0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » sizce MEHDİ(as) gelmişmidir???

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 10 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
sibel381 su an offline sibel381  
sizce MEHDİ(as) gelmişmidir???

50 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.03.2009
En Son On: 17.01.2010 - 20:06
Cinsiyeti: Bayan 
bence yani okudugum kaynaklara göre gelmiştir veya da gelmek üzeredir...
Ekleme Tarihi: 02.06.2009 - 13:49
Bu mesajı bildir   sibel381 üyenin diğer mesajları sibel381`in Profili sibel381 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
Evet geldi,gelmek üzeredir vs....

O geldiği zaman kendisine düşen görevi ifa edecek inşallahurahman.....

Bizim ne yapacağımız önemli değilmi sence...????


Velhasılı geç diyse gene yapacak bir şey yok islam'i yaşamaya her geçen gün öğrenmeye devam etmek beşikten-mezara kadar okumak islam olmak yapacak bizleri kurtaracak başka çaremiz yok Mevlam sonumuzu hayır eylesin inşallahurahman......

Ekleme Tarihi: 02.06.2009 - 19:28
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Mehdi
Mehdi Bu kavram ‘hedy-hidâyet’ kökünden türemiş bir kelimedir. ‘Hedy’; doğru yolu bulmak, yol göstermek, hidâyeti göstermek demektir.‘Mehdi’nin sözlük anlamı, hidâyete eren, doğru yolu bulan, Allah’ın hakk olan yola yönelttiği kimse demektir. Bu kelime sözlük anlamına uygun olarak şairler tarafından Peygamberimizi övmek için kullanılmıştır. Ayrıca dört halifeye de ‘mehdi’ dendiği olmuştur. (Hutbelerde okunan duâlarda dört halife hakkında ‘mürşidiyyun-mehdiyyun- irşad ediciler, hidâyette olanlar’ şeklinde övgü cümleleri geçmektedir.) Hz. Hüseyin ve bazı halifeler hakkında övgü sözü olarak ‘mehdi’ sıfatı kullanılmıştır.İslâm tarihinde ‘mehdi’; kendisinden önce zulüm ve haksızlıkların alıp yürüdüğü yeryüzünü, adaletle dolduracağı, İslâm’ı hâkim kılacağı sanılan kişidir. Mehdi’nin günün birinde geleceği ile ilgili hadis kitaplarında ahad (tek râvi kanalıyla gelen) hadisler bulunmaktadır ama bunların içerisinde birbiriyle çelişen haberler vardır. Buhârî ve Müslim’in kitaplarında ise Mehdi kelimesi geçen bir hadis yoktur. Kur’an’da mehdi’yi gösteren en ufak bir işarete de rastlamak mümkün değildir. Bazı hadis rivâyetlerine göre Mehdi, ehl-i beyt’tendir ve Fâtıma (r. anhâ) soyundandır (Ebû Dâvud, Mehdi, Hadis no: 4282-4284; Ibn Mâce, Fiten 34, Hadis no: 4082-4088). Dünya hayatının sona ermesine bir gün bile kalsa Mehdi’nin gönderileceği haber veriliyor (Ebû Dâvud, Mehdi, Hadis no: 4282-4283). Ilk dönem itikat kitaplarında Mehdi konusu yer almamıştır. Ancak daha sonra yazılan akaid kitaplarında Mehdiden bahsedilmektedir. Mehdi’den bahseden hadisler mütevatir olmadığı için, bu konu iman konuları içerisinde yer almamıştır. Ancak İslâm tarihinde Mehdi iddiasıyla birçok insan çıktı, insanlar bazılarına mehdi diye uydular ve bir çoğu da bir mehdi beklentisi içerisinde oldular. Mehdi meselesi İslâm tarihinin başlangıcında ortaya çıkan siyasí tartışmalar ve siyasí mezhebleşmelerden sonra daha çok gündeme gelmiştir. Özellikle Şii’lerde mehdi inancı dinin esasından sayılmıştır. Onlara göre beklenen bir mehdi (mehdi-i muntazar) gelecek, kendilerini zulüm ve baskıdan kurtaracak, yeryüzüne adaletle dolduracaktır. Bu bakımdan onlar, kendilerine öncülük eden Ehl-i Beyt imamlarına mehdi gözüyle bakmışlar ve onlara itaat etmişlerdir. Onlara göre mehdi, Fâtıma (r.anhâ) soyundandır, günahsızdır ve olağanüstü özellikleri vardır. Şii’lerin çeşitli kollarına göre ayrı mehdiler vardır. Onların en büyük kolu olan Imâmiyye’ye göre ise ‘beklenen mehdi’, On ikinci Imam, Ebû’l Kasım Muhammed b. Hasan el-Mehdi’dir. O, küçük yaşta kaybolmuştur (gâibtir), yeniden gelecek ve zulümleri önleyecektir. Ehl-i Sünnet müslümanlarının da mehdi beklentisi vardır ama, onların beklediği Mehdi olağanüstü bir kimse değildir. Iyi bir insan ve takva sahibi bir önderdir. Anlaşıldığı kadarıyla Mehdi inancı siyasî olayların müslümanları fırkalara ayırmasından sonra daha çok gündeme gelmeye başlamıştır. Ahad ve zayıf haberlerin dışında sağlam dayanağı bulunmamaktadır. İslâm tarihinde birçok Mehdiler çıkmıştır. Çevresine adam toplayıp saltanat sürmek isteyen niceleri veya zalim yönetici-lerle mücadele etmek isteyen iyi niyetli önderlerinin bir kısmı bu Mehdilik beklentisinden yararlanmışlardır. Tarih boyunca nice sahtekârlar, çıkar sağlamak ve halkın üzerinde etkili olabilmek için mehdilik inancını istismar etmişlerdir. Günümüzde bile bazı açık gözler zaman zaman bu beklentiden yararlanmayı deniyorlar. Işin garibi bu gibi konuların istirmacısı bulanabileceği bilinmesine rağmen ‘mehdiyim’ diye ortaya çıkanlar çevrelerine adam toplamayı hâlâ başarabiliyorlar. Mehdi beklentisi birçok müslümanı ümitsizliğe ve görevini yapmamaya sevketmiştir. Öyle ya mehdi gelecek ve dünyayı düzeltecek, zulümleri önleyecek, insanlara hidâyet dağıtacak… Bu hayal nicelerini boş beklentilere sevketmiştir. Niceleri bu umut sebebiyle yapması gereken en basit görevleri bile savsaklamış, kendisine zulmedenlerle mücadele etmeyi terketmiş, zalimlere karşı çıkma görevini gelecek mehdiye bırakmıştır. Allah (c.c.) dilediği araç ve insanla dinini destekler. O dininin yaşanabilmesinin araçlarını dilediği gibi yaratır. Hidâyet O’nun elindedir, dilediğine verir. O’nun gönderdiği Kur’ân-ı Kerîm Kıyâmete kadar değişmeden kalacaktır. O Kur’an ki en büyük hidâyet aracıdır. Insanlara düşen Kur’an’ı anlamak ve O’na uymaktır. Hayalleri (ümniyye’yi) bir tarafa bırakıp yapması gerekeni gücü yettiği kadar yerine getirmektir. Mehdi beklentisi müslümanların ne imanlarını artırır ne de salih amellerini. Müslümanlar işlerini ve çalışmalarını gelmesi muhtemel mehdilere göre ayarlamazlar. Onlar, inandıklarını hayatlarından uygulamaya çalışırlar. Sonuç Allah’a âittir. Şimdiye kadar çıktığı iddia edilen ve hâlâ çıkmaya devam eden bu mehdilerden acaba hangisi gerçek mehdidir? Kaynaklarda bir sayı ve zaman verilmediğine göre hepsini de mehdi olarak kabul edecek miyiz? Bundan sonra ortaya çıkan mehdi adaylarına karşı nasıl bir tavır takınacağız? İşin tuhafı, tarihten beri ortalıkta bu kadar mehdi adayı olmasın rağmen müslümanların durumlarında pek bir değişiklik görünmemektedir. Ne mehdinin mesajını anlayıp kendini düzeltenler var; ne de zalimlerin zulmünün son bulması. Bu mehdi adaylarının bir marifetleri varsa, müslümanların saf inançlarını maddeye çevirme işlerinden vazgeçsinler de biraz da asıl işlerine dönsünler(!) İslâm ümmetinin dertlerine bir çözüm bulsunlar, İslâm ülkelerindeki tağutların hakimiyetlerine ve zulümlerine bir dur desinler.
Kur’an, müslümanlara Mehdi beklemeyi değil; iman etmeyi ve imanın gereğini yapmayı tavsiye ediyor. Bunu yapmayanlar ise zarar edeceklerdir (103/Asr, 1-3). Eğer Mehdi’yi hidâyete götüren, hidâyet veren şeklinde anlarsak; Kur’an en büyük mehdi’dir (hâdî-hidâyete erdicidir). Insanlar bu mehdi’ye uyarsalar doğru yolu bulurlar ve kurtuluşa ererler. Kur’an’ın kendisi de insanları sürekli bu kurtuluşa dâvet etmektedir. (23)

ALINTI
Ekleme Tarihi: 03.06.2009 - 00:14
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
feryadi su an offline feryadi  
RE:

13 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.08.2008
En Son On: 03.06.2009 - 15:46
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı Muhtazaf


Kur’an, müslümanlara Mehdi beklemeyi değil; iman etmeyi ve imanın gereğini yapmayı tavsiye ediyor. Bunu yapmayanlar ise zarar edeceklerdir (103/Asr, 1-3). Eğer Mehdi’yi hidâyete götüren, hidâyet veren şeklinde anlarsak; Kur’an en büyük mehdi’dir (hâdî-hidâyete erdicidir). Insanlar bu mehdi’ye uyarsalar doğru yolu bulurlar ve kurtuluşa ererler. Kur’an’ın kendisi de insanları sürekli bu kurtuluşa dâvet etmektedir. (23)

ALINTI



Elinize emeginize saglik kardesim. Allah razi olsun.

Kur'an gibi en buyuk mehdiyi (yol gostericiyi)birakipta isnatlari zayif olan mehdi hadislerinden yola cikarak mehdi beklemek en ufak tabiriyle hem sahih sunnete hemde Kur'ana karsi saygisizliktan baska bir sey degildir.


Bu mesaj 1 kez ve en son feryadi tarafından 03.06.2009 - 00:31 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.06.2009 - 00:25
Bu mesajı bildir   feryadi üyenin diğer mesajları feryadi`in Profili feryadi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
su_mavisi su an offline su_mavisi  

183 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.02.2009
En Son On: 01.10.2010 - 07:51
Cinsiyeti: Bayan 
bilmiyorum kimisi mehdi gelecek diyor kimisi isa tekrar gelecek diyor bazı insanlar neye inanacağını bilmiyor yada işlerine öyle geliyorlar ve çevrelerindeki toplulukların da kafalarını karıştıriyorlar buna inandırmaya çalışiyorlar yada başariyorlar peki kardeşler öyleyse neden HZ.MUHAMMED(S A S)me son peygamberdir buyrulmuştur Kur’an,nı kerimde bunun kanıtı hakikatı değilmidir ben mehdiim diyenleri çok gördük ama hangisi dünyadaki zülümlere karşı çıktı gün geçtikçe zülümler artarak devam etmekte
Ekleme Tarihi: 03.06.2009 - 07:53
Bu mesajı bildir   su_mavisi üyenin diğer mesajları su_mavisi`in Profili su_mavisi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_ESaDuLLaH_ su an offline _ESaDuLLaH_  

611 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 21.07.2006
En Son On: 09.07.2010 - 14:12
Cinsiyeti: ----- 
her duydugumuza inanmayi toplum olarak en iyi basaran millet biziz! arastirmayi kesinlikle arastirmayanlariz!
Ekleme Tarihi: 03.06.2009 - 09:25
Bu mesajı bildir   _ESaDuLLaH_ üyenin diğer mesajları _ESaDuLLaH_`in Profili _ESaDuLLaH_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
feryadi su an offline feryadi  

13 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.08.2008
En Son On: 03.06.2009 - 15:46
Cinsiyeti: ----- 
Bu mehdi meselesi her asirda yeni yeni sorunlarla muslumanlari ughrastirmistir. Ve her asirda bir takim sarlatanlar ben mehdiyim diye ortaya cikarak azda olsa kendilerine taraftar bulmuslardir. Ozellikle gunumuz tasavvuf erbabi mehdinin gelecegi konusunu cok ciddiye aliyor. Yapilan istattistiklere gore Turkiyedeki tasavvuf akimlarininin cogu MiT tarafindan yonetilip yonlendiriliyor. Durum boyle olunca bir tasavvuf buyugu kalkip bu yonlendirmelerle bir kisiyi mehdi olarak gorur ve tavsiye ederse yine muslumanlarin yasayabilecegi kaosu ve kargasayi sizler dusunun. Onun icin neme lazim kardesim benim en buyuk ve sasmaz yanilmaz mehdim Kur'an ve sahih sunnettir. Mehdilerle isanin inisiyle felan muslumnlarin arasina yol bulup girerek kavglara ayriliklara yol acabiliyorlar ama Kur'an ve sahih sunnet araciligiyla asla!!! Vesselam
Ekleme Tarihi: 03.06.2009 - 15:33
Bu mesajı bildir   feryadi üyenin diğer mesajları feryadi`in Profili feryadi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Dai su an offline Dai  

922 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.10.2008
En Son On: 12.09.2010 - 23:07
Cinsiyeti: Erkek 
diyelimki geldi...
diyelimki yakinda gelecek...
bizler hazirmiyiz peki...!
onunla birlikte savasmaya ve ölmeye hazirmiyiz...!
en önemlisi ölüme hazirmiyiz onu düsünelim...!
Ekleme Tarihi: 03.06.2009 - 22:02
Bu mesajı bildir   Dai üyenin diğer mesajları Dai`in Profili Dai Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
.Kütübü Sitte'de Yer Alan Mehdilik
Hakkındaki Bazı Hadisler

Bu bölümde, tarih boyunca çeşitli dönemlerde yaşamış İslam alimlerinin Mehdiyet hakkındaki görüşleri ve eserlerinde bu konuda aktardıkları rivayetlerden bir bölümü aktarılmaktadır.

Bilindiği gibi Kütüb-ü Sitte (Altı Kitap), altı meşhur hadis kitabından oluşan hadis külliyatının tümüne verilen addır. Bu altı kitapta Peygamber Efendimiz'den rivayet edilen hadislerin doğru oldukları konusunda bütün ehl-i sünnet alimleri tarafından tasdik edilmiştir.

Bu nedenledir ki Kütüb-ü Sitte ehl-i sünnet itikadına göre dinde Kuran'dan sonra gelen en önemli ikinci kaynaktır. Öyle ki alimler Kütüb-ü Sitte'nin güvenilirliğine binaen, bu külliyatta yer alan hadisleri inkar etmeyi Resulullah'ı inkar etmekle eş tutmuşlardır. Kütüb-ü Sitte'de Mehdiyet hakkında pek çok hadis rivayet edilmiştir. Yalnızca Kütüb-ü Sitte'de yer alması dahi Mehdiyet konusunun doğruluğu şüphe götürmeyen bir gerçek olduğunu ortaya koymaya yeterlidir.

Kütüb-ü Sitte'deki Mehdiyet ve ahir zamanla ilgili hadislerden bazı örnekleri aşağıda aktarıyoruz:


SAHİH-İ BUHARİ

İmam Muhammed bin İsmail Buhari (810-870)'nin sahih hadis kitabıdır. Kütüb-ü Sitte'nin en önemli kitabıdır. Ehl-i Sünnet alimleri Sahih-i Buhari'yi Kuran-ı Kerim'den sonra İslam dininde en temel ikinci kitap olarak kabul etmektedirler. İçinde 7275 hadis vardır. İmam-ı Buhari bu sahih hadisleri yaklaşık 600 bin hadis-i şerif arasından seçmiş ve Sahih-i Buhari'yi onaltı senede yazmıştır.

Ebu Hureyre (RA)den rivayete göre Resulullah (SAV): "İbni Meryem gökten sizin yanınıza indiği zaman devlet reisiniz kendinizden, namazda imamınız olduğu (İsa da imamınıza iktida ettiği) halde bakalım nasıl olursunuz?" buyurmuştur. (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, Hadis No: 1406, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1986, c. 9, s. 182)

Yine Ebu Hureyre (RA)den Resulullah (SAV) şöyle buyurdu dediği rivayet edilmiştir:

Hayatım yed inde olan Allah'a yemin ederim ki, muhakkak yakında İbn-i Meryem, Muhammed ümmeti arasında (Muhammedi) bir hakim-i adil olarak (gökten yere) inecektir. (O) salibi (Nasarayı) kıracak, hınzır katl edecek, (zımmilerden) cizyeyi kaldıracak, mal çoğalacak hatta kimse mal kabul etmez olacak. (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, Hadis No: 1018, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara 1986, c. 6, s. 532)


SAHİH-İ MÜSLİM

Ebul-Hüseyn Müslim bin Haccac Kuşeyri (821-874)'nin sahih hadis kitabıdır. İmam Müslim, hadis alimlerinin en meşhurlarındandır. Hadislerini 300 bin hadis içinden seçmiştir. Sahih-i Müslim, Sahih-i Buhari'den sonraki en temel hadis kitabıdır. Bu iki temel kitap "Sahihayn" olarak adlandırılır.

242- (155)..........: Ebu Hureyre (RA) şöyle demiştir: Resulullah (SAV) buyurdu ki: "Hayatım yed'inde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu (İsa Aleyhisselam)'ın adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. O, salibi (haçı) kıracak, domuzu ödürecek, cizyeyi kaldıracaktır. (O zaman) mal o kadar çoğalıp taşacak ki, hiç kimse mal kabul etmez olacaktır. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c. 1, s. 206)


--------------------------------------------------------------------------------

243- ..........: Ebu Hureyre (RA) dedi ki: Resulullah (SAV) şöyle buyurdu: "Allah' a yemin ediyorum, Meryem oğlu, adil bir hakim olarak muhakkak inecek, haçı muhakkak kıracak, domuzu muhakkak öldürecek, cizye vergisini muhakkak kaldıracaktır. (O zaman) genç dişi develer muhakkak terkolunacak, onlara rağbet edilmeyecek, bütün düşmanlıklar, buğzlaşmalar ve hasedleşmeler muhakkak zail olup gidecektir. O, muhakkak mala çağıracak (yahut insanlar mala çağrılacaklar) fakat malı hiçbir kimse kabul etmeyecektir." (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1967, c. 1, s. 207)


--------------------------------------------------------------------------------

244- ..........: Ebu Hureyre (RA) dedi ki: Resulullah (SAV): "İmamınız (devlet reisiniz) kendinizden olduğu halde Meryem oğlu (İsa aleyhisselam) içinize indiği (imamınıza iktida ettiği) zaman acaba nasıl olursunuz?" buyurdu. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c.1, s. 208)


--------------------------------------------------------------------------------


245- ..........: Ebu Hureyre (RA) şöyle demiştir:
Resulullah (SAV): "Meryem oğlu (İsa aleyhisselam) içinize indiği ve size iktida ettiği zaman sizler nasıl olacaksınız?" buyurdu. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c .1, s. 208)


--------------------------------------------------------------------------------

246- ..........: Ebu Hureyre (RA) den: Resulullah (SAV): "Meryem oğlu (İsa aleyhisselam) içinize indiği ve sizden (birini) imam yaptığı zaman haliniz nasıl olacaktır?" buyurdu. (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c. 1, s. 208)


--------------------------------------------------------------------------------


247- (156)..........: Cabiru'bnu Abdillah (RA) şöyle demiştir:
Peygamber (SAV) den işittim, buyuruyordu ki: "Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar hak üzerinde mukatele ederek muzaffer olmakta devam edecektir."


--------------------------------------------------------------------------------


Nihayet Meryem oğlu İsa iner ve Müslümanların emiri ona: Gel, bize namaz kıldır, der. Bunun üzerine İsa: Hayır, Allah'ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğer bir kısım üzerine emirlersizin, der". (Sahih-i Müslim ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, İrfan Yayınevi, İstanbul 1972, c. 1, s. 209)

SÜNEN-İ TİRMİZİ

Hadis alimlerinden Muhammed bin İsa Tirmizi (824-893) tarafından derlenmiş sahih hadis kitabıdır. Altı cilttir. Tirmizi, meşhur hadis alimleri ve imamlarından olup, hadis ezberinde şöhrete ulaşmıştır. Aslen, Ceyhan Nehri'nin doğusunda bulunan "Tirmiz" şehrinin Bug köyünde doğmuş, hadis tahsili için, Horasan, Irak, Hicaz gibi yerlere seyahatlerde bulunarak, Muhammed b. İsmail el-Buhari'den ders almış ve aynı zamanda beraberce bazı hadis alimlerinden ilim tahsil etmişlerdir, Ahmed b. Hambel, ed-Daremi ve üçüncü asır hadis alimlerinden yararlanmıştır. Eş-Şemail, el-İlel, et-Tarih ve el-Camiu's-Sahih adlı kitapları bunlardandır. Özellikle onun bu son kitabı, Ehl-i Sünnet'te büyük değere ve şöhrete sahiptir. Aynı zamanda Kütüb-ü Sitte'den de biridir. Bu kitabıyla ilgili birçok şerhler yazılmıştır. Sünen'in dördüncü cildinde, İmam Mehdi aleyhi's-selâm hakkında hadisler nakletmiştir.

Ebu Said El-Hudri (RA) den rivayet edilmiştir; dedi ki: "Peygamberimizden sonra bir hadise baş göstermesinden korktuk ve Resulullah' (SAV)a sorduk, buyurdu ki:

Ümmetimde Mehdi vardır; çıkacak ve beş veya yedi veya dokuz -şübhe eden, ravilerden Zeydi'dir- yaşayacaktır."

Ebu Said diyor ki: "Bu müddet nedir?" diye sorduk ve Rasul- i Ekrem "senedir!" buyurdu ve şöyle devam etti:

"İnsan ona gelecek ve "ey Mehdi! bana da ver, bana da ver!" diyecek; Mehdi de onun esvabını taşıyabildiği kadar dolduracaktır." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2333, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 92-93)

Abdullah (RA) dan rivayet edilmiştir: dedi ki: Resulullah (SAV) şöyle buyurdu:

"Ehl-i beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi Arablara malik oluncaya kadar dünya sona ermeyecektir." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2331, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 91)

Abdullah (RA)den rivayet edilmiştir: Resulullah (SAV) buyurdu ki:

"Ehl-i beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir." Asım diyor ki: Ebu Salih, Ebu Hüreyre'nin şöyle dediğini bize bildirdi: "Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalmış olsa, onun başa geçmesi için Cenab-ı Allah o günü behemehal uzatır." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2332, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 92)

Ebu Hureyre (RA) den rivayet edilmiştir; Resulullah (SAV) buyurdu ki:

"Benliğime hakim olan zata yemin ederim ki, Meryem'in oğlunun adaletli bir hakem olarak size inmesi pek yakındır. O, Haç'ı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak; mal (o nisbette) çoğalacak ki, kimse onu kabul etmeyecektir." (Sünen-i Tırmizi Tercemesi, Hadis No: 2334, Mütercim: Osman Zeki Mollamahmutoğlu, Yunus Emre Yayınları, c. 4, s. 93)

SÜNEN-İ EBU DAVUD

Hadis alimlerinden Hafız Ebu Davud Süleyman bin Eş'as Sicistani (817-888)'nin sahih hadislerden derlediği kitabıdır. Kitap, 4800 hadisten oluşmaktadır. İmam aslen İran'ın Sistan şehrindendir. Genç yaşta ilim tahsil etmek için seyahatler yapmış, Zehebi'nin, nakline göre Hicri 220 senesinde Bağdat'ta Ahmed İbn-i Hanbel'den ilim tahsil etmiştir.

Birçok muhaddisten de hadis dersleri alarak büyük hadis alimlerinden biri olmuştur. Kendisinden, Tirmizi, Nesai, hatta üstadı Ahmed İbn-i Hanbel-bile hadis nakletmişlerdir.

Daha sonra birçok şehirde ikamet ettikten sonra, Abbasi halifelerinden el-Vasik'in daveti üzerine, Basra'ya yerleşerek burada vefat etmiştir. Onun, hadisle beraber başka konularda da eserleri bulunmaktadır.

Eserleri arasında meşhuru da Kütüb-ü Sitte'den olan, "Sünen-i Ebu Davud" adıyla bilinen, Sünen'idir. Nakle göre, Peygamber-i Ekrem sallâ'llâu aleyhi ve alih'in sünnetini muhafaza etmek için yarım milyon hadis arasından bu kitaptaki hadisleri seçerek derlemiştir.

Müellif bu kitabında, Mehdi ile ilgili babının "Kitabu'l-Mehdi" bölümünde; Mehdi'nin özellikleri, zuhurunun alametleri, zuhurundan sonra neler yapacağı konularıyla ilgili olarak, on üç hadis nakletmiştir.

4284 ...Ümmü seleme (RA) şöyle demiştir:

Resulullah (SAV)'i şöyle buyururken işittim:

"Mehdi benim ailemden, Fatıma'nın oğullarındandır."

Abdullah b. Cafer şöyle demiştir:

Ebu Melih'i, Ali b. Nüfeyl'i överken ve onun iyiliğini söylerken diledim. (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 402)


--------------------------------------------------------------------------------

4285 ...Ebu Said El Hudri (RA)'dan rivayet edildiğine göre,

Resulullah (SAV) şöyle buyurmuştur:

"Mehdi ben(im neslim) dendir. O açık alınlı ve ince burunludur. Dünyayı zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak ve yedi sene hüküm sürecektir." (Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 404)

4283 ...Ali (b. Ebi Tabil) (RA)'dan; Resulullah (SAV)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.
Dünyanın ömründen sadece birgün kalsa bile, Allah (c.c.) benim ehl-i beytimden bir adam gönderecektir. O dünyayı, (daha önce) zulümle olduğu gibi, Adaletle dolduracaktır. (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 402)


--------------------------------------------------------------------------------

4286 ...Resulullah (SAV)'in hanımı Ümmü seleme (RA)'dan Resulullah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir.

"...Halife olan zat (Mehdi) malı taksim edecek. İnsanlardan bir kısmı, Peygamberlerinin Sünneti ile amel edecek, İslamiyet yeryüzüne tamamen yerleşecek..."

Ebu Davud derki:

"Bazıları Hişam'dan rivayetle, "dokuz sene" bazıları da "yedi sene" dedi. (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi-Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, K. el-Mehdi (35), Bab 8, s. 405)


--------------------------------------------------------------------------------

4282 ...Bize Müsedded haber verdi. Onlara Ömer b. Abid haber vermiş. Bize Ebu Bekir, yani İbn-i Ayaş haber verdi. (H) (bu işaret değişik senetleri belirtmek için konulur), bize Müsedded haber verdi, bize Sufyan'dan Yahya haber verdi (H). Bize Ahmed b. İbrahim haber verdi. Bize Ubeydullah b. Musaa haber verdi. Bize Zaide haber verdi. (H) Bize Ahmed b. İbrahim haber verdi, bana Ubeydullah b. Musa Fıtri'dan haber verdi, dedi (Rivayetlerdeki) mana aynıdır. Bunların hepsi Asım'dan, Asım, Zir'den o da Abdullah b. Mes'ud (RA) vasıtasıyla Resullulah (SAV)'den rivayet etmiştir:

Resulullah (SAV) şöyle buyurmuştur:

"Dünyada sadece bir gün kalsa, -Zaide, hadisinde şöyle dedi- Allah o günü uzatır da - sonra bütün raviler ittifak ettiler- O günde Benden veya ehli beytimden, adı adıma, babasının adı da babamın adına uyan bir adam gönderir."

Fıtr hadisinde şu ilave vardır:

O şahıs "dünyayı, zülümle dolduğu gibi, adaletle dolduracaktır". Süfyan hadisinde şöyle dedi, "Araplara, adı adıma uyan ehl-i beytimden biri hakim olmadıkça dünya son bulmayacak, -veya gitmiyecektir". (Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şamil yayıncılık, K. el-Mehdi (35), s. 400)

SÜNEN-İ İBNİ MACE

Hadis alimlerinden Ebu Abdullah Muhammed bin Yezid (824-886)'in sahih hadis kitabıdır. İbn-i Mace, meşhur hadis imamlarından olup, hadis ilimlerini araştırmak için Gaz-vin'den Bağdat, Basra, Mekke, Kufe, Şam, Mısır ve Rey gibi şehirlere seyahatler yapmıştır.

Tarih, tefsir ve hadis ilmi sahasında birçok eseri vardır. En meşhur kitabı, iki ciltlik Sünenü'l-Mustafa'dır ki Sünen-i İbn-i Mace olarak tanınmaktadır. Ehl-i Sünnet'in, Kütüb-ü Sitte diye anılan hadis kaynaklarından biridir. Bu kitabının, "el-Fiten" babının bir bölümünde, İmam Mehdi aleyhi's-selâm ile ilgili hadisleri nakletmiştir.

(4085) "...Ali (RA)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (SAV) şöyle buyurdu, demiştir:

El-Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt'tendir. Allah onu bir gecede islah eder (yani tevbesini kabul eder veya feyizler ve hikmetlerle donatır.)" (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l 'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34, s. 348)


--------------------------------------------------------------------------------

(4086) "...Said bin el-Müseyyeb (RA)'den; şöyle demiştir:

Biz (mü'minlerin anası) Ümmü Seleme (RA)'nın yanında idik. Bir ara Mehdi hakkında müzakere yaptık. Bunun üzerine Ümmü Seleme (RA): Ben, Resulullah (SAV)'den işittim, buyurdu ki:

Mehdi (kızım) Fatıma'nın veled (nesl)indendir." (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34; s. 349)

(4087) "...Enes bin Malik (RA)'den; şöyle demiştir:
Ben, Resulullah (SAV)'den işittim, buyurdu ki:

Biz Abdulmüttalib'in çocukları cennet halkının büyükleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Ca'fer, Hasan Hüseyin ve Mehdi." (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34; s. 349)


--------------------------------------------------------------------------------

(4088) "...Abdullah bin el-Haris bin Cezi' ez-Zübeydi (RA)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (SAV):

Doğudan bir takım insanlar çıkacak ve Mehdi için ortam hazırlıyacaklar, buyurdu. O, Mehdi'nin hükümdarlığını kasdeder. (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34; s. 350)


--------------------------------------------------------------------------------

(4082) "...Abdullah (bin Mes'ud) (RA)'den; Şöyle demiştir:

(Resulullah):
...Bu (Emir) insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Artık sizden kim o güne yetişirse kar üstünde emeklemek suretiyle de olsa onlara varsın (katılsın), buyurdu." (Sünen-i İbni Mace Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34; s. 347)


--------------------------------------------------------------------------------

(4077) "...Ebu Ümame el-Bahili (RA)'den; şöyle demiştir:

Resulullah (SAV) bir kere bize bir konuşma yaptı. Konuşmasının çoğu bize Deccal'ı anlatan ve bizi ondan sakındıran buyruk teşkil etti idi. Buyruğunun bir bölümü şu idi.

...Bunun üzerine Ümmü Şerik bint-i Ebi'l-Aker:

Ya Resullullah! Peki o gün Araplar nerede olacak? Diye sordu:

Araplar o gün azdır ve büyük çoğunluğu Beytü'l-Makdis (Kudüs)te bulunacaktır. İmamları da salih bir adam (olacak)dır. Sonra imamları (Mescid-i Aksa'da) öne geçip onlara sabah namazını kıldıracağı sırada sabahleyin onların üzerine İsa bin Meryem (a.s.) inecektir. Bunun üzerine İsa (a.s.) 'ın öne geçip cemaate namaz kıldırması için imam geri geri yürümeye başlayacak. Fakat İsa (a.s.) elini omuzları arasına koyarak: Öne geç de namaz kıldır. Çünkü kamet senin için getirildi, diyecektir. Bunun üzerine imamları onlara namaz kıldıracak...

...Resulullah (SAV) (konuşmasına devamla) buyurdu ki: İsa bin Meryem (a.s.) benim ümmetim içinde (Muhammedi), adaletli bir hakim ve (yönetimde) adil bir imam olacak, haçı kırıp ezecek ve domuzu öldürecektir. (Zimmilerden) Cizyeyi kaldıracak ve zekatı terkedecektir. Artık ne koyun, keçi, sığır sürüsü ne de deve sürüsü üzerine zekat memuru çalıştırılmayacaktır. Düşmanlık ve kinde kaldıracaktır. Zehirli olan her hayvanın zehri de sökülüp alınacaktır. Hatta küçük oğlan çocuğu, elini yılanın ağzına sokacak da yılan ona zarar vermeyecektir. Küçük kız çocuğu da arslanı kaçmaya zorlayacak da arslan ona zarar vermeyecektir. Kurt, koyun-keçi sürüsü içinde sürünün köpeği gibi olacaktır. Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır. Savaş da ağırlıklarını (silah ve malzemelerini) bırakacak... (Sünen-i İbni Mace, Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab:33 s. 331-335)


--------------------------------------------------------------------------------

(4083) "...Ebu Said-i Hudri (RA)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur:

Ümmetim içinde el-Mehdi olacaktır. (Aranızda kalması) kısa tutulursa (kalacağı süre) yedi (yıl)dır. Kısa tutulmazsa (kalacağı süre) dokuz yıldır. Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki o güne dek onun mislini kesinlikle bulmamıştır. Yer, yemişini (gıda ürünlerini) verecek ve insanlardan hiç birşey saklamıyacak (vermemezlik etmeyecek) tir. Mal da o gün çok birikmiş olacaktır. Adam kalkıp: Ya Mehdi! Bana (mal) ver, diyecek. Mehdi de: Al, diyecektir." (Sünen-i İbni Mace, "Kitabü-l'fiten Tercemesi ve Şerhi", Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34, s. 347)

--------------------------------------------------------------------------------

balina12-11-05, 20:03
HZ. ALİ (RA)

Hz. Ali (RA) meşhur divanında Hz. Mehdî ve bazı ahirzaman hadîsatından bahsetmiştir. Bu divanın Müştakzade şerhinden aldığımız bir kısmı şöyledir:

Tercümesi: Âyâ oğlum! (...) cûş ettiklerinde (kaynadığında, karıştığında...) Mehdî-i Âdil'e muntazır ol...


İMAM-I RABBANİ

...İnşaAllah tam bir şekilde Mehdi Aleyhisselam'da zuhur edecektir. Bu makamdan haber veren tabakat meşayihi azaldı... O makamın ilimlerinden ve maarifinden kelam şöyle dursun...

İşbu makam, şu ayet-i keremede manasını güzel bulur:

"Bu, Allah'ın fazlıdır; dilediğine verir. Allah, büyük fazlın sahibidir." (Cuma Suresi, 4)("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, Mektup 32, s. 125)


--------------------------------------------------------------------------------

Gelmesi vaad olunan Mehdi'nin dahi rabbı (terbiyesine gelen) ilim sıfatıdır. Hazret-i Ali gibi, İsa ile münasebeti vardır. Hazret-i İsa'nın kademi Hazret-i Ali'nin başında olup bir kademi dahi Hazret-i Mehdi'nin başındadır.

...Geleceği vaad edilen Mehdi, velayetin ekmeliyetini alacaktır. Bu Tarikat-ı Aliyye üzerine gelecek ve bu Silsile-i Aliyye'yi tamam ve tekmil edecektir. Zira bütün velayet nisbetleri, bu Nisbet-i Aliyye'nin altında bulunmaktadır. ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, 251. Mektup, s. 550, 554)


--------------------------------------------------------------------------------

Sonra gelenlere nasıl bu hükmü yürüyebilir ki: Onlar arasında Mehdi aleyhisselam vardır. Resulullah (SAV) efendimiz onun kudumünü ve vücudunu müjdelemiş; şöyle buyurmuştur:

"O, Allah'ın halifesidir." ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, s. 814)

Muhbir-i Sadık Resulullah (SAV) efendimizin haber verdiği kıyamet alametlerinin hepsi haktır. Onlarda yalan ihtimali yoktur. Onlar arasında şunlar vardır:

Alışılmışın aksine, güneşin mağripten doğması. Mehdinin zuhuru, Ruhullah İsa'nın nüzulü. Resulullah efendimize ve ona salat ü selam, Deccal'in çıkması, Ye'cuc ve Me'cuc'un zuhuru, Dabbe-i arzın çıkması, Semadan bir dumanın zuhuru ile, insanları kaplayıp onlara elim bir azap ile azap etmesi. O kadar zorlanacaklardır ki, artık insanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, bizden azabı aç; biz müminleriz..." (Duhan Suresi, 12)

Bir hadis-i şerifte şöyle gelmiştir: "Mehdi çıkacaktır. Başının üstünde de bir parça bulut olacaktır. Orada da bir melek bulunacak ve şöyle nida edecektir: Bu şahıs, Mehdi'dir; kendisine tabi olunuz..."

Resulullah (SAV) efendimiz şöyle buyurdu:

"Tüm olarak, yeryüzünün meliki dört tanedir... Onların ikisi müminlerden, ikisi de kafirlerdendir. Zülkarneyn ve Süleyman müminlerdendir. Nemrud ve Buhtunnasır ise kafirlerdendir. Yere, beşinci olarak ehl-i beytimden biri sahip olacaktır. Yani: Mehdi."

Resulullah (SAV) efendimiz bir başka hadis-i şerifinde şöyle buyurdu:

"Allah-ü Teala, ehl-i beytimden birini çıkarmadıkça dünya çökmeyecektir. Onun ismi ismime uyar; babasının ismi dahi babamın ismine uyar. Daha önce zulüm ve adaletsizlik dolduğu gibi, onun gelmesi ile dünya adalet ve hakların yerini bulması ile dolar..."

Bir başka hadis-i şerifte ise, Resulullah (SAV)efendimiz şöyle buyurdu:

"Ashab-ı kehf, İsa'nın yardımcıları olacaklardır." İsa (AS) Mehdi zamanında yere inecektir. Mehdi, Deccalin katlinde İsa'ya (AS) muvafakat eder. Onun saltanatı zamanında, Ramazan ayının on dördünde güneş tutulacaktır; o ayın ilkinde ise ay kararacak. Bunların oluşu, adetin ve müneccimlerin hesabı hilafına olacaktır.

Muhbir-i Sadık Resulullah (SAV) efendimiz tarafından bildirilen, daha çok alamet vardır ki; anlatılanlardan başkadır.

Şeyh İbn-i Hacer, Mehdi'nin alametleri üzerine bir risale yazdı ki, onlar iki yüz alameti bulur.

Vaad edilen durumu, açık bir şekilde iken, son derece cehaletlerinden ötürü bir cemaat dalalete saplandı.. Sübhan Allah onlara doğru yolu göstersin. (Mektubat, c. 2, 380. Mektup, s. 1162-1163 )

...Onun zuhuru, yüz başlarında olacaktır. Şu anda dahi, yüz başını, on sekiz sene geçmiş vaziyettedir.

Hadis-i şerifte, Mehdi'nin alametleri hakkında şöyle anlatılmıştır: "Şark tarafında bir kuyruklu yıldız doğup aydınlık verecektir."

...Bu yıldızın durumu da, onun seyrine göredir. Yani: Yüzü meşrik canibine doğru. Arkası dahi, mağrib tarafınadır. Bu uzun beyazlık dahi, onun arka tarafındadır. Bu mana icabı olarak, ona kuyruk isminin verilmesi yerindedir. Onun her günkü irtifaı ise meşrikten mağribedir. Ancak o, kısri (kendine has durumunda ağırlık taşıyan) seyri ile felek-i azamın seyrine bağlıdır. Hakikat-ı hali, en iyi bilen Sübhan Allah'tır.

Hulasa...

Mehdi'nin zuhur zamanı yakındır. Onun zuhur zamanı olan yüz (asır) başına gelinceye kadar nice mebde'ler ve mukaddimeler zuhur edecektir. Allah ondan razı olsun. Onun zuhur mebde'leri ve mukaddimeleri, Resulullah (SAV)efendimizin irhasatına benzer. O irhasat, Resulullah (SAV) efendimizin nübüvveti zuhurundan evvel zuhura gelmiştir. Nitekim, bu manada şöyle anlatmışlardır:

Muhammed Resulullah'ın sureti olan Abdullah'ın nutfesi, Amine'nin rahmine düştüğü zaman, bütün putlar yüzüstü yere yıkıldılar. Bütün şeytanlar, vazifelerinden alındılar. Melekler, İblis'in tahtını alt üst edip denize attılar. Kendisine dahi kırk gün azap ettiler.

Resulullah (SAV) efendimizin doğduğu gece, Kisra'nın sarayı sallandı; on dört şerefesi yıkıldı.

Mecusilerin ateşi söndü. Halbuki, o ateş bin seneden beri yanardı; bu müddet içinde hiç sönmemişti.

Mehdi dahi büyüktür. Onun sebebi ile, İslam'a ve Müslümanlara büyük takviye gelecektir. Onun velayetinin dahi, zahir ve batın büyük tasarrufu vardır. Nice harika hallerin ve kerametlerin sahibi olacaktır.

Onun zamanında, nice hayret veren haller zuhur edecektir.

Üstte anlatılan manalar icabı olarak, yerinde olur ki: Onun vücudunun zuhurundan evvel, adet harici harika haller meydana gele... Tıpkı: Resulullah (SAV) efendimizin nübüvvetinden evvelki irhasat gibi. Bu zuhura gelen işler dahi, onun zuhur mebde'leri olalar.

Nitekim, anlatılan manalar hadis-i şeriflerden de anlaşılmaktadır.

Bilesin ki bir hadis-i şerifte, Resulullah (SAV) efendimiz şöyle buyurmuştur: "Küfür her yanı istila edip hükmü cemiyet içinde aşikare işlenmedikçe Mehdi zuhur etmez." (Mektubat, c.2, 381. Mektup, s. 1169-1171 )

Aradan bin sene geçtikten sonra, Mehdi'nin gelişi de bunun içindir. Onun mübarek kudumünü, (gelişini) Hatem'ür-rüsül Resullullah (SAV) efendimiz müjdelemiştir. İsa (a.s.) dahi aradan bin sene geçtikten sonra, nüzul edecektir... (Mektubat, c. 1, 209. Mektup, s. 440 )

Mümkündür ki; bu iki asrın daha hayırlı oluşu, şu itibarla olur: Allah'ın veli kullarının çok zuhuru, bid'at ehlinin azlığı, fısk ve masiyet erbabının nadirattan oluşu.. Böyle bir şeyin oluşu dahi, bu tabakadan bazı evliya ferdlerinin; o iki asırdaki evliya ferdlerinden hayırlı olmasına münafi değildir. Misal olarak Hazret-i Mehdi'yi söyleyebiliriz... (Mektubat, c.1, 209. Mektup, s. 441)


MUHAMMED B. RESUL
AL - HÜSEYNİ EL BERZENCİ

Büyük alametlerin ilki, Mehdi'nin gelmesidir... Bu hususta varid olan hadisler, çeşitli rivayetlerde olmasına rağmen pek çoktur.

Muhammed b. Hasan El-Esnevi (Menakibiş-Şafii) eserinde der ki; Mehdi hususunda, Resulullah (SAV)'den nakl edilen haberler tevatür halini almıştır... O'nun, ehli beytinden olacağı haber verilmiştir...

Birinci safha: İsmi-soyu-doğumu-hilyesi-ona tabi olanlar -ondan yüz çevirenler


İsmi

Rivayetlerin çoğunda onun ismi 'Muhammed' olarak geçer; bazı rivayetlerde ise, 'Ahmed' diye anlatılır... Babasının adı 'Abdullah' dır...

Ebu Davud ile Tirmizi'nin İbni Mes'ut (RA) dan nakl ettiklerine göre, Allah'ın Resulü (SAV) şöyle buyurmuştur; 'Onun ismi ismime, babasının ismi de (babamın ismine) muvafık olacaktır'...

Lakabı

Onun lakabı 'Mehdi'dir... Çünkü Allah onu doğruya hidayet etmiştir... Aynı zamanda 'Cabir'dir... Çünkü O, Muhammed Ümmetinin münkesir kalplerini tedavi edecektir... Veyahut O, zalim ve cebbar kimseleri mağlup edip kahredecektir...

Soyu

O, Peygamber (SAV)'in ehli beytindendir... Çokca varit olan, gerçek rivayetlere göre Onun bilhassa Fatıma neslinden olduğu açıklanmaktadır... Bazı rivayetlerde Abbas oğullarından olduğu ileri sürülmektedir...

Sonra Fatıma neslinden olduğu rivayetlerde değişik olarak varit olmuştur: Bazı rivayetler onun Hasan (RA) evladından olduğunu söylerken; diğer rivayetlerde Hüseyin (RA) oğullarından olduğunu ileri sürmüştür... Fatıma'nın nesli en çok Hasanla Hüseyin (R. Anhüma) den meydana geldiği için, bu konudaki rivayetler böyle çeşitli olmuştur.

Abbas oğulları hakkında da rivayetler çeşidi böyledir. Ancak, Abbas oğullarından (Mehdi) adını taşıyan biri bulunmuştur... Mehdi'den evvel Mansur gelmiştir...

Biat edilmesi

Ona Mekke'de Haceri Esvedle makamı İbrahim arasında Aşure gecesi biat edilecektir.

Hicreti

O, Kudüsü Şerife hicret edecektir. Bu hicretten sonra Medine tahrip edilip vahşilerin sığınağı olacaktır. Beyti Makdis'in imarı Medine'nin tahribi hakkında hadisler varit olmuştur.

Hilyesi

'O, açık alınlı, küçük burunlu, iri gözlü dişleri parlak ve seyrek bir kişidir. Sağ yanağında, inciyi andıran, bir yıldız gibi yüzünü aydınlatan bir işaret vardır. Sakalı sık, omzunda Peygamber (SAV)'in nişanı vardır. Uylukları uzundur, rengi arap rengidir. Dilinde ağırlık vardır. Yavaş ve ağır konuştuğu zaman sağ elini sol dizine vurur. Kırk yaşındadır. Diğer bir rivayete göre otuz ila kırk yaş arasındadır. Allah'a karşı son derece boyun eğicidir, üzerinde iki pamuk abası vardır. Ahlak bakımından Peygamber (SAV)'e benzer. Esmerdir. Orta boyludur. Kaşı kavislidir.

Sireti

Peygamber (SAV)'in yolunda gidecek. Uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. İhya etmedik sünnet; kaldırmadık bid'at bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber (SAV) gibi dinin icablarını yerine getirecektir. Zülkarneyn ve Süleyman gibi bütün dünyaya hakim olacaktır. Salibi (Haçı) kıracak, domuzu öldürecektir. Müslümanlara bütün herşeyi geri verecektir. Yeryüzü, zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır. Her şeyi hak ve adalet ölçüleriyle eşit bir halde taksim edecektir.

Böylece yer ve gök sakinleri ondan razı oldukları gibi, havadaki kuşlar, ormandaki yırtıcı hayvanlar, denizdeki balıklar bile memnunluk duyacaklardır. Ümmeti Muhammed'den (SAV) memnun olmadık hiç kimse kalmayacaktır. Hatta, 'ihtiyacı olan yok mu?' diye tellal bağırtacak; 'İhtiyacımız yoktur' cevabı verilecektir. Ancak bir adam gelip 'benim ihtiyacım var' diyecek; bunun üzerine Mehdi ona:

'Haydi git Hazin, istediğini versin' emrini verecek. Adam gelip Hazin'e durumu anlatacak o da:

'Aç kucağını' diyecek. Kucağını açıp Hazin ona bol miktarda ihsanda bulununca adam tam bir pişmanlık içinde: 'Muhammed Ümmetinin (SAV) en gözü doymayan kişisi benim!' deyip, Hazin'den aldığını geri vermek isteyecek. Fakat Hazin 'biz verdiğimizi geri almayız!' diyecek. Hülasa iyi-kötü bütün insanlar, onun zamanında görülmemiş nimete boğulacak. Gökten bolca rahmet yağacak, yerlerde bereket artacak; bütün defineleri bulacak.

Bütün ülkeler ona kapılarını açacaklar. Hint kralları ona boyun eğip, tüm hazinelerini Beyti Makdis'e verecekler. Her taraftan, arıların kovanlarına gelip sığındığı gibi, ona gelip sığınacaklar. İnsanlara, ilkin de olduğu gibi gökten, üçbin melek inip, muhaliflerinin yüzüne ve arkasına darbeyi indirecek. (Yani üçbin melekle yardım görecekler) Meleklerin başında Cebrail (AS) sonunda Mikail (AS) bulunacak.

Onun zamanında kurtla koyun bir arada otlayacak, çocuklar yılan ve akreple oynaşacak, insanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak. Tefecilik, veba, zina, içki gibi fenalıklar kalkacak. Ömürler uzayacak emanetler yerine teslim edilecek. Kötüler helak olacak. Ehli Beyt'e buğz eden bir fert kalmayacak. İnsanlar arasında sözü sevilecek. Allah (c.c.) O'nun sayesinde kör fitneyi söndürecek. Yeryüzünde emniyet ve sükun hakim olacak. Hatta bir kadın, beş kadınla birlikte aralarında hiçbir erkek olmadığı halde serbestçe korkusuz Hacca gidebilecek.

İsa (AS) 'nın da bunlardan bazılarını icra etmesi buna mani değildir. Çünkü her birerleri aynı şeyi yapabilirler. Aynı zamanda gelmeleri de muhtemeldir. Bu husutaki izahat ileride gelecektir.


İkinci Safha

Onu bize tanıtacak alametler ve gelmesinin yaklaştığını gösterecek olan işaretler...

Alametlere gelince;

Beraberinde Allah Resulü (SAV)nün gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. O sancak ki, Peygamber (SAV)'in vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır. Mehdi'nin zuhuruna kadar da hiç açılmayacaktır. Sancağında 'El Biat'u Lillah', Allah için biat ibaresi yazılı olacaktır.

Başında bir sarık bulunacak, bu sarığın içinden bir adam çıkıp Mehdi'yi göstererek şöyle haykıracak: 'İşte Allah'ın halifesi Mehdi! Ona uyunuz!'

O, kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek.

Ondan mucize isteyecekler; o da havada uçan bir kuşa işaret edip hemen eline düşecek.

Gökten şöyle bir ses duyulacak: 'Ey insanlar artık Allah Cebbarları, Münafık ve yardımcılarını sizden uzaklaştırdı. Ümmeti Muhammed (SAV)'in en hayırlısını başınıza getirdi. Mekke'de ona katılın, O Mehdi'dir! İsmi de Ahmet B. Abdullah'tır. Diğer bir rivayet: 'Size Muhammmed ümmetinin en hayırlısı olan Cabir'i tayin etti. Mekke'de ona yetişin, O Mehdidir. İsmi Muhammed B. Abdullahtır!

Yer altın plakları gibi ciğer parelerini dışarıya atacak. İnsanların kalpleri zenginleşecek. Yeryüzü bereketle dolacak. Kabe'nin altından define çıkacak. Bunu Allah yolunda dağıtacak. Antakya veya Taberiye gölünden 'Tabut es-Sekine' çıkarılacak. Omuzlanıp Beyti Makdis'te onun önüne konulacak. Yahudiler onu görünce birazı müstesna Müslüman olacaklar. İsrailoğulları'na deniz ikiye bölündüğü gibi, ona da bölünecek. Arasından rahatlıkla geçip gidecek. Horasan'dan siyah bayraklarla insanlar gelip ona biat edecekler. Meryem oğlu İsa (AS) ile buluşacak, İsa onun arkasında namaz kılacak. Üzerinde Peygamber'in alameti bulunacak.


Gelmesinin Yaklaştığını Gösterecek İşaretler

Fırat nehri yarılacak altından bir dağdan altın dökülecek.

Ramazanın ilk gecesinde Ay, onbeşinci gecesinde güneş tutulacak. Dünya kurulduğu günden bu yana görülmemiş bir şekilde vaki olacak bu tutulma olayı, Ramazan ayında iki kere ay tutulacak.

Her tarafı aydınlatan kuyruklu yıldız doğacak, doğudan üç veya yedi gün ardı ardına.

Büyük bir ateş zuhur edecek, gökte karanlık görülecek, gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak. Yeryüzünün duyup anlayabileceği bir dille nida edilecek...

Şam'da 'Harista' denilen bir köy yerle bir olacak. Gökten Mehdi ismiyle çağılacak, doğu ve batıda bulunan herkes bu sesi duyacak! Uyuyan uyanacak, ayakta olan oturacak, oturan ayakları üzerine dikilecek.

Şevval ayında ayaklanma, Zilkadede harb konuşmaları, Zilhiccede ise harb vaki olacak. Hacılar soyulacak, kanları (Cemretül Akabe) üzerine akacak. Bu saydıklarımızın bazıları vaki olmuştur.

Anlaşmazlıklar ve sık sık depremler vaki olacak. Gökten gelen bir ses şöyle diyecek: 'Kulağınızı açın! Gerçek, Muhammedin ehlindendir' Yerden biri şöyle seslenecek: 'Hak İsa (AS) ile Abbas ehlindendir. ' Birincisi meleğin ikincisi ise Şeytanın haykırışı olarak tezahür edecektir.

Fırat altından bir dağdan altın çıkacak. (Kıyamet Alametleri, s. 166)

Mehdi havada uçan bir kuşa parmağıyla işaret edecek, kuş avcunun içine düşecek... Kupkuru bir kamış çöpünü kuru toprağa dikecek, anında yeşerecek... (Kıyamet Alametleri, s. 173)

Mehdi işi çok sıkı tutacak... (Kıyamet Alametleri, s. 175)

Sonra Allah Konstantiniyye (İstanbul'u) çok sevdiği dostlarının eliyle feth edecek. Onlardan hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak, sonra çok geçmeden Hz. İsa inecek, Deccalle savaşacak." Bu hadisi çok uzun olarak İmam Suyuti (Cami-i Kebir'nde) serd etmeştir.

"Ikdud-durer" de şöyle der: "Konstantiniyyenin yedi suru vardır. Beher sur yirmibir arşındır. Ve onda yüz kapı vardır. Şehri takip eden son surun genişliği on arşındır. O Rum denizine dökülen haliç üzerine kurulmuştur. Denizi Rum illerine ve Endülüs'e doğru uzanır gider.

Mehdi sabah namazına abdest almak için denizin yanında sancağı dikecek, su ondan uzaklaşacak. Ve açılan yoldan geçip insanlara şöyle haykıracak: "Ey insanlar haydi sizde geçiniz. Cenab'ı Hak İsrail oğullarına olduğu gibi size de denizi ikiye ayırdı." Onlar da geçecekler. Tekbirler getirecekler bu defa sarsıntı biraz daha şiddetli olacak. Üçüncü tekbir getirişlerinde on iki burç yerle bir olacak. Oradan doğru şehre girecekler... (Kıyamet Alametleri, s. 181)

...Peygamber'den nakledilmiştir: "Dünyaya iki mümin, iki kafir hakim olmuştur. Müminler: Zülkarneyn, Süleyman Aleyhisselam kafirler ise: Nemrud, Buhtu Nasr'dir. "Dünyaya Ehli Beyt'imden beşincisi olan Mehdi de hakim olacaktır." İbni Merdüveyh İbni Abbas'dan naklediyor: "Eshabı kehf Mehdi'nin yardımcılardır. Ülemaya göre onların bu zamana kadar kalmaları Muhammed Ümmetimden olmak şerefine nail olmaları içindir."

Tenbih:

Muhtelif rivayetlerde Peygamberimiz'den şöyle nakledilmiştir: "Büyük harb, Konstantiniyyenin fethi, Deccal'in çıkması yedi ay içinde olacaktır." Diğer bir rivayette, bu "Yedi sene" olarak geçmektedir. Ebu Davud'a göre "Yedi yıl" rivayeti "yedi ay" rivayetinden daha doğrudur. (Kıyamet Alametleri, s. 182-183)

Diğer bir tenbih:

Mehdi'nin hakimiyeti süresi hususunda çeşitli rivayetler vardır. Bazı rivayetlerde bu süre beş yahut yedi ve yahut da dokuz sene olarak geçmektedir. Bazılarından ise sadece yedi, diğer bir kısım rivayetlerde ise dokuz, başka bir rivayette: Az olursa beş, çok olursa dokuz; bazı rivayette on dokuz yıl ve bir kaç ay, bazısında yirmi, bazısında yirmi dört, bazısında otuz, bazısında kırk yıl olarak geçmektedir." Bu kırk yılın dokuzunu Rumlar ile sulh içinde geçirmiştir. İbni Hacer (Elkavlül Muhtasar) adlı eserinde der ki:

"Bu rivayetlerin hepsi zuhuru ve gücü itibarıyla doğru olabilir." Evet İbni Hacer'in bu sözünü bir kaç yönden teyid edebiliriz. Birincisi Peygamber ümmetini bilhassa Ehli Beytini bir çok şeyle müjdelemiştir. Onların her türlü zulüm ve işkencelerinden kurtarılacaklarını anlatmıştır. Bu da ancak uzun bir müddet yapılacak olan adalete bağlıdır. Yedi ve dokuz sene gibi kısa bir süre ise buna kafi değildir. İkincisi, Mehdi tıpkı Zülkarneyn ile Süleyman gibi bütün dünyaya hükmedecek. Diğer ülkelerde mescitler, binalar kuracaklar, dokuz sene gibi az bir müddet yapacak olduğu cihad ve diğer işlere yetmez.

Üçüncüsü, onun zamanında ömürler uzayacak. Ömürlerin uzaması, onun da uzun ömürlü olmasını gerektirir. Aksi halde ömürlerin uzamasının bir anlamı kalmaz.

Bilindiği gibi İsa (AS) nazil olacak ve Deccalı öldürecek. Şurası da bir gerçektir ki, İsa Mehdi'den hakimiyeti almayacak; çünkü liderler Kureyş'dendir. Madem insanlar arasında bu ikisi mevcut olacak, öyleyse İsa (AS) onun Emiri değil de Veziri olacaktır. Bu sebepledir ki Mehdi'nin arkasında namaz kılacak ve ona tabi olacaktır. Nitekim, Müslim'de Cabir'den varid olan şu hadis buna delalet etmektedir: Namaz da teehhur etttiği zaman İsa ona şöyle diyecektir: Bazınız bazılarınıza Allah bu Ümmete ikramda bulunduğu için emirlerdir. Bazı rivayetlerde varid olan: "Mehdi insanlara yalnız o namazı kıldıracaktır, ondan sonra İmam İsa olacaktır" sözü, buna mani değildir. Çünkü Onun imam ve emirliği sabit olduktan sonra, Onu İsa'yı namaza imam olarak tayin etmesi mümkündür. Çünkü Onun efdaliyeti hilafetine cevaz vardır; hele fadıl, Kureyş'in gayrisinden olursa!" (Kıyamet Alametleri, s. 185)

...Peygamber'in şu mübarek hadisi bakınız buna ne güzel ışık tutmaktadır:

"Size Meryem'in oğlu gayet adil bir hakem olarak geldiği, imamınız da sizden olduğu bir zaman haliniz acaba nice olur?" "İmamınız sizden olduğu..." sözü, "Adil bir hakem" sözünün İmamet anlamına geleceği vehmini ortadan kaldırmıştır. Çünkü İsa Aleyhisselam geldiği zaman Muhammed'in şeriatına tabi olacaktır. Buradaki İmametten murat, namaz İmameti değildir. Tevfik Allah'tan... (Kıyamet Alametleri, s. 186) Muhammed B. Resul Al - Hüseyni El Berzenci "Kıyamet Alametleri" Pamuk Yanıları, Trc. Naim Erdoğan)

buyurun arkadaşlar fazla söze gerek yok diyorum....

Ekleme Tarihi: 04.06.2009 - 17:39
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
sibel381 su an offline sibel381  

50 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.03.2009
En Son On: 17.01.2010 - 20:06
Cinsiyeti: Bayan 
syn. maksat kelam olsun paylaşımınız için teşekkür ederim
Ekleme Tarihi: 04.06.2009 - 19:05
Bu mesajı bildir   sibel381 üyenin diğer mesajları sibel381`in Profili sibel381 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1469 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.99161 saniyede açıldı