ivermektin generique luvox ivermectine generique luvox generique stromectol imdur imigran imitrex imodium imuran imurek inderal la inderal index indocin sr indocin inegy intagra iscover isoptin isordil sublingual isordil itraderm itrop jumexal kamagra effervescent kamagra gold kamagra oral jelly kamagra soft kamagra keflex kemadrin kenacort a solubile kenacort a kenacort kenergon kessar keto med ketozol kinzal kinzalplus klacid lamictal dispersible lamictal lamisil cream lamisil
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kainat, bir kitap gibi...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Kainat, bir kitap gibi...

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Kainat, bir kitap gibi...
Ömer Sevinçgül
İNSANOĞLU, hoyratça çiğnediği toprağın sırrından binlerce yıl habersiz olarak yaşadı. Bu sırrı, ancak başka âlemleri seyredebilecek kadar terakki etmiş gözler görebiliyor ve onların zikirlerini temaşa ediyordu. Ve nihayet bilim, dünyanın ve ondaki akılalmaz güzelliğin farkına vardı. Ve her zerrenin, bir âlem kadar sanatlı olduğunu anladı.Nükleer Manyetik Rezonans dediğimiz “molekül çekirdek sistemleri”nin keşfedilmesinden sonra, ilim adamları moleküllere tamamen farklı bir gözle bakmaya başladılar.Örneğin, sizleri renkleriyle adeta büyüleyecek olan elektronlara özel aletlerle bakacak olursanız, onların o molekül şehrinin semalarında, bir saniye içinde 100 bin defa dolaştığını görür ve bu küçük alemdeki akılalmaz ihtişam karşısında vecde gelirsiniz. Elips şeklindeki manyetik alanlarda dönen bu elektron bulutları o molekülün semalarında raksederken, enerji farkları sebebiyle renkten renge girmekte ve manyetik eğilimlerle değişen titreşimler, ayrı notalar gibi dalgalar hasıl etmektedir. Bu ise duyan kulaklar için olağanüstü bir senfoni niteliğindedir.
O moleküle biraz daha yaklaşırsanız, bu sefer bambaşka bir yapıda olan çekirdekleri göreceksiniz. Onlara bakarken kullandığınız özel güçlendirici aletinizi çekirdeklerdeki titreşimin bir saniye içinde 10 milyar’a ulaştığını gösterecek ve o tek molekül içindeki akılalmaz sanatın büyüklüğünü ispatlayacaktır.Evet, saniyede 10 milyar titreyiş. Bu, her bir molekülün, kendisini sevkeden kudretin haşmeti karşısındaki titreyişidir ve bu titreyiş, moleküllerin zikri hükmündedir. Çünkü modern ilim tarafından henüz keşfedilen ve her bir zerrenin bir âlem kadar sanatlı olduğunu ispatlayan bu titreyiş, Rabbimizin kudretine zerreler adedince şehadetten ibarettir. ACABA şu kâinatın yaratıcısı olan Rabbimiz, zerrelerin zikirleri konusunda ne buyurmaktadır? İşte Haşr Suresinin ikinci ayetinin meali, “Göklerde ve yerde olanlar O’nu her an tesbih ederler” Başka alemleri seyreden ve zerrelerin zikrini görebilen velilerin dışında, belki bu âyetin meali yirminci asra kadar tam anlaşılamadı. Modern bilim, şu kâinatı çevreleyen esrar perdelerini bir bir aşarken, her birinde Kur’an’ın nuru ve hakikati ile karşılaşıyor. Bir molekül, çok güçlü bir manyetik alan içine konursa, bu sessiz gibi duran titreşimler şiddetlenmekte ve adeta o moleküle ait özel bir beste yapmaktadır. Bu manyetik alan ne kadar güçlendirilirse, moleküle ait titreşimler de o derece şiddetlenmekte ve manyetik alanın gücü, sanki o besteye hoperlör vazifesi görmektedir.Modern fizik ve onu takip eden molekül teknolojisi, bu özelliği keşfetmiş ve uygulama safhasına sokmuştur. Artık bugün herhangi bir molekülü, onun titreşiminden, diğer bir ifadeyle, yapmış olduğu zikirden tanıyabiliyoruz. KİMYADA veya tıpta moleküllerin bu titreşimleri, şekiller halinde ekrana yansıtılabilmekte ve bu şekillerden o molekülün cinsi anlaşılabilmektedir. Hatta vücuttaki kanserli bir dokuda bulunan moleküller farklı olacağından, bu metodla kanseri teşhis etmek mümkün olabilmektedir. Evet her bir molekülü harika olan taş parçaları, böylesine muhteşem yapılarıyla kendilerini yaratan sanatkârı gösterirken, acaba kendilerine “cansız” dediğimiz için bizlere güceniyorlar mı dersiniz? Taş ve toprak moleküllerinin moleküller dünyasındaki yeri bambaşkadır hakikaten. Çünkü silisyum ve karbondan kurulu molekül şirketlerindeki sanat, bu küçük dünyanın çözülememiş sırlarının başında gelir. Bu maddelerin atomik semalarında yüzen dörtlü elektron bulutları henüz modern bilim tarafından da anlaşılmış değildir. Ve hiçbir madde, bu iki atomun yapısına benzemez. Evet, taş ve toprak o kadar büyük bir sanatla yaratılmıştır ki, nebatlar ve ağaçlar, incecik kök ve damarlarını, hiçbir zorluk görmeden onun derinliklerine gönderir ve rahmet hazinelerinden aldıkları incir, üzüm, nar ve hurma gibi cennet tatlılarını, Allah’ın izniyle bizlere ikram ederler. O sert kayalar, şu kâinat Hâlıkının emirlerine itaat ederek balmumu gibi yumuşar ve sinesinden, ab-ı hayat hükmündeki kaynaklara yol açarlar. Onun derinliklerine gömdüğünüz kara kuru bir tohum, binbir türlü renklerle donatılmış olarak onun bağrından fışkırır. Çiçekler, yine onun sinesinden çıkar ve Allah’ın izniyle aldıkları Cennet kokularını, Cennete namzet olan biz insanlara ulaştırırlar. Yeraltındaki sessiz zikirlerini sürdüren ve şuursuz gibi görünen o taş ve toprak, Peygamberler Peygamberinin (a.s.m.) avucunda, yüksek sesle zikreder. Ve o mübarek elin attığı taş ve toprağın her bir zerresi, bir top güllesi hükmüne geçerek düşmanı kahreder. İşte taş ve toprak böyledir. Ve hangi yönüyle bakılırsa bakılsın, zerreleriyle birlikte mucizane bir şekilde çalıştırılır. Taş zerreleri bile mucize olduktan sonra, zaten geriye ne kalır ki? Evet taşlar, bütün zerreleriyle zikreder. Ve bu zikri temaşa eden Velîlerin, yere basmaktan dahi çekinir hale gelmiş olmalarındaki sır anlaşılır.
Moleküller âlemindeki gezimize son verdiğimiz şu anda, o taşları kendimize örnek almış olmalı ve Kâinat Hâlıkının emirlerine, onlar gibi itaat etmeliyiz.Yâni O kudrete karşı balmumu gibi yumuşayan ve bütün zerreleriyle titreyen taşlar gibi. Her bir molekülü harika olan taş parçaları, böylesine muhteşem yapılarıyla kendilerini yaratan sanatkarı gösterirken, acaba kendilerine “cansız” dediğimiz için bizlere güceniyorlar mı dersiniz!
Ekleme Tarihi: 12.09.2008 - 00:04
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 902 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Mecced (42), tilve (45), alsancak55 (54), kobra111 (49), ihlumut (39), salih1960 (64), morsel (35), zeynep17 (31), alperen_58 (58), mushab60 (50), MEDINENIN GÜLÜ (36), lazkopat_tr (37), ilhanebrar (50), turkthunder (46), selcukserdar (45), sedaseda (35), orhanaksoy (58), selimkum (40), ege-men (37), adigesav (58), osman__ulker (44), azize (38), muhittin19 (40), faruk1453 (40), BüCüR (37), mücahit444 (46), yilmaz keskin (53), daricali (39), ilkahmet (44), aktashakan (38), mücella (41), fatih avc&yacut.. (52), GurbetGülü (36), abdulbakiucar (40), MaRsS (39), metince (52), sercan_21998 (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63545 saniyede açıldı