stromectol kamagra colchicine kaletra stromectol voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Medyaya yasak Apo'ya kıyak"

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
Medyaya yasak Apo'ya kıyak"

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
Vakit Gazetesi'nden Hasan Karakayanın Yazısı..




Terör haberlerine yasak... Teröristbaşı’na kıyak mı?

Bazı olaylar vardır ki, "sık sık meydana geldikleri" zaman, artık dikkat çekmezler, heyecan uyandırmazlar... Onlar artık "sıradan" birer olaydır ve kanıksanmıştır...

Ancak, bir an gelir ki; bu sıradan olaydaki küçük bir ayrıntı; insanı hop kaldırtır, hop oturtur... Meselâ, Arşimet'in, "suyun üstünde yüzen hamam tası"nı bulup; "Evreka!.. Evreka!", yani "Buldum!.. Buldum!" diye bağırıp, hamamdan fırlaması da, böyle bir olaydır... Aslında, hamam tası, yıllardır su üzerinde yüzmekte ve dolayısıyla dikkat çekmemektedir!.. Arşimet de, herhalde ilk defa yıkanıyor değildir... Yani, o da hamam tasını yüzerken çok görmüştür... Dolayısıyla, normal bir şeydir... Gelin görün ki, Arşimet o gün, "suyun üstünde yüzen hamam tası"ndan, "suyun kaldırma gücü"nü keşfetmiş ve bundan dolayı "Buldum!.. Buldum!" diye bağırmıştır...


İMRALI'YA SIRADAN ZİYARETLER!

İşin doğrusu; "Apo'nun avukatlarının İmralı'yı ziyaretleri" de; birçokları gibi benim için de "sıradan bir olay" olmuştu...
Ajanslardan geçen, "Apo'nun avukatları İmralı'ya gitti" şeklindeki haberlere şöyle bir bakıp geçiyor, onlarda "haber değeri" bile görmüyordum!..
Öyle ya;
Avukatlar, İmralı'yı "yol" etmişlerdi... Hemen her hafta gidiyorlar, Apo'ya "ispat-ı vücut" eyliyorlar ve dönüyorlardı!..
Evet, benim nazarımda bunun bir "haber değeri" yoktu!.. Ta ki, "deniz dalgalı" olsun da, gidemesinler!.. İşte bu, bir haberdi!..
Aylar ve hatta yıllarca böyle düşündüm... "Apo'nun avukatları" başlıklı bir haber gördüğümde, atıyordum çöpe!..
Ta ki, "önceki gün"e kadar!..
Aslında önceki günkü haber de, daha öncekilerden pek farklı değildi...
Ancak, anlaşılan o ki;
Benim de "evreka" deme vaktim gelmişti!..
Öyle olmalı ki; şimdiye kadar "sıradan bir olay" gibi gördüğüm "İmralı'ya ziyaret" olayı, işte bugün gündemime girdi.
Öncelikle, önceki günkü olayı aktarayım:
"Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan ve avukatları İbrahim Bilmez, Mehmet Sanik Kızılkaya ve Mustafa Kaya, saat 06.00 sıralarında özel bir otomobille Gemlik Jandarma Komutanlığına geldi.
Mehmet Öcalan ve avukatları adaya geçiş işlemlerinin yapılması için bekledikleri sırada, geniş güvenlik tedbirlerinin alındığı İlçe Jandarma Komutanlığı yakınlarında bir grup vatandaş toplandı.
Vatandaşlar, terör örgütü aleyhine çeşitli sloganlar atarak protesto gösterisinde bulundu.
Yaklaşık 3 saat süren işlemlerin tamamlanmasını bekleyen Mehmet Öcalan ve avukatlara, hava muhalefeti dolayısıyla İmralı'ya geçişlerinin sağlanamayacağı bildirildi. Öcalan ve avukatlar, daha sonra vatandaşlarla karşılaştırılmadan ilçeden ayrıldı."


GÖRÜŞLER, DIŞARI NASIL ÇIKIYOR?

Evet, olay bu... Gördüğünüz gibi; daha önceki olaylardan pek farklı değil... Peki, beni "farklı bir tavır" sergileyip, bu yazıyı yazmaya iten sebep ne?..
Hayır, Apo'nun kardeşi ve avukatlarının, "hava muhalefeti" dolayısıyla "İmralı'ya gidememeleri" değil... Çünkü, daha önce de "hava engeli"ne takılmışlardı!..
Benim asıl merak ettiğim;
"Gidebilselerdi, ne olacaktı?" sorusunun cevabı!.. Evet, gitselerdi ne olacaktı?..
Öncelikle şunu söyleyeyim:
Yasada, "avukat" ile "müvekkil"in görüşmesine bir engel yok... Yani, "dâvâ" bitmiş, "hüküm" verilmiş olsa bile; "avukatlar, müvekkilleriyle görüşmeye" devam edebiliyorlar!..
Dolayısıyla, "Apo'nun avukatları"nın da görüşmelerinde bir anormallik yok!..
Anormallik şurada:
Apo'nun "bir teybi" mi var?.. O teybin "birkaç bandı" mı var?..
Ya da; Apo'ya tomar tomar "yazı kâğıdı" getiriliyor da, Apo her hafta onlara "görüş"lerini ve "örgüte talimat"larını yazıp da, ertesi hafta yayınlanmasını mı sağlıyor?..
Öyle ya;
Avukatlar ne zaman İmralı'yı ziyaret etse, hemen ertesi gün, "PKK'nın internet siteleri"nde veya yayın organı gazetelerde "tefrika"lar başlıyor!..
O yazılarda;
"Apo'nun aktüel gelişmeler"le ilgili "görüş"lerini, "düşünce"lerini, "taktik"lerini ve örgüte "talimat"larını okuyabilirsiniz!..
Adam, avukatlarla "görüşme" yapmıyor, sanki onlarla "basın toplantısı" yapıyor!..
Avukatlarla "sohbet" etmiyor, sanki "örgüte mesaj ve taktik" veriyor!..
Onları birer "misafir" gibi değil, sanki "kurye" gibi görüyor ve gerek "örgüt"üne, gerek "Ankara"ya mesaj gönderiyor!..
Meselâ, diyor ki:
¥ "İmha dayatılırsa (operasyonlar sürerse) örgüt mensupları da kendilerini korumak için savaşacaktır. Gerçekten çözüm isteniyorsa ve gerekli adımlar atılırsa, o zaman biz PKK'yı dağdan indirmek için elimizden geleni yaparız."
¥ "Zaten bizim isteklerimiz AB'nin istekleriyle örtüşüyor. AB, Kürt sorununu çözmemiş bir Türkiye'yi kabul etmez... Tek başına af ile bu sorun çözülmez... Kim kimi affedecek? Affedenleri kim affedecek? Hatta onların daha çok affa ihtiyacı olacak..."
¥ "Milliyetçilik gelişiyor. Bir fayda getirmez. Türkiyelilik kimliğini geliştirelim."


ORASI ASKERİN KONTROLÜNDE DEĞİL Mİ?

Görüyorsunuz ya;
Adına ister "mesaj" deyin, ister "taktik" veya "talimat!"
Adam, sanki "İmralı'da mahkûm" değil, masa başında "özgür bir köşe yazarı!"
Habire döktürüyor!..
İşin garip tarafı; tüm bu işleri de, "tamamen asker kontrolünde" olan adadaki bir "cezaevi"nde yapıyor!.. Bilmiyorum, dışarı çıkarılan yazılara "görülmüştür" ve bantlara "dinlenmiştir" damgası vuruluyor mu?..
Demek oluyor ki,
Bu çarkı "asker" de durduramıyor.
Evet, evet;
"Dağlıca'daki terörist baskını" konusunda "yayın yasağı" koyan Askerî Mahkeme; "tefrika" halinde yayınlanan "Apo'nun demeçleri"ne hiçbir yasak koyamıyor!..
Ve ne gariptir ki;
"Medyaya yasak, Apo'ya kıyak" şeklinde özetlenebilecek garabet, yıllardır devam ediyor...
Yanlış hatırlamıyorsam, geçen yılın bugünlerinde, Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Salih Zeki Çolak'ın, "akredite gazeteler" için düzenlediği kokteyle Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da gelmiş ve aynen şunları söylemişti: "Dünyanın neresinde terör örgütünün gazete çıkarmasına izin veriliyor? Bizde ise maalesef gazete bile çıkarıyorlar!"
Çok doğru... Teröristler, dünyanın hiçbir yerinde gazete çıkarmıyor!..
Ama, şu da bir gerçek:
Dünyanın hiçbir ülkesinde, üstelik de "askerin kontrolündeki bir cezaevi"nde, bir teröristbaşı; "ada"da değil, sanki "oda"da gibi rahat olamaz, örgütüne de bu kadar rahat "stratejik taktik" veremez!..
Bir değil, iki değil, üç değil!..
Adamlar, eğer "hava muhalefeti" yoksa, her hafta İmralı'ya gidiyorlar, "askerlerin gözleri önünde" görüşüp, "sesli" veya "yazılı" talimatları alıp, çarşaf çarşaf yayınlatıyorlar!..
Ondan sonra da, Genelkurmay Başkanı kalkıp; "Bu, nasıl iş?" diye soruyor!..
Asıl, "bu nasıl iş"tir ki; avukatların "kurye" gibi kullanılmasına göz yumuluyor!.. Sen "taktik ve talimat"ların çıkışını engelleyemezsen, PKK'lı gazetelere girişini de engelleyemezsin!..
Bu "şikâyetçi" tavır neye benziyor biliyor musunuz?.. Sayın Büyükanıt'ın, her "bol şehitli saldırı"dan sonra, "teröristlerin kaçış yolları bombalanıyor" demesine!..
Oysa beklenen ve yapılması gereken; teröristlerin "kaçış yolları"nın değil, "giriş yolları"nın bombalanması olmalı, değil midir?..
"İmralı olayı" da böyle!..
"Talimatların çıkışı" engellenemiyor, ama "PKK gazetelerine girişi"nden şikâyet ediliyor!..
Bir "çark"tır, dönüp gidiyor!..
Ne gariptir ki;
"Eşek"leri dövemeyenler, "semer"leriyle meşgul!..
Bilmem ki; "bu, nasıl iş"tir?!?
-----------
“Ben, Tümgeneral Yılmaz!”
Bundan 7-8 yıl önce Bursa'da bir "cinayet" işlenmişti... "Yaşlı bir adam" öldürülmüştü ve polis, her yerde "katil" arıyordu... Oysa katil, "cenaze töreni"ndeydi... Sürekli "gözyaşı" döküyor, "taziye"leri kabul ediyordu!.. Evet, katil; "adamın kendi oğlu"ndan başkası değildi!.. Ancak, "en çok ağlayan" olmak, onu yakalanmaktan kurtaramamıştı!..
"Vatan'ın işi" de buna döndü... Org. Yaşar Büyükanıt, akredite gazetecilerle yaptığı toplantıda, bir "gazeteci"nin; kendisini "Tümgeneral Yılmaz" olarak tanıtıp, "subaylardan bilgi aldığını" ve bunu gazetesinde yayınladığını söylüyor, arkasından da ekliyordu: "O gazeteciyi tesbit ettik ve genel yayın yönetmenine de durumu bildirdik!"
Şimdi, lütfen dikkat: Vatan gazetesi, önceki gün; "O tümgeneral(!) maalesef bizden biri" diyor ve muhabirin işine son verildiğini yazıyordu!.. Oysa aynı Vatan, 10 Kasım günü, "bilmezden" gelip, "Kim bu gazeteci?" diye soruyordu!.. Hem de, Büyükanıt'ın, "Genel yayın yönetmeniyle görüştük" demesine rağmen!..
Demek istediğim şu: "Katiller" ve "işletenleri" pek uzakta aramamak gerekir!.. "Katiller" de, "zarflamacılar" da, bazen "en yakındaki" kişilerdir!..
Hem de, "akredite" olacak kadar yakın!..

Kaynak: Vakit
Ekleme Tarihi: 22.11.2007 - 21:35
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 859 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Suayb (46), cuneytarkin82 (49), emira (40), ibrahim13 (50), geylani2 (42), ilknur1977 (47), mhmtyel (43), Müslüman kiz (30), hitoprak (51), solmayan-gül (39), pancoloji (39), gül_güzeli (39), güle güle (37), Sueda (38), suvari (41), teacherone (45), kudüs (48), sensinnn (38), Isik Hafize (39), masumca (51), muradmurad (45), burku (36), hatice.d (47), ismail arabaci (37), ariiff (43), nur44_55 (42), deepsilver (36), _SON_NEFES_ (32), onur5844 (52), sailor2005 (67), canfeza (37), saltanat (45), saltiks (50), van65 (), Taha1 (38)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54693 saniyede açıldı