0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » ALLAH'a Güvenmek

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
ALLAH'a Güvenmek

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Tevekkül
Güvenmenin insan açısından önemi nedir?

Güven insan için vazgeçilmez bir duygudur. Her insan güven içinde olmak ister. Güven duygusunu yitirmiş insanlar, hayata küsmüş, ümitsiz, perişan kimselerdir. Üzüntülü kişide bir parça güvensizlik vardır. İnsanın güveni çeşitli unsurlarla belirir. Sağlık, gençlik, ilim, para mal ve mülk, şan şeref, vb. güven duygusunu pekiştirirler.

İnsan yaratılışı gereği bir güce güvenmek ister. O, sonsuz güç sahibi ALLAH'tır. Çaresizler ALLAH'a güvenirler sığınırlar ve ona yalvarırlar. Çünkü her şey onun elinde ve gücü dâhilindedir.
Tevekkül ne demektir?

Tevekkül, ALLAH'a teslim olmak, güvenmek, dayanmak, bağlanmak ve sığınmak demektir. Dini terim olarak ise, bir amaca ulaşmak için gerekli olan her türlü önlemi alarak; elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra kalben ALLAH'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu ALLAH'tan beklemek demektir.

İnançlı insanın özelliklerinden biri de, yaptığı ve yapacağı işlerde ALLAH'a güvenmesidir. Bilinçli bir Müslüman gücü oranında elinden gelen tüm gayreti gösterdikten sonra sonucu ve başarıyı ALLAH'a bırakır. Çünkü ALLAH'ın destek ve yardımı olmadan hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini bilir. Her şeyin sahibi olan ALLAH'ı dua ederek, ona güvenir.

Tevekkül kader inancının bir sonucudur. Gerçek anlamda tevekkül güzel bir davranıştır. ALLAH Müslümanlara tevekkülü emretmiş, tevekkül edenleri sevdiğini belirtmiştir. Konu ile ilgili ayetlerden bazıları şunlardır:
"... İnananlar yalnız ALLAH'a güvensinler" (Ali İmran 102)
"... ALLAH'a güven, doğrusu ALLAH kendisine güvenenleri sever." (Ali İmran, 158)
"... ALLAH'a inanıyor ve teslim olmuşsanız, ona güvenin" (Yunus suresi, ayet 84)

Sevgili Peygamberimiz, devesini başıboş bırakıp, tevekkül ettiğini söyleyen bir kişiye şu sözlerle uyarmıştır: "Önce deveni bağla, sonra ALLAH'a tevekkül et" (Tirmizi)
Doğru tevekkül anlayışı nedir?

Evrendeki olaylar bir düzen ve yasalar çerçevesinde, sebep-sonuç ilişkisi içinde olmaktadır. İnsanlar akıl ve iradeleriyle sebepleri bulabilirler. İnsan evrende geçerli olan yasaları gözeterek, çalışır, çabalar, sebeplere sarılır, ondan sonra ALLAH'a güvenir. Bir çiftçi tohum ekmeden ürün elde edemez. Çiftçi tarlasını zamanda sürmeli, ekmeli, gübrelemeli ve sulamalıdır. Sonra da bol ve iyi ürün alabilmek için ALLAH'tan yardım dilemelidir. Çalışmadan başarıya ulaşılamaz. Bir öğrenci önce derslerin devam edecek, doğru, dürüst çalışacak, ödevlerini zamanda yapacaktır. Sonra ALLAH'tan yardım isteyerek başarılı olmasını dileyecektir. Kısaca gerçek anlamda tevekkül eden kimse işinin gereğini yapar ve sonucu ALLAH'tan bekler.
Doğru olmayan tevekkül anlayışı nedir?

İnsanın çalışmayı bırakıp, tembellik ederek, kendisinin yapması gereken işleri ALLAH'a havale etmesi, doğru bir tevekkül anlayışı değildir. Örneğin bir öğrenci dersine çalışmadan "Ben ALLAH'ın yardımına güveniyorum, ALLAH bana yardım eder" diyerek sınava girmesi yanlış bir düşüncedir. Çalışmadan, hiçbir çaba göstermeden başarılı olmaya beklemek tembelliktir, miskinliktir.
ALLAH'a güvenmek bize neler kazandırır?

Yapmaya karar verdiğimiz bir işin en iyi şekilde sonuçlanması için neler yapılması gerekiyorsa, hepsini yerinde ve zamanında yapmalı, sonucunu ALLAH'a bırakmalıyız. Elimizden gelen her şeyi yaptıktan sonra işimizin güzel bir şekilde sonuçlanmasını ALLAH'tan beklemek, ona güvenip, bütün varlığımızla ona sığınmak mutlulukların en güzelidir. ALLAH'a güvenen bir kimse; huzur ve güven içinde olur. Olaylar karşısında sabır, dayanıklılık kazanarak ümitsizliğe düşmez. Çünkü o, elinden geleni yapmış, sonucu ALLAH'a bırakmıştır.

Tevekkül kelimesi, vekil tutmak demektir. Vekil tutacak kişi kendinden daha kuvvetli, daha şefkatli, ilim irfanda daha üstün bir zata itimat edip onu vekil tutmak ister.

Müslüman ALLAH’ın kudretinin üstünde bir kudret, ilminin üstünde bir ilim, merhamet ve şefkatinin fevkinde bir şefkat ve merhamet bulunmadığına itikat eder. Diğer mahlukların da kendisi gibi aciz, fakir, kusurlu ve nakıs olduğunu idrak ile ALLAH’a itimat ve tevekkül eder; Ona teslim olur.

ALLAH’a tevekkül eden bir Müslüman düşünür ki, “Bana gelecek bütün hayırları ancak O ihsan edebilir ve her türlü şer ve zararları ancak O def edebilir.”

Bir Müslüman, çalışmadan kazanılamayacağını bilerek, dünya işleri için gerekli bütün tedbirleri aldığı gibi, ibadet etmeden ve ALLAH’ın emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınmadan da cennete gidilemeyeceğini bilerek kulluk vazifesini yerine getirir ve sonunda ALLAH’a tevekkül eder.

Tevekkül, sebeplere teşebbüs ettikten ve gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, Cenab-ı Hakk’ın verdiği neticeye razı olmaktır. Böyle bir insan huzurlu yaşar, maişet noktasında endişeye kapılarak ruhuna elem çektirmez, Peygamberimizin şu hadis-i şerifi ona büyük bir ümit kaynağı olur: “Eğer siz ALLAH’a hakkıyla tevekkül ederseniz, kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırır.”

Tevekkül hiçbir zaman çalışmayı, sebeplere teşebbüs etmeyi men etmez. Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de: “Doğrusu, insan için kendi çalışmasından (gayretinin neticesinden) başka bir şey yoktur” (Necm Sûresi, 39) buyurmuştur.

Ekleme Tarihi: 02.05.2010 - 20:08
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Tevekkül

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Veysel Karani Hazretleri bazen sehere kadar secdede, bazen sabahlara kadar rükûda kalır. 'Bırakın üç kere Sûbhane rabbiyel âla demeyi, ben bir keresini bile beceremiyorum' diye yakınır. Eh onun özlediği ibadet meleklerinkinden farksız olmalıdır. 'Namazda huşu öyle olmalıdır ki' der: 'Bağrına bıçak sokulsa duyulmaya.'

Biri sorar: 'Nasılsın?' Cevap manidardır: 'Akşama çıkacağını bilmeyen biri nasıl olursa!' Sevenleri ısrarla nasihat isterler. O gülümser:

- ALLAHü teâlâyı bilir misiniz?

- Evet biliriz.

- Öyleyse başka şeyleri bilmeseniz de olur.

- Aman efendim bir nasihat daha.

- ALLAHü teâlâ sizi bilir mi?

- Elbette bilir.

- Öyleyse başkaları bilmese de olur.

Mübarek, ALLAHü teâlâdan çok korkar ve buyururlar ki: İnanın ALLAHü teâlâ'yı tanıyana gizli kalmaz.

Veysel Karani hazretleri hayatını kendi ifadesiyle şöyle hülâsa eder. 'Yüksekliği tevazuda buldum, liderliği nasihatte... Nesebi takvada buldum, şerefi kanaatte... Rahatlığı zühdde buldum, zenginliği tevekkülde.
Ekleme Tarihi: 02.05.2010 - 20:10
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1354 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.86606 saniyede açıldı