colchicine kaletra kaletra lopinavir ritonavir ivermektine apranax aprovel aralen arava arcocillin arcoxia aricept arilin arimidex aristocort artane arthrotec artofen asacol asasantine asmaxen at 10 atarax atenil ateno basan comp ateno basan atesifar athrofen atridox atrovent augmentin avalide avana avapro avelox aventyl aviral avodart aygestin azaimun azarek azelex aziclav azulfidine bactrim basiron
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Küpün içinde ne varsa, dışınada o sızar

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
sumeyye_z su an offline sumeyye_z  
Küpün içinde ne varsa, dışınada o sızar

20 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.09.2007
En Son On: 06.02.2008 - 11:21
Cinsiyeti: ----- 
İnsanlar kendilerini mümkün olduğu kadar iyi ve güzel göstermeye çalışırlar. Fakat bilerek veya bilmeyerek yaptıkları hareket ve söyledikleri sözlerle içinde saklı olan kişilikleri ortaya çıkar.
Yunus Emre'nin sözleri ile değerlendirilmiş bir alıntıyı veriyorum. Çok anlamlı bulduğum için.

Miskinlikte buldılar kimde erlik varısa
Nerdüvandan yitdiler yüksekden bakarısa

Gönül yüksekde gezer dem be dem yoldan azar
Taş yüzine su sızar içinde ne varısa

Ak sakallı pir koca bilimez hali nice
Emek yimesün hacca bir gönül yıkarısa

Sağır işitmez sözi gice sanur kündüzi
Kördür münkirin gözü alem münevver ise

Gönül Çalabun tahtı gönüle Çalab baktı
İki cihan bed-bahtı kim gönül yıkarısa

Sen sana ne sanursan ayruğa da anı san
Dört kitabın ma’nîsi budur eğer varısa

Bildik gelenler geçmiş konanlar girü göçmiş
Işk şarabından içmiş kim ma’nî tuyarısa

Yunus yoldan azuban yüksek yerde turmasun
Sinle sırat görmeye sevdüği dîdârısa

Günümüz Türkçe’siyle
Olgunluğa erenler onu miskinlikte buldular.
Yüksekten bakarsa merdivenden ittiler.

Gönül yüksekte gezer ve zamanla yoldan sapar
Taşın içinde ne var ise dış yüzüne sızan odur.

Ak sakallı yaşlı kimse halinin ne olacağını bilemez
Gönül yıkan;hacca gitmek için hiç emek sarf etmesin

Sağır sözü işitmez ve geceyi gündüz sanır
Dünya aydınlık olsa da Allah’ı inkar edenin gözü kördür.

Kendine ne istersen başkalarına da onu iste
Şayet bir anlam var ise;dört kitabın anlamı budur.

Bildik ki gelenler geçmiş,konaklayanlar geri gitmiş
Kim manayı anlamışsa aşk şarabından içmiştir.

Yunus,yoldan sapıtarak yüksek yerde durmasın
Sevdiği;sevgilinin yüzü(Allah’ın vechi)ise mezar ve sırat görmeyecek.

Tahlil: Dervişlerin ortak özelliklerinden biri de miskinliktir.Derviş kelimesine çağdaş anlamda yaklaşmak gerekirse Allah’ı ve sistemini anlamaya çalışan kimse diyebileceğimizi önceki tahlillerde vurgulamıştık. Tasavvufu;geçmişe,kıssalara ve evliyaya gözü yaşlı hayranlık olarak anlamak artık çağdaş bir yaklaşım değildir. Biraz daha öze inecek olursak Allah ve Sistemini anlama gayretlerinin tümüne tasavvuf demek mümkün. İşte bu çerçevede şiirimizin ana teması olan miskin kavramını da yeniden ele almak gerek.
Fıkıh bilginlerinin “Çalışamayacak derecede elden ayaktan kesilmiş ve akşamdan sabaha ekmeği olamayacak kadar fakir “diye tanımladığı miskin kelimesinin tasavvuf sözlüğünde bunun daha ötesinde anlamları vardır.

Miskin;hem bedenen hem de ruhen dünyayı ve ona ait değerleri aşmış,kendini tamamen Hakka, Allah’a ve O’nun yoluna adamış kimsedir. Eski asırlarda bir köşeye çekilip dünyadan el-etek çekerek Allah’ı zikirle meşgul olmak şeklinde anlaşılan miskinliği,maddi yokluk noktasının ötesinde manevi boyutları ile bir davranış biçimi olarak ele almamız zorunlu görünüyor.Bu çerçevede bize göre; zenginlik ve servet içinde yüzen kimse de pekala miskin olabilir. Müslümanların yanlış takıntılarından biri de sanki İslam Dini fakir olmayı,sefilliği,muhtaçlığı emrediyormuş gibi bir anlayıştan hala kurtulamayışlarıdır. Her şeyden önce Allah Rasülüne bakalım. Mesleği ticaret olan,Hz.Hatice’nin ticaret filosunda sermaye ortaklığı ve genel müdürlük yapmış(bu tabir bana ait) bir Rasül’ün getirdiği sistemin fakirliği ve dünyaya tamamen boş vermeyi emrettiğini düşünmek safdillik olur.

Mevlana’ya ait bir sözle miskinlikten anlaşılması gerekeni az daha açalım:”Dünya nimetleri denize, gönlün gemiye benzer. Deniz ne kadar derin ve engin olursa gemi o kadar rahat yüzer. Ancak gemiyi deler de suyu içeri alırsan batarsın!..”

İşte müminin mal ve dünya karşısındaki ölçüsü bu olmalıdır. Çok mala sahip olunsa da kalbin mal sevgisi ile dolmasına,maddiyatın gönlü işgaline izin vermemek!...Asıl amaç ve hüner de budur sanırız.
Bu açıklamalardan sonra şimdi miskinlik ekseni etrafında şiirimizi inceleyebiliriz.

Kimde Allah adamı özelliği görürseniz miskinlik kavramına tutunarak elde etmiştir.Dünyaya yönelenlerin zaten Allah Nurunun pırıltılarını sezmeleri mümkün değildir. Yüksekten bakan,tevazuyu ihmal eden,dünyalık değerlerle diğer insanlara fark attıklarını düşünenler hakikat merdivenin basamaklarını çıkamazlar.Kişinin içine ne zaman böyle bir his gelse manen düşüşe ve Allah’ın ilahi uyarısına muhatap olacaktır.

Kişi ne kadar yüceleri özlese de insanın dışı içine aynadır.İç dinamiklerini yeterince harekete geçirememiş,ruhsal dengesini yerli yerince kuramamış bir insan ne kadar güçlü ve yüksekte olursa olsun hamlığını, çiğliğini, yetişmemişliğini ele verecektir. Toprak küpün içinde ne varsa dışa o sızar.
Sirke küpünden bal,bal küpünden sirke damlaması imkansızdır. Müminlerin iç güzelliklerinin dışa yansımasını bakınız Kur’an ne güzel ifade buyuruyor:” Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır” (Fetih-29)

Ak sakallı,halk arasında nâmı hoca veya hacı olarak tanınanlar da bu unvanlarına güvenmemeliler. Zira Allah katında dış görünüş değil,iç-kalp-gönül pâklığı üstündür. Kalp ilahi nazargâh olduğu için onun kırılması Kâbe’yi yıkmakla eş kabul edilmiştir.Rasülüllah(s.a.v) kalbin Allah katındaki önemini şu hadisle açıklar:”Allah sizlerin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz. Allah ancak sizin kalplerinize ve amellerinize bakar.”

Allah’ı ve sistemini inkar edenler,ne kadar okusalar,diploma sahibi olsalar da sağır ve kördürler. Asıl hakikati anlayamayan biri dünyevi ilimlerde zirveye çıksa ne olur ki?..Bir doktor düşününki yıllarını verip beden denen harika makinede işleyen mucizeyi gördüğü halde Allah’tan habersiz olsun!..Bir mühendis düşününki gökdelenler inşa ettiği halde Allah’ın gök kubbeyi direksiz ayakta tuttuğunu inkar etsin!..Böylesi insanlar ne derece ilerlemiş sayılabilir ki?!..İlimde derinleşenler,hakikati önyargısız ve bağımsız inceleyenler gerçeği itirafa mecbur kalmışlardır. Büyük Fizikçi Einstein bu durumu şöyle özetler:”İlimsiz Din Kör;Dinsiz İlim Topaldır!..”

Olgunluğa ulaşmada ince ölçülerden biri de kulları sevmek,kendi için istediğini kardeşi için de istemek, kendine yapılmasını istemediği şeyin hiç kimsenin başına gelmesine razı olmamaktır.Allah Rasülü:

”Kendiniz için istediğinizi başkaları için de istemedikçe olgun mümin olamazsınız”buyurur.

Dört kitabın tek bir manası varsa şayet budur,derken de bütün dinlerin özünün insan sevgisi ve barış içinde bir yaşam olduğunu söylemek istiyor.

Dünya bir değirmen misali içine aldıklarını öğütmeye devam etmektedir.Gelenler gitmekte, konaklayanlar tekrar yola çıkmaktadır. Aşık Veysel’in deyimiyle “İki Kapılı Bir Handa“yolculuğumuz sürmekte.

Buradan kârlı,kazançlı ayrılacak olanlar;asıl yaratılış gayesini,kainatta işleyen sistemi ve Onun Biricik Sahibi Allah’ı tanıyanlar olacaktır. Aşk şarabını tadanlar,hayatın asıl lezzetini alanlar da onlardır.

Şiiri bitirirken tekrar miskinliğin zıddı olan tepeden bakma,hırs ve gurura işaret eden Yunus;kendine söyler gibi bize tepeden bakmayın diyor. Yükseklik kompleksi içinde olmayanlar,nimetin sahibini fark ederek daima şükran içinde olurlar. Kerameti kendinden bilenler ise başarıları,elde ettikleri karşısında nimeti kendilerinden bilirler ki bu da Allah’a karşı nankörlüktür. Yaratıcıya nankörlük ise ilahi cezayı çabuklaştıracaktır.

Sevgilinin yüzünü,Allah’ın Vechini,onun nimetlerindeki sırrı görenler;umulur ki ne kabirde,ne de sırat denen cennete geçiş sürecinde sıkıntı çekmeyecekler.

Mehmet DOĞRAMACI
Ekleme Tarihi: 20.09.2007 - 12:03
Bu mesajı bildir   sumeyye_z üyenin diğer mesajları sumeyye_z`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 989 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Maksat kelam ol.. (54), betl_22 (37), erdogan955 (69), adaletli (55), erdoganisik (53), osman.d. (51), mehmetyz (44), yucelirfan (43), yazioba (53), °*°SiBeL°*° (32), haydem (45), ORGENERAL (43), yolcu_38 (44), karadað (51), cumali ak (43), adnanmuzaffer (70), MEMOLÝ2 (64), saara (31), plumbi (44), zeynebiye29 (43), mdemirbasci (50), muhammed_fatih (571), meslus (50), adnan65 (59), kýr&yacu.. (51), elisranur (40), ben_ölecem (44), asayan (49), yakamoz_38 (40)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55674 saniyede açıldı