0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KISILIK GELISIMI » Kitleler Psikolojisi - Gustave Le BON

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
HaNCI su an offline HaNCI  
Kitleler Psikolojisi - Gustave Le BON

102 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.04.2003
En Son On: 29.09.2006 - 02:14
Cinsiyeti: Erkek 
KİTABIN ÖZETİ :

Çağımız insan düşüncesi sürekli olarak değişen, nazik ve buhranlarla dolu bir devre içinde bulunmaktadır. Bu değişmelerin temelinde iki esaslı sebep vardır; Birincisi, uygarlığımız bütün öğelerinin kaynağı olan dini, politik ve toplum inançlarının yıkılmış olmasıdır. İkincisi, bilimlerin ve tekniğin yeni buluşlarının doğurduğu yepyeni yaşama ve düşünce şartlarının meydana gelmesidir. Eski inançlarımızın sarsıldığı ve kaybolduğu toplumumuzun eski direkleri birer birer yıkıldığı halde, kalabalıkların baskısı ve nüfuzu, hiçbir şeyin baskısı altında olmadan, hükmü daima büyüyen bir güç haline gelmiştir. Bu bakımdan içine girmekte olduğumuz çağ, gerçekten kelimenin tam anlamıyla ?Kitleler Çağı? olacaktır.?

Kitlelerin Psikolojisini anlamak onları yönetmeyi bilmek değil; hiç olmazsa bütünüyle onlar tarafından yönetilmemek isteyen devlet adamlarının sermayesini oluşturur. Doğrusunu söylemek gerekirse; dünyayı yönetenler, dinlerin ve imparatorlukların kurucuları, bütün inanışların peygamberleri, tanınmış devlet adamları ve bunların yanında daha alçak gönüllü insan topluluklarının liderleri, kitlelerin ruhları hakkında çok zaman gayet kesin bir bilgiye sahip psikologlardır. Psikolog olduklarını bilmeyen bu kişiler, kitlelerin ruhunu iyi tanıdıklarından, onlara kolaylıkla hükmetmişlerdir.

1. KALABALIKLARIN RUHU :

Kitle kelimesi rastgele bir bireyler topluluğunu ifade eder. Bu toplulukta bilinçli kişilik ortadan silinir. Bütün bu birleşmiş fertlerin düşünce ve duyguları tek bir tarafa yönelir. Şüphesiz geçici fakat pek açık özellikler gösteren bir kolektif bilinç oluşur. Kitle bir tek varlık haline gelir ve ?Kitlelerdeki zihniyetin tekleşmesi kanunu? na uyar.

Kitleyi meydana getiren bireyler kimler olursa olsun; yaşama biçimleri, iş güçleri, karakterleri yahut zekaları ister benzer, ister ayrı olsun kalabalık haline gelmiş olmaları onlara bir nevi kolektif ruh aşılar. Kolektif bilinç içerisinde, bireylerin akli yetenekleri ve kişilikleri silinir. Aynı cinsten olmayan aynı cinsten olanın içinde boğulur, kaybolur ve bilinç altı özellikleri üstün duruma gelir. Kitleler, zekayı değil, orta şeyleri bir araya toplarlar.

Kitleler halinde bulunan bireyin başlıca özellikleri:

a. Bilinçli kişiliğin kaybolması.

b. Bilinçaltı ile hareket eden kişiliğin hakimiyeti,

c. Düşüncelerin, duyguların sirayet yoluyla aynı yola yönelişi,

ç. Telkin edilen düşüncelerin uygulamasının hemen başlama isteği.

2. KİTLELERİN DUYGULARI VE AHLAKÇILIĞI :

Kolay kışkırtılmak, kızgınlık, muhakeme yeteneksizlikleri, hüküm verme ve eleştiri yeteneklerinin olmaması, duygulardaki mübalağa gibi kitlelere has karakterlerin bir çoğunu, olgunluğun aşağıdaki şekillerine bağlı olanlarda mesela çocuk ve vahşilerde de görmek mümkündür.

a. Kitlelerin kışkırtılma yeteneği hareketliliği ve kızgınlığı : Fizyolojik tabirle yalnız bulunan birey, tepkilerine hakim olmak yeteneğine sahip olduğu halde, kitle bu yetenekten mahrumdur.

b. Kitlelerin telkine kapılma yeteneği ve çabuk inanırlığı : Ne kadar yansız olduğu sanılırsa sanılsın kitleler çoğu zaman telkine hazır bir dikkat ve bekleme durumu içerisinde bulunurlar. İlk yapılan telkin derhal sirayet yoluyla bütün zihinlere kendisini kabul ettirir ve hemen yönünü belirler. Telkin olunan kimselerde sabit fikir fiil haline gelmeye hazırdır. Kolektif gözlemler gözlemlerin en fazla yanlış olanıdır ve çoğu defa sirayet yoluyla başkalarına telkinde bulunan bir birey sadece vehim ve hayalinden başka bir şey değildir.

c. Kitle duygularının abartılığı ve basitliği: Telkin ve yayılma yoluyla duygular büyük bir hızla yayıldığından, katılma sonucunda o duygunun gücü büyük oranda artmış olur. Kitle duygularının abartılması ve sadeliği, onları şüpheden ve kararsızlıktan uzak bulundurur. Kitlelerdeki abartıcılığın hiçbir şekilde zekaya değil duygulara ait olduğunu eklemeye gerek yok.

d. Kitlelerin taassubu, baskıcılığı ve muhafazakarcılığı: Kitleler basit ve bireylik duyguları kavrar. Onlara aşılanan görüşler ve inançlar genel olarak ya kabul veya red olunur ve kesin gerçekler veya kesin hatalar olarak kabul edilir. Akıl ve yargılama yoluyla değil de telkin yoluyla meydana gelen inançlarda durum hep aynıdır. Dini inançların ne kadar hoş görüşsüz olduğunu ve insanlar üzerinde ne kadar baskıcı etki uyguladıklarını herkes bilir. Kitleler zayıflamayan muhafazakarlık iç güdülerine sahiptirler ve geleneklere puta taparcasına saygı duyarlar. Hayatlarının gerçek şartlarını değiştirecek her yenilikten, bilinçsiz olarak nefret ederler.

e. Kitlelerin Ahlaklılığı : Ahlaklılığa bazı toplumun değerlerine saygı ve bencil eğilimlere devamlı bir baskı anlamını verirsek; kitlelerin ahlaklılığa yetenekli olmayacak derecede eğilimlere fazla bağlı ve kararsız oldukları açıkça görünür. Fakat bu ahlaklılığa fedakarlık, bağlılık, çıkarını düşünmemek, nefsini feda etmek, hak severlik gibi bazı özelliklerin geçici olarak ortaya çıkması anlamını verirsek aksine, kitleler bazı defa pek yüksek bir ahlaklılığa yeteneklidirler, diyebiliriz.

3. KİTLELERİN DÜŞÜNCELERİ, MUHAKEMELERİ VE HAYAL GÜÇLERİ

a. Kitlelerin Fikirleri : Kitleler için kavranması mümkün düşünceler iki bölüme ayrılır. Birinci sınıf, bir kişi veya bir inanç hakkında gösterilen fazla ilgi gibi o anı meydana getiren tesadüfi ve geçici fikirlerdir. İkinci sınıf ise çevrenin, kalıtımcılığın ve kanıların büyük ve derin kesinlik verdiği asıl düşünceler oluşturmaktadır. Eski dini düşünceler, bugünkü demokratik ve toplum düşünceleri örnek olarak verilebilir.

b. Kitlelerin Yargılamaları : Kitlelerin yargılama yoluyla kesin olarak etki altına alınamayacakları söylenemez Ancak onların kullandıkları ve onlar üzerinde etki eden kanıtlar, mantık bakımından o derece aşağı görünür ki, yalnız benzerlik bakımından yargılama sıfatı verilebilir. Bu düşünceler, şeffaf bir cisim olan buzun ağzında eridiğini pratik deneyimiyle bildiğinden, buz gibi şeffaf olan camında ağzında erimesi lazım geldiğini delillendiren Eskimonun düşünceleri gibi bir çağrışım yasasına bağlıdırlar.

c. Kitlelerin Hayal Gücü : Kitlelerin hayal gücü, bütün ilkel kimselerde olduğu gibi yargılamanın ve aklın kontrolünden uzak bulunduğu için etki altında bırakılmaya uygundur. Halkın hayal gücüne en çok etki eden manzara tiyatrodur. Bütün dönemlerin ve memleketlerin devlet adamları, bunların en baskıcıları da içlerinde olmak üzere hepsi kitlelerin hayal gücünü kudretlerinin destekleri diye tanımışlardır. Bunlar hiçbir zaman kitle hayal gücüne aykırı olarak hükümet yönetmeyi denememişlerdir.

4. KİTLELERİN KANAATLERİNİN DİNİ ŞEKİLLERİ

Kitlelerde yargılama gücünün bulunmadığı düşünceleri bütünüyle ya kabul veya red ettiklerini, münakaşaya ve itiraza dayanma güçlerinin olmadığını, onların üzerine etki eden telkinlerin bütün kavrama alanlarını kapladığını ve derhal fiil haline geçmeye eğilimli olduklarını ve kendilerine uygun şekilde telkin olunan bir ideal uğruna canlarını fedaya hazır olduklarını biliyoruz. Kitlelerin kanaatleri, körü körüne itaat, korkunç hoş görmezlik, dini duygulara bağlı şiddetli propaganda ihtiyacını taşır. Bu bakımdan denebilir ki onların bütün inançları bir dini şekle sahiptir. Onların alkışladıkları bir kahraman onlar için gerçekten bir ilah gibidir.

5. KİTLELERİN DÜŞÜNCELERİ VE İNANÇLARI

Kitlelerin düşünce ve inançlarının uzak etkenleri : Düşünce ve inançları belirleyen etkenler iki sınıftır: 1. Uzak Etkenler, 2. Yakın Etkenler. Uzak etkenler arasında kitlelerin bütün düşünce ve inançlarında bulduğumuz ırk, gelenekler, zaman, kurumlar, eğitim gibi genel olanları vardır.

Irk : Irkın gücü o derecedir ki, çok derin değişikliğe uğramadan hiç bir unsur bir kavimden başka bir kavime geçmez.

Gelenekler : İnsan var olduğu günden beri şu iki şeyle uğraşmıştır.

1. Kendisine bir ananeler zinciri meydana getirmek.

2. Bunların faydalı etkileri aşınmaya uğradıktan sonra bu gelenekleri yıkmak.

Zaman : Zaman en büyük oluşturucu ve en büyük yıkıcıdır.

Politik ve Toplum Konuları : Kitlelerin ruhuna derin bir şekilde etki edebilmek için sebebi kurumlarda aramamak lazım ABD gibi bazı ülkeler demokrat özellikle idare altında şaşkınlık meydana getiren bir ilerleme gösterir. Kavimler her zaman karakterleriyle yönetilirler. Bu karakter üzerine tamamıyla uymayan bütün kurumlar ödünç bir elbise altında geçici bir kıyafet değiştirmektir.

Öğretim ve Eğitim : Öğretim ve eğitimin kesin sonucu insanları iyileştirmek ve hatta eşit kılmaktır. Bir çok ünlü filozoflar öğretimin insanı ne daha ahlaklı, nede daha bahtiyar kıldığını ve insanın iç güdülerini kalıtımsal hırslarını değiştirmediğini, fena bir yön verilmesi durumunda eğitimin faydalı olmaktan çok tehlikeli olduğunu göstermiştir.

6. KİTLELERİN DÜŞÜNCELERİNİ ETKİLEYEN ETKENLER

a. Hayaller, Kelimeler, Formüller : Kelimeler çeşitli bilinçaltı isteklerini ve bunların hareket altına çıkma ümitlerini sinelerinde toplarlar. Kelimeler hayallerin görünmesine vasıta olan ve bunları çağırmak için üzerine basılan elektrik düğmelerinden başka bir şey değillerdir.

b. Rehinler, Hayaller: Kavimler için kuruntular, hayaller gerekli olduğundan, böceklerin ışığa doğru gittikleri gibi, onlarda kendilerine bu kuruntuları sunan hatiplere doğru iç güdüsel bir hareketle koşarlar. Kitleler hiçbir zaman gerçeğe susamamıştır. Onları hayallere çekmesini bilenler onlara hakim olurlar ve hülyalarını ortadan kaldıranlarda onların kurbanı olurlar.

c. Tecrübe: Bir gerçeğin kitlelerin ruhuna sağlam olarak yerleştirmek ve fazla tehlikeli olmuş kuruntuları yıkmak için hemen hemen biricik usul tecrübedir.

d. Akıl : Aklı filozoflara bırakmalı ve insanların iradelerine karışmasını akıldan istemeyelim.

7. KİTLELERİ YÖNETENLER VE İNANDIRMA ARAÇLARI

a. Kalabalıkların Önderleri : Kitle çobanından vazgeçmeyen bir sürüdür. Önderler çoğu defa düşünce adamı değil aksiyon adamıdırlar. Onlar yarı aydındırlar. Halk, güçlü iradeye sahip olan adamı daima dinler. Önderlerin ikinci sınıfı yani devamlı bir iradeye sahip olanlar, daha az parlak görünüşlere rağmen çok daha önemli çok daha etkili hareket eden örneklerdir.

b. Önderlerin Hareket Ve Uygulama Araçları ( İddia-Tekrar-Sirayet) : Kitlelerin ruhuna bazı düşünce ve inançları örneğin toplumsal teorileri yavaş yavaş sindirmek söz konusu olduğu zaman önderler tarafından değişik usuller kullanılır. Onlar başlıca şu üç usule başvururlar: İddia-tekrar-sirayet.

8. KİTLELERİN DÜŞÜNCE VE İNANÇLARINDAKİ DEĞİŞİKLİĞİN SINIRLARI

a. Sabit İnanışlar : Kitlelerin düşünce ve inançları birbirinden farklı iki sınıf oluşturur. Bir tarafta üzerine bütün bir uygarlığın kurulduğu ve yüzyıllarca yaşayan devamlı inanışları : Bir zamanlar derebeylik kavramları, dini düşünceler zamanımızdaki milliyetler prensibi demokratik ve toplumsal fikirler bu gibi sabit büyük inançlardır. Öte yandan her dönemin doğuşunun ölümünü gördüğü genel kavramlardan, anlayışlardan çıkma geçici ve değişken düşünceler bulunur.

b. Kitlelerin Değişen Düşünceleri : Gücünü göstermiş olduğumuz sabit düşünceler üzerinde daima doğan ölen düşünceler tabakası bulunacaktır. Bunlardan bazılarının ömürleri pek kısadır ve en önemlilerinin ömrü bir kuşağın ömrünü hemen hemen geçmez.

9. KİTLELERİN DEĞİŞİK TABAKALARININ VASIFLANDIRILMASI VE SINIFLANDIRILMASI

a. Kitlelerin Sınıflandırılması : Her Kavimde gözlenmesi mümkün olan değişik kitle tabakaları şöyle sınıflandırılabilir.

(1) Gayri Mütecanis Kitleler.

(a) İsimsiz (mesela sokak kalabalıkları)

(b) İsimli (jüriler, parlamentolar)

(2) Mütecanis Kitleler

(a) Mezhepler (dini, siyasi)

(b) Kastlar (askeri kastlar, kilise kastları)

(c) Sınıflar (burjuvalar, köylüler)

10. CANİ DİYE ADLANDIRILAN KİTLELER

Kolektif olduğu ölçüde güçlü bulunan bir telkine uymakla yaptığı kötü hareketin beğenildiği, vatandaşlarının genel tasvibiyle karşılaştığı şekilde fiili icrada en doğru hareket ettiği kanaati. Bu gibi haller ve şartlar ortasında işlenen bir fiile kanun bakımından cinayet denir. Fakat psikolojik bakımdan böyle bir vasıf verilemez. Cani denen kitlelerin genel karakterleri, bütün kitlelerde gördüğümüz karakterlerin tamamıyla aynıdır. Telkine elverişlilik, çabuk inanırlık, hareketlilik, iyi veya kötü duygularda mübalağa ve aşırılık, bazı ahlaki hallerin belirmesi.

11. CİNAYET MAHKEMESİ JÜRİLERİ

Bilim veya sanat adamlarından kurulu bir meclisin genel mevzular hakkındaki kararları duvarcılar meclisinin vereceği kararlardan pek farklı olmaz. Jüriler diğer kitleler gibi nüfusun etkisi altında kalırlar. Teşekkülleri bakımından demokratik olan bu heyet, temayüllerinde aristokrattır. Ünvan, aile, servet, şöhret, meşhur bir avukatın hazır bulunuşu gibi birbirlerinden şu ve bu suretle parlak görünen şeyler suçluların ellerinde ehemmiyetli kurtuluş vasıtalarıdır.

12. SEÇİM KİTLELERİ

Adayın sahip olması gereken özelliklerin başlıcası nüfus ve itibardır. Kişisel nüfus ancak servetle sağlanabilir. Zeka ve hatta deha bile başarı faktörü değildir. İşçi ve köylülerden oluşan seçmenler kendilerini temsil etmek üzere kendi aralarından birini pek seyrek durumlarda seçerler, zira bu kimselerin onlar üzerinde nüfusu yoktur. Fakat adaya yalnız nüfusta yetmez, seçmenler düşüncelerinin ve gururlarının beğenildiği okşanıldığını görmek isterler. Aday olan kimse seçmenlerini fazla övmeli ve en olmayacak şeyleri adamaktan çekinmemelidir.

13. PARLAMENTO TOPLANTILARI

Her mecliste üyenin bir kısmı sabit düşünceli diğerleri kararsızdır. Esasında genel konular daha çok olduğundan kararsızlık egemendir. Bu kararsızlık seçmenlere yaranamamak korkusu ile birlikte önderler tarafından gelen telkinler ortasında bir denge kurmak endişesinden doğar. Yine de daha layıkiyle kararlaştırılmış düşünceler bulunmayan bir topluluktaki münakaşalara egemen bulunanlar kuşkusuzdur ki önderlerdir. Grup başkanı namı altında her ülkede mevcut bulunan önderleri bir gereksinimi karşıladığı açık görünen bir durumdur. Onlar meclislerin gerçek hakimleridir. Siyasi meclisler dahilerin şöhretlerini en az tanıttıran yerlerdir. Orada zaman ve mekana uygun zekalar itibar görür ve vatana değil partilere hizmet değer kazanır. Önder bazen zeki ve bilgili olabilir, fakat bu durum onun için genellikle faydalı olmaktan çok zararlıdır. Olaylar arasındaki giriftliği göstererek açıklayan ve anlatan zeka, insanı şefkatli yapar, yeni bir düşünceyi yayan önderler için gerekli şiddet ve hiddeti zeka körletir. Her dönemin özellikle devrimin en büyük önderleri pek dar kafalı olmalarına karşılık büyük etkiler meydana getirmişlerdir. Fazla heyecanlı bir duruma gelen parlamento meclisleri gayri mütecanis halk kitlelerinin seviyesine düşer ve hisleri de çok abartılı bir hususiyet gösterir. Bunlarda kahramanca olduğu kadar zalimce hareketlerde görülür. Dertler kendilerini kaybederler ve şahsi menfaatlerine taban tabana zıt kararlar lehine oy kullanırlar.

Meclis çalışmalarında görülen bütün zorluklara rağmen, kavimlerin kendi kendilerini yönetmek ve özellikle kişisel baskıların boyunduruğundan mümkün olduğu kadar kurtulmak için bulmuş oldukları şekillerin bugün dahi en iyisidir.
Ekleme Tarihi: 25.12.2003 - 18:37
Bu mesajı bildir   HaNCI üyenin diğer mesajları HaNCI`in Profili HaNCI Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
HaNCI su an offline HaNCI  

102 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.04.2003
En Son On: 29.09.2006 - 02:14
Cinsiyeti: Erkek 
yukardaki kitapbin kaynagi icin tiklayiniz

cok mukemmel bir kitap okumaniza tavsiye ederim ,,

satin almak icin
tiklayiniz
Ekleme Tarihi: 25.12.2003 - 18:40
Bu mesajı bildir   HaNCI üyenin diğer mesajları HaNCI`in Profili HaNCI Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1077 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
(a.yasir) (57), alihaydar02 (48), cantanem (51), burakburak (52), FiLiZ-NL (48), sonsuzluk38 (54), zümrüdüanka (49), Rumeysa1980 (44), ruhneraz (51), EREN12 (60), cihat25 (67), sidika (49), bir dost (51), serdar81 (59), Gayemiz : ALLAH (36), ebu-abdurrahman (49), basrikaya (49), sahaf (51), [melike] (34), Eibo (), Sonofgavs (44), Fuat Özgürlük (58), Cueneyt88 (36), hüzünlü (45), burak_22 (40), alperen_66 (46), aliosmanpolat (44), islam_2005 (34), TuRkMeNkIzI__Mi.. (34), gunesm (54), moslem (34), mustafa karaba&.. (56), sivasli58 (42), yusuf_islam (34)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59573 saniyede açıldı