0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » "İslâm, garip başladı. Ve (günün birinde) tekrar başladığı gibi garip kalacaktır. Ne mutlu o gariplere!" (Müslim)

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
zumruduanka su an offline zumruduanka  
"İslâm, garip başladı. Ve (günün birinde) tekrar başladığı gibi garip kalacaktır. Ne mutlu o gariplere!" (Müslim)

Admin
246 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.10.2002
En Son On: 09.11.2019 - 06:09
Cinsiyeti: Erkek 
Müslüman, hangi asırda olursa olsun, içinde yaşadığı toplum tarafından garip karşılanır. Bu, mukadderattır. Hz. Adem (as)'dan son peygamber Hz. Resul-i Ekrem (sas)'e gelinceye kadar, peygamberler ve getirdikleri ile ilgili bir referandum yapılmış olsa idi, azınlık hep inananlar, çoğunluk ise ehl-i küfür olurdu. Allah dostlarının ümmetlerine bakılınca bu durum daha net ortaya çıkar. Küfür, her dönemde sayısal olarak üstünlük göstermiş; inananlar fakir, köle ve azınlık olarak teşekkül etmiştir.

Sayısal olarak çoğunluğu ellerinde bulunduranlar, her fırsatta inananları ezmek, ortadan kaldırmak ve tek olarak hakimiyetlerini daim kılmak için binlerce metot uygulamış lakin hiç bir şekilde muvaffak olamamıştır. Olabilmeleri de mümkün değildir. Cenab-ı Hakk'ın vaadi açıktır.

Bahusus bu durum karşısında müslümanlara düşen vazifeler vardır: Allah'ın ipine sımsıkı sarılmak; bir an için bile olsa Allah Rasulü'nün yolundan ayrılmamak; birlik olmak; küfre karşı bir hareket etmek vs. Bunlar yapılmadığı zaman, şu mevcut durumda olduğu gibi problemlerle karşılaşılması kaçınılmaz olmaktadır. Muhakkak ki Allah her şeyin en iyisini bilmektedir.

Allah Resulü'nün zamanında olduğu gibi, batılın (boş, beyhude, yalan, çürük) hakim unsur olduğu, sapık fikir ve düşünce, uydurma sistem ve nazariyelerin tahakkümüne maruz kaldığı, cahiliyyenin güçlenip hakimiyet kurduğu dönemlerde İslâm, nasıl ki garip karşılanmış, günümüzde de durum hemen hemen aynıdır.

Sözlüklerin "Garip" maddelerini, 1. Yabancı, yurdundan ayrılmış, yolcu, gurbete çıkmış 2. Alışılmamış, tuhaf acayip 3. Kimsesiz, zavallı vb. izahlar doldururken, Allah Resulü bu "garipler" için şu açıklamayı yapıyor: "Halkı kötülüklere mağlup olmuş ve isyankârları itaat edenlerden daha çok bir toplum arasında kalan Salih kişiler olarak tanımlamaktadır. (Müsned)

Bizden öncekilerin başlarına gelenler, elbet bizim de başımıza gelecek. Garipliğimiz gibi. Acı sözler, darbeler, yakınların dahi düşmanlığı, medya baskısı, rejim tasallutu, aslı olmayan haberlerle iftiralar, çamur atmalar, batıla iştirakten uzak olunca alaya almalar, dudak bükmeler. İnandıkları gibi yaşamak isteyenleri, kendi inandıkları yaşam çizgisine çekmek istemeleri bunun bariz örnekleridir.

Mevcut zulüm, sadece belli veya bizim dışımızdaki insanlara "has" kılındığı vakit, üzerimize alınmayarak, görmezden gelerek, umursamayarak vaziyeti idare ettiğimiz sürece "Garip" değil belki zalimlerden daha zalim hale geldiğimiz unutulmamalı.

Müslüman, hangi asırda olursa olsun, içinde yaşadığı toplum tarafından garip karşılanmaya başlanınca, İslâm'ı yaşamaya başlamış demektir.

Öyleyse Garip olmak, Garip karşılanmak için ne durursun Müslüman?


Bu mesaj 1 kez ve en son zumruduanka tarafından 16.11.2008 - 01:21 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 16.11.2008 - 01:19
Bu mesajı bildir   zumruduanka üyenin diğer mesajları zumruduanka`in Profili zumruduanka Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Elinize Saglik Kardesim


Hayatınızı sünnetle ışıklandırın
ÜLKÜ ÖZEL AKA GÜNDÜZ
Hayatına bir çekidüzen vermeyi kim istemez? Asla yapılmaması gerekenler bir kenara bırakılsa, yapıldığı takdirde huzurlu ve mutlu bir hayatın kapılarını aralayanlar ‘güzel işler listesi’ne madde madde eklense. Neyi, nasıl yapacağımızı bir bilebilsek, bir kurtarıcı, yol yordam öğretici, yön gösterici bulabilsek...
Uzaklarda aramaya ne hacet! Hayatımızın arapsaçına dönmemesi için örnek almamız gereken kutlu şahsiyet aslında çok yakınımızda; âlemlere rahmet olsun diye gönderilmiş rehberimizin izini sürelim yeter. O zaman göreceğiz ki, günümüzün 24 saati planlı programlı, işler tıkır tıkır yolunda, sıkıntı yerini huzura, karmaşa intizama bırakmış, temiz ve şerefli bir hayat sürdürür olmuşuz. Yaşam biçimi olarak kendisine Peygamberimizin hayatını yani sünneti örnek almış olanlara sözümüz yok; ancak zihinlerinde ‘Sünnet ne demektir, hayatımıza nasıl tatbik ederiz, sünnete uymazsak ne olur?’ gibi soru işaretleri taşıyanlar için Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlilerinden Dr. Aynur Uraler ile konuştuk. Dr. Uraler aynı zamanda ‘Sünnete Bağlılık’ isimli kitabın da yazarı. Peygamber Efendimiz sünnete uymayanlara nasıl tepki verirdi? “Her zaman Peygamberimizin (sas) yanında olan, O’nunla gayet rahat görüşebilen ve fikirlerini söyleyebilen sahabilerin kendilerince meşru sayılabilecek “Sen bizim gibi değilsin; Allah senin gelmiş geçmiş bütün günahlarını affetmiştir.” sözünü sarf etmeleri Peygamberimizi kızdırmıştır. Zira o, kendisine has ibadetleri ashabının yapmasını zaten yasaklamıştı.” diyen Dr. Aynur Uraler, Peygamberimizin sünneti bildiği halde bilinçli olarak uymamayı ‘sünnete uymamak’ olarak tanımladığını söylüyor ve Hz. Ebu Bekir ile Peygamberimiz arasında geçen şu diyaloğu aktarıyor: “Peygamberimiz, “Kim giydiği elbisesini büyüklenerek yerde sürüklerse kıyamet gününde Allah ona rahmet nazarıyla bakmaz.” buyurduğu zaman Hz. Ebu Bekir (r.a), “Elbisemin iki ucundan biri tutamadığım zaman yerde sürünüyor. ” diyerek bu duruma engel olamadığını belirtince Resulullah (sas) “Sen bunu büyüklenerek yapmıyorsun.” buyurmuş ve kasıtsız hareketlerden kimseyi sorumlu tutmamıştır.” Dinimizin yasaklarından birisi de aşırıya kaçmak. Peygamberimizin belirttiği yaşam biçiminden daha zor olanını yaparak orta yoldan ayrılmanın tasvip edilmediğini söyleyen Uraler, yine sahabilerin davranışlarını örnek olarak gösteriyor: “Bir grup sahabi, Osman bin Maz’un’un evinde toplanarak devamlı oruçlu olmaya, döşek üzerinde uyumamaya, et ve yağlı yemek yememeye, hanımlarıyla beraber olmamaya, koku sürünmemeye, dünyayı terk etmeye, eski püskü giyinmeye toplu halde karar verince haddi aşma yasağıyla ilgili ayet nazil olmuştur.” Peygamberimiz, “Kim benim terk edilmiş sünnetlerimden bir sünneti ihya ederek insanların onunla amel etmelerine vesile olursa o insanların kazanacağı sevabın bin katını almış olacaktır.” diyerek bazı sünnetlerinin terk edileceğini haber vermiş. Dr. Aynur Uraler, hadis–i şerifte geçen ‘sünneti ihya etmek’ ifadesinin o sünnetin tamamen yok olmayıp bazı insanlar tarafından bilinip yaşanacağına dair bir işaret olduğunu söylüyor. Resulullah (sas) cemaatten çıkmayı, mescitleri boşaltmayı, önceki dinlerin mensuplarını taklit etmeyi de sünneti terk etmek olarak görmüştür. Sünnete uymak hürriyeti kısıtlamaz “Sünnet, hayatı imkanlar ölçüsünde Müslümanca yaşama biçimidir.” diyen Dr. Uraler, eğer düzgün bir hayat istiyorsak, attığı her adımla bize örnek olan Peygamberimizin (sas) hayatını iyice öğrenmemiz ve uygulamamız gerektiğini belirtiyor. “Dinimizin insana yakışır bir hayat sürmemiz için getirdiği düzenlemeleri özgürlüğe engel olarak görenler olabilir. Hayatın her alanında Peygamberimize benzemeye çalışmamızı zor ve kısıtlayıcı bulanlar her çağda olmuştur. NE MUTLU O GARİPLERE “İslam garip başladı ve tekrar başladığı gibi garip olacak, yılanın deliğine çekildiği gibi iki mescidin arasına çekilecektir, ne mutlu o gariplere! Garipler, sünnetimi ihya eden ve Allah’ın kullarına öğretendir. ” (Hadisi Şerif)
ALINTI
Ekleme Tarihi: 16.11.2008 - 10:50
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1527 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72138 saniyede açıldı