/BAKARA-151: Kemâ erselnâ fîkum resûlen minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta'lemûn(ta'lemûne).

Nitekim size içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki; âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup açiklasin) ve sizi (nefsinizi) tezkiye etsin, size Kitab ve hikmet ögretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediginiz seyleri ögretsin.


Insanla Allah arasinda tedrici basamaklar olarak Allah'in dizayn ettigi 28 basamaklik Islâm merdiveni vardir. Bu 28 basamaklik (kemalât basamaklari) Islâm merdiveninin, 26., 27. ve 28. basamaginin 4. kademesine kadar olan bölüm hikmet basamaklarini olusturur. Iste Allahû Tealâ'nin kendisine hikmet verdigi Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz, 14 asir evvel, 23 senelik bir zaman dilimi içerisinde Allah'a ulasmayi dileyen sahâbeye, nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaptirarak bütün bu kemalât basamaklarina yükseltmis; 26. basamakta daimî zikre ulasan sahâbeye, 27. basamakta ihlâsa ulasan sahâbeye ve 28. basamagin 4. kademesine ulasan sahâbeye hikmeti ögretmistir.

Her devirde kavim resûlleri arasindan seçilen devrin imami, Resûlallah'in biricik varisidir:



3/AL-I IMRAN-179: Mâ kânallâhu li yezerel mu'minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yesâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihî), ve in tu'minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm(azîmun).
Allah mü'minleri; pisi, temizden ayirincaya kadar, su üzerinde bulunduklari hâl üzere birakacak degildir. Allah sizi gayb üzerine (gaybten) haberdar edecek de degildir. Fakat Allah, resûllerinden diledigi kimseyi seçer, (gaybi ona, o resûlüne bildirir). O halde, Allah'a ve O'nun resûllerine îmân edin. Ve eger îmân eder ve takva sahibi olursaniz, o zaman sizin için ECRUN AZîM (büyük mükâfat) var.

Yüce Rabbimiz, devrin imami tasarruf rizasinin sahibi Resûl'üne gaybi bildiriyor. Hidayet çagi'nda Devrin Imami Mehdi Resûl, en üst seviyede hikmet sahibi ulûl'elbab olan ehli zikirdendir. Hz Muhammed (S.A.V) Efendimiz, bir hadîsinde "Cehaletten kurtulmanin yolu zikir ehline sormaktir." buyuruyor
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 10:55
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
utaniyorum su an offline utaniyorum  
PEJOCU kardeşime...!

1942 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.04.2003
En Son On: 27.01.2007 - 02:21
Cinsiyeti: Erkek 
S.A kardeşim....
islami bir cemaat mensubu olabilirsiniz.bu mensubiyetliğiniz görüşünüzü aktarma mesuliyeti verebilir.bunu yapmak için her türlü faaliyet alanlarınada çalışabilirsiniz.bunlara hayır demek kuvveti hakkı hiçkimsede yoktur.
her ne olursa olsun ehli sünnet ve akaidi düzgün olan kişilerle kardeşim.diğerlerini de tekfir etmeden RABBİM bilir deyip ona havale ederim.
benim sizden özel bir istirhamım olacak.
vermek istediğiniz mesajları lütfen kopyala yapıştır yerine daha anlaşılır şahsi fikirlerinizi yazınız.
ayetleri yazarken konu ile ilgisine dikat ediniz.
özellikle ayetlerin nüzul sebebini ve muhataplarına dikkat ediniz.
ve en önemli isteğim ne olursa olsun diğer cemaat veya tarikatlere tekfir derecesinde sataşmalar yapmayınız.uslup geri plandaki amacı saklasa da ilmi yeterliliği olan aslı hemen yakalıyor.
yazılarınızdaki saygı ve muhataplığınızdaki seviye için ayrıca teşekkür ederim.hakkınızı helal ediniz.yazılarınızı belki ilk okuyanım,eleştirilerimde saygı çerçevesini aşarsam özür dilerim.A.E.O. değerli kardeşim..
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 11:19
Bu mesajı bildir   utaniyorum üyenin diğer mesajları utaniyorum`in Profili utaniyorum Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
akincimetin su an offline akincimetin  

359 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.06.2005
En Son On: 08.03.2011 - 17:36
Cinsiyeti: Erkek 
Gul Amentu billâh.Sümmestegım.

"Allaha inandım de.Sonra da dos doğru Ol"

Müslim.İman.62

Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 11:23
Bu mesajı bildir   akincimetin üyenin diğer mesajları akincimetin`in Profili akincimetin Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
utaniyorum su an offline utaniyorum  
AKINCIMETİN SENİ ALLAH İÇİN SEVİYORUM..!

1942 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.04.2003
En Son On: 27.01.2007 - 02:21
Cinsiyeti: Erkek 
KARDEŞLER BİR İNSAN BU KADAR MI GÜZEL OLUR,KİBAR OLUR,SAMİMİ OLUR
YAHU ŞU MESAJI YAZMAYAYIM DEDİM DURAMADIM. CENABI PEYGAMBER S.A.V SEVDİKLERİNİZ SEVDİĞİNİZİ BİLİYORLAR MI DİYOR YA BENDE DİYORUMKİ AKINCIMETİN CANIM KARDEŞİM SENİ ALLAH İÇİN ÇOK SEVİYORUM.
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 11:47
Bu mesajı bildir   utaniyorum üyenin diğer mesajları utaniyorum`in Profili utaniyorum Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
akincimetin su an offline akincimetin  

359 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.06.2005
En Son On: 08.03.2011 - 17:36
Cinsiyeti: Erkek 
Şimdi Utandım.

agla agla agla

Allah sizin bedenlerinize ve şekillerinize bakmaz.Kalplerinize Bakar. Müslim Birr 33.

Allahu alem bizde seni seviyoruz (utaniyorum)gülHakkı savunan adam.

Rabbim bu sevgiden bizleri hiç mahrum etmesin.

Bütün ravda şunu bilinki Hepinizide seviyorum.gül

UTANIYORUMMMMM

Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 12:15
Bu mesajı bildir   akincimetin üyenin diğer mesajları akincimetin`in Profili akincimetin Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
sayın utanıyorum

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 17.04.2006 - 00:17
Cinsiyeti: ----- 
BEN SİZİ TASAVVUF YOLUNDA(ALLAH YOLU) BİRİSİ OLARAK GÖRÜYORUM ALINTILAR İSE O KONU İLE ALAKALI KURAN AYETLERİ YAPIŞDIRMAKTAKİ MAKSADIM İNSANLAR KURAN AYETLERİNİ ÖĞRENSİN PEYGAMBER EFENDİMİZİN DEDİĞİ EN HAYIRLINIZ KURANI ÖĞRENEN VE ÖĞRETENDİR HER GÜN BİR AYET ÖĞRENMEYİ AMAÇ EDİNSEK SENEDE 356 AYET ÖĞRENİRİZ KÖTÜMÜ OLUR

ŞEYTANIN TUZAĞI
Allah'ın istediği şey insanların şu dünya hayatını mutluluk içinde, saadet içinde geçirmesidir. Ahiret hayatını da cennet'te yaşamalarıdır. Allah'ın istediği yalnızca budur. Allah insanları cezalandırmak değil mukafatlândırmak ister.

3/ÂL-İ İMRAN-31: Kul in küntüm tuhibbünallâhe fettebi'uni yuhbibkümüllahü ve yağfirleküm zünûbeküm. Vallahü gafûrun rahîm.
De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız, o zaman bana tâbî olun ki; Allah da sizi sevsin ve sizin günahlarınızı bağışlasın (sevaba çevirsin). Allah GAFÛR'Dur RAHÎM'dir.

Allah'ın istediği şey insanları mükâfatlandırmakdır. Ama insanlar kendilerine verilen serbest iradeyi, Allah'ın emrettiği istikamette değil yanlış istikametlerde kullanarak, Allah'ın hediyelerine vasıl olmak yerine, cehennem'e vasıl olmak yolunu tutuyorlar. Ne yazık ki, insanların çoğunluğu bu durumda. İşte iblîs Peygamber Efendimiz (SAV)'in Allah'a kavuşmasından 14 asır sonra insanları büyük tuzağına düşürmüş vaziyette. Hangi İslâm ülkesine giderseniz oradaki din âlimleri ile konuşursanız şunu göreceksiniz. Hepsi size şunu sorarlar. Namaz kılıyor musun? Oruç tutuyor musun? Zekât veriyor musun? Kelime-i Şehadet getirdin mi? Paran var da Hacca gittin mi? Bunların hepsine "evet" cevabını almışlarsa size verecekleri cevap "kurtuldun" olacaktır. Halbuki Allahû Teâlâ Kur'ân-ı Kerîm'de hiç böyle söylemiyor. Şeytandan kurtulabilenler ihlâs sahibi olan kullardır. Sen, diyor iblis'e, "Benim ihlâs sahibi kullarımı yoldan çıkartamazsın. İdIâle düşüremezsin."

15/ HİCR-40: İllâ ibâdeke minhümülmuhlasıyn
Senin ihlâs sahibi kulların hariç.

Öyleyse insanların ihlâs sahibi olmaları lazım geldiği sonucuna ulaşıyoruz. Sadece bir tane Kur'ân-ı Kerîm var. Ne hüküm verdiyse Allahû Tealâ Hz., neyi bildirdi ise, sadece onlar var, Kur'ân-ı Kerîm hükümleri. Ve O hükümlere baktığımız zaman Allahû Tealâ Hz.nin İslâm'ın 5 şartını yeterli görmediği sonucuna ulaşıyoruz. Çünkü bu beş şart sadece fizik vücudun görevlerinden bir kısmını ifade ediyor.
Bir de son andaki (Kıyâmet günündeki) sahneyi sergilemiş Allahû Teâlâ Sebe Sûresi'nin 20. âyet-i kerîmesinde;

34/ SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim ibliysü zannehü fettebe'ûhü illâ feriykan minelmü'miniyn.
Şeytan insanlar üzerindeki vaadini yerine getirdi. Mü'minlerden ibaret bir tek fırka hariç hepsi iblise tâbî oldular.
34/ SEBE-21: Ve mâ kâne lehü aleyhim min sultânin illâ lina'leme men yü'minü bil'âhıreti mimmen hüve minhâ fiy şekk, ve rabbüke alâ külli şey'in hafiyz.
İblisin onlar üzerinde bir yetkisi (nüfuzu) yoktu. Ancak ahirete inananlar ile şüphe edeni ayırt edebilmek için yaptık. Senin Rabbin herşeyi muhafaza eder.
NAHL-99, 100 : İnnehû leyse lehü sültânün alellezîne âmenû ve alâ Rabbihim yetevekkelûn. İnnemâ sültânühü alellezîne yetevellevnehû vellezînehüm bihî müşrikûn.
Şeytanın âmenu olup Rab'lerine tevekkül edenlere bir tasallutu yoktur. Onun yalnız kendisini dost edinen (kâfirlere) ve Allah'a şirk koşanlara tasallutu vardır.
14/ İBRAHİM-22: Ve kaâleşşeytânü lemmâ kudıyel'emrü innallâhe ve'adeküm va'delhakkı ve ve'adtüküm feahleftüküm, ve mâ kâne liye aleyküm min sultânin illâ en deavtüküm festecebtüm liy, felâ telûmûniy ve lûmû enfüseküm, mâ ene bimusrihiküm ve mâ entüm bimusrıhıyy, inniy kefertü bimâ eşrektümûnimin kabl, innazzâlimiyne lehüm azâbün eliym.
Şeytan emir olup bittiği zaman der ki; "Muhakkak ki Allah size hak vaadde bulunmuştu. Ben de size vaad ettim. Fakat vaadimden caydım. Sizi davet etmemin dışında üzerinizde hiçbir nüfuzum yoktu. Siz hemen davetime icabet ettiniz. Artık beni kınamayın, kendi nefsinizi levmedin, kınayın. Ben sizin yardımınıza gelecek değilim. Siz de benim yardımıma gelemezsiniz. Muhakkak ki daha evvel ben Allah'a ortak koşmanızı tanımadım . Muhakkak bu zalimler için, elim bir azap vardır.

İşte mü'minlerin dışında bütün fırkaların şeytana tâbî olmaları insanlık için hazin bir tabloyu gösteriyor. Allahû Tealâ ezelde ebedi bilendir. Dolayısıyla insanların bir gün ne hale geleceğini ve kıyamet günü yapılacak olan hesaplaşmada hangi noktada bulunacağını çok açık bir şekilde ifade ediyor. Bu bize bir işarettir. Demek ki, insanların büyük bir kısmı ne yazık ki, iblisin kandırmalarına tâbî olacak. İblis böyle bir sonuca ulaşmak için ne yapabilirdi? Öyleyse bir şey yapmalıydı ki, insanlar doğru zannettikleri, kendilerini kurtaracağını zannettikleri ibadetlerle uğraşsınlar ama kurtulamasınlar ve iblisle birlikte cehennem'e gitsinler. İşte İslâm'ın beş şartı böyle bir tuzaktır.
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 12:25
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
akarsu su an offline akarsu  

895 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.02.2006
En Son On: 22.04.2007 - 19:06
Cinsiyeti: Bayan 
gül gül gül
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 12:28
Bu mesajı bildir   akarsu üyenin diğer mesajları akarsu`in Profili akarsu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
utaniyorum su an offline utaniyorum  
degerli kardeşim PEJOCU..

1942 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.04.2003
En Son On: 27.01.2007 - 02:21
Cinsiyeti: Erkek 
pejocu kardeşim....
tasavvufla ilgili olduğum ve bir şeyhimin olduğu doğrudur.fakat ben bu sitede bu konuya hiç girmiyorum çünkü olay seninki benimkiye döner diye korkuyorum.maksadımızı aşmayalım diyorum.
sizin KURANİ duyarlılığınıza hürmetim var.ALLAH razı olsun ama güzel kardeşim benim demek istediğim mesela türkçe okunuşlarını yazıyorsunuz ya o aslını yansıtmaz çünkü harfler karşılamıyor.birde konu ile ilgililiğine dikkat ediniz.birçok ilgisiz ayet olunca okumak yerine bakmakla kalıyoruz.
daha özet ve okunabilir olmasını öneriyorum.
birde ayet ve hadis ilmi ile meşgul olursak bir ayetin kime niye söylendiği konusunda,daha faydalı olabiliriz..
kalbi muhabbetlerimle...........
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 12:36
Bu mesajı bildir   utaniyorum üyenin diğer mesajları utaniyorum`in Profili utaniyorum Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
Themenicon    ALLAH RAZI OLSUN HOCAM

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 17.04.2006 - 00:17
Cinsiyeti: ----- 
SİZİ DAHA ÇOK SEVMEYE BAŞLADIM NE GÜZEL BİR YERE BAĞLISINIZ İNŞAALLAH BAĞLI OLMAYANLARADA NASİP OLUR

BİR GÜN PADİŞAHA ULEMADAN VEDE HOCALARDAN BİR GRUP ÇAĞIRMIŞ HOCALARDAN GELENLERİN AYAK İZLERİ KARMAKARIŞIKMIŞ AMA ULEMADAN GELENLER AYNI AYAK İZİNDEN BASIP GEÇMİŞLER

KISSADAN HİSSE
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 12:41
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
utaniyorum su an offline utaniyorum  
ALLAHA C.C. giden bütün yollar bizimdir...

1942 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.04.2003
En Son On: 27.01.2007 - 02:21
Cinsiyeti: Erkek 
YOLLAR ALLAHA VARSINDA NEREDEN VARIRSA VARSIN
PEJOCU BUNLAR SANAgül gül gül gül gül gül
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 12:49
Bu mesajı bildir   utaniyorum üyenin diğer mesajları utaniyorum`in Profili utaniyorum Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
ALLAH RAZI OLSUN SİZİ ÇOOOK SEVİYORUM

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 17.04.2006 - 00:17
Cinsiyeti: ----- 
Öyleyse cennet saadeti ve dünya saadeti birbirinin arkasından gelen iki tane fenomendir. Önce cennet saadeti elde edilir, sonra dünya saadeti elde edilir. Dünyadaki bütün insanlara bakınız ki herkes saadeti arıyor. Ve hiçkimse bu saadeti, onun aranması lazım gelen yerde aramayı aklına getirmiyor. Bir insanın saadete ulaşabilmesi Kurân-ı Kerim de üç ayrı cephede ifade ediliyor.
1. Kurân-ı Kerim herşeyden evvel bütün insanları saadete davet eden bir davetiyedir, mutluluk davetiyesi.
2. Kurân-ı Kerim bütün insanlara bu saadetin garanti edildiği bir özellik taşır.
3. Kurân-ı Kerim bütün insanlara bu saadete nasıl ulaşılacağını gösteren bütün faktörleri hem asıllarla, hem de detaylarla kesin bir açıklamaya kavuşturur. Böylece Allahû Tealânın Kurân-ı Kerimi insanları mutlaka saadete ulaştıracak olan bütün vasıflarla donatılmıştır. İşte insanlar Kurân-ı Kerimden bu saadeti öğrenmek yerine, Kurân-ı Kerim dışında ne kadar yer varsa hepsine ayrı ayrı başvuruyorlar. Büyücülere gidenler mi istersiniz mutluluk uğruna? Psikologlara gidenler mi? Ama hiçbirisi oralarda mutluluğu bulamazlar. Mutluluğun sağlanabileceği bir tek yer vardır o da Kurân-ı Kerim.


Bu mesaj 1 kez ve en son pejocu tarafından 16.04.2006 - 12:55 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 16.04.2006 - 12:54
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
aydıntarık su an offline aydıntarık  
DİALOGLARA BAYILDIM

4 Mesaj

Kayıt Tarihi: 18.04.2006
En Son On: 18.04.2006 - 22:34
Cinsiyeti: ----- 
ASLINDA MÜSLÜMANLARIN ANLAŞAMAMASI DİYE BİR DURUM OLMAMALI BENCE 1 TEK KURAN VAR VEDE ALLAH KORUMASINDA TEK HARFİ BİLE DEĞİŞTİRİLEMEYEN
Ekleme Tarihi: 18.04.2006 - 22:33
Bu mesajı bildir   aydıntarık üyenin diğer mesajları aydıntarık`in Profili zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 23:25
Cinsiyeti: ----- 

seni mi kirdilar mubarek seni nasil kirarlar
burada kirilmayacak arkadaslar cok bu degerleri kirmayin kirmayin ALLAH ASKINA


ZATEN GÜL UZATMAK NE KADAR GÜZEL HZ:MUHAMMEDI SAS BIR DAVRANIS

gül
Ekleme Tarihi: 26.06.2006 - 19:03
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 800 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
lauren444 (37), buraksenel (45), hurkan (51), proferol (), UHIBBUKI (37), espri_espri (45), can_gül (41), cevik (51), zübeyir (44), kulferhat (43), rikkat (55), dully (34), abdullah056 (36), orhan yý.. (55), erbüþ (38), Asilturk (60), Abdullah56 (36), lamia (54), sivaslifaruk (44), yakup karatekin (57), hasanözç.. (45), xUbeydullahx (42), ~BiR gAriP YoLc.. (36), metin30 (48), duruweb (39), üveyis (63), kenan03 (45), ikramozden (46), Hayirsizin (42), NEFRET_17 (39), sonysalih (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59136 saniyede açıldı