generique colchicine chloroquine generique plaquenil kamagra hydroxychloroquine oxytrol pamelor pantozol parafon parexat pariet parlodel paronex paxil cr paxil penegra pentoxi pepcid pepcidine periactin persantine pharmaquine phenhydan phoslo pirocam pirosol pk merz plavix plendil pletal podomexef ponstel pradif prandin precose premarin prevacid priligy prilosec primacton primolut n primolut nor principen prinil probalan prodafem
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » İnternet, MSN, Facebook, Şimdi Sırada Ne Var?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
İnternet, MSN, Facebook, Şimdi Sırada Ne Var?

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 13:01
Cinsiyeti: Bayan 



Giderek yaygınlaşan internet kullanımı, ölçülü ve bilinçli kullanılmadığı takdirde bağımlılık yapıp insanları yaşamdan koparıyor. Özellikle toplumdan ve aileden uzaklaşan çocuklar için internet, kötü alışkanlıklara kapı açan bir kâbusa dönüşebiliyor.

Bu doğru. Fakat bizler bu durum karşısında ne yapıyoruz? Nasıl yanlışlar yapıyoruz ki, bir türlü durduramadığımız kartopunu andıran bu canavarın gittikçe büyüdüğünü görmekle kahroluyoruz?…

İnternet Evin Pislik Yuvasıdır!

İnternet özellikle bizim (Tarık Tufan’ın lügatindeki “bizim mahalle”sindeki “biz”e atıftır) camiamızda ilk yaygınlaştığı zamanlarda “internet kullanmayın, günah” türünden yazılar yazdık. “İnternet evin pislik yuvasıdır!” başlıklı radikal yazılarla internet sitelerini doldurduk. Öyle ki bu yazıları yazan kardeşlerimiz, internetteki sitelerde kendi köşelerinde yayınlayarak komik duruma düştüler. İnterneti kötüleyenlerin bu söylemleri, interneti kullanarak bir babanın oğlunun karşısında sigara içtiği bir anda oğluna “Oğlum sigara içme, zararlıdır…” demesi gibi ilginç, tuhaf ve radikal söylemlerdi.

Çocuklarımıza internetin nasıl kullanılması gerektiğini, internete girildiğinde Allah’ın bizleri her an gözetlediği gerçeğini “De ki size bir tek öğüdüm var. İster tek başınıza, isterseniz de başkalarıyla beraber olun ama sakın ha sakın Allah’ın huzurunda olduğunuzu unutmayın, Allah’ın huzurunda esas duruşunuzu bozmayın.”* ayetinin bilincini vermeyip de “İnternete girmek günahtır, İnternet pislik yuvasıdır!” tarzındaki söylemlerimiz ne kadar doğru, ne kadar bilinçli ve bu söylemler ne kadar başarılı?

Çocuklar her fırsatta internet kafelere kaçmadı mı?

“Bir Müslüman interneti nasıl kullanmalıdır?” sorusunun cevabındaki şuurdan öte, yasaklama getirdik. Ve olayın çocuktaki psikolojisini gizemli kıldık. Çocuk düşündü, “Niçin yasak olsun ki? Bilim adamları kullanıyormuş, hatta bizim öğretmenlerimiz bile kullanıyorken niçin yasak?…”

Ve çocuğumuzun bilinçaltında sırlı bir dünyayı yasaklayarak, İnterneti gizemli kıldık. Çocuk da fırsat bulup İnternete girerek, bir Müslümanın girmemesi gereken yerlerde kötü arkadaşlarının anlattıklarıyla karşılaştı. Ama biz hâlâ “Bir Müslüman interneti nasıl kullanmalıdır?” sorusunun cevabındaki bilinci vermemekte devam ettik. Belki de veremedik… Tıpkı “Bir Müslüman TV’yi nasıl kullanmalıdır?” sorusunun cevabındaki bilincini veremeyip de, “Ya 5 dakika kanalları dolaşayım, bakalım ne var, neler olmuş dünyada” deyip de 3–4 saat reklâmdı, filmdi, programdı, haberdi derken TV’nin başından kalkamadığımız, namazları ve aile içi muhabbeti kaçırdığımız gibi…

İnternetin de, TV’nin de bir amaç için açılması ve kullanılması gerektiğini yazamadık nedense. Amaç için değil de vakit doldurmak, eğlenmek için açtığımız için saatlerin de nasıl geçtiğini fark edemedik… Dolayısıyla kitaplardan, aile içi muhabbetlerden, dostlarla sohbetten gittikçe uzaklaşıyoruz maalesef…

İnterneti yasaklayıp internet bilincinden uzaklaştığımız sürece kendimizi daha da çok internete kaptırıyoruz.

Şeytan Şimdi Oturum Açtı!

Ve MSN… MSN kullanmayı kötü gören, kullananlara da uzun yıllar kötü gözlerle bakmış bir camiayız. MSN kullanmayı da bir zamanlar yasakladık, haram dedik, iki genç gerçek hayatta olmasa da sonuç itibariyle aynı pencereyi paylaşıyorlar, caiz değil dedik.

MSN kullanmak İnternet kullanmak gibi aynı kategoride değil, bunu söylemeliyiz. Akraba ilişkilerini, insan ilişkilerini azaltıyor, konuşmayı muhabbeti bitiriyor dedik, kınadık. Kimimiz “zaman kaybettiriyor, ben gerekli görüşmelerimi telefonla yaparım, saatlerce pencerede konuşmaya gerek yok” deyip MSN kullanmayabilir saygı duyarız. Lakin MSN’yi sadece gerekli görüşmelerinde kullananlara “MSN kullanmayın ya da Ey Müslüman! Titre ve kendine gel, buralarda tebliğ yapılmaz” tarzından radikal söylemlerde bulunan kardeşlerimiz haksızlık ettik.

Birincisi tebliğ “bir insanı karşına alıp bir hakikatten bahsetmek” midir sadece, bunu sorgulamak lazım. Yoksa tebliği bir hayat felsefesi edinip de her ortamda, kişinin her anında hayatına geçirerek hakikati bir duruşa, bir tavra dönüştürebilmesi midir?…

İkincisi ise Bir Müslüman için internet de MSN de gerekli kullanılabildiği gibi gerekli kullanılamayabilir de… Bir bıçak nasıl ki caninin elinde insanları öldürmek için bir araç ise, bir doktorun elinde şifadır. Gelişen teknoloji ve yaşam şartlarıyla İnternet ve MSN çok faydalı da olabilir, amacının dışında kullanıldığında, haram boyutuna varan süreçlerle çok zararlı da olabilir.

Şam’da, Bosna’da ya da bir başka ülkede kısacası uzakta bulunan bir kardeşimizle sadece internet ücreti vermekle çok ucuza görüşebilme, konuşmamız gereken konuları Görüntülü Arama ile ya da yazışma yoluyla konuşabilme imkânı varken diğer yandan gençlerin sohbet odalarında vakit geçirmelerine, arkadaş bulma isteklerinde aracı olarak da kullanılabilir.


Kişi kendini harama götürebilecek riske sahip her durumu, iyi olma ya da iyi sonuçlar alabilme ihtimali de olmasına rağmen hayatından çıkarmalı mıdır?… Gündelik hayatın her noktasında karşımıza iki yol çıkmıyor mu ey okuyucu?… Ve bizim asıl olan görevimiz bu yollara arkamızı dönmek midir, yoksa bize verilen iradeyle doğru olanı, amacına uygun olan davranışı seçip de o yolda yürüyebilmek midir?

Kullanılma amaçlarına göre değişen bir olguya “tamamen iyidir” ya da “tamamen kötüdür” diyemeyeceğimiz aşikâr.

Ne TV, Ne İnternet, Ne MSN değildir bizleri günaha sokan. Kötü niyetler ve nefsimize uyduğumuz kötü düşünceler, eylemlerdir günahlarımız…

Peki, pornografik siteleri nasıl yasaklayacağız? Dediğinizi duyar gibiyim…
İslam Birleşmiş Milletleri’ni, İslam NATO’sunu, İslam Ortak Dinarı’nı ne zaman kurarsak,
www denilen sistemin wiw ini kuracağız Allah’ın izniyle…
World Wide Web= Dünyayı Kaplayan Ağ
World Islam Web yani Dünya İslam ağı olmalıdır.

Sitelerden kurtuluş işte o zaman mümkün olur. Ama asıl kurtuluş kalptedir ve o bilinci yakalayamadığımız müddetçe karşımıza ne çıkarsa çıksın onu kötüye kullanırız.

Cahit Zarifoğlu’nun Facebook Alternatifi Kesinlikle Olurdu!

Son zamanlarda Bir de Facebook sendromu açıldı. Fatih Mutlu müthiş eleştirmiş geçen haftaki Gerçek Hayat yazısında. Katılmıyorum. Çünkü bu söylemlerle, bu yazılarla Facebook’tan uzaklaştıramazsınız Müslümanları…

“Cahit Zarifoğlu Facebook’ta olur muydu” başlığıyla yayınlandı zaten. Facebook bir moda, özel hayata karışıyor, ideallerimizi laçkalaştırıyor, Facebook internet zibidiliğinin entelektüel yüzü, yakışıklı erkekler güzel kızları ekliyor ve beraber İslamcılık oynuyorlar” tarzından laflarla Facebook anlatılmaz Fatih Mutlu abim.

Bir de Fatih Mutlu “Facebook üyesi pek kıymetli ablalarım, abilerim ve kardeşlerim bundan iki yıl öncesine bir dönsünler, O zaman kafalarda arkadaş, sevgili, dost kavramları nasıl, ne oldu?” sözleriyle yaşanan tüm modern değişimi Facebook’a atıyor. Haksızlık ediyor. Yaşanan değişimleri sadece Facebook’a atamayız. Müslümanlar dünyevileştikçe sevgiden, şefkatten, merhametten, muhabbetten, tavırlarından taviz veriyorlarsa bunun sadece etkeni Facebook değil! Şair, yazar, âlim, sosyolog, müzisyen, neyzen… yetişmiyorsa, yetiştiremiyorsak bunun sebebi sadece Facebook değil!

Fatih Mutlu abim, Cahit Zarifoğlu Facebook’ta belki olmazdı ama şu var ki, Cahit Zarifoğlu kesinlikle Facebook’a karşı alternatif bir oluşum başlatırdı.

Zaten Facebook’tan kurtuluşun yolu da bu. Onu “tu kaka” ilan etmek değil. Radikal söylemlerle yazılar yazmak hiç değil.

Ben de üyeyim Facebook’a. Elif Şafak, Numan Kurtulmuş, Sibel Eraslan, Fatih Okumuş, Şadan Ercan, Asım Gültekin, İsmail Kılıçarslan, Tarık Tufan… gibi isimler de üye. Yazar, Şair, Site Yöneticisi, Editörü, Siyasetçisi derken bakın kimler kimler üyeymiş… Hayır, ifşa etmek için değil ama bu insanlar niçin üye acaba?

Bu insanların üye olması da meşrulaştırmaz olayın boyutunu ama Facebook ile insanlar yıllardır tanımadıklarına ulaşabiliyorlar, aynı platformda resimlerini koyup yorumlayabiliyorlar, organizasyonlardan insanları haberdar edebiliyorlar, etkinliklerle ve açılan gruplarla “nasıl tavır alınmalı?” sorusuna cevap arayabiliyorlar…

Salt eleştiri, eleştiri değildir. Bizler Facebook’a alternatif oluşturamadığımız müddetçe de insanları Facebook’tan uzaklaştırmaya çabalamalıyım, komik duruma düşüyoruz.

Evet, Cahit Abi olsaydı kesinlikle farklı olurdu. Bir Tekkede muhabbet çevresi oluştururdu belki…

Kızanlar olabilir, ama belki de http://www.zarifcemuhabbet.com diye bir sitenin alt yapısını oluşturup, kurallarını kendisi koyduğu bir site açardı.

* (Sebe Suresi, 46)

Yunus Emre Tozal
Genç Dergisi, Eylül 2008

http://www.tenkafesi.com/


Ne TV, Ne İnternet, Ne MSN değildir bizleri günaha sokan. Kötü niyetler ve nefsimize uyduğumuz kötü düşünceler, eylemlerdir günahlarımız…

Ekleme Tarihi: 07.09.2008 - 01:49
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Güzel bir paylasim Elinize Saglik Te$ekkürler Kardesim
Ekleme Tarihi: 07.09.2008 - 07:51
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 868 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
karaali70 (54), Mücahit58 (42), firdevs_91 (33), harman76 (48), gul2 (47), özgür3 (35), songokou (42), nuri72 (52), aysun saglam (46), dalin (39), caglar_1988 (36), emine_yilmaz (45), elif19 (37), morcali (63), enderim23 (46), aga2 (61), hüzünlü gurbet (46), yeþil (42), 1yavuz (53), suvari_ (41), gazeteci1985 (39), adem03 (45), azzat (60), huemeyra41 (32), Kursad_ist (46), ruhan_ruhani (41), eskalibo (50), neofatih (39), yuuusuf (43), yunuscelik (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54855 saniyede açıldı