generique rhinocortgenerique stromectol ivermectine kaletra generique kaletra cardura carsol cartia xt cartia casodex caverta ceclor cd ceclor ceftin cefurim celebrex celestoderm v celestone celexa cellcept cellidrine cephoral ceporex cerina cerzine cet eco cetallerg cetrine chibroxol chlorazin chlorochin chloromycetin cialis black cialis daily cialis oral jelly cialis professional cialis soft cialis strips cialis sublingual cialis super active cialis super force cialis cibacen ciloxan cimexillin cip eco
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » BÜYÜKLERE MASAL - (GÜL BAHÇESİ)

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
halk yolcusu su an offline halk yolcusu  
BÜYÜKLERE MASAL - (GÜL BAHÇESİ)

1504 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.05.2008
En Son On: 07.08.2009 - 23:12
Cinsiyeti: Bayan 
BÜYÜKLERE MASAL - (GÜL BAHÇESİ)
ŞEREF SİDAR

Bir varmış, bir yokmuş… diye başlar masallar. ‘Yok’sunluğun sevilmiyor olmasından olmalı, ‘bir yokmuş’ demeyi hiçbir zaman sevmedim. Elimde olsa masalları da bir varmış, bir daha varmış şeklinde başlatmak isterdim. Masallarda genellikle yer belli değil, zaman belli değil ama bizim masalımız farklı. Bunun için biz masalımıza bir varmış bir yokmuş yerine, bir varmış bir daha varmış diye başlayalım.

Bilinen bir zamanda, dünya gezegeninin bilinen bir yerinde, güzel mi güzel bir ülke varmış. Bu ülke, üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadaymış. Ülkenin etrafında denizlerin olması güvenlik için ideal bir durum olsa da, bu ülkenin kralı dört taraflarının yedi düşman düvel tarafından çepeçevre sarılmış olduğuna inanırmış ve bütün halkı da buna inandırmayı başarmış. Kral, halkına düşman düvellerin saldırısına karşı hazır vaziyette beklemeleri gerektiğini söylermiş. Halk, kralın emri gereği sürekli olası bir saldırıya karşı koymak için tetikte beklermiş. Böylece halk her yerde “her şey vatan için” cümlesini söyler dururmuş. Öyle ki, bu cümle ülke vatandaşlarının sloganı olmuş. Ve bu slogan selamlaşmanın yerini almış. Zamanla bu sloganı daha da geliştirmişler. Karşılaşanlardan biri selam mahiyetinde “ her şey vatan için” derken diğeri; “ırmağının akışına ölürüm” der, bir diğeri; “hey hey heeeyyyyy” dermiş ve böylece selamlaşırlarmış.

Arka arkaya tahta geçen bütün krallar da aynı politikayı devam ettirmişler ve Kralların oluşturduğu “düşman korkusu” devleti rahat rahat yönetmelerine, halktan istedikleri miktarda vergi alabilmelerine bahane olmuş. Krallar, bu şekilde uzun süre, her sözlerini yasa olarak halka kabul ettirmişler. Devleti bu yasalara göre yönetmişler. Halktan hiç kimse kralların zulüm ve haksızlıklarını görmezmiş.

Gel zaman, git zaman güzel mi güzel bu ülkeye düşman düveller saldırmamış. Ve dünya gezegenindeki bütün devletler saldırmazlık anlaşması imzalamışlar; ama kralların devleti yönetme yöntemlerinde bir değişiklik olmamış. Yine zulüm ve baskılarını devam ettirmişler. Halk ise, Kralların korkusundan selamlaşmalarını aynen devam ettirmiş.

“Her şey vatan için”

“Irmağının akışına ölürüm”

“Hey hey heeeyyyyy” diye selamlaşmaya devam etmişler.

Halkı mutsuz bu yarımada ülkesinin uzak bir köşesinde, yüksek surların içinde eski mi eski bir tarihe sahip, pek çok medeniyete beşiklik etmiş, güngörmüş, tarihe tanıklık etmiş bir kent varmış. Bu ‘Güngör’müş kentte, bilge bir adam yaşarmış. Halkı, zalim kralların zulmünden kurtarmaya kendini adayan bu bilge adama halk; kendini adayan, kendini feda eden anlamına gelen “Fida” ismiyle hitap edermiş.

Fida Güngör-müş kentten olup biteni izlermiş. Halkı bu zalim kralların zulmünden kurtarabilmenin bir yolunu arayıp dururmuş. Ama halk kralların gücünden o kadar korkuyormuş ki, zulümden kurtulmak için hiçbir çaba içine girmiyorlarmış. Bilge adamın bir kurtuluş yolu bulmuş olmasına da pek önem vermemişler. Kralların gücünden, askerlerinden korkuyorlarmış.

Bilge adam kendisi gibi düşünen çok az sayıda insan ile bu zulme dur diyemeyeceğini iyi bildiği için, hiçbir şey yapamamış. Tarihî kentin ücra bir köşesinde gül yetiştirmeye başlamış. Bilge adamın; küçük, şirin rengârenk güller yetiştirdiği bir bahçesi olmuş. Halk bu gül bahçesinde bir nebze de olsa kendilerine yapılan kötülükleri unutur olmuş. Böylece pek çok kimse gül yetiştirmeye başlamış. Gül yetiştirmek zulme dur demenin sembolü olmuş. Bu durumdan haberdar olan krallar son derece rahatsız olmuşlar. Ve korkunç adamlarını, atlılarını Bilge adamın gül bahçesini yerle bir etmek için görevlendirmişler. Yetmemiş. Haydutları, eşkıyaları salmışlar. Yetmemiş. Haramileri toplayıp gül bahçesini hedef göstermişler. Ve korkunç atlılar, haydutlar, haramiler hep birlikte bin bir emekle dikilen rengârenk gül fidanlarını koparmışlar. Kentin sokaklarında sağa sola savurmuşlar.

Haydutlar, eşkıyalar, haramiler de krallar ile güç birliği yapınca halk daha çok korkmuş. Evlerinden çıkamaz olmuş. Bazı bahçıvanlar bahçelerini terk etmiş. Bir daha asla gül kelimesini telaffuz etmemiş. Haydutlardan kurtulabilen bazı bahçıvanlar ise başka kentlere gitmiş. Yabancısı oldukları yeni kentlerde, heybelerinde götürebildikleri tohumları toprağa ekmiş. Ve birer fidan olmalarını beklemiş. Bir gün mutlaka Kralların zulmünden kurtulacaklarını umuyorlarmış. Ancak anlatılanlara göre, ölmekten korkan halk hala kralların zulmünden kurtulamamış.

Toprağa ekilen tohumlar bir gün fidan olup gül açar ve halka zulmü unutturur mu bilinmez ama bilinen şu ki; Bilge adam, hiç kimseye yerini söylemediği, hiç kimsenin yerini bilmediği bir gül bahçesinde huzurlu bir hayat sürermiş.-----------------------


gül
Ekleme Tarihi: 20.12.2008 - 00:54
Bu mesajı bildir   halk yolcusu üyenin diğer mesajları halk yolcusu`in Profili halk yolcusu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 983 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hümeyra24 (43), güllüm (41), alitufan (48), semsuddin (39), f_erturk (39), zafercezlan (54), benbuamellerimi.. (53), seyma_05 (39), yenilmezburuk (46), mhmmdky (37), sivaslihakan (46), sunam6 (41), konya28 (37), mardinlimemo (44), @hasan@ (39), _huzurislamda_ (39), Seda_ (35), BOPPON (43), faziltopal (55), ahmetserkankaya (43), eLsina (38), AZRA66 (37), sulukapo (34), HAKANCETIN (46), mentese (48), palanxdöken (53), ADEM BAKIRHAN (60), ceyhan (71), ReSuLe_HaSrEtt (38), Forever_Love (40), mutlu69 (55), islam yusuf (54), sofi32 (49), yesil_bahar19 (37), makhorsa (48), erihna (41), veysi irdam (88), abdullah özkul (27), nur58 (60), fedayi (55), RAMAZAN69 (37), seyyidali47 (50), gocer (55), suleyman yildiz (57), vuslat_wien (41), KASIM EROL (50), isanurun (39), koeroglu (48), ardaci (49), ardaburda (50), gunesgunes (42), Burcu89 (35), BMW (43), ZLH (), hafiz_34 (68), bestebuse (51), Aysegül (36), seroar (55), hacirizeli (53), sonmezNL (53), zeko (), CILGIN KURT (51), BERGE00 (42), sevki (51), fth (41), muhammetmustafa (44), bsapmaz (59), siyah_gül (36), ekrem144 (), Cicekci (37), rooster79 (45), mehmetx (44), furkan42 (42), yunus ata (61), GangstAdem (39), orhan06 (44), kamuran (51), dinimiseviyorum (39), esm (40), buzmavisi61 (58)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55963 saniyede açıldı