0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Filistin Direnişi

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 12 mesaj mevcut
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Filistin Direnişi

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Filistin Direnişi
İthaf
Şehadetinin birinci yıldönümü münasebetiyle
Şeyh Ahmed Yasin'e...
"Yasin, bir ulusun içinde adam; adamın içinde bir ulustu..."
Prof. Dr. Abdulaziz RANTİSİ
Birinci Bölüm
Filistin
Toprağın sahibi ile toprağın işgalcisinin savaş alam... Çatışmalar, tuzaklar, baskınlar, yıkımlar ve suikastler diyarı... Acının ve sevincin, ölümün ve hayatın yan yana gezdiği mekân... Zulmün asude bir şekilde kol gezdiği mazlumlar ocağı... Mazlum ve yetim kalmış bir milletin ağıdı... Gönüllerin ve ümmetin kanayan yarası... Filistin'deki her yer gibi boynu büküktü Kudüs'ün. Bağrında utancını taşıyordu kirli ellerin. Oluk oluk dökülen kanlarıyla sararmıştı Mescid- i Aksa'nın kubbesi... Can çekişiyordu olanca celadetiyle; direniyordu bütün gücüyle. Esen her lodos; güneyden Isra ve Mirac'm Sahibİ'nden nefes üflerdi hayat damarlarına. Can bulurdu, kan bulurdu beti benzi. Âdem misali dirilirdi; tekrar direnmek için lanet­li Çıfıt zulmüne. Toprağı; acıyla dost olmuş, acıya bağışıklık kazanmış bir milletin toprağı... Direnişi; ümmetin semaya açılan elleriyle dua dua güç kazanan, dua dua direnen bir direniş... Bitti denince dirilen; dirildikçe boy boy gelişen; işgalci Yahudi'nin kalbine korku salan bir direniş, bir diriliş yaşıyordu Filistin. Canlar, kanlar fedaydı. Gönüllere hakim olan, özgürlüğün ilahi aşkıydı.

22 Mart 2004 Pazartesi!
Filistin yasta, Filistin matemdeydi bugün. Şehirde büyük ve acı bir haberin hüznü gözlerden billur billur akarken; öfkeler dillerde, öfkeler ellerde yumruk yumruk sloganlara dönüşmüştü:
"Kahrolsun İsrail!"
"Kahrolsun Siyonist düzen!"
"Kahrolsun katil Şaron!"
"Şaron cehennemin kapılarım açtı!"
"İslami Direniş Hareketi engellenemez!"
"Lailahe illallah, Allah-u Ekber!"
Gazze'de başlayan öfke seli el- Halil, Ramallah, Nablus, Cenin derken sıçramıştı tüm Filistin'e. Sokaklarında kin, sokaklarında öfke vardı Filistin'in. İntikam yeminleri çınlıyordu Filistin sokaklarında. Yumak yumak yüreklere çöken acı, tüm direniş gruplarını sarmıştı. Şehid edilen, ŞEYH AHMED YASİN'di. Özelde İslami Direniş Hareketi HAMAS'm, genelde tüm direniş gruplarının manevi lideri!.. Bir öncü insan!.. Tüm yeminler, tüm intikam ahitleri onun içindi. Fakat Gazze farklıydı bugün. Dün sabah namazından beri Filistin'i sarsan bu haber, Gazze'yi ayağa kaldırmıştı. Şehirde dolaşan araçların hoparlörlerinden bir ses yükseliyordu sokak sokak, cadde cadde: "BİZ BU YOLU SEÇTİK. ARZUMUZ ŞEHİTLİK VE ZAFER İLE SON BULACAK!.."
Kasetlerden, hoparlörlerden dalga dalga yayılan bu ses, Şeyh Yasin'in kaydedilmiş sesiydi. Gönülleri yakan, acılara acı katan bir ses!... Sabra Mahallesinden Şati Mülteci Kampı'na ve tüm Gazze'ye varana dek gökyüzü siyahlara bürünmüştü. Yakılan lastikler değil; sokaklardan, caddelerden taşan sineler-deki öfkeydi. Gazze'nin felç olan hayatı, Batı Şeria'nın genel grevleri, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının tatil edilmeleri, cezaevlerindeki mahkûmların isyanları, mülteci kamplarındaki galeyanlar, gösteriler... Felç olmuştu Filistin'in sosyal hayatı. Gazze'nin kalbinde yüz binlerce insan yürüyordu Şifa Hastanesi'ne doğru. Dün sabah namazı sonrası şehid edilen Şeyh Yasin'in cenazesi alınırken yüz binlerin gözlerinde hüzün, gönüllerinde elem vardı. Kalpler kırgındı. Nefret duygularını anlatmaya kelimeler kifayet etmiyordu. Şifa Hastanesi'nden, yüzleri maskeli mücahitlerce alınan Şeyh Yasin'in cenazesi, eller üstünde Sabra Mahalle-si'ne, evine götürüldü. Halime Hatun, gocukları, damatları, torunları... kirpiklerinden hüzün bulutları damlıyordu. Bir baba sevgisi, bir aşk, bir sevdaydı dudaklardan dökülen:
- Allah'a hamd olsun! Babam, sonunda isteğine kavuştu, dedi kızı Meryem.
- İsteğine ulaştı, dedi hanımı Halime. Onunla geçirdiğim bu kadar zaman içinde hayırlı yönünden başka bir şey hatırlamıyorum.
- Onu tanıdığım günden beri bizi gücendirecek bir kelime bile işitmedim, dedi gelini Ümmü Hüsam.
Daha sonra yüz binlerin omuzunda taşman cenaze, şehir merkezindeki el- İmare Camii'ne götürüldü. Eller, öğle namazı ardından cenaze namazı için saf saf bağlandı. Dualara kimi ağlamaktan kurumuş, kimi de nemli gözlerle eşlik etti. "Şehitler Kabristanlığı" bir misafiri ağırlıyordu bugün. Şehadete yaraşır bir hayat geçiren bir misafiri... bir şehidi... Şeyh Ahmed Yasin'i ... Gözyaşları sel olan yüz binler "EY HAMAS LİDERİ ELVEDA!" diyordu; sloganlarla, intikam yeminleriyle. Zılgıtlar çeken kadınların çocuk, yaşlı, genç herkesin dudaklarında ortak bir hüznün adı dolaşıyordu: Şeyh Ahmed Yasin! Uzatılan mikrofonlara konuşan biri vardı o gün. Elem dolu haberi duyduğundan bu yana acısı, kederi; kocamış saçma, sakalına tel tel ağanp yansımıştı. Mahzundu, üzgündü sesi Abdulaziz Rantisi'nin:
- Onlar, dedi mikrofonlara; peygamberlerin katilleridirler. Bugün İslami bir sembolü şehid ettiler. Bu İslam'a açılmış bir savaştır. Bu cinayetle İsrailliler, Filistin davasını öldürmek istiyorlar. Yasin, bir ulusun içinde adam, adamın içinde ulustu. Bu ulusun intikamı bu adamın boyutlarında olacaktır. Eylem göreceksiniz, söz değil!

Gazze!
Yarasına tuz basmış deniz kokulu şehir... Yahudi/Çıfıt zulmünden her gün nasip alan bir şehir... Kıyısı; çocuk ko-valamacalan, kuş cıvıltıları ve cevelan yeri... Bağrı; kan ve
gözyaşı pınarı... Bir yanında fakir gecekondu mahalleleri; bir yanında zengin, kocaman evler, geniş yolları ve meyve bahçeleri... Sıcak ve nemin egemenliğini, esen meltemin kararlılığı kırardı bu şehirde. Tıpkı direniş güllerinin esen kararlı kokusu gibi... Ümit muştulayan kokular gibi... Kan ve barutun hüznü her gün yankı bulurdu gözlerde. Her kurşun bir tohum olurdu gönüllerde direniş direniş büyüyen. Her can bir adımdı şehadetle süslenen. Dallarını her haneye uzatan; fakir- zengin demeden her ocakta bir canla, bir kanla sulanan direniş fidanı yeşermişti Gazze'de... Boy boy özgürlük fidanı... Sokak sokak, mahalle mahalle, şehir şehir... Yaşanan ve yarım asrı geçen bu meş'um zulmün bir adı vardı dillerde: Lanetli Çıfıt zulmü! Sabra Mahallesi/Şati Mülteci Kampı!.. Mazlum iklimin süsten uzak derme çatma evleri... Yahudi işgali ve zulmünden kaçışın nihai noktasıydı bu mülteci kampı, birçok kamp gibi... Fakirlik ve yoksulluğun buram buram tüttüğü mekân... Kimi evlerin dış cephesi dökülmüş yahut sıvasız, kiminin de içi... Kiminin inşası lalettayin, kimi de kapısız, penceresiz... Hepsinde ortak npkta: zulümden nasipli olmak! Sadece insanlar değildi bu topraklarda zulümden inleyen. Evler de insanlar gibi can çekişir, ağlar, sızlardı işgalci İsrail askerlerinin kontrolündeki yıkımlardan. Canavar misali homurdanan demir azmanı tankların, buldozerlerin eseri okunurdu kamplarda. Bu evlerin incila mermer merdivenleri, arkaik sütunları, simetrik korkulukları, uzun koridorları, gömme küvetli banyoları, porselen muslukları, alafranga helaları, panjurlu pencereleri, halkari süslemeleri, geniş meyveli bahçeleri, çevresi hercai çiçeklerle donatılmış havuzları ve konforu yoktu. Ama kendileriyle aynı kaderi paylaşan mazlumiyet-leri, umutları ve özgürlük davasına adanmış kurbanlık sahipleri vardı. Başını sokacak bir hanesi olan, şanslı değildi bu topraklarda. Her şey olabilirdi her an. Zulüm rüzgârının /tufanının ne zaman, nereden eseceği meçhuldü. Her an varlık yokluğa, hayat ölüme dönüşebilirdi.

20 Mart 2004 Cumartesi gecesi!
Suikastten üç gün önce... Sabra Mahallesinde bir ev... Filistinlilerin yaşadığı fakir gecekondulardan biri... Telaş ve endişe okunuyordu yüzlerde. Keder ve gam dolu bakışlar vardı gözlerde. Hüzün rüzgârları esiyordu yüreklerde. Temiz örtüsü altında Halime Hatun'un kocası yatıyordu hasta yatağında. Halime üzgün, Halime endişeliydi. Yılların çilesi dantel dantel örülmüştü alnına. Bir şey yapamamanın, çaresizliğin ezikliğini yaşıyordu. Fakat mütevekkil ve teslimiyetçiydi Halime Hatun. Gözleri çocuklarına takıldı bir ara. Her yüzde tasa, her çehrede gam okudu. Metanetli görünmeli, güçlü ve iradeli olmalıydı. Nice badireler atlatmıştı kocasıyla. Bunu da atlatacaktı. Allah'a sığındı; yardımını diledi.
"Ya Safi! Ya Kafi! Ya Muafi!" yüce isimleri döküldü dudaklarından. Beyaz başörtüsünün ucuyla göz pınarlarını sildi, kaçamak kaçamak. Kocasına baktı. Durumu oldukça ağırdı. Yıllardır onu terk etmeyen hastalıklardan muzdaripti. Yaşlı olması rahatsızlığını artırıyordu. Yarım saat önce aniden rahatsızlanmış, tekerlekli sandalyesinden düşmüştü. Sık sık nefes alıp veriyor, zorlukla konuşuyordu. Muhabbetle baktı yaşlı kocasına; gözleri kapalı, dudakları hareketliydi. Belli ki Rabbini zikrediyordu. Alnında biriken damlaları fark etti. Bir bezle usulca kuruladı. Yaşlı Şeyh gözlerini açtı. Bir ara başucunda duran eşine belli belirsiz gülümsedi; kendinden geçti.
Siması nur yumağıydı. Yıllar, çilesini gergef işler gibi çizgi çizgi nakşetmişti anlına. Kaşları gürdü. Gözleri mananın derinliklerine dalan bir gizeme sahipti. Gözlerinin altındaki halkalar ve yüzündeki çizgiler, kutsal bir davanın çilesini yansıtıyordu. Kemerli bir burnu vardı. Beyaz kılları siyahlarından çok olan sakalı, kısa bıyıklarıyla bir başka çekicilik katıyordu sempatik yüzüne. Başındaki beyaz kefiyesi, heybetini daha bir artırıyordu. Başucundaysa zaman zaman giydiği kuzguni renkli, buğday nakışlı aplik sakosu asılıydı. Boynundan aşağısı tutmayan, buram buram direniş, buram buram Filistin kokan 66 yaşındaki bu mütebessim, sevimli ihtiyar, bu PîR-İ İNTİFADA; Filistin halkının umudu, Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS'ın manevi lideri Şeyh Ahmed Yasin'di. Aynı kaderi paylaşıyordu Filistin'le: İkisi de mefluç... Ama biri, diğeri için umudun adıydı. Bu fakir gecekondu semtinde yaşıyordu Şeyh Yasin. Komşularının dertleriyle dertlenir; yetim çocuklar ve dul kadınlar dahil şehitlerin ailelerine sahip çıkardı. Hem yiyeceğini, hem giyeceğini onlarla paylaşırdı. Sahiplenmeyi, yardımlaşmayı severdi. İşgalci İsrail'i, tüm teçhizat ve imkânlarına rağmen, dudaklarından dökülen bir sözle tir tir titreten biriydi. Gücünü iman dolu yüreğinden alan,ve sadece Allah'a dayanan, yüzü; çevresine her zaman tebessüm sadakaları dağıtan bu ihtiyarı, yıllar yorgun düşürmüştü. Bitkin ve hastaydı. Kesik kesik soluyordu.
Bir ses duydu, yüreği yaralı Halime Hatun. Bir serçenin ürkekliğiyle geri döndü aniden. 26 yaşlarındaki oğlu Ab-dulgani'ydi. Diğer oğlu Abdulhamid ise tedirgin görünüyordu.
- Anne! Babam kendinden geçti. Hastaneye kaldıralım. Islak gözlerle çocuklarını onayladı. Gelini Ümmü Hü-sam ve kızlarından Meryem'in de yardımıyla hemen hazırlıklara başladılar. Şeyh Yasin'i özenle giydirdiler. Herkes telaş ve endişe içinde yardım ediyordu. Hazırlıklar bitince, güçlü kollarıyla Abdulgani babasını kucakladı. Kapıda bekleyen korumaların bakışları arasında usulca taksiye yerleştirdi. Arabanın bagajına babasının tekerlekli sandalyesini de koydu lazım olur diye. Annesi arka koltuğa oturdu. Kocasının başını kucağına ald . Abdulgani ve Abdulhamid öne geçtiler. Peşlerinden kene ilerini takip eden koruma arabası, gönüllü fedailerle doluydu. Fakirliğin kol gezdiği, mazlumiyet kokan Sabra'mn gecekondu sokaklarından geçen otomobil, hastane yoluna çıktı. Endişe dolu yüreklerle hızla yol alırken, karanlıkta bir çift 'lanetli göz'ün kendisini izlediğinden habersizdi.



Bu mesaj 1 kez ve en son Muhtazaf tarafından 09.01.2009 - 23:00 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 05.01.2009 - 00:16
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Forum Düzeni - imzaları göster
önceki konu   sonraki konu

Mesajlar Ekleyen Tarih
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 05.01.2009 - 00:16
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 05.01.2009 - 00:17
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 05.01.2009 - 00:18
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 05.01.2009 - 00:19
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 05.01.2009 - 00:20
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 05.01.2009 - 14:56
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 06.01.2009 - 03:36
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 06.01.2009 - 12:33
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 07.01.2009 - 13:10
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 08.01.2009 - 22:04
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 09.01.2009 - 22:40
 Filistin Direnişi
Muhtazaf 09.01.2009 - 22:41

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 720 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burhan-k (54), Cihan 61 (57), HÝCRET (30), disci1980 (45), mirkelam (49), falan22 (48), SunnyBaby (43), 42>>>zeynep<<<4.. (36), beyazgul_87 (38), mezzup (53), nejdo (38), OsMaN_SuBaSi (38), mürebbi (62), imamoðlu (39), genger (47), dostane_ (48), vuslat86 (39), o_atagisi (66), konyalý_delýkan.. (40), yahyatemiz (59), zekiCee (41), meryem (46), aypiriltisi (43), Tuncar1984 (41), erci (43), yolcu18 (39), 003erturk (43), yusufyalan&yacu.. (41), bahadircn (41), Hürr (52), osman 66 (65), indianer (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72467 saniyede açıldı