0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » “Kadın bir çınar gibi olmalı” gülay atasoy

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
goncagül su an offline goncagül  
“Kadın bir çınar gibi olmalı” gülay atasoy

44 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.07.2003
En Son On: 31.08.2011 - 20:23
Cinsiyeti: Bayan 
Kitaplarınız genel olarak kadın ve aile hayatı eksenli. Neden?



Çok klasik bir söz, ama toplumun çekirdeği aile, ailenin çekirdeği de kadındır. Aileyi bir ağaca benzetirsek, bu ağacın kökü kadındır. Kök sağlam olursa, onun üzerinde aile gelişir, sağlam meyveler verir. Kadın çınar gibi olmalı. Sarmaşık gibi değil. Çınarın toprağın bağrına sağlam bir şekilde tutunduğu gibi, kadın da sağlam olmalı ki yetişecek çocuklar ve toplum da sağlam ve temiz olsun. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de toplumu bozmak, değerlerimizi zedelemek için kadını ve müstehcenliği kullanıyorlar. Kadın bilerek yoldan çıkarılıyor, kız çocuğu boşlukta bırakılıyor. Böylece onun bağrından çıkan nesiller de boşlukta kalıyor. Şu an anneler çocuklarını maalesef televizyonla yetiştiriyor. Kendisi profesör olan kadının çocuğuna eğitimsiz biri bakıyor. Çocuğu okul çevresi, arkadaşları, sokak eğitiyor. Gerçekten çok korkunç bir durum.







Müslüman’ın tahassüngâhı aile hayatıdır.



Günümüz dünyası da şu an bir savaş meydanı gibi. Şiddet ağları, sefahathaneler... Böyle bir dünyada aile hayatı bir sığınak oluyor. Gerçekten bir insanın aile hayatı huzurlu olursa, o çocuk güzel yetişir ve sağlıklı bir birey olarak, toplumda yerini alır. Eğer aile yoksa ya da var ama yoksa, çocuklar tuzaklara daha kolay düşebiliyor maalesef.







İşte bu açıdan bakıldığında da Bediüzzaman'ın "Müslüman’ın tahassüngâhı aile hayatıdır" sözüyle ne kadar harika ve çok önemli bir konuyu tek bir cümlede özetlemiş olduğunu görürsünüz. Ben de bu nedenle kitaplarımı, aile, kadın ve genç kız konularında yoğunlaştırdım.







Siz çocuklarınızı yetiştirirken nasıl bir yol izlediniz? Nelere dikkat ettiniz?



Biz çocuklar çizgi film izleme dönemine geldikten sonra televizyonu kaldırdık ve televizyon bulunan evlere de gitmedik. Biliyorsunuz televizyon alışkanlık yapan bir şey. Çocuklar da televizyonsuz bir yaşama alıştıktan sonra istemediler zaten. Bize "dünyadan haberiniz yok, televizyonsuz olur mu?" tepkileri çok geldi. Ama ben öyle düşünmüyorum. Televizyon olmadan asıl, hayatı yaşayabiliyorsunuz. Gazetelerimizi okuyoruz, haberleri radyodan dinliyoruz ki, bu yapacağımız işlere de mani olmuyor. Kitap okuyoruz bol bol. Televizyonun olmaması büyük avantaj.







Peki eşiniz çok yoğun zaten ve siz de öyle. Hem ev, hem yazarlık, hem sosyal aktiviteler. Çocuklar, bize zaman ayırmıyorsunuz diye yakınmadılar mı?







Ben zaten çocuklarım olduktan sonra yazıya ara verdim. Günlük yazıları bıraktım. Kitaplarda yoğunlaştım. Onlara, eşime ve evime zaman ayırdıktan sonra, boş vaktim kalırsa yazıyla ilgileniyordum. Onları ihmal etmedim. O dönemde bilgisayar yoktu, daktiloyla yazıyorduk. "Bir ara daktiloyu çok mu seviyorsun?" dedi çocuklar. Bunu duyunca daktiloyu kaldırdım. Okula gittiklerinde yazıyordum. O dönemde de zaten çok az bir kitap ortaya çıktı.







Kitap okunan, kitap kokan ev



Çocuklarınıza da kazandırdınız mı kitap okuma alışkanlığını?



Hem ben, hem eşim çok okuyorduk. Çocuklar da öyle oldu. Hatta bazen eve yakınlarımız gelir, bakarlar herkesin elinde bir kitap. "Bu ne sıkıcı ev, sıkılmıyor musunuz?" dedikleri bile olurdu.



Ben şunu diyorum: "Eğer çocuğunuzu çok iyi eğitmek istiyorsanız, ona kitap okuma alışkanlığı kazandırın ve önüne de güzel seçilmiş faydalı kitapları koyun. Kendiliğinden eğitilir çocuk böylece." Benim çocuklarımla özel programım vardı. Öğleden sonraları okuma saatimiz, birlikte çizgi film seyretme zamanımız. Ve akşam onlar yatmadan evvelki programımızda, büyük insanların hayatlarından bahsetme, masal okuma gibi güzel alışkanlıklar. Okurduk ve sonra da çocuklarla bunu tartışırdık. Kim, nerede ne yanlış yapmış, güzel olan nedir? Böylece, analiz etmeyi, düşüncelerini ifade etmeyi öğrendiler. Ve her şeyden güzeli çok iyi birer okuyucu oldular. Ondan sonra zaten benim de yüküm hafifledi.







“Örnek anne nasıl olunur?”dan bahsedebilir miyiz?



Kitabı yazmaktaki maksadım, annelere yardımcı olabilmekti. Dediğim gibi annelerin çocuk eğitimini iyi bilmeleri gerekiyor. Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde örnek anne baba modeli, ikinci bölümde de çocukların nasıl eğitilmesi gerektiği konusuna değindik. “Allah sevgisi, Peygamber sevgisi. Namazı nasıl sevdiririz? Dünyanın faniliğini nasıl anlatırız?..” konuları yer alıyor kitapta. Mutlu ailelerde biraz durum daha rahat. Ancak bir de babanın eve gelmediği, alkol aldığı, kumar oynadığı, dayak attığı, gayr-i meşru hayat yaşadığı veya terk ettiği aileler var. Çocuklarıyla yaşayan boşanmış kadınlar var. Bu tip ailelerde kadınların nasıl davranması gerekiyor? Bu kadar sıkıntının arasında nasıl iyi birer anne olurlar? Bunun formüllerini bize gelen şikayetler ve sorulardan da yola çıkarak, Kur'anî bakış açısıyla, İslâm’ın perspektifinden bakarak yorumlar getirmeye çalıştık.







Evet, her anne çok rahat yaşam şartlarına sahip değil. Omzunda onlarca yük olan kadınlar nasıl her şeye zaman ayırıp, çocuğuna da çok güzel bir eğitim verebilecek?







Bir kadın isterse yemeğini yapar, kitabını okur, dikişini diker, hepsine vakit ayırabilir. Yeter ki insan istesin. Özellikle de insanın bir davası, bir gayesi olursa bunları yapabilir. Ben hep "Benim bu yaptığım iş ibadet" diye düşünmüşümdür. İhsan Bey çok yoğun olduğu için ben hem anne, hem baba olmak durumundaydım çoğu zaman. Bir kadının evine eşine çocuğuna hizmet etmesi, destek olması ibadettir. Böyle düşünülerek yapılan hiçbir şey zor gelmez insana. Ancak kadınlar böyle düşünmüyor maalesef. Günümüz kadını, televizyonlarda gösterilen rahat ve lüks yaşam süren kadınları model alıyor. Haliyle, kanaat ve çalışma ortadan kalkıyor. Ama bizim, Müslüman kadınların örnek alması gereken bir Hz. Fatıma var, Peygamberimizin eşleri var, bir Hz. Hatice, Hz. Aişe var. Bu hayatları örnek aldığımızda kadınlar için hayat daha kolay olacak. Çünkü göreceğiz ki hiçbirimiz onlar kadar sıkıntı çekmiyoruz. Ve mümin için bu dünya bir rahat ve eğlence yeri değil zaten. Günümüzün kadınının en büyük derdi “rahatlık." Fedakârlık kaybolmuş. "Eşim beni rahat ettirmeli" gibi bir beklenti içindeler. İnsan beklenti içinde olduğu zaman mutsuz olup, rahat da edemiyor. Bu dünya rahat yeri değil, burada çalışmak da var, yokluk da var. Ayrıca, eğer siz hizmetinizle birilerini rahat ettirirseniz o da size, rahatlık olarak dönecektir. Eşinizi rahat ettiriyorsunuz, çocuğunuza bakıyorsunuz. Cenab-ı Hak da sizin kalbinize rahatlık veriyor.



Bir kadın eğer mutlu olmak istiyorsa, öncelikle eşini mutlu etsin. Bu kendine mutluluk olarak dönecektir.



Eğer yaptığı fedakârlığa karşılık bulmuyor, kıymeti bilinmiyorsa da, eğer bu yaptıklarını Allah rızası için yapıyorsa bir kadın, ücretini de Allah'tan bekler. Eşiniz size teşekkür etmiyorsa, sizin iyiliğinizi gören ve bunu bilen bir Yaratıcı var. Sonuç olarak görevimiz Allah'ı razı etmek olmalıdır. Bu dünya belirttiğimiz gibi bir imtihan yeridir. Kimi işiyle, kimi eşiyle, kimi çocuğuyla imtihan oluyor. Buna da imtihan gözüyle bakarsak eğer daha huzurlu oluruz.
Ekleme Tarihi: 18.03.2008 - 09:56
Bu mesajı bildir   goncagül üyenin diğer mesajları goncagül`in Profili goncagül Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1983 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.94892 saniyede açıldı