0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Güller ve Diller

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Güller ve Diller

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Güller ve Diller
Hasan Yenibaş


Gül, İlâhî sanatın tabiattaki en güzel tecellilerinden biri olmanın yanında, bizim kültürümüzde birçok güzelliğin de remzi olmuştur. Gül, edebiyatta Peygamberimiz’i (sas) sembolize eder. Bu açıdan Peygamberimiz’e (sas), Güllerin Efendisi de denir. Yani gül, insanların en güzelini sembolize edecek kadar güzeldir. Gül kelimesi, hiçbir olumsuz mânâ taşımaz. Kullanıldığı en olumsuz yer; “Dostun attığı gül, düşmanın güllesinden daha fazla incitir.” sözüdür. Hâlbuki dost, gülü atmasa da nazikçe verse, bu incinme de olmaz. Bu sözde gülün incitmesi, bir üslûp ve metot hatasının kibarca ifadesinden ibarettir. Bir de, dikenli olmasından bahsedilir gülün, her güzel ve güzelliğin bir kusuru olabileceğini ifade için. Aslında gülde diken olmasının sebebi, onun dünyaya ait olmasındandır. Dünya bütün kötülüklerin anayurdu olması hasebiyle, içindeki her şeye kendine ait özelliklerden bir nebze de olsa bulaştırmıştır. Gülün dikenli olması da bundan olsa gerektir. Eğer cennette olsaydı dikeni de olmayacaktı. Ama bu hüküm elbet Güllerin Efendisi olan Peygamberimiz (sas) ve O’nun temiz yolu hakkında geçerli değildir. Zîrâ O (sas), Meleklere imam olabilecekken tenezzülen aramıza katılmış ve asıl yeri melekût âlemi iken lütfedip şu mihnet yurdu olan dünyada bizlerle birlikte olmuştur.

‘Gül’ lügatlerdeki en güzel kelimelerden biridir. Duygularımızı ifade ederiz onunla, sevgimizi iletiriz. Sözlerden daha tesirli ve kalıcıdır bazen gülün söyledikleri. Gül, gönüller arası köprüler kurar ve bir duygu elçiliği yapar. Ama, sevgiden ve iyi dilekten başka bir duyguyu da taşımaz asla.

Güllerin de kendi aralarına konuştukları bir dil vardır. Güller; dilsiz ve dudaksız anlaşırlar; harfsiz ve kelimesiz konuşurlar; sessiz ve sözsüz söyleşirler. Güllerin dilinden çok iyi anlayan bülbül, en güzel bestelerini güle konunca yapar. Şakımalarıyla güllerin konuşmalarına tercüman olur âdeta.

İnsanoğlu, meramını dille anlatır. Dil kalbe tercüman ve aynadır. Gönlü kirli olanın ağzı da kirli olur. Kalbi temiz olanın ağzı da temiz olur. Ağız vardır; nur akar, doğruyu söyler, Hakk’a tercüman olur, bal akıtır. Bu ağzın sahibi melekleri dost edinmiştir. Konuşması hikmet, susması ise tefekkür ve ibrettir. “Kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin, ya da sussun.” Peygamber sözünü rehber edinmiştir. Çok konuşanın çok sakatatı olacağını bildiği için, ölçer, biçer, tartar öyle konuşur. Faydasız bilgi gibi faydasız sözün de ötelerde sırtında bir yük olacağının şuurundadır.

Ama ağız vardır; kir akar, söylediği hep yalandır, bâtıla arka çıkar. Bu ağzın sahibi de şeytanı yoldaş edinmiştir. Böylelerinin konuşmaları yalan, susmaları da sinsice bir plândır. Gecenin zifiri karanlığı gibi kapkara olan kalblerinde yoğurdukları karanlık düşleri bir zift kanalı kadar pis olan ağızlarından çıkarırken tiksinti hâsıl ederler basiret sahibi kimselerde.

Bir de konuşulan yalan, gıybet ve iftira ise, dinleyen de mesul olur. Güzel koku satan bir dükkâna girildiğinde, elbiselere koku bulaşmadan çıkmanın mümkün olmaması gibi, körükçünün yanına uğrayan da isten pastan mutlaka etkilenir. Çamurlu yoldan yürüyenin paçaları kirlenir. Yolu çöplükten geçenin, üstüne başına iğrenç kokular bulaşır. Aslında gıybet ve yalanı dinleyip baş sallayanlar da konuşanın günahına ortak olurlar belli ölçüde. Oysaki gıybet ne kadar çirkindir. Kur’ân gıybet etmeyi, ölü kardeşinin etini dişlemeye benzetir ve ardından da ‘Tiksindiniz değil mi?’ diye sorar. Evet, gıybet, yanımızda olmayan birinin arkasından kötü laflar etmedir. Söylenen sözler doğru ise gıybet, yalan ise hem gıybet hem de iftiradır. Dili kirli olanın kalbi de kirlidir. Gıybet eden dilin arkasında bozulmuş bir kalb vardır. Oysa o kalb, Allah’ı tanımak ve bilmek için verilmiştir insanoğluna. Ve onun en değerli sermayesi sevebilme kabiliyetidir.

Keşke, güller ve diller hep aynı şarkıyı söylese. Diller de güller gibi tertemiz ve güzel şeyler terennüm etse. O zaman dünya bir gül bahçesine dönmez mi sizce de?
Ekleme Tarihi: 29.04.2009 - 01:22
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
sevdaa1 su an offline sevdaa1  

1090 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.08.2008
En Son On: 05.04.2013 - 16:17
Cinsiyeti: Bayan 
Keşke, güller ve diller hep aynı şarkıyı söylese. Diller de güller gibi tertemiz ve güzel şeyler terennüm etse. O zaman dünya bir gül bahçesine dönmez mi sizce de?


döner tabi ama malesef hep keşkelerde kalıyor bazı şeyler telaşlı

Elinize Saglik abim
Ekleme Tarihi: 30.04.2009 - 13:59
Bu mesajı bildir   sevdaa1 üyenin diğer mesajları sevdaa1`in Profili sevdaa1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1470 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73455 saniyede açıldı